13 Kasım 2024 Çarşamba Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
SAYFA CUMHURİYET 21 ŞUBAT 2012 SALI 8 İstanbul B Edirne B Kocaeli B Çanakkale B İzmir B Manisa B Denizli B Zonguldak B Sinop B Samsun PB Trabzon PB Giresun PB Ankara K 7 10 10 11 14 13 12 6 7 11 9 9 3 Eskişehir Konya Sıvas Antalya Adana Mersin Diyarbakır Şanlıurfa Mardin Siirt Hakkâri Van Kars K K K B B B B B B B K K K 2 4 5 17 14 15 8 11 6 5 1 1 7 HABERLER Oslo PB 4 Belgrad Helsinki K 1 Sofya Stockholm PB 4 Roma Londra B 11 Atina AmsterdamY 8 Zürih Brüksel PB 7 Moskova Paris PB 8 Aşkabat Bonn B 6 Taşkent Münih PB 6 Baku Berlin K 5 Bişkek Budapeşte B 6 Tiflis Madrid B 12 Kahire Viyana B 6 Şam Y PB PB B B K PB PB B K PB PB B 3 9 15 15 5 1 2 4 3 1 2 20 11 Ülke genelinde yağış beklenmiyor, İç ve Doğu kesimlerde kuvvetli buzlanma ve don olayı ile birlikte yer yer sis görüleceği tahmin ediliyor. Doğu Karadeniz’in iç kesimleri ile Doğu Anadolu’da eğimin fazla olduğu alanlarda çığ tehlikesi bulunmaktadır. Hava sıcaklığının ülkemiz genelinde 2 ila 4 derece artacağı tahmin ediliyor. TARİHTE BUGÜN MÜMTAZ ARIKAN 21 Şubat GÜNCEL CÜNEYT ARCAYÜREK ? Baştarafı 1. Sayfada alan polis+savcılık ile MİT+hükümet arasındaki çatışma mı? Ne münasebet!.. Bütün bunlar medyanın, muhalefetin uydurmasıydı! Özel savcının, polisin ele geçirdiği, MİT’in Başbakan emriyle Oslo da dahil PKK ile yaptığı pazarlıkları içeren belgelere dayanarak yeni ve eski müsteşarın ifadelerini almaya girişmesini; “atanmışların seçilmişleri kul olmaya zorlayan” çaba diye yorumladı. Bu söylemler RTE’nin doğasına uygun, şaşırtıcı diye nitelenemeyecek açıklamalardı kuşkusuz. Oysa şaşırtıcı başka olaylar da yaşandı. MİT Yasası Meclis’te 17 saat süren çetin görüşmelerden sonra kabul edildi ve hemen Çankaya’ya postalandı. Çankaya’daki AKP’li yasayı şaşırtıcı süratle onaylayıverdi. Lakin seçildiği günden beri; davranışlarıyla, açıklamalarıyla hükümete arka çıktığı için Çankaya’daki AKP’li diye sözünü ettiğimiz Cumhurbaşkanı’nın, yasayı beklenmedik hızla onaylamasını ana muhalefetin, nihayet ve adeta hidayete ererek, “Gül’ün damarlarında AKP kanı dolaşıyor” diye yorumlaması da şaşırtıcı bir başka olaydı... ??? Şaşırtıcı olmayan olayların başında, tüzük kurultayı vesilesiyle medyada bir ikisi dışında CHP’deki gelişmeleri destekleyen habere, yoruma rastlanmaması geliyor. Parti içi muhalefet yeni bir tüzük için harekete geçince, genel merkezin; Genel Başkan’ın kısa zamana sığdırmak zorunda kaldıklarını söylediği, alelacele tüzük hazırlamaya girişmesi elbette şaşırtıcı değil! Muhalefet olağanüstü tüzük kurultayı toplayacak delege sayısına ulaşınca, bu tür çağrıları önce olağan gören Kılıçdaroğlu’nun, bir gecede görüş değiştirmesi de şaşırtıcı bir gelişme değil! Özellikle Genel Başkan’ın, partide kapısını ancak adaylık önerildiği sırada açanlara listelerde yer verdiğini öne süren eleştirileri duymazlıktan gelmesi de şaşırtıcı değil! Örneğin Fikret Bila’nın CHP’de neler olduğunu irdeleyen yazısında; “bu kesim” dediği, parti içi muhalefet sözcülerinin irdelediği şu eleştiriler de herhalde şaşırtıcı olmadığı için Genel Başkan’la genel merkezin gündeminde yok: “1 CHP, son seçimde başarılı bir sonuç alamadı. 2 Kılıçdaroğlu parti yönetimine geçmişten ve parti bilinçleri olmayan dışarıdan isimler getirdi. 3 Kılıçdaroğlu yönetimi (Genel Başkan da ‘partinin ideolojisi yok’ demişti) CHP ideolojisinden saptı. Laiklik ilkesine yeterince sahip çıkamadı, ödünler verdi; Kürt sorununda kafa karışıklığına sürüklendi ve ulusal bütünlük ilkesinden ödün veren bir söyleme yöneldi. Dersim konusuna girdi ama çıkamadı; Sabahattin Ali’yi CHP öldürttü diyerek gerçek olmadığı halde partiyi zor duruma soktu. Meclis’teki oylamalara (Genel Başkan’ın topluca meyhanelere gittiğinden şikâyetçi olduğu vekiller) tam kadro katılmadı. Meclis’te muhalefet yapamadı.” ??? Genelde medya iki tüzük kurultayını ileride bir genel başkan mücadelesinin başladığının işareti sayıyor. Bu olasılığı boşa çıkarmaya hazırlandıklarını, Genel Sekreter Nihat Matkap, dün Taraf’taki demecinde; “Artık bu kurultay muhalefetin son hamlesi” diyerek açıkladı. Bu açıklama da şaşırtıcı değil. Hesap ortada. Tüzük kurultaylarında muhalefetin sesi kesilecek, il ve ilçe kongrelerinde genel merkez yanlısı yeni delegelerle, haziran ayında koltukları sağlama bağlayacak seçimli kurultaya gidilecek ve... ...Matkap’ın dediği gibi, “bugün ülkede giderek güçlenen muhafazakâr bir yapıya uygun” programlar saptanıp uygulanacak! CHP’deki şaşırtıcı olmayan gelişmeleri irdeleyen eleştiriler; son günlerde Meclis’te ana muhalefeti ateşleyen Grup Başkanvekili Muharrem İnce’nin şu sözünden kaynaklanıyor: “Şu sıra CHP’de CHP ile kavga edenler var. Bir de AKP ile kavga eden CHP’liler!” Şike davası, Fenerbahçelilerin gösterileriyle sürüyor… Silivri’de başladı, Çağlayan’da devam ediyor. Oysa, Silivri’de görülen davalarda tutuklu yargılananlar yıllarca demir parmaklıklar arkasında çile dolduruyor… Ama kimin umurunda! ??? İfadeye çağrılan MİT Müsteşarı’nı korumak için özel yasa çıkarılıyor… Başbakan “Seçilmişleri atanmışlara kul etmeyiz” diyor… Korumaya alınan müsteşar, seçilmiş değil, atanmış… Onu ifadeye çağıranlar da! Oysa Silivri’de seçilmiş iki CHP’li, bir MHP’li milletvekili tutuklu… Ama kimin umurunda! ??? Kamu ihalelerindeki yolsuzluk iddiaları tutuklamalara yol açıyor… CHP milletvekili Aykut Erdoğdu, ihalelerde yandaş kayırmanın boyutlarını açıklıyor… Ama kimin umurunda! Kamu İhale Kanunu (KİK) 41 kez değiştirilmiş… Şeffaflık kalmamış… Yapılan değişikliklerle, pek çok büyük ihale, kanunun kurduğu Kamu İhale Kurumu’na FB ve KİK hiç gelmeden hallediliyor! Erdoğdu’nun araştırması sadece, kuruma gelen ihaleler üzerinden… Kuruma gelmeyen ihalelerin durumu bilinmiyor… Sözcü’de Necati Doğru günlerdir bu konuyu işliyor… Cumhuriyet’te Mustafa Sönmez, AKPCemaat kapışmasının perde arkasındaki yüzlerce milyarlık paylaşım savaşını yazıyor… Ama kimin umurunda! Medyada da iktidarda da hiç ses yok. ??? Futbol kulübü başkanlığı zengin işidir: Kulübün borçlarını çevireceksin… Transfer paralarını bulacaksın… Maaşları, primleri ödeyeceksin… Gerektiğinde elini cebine atacaksın. Onun için genellikle işadamları, müteahhitler bu işe soyunur… Elbette, altına girdiği sorumlulukların, risklerin, mali külfetlerin meyvelerini de iş yaşamında toplamak ister! ??? Futbol takımı taraftarlığı kimsenin tekelinde değildir… Pek doğal olarak, aralarında yoksullar, zenginler, iyi insanlar, kötü insanlar, farklı ve zıt siyasal görüşlere sahip olanlar, değişik meslek mensupları da olur… Onları bir arada tutan duygu “takım ruhudur”! ??? Bizim gençliğimizde siyasetle ilgilenmediğini belirtmek is teyen bazı arkadaşlar, “Ne sağcıyım, ne solcu; futbolcuyum, futbolcu” tekerlemesini kullanırdı. Siyasetle ilgilenenler de onlara, biraz tepeden bakarak “totocular” derdi. ??? AKP iktidarı, toplumun bütün yaşam alanlarını denetlemek, bütün kılcal damarlarına nüfuz etmek istiyor... Bu totaliter anlayışla da her yere var gücüyle yükleniyor… Eğitim, hukuk, sağlık, kültür, ekonomi, din, medya, sivil toplum derken, futbol da nasipleniyor bu hücumdan... Herkesle birlikte, “futbolcular” da, “totocular” da, ister istemez, siyaset alanının içine çekiliyor! Stadyumlarda siyasal tepkiler dile getirilmeye başlanıyor… Ve Korku İmparatorluğunun Büyük Gözaltısı oralara da ulaşıyor: Kameralar, bilet alanın kimliğini, izleyicinin yerini saptayan yöntemler… Böylece, kamu ihalelerinde olmayan şeffaflık, stadyumlarda sağlanıyor. Ne mutlu “Ne sağcıyım, ne solcu, futbolcuyum, futbolcu” diyene! GÜNDEM ? Baştarafı 1. Sayfada MUSTAFA BALBAY Kan donduran öneri Erzurum’daki bir ilköğretim okulunun müdürü Mustafa Aydın, ‘ülkeye zararlı olacağı kan testiyle belirlenecek bebeklerin yürümeden yok edilmesini’ istedi ERZURUM (Cumhuriyet) Erzurum’da emniyet tarafından düzenlenen “Huzur toplantısı”na katılan Dumlupınar İlköğretim Okulu Müdürü Mustafa Aydın, “Emniyette suçluların kanını alıp gen haritası çıkarsınlar. Çocuk doğduktan sonra analizi yapılsın. Vatana, millete, bu ülkeye zararlıysa yürümeden yok edilsin” önerisinde bulundu. Toplantıda Atatürk Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Genel Sosyoloji ve Metodoloji Anabilim Dalı Başkanı Yıldız Akpolat, çocukların şiddete eğimli olmasının aile ve çevreye bağlı olduğunu anımsatarak katılımcılara söz hakkı verdi. Öğrencilerinin döner bıçağıyla dahi kavga ettiğini söyleyen Mustafa Aydın şöyle konuştu: “Arjantin ya da Brezilya’da suçlu çocuklara ‘Nasıl bir şiddet uygulayalım’ diye tartışılıyor. Bunu bizzat okudum, kafadan atmıyorum. En önemli tespitim, suça meyilli çocukların yüzde 90’ının ailelerinin geçimi sosyal yardımlaşma vakfı tarafından karşılanıyor. Yıllar önce Brezilya’da sokak çocuklarını yok etmek için bir örgüt kurulmuştu. Kusura bakmayın, biraz anormal gelebilir ama ben şunu istiyorum: Tıp bu kadar gelişti, yüz nakli yapılıyor. Emniyette suçluların kanını alıp gen haritası çıkarsınlar. Çocuk doğduktan sonra analizi yapılsın. Vatana, millete, bu ülkeye zararlıysa yürümeden yok edilsin.” KESİNTİLİ EĞİTİM TEKLİFİ MAHMUT LICALI ANKARA AKP, eğitimin 4+4+4 formülüyle kesintili hale getirilmesini öngören teklifi TBMM’ye sundu. Teklife göre, ilköğretim okulları 14. sınıflar için birinci kademe, 58. sınıflar için ikinci kademe olmak üzere “iki kademeye ayrılacak”. İlköğretim birinci ve ikinci kademe okulları bağımsız okullar halinde kurulabilecek. Kesintili eğitim uygulamasının başlangıç tarihi Bakanlar Kurulu’nca belirlenecek. İHL’lerin ikinci kademesi yönetmelikle açılabilecek: Teklife ‘Ömrümüz kaç para?’ “Puşi taktığı gerekçesiyle” gözaltına alınıp, tutuklanan Galatsaray Üniversitesi öğrencisi Cihan Kırmızıgül, cezaevindeki 2. yılını doldurdu. Galatasaray Üniversitesi önünde toplanan Kırmızıgül’ün arkadaşları Beşiktaş 14. Ağır Ceza Mahkemesi önüne yürüdü. Kırmızıgül’ün 2 yılda 7 kez hâkim karşısına çıktığını belirten Ezgi Kardeş, “Beraat isteyen savcının görev yeri neden değişti” diye sordu. Kardeş, “Pardon deyip, tazminatı neyse veririz deyip ömrümüze fiyat mı biçecekler? Gençliğimiz, ömrümüz kaç para?” dedi. Kumar baskınından MEB çıktı ? ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Ankara’da bir çiftliğin bahçesinde bulunan ve kumar oynatılan ahıra yapılan baskında, aralarında Başbakanlık İletişim Dairesi ile Milli Eğitim Bakanlığı’nda yönetici konumunda üst düzey memurların da bulunduğu 80 kişi gözaltına alındı. 77 kişi, para cezası uygulanarak serbest bırakıldı. göre ikinci kademe ilköğretim okulları ortaöğretim programlarıyla ilişkilendirilecek. Hangi programlar için ilköğretim ikinci kademe okullarının oluşturulacağı Milli Eğitim Bakanlığı tarafından belirlenecek. İmam hatip liseleriyle ilişkili ikinci kademe ilköğretim okulları açılması için yönetmelik yeterli olacak. tiren öğrencilerin örgün eğitim yerine, açıköğretim aracılığıyla okumalarının ve bu sırada Kuran kurslarına gitmelerinin vizesi Bakanlar Kurulu’nun kararına bağlı olacak. İlköğretim 4. sınıfı bitiren öğrenciler açıköğretim programlarında okuyarak ilköğretim ikinci kademeyi de bitirmiş sayılacak. Açıköğretim, örgün eğitime alternatif olacak. Kızlara engelmiş: Teklifin genel gerekçesinde, özellikle kırsal kesimde kesintisiz eğitim nedeniyle pek çok köy okulunun işlevsiz kaldığı ve yatılı bölge okulları ve taşımalı eğitimin eziyet olduğu belirtilerek “Bu uygulamanın okullaşma ve özellikle de kız çocuklarının eğitimi adına sorunlara kaynaklık ettiği görülmektedir” denildi. Türbanlılar için açıköğretim imkânı: İlköğretim birinci kademeyi bi Yerdeki öğrenciye dayak ZONGULDAK (Cumhuriyet) Yükseköğretim Kurulu Başkanı Prof. Dr. Gökhan Çetinsaya’yı protesto eden Zonguldak Karaelmas Üniversitesi öğrencilerine polis müdahale etti. Müdahale sırasında yaşanan arbedede 5 öğrenci gözaltına alındı. Zonguldak Dedeman Oteli’nde düzenlenen “Türkiye’de Yükseköğretimin Yeniden Yapılandırılması ve Kalite Güvenci Sistemi” çalıştayına katılan Çetinsaya’nın otele gelişinden kısa bir süre önce Öğrenci Kolektifi üyesi 8 öğrenci otel önünde toplandı. Öğrenciler, Çetinsaya ile görüşerek taleplerini iletmek istediklerini söyledi. Fakat polis izin vermeyerek öğrencileri uzaklaştırmak istedi. Slogan atmaya atmaya başlayan öğrencilerle polis arasında arbede yaşandı. Bazı öğrenciler, aldıkları darbelerle yere düştü. Yerdeki öğrenciye vuran bir polisi, başka bir polis amiri, “vurma” diyerek uyardı. Polis, yaşanan arbedenin ardından 5 öğrenciyi ekip aracına bindirerek emniyete götürdü. Fotoğraf: VEDAT ARIK Açıköğretim alternatifi İlke olarak kimsenin karşı çıkamayacağı standart cümlelere dayalı olarak sunulan bu politikaların ağızlara en çok yerleşenlerini sıralayalım. Yasalar önünde herkes eşittir. Elbette... Buna kim hayır diyebilir ki? Diyenin hemen payı verilir: “Ne demek mesleki özellikler, görev sorumluluğunun getirdikleri? Yasa ne diyorsa o. Şu kişilere uygulanır, şunlara uygulanmaz diye bir şey olmaz... Herkes eski alışkanlıklarını bıraksın...” Bırakın yargı süreci işlesin. Elbette... Hukukun üstünlüğüne herkesin ve her kurumun saygı duyduğu bir ülkede, bundan doğal ne olabilir? Özellikle usul hatalarına yönelik eleştiriler dile getirenlere ilk bu uyarı yapılır, arkası şöyle getirilir: “Yargının da kendi içinde bir işleyişi var. Evet, bazı usul hataları olabilir, ama böylesine önemli davalarda o kadar da olur. Olmaması en iyisi. Ancak bunları sık sık dile getirmek, hukuki sürece zarar veriyor. Bırakın yargı süreci işlesin...” ??? Bu özlü sözlerin yanına bugünkü iktidar döneminde üretilen özel cümleler de eklenir: Artık yargı kimsenin arka bahçesi değildir. Yargı bağımsızlığını, yargıçların, savcıların sadece hukuka dayalı adımlar attığını, iktidarın hiç devrede olmadığını anlatmanın kestirme yollarından biri, bu cümledir. Adliye kaynaklı bir karar muhalefet ya da toplumun farklı kesimlerince eleştirildiğinde, en iyi savunma saldırıdır. Hemen yüklenilir: “Siz bugünü eski dönemlerle karıştırdınız. Hükümetler yargıya talimat verecek, olmazsa hemen uygun yasa çıkarılacak... Artık yargıyı kimse bu şekilde kullanamaz. Arka bahçe özlemlerini bırakın, bir daha gelmeyecek.” Üstünlerin hukukundan hukukun üstünlüğüne geçtik. Bu cümle de kamuoyunda tanınmış kişilerin karşılaştığı bir haksızlık dile getirildiğinde kullanılan standart karşılıklardan biridir. Örneğin insanların mesleklerinden, mesleki faaliyetlerinden suç üretilemeyeceği söylendiğinde yanıt düğmesine basılır: “Hiçbir meslek ötekinden üstün değildir. Bunu yapa yapa benim vatandaşımı hukuktan, devletten soğuttunuz. Biz üstünlerin hukukundan hukukun üstünlüğüne geçtik.” Artık kimse kaynağını yasalardan almayan bir yetki kullanamaz. Elbette... Böyle bir yetki aşımı başladığında ipin ucu kaçmış demektir. Bunun azı çoğu da olmaz. Yetkinin dışına çıktığın an yasanın da dışına çıkmışsındır demektir. İşin püf noktası da bu zaten. Yasalara “iktidar yorumu” katıp “titizlikle” uygulamaya başladığında kapsamayacağı kişi ve kurum yoktur. Kişilerin suçu kurumlara yüklenemez. Güzel bir beylik söz daha... Bir kurumun en etkin kişilerine yönelik operasyon düzenlediğinizde, “Daha yargılama yapılmadan büyük bir suç işlenmiş havası vererek o kurumu zan altında bırakıyorsunuz” eleştirisi geldiğinde, işte karşılık: “Kişiler suça bulaşmış olabilir. Ama bu, kurumlara mal edilemez. Tam tersine, suç işleyenler ayıklandığında o kurumun saygınlığı da artar...” ??? Bir havalandırma yürüyüşünde aklıma gelen 20 kadar sözden birkaçını paylaştım. Soralım: Yukarıdaki derin, anlamlı sözlerden kaçı bugünkü tartışmaya uyuyor? Bu sözlerin bumerang gibi tümüyle bugünün iktidar sahiplerine söylenebilecek hale geldiğini görüyoruz. İşte size güncel bir tarif: Arka bahçedeki yargının görevi, üstünlerin hukukunu koruyup onların tümüne eşit davranarak hukuki sürecin başlamadan sona erdirilmesini sağlamaktır! İki kentte depremler korkuttu ? VAN İZMİR Van Gölü’nde Richter ölçeğine göre 4.2 büyüklüğünde deprem kaydedildi. Ayrıca 2 çadır ile 1 konteynırda yangın çıktı, 3 depremzede yaralandı. Öte yandan İzmir’de de saat 08.24’te merkez üssü Tire’nin Yeniçiftlik köyü olan 4.4 büyüklüğünde bir deprem oldu. BAKAN YILMAZ’A PROTESTO: 2 GÖZALTI İstanbul Haber Servisi Milli Savunma Bakanı İsmet Yılmaz, İstanbul Aydın Üniversitesi’nde düzenlenen “NATO’nun Gelecekteki Rolü ve Türkiye için Anlamı” konulu sempozyumda protesto edildi. Yılmaz’ın konuşma yapacağı sırada “Füze kalkanı değil, demokratik lise istiyoruz, halkların katili NATO defol”yazılı pankart açan DevGenç mensubu bir grup öğrenci slogan attı. Güvenlik güçlerinin müdahale ettiği öğrencilerden Nilay Keten ve Cem Yılmaz gözaltına alınarak dışarı çıkarıldı. ‘BİZ DE SENDEN ŞİKÂYETÇİYİZ KUZU’ ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) TBMM Anayasa Komisyonu Başkanı Burhan Kuzu’ya yönelik Ankara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi’nde yapılan yumurtalı protestoya ilişkin açılan davanın ilk duruşması bugün görülüyor. Davada, 13 öğrenci 4 yıla kadar hapis istemiyle yarğılanacak. Öğrenci Kolektifleri üyesi bir grup, yumurtalı eylemin yapıldığı yerde davayı protesto etti. “Biz de senden şikâyetçiyiz Kuzu” diye pankart açan grup, “Sepet sepet yumurta, Kuzu bizi unutma” şeklinde slogan attı. Talana onay cemevine ret İstanbul Haber Servisi İstanbul Büyükşehir Belediye (İBB) Meclisi, Kartal’da 4 dönüm alan üzerindeki cemevine “yapı yoğunluğunu arttırıp yeşili azaltacak” diyerek karşı çıkarken Esenyurt Hoşdere köyündeki 190 dönümlük yeşil alanın imara açılması tartışmalara neden oldu. CHP Grup Başkanvekili Fahrettin Kayhan, “AKP ‘daha çok demokrasi’ dedi, açılımlar yaptı. Şimdi insanları ayrıştırıyor, inançları yok sayıyor” dedi. CHP’li Kayhan, aynı bölgeye ilişkin plan tadilat talebinin iki kez meclis gündemine geldiğini, plan kararlarına aykırılık teşkil ettiği gerekçesiyle oybirliği ile reddedildiğini anımsattı. İki KİK çalışanı açığa alındı ? ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Kamu İhale Kurumu, kamu ihalelerine fesat karıştırıldığı iddiasıyla yürütülen soruşturma kapsamında tutuklanan iki KİK raportörü Osman Turna ve Şenol Varurer’in açığa alındığını bildirdi On Numara çekildi 2, 3, 7, 10, 14, 16, 19, 21, 28, 41, 42, 47, 54, 55, 59, 63, 67, 70, 74, 76, 78,79 C MY B C MY B
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear