25 Kasım 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
SAYFA CUMHURİYET 23 KASIM 2012 CUMA 8 İstanbul Y Edirne PB Kocaeli Y Çanakkale PB İzmir PB Manisa PB Denizli PB Zonguldak Y Sinop Y Samsun Y Trabzon Y Giresun Y Ankara S 16 13 14 13 17 16 14 12 14 16 16 15 7 Eskişehir Konya Sıvas Antalya Adana Mersin Diyarbakır Şanlıurfa Mardin Siirt Hakkâri Van Kars S B Y PB Y Y Y Y Y Y Y B B 7 7 8 21 21 22 14 15 14 15 9 10 5 HABERLER Oslo Y Helsinki Y Stockholm B Londra Y AmsterdamY Brüksel Y Paris Y Bonn Y Münih B Berlin B Budapeşte B Madrid Y Viyana PB 5 7 7 11 8 7 9 9 8 8 10 15 10 Belgrad Sofya Roma Atina Zürih Moskova Aşkabat Taşkent Baku Bişkek Tiflis Kahire Şam B B PB PB Y PB PB B PB PB Y Y Y 13 13 18 18 10 1 9 5 12 3 9 23 17 TARİHTE BUGÜN MÜMTAZ ARIKAN 23 Kasım GÜNCEL CÜNEYT ARCAYÜREK ? Baştarafı 1. Sayfada destek veren MHP’yi övüyor. Ama bu partiye de iyi gözle bakmıyor. Medya ile barışık olduğunu, olacağını söyleyecek yerli yabancı tek bir gazete, gazeteci ara ki bulasın! Hatasız kul olmaz diye seslenen oldu mu RTE’ye; aman Allah! Söyleyene ya kırk katır ya kırk satır... Askerden kimilerinin suratını beğenmedi mi, herhangi birinden karşı duruşlar rivayeten kulağına geldi mi, yallah Silivre’ye... Dün elini sıkıyor, bugün sarılıp yanaklarından öpüyorsa aman dikkat! ??? Yaşamı, bu uyarıya hak veren, kanıtlayan örneklerle dolu. Bakmayın, sakın aldanmayın; insanlık uğruna, insan hakları adına soykırım karşıtı konuşmalarına, açıklamalarına... Böyle konuşur, bu yönlü açıklamalar yapar ama; Sudan’da 300 bin kişinin katledilmesinin baş sorumlusu, Uluslararası Ceza Mahkemesi’nde yargılanarak soykırım yapmak ve insanlığa karşı suç işlemekten hakkında tutuklama kararı çıkan, Sudan Cumhurbaşkanı Ömer el Beşir’i Ankara’da kırmızı halılarla karşılar, kucaklar, dost ilan eder. Aralarında su sızmayan, karşılıklı aile ziyaretleri yaptığı, ne ki bir yıldır hakkında söylemediğini bırakmadığı, halkını bombalıyor diye cehennemlik dediği, git deyince gideceğini, bir kaşık suda boğacağını sandığı Beşşar Esad şimdi can düşmanı. Irak Cumhurbaşkanı Yardımcısı Tarık Haşimi… Cami bombalatmaktan ve Şii halka terör uygulamaktan ülkesinde üç kez idama mahkum. RTE’nin himayesinde ülkemizin konuğu! Ya Kaddafi? Libya’ya resmi ziyarette bulunan hocası Erbakan’ı karşısına alıp, terbiye sınırlarını aşan hakaretlerini sindiren RTE’nin; Kaddafi ile yıllarca süren, can ciğer kuzu sarması günlerini bir anda unutarak, Libya diktatörüne birden düşman kesilmesine, Kaddafi’nin “Sırtımdan bıçakladı” diye yorumladığı dostluk ve vefa anlayışına ne demeli? ??? Dışarıdan örneklere RTE’nin dost ve dostluk anlayışını sergileyen bir başka olayı eklemek gerekiyor. Partiyi beraber kurduğu, uzun süre Dışişleri Bakanlığı’nı yaptığı, “Kardeşim” dediği, zorlama bir kararla Cumhurbaşkanı adaylığını ilan ettiği A. Gül’ün; ikinci kez Cumhurbaşkanı olmasını engellemek için üstelik Gül’le anlaşmış görünerek Çankaya’ya nasıl çıkarım diye kıvranıyor. Bu olay; kardeşini harcamaya hazırlanan, hatta Çankaya’ya çıkma uğruna partisinin geleceğini tehlikeye atmaya kararlı olan bir insanın dost ve dostluk anlayışını içeren, ibret verici bir öykü... 2014!.. Çankaya’daki ile dostluğun ve kardeşliğin sona ereceği tarih! RTE’nin dostluk ve dost ilişkileri ne kadar inandırıcı olabilir? İki ülke arasındaki ilişkilerin hiçbir dönemde bu denli sıcak olmadığı ve kişisel dostu olmakla övündüğü Başkan Obama’ya, Avrupa Birliği’ne, BM Güvenlik Konseyi beş devlete güvenmediğini vurgulayan söylemlerle, hakaretlerden ülkeler, kurumlar ve kişiler acaba etkileniyor mu? Ola ki eser gürler. Söyledikleri söylediği günlerde kalır, derler. Âlem o âlem, devran o devran... Yürür gider! ??? Bir de “Öleceksek adam gibi ölelim” diyerek Katar’a, S.Arabistan’a, Mısır’a; İsrail’e haydin savaşa çağrısı yok mu? “İlahi bir komedi!” Yurttaşlara şu soruyu yöneltelim önce: “12 Eylül askeri faşist darbesini yapan Kenan Evren ve Tahsin Şahinkaya gerçekten yargılanıyorlar mı?” Verecekleri yanıt bence şu olur: “Siz kimi kandırıyorsunuz... Bir darbe davasında iki kişi yargılanır mı?” Biri Ankara’da, diğeri İstanbul’da iki sanık... Hem Evren hem de Şahinkaya müdahil avukatların sorularına yanıt bile vermiyor... İkisi de GATA’da, yataklarında... Yaşları ilerlemiş. Müdahil avukatlardan Hasan Ürel, sanıklardan Kenan Evren’e soruyor: “Basında yer alan demecinizde, Abdi İpekçi cinayetine üzüldüğünüzü belirttiniz... Üzülmenizin nedenini açıklar mısınız? Bu soruma yanıt verecek misiniz?” Kenan Evren yanıt veriyor: “Hayır, yanıt yok!” ??? Niye yanıt versin Kenan Evren Paşa... Paşa paşa darbeyi yapmışlar, aydınları, solcuları, devrimcileri, emekçileri işkenceden geçirmişler, hem sağdan Helal Sana Evren Paşa!.. hem soldan insanları idam etmişler... Yani eşit davranmışlar! Onlar biliyorlar bu davadan bir şey çıkmayacağını... 1982 Anayasası’na “evet” oyu verenler yüzde 90. Evren Paşa diyor ki: “Ben milletime hesap veririm! Beni tarih yargılar!” Evet, tarih yargılar eli kanlı darbecileri... O tarih ise yargıdır yargı! Kurucu iktidarmış, MGK ve devlet başkanıymış, ardından cumhurbaşkanlığı yapmış, yetkisini 1982 Anayasası’ndan almış... Onun için de yargının Evren’i yargılama yetkisi yokmuş... Kendince haklı! ??? Darbe teşebbüsü yok, adam gibi darbe yapmış netekim Evren Paşa ve arkadaşları. Darbe planını Necdet Üruğ hazırlamış... Üruğ’a “planı hazırla” buyruğunu Genelkurmay 2. Başkanı Haydar Saltık vermiş. Darbeyi savunuyor Evren: “Demokrasinin işlediği yerde darbe olmaz. Siyasilerin beceriksizliğini asker kabul edemez. O gün doğru olanı yaptık. Bugün olsa yine ihtilal yapardık.” Vay canına!.. Asker, siyasilerin beceriksizliği üzerine mi darbe yapıyor? Askerin, demokrasiyle yönetilen ülkelerde siyasetçilerin yaptıklarını izlemek gibi görevi mi var? Bu davayla tüm dünyaya rezil olduk. Nasıl bir yürektir bu? Vallahi helal olsun! ??? Türkiye’nin kendine özgü demokrasi, hukuk, adalet anlayışı var! Evrensel hukuk ülkemiz için geçerli falan değil... Bir 90 yıl daha yaşasın, öldüğü zaman devlet töreni yapılacaktır Evren Paşa için göreceksiniz. Anlı şanlı bir tören! Çok muhterem emekli darbeciler “bir sağdan, bir soldan astık” diyebiliyorlar 32 yıl sonra utanmadan, sıkılmadan. Onlar kendilerinden emin. Yataklarında yatıyorlar... Kimi zaman uyuyor, kimi zaman sorulara yanıt vermiyorlar... Paşalar canları ne isterse onu yapıyorlar... Siz böyle bir yargılama gördünüz mü hiç? Çünkü bu davadan bir şey çıkmayacak... Sağlıkları, keyifleri yerinde... Bizimle dalga geçip kafa buluyorlar. Yunanistan’da “albaylar cuntasını” yapanlar Girit Adası’na postalanmışlardı. Yıllarca orada yattılar... Bilmem anımsadınız mı? ??? Solcuların, devrimcilerin, emekçilerin, gençlerin üzerinden silindir gibi geçen Evren ve Şahinkaya paşalar, sözde yargılanıyorlar. Tutuklu değiller... Hastanedeler... Üstelik GATA’da... Güler misin, ağlar mısın, ne yaparsın? Helal sana Evren Paşa!.. Güldal Mumcu ve ‘İçimden Geçen Zaman’ Önümüzdeki ocak ayının 24. günü araştırmacı gazeteciliğin Türkiye’deki anıt ismi Uğur Mumcu’nun katledilişinin 20. yılı dolacak. Eşi Güldal Mumcu hafta başında çıkan ‘İçimden Geçen Zaman’ adlı kitabında, patlamalardan birkaç dakika öncesinden başlayarak Uğur Mumcu suikastı soruşturmasının 20 yıllık hikâyesini tarihe not düşüyor. Sıradan bir anı kitabı değil yazdıkları. Yaşadıklarını farklı bir bilinç süzgecinden geçirerek kâğıda dökmüş. Eşini kaybetmenin üzüntüsüyle kenara çekilmek yerine, sorumluluk üstlenerek dirençli bir takipçiye dönüşmüş. Kâh bir dedektif, kâh bir savcı olmuş adeta. Bazen de bir araştırmacı gazeteci. Bulguları, şüpheleri, iddiaları sorgulamış bıkıp usanmadan. ??? Daha ilk andan itibaren, başsağlığına gelen başbakan, bakanlar ve siyasetçilere cinayeti aydınlatma sorumluluklarını hatırlatmış. Çeşitli nedenlerle kapalı kapıları, açılana dek zorlamış. Savcılar, polis ve istihbarat kuruluşlarının başındaki yöneticilerin çalışmalarını adım adım izlemiş. Soruşturma ve dava süreçlerindeki ihmalleri kamuoyu ile paylaşmış. Devletin görevli makamlarına aktarmış. Tıkanan noktalarda bazen siyaset bazen de kamuoyu desteğini alarak sürecin ilerlemesini sağlamış. Kitabın bazı bölümlerinin, meslek büyüğümüz Işık Kansu’nun titiz çalışmasıyla ilk kez Cumhuriyet’te yayımlanmasına verdiği izne teşekkür etmek için aradığımda yazma nedenini şöyle aktardı: “İnsan belleği çabuk unutuyor. Belleksiz bir toplum olmamamız için tarihe not düşmek istedim. O soruşturma ve dava sürecine ilişkin ihmalleri, özensizlikleri, savsaklamaları ve ortada kalan bazı iddiaları kamuoyu ile paylaşmak istedim.” Mumcu’nun yazdıklarına tepkiler iki noktada toplandı. Bir grup “Bildiklerini ilgili makamlara neden anlatmadı?” derken bir başka değerlendirme de “Suikastın arkasında derin devlet varmış” yönünde oldu. Mumcu’nun bu eleştirilere yanıtı da şöyle: “Biz ailesi olarak daha ne yapalım? Bu devletin savcısının ‘Bunu devlet yapmıştır’ sözünün takibini biz sonuna kadar yaptık. Gidip tıkandığı yer belli. O sürecin peşine düşen yok. Mahkemedeki tanığa, İslami Hareket Örgütü’ne iftiradan dava açılıyor. Üstünde duran yok. Tetikçilerin İran bağlantısını polis ve mahkemeler ortaya çıkardı. Siz gazeteciler de yazdınız. İran bağlantısı, arkasında derin devlet olmadığı anlamı taşımıyor ki. Ayrıca Yeşil’in (Mahmut Yıldırım) eve gelişini de savcılara aktardığımı sanıyorum. Ancak anlattığım birçok başka şeyde olduğu gibi onu da dikkate almamışlarsa ben ne yapayım? Neredeyse bizi suikastın sorumlusu ilan edecekler.” ??? Güldal Mumcu, son 20 yılda soruşturma ve dava süreçlerinin takibinin yanı sıra, faili meçhul cinayetlere kurban giden aydınlarımızla ilgili toplumsal belleğimize katkı için gelenek ve kurumlar da oluşturdu. Bunlardan her yıl 24 Ocak tarihini içine alan hafta, Türkiye’nin dört bir yanında düzenlenen Adalet ve Demokrasi Haftası etkinlikleri. Diğeri ise Uğur Mumcu Araştırmacı Gazetecilik Vakfı (um:ag). ‘İçimden Geçen Zaman’ da bir um:ag yayını. Satış gelirleriyle mesleğimize Uğur Mumcu gibi araştırmacı ve sorgulayıcı gazeteciler yetiştirilmesi amaçlanıyor. Yeniden yargılanacak AİHM’nin Sarp Kuray’la ilgili Türkiye’yi mahkum etmesinin ardından tutukluluğa ilişkin avukatının yaptığı itiraz İstanbul 9. Ağır Ceza Mahkemesi’nce reddedildi HÜLYA KESKİN Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin (AİHM), 16 yıl yargılandıktan sonra müebbet hapis cezasına çarptırılan Sarp Kuray’ın dava sürecinde “tanıkların dinlenmemesi, delillerin toplanmaması ve yargılamanın uzun sürmesi” nedeniyle Türkiye’yi mahkum etmesinin ardından, Kuray yeniden yargılanacak. Kararı veren İstanbul 9. Ağır Ceza Mahkemesi, Kuray’ın infazının durudurulmasına yönelik istemi ise reddetti. Mahkemenin hukuka aykırı davrandığını söyleyen Kuray’ın avukatı Görkem Gürcan, “Biz adaleti nerede arayacağız? 16 yıllık yargılama boyunca Türkiye’de adalet sağlanmadı. AİHM’e gittik, ‘haklısınız’ dedi. Yargılamanın hukuka aykırı olduğunu kabul edip, yeniden yargılama kararı alan hâkimler, bu durumdan kaynaklanan tutukluluğu ise durdurmadı. Ciddi bir hukuksuzlukla karşı karşıyayız” dedi. Sarp Kuray’ın “16 Haziran örgütünü kurup yönettiği ve örgüt adına öldürme, yaralama ve bombalama gibi çok sayıda eylemin talimatını verdiği” iddiasıyla 16 yıl süren yargılamanın ardından müebbet hapis cezasına çarptı Sarp Kuray ‘Yargıçlar bile yasaya uymuyor’ Mahkemenin infazın durdurulmasına yönelik talebi reddederken herhangi bir gerekçe göstermemesine de dikkat çeken Kuray’ın avukatı Görkem Gürcan, “Yasalar gayet açık. Böyle bir karar veriyorsanız ‘gerekçe’ göstermek zorundasınız. Buna karşın yasalara uyulmuyor. Hâkimler bile yasalara uymayacaksa kimler uyacak?” dedi. Gürcan, Kuray’ın 68 yaşında olduğunu, tansiyon ve şeker hastası olduğunu ve F tipi cezaevinde bulunması nedeniyle sağlık hizmetlerinden yeterli derecede faydalanamadığını vurguladı. Davanın yeniden görülmesine 29 Ocak 2013’te başlanacak. rılmasının ardından Kuray’ın avukatları 2008’de AİHM’ye başvurdu. AİHM de, 23 Temmuz 2012’de Türkiye’yi mahkum etti ve 10 bin Avro “manevi tazminat” ödemesine karar verdi. Türkiye’nin 3 aylık itiraz süresi geçtiğimiz günlerde doldu. AİHM’in kararı ile ilgili herhangi bir itiraz yapılmadı. Sincan 2 No’lu F Tipi Cezaevi’nde bulunan Kuray’ın avukatı Görkem Gürcan da, AİHM kararı doğrultusunda davanın yeniden görülmesi için İstanbul 9. Ağır Ceza Mahkemesi’ne başvurdu. Mahkeme, 20 Kasım 2012 tarihinde “yargılamanın yeniden başlaması”na yönelik talebi kabul etti, ancak Kuray’ın infazının durdurulmasına yö nelik istemi herhangi bir gerekçe göstermeden reddetti. Mahkemenin hukuka aykırı davrandığına dikkat çeken avukat Gürcan, “Hâkimler hem yanlış bir yargılama yapıldığını kabul ediyorlar, hem de bu yanlış yargılamadan doğan tutukluluk sürecini kaldırmıyorlar. Bu durum nasıl açıklanabilir? Müvekkilim kendisi gözaltına alınacağını bilerek, kendisi gelmiştir. 16 yıllık tutukluluğu boyunca hiçbir kaçma girişimi bulunmamıştır. Tüm bunlar onun kaçma ihtimalinin olmadığını net bir şekilde gösteriyor. Ben bir avukat olarak soruyorum. Biz adaleti nerede arayacağız?” diye konuştu. SURİYE’YE MALZEME GÖNDEREN FABRİKA Rus savunma sanayi uzmanı öldürüldü Haber Merkezi Rusya’dan Suriye’ye giderken Ankara’da indirilen uçakta füze parçası olduğu ileri sürülen malzemeleri üreten fabrikanın üst düzey bir görevlisi öldürüldü. Suriye’ye askeri malzeme gönderen Rusya’nın Tula kentindeki “Konstruktorskoye Büro Priborostroyeniye” (KBP) fabrikasında üst düzey görevli olarak çalışan Vyaçeslav Truhaçev uğradığı silahlı saldırı sonucu hayatını kaybetti. Rusya Soruşturma Komisyonu’ndan yapılan açıklamada Truhaçev’in önceki akşam saatlerinde iş çıkışı kiralık katil tarafından öldürüldüğü belirtildi. Intefax’a açıklamada bulunan kaynak, savunma sanayii uzmanının ölümünün işi ile ilgili olabileceğini kaydetti. Rusya Soruşturma Komisyonu Sözcüsü Vladimir Markin, cinayetin araştırılması için bölgeye uzmanların gönderildiğini ifade etti. Balbay buluşması Haber Merkezi TÜYAP İstanbul Kitap Fuarı’nda, yarın düzenlenecek etkinlikte sanatçılar, aydınlar, gazeteciler ve yazarlar Mustafa Balbay için buluşuyor. Etkinlik öncesi CHP İzmir Milletvekili ve gazetemiz yazarı Balbay’ın çocuklara ve gençlere hitaben kaleme aldığı mektup okunacak. 1359 gündür Silivri’de hapis yatan Balbay, etkinliğe gelecek okurlara, yanlarında çocukları ve gençleri de getirmeleri çağrısı yaptı. Etkinlik, TÜYAP’ta saat 11.0011.45 arasında, Interexpo Salonu’nunda, “Balbay Özgürlüğü Öğretiyor” konulu söyleşiyle başlayacak. Burada Mustafa Balbay’ın çocuklara ve gençlere yazdığı mektup okunacak. Etkinliğe katılan sanatçı ve aydınlar Balbay’a dair görüşlerini di TÜYAP’ta yarın gazeteciler ve sanatçılar kitaplarını imzalayacak le getirecekler. Balbay’ın çocuklara ve gençlere okunacak mektubu, ayrıca etkinlik sonrası dağıtılacak. Saat 12.0017.00 arasında ise sanatçılar, aydınlar ve yazarlar Balbay’ın kitaplarını imzalayacak. Cumhuriyet Kitapları ve Balbay’a Özgürlük Girişimi tarafından düzenlenen etkinliğe katılacak sanatçı, yazar ve gazetecilerin şu ana kadar kesinleşen listesi şöyle: “Altan Gördüm, Ataol Behramoğlu, Ayşe Özyılmazel, Barbaros Şansal, Barış Pehlivan, Barış Terkoğlu, Ceyda Düvenci, Doğan Duru, Edip Akbayram, Feridun Düzağaç, Gülriz Sururi, Güvenç Dağüstün, Leman Sam, Levent Kırca, Mehmet Esen, Mustafa Mutlu, Nejat Yavaşoğulları, Orhan Bursalı, Selçuk Yöntem, Şükran Soner, Vahide Gördüm, Yavuz Bingöl, Zuhal Olcay.” Bu isimlerin yanı sıra etkinliğe daha birçok sanatçı, gazeteci ve yazarın katılması da bekleniyor. DHKPC’ye yönelik operasyonda 13 gözaltı ANTALYA (Cumhuriyet Bürosu) Antalya merkezli 8 ilde DHKPC operasyonunda emekli Yarbay Korkut Eken’e yönelik suikast hazırlığında oldukları öne sürülen 13 kişi gözaltına alındı. Antalya polisinin 8 aylık çalışmasının ardından Antalya, Isparta, Burdur, Kahramanmaraş, Malatya, Aydın, İzmir ve Kocaeli’nde 16 adrese baskın düzenlendi. Baskınlarda 13 kişi gözaltına alındı. Malatya’da gözaltına alınan M.A.U. isimli zanlının eski Adalet Bakanı Hikmet Sami Türk’e yapılan suikast girişiminde yer aldığı iddia edildi. Zanlıların Eken’e yönelik suikast hazırlığında bulunduğu iddia edildi. İddiayı değerlendiren Eken, istihbarat örgütlerinin kendisini uyardığını dile getirdi.
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear