29 Kasım 2024 Cuma Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
SAYFA CUMHUR YET 17 EYLÜL 2011 CUMARTES dishab@cumhuriyet.com.tr 8 DIŞ HABERLER Başbakan Erdoğan ‘Arap Baharı’ ülkeleri turunun son durağında, Suriye yönetimini hedef aldı Libya’dan Esad’a mesaj Dış Haberler Servisi Başbakan Tayyip Erdoğan, Kuzey Afrika gezisinin son durağı Libya’da Suriye yönetimini hedef aldı. Mısır ve Tunus ziyaretinin ardından dün Libya’ya geçen Erdoğan, “Suriye’de de halkına zulmedenler ayakta kalamayacaklardır. Zira zulüm ile abad olunmaz. Artık otokrasi dönemleri bitiyor, totaliter rejimler gidiyor. Artık halkın iktidarı geliyor” dedi. Erdoğan’ı, Libya’nın başkenti Trablus’ta Metiga Askeri Havaalanı’nda Ulusal Geçiş Konseyi (UGK) Başkanı Mustafa Abdulcelil, Başkan Yardımcısı Mahmut Cibril, Türkiye’nin Trablus Büyükelçisi Ali Kemal Aydın, Türk işadamları ve Libya’da yaşayan bazı Türk vatandaşları karşıladı. Türk heyetini taşıyan uçağın inişi öncesinde özel harekât polisleriyle Libya muhalif güçleri çevrede yoğun güvenlik önlemleri aldı. Başbakanlık korumaları da bomba arama köpekleriyle havaalaanı ve çevresinde arama yaptı. Abdulcelil ile bir saat süren bir görüşme yapan Erdoğan daha sonra cuma namazını Trablus’ta Osmanlı döneminden kalma bir camide kıldı. AA’nın haberine göre, cuma namazı için Şehitler Meydanı’na gelen Erdoğan’a, Libyalılar sevgi gösterisinde bulundu. Erdoğan, cuma namazını Abdülcelil, Cibril ve heyetindeki bakanlarla birlikte kıldı. Türk bayrağı ile Libya’nın yeni bayrağının asıldığı mey ya’nın yeraltı zenginlikleri üzerinde hesap yadanın çevresindeki binalara da üzerinde Arap panlara asla prim vermeyin. Libya, Libyalıça “Sayın Erdoğan bizimle beraber, tek larındır. Hepinizi Allah’a emanet ediyorum” el”,“Teşekkürler Türkiye, teşekkürler Er diye sürdürdü. doğan” yazılı pankartlar ile Erdoğan’ın posteArap Baharı’nı estirenleri tek tek ziyaret edip ri asıldı. Meydanı dolduran kalabalığa hitap eden selamladığını ifade eden Erdoğan’ın sözleri Erdoğan konuşmasında, “Libya halkının öz AA’nın haberine göre, zaman zaman sloganlargürlük ve demokrasi mücadelesinin zaferle so la kesilirken Başbakan konuşmasını Arapça nuçlandırdığına şahit olmak, benim için bü cümlelerle tamamladı. Abdülcelil ile basın topyük bir heyecandır, büyük bir mutluluktur” lantısı düzenleyen Erdoğan, İtalyan sömürgesidedi. Erdoğan şu ifadeleri kulllandı: ne karşı mücadele eden ve bu ülke güçlerince “Buradan Sirte’ye sesleniyorum, buradan idam edilen Ömer Muhtar’ın 80. ölüm yıldöBin Velid’e sesleniyorum, buradan Seba’ya nümüne atıfta bulunarak “Ömer sesleniyorum: Gelin, 10 bin civarında kar Muhtar’ın yaptığı gibi deşiniz şu anda aç, susuz. Buradaki kardeşlerinizle kucaklaşın. Kan dökmek bize yaNEW kışmıyor. Bir olalım, beraber olalım ve birYORK (AA) liğimiz, Libya’nın bir an önce en ileri ülkeBM Genel Kurulu, ler seviyesine çıkmasını sağlasın. Diyorum ki: Libya’da Ulusal Geçiş Konseyi (UGK) hühalkın gücü ve iradesi önünde hiçbir yönekümetini resmen tanıdı, ambargo kaldırıldı. timin duramayacağını bütün dünyaya siz193 devletin bulunduğu BM Genel Kurulu’nda ler gösterdiniz. Bu uğurda hayatlarını 17 ülke Libya’nın devrik lideri Muammmer Kadkaybeden Libyalı kardeşlerime Allah’tan dafi’nin 42 yıllık iktidarının yanında yer alarak ret rahmet diliyorum.” oyu kullandı, 15 ülke çekimser kaldı. Latin Amerika Erdoğan sözlerini, “Aranıza nifak sok ülkeleri Kaddafi’ye bağlı kaldılar. Kaddafi’nin bümak isteyen güçlere asla uymayın. Libyükelçisi Abdurrahman Şalgam, büyük ihtimalle BM kılan Başbakan Erdoğan, Şehitler Meydanı’nda yaptığı konuşmada ise “Suriye’de de halkına zulmedenler ayakta kalamayacaklardır. Yeraltı zenginlikleri üzerinde hesap yapanlara prim vermeyin” ifadelerini kullandı. Trablus’ta cemaatle birlikte Cuma namazı (Fotoğraflar: AA) ülkeleri ve dinleri için kendilerini kurban eden tüm şehitleri andıklarını” söyledi. Erdoğan’ın Libya ziyaretinden bir gün önce Fransa Cumhurbaşkanı Nicolas Sarkozy ve İngiltere Başbakanı David Cameron’ın ani bir kararla bu ülkeye gitmelerinin yankıları sürerken Fransız bir yetkili, Erdoğan’ın Libya ziyaretini “poz vermek” olarak niteledi. Financial Times gazetesinin haberine göre, yetkili “Fransa ve Türkiye, çok farklı. Biz, hayatlarımızı tehlikeye attık. Baştan beri oradaydık” şeklinde konuştu. BM tanıdı, ambargo kalktı Daimi Temsilcisi olarak kalacak. BM Genel Kurulu’nda ikinci Libya oylamasında ülkeye yönelik yaptırımlar kaldırıldı ve UGK’nin silah ithal etmesi BM kararına bağlandı. Petrol İhraç Eden Ülkeler Örgütü (OPEC) üyesi Libya’nın petrol sanayii de serbest bırakılmış oldu, ticaretin yolu açıldı. BM, Libya’da yeni daimi temsilcilik kurarak destek verecek. Dış Haberler Servisi Fransız basını, Fransa Cumhurbaşkanı Nicolas Sarkozy’nin, İngiltere Başbakanı David Cameron’la birlikte yaptığı Libya gezisinde “kurtarıcı gibi” karşılandığını yazarken AA, Bingazi kentinde iki liderin Libyalılarla buluştuğu alanın dolmadığını bildirdi. İngiliz basını da iki liderin “kahramanlar gibi” karşılandığını yazdı. Fransız Liberation gazetesi, “Sarkozy Libya’da evinde gibi karşılandı” başlığını kullanırken radikal grupların istikrarı ciddi şekilde tehdit ettiğini yazdı. Le Figaro gazetesi ise “Sarkozy ve Cameron kurtarıcı gibi karşılandı” başlığını attı. Gazetede “Libya politikası, Sarkozy’nin en önemli başarılarından biri” denildi. Fransız Le Monde’un bugün çıkacak sayısında yer alan başmakalede, Sarkozy’nin ziyaret tarihine ilişkin olarak, “içeride Sosyalist Parti’nin başlattığı cumhurbaşkanlığı seçim kampanyasını gölgelemek, dışarıda da Arap ülkelerini ziyaret eden Erdoğan’ın popülaritesinin önüne geçmek için ziyareti gerçekleştirmiş olabileceği” yorumunda bulunuldu. Trablus’ta önceki gün, Sarkozy ve Cameron’ın, Ulusal Geçiş Konseyi Başkanı Mustafa Abdülcelil ile yakınlıkları dikkati çekti. Abdülcelil, kendilerine yardımcı olan müttefiklerinin, yeni anlaşmalarda önceliğe sahip olacağını söyledi. AA’nın haberine göre, Trablus’tan sonra Bingazi’ye geçen Sarkozy ve Cameron için Tahrir’de küçük bir bölüm hazırlandı ancak iki liderin geliş saati yaklaşmasına rağmen sadece 100 kişinin toplandığı görüldü. Bunun üzerine anons yapılarak, halkın meydanda toplanması istendi. Financial Times gazetesi ise Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın Arap Baharı turunu değerlendirdi. David Gardner’ın yazısında “Kimileri Erdoğan’ın, 1187 yılında Kudüs’ü Haçlılardan geri alan Mezopotamyalı Kürt lider Selahaddin Eyyubi’den bu yana Arapların en çok hayranlık duyduğu Arap olmayan lider olduğunu söylüyor” ifadeleri yer aldı. Arap Baharına ‘Törkiş Laiklik’ Açılımı Doluya koymuşlar almamış, boşa koymuşlar dolmamış. Başbakan’ın, Arap Baharı ülkelerinde yaydığı güçlü İslamcı elektriğin yanında sürpriz bir hamleyle salladığı “laiklik bayrağını”(!) kastediyorum… Erdoğan’ın duruşu, söylemleri arasındaki çelişkileri, Kahireli öğretim üyesi Prof. Amr Şalakani Radikal’de özetliyor (15 Eylül). “Four Seasons”ta Başbakan’ı dinleyenler arasında bulunan Mısırlı Şalakani, Kahire Havaalanı’nda “Allah’ın azizi” nidalarıyla örgütlenen karşılama töreninden başlayarak özetle! şunları söylüyor: “Müslüman Kardeşler’in Erdoğan’ı Halifeliğe dönüş sloganlarıyla karşılaması Mısır’daki millliyetçi ve laik siyasi aktörlerin tüylerini diken diken etti. Erdoğan’ın TV’de Türkiye’nin laik modelini incelememizi, devletin laikliği ile vatandaşın laikliğini birbirinden ayırmamızı tavsiye edip, ‘Bizim laiklik anlayışımız devletin bütün dinlere eşit mesafede olmasıdır. İnsanın değil, devletin laik olmasından söz ediyoruz’ demesi de yüreklere su serpmedi… Laik kulaklar, daha sonra Erdoğan’ın; Arap Birliği’nde yaptığı konuşmayla tırmalandı. (Yanımda oturan) bir arkadaşım… ‘(Erdoğan’ın) ülkesinde demokrat falan olduğunu mu sanıyorsun?’ dedi... İşin kötüsü, Erdoğan’ın konuşmasının yanlış bilgilerle malul görünmesi idi…” Müslüman Kardeşler, malum olduğu üzere “laiklik” söylemlerine kıl oldular… Ama anlaşılan o ki Şalakani gibi, “laikliğin”, “demokrasinin”, “demokratikleşmenin” ne olduğunu bilen ve ortaçağda yaşamayan Mısırlı aydınlar da tatmin olmamış. Tatmin olmama ötesinde Erdoğan’ın çektiği nutuklardan “kulakları tırmalanmış”… Nasıl karşılandılar? Ne sa’ya ne Musa’ya yaranıldığında Uluslararası blog ortamlarında bilinen bir isim olan Mısırlı akademisyen Şalakani, “laik kulaklar tırmalandı!” ifadesini kullanıyor. Başbakan’ın “kişiler laik olmaz, devletler laik olur!” hamasetine, Mısırlı aydınlar pabuç bırakmıyor... Erdoğan’ın söylemleri böylelikle ne Mısır’ın “laik aktörlerine”, ne hâşâ! Müslüman Kardeşler’ine ulaşabiliyor… “Türk usulü laiklik” Arap Baharı coğrafyasında, ne İsa’ya ne Musa’ya yaranabiliyor. Her şeyden önce bunu görelim. Ama ironinin büyüğü bu arada, ne Doğu ne Batı’da karşılığı olmayan bu “made in Turkey laikliğin”, Türk aydınlarının “kulaklarını tırmalamaması”… Balkon konuşmalarına alkış tutan çevreler tarafından, Başbakan’ın kendinden menkul “kişiler laik olmaz, devletler laik olur!” söylemleri sürekli bizde baş tacı ediliyor. Uçakta kalp krizi geçirdi Haber Merkezi Başbakan Tayyip Erdoğan ile birlikte Afrika gezisinde bulunan gazetecilerden Yeni Şafak Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Yusuf Ziya Cömert, uçakta kalp krizi geçirdi. Başbakan Erdoğan’ın Afrika ziyaretine katılan kafile, Tunus’tan Libya’ya geçerken uçak kalkmaya hazırlandığı sırada Cömert, kalp krizi geçirdi. Cömert, uçaktaki ilk müdahalenin ardından Tunus Askeri Hastanesi’ne kaldırılarak tedavi altına alındı. Hastanede Cömert’e anjiyo yapılırken tıkalı olan kalp damarına balon uygulandı. Erdoğan laikliğinin kodları Keza… “Bizim laiklik anlayışımız Anglosakson bir laiklik anlayışı veya Batılı anlamda bir laiklik anlayışı değil!” sözleri ne demektir sorusu sorulmuyor. Bizimki sulandırılmış, dişleri sökülmüş bir laiklik anlayışı mı? Ya da İslam referanslı, İslam soslu bir laiklik mi? Erdoğan bunu mu demek istiyor? Batı’dan ilham olan bir laiklik olabilir mi? Batılı olmayan laiklik ne demektir? “Laiklik”, isminden menkul biçimde! baştan sona.. halis mulis Batı icadı bir deyim değil midir... diye soran çıkmıyor…. Tayyip Erdoğan’ın laiklik aforizmaları TC topraklarında “Başbakan ne diyorsa odur!” kontenjanından ötesi berisi hiç kurcalanmadan baş tacı ediliyor. Bu sözlerin, yaşamda ya da entelektüel düzlemdeki karşılığı nedir, ne olabilir... sorusunu sondajlayan çıkmıyor. Başbakan’ın, “laiklik” ifadeleri arasında doğru olan iki cümle var: 1. “Laiklik tüm inançlara eşit mesafededir.” 2. “Laiklik dinsizlik demek değildir!” “Bir Müslüman, laik bir devleti başarılı şekilde yönetebilir!” cümlesi ise yanlış olmamakla birlikte ciddi manada eksik. Doğru ifade şöyle olmak zorunda… “Bir Müslüman, laiklik anlayışını benimsediği/kabullendiği/içselleştirdiği sürece, laik bir devleti başarılı şekilde yönetir!” Laik devleti/sistemi başarılı biçimde yönetebilmek için, “laikliği” önce “kişisel temelde” sindirmek lazım. Öncelikle kişinin laik biçimde düşünebilmesi gerek. Bu, imandan çıkmak anlamına gelmiyor. Ama “imanla” “devletin laik kuralları/yasaları arasındaki” belirleyici farkı ayırt edebilmeyi gerektiriyor. İslami referanslı düşünce ile din odaklı olmayan düşünce arasında ayrım yapabilmek, “Benim inancım kendime ama herkes benim gibi yaşamak zorunda değil!” diyebilmeyi şart koşuyor. Başbakan oysa bilinçli biçimde eksik bıraktığı o kritik cümlede oysa bariz olarak şunu ima ediyor: “Benim gibi referansı İslam olan bir Müslüman da laik bir devleti başarıyla yönetebilir!” Bu ifade, “ılımlı İslam modelinin” tanımı. İçi boşaltılan laiklik, bu modelde sadece araçsallaştırılan bir malzeme. Şalakani ve benzerlerinin kulaklarını tırmalayan da işte, sonuna dek istismar edilen bu araçsallaştırma oluyor. Abbas erteleme pazarlığında Dış Haberler Servisi Filistin Devlet Başkanı Mahmud Abbas’ın, devlet olarak tanınma için Birleşmiş Milletler’e (BM) yapılacak başvuruyu erteleme amacıyla ABD ve Avrupa Birliği (AB) ile temasta olduğu bildirildi. Londra’da Arapça yayımlanan El Hayat gazetesi, Abbas’ın AB ve ABD yetkilileriyle üzerinde görüştüğü metnin bir bölümünü yayımladı. Buna göre, 20 paragraftan oluşan metnin 4 paragrafı üzerinde anlaşma sağlandı. Haberde, ilk paragrafta İsrailFilistin çatışmasının sona erdirilmesi ve 1967 sınırları temelinde bir Filistin devlet kurulması için 6 aylık görüşmelerin öngörüldüğü belirtildi. İsrail gazetesi Jerusalem Post’un, El Hayat’tan aktardığına göre, ikinci paragrafta, İsrail’e, Yahudi yerleşim birimleriyle ilgili tek taraflı eylemlere son vermesi çağrısı yapılarak, bunun karşılığında Filistin tarafının güvenlikle ilgili sözlerini yerine getirmesi isteniyor. Metinde, BM Genel Kurulu’nun, Dünya Bankası ve Uluslararası Para Fonu’ndan, Filistin devleti kurulduğunda nasıl etkili bir şekilde yönetilebileceği konusunda rapor alacağı da kaydediliyor. ABD Dışişleri Bakanı Hillary Clinton da, Filistin’in devlet olarak tanınma başvurusunun ertelenmesi konusunda “bölgedeki taraflar arasında” artan bir uzlaşma gördüğünü söyledi. Clinton, ABD’nin bu konudaki tutumunun giderek artan bir destek gördüğünü belirterek, “Barışa giden yolun New York’tan değil, Kudüs ve Ramallah’tan geçtiğine kuvvetle inanıyoruz” diye konuştu. Filistin davasını destekleyen Filistinli ve Yahudi gruplar, ABD’nin srail’e yardımı kesmesi için Times Meydanı’ndan BM binasına yürüdü. (Fotoğraf: AP) DIŞ ŞLER YALANLADI ‘El Harmuş’u vermedik’ Dış Haberler Servisi Türkiye, Suriye’de muhaliflere katılan ve Türkiye’ye sığınan yarbay Hüseyin el Harmuş’un Suriye’ye iade edildiğine El Harmuş ilişkin iddiaları yalanladı. İngiliz Guardian gazetesi, Kürt kaynaklara dayanarak Türkiye’nin, El Harmuş’u, 9 PKK üyesi karşılığında Suriye’ye verdiğini yazmıştı. Suriye’de Avaaz insan hakları örgütünden Vissam Tarif, Türk yetkililerin El Harmuş’u takas ettiğini ve bu bilgiyi Kürtlerden aldıklarını söyledi. Dışişleri Bakanlığı’ndan yapılan yazılı açıklamada, Türkiye’nin, hiçbir Suriye vatandaşını Suriye’ye veya bir başka ülkeye geri göndermesinin, iade etmesinin söz konusu olmadığı belirtildi. ‘Camp David kutsal değil’ Dış Haberler Servisi Mısır Başbakanı İsam Şeref, Mısır ve İsrail arasında 1979 yılında imzalanan Camp David anlaşmasının “kutsal” olmadığını söyledi. Şeref’in, Türkiye’de bir TV kanalına verdiği mülakatta, “Camp David kutsal bir anlaşma değildir. Bölgenin çıkarları doğrultusunda ve adil barış adına her zaman tartışmaya açıktır. Bu anlamda, gerekli görüldüğü takdirde anlaşmada değişiklikler yapılabilir” dedi. Mısır’da Hüsnü Mübarek sonrası yönetimi devralan Askeri Konsey, İsrail’le yapılanlar dahil tüm uluslararası anlaşmalara bağlı kalacağı vaadinde bulunmuştu. Sınır bölgesinde İsrailli askerlerle Mısırlı güçleri arasında geçen ay yaşanan çatışmanın ardından iki ülke arasında ilişkiler gerginleşmişti. 5 Mısırlı güvenlik görevlisinin öldüğü çatışmayı protesto eden Mısırlılar Kahire’deki İsrail büyükelçiliğini basmıştı. İsrail Dışişleri Bakanlığı, Mısır Büyükelçisi’ni bakanlığa çağırarak Camp David’in önemini vurguladı. Görüşmede anlaşmalara harfi harfine uyulması gerektiği mesajı verildi. Özür dilemeyi bilmeyen zihniyete en medeni tepkiyi verdik” dedi. Konferans çerçevesinde Bağış, bugün Türkiye’nin AB üyelik sürecindeki deneyimlerini ve AB ülkelerinden beklentilerini anlatan bir sunuş yapacak. Başbakan Erdoğan’la Peres’in katıldığı 2009 yılında Davos zirvesi çerçevesinde düzenlenen panel de iki ülke ilişkelerinde sert rüzgârlar çıkaran “one minute” krizine sahne olmuştu. Bağış. Dış Haberler Servisi AB Bakanı ve Başmüzakereci Egemen Bağış, Ukrayna’da katıldığı bir konferansta İsrail Cumhurbaşkanı Şimon Peres konuşurken salonu terk etti. AA’nın haberine göre, Yalta şehrinde ülkeyi AB’ye yakınlaştırmak amacıyla düzenlenen “Ukrayna ve Dünya: Ortak Tehditler, Ortak Bir Gelecek” isimli 8. Yalta yıllık toplantısında Türkiye’yi temsil eden Bağış, ev sahibi ülkenin cumhurbaşkanının açılış konuşmasını Bağış’tan Peres’e dinledi. Ardından Peres’in söz aldığı sırada Genel Kurul salonundan ayrıldı. Bağış, olayın ardından sosyal paylaşım sitesi Twitter üzerinden yaptığı açıklamada, “9 şehidimizin katili İsrail ile hiçbir şey olmamış gibi davranmak bize yakışmazdı. ‘medeni tepki’ Gül, Almanya’ya gidecek ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, yarın Almanya’ya gidecek. Almanya Cumhurbaşkanı Christian Wulff’un daveti üzerine, Türkiye’den Almanya’ya devlet başkanı düzeyinde 9 yıl aradan sonra gerçekleştirilecek ziyaret, Wulff’un 1822 Ekim 2010 tarihlerinde Türkiye’ye yaptığı devlet ziyaretinin iadesi niteliğini taşıyor. Gül, 21 Eylül’de Türkiye’ye dönecek. C MY B C MY B
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear