22 Kasım 2024 Cuma Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
SAYFA CUMHURİYET 20 ŞUBAT 2012 PAZARTESİ 6 İstanbul PB Edirne PB Kocaeli PB Çanakkale PB İzmir B Manisa B Denizli B Zonguldak PB Sinop PB Samsun PB Trabzon PB Giresun PB S Ankara 7 10 8 10 13 10 11 5 6 9 6 6 0 Eskişehir Konya Sıvas Antalya Adana Mersin Diyarbakır Şanlıurfa Mardin Siirt Hakkâri Van Kars S B S B B B PB PB PB PB B B B 1 1 6 15 13 13 6 9 4 4 0 1 5 HABERLER Oslo K 2 Belgrad Helsinki K 0 Sofya Stockholm PB 1 Roma Londra B 8 Atina AmsterdamB 6 Zürih Brüksel B 4 Moskova Paris PB 5 Aşkabat Bonn PB 4 Taşkent Münih K 0 Baku Berlin PB 5 Bişkek Budapeşte Y 6 Tiflis Madrid B 13 Kahire Viyana PB 5 Şam K B Y B K K K Y K K B B B 5 8 13 15 3 9 6 12 2 7 1 17 10 Ülkenin kuzey ve doğu kesimleri parçalı çok bulutlu, Rize, Artvin ve Hopa çevrelerinin karla karışık yağmur ve kar yağışlı, diğer yerlerin az bulutlu geçeceği tahmin ediliyor. İç ve doğu kesimlerde kuvvetli buzlanma ve don olayı ile birlikte yer yer sis görüleceği bekleniyor. TARİHTE BUGÜN MÜMTAZ ARIKAN 20 Şubat Anayasada uzmanların değil toplumun mutabakatının önemli olduğu vurgulandı Komşunun Bitmeyen Çilesi Üzerine... Avrupa Birliği’ne üye ülkelerin azımsanamayacak bir bölümünün borç kriziyle başı iyice dertte. Bunların en önde geleni ise bilindiği üzere komşumuz Yunanistan. Oysa Birliğin kuruluş felsefesi “sosyal dayanışmanın” yerinde yeller esiyor uzun süredir. Zengin ortakların küresel serbest piyasacılığın kutsal ilkeleri doğrultusunda, düpedüz mimarı olduklarından kimsenin kuşkusu bulunmayan borç krizini sona erdirmek için, ortaklarına olmadık zor koşullar dayatmak istiyorlar; borca batmış, iflasın eşiğine dayanmış ortaklarına, boçlarını ödemeleri için “delik kalmayan kemerlerini” daha da sıkmalarını dayatıyorlar. Dahası kutsal borçlarını ödemeleri için gerekirse kendi boğazlarını sıkmalarını öğütlüyorlar. Aksi halde durum vahim. Ya iflas ya da Avro bölgesinden dışlanmak. Kırk katır ya da kırk satır! Kuşkusuz bu yönde düşünen kimi zengin ortakların, sundukları her iki seçeneğin de kolay olmadığını bildikleri kimsenin saklısı değil. Borç batağına batmış üç beş ülke düşünüldüğünde iflasın ya da Avro’dan dışlanmanın Birliğin de sonunu getireceğinden kimsenin kuşkusu yok. Oysa bugüne kadar dayatılan çözüm önerilerinin, çözüm getirmekten çok, durumu daha da içinden çıkılmaz bir hale getirdiği biliniyor. Zira borç ödemek için “kemer sıkma”, çözüm önerilerinin başında geliyor. Ancak kemerde sıkacak delik kalmamışsa bunun pek işe yaramadığı da bir gerçek. Kemerde delik kalmamış, iyisi borçlunun boğazını sıkmak derseniz o başka. Böylece hem alacağınızı hem de alacaklınızı kaybedeceğiniz için bu iyi ve akıllı bir çözüm değildir. Üstelik doğru dürüst yaşamaya yetmeyen, adı üstünde “asgari” ücretten kesinti yoluna giderseniz, daha da beteri işsizliğin had safhada olduğu bir ülkede insanları işten atmaya kalkışırsanız hem o ülkenin borç ödemesi için ihtiyaç duyduğu siyasal istikrarı ortadan kaldırır, hem alacağıza, hem de alacaklarınıza elveda demek durumunda kalırsınız. ??? Peki, çözüm ne? Çözüm Colomb’un yumurtası kadar basit görünüyor: AB’nin, en zengin ülkelerinin bankalarına Birliğin Merkez Bankası tarafından sadece yüzde 1 faizle verdikleri kredileri Atina’ya tefeci faiziyle sağlamaktan vazgeçmesi ve örneğin Atina’ya da aynı faiz oranının uygulanmasıdır. Şimdiye kadar yanıt bulamayan bu öneri adil olduğu kadar Birliğin kuruluş felsefesine uygun bir çözümdür. Fransa Başbakanı François Fillon, Atina’nın borç ödeme konusunda kemerlerin son deliğine kadar sıkılmasıyla ilgili olarak verdiği sözleri tutmuştur. Fillon’a göre şimdi sözünü tutma sırası AB’nindir. Ancak Almanya’da bazı etkin çevrelerin Yunanistan’ın Avro’nun dışına çıkarılmasına taraftar oldukları bilinmektedir. Ne ki bu tıpkı ünlü domino kuramı gibi başka borçlu ülkelere de aynı işlemin yapılmasıyla Birliğin de sonunu getirecek türde tehlikeleri de içermektedir. Umarız işler buraya kadar gitmeyecektir. AB’nin, Atina’nın kemer sıkma politikasını sürdürmesini ve buradan elde edilecek gelirlerle borçlarını ödeyeceklerini garanti altına almak için “anasının nikâhını” isteyip durmakla can sıktığı da ortadadır. Nitekim bugün Avro bölgesi maliye bakanlarının Brüksel’de toplanmalarıyla, ikinci kurtarma paketi ve borç takası anlaşmasının kaderi belli olacak. ??? Bir yorumcunun vurguladığı gibi, Brüksel tarafından ısıtılıp ısıtılıp sunulan kurtarıcı çorbanın hastayı iyileştirmediği biliniyor. Oysa finans çevrelerinin çözüm önerilerinin hastayı iyileştirmekten çok, ölüp gitmesini hızlandırmaktan öte işe yaramadığı da bir gerçek.. ‘Halk uzlaşmalı’ DİYARBAKIR (Cumhuriyet) Anayasa Platformu’nun Diyarbakır’da düzenlediği anayasa konulu toplantısında AKP, CHP, MHP ve BDP’li temsilciler bir araya gelerek yeni anayasa mesajı verdi. Toplantıda konuşan TOBB Başkanı Rifat Hisarcıklıoğlu, “uzmanların mutabakatı yerine halkın mutabakatıyla yeni bir anayasa arzuladıklarını” belirtti. Hisarcıklıoğlu, “Yeni anayasanın bireyi esas alan, her türlü ayırımcılığı dışlayan, eşitlik idealini toplumsal hayatın her alanında gerçekleştirmeye çalışan, bireylere evrensel standartlara uygun olarak temel hak ve GÜNDEM ? Baştarafı 1. Sayfada MUSTAFA BALBAY ? TOBB Başkanı Rifat Hisarcıklıoğlu, yeni anayasanın bireyi esas alan, her türlü ayrımcılığı dışlayıp eşitlik idealini ön plana çıkaran bir yapısı olması gerektiğine dikkat çekti. özgürlüklerden yararlanmasını sağlayan bir anayasa olsun diyoruz” dedi. Anayasa Uzlaşma Komisyonu üyesi eski TBMM Başkanı ve AKP Milletvekili Mehmet Ali Şahin de “Problem çözmesi gereken anayasalar problem yaratmıştır” dedi. Anayasa Uzlaşma Komisyonu üyesi ‘Baraj ayıbı değişmeli’ Anayasa Uzlaşma Komisyonu üyesi CHP Milletvekili Atilla Kartt, “12 Eylül 1980, 6 Aralık 1983’de çıkan ve halen yürürlükte olan ihtilal kanunlarının öncelikle değiştirilmesi şarttır. Yüzde 10 seçim barajının değişmesi sorumluluktur. Türkiye bu ayıptan artık kurtulmalıdır” dedi. CHP Milletvekili Atilla Kart ise Türkiye’de nefret ve ayrışma ortamının yaratıldığı bir dönemde Türkiye’nin yeni bir anayasa ihtiyacının gün geçtikçe kendini daha çok gösterdiğini vurguladı. Anayasa Uzlaşma Komisyonu üyesi MHP Genel Başkan Yardımcısı ve Milletvekili Faruk Bal “Ötekileştirmeler ortadan kaldırılsın” diye konuştu. Anayasa Uzlaşma Komisyonu üyesi BDP Diyarbakır Milletvekili Altan Tan da Türkiye’nin başından beri çözemediği, evrensel hukuk standartlarına uymayan yapısal sorunları olduğu için yeni anayasa yapma ihtiyacı duyduğunu belirtti. Kuzey Irak’ta düzenlenen konferansa BDP ve DTK başkanları da katıldı Barzani’den ‘yeni dönem’ sinyali ? Kuzey Irak’taki Bölgesel Kürt Yönetimi Başkanı Mesud Barzani, “Kürtlerin haklarını elde etme zamanı gelmiştir” dedi. Yurt Haberleri Servisi Kuzey Iraktaki bölgesel Kürt Yönetimi Başkanı Mesud Barzani, BDP ve DTK başkanlarının da katıldığı Mahabad Kürt Cumhuriyeti’nin kuruluş yıldönümü nedeniyle düzenlenen konferansta, artık Kürtlerin haklarını elde etme zamanı geldiğini ve bu konuda karar almaları gerektiğini söyledi. Barzani, “Kürdistan’ın her parçasının kendine özgün özellikleri var ve hepsinin kendi kaderlerini tayin etme hakkı bulunuyor” diye konuştu. Mesud Barzani’nin davetlisi olarak önceki gün Kuzey Irak’a giden, BDP Eşbaşkanı Selahattin Demirtaş, DTK eşbaşkanları Ahmet Türk, Aysel Tuğluk, bağımsız Milletvekili Leyla Zana, BDP milletvekilleri Sırrı Sakık ve Nazmi Gür, 1946’da İran’da kurulan ancak aynı yıl İran ordusu tarafından yıkılan Mahabat Kürt Cumhuriyeti’nin kuruluş yıldönümü nedeniyle Erbil’de düzenlenen bir konferansa katıldılar. Barzani, açılış konuşmasında, Kürtlerin haklarını elde etme zamanı geldiğini ve bu konuda karar almaları gerektiğini söyledi. Kürt sorununun barışçıl yollarla çözülmesi gerektiğini belirten Barzani, “Eğer biz barışa el atarsak önemli bir kazanım olur. Eğer diyalog yolunu seçersek komşu ülkeler ile uzun süreli ilişkiler olacak. Bazı satılmış kişilerin şu an Kürt tarihini karıştırmaya yönelik çaba içerisinde oldukları görülüyor. Biz bunların kim olduklarını ve ne yapmaya çalıştıklarını biliyoruz” dedi. BDP Eşbaşkanı Selahattin Demirtaş ve DTK Eşbaşkanı Ahmet Türk başkanlığındaki BDP ve DTK heyetinin konferanstan sonra Irak Devlet Başkanı Celal Talabani ve Barzani ile ayrı ayrı görüşecekleri öğrenildi. TMMOB Mimarlar Odası İstanbul Büyükkent Şubesi’nin yönetimine Çağdaş Demokrat Toplumcu Mimarlar grubu, oyların büyük çoğunluğunu alarak yeniden seçildi. TMMOB Elektrik Mühendisleri Odası İstanbul Şubesi`nin şu anki yönetimin desteklediği Demokrat Mühendisler Grubu’nun adayları da büyük oy farkıyla yönetim kurulu üyeliğine seçildi. Mimarlar Odası İstanbul Büyükkent Şubesi 42. Dönem Olağan Genel Kurulu sonunda mimarlar, dün Karaköy’deki şube binasında oy kullandı. Yaklaşık 2 bin 600 mimarın oy kullandığı seçimde, Prof. Dr. ‘ODALAR’ SANDIĞA GİTTİ Deniz İncedayı’nın yönetim kurulu listesi, 1336 oy alırken Ali Reyhan Eser’in başkan adayı olduğu Tüm Mimarlar Platformu, 604 oy toplayabildi. TMMOB Elektrik Mühendisleri Odası İstanbul Şubesi`nin 38. Olağan Genel Kurulu sonucunda dün Şişli’deki Karagözyan Yetimhanesi İlköğretim Okulu’nda seçim sandığı kuruldu. Yaklaşık 3 binden fazla mühendisin oy kullandığı seçimde Meslekte Birlik grubu ile yarışan Demokrat Mühendisler Grubu’nun listesinde yer alan isimler, toplam 1945 oy toplayarak yönetim kuruluna seçildi. BDP’DEN HÜKÜMET PROTESTOSU üzerinde kıyametlerin koptuğu MİT krizi yasasında da iktidar koalisyonunun içinden yükselen kalın seslerden biri şu oldu: “Aman bu değişiklik Ergenekon’un, Balyoz’un işine yaramasın!” Aman haaa... Dirhem onların yararlanacağı bir değişiklik olursa, felaket! Şike yasasında değişiklik sırasındaki uyarıları şöyleydi: “Yol olur...” 3. yargı paketinde demeç vermekle kalmadılar. Bir heyet kurup Adalet Bakanı’na gittiler. Farklı gazetelerde de yer alan ve yalanlanmayan haberlere göre pakette böyle bir “tehlikenin” olmadığını öğrendikten sonra bile rahatlamadılar, sözü şöyle bağladılar: “Bu tür paketlere yolda ekler yapılır. Böyle bir şey olmayacağına dair bize söz verin.” ??? MİT Yasası’ndaki değişiklikle ilgili iktidar koalisyonu içindeki gazetelere yansıyan yorumlarda ve başlıklarda şu tür ifadeler yer alıyor: “Atacağınız adımlara dikkat edin, Ergenekon’u sevindirmeyin... Muhalefetin özel yetkili mahkemelerle ilgili değişiklik önerilerine prim vermeyin, bu Ergenekon’un oyunudur...” Her şey bir yana, salt bu tablo bile sözünü ettiğimiz davalara, iktidar koalisyonunun tam bir “intikamcı” mantıkla baktığını gösteriyor. Bunun böyle olduğunu çeşitli yöntemlerle anlatmaya çalıştık; yaşadıklarımızdan, dava kurgusundan örnekler verdik, gücümüz yettiğince haykırdık. Görmek isteyen gördü. Görmek istemeyenlere yukarıda verdiğimiz örnekler de bir şey ifade etmiyorsa, yapacak bir şey yok. İktidar koalisyonunun intikam davalarını topluma anlatma cümlelerinden biri şuydu: “Türkiye geçmişiyle hesaplaşıyor.” MİT olayı gösterdi ki, bu görüntü altında yaşanan şu: “İktidar, bugünü paylaşıyor.” Ne pahasına? Türkiye’nin toplam gücünü ve değerlerini erozyona uğratma pahasına. İntikam davalarının bu yanını da anlatmaya çalıştık. Gelinen nokta bu ülkede iç barışın yerleşmesini isteyen hiç kimse için sevindirici değil. Tek dileğimiz gerçeklerin tüm sağduyulu kesimlerce görülmesi ve iktidar koalisyonunun bu konudaki kara propagandasına itibar edilmemesi. ??? MİT krizinin gözümüzün içine soktuğu bir gerçek daha var: Yurtseverlikle vatana ihanet tanımı arasındaki ince çizgi. Bu tanımları ucuzlaştırdınız mı, kimden alıp kime vereceğimiz de belli olmaz. Gazete manşetlerinde boy gösteren kimi AKP’li milletvekilleri MİT Yasası değişikliğini şöyle savundular: “Yurtseverleri harcamamalıyız. Memleket için çalışanların kendilerini daha rahat hissetmeleri gerekir. Onları ifadeye çağırmak bu kadar kolay olmamalı. Onlar kendilerini güvende hissetmeli...” Bu dört cümlede her şey var. Türkiye’nin yakın geçmişindeki devlet merkezli tüm sorunları bu dört cümlenin içine sığdırabilirsiniz! Türkiye’de bir kesim çok kolay tutuklanabilmeli ve yıllarca hapiste kalabilmeli ama, bir başka kesim kolay kolay ifadeye dahi çağırılmamalı. Ey iktidar sahipleri, artık gizlenemeyecek hale gelen bu ikiyüzlülüğü daha ne kadar sürdürebileceğinizi düşünüyorsunuz? ÖNEMLİ BİR NOT: Birkaç gün önce değerli hocamız Mümtaz Soysal, Cumhuriyet gazetesindeki köşesinde, başı dertteki komşumuz Yunanistan’a yardım elimizi uzatmanın gereğinden söz ediyordu. Çam sakızı çoban armağanı da olsa ilgili bakanlığımızın bu kışta kıyamette komşumuza doğalgaz takviyesi sağlamasını yerinde buluyoruz. Büyük dostlukların temeli kara günlerde atılır. Keşke daha fazlasını yapabilsek. Vekiller açlık grevinde Yurt Haberleri Servisi BDP’nin tutuklu Şırnak Milletvekili Selma Irmak’ın AKP hükümetinin tavrını protesto etmek ve Kürt sorununa dikkat çekmek amacıyla başlattığı açlık grevine destek vermek amacıyla BDP ve blok milletvekillerinin yapacağı 2 günlük açlık grevi bugün başladı. BDP Genel Merkezi’nde bulunan toplantı salonunda yapılacak açlık grevi için milletvekilleri üzerinde “Gözüm diyalogda” ve “Çözüm müzakerede” yazılı önlükler giydiler. HAYDARPAŞA DAYANIŞMASI: ‘Siyaset bulaştıkça inanç tartışılacak’ İstanbul Haber Servisi Alevi Vakıfları Federasyonu (AVF) 4. Olağan Genel Kurulu dün Cem Vakfı Genel Merkezi Konferans Salonu’nda yapıldı. Seçimlerde, tek liste olarak giren mevcut başkan Doğan Bermek üyelerin oylarıyla yeniden seçildi. Cem Vakfı Genel Merkezi Konferans Salonu’nda yapılan kongrede konuşan AVF Başkanı Bermek, Alevilerin bir araya gelmesi konusunda hiçbir önkoşul ortaya koymaksızın çalıştıklarını belirterek “Hiçbir inanç sistemi ilkesi olmadan ilerleyemez. Biz, Alevilerin ilkeleri doğrultusunda örgütlenmesinden yanayız. Bugün Alevilik adı altında kirli örgütler yaratılıyor. Aleviler bu konuda uyanık olmalı. Aleviliğin içine siyaset sokulduğu sürece bu inanç sistemi tartışılacaktır” diye konuştu. Bölge ranta açılıyor İstanbul Haber Servisi Mimarlar Odası ve Birleşik Taşımacılık Çalışanları Sendikası (BTS) tarafında oluşturulan Haydarpaşa Dayanışması, “Haydarpaşa Garı ve liman ile çevresini kapsayan projenin geri çekilmesi” için başlattığı eylemi dün de sürdürdü. Haydarpaşa Garı’nın merdivenlerinde oturma eylemi yapan protestocular, AKP iktidarının, Haydarpaşa Garı ve liman ile çevresindeki 1 milyon metrekarelik kamusal, kentsel ve tarihi SİT alanı olan bölgeyi ticaret ve iş merkezine dönüştürmek istediğine dikkat çektiler. Haydarpaşa Dayanışması adına yapılan açıklamada 1 Şubat 2012 tarihinden itibaren Haydarpaşa Garı’na gelen ve giden tüm ana hat tren seferlerinin sonlandırıldığı anımsatılarak “Böylece Haydarpaşa’nın trensizleştirilerek yalnızlaştırılmasının önü açılmak istendi” denildi. ‘Amacımız Bakırköy’e öğrenci yurdu ve cemevi’ Canların Alevi Yolu Kültür Derneği üyeleri, 16 yıl aradan sonra Bakırköy’e yeni bir cemevi ve öğrenci yurdu yapmak amacıyla toplandı. Canların Alevi Yolu Kültür Derneği Başkanı Ali Bozkurt, Alevi inancını ve öğretisini tanıtmak için çalışmalarını sürdüreceklerini dile getirdi. Bozkurt, 16 yıl aradan sonra yeniden bir araya geldiklerini belirterek, amaçlarının inanç önderlerini belirlemek ve yetiştirmek olduğunu söyledi. Derneğin amaçları arasında Bakırköy’e yeni bir cemevi ve öğrenci yurdu yapmanın da yer aldığını kaydeden Bozkurt, “Dernek bünyesinde semah, folklor ve Alevi öğretisi kursları da bulunacak. ‘Alevi Yolu’ adlı dergimizle de inancımızı ve öğretimizi tanıtmaya devam edeceğiz” dedi. C MY B C MY B
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear