16 Haziran 2024 Pazar Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
3 ŞUBAT 2012 CUMA CUMHURİYET SAYFA BDP’den Özel’e suç duyurusu ? ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) BDP Eşbaşkanı Selahattin Demirtaş, “siyasi amaçla demeç verme ve yargı görevini yapanı etkileme” iddiasıyla Genelkurmay Başkanı Orgeneral Necdet Özel hakkında, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı’na suç duyurusunda bulundu. Dilekçede, Orgeneral Özel’in, bir gazetede “PKK’nin adını gündemden sileceğiz” başlığıyla yayımlanan röportajda yetkisi kapsamında olmamasına karşın siyaseti ve yargıyı ilgilendiren birtakım konularda açıklamalarda bulunduğu ileri sürüldü. ABDIRAK ‘hava savaşı’ ı A DİZİ rak hükümetiyle çok önceden yapılan güvenlik anlaşması uyarınca Irak’tan güçlerini çeken ABD’nin, ülkede denetimleri elinde tutma niyeti insansız hava araçları konusundaki ısrarıyla ortaya çıktı. Artık çekildikten sonra anlaşma gereği, ülkede yapacağı herhangi bir operasyonda Irak hükümetinden izin alması gereken ABD’nin anlaşmaya açıkça ters olan tutumuna Iraklıların ciddi bir direnç sergilediği görmezden gelinemez. Irak yönetimi ABD’yi, açıkça söylemese de anlaşmayı ihlal etmekle suçluyor. ABD’nin gerekçesi çok basit bir gerekçe. Ülkede bıraktığı kendi personelini kendisi korumak istiyor. Bu ise Irak yönetimi için bir itibar sorunu. Irak yöneticileri ABD’nin yaptığını ülkenin egemenliğine saygısızlık olarak nitelendiriyorlar. 7 Unutmayın Sayın Erdoğan, O Dönemin Adı Tek Partiydi! Sayın Başbakan, hızını alamadığı için olmalı, artık sadece ülkemizdeki medyaya gözdağı vermekle yetinmiyor. Hapiste yatan gazeteciler nedeniyle Türkiye’ye gelmeyi reddeden Amerikalı yazar Paul Auster’e, yarı alaylı bir söylemle “Biz sana çok muhtaçtık; aman ne olur gel. Gelsen ne olur, gelmezsen ne olur” diye bir tür meydan okuyor. Önceki gün, AKP il başkanları toplantısında yaptığı konuşmayı televizyondan izlerken Erdoğan’ın niçin bu kadar hırçın olduğunun yanıtını aradım. Ve galiba aradığımı da yine ABD’li meslektaşın kendisine aynı gün verdiği yanıtta buldum. Auster, “Bay Başbakan, kesin suçlamam şudur ki şartları iyileştirebilmemiz için her ülkede, sansürsüz veya hapis tehdidi olmadan serbest düşünce ve yayın tüm erkek ve kadınlar için kutsal bir haktır” diyordu. Erdoğan’la ABD’li gazeteci arasında bu sınır ötesine taşan tartışma, Başbakan’ın medya üzerinde sürdürdüğü otosansürün ve hapis tehdidinin devam ettirileceğini gösteriyor. Başbakan, “Bizim ülkemizde ifade özgürlüğü tıpkı ABD ve AB ülkelerinde olduğu gibi siyasi iktidarın baskısı altında değildir” demiyor. Diyemiyor! CHP Genel Başkanı ile bu konu üzerindeki tartışmalarında yaptığı gibi hemen 1950, hatta 1946 yılı öncesine uzanarak tek parti döneminin belgelerine başvurmayı yeğliyor. O belgeleri elinde sallayarak tek parti döneminin Cumhurbaşkanı İsmet İnönü’nün onayını taşıyan Bakanlar Kurulu kararnamelerini, mal bulmuş gibi 2012 yılındaki CHP’nin Genel Başkanı Kılıçdaroğlu’nun karşısına çıkartıyor. İkinci Dünya Savaşı boyunca, ülkesinin soğuk savaş koşullarından sıyrılır sıyrılmaz çok partili parlamenter düzene geçmesini hayal eden ve kendisine TBMM tarafından verilmiş olan Milli Şeflik sıfatından kurtulmanın yollarını açan İsmet İnönü döneminin uygulamalarını bugün politik tartışmalarının aracı yapmaya kalkışmak yerine, o dönemi bütün koşulları ile okuyarak anlamaya çalışmak hafızlık becerisi de olan bir siyaset adamı için çok mu zordur? Ben o dönemin sonunda mesleğe başlamış bir gazeteci olarak isterse kendisine yardımcı olmaya hazırım. Sayın Başbakan, gazetelere yasak sadece Bakanlar Kurulu kararnameleri ile yürürlüğe konmuyordu ki! Başbakanlığa bağlı Matbuat Umum Müdürlüğü denen bir oluşum, yani Basın Yayın Genel Müdürlüğü vardı. Başında da bir büyükelçi olan merhum Selim Sarper’in görev yapması, hükümetin gazetelerin ağırlıklı olarak dış politika koşullarını dikkate alan bir yayın politikası izlemesi isteğine dayanıyordu. Bakanlar Kurulu kararnamelerine bile bazen gerek kalmadan Matbuat Umum Müdürü’nün imzasıyla gazetelere gelen yasak kararları arasında, mesela dönemin Cumhurbaşkanı’nın ‘Trakya Manevraları’na gidişinin haber yapılması da olabiliyordu. İstanbul Boğazı ve Marmara Bölgesi’nde uygulanan sıkıyönetimi, Ankaraİstanbul tren yolcularının İzmit Körfezi’nde seyahat ederken fotoğraf çekmelerini bile casusluk olarak değerlendirebiliyordu! Başbakan’ın hiç sevmediği bilinen İsmet İnönü, İkinci Dünya Savaşı biter bitmez ülkede tek parti egemenliğine son veren, çok partili tek dereceli genel seçimleri uygulayan bir düzenin yürürlüğe girmesini sağladı. Hem de o uygulama ile başında bulunduğu CHP’nin 25 yıllık iktidarının sona ereceğini gün gibi bilerek ve eşi Mevhibe İnönü’ye “Hanımefendi, seçimden sonra Çankaya’daki Pembe Köşk’e taşınacağız! Hazırlanın” diyerek... Ya siz Sayın Başbakan. Bugünkü seçim sistemimizde 12 Eylül cuntacılarının armağanı olan yüzde 10’luk barajın kaldırılması için hâlâ niçin bu kadar “Muhafazakâr”ca davranıyorsunuz? CHP Genel Başkanı Sayın Kılıçdaroğlu bu barajın kalkmasını ısrarla savunuyor. Siz duymazdan geliyor, tartışma konularınızı 46’lı yıllara götürmeyi yeğliyorsunuz! Dış dünyada icraatınızı eleştiren gazetecilere hem ülkenin hem de çalışma ofisinizin kapılarının açık olduğunu söyleyin. Gelsinler ve onlara inandırabiliyorsanız ülkenizde gazetecilerin korkmadan görev yaptıklarını kanıtlayın. Türkiye’nin bir Kuzey Kore olmadığını anlatın... Tazminatlar yattı ? DİYARBAKIR (Cumhuriyet Bürosu) Şırnak’ın Uludere ilçesi, Irak sınırında düzenlenen hava operasyonunda yaşamını yitiren 34 kişi için yakınlarına ödenecek olan 123’er bin liralık tazminatları Şırnak Valiliği hesabına yatırıldı. Başbakan Recep Tayyip Erdoğan tarafından açıklanan ve kişi başına 123 bin lira olarak belirlenen tazminat paralarının, işlemler tamamlandıktan sonra hak sahiplerine ödeneceği öğrenildi. Toplam 4 milyon 182 bin lira ödeme yapılacak. ‘Gökyüzü bizim, ABD’nin değil’ BD’nin, hem de beş yıl daha kullanmayı istediği insansız hava araçları yoluyla yapacağı denetimler için beklediği onayı Irak hükümeti vermiş değil. Amerikalılara göre bu onay mutlaka verilecek, ama Maliki’nin başdanışmanı Ali el Musavi, Irak Ulusal Gü venlik Danışmanı Falih el Fayad ve İçişleri Bakanı Adnan el Esadi Amerikalıların bu konuda kendilerine danışmadıklarını, fikirlerini bile almadıklarını belirterek söz konusu anlaşmaya karşı çıkıyorlar. Esadi’nin sözleri çok çarpıcı: “Gökyüzü bizim, Amerikalıların değil.” Irak’ın ‘tek adamı’ Şii Başbakan Nuri el Maliki Sünni muhaliflere göz açtırmıyor ‘Saddam’dan da kötü’ Maliki ve Obama ? AĞRI (Cumhuriyet) Ağrı Emniyet Müdürlüğü ve Diyadin İlçe Emniyet Müdürlüğü ekipleri, şubat ayı içerisinde çıkabilecek olaylarla ilgili istihbarat alması üzerine bazı evlere operasyon düzenledi. Operasyon kapsamında gözaltına alınan ve aralarında BDP Diyadin ilçe başkanı M.Z’nin de bulunduğu 5 kişi gözaltına alındı. Erzurum’a sevk edilen zanlılar, çıkartıldıkları mahkemede tutuklandı. Adana’da operasyon ? ADANA (Cumhuriyet) Adana Büyükşehir Belediye Başkanı Aytaç Durak’ın İçişleri Bakanlığı tarafından görevden uzaklaştırılması ve 23 ay sonra tutuklanmasının ardından Adana Büyükşehir Belediyesi’ne önceki gün yapılan 4. dalga operasyonda 20 kişi gözaltına alınmıştı. Operasyonda Adana Demirspor Kulübü’nün aranıp, muhasebe sorumlusu Hamdi Soydan’ın da gözaltına alındığı bildirildi. Operasyonda gözaltına alınanların sayısı 70’i geçti. Kayseri Şeker’de 156 kişiye dava ? ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Özel yetkili Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı, Kayseri Şeker Fabrikaları’nda yolsuzluk yapıldığı iddialarıyla ilgili yürütülen soruşturma kapsamında hazırladığı iddianameyi mahkemeye sundu. İddianamede 14’ü tutuklu 156 şüpheli yer alıyor. oston Üniversitesi’nden Neta Crawford’un yaptığı bir araştırmaya göre işgalin başından beri, yani 19 Mart 2003’ten bu yana Irak’ta yaklaşık 770 milyar dolar harcayan ABD, tam 4 bin 747 askerini de bu işgal sırasında kaybetti. Amerikan çıkarları için bu kadar kaybı göze aldığını yetkililerinin ifade etmekten çekinmediği ABD, Irak’ta arzu ettiği gibi bir ülke bırakamadı. Çözülmesi çok zor mezhep çatışmalarının, etnik karşıtlıkların hâlâ mevcut olduğu ülkede, Saddam Hüseyin’in bir arada tutabildiği grupların birbirine girmeleri kimse için şaşırtıcı olmayacak. Faaliyetlerini Amerika’da sürdüren İnsan Hakları İzleme Örgütü (HRW) ise başka bir açıdan ABD’nin Irak politikasını topa tuttu. Örgüte göre ABD, çekildiği Irak’ta bir polis devleti bıraktı. Örgütün yıllık raporunun Irak ile ilgili bölümünde Şii yönetiminin geçen yıl başlayan Arap Baharı adı verilen süreçte ülke içindeki muhalif gruplara yönelik sert tedbirler aldığı ve ülkeyi bir polis devleti haline getirdiği belirtiliyordu. Irak güvenlik güçlerinin protestoculara kötü muamelede bulundukları, gazetecilerin dövüldüğü, gözaltındakilere işkence yapıldığı türünden son derece vahim belirlemeler yer alıyordu. Örgütün Ortadoğu Sorumlusu Sarah Leah Whitson, bu nedenle tabii ki “Irak otoriter bir rejime doğru kayıyor. ABD, Irak’ta istikrarlı bir demokrasi yaratılmasına yardımcı olacağı konusunda verdiği güvencelere karşın aslında geride yeni yeni tomurcuk vermeye başlayan bir polis devleti bıraktı” diyor. Irak’ta ABD’li yetkililerin “uzlaşmayla görev aldı” dediği Başbakan Nuri el Maliki, kimi muhaliflere göre Saddam Hüseyin’den de kötü. ABD eliyle “demokratikleştirilen” Irak’ta Başbakan Maliki hem ordunun hem de emniyet örgütünün başındaki tek isim. Şiilerin önde gelen temsilcilerinden biri olan Irak Başbakanı’nın, özellikle Sünni muhaliflerine göz açtırmadığı biliniyor. Bunun en çarpıcı örneğini Sünni B ABD hep devrede skerlerinin çekilmesiyle bu ülkede kontrolü bırakmaya niyeti olmayan Amerikan yönetiminin, “Irak’ın içişlerine karışma” anlamına gelecek müdahaleleri hâlâ sürüyor. Cumhurbaşkanı Yardımcısı Tarık el Haşimi’ye tutuklama kararı çıkarılmasını protesto etmek için haftalardır parlamento oturumlarına katılmayan Sünni El Irakiye grubunun lideri İyad Allavi eylemlerine son verdiğini açıkladığında bunun kendi iradesiyle olmadığı kısa sürede anlaşıldı. ABD Başkan Yardımcısı Joe Biden, Allavi ile parlamento başkanı Usame el Nuceyfi’yi arayarak “Aranızdaki farklılıkları giderin” mesajı vermiş, mesajın ardından El Irakiye, meclis boykotunu bitirme kararı almıştı. Olan buydu. A IRAK’IN SORUNLARI DAĞ GİBİ BDP’li başkan tutuklandı A rtık Maliki’nin tek adamlığının “oturduğu” ülkede, statüsü konusunda hâlâ çözümsüz kalan Kerkük sorunu başta olmak üzere, Irak merkezi hükümetinde temsiliyet konuları da önemli bir sorun olmaya devam ediyor. Maliki’nin hem ordunun hem polisin denetimini elinde tutmasına, “kendi dümen suyunda” gittiği sürece, ABD’nin bir itirazı olmadığı da görülüyor. İnsansız hava araçları konusundaki Irak hükümeti içinde bulunan muhaliflerin Maliki tarafından “ikna edilmeleri” de zor görülmüyor. Asıl sorun hiç beklenmedik ittifakların olabileceği konusunda kendisini gösteriyor. Mezhepler arası çatışmalar gittikçe gelişirse, ki öyle görünüyor, Irak içindeki ittifaklar da çok farklı bir hal alabilir. Sünniler Araplarla, Şiiler İran’la ittifak yaparlarsa Kürt Bölgesel Yönetimi için geriye ittifak edebilecekleri tek bir güç kalıyor: Türkiye. Maliki: Tek Güç Maliki Türkiye’yi suçladı Cumhurbaşkanı yardımcısı Tarık el Haşimi’ye karşı aldığı “düşmanca” tutum oluşturuyor. Tarık el Haşimi’nin adı Maliki’ye karşı bir darbe girişiminde bulunacağı iddialarıyla da gündeme gelmişti. Maliki yönetimi kısa bir süre önce Haşimi hakkında terörle bağlantılı olduğu gerekçesiyle tutuklama kararı çıkarmıştı. Haşimi, Bağdat’tan ayrılarak Bölgesel Kürt Yönetimi’ne sığınmıştı. Sorunun mezhepler arası çatışmayla ilgili olduğu ise bilinmedik değil. Gelişme üzerine Haşimi’nin söyledikleri de ilginçti. Böyle bir gelişmeyi beklediğini belirten Haşimi, “Biz Maliki’yi hükümeti kıurduğunda desteklememiştik. Çünkü ciddi itirazlarımız vardı” diyor. Haşimi’nin şu sözleri dikkat çekiyordu: “Bize bir şeyler yapacağını biliyorduk ama bunun Amerikan askerlerinin çekilmesinden hemen sonra olacağını hiç düşünmemiştik” dedi. Irak’ın “tek adamı” Maliki, ABD güçlerinin çekilme kararının belli olmasından sonra Haşimi’ye ilişkin tutumunu eleştiren Türkiye Başbakanı Recep Tayyip Erdoğan’ı da sert sözlerle eleştirmişti. Maliki’nin, Erdoğan’ı Irak’ın içişlerine karışmakla suçlamasının nedeni, Erdoğan’ın Haşimi ile ilgili dile getirdiği görüşlerdi. Nitekim Haşimi de Erdoğan için “Bana ilişkin açıklamalarından ötürü kendimi ona borçlu hissediyorum” demişti. ? BAKÜ (AA) Pakistan Senatosu Dışişleri Komisyonu’nun, Ermeni ordusu tarafından 1992 yılında gerçekleştirilen “Hocalı Soykırımı”nı tanıma kararı aldığı bildirildi. Azerbaycan Dışişleri Bakanlığı’ndan yapılan açıklamada, Ermeni tarafına Birleşmiş Milletler’in daha önce kabul ettiği kararlara uyması yönünde çağrı yapıldı. Pakistan’dan ‘soykırım’ atağı TESEV’den Ortadoğu araştırması ? İstanbul Haber Servisi Türkiye Ekonomik ve Sosyal Etüdler Vakfı (TESEV) tarafından gerçekleştirilen “Ortadoğu’da Türkiye Algısı 2011” araştırmasında Türkiye, yüzde 78 oranla hakkında en olumlu düşünülen ülke oldu. Zümrüt Apartmanı kurbanları anıldı ? KONYA (Cumhuriyet) Konya’nın Selçuklu ilçesindeki “Zümrüt Sitesi” 2 Şubat 2004 tarihinde çökerek yıkılmış ve 92 kişi hayatını kaybetmişti. Zümrüt faciasının 8. yıldönümünde yakınlarını kaybedenler enkaz başında bir araya geldi. B İ T T İ Barzani’den PKK’ye eleştiri ? Haber Merkezi Mesud Barzani’nin başkanı bulunduğu Kuzey Irak Bölgesel Kürt Yönetimi, Erbil’de düzenlenen ‘Suriye Kürtleri Diasporası Hewler Kongresi’ne davet edilmediklerini açıklayan ve PKK’nin Suriye’deki partisi olarak bilinen PYD’yi eleştirdi. Açıklamada “PYD’nin mesajları bize Devlet Bahçeli’nin açıklamalarını hatırlatıyor ve Kürt karşıtlığıyla beslenen aynı üslup ile aynı zihniyeti kullanıyor” denildi. DÜZELTME: Dizinin dünkü bölümünde ABD askerlerinin Irak’tan çekilme tarihi olarak yazılan 15 Aralık 2001 tarihi 15 Aralık 2011 olacaktır. Düzeltir, özür dileriz. C MY B C MY B
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear