29 Kasım 2024 Cuma Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
17 EYLÜL 2011 CUMARTES CUMHUR YET SAYFA HABERLERİN DEVAMI İstanbul A Edirne A Kocaeli A Çanakkale A İzmir A Manisa A Denizli A Zonguldak B Sinop B Samsun PB Trabzon Y Giresun Y B Ankara 30 35 31 32 31 36 36 26 27 28 27 26 29 Eskişehir Konya Sıvas Antalya Adana Mersin Diyarbakır Şanlıurfa Mardin Siirt Hakkâri Van Kars B B B B A B A A A A PB B Y 28 29 26 30 33 32 35 37 33 34 27 22 21 Oslo PB Helsinki PB Stockholm PB Londra Y AmsterdamB Brüksel B Paris PB Bonn PB Münih PB Berlin PB Budapeşte A Madrid A Viyana A 16 17 16 22 18 21 25 21 23 17 26 33 23 Belgrad B 30 Sofya B 28 Roma B 29 Atina A 35 Zürih PB 24 Moskova Y 16 Aşkabat A 29 Taşkent PB 24 Baku Y 25 Bişkek Y 22 Tiflis Y 26 Kahire A 38 Şam A 36 7 MÜMTAZ ARIKAN 17 Eylül Ülkemizin kuzeydoğu kesimlerinin parçalı ve çok bulutlu, Doğu Karadeniz kıyıları ile Artvin, Kars, Ardahan çevrelerinin sağanak ve yer yer gök gürültülü sağanak diğer yerlerin az bulutlu ve açık geçeceği tahmin ediliyor. TARİHTE BUGÜN GÜNCEL CÜNEYT ARCAYÜREK Paksüt davasındaki tanık polis: Amir kayıt alacağız dedi Baştarafı 1. Sayfada kem küm ederek MİT’in PKK ile görüşme adı altında pazarlığa giriştiğini kanıtlayan belgelerin açığa çıkmasından memnun görünüyor. Başbakan’ından medyasına kadar, hatta muhalefeti de içine alan resmi söylem PKK’yi hâlâ terör örgütü diye tanımlamakta ısrar ediyor. Oysa PKK terör örgütü değil… Bal gibi Türkiye Cumhuriyeti’nin bölünmezliğine karşı 29. Kürt isyanı! Dokuz yıldır tek başına iktidarda, devletin bütün olanakları elinde olan AKP iktidarı; isyanı bastırmakta aciz kalınca önce İmralı’daki caniden medet umdu. Bu ilişkiye koşut olarak Kandil’de yerleşik isyan karargâhı ile pazarlığa oturdu. Başbakan, pazarlık görüşmeleri açığa çıkınca yine laf salatası birtakım açıklamalar yaptı. Mısır’ı fethedip Tunus’a geçerken uçakta seçilmiş gazetecilere, “Hükümet olarak İmralı ile görüşmeyiz ama devlet üzerine düşeni yapar” dedi. Sokaktaki adam Başbakan’ın bu sözünü basit mantık süzgecinden geçirerek, şöyle bir sonuç çıkarmaz mı: Demek ki başına buyruk bir devlet var. Bir de hükümet. Birbirinden ayrı! Devlet organı MİT, anayasa gereği bağlı olduğu hükümetin emrinde değil! İyi güzel de RTE’nin duyurduğu görüşü, MİT Müsteşarı’nın internete düşen görüşme belgelerindeki şu sözleri yalanlıyor: “Afet Hanım’ın da dediği gibi yaklaşık bir ay önce ‘Sayın Öcalan’la’ İmralı’da bir araya geldik… İsmim Hakan Fidan. Müsteşar yardımcısıyım ama Sayın Başbakanımızın özel temsilcisiyim.” Hakan Fidan; devleti temsilen Oslo’da PKK ile görüşmeye gittiyse, neden PKK’ye kendini Başbakan’ın “özel temsilcisiyim” diye takdim ediyor? Üstelik RTE’yi temsilen MİT ile birlikte PKK ile görüşmelere katılan müsteşar muavini, İmralı’daki caniden, bugüne dek kim söylediyse soluğu savcılıkta veya hâkim huzurunda bulanlar gibi, Öcalan’dan “Sayın” diye söz ederek konuşmaya başlıyor. Mehmet Ali Birand, pek kaygılıydı önceki gece. Yasalar önünde herkesin eşit olduğu kuralını unutmuş göründü. Kanal D’de 19.00 haberlerini sunarken; “Allah korusun” diye başladı. “Ya kaseti inceleyen savcı MİT Müsteşarını PKK propagandası yaptı diye suçlarsa…” dedi. TV’lerde boy gösteren yandaşı, yalakası, yandaş olmayan yazarlar geçen akşam eteklerinde sevinç zilleri çalarak; “devlet, terör örgütü ile masaya oturmaz tezinin de çöktüğünü” ilan ettiler. PKK ile pazarlığa girişen RTE’yi kutlayıp kutsuyorlardı. Olağan medyatik bir görüntü bu; lakin 3040 bin kişinin katlinden sorumlu olan PKK’ye ne verilecek, ne alınacak sorusunu anımsamak medyada tek bir Allah’ın kuluna nasip olmadı. Kürt siyasetçi Şerafettin Elçi’nin; Habertürk gazetesinde açıkladığına göre; İmralı’daki ile hükümet adına görüşenler hükümetin bir türlü yalanlayamadığı bir protokol hazırlamışlar. RTE bu kadarı da olmaz diye imzalamamış ve… Kandil bu sonucu duyar duymaz kan dökmeyi hızlandırmış. Pazarlığın ne denli tehlikeli, bugünlere oranla ne kadar daha ağır sonuçlar verebileceğinin kanıtıdır Bay Şerafettin Elçi’nin açıklaması. Bu, PKK pazarlıkta dayatmalarına olumlu sonuç alamayınca derhal daha çok kan dökmeye ve bu hükümeti, dayatmalarını kabule zorlayacak, demektir. Mısır’da iktidara hazırlanan Müslüman Kardeşler’in, laiklik dayatmalarından memnun olmadığı haberlerini RTE’nin, Arapça sözcüklerin yanlış tercümesine bağlamasına da fazla kulak asmamak gerek. Ama Kahire’den ayrılmadan önce ve uçaktaki kimi açıklamaları tam tamına RTE’nin şanına layık açıklamalar. Hele örneğin MİT Müsteşarı’nı kolay harcamayacağına ilişkin sözleri. Oysa, açıklamaları PKK ile pazarlığa oturma emri verdiğini itiraf ediyor. Bu, bir. PKK ile pazarlık görüşmelerine temsilci olarak gönderdiği adamı “kolay” harcamayacağını söylemesi de vefalı siyaset adamı olmasından ileri gelmiyor Üstelik Kahire’de laik devlet erdemlerinden söz ederken; Ankara’da laik Cumhuriyet döneminin kapandığını ilan eden ve RTE’nin Milli Eğitim Bakanlığı’na getirdiği Bay Ömer Dinçer bakanlığı yeniden düzenlerken; “Atatürk milliyetçiliğine, laik sosyal hukuk devletine bağlı vatandaş yetiştirme” koşulunu kaldırıyor. Bu, Araplara laiklikten söz edenin bir yüzü. Diğer yüzünde ise; Kahire’deki laiklik vaazlarında inandırıcı olmak için şöyle dediğini TV’lerdeki canlı yayınlarda öğrendik. “Laiklikten korkmayınız” dedikten sonra şöyle devam etti: “Laik olan devlettir. Ben Müslüman olduğum için laik değilim!” Mantıksal bir sonuç çıkıyor RTE’nin bu açıklamasından. Koskoca Başbakan; Müslüman olduğu için laik olmadığını itiraf ve ilan ettiğine göre… …Bu ülkede laikliğe inanan (ben dahil) milyonlarca insanımız artık Müslüman değil! Sürpriz ifade AL CAN ULUDAĞ Beyaz Saray yetkilisi NYT’ye konuştu ANKARA Anayasa Mahkemesi Başkanvekili Osman Paksüt’ün yasadışı izlendiği iddiası üzerine biri emniyet amiri 3 polis hakkında 3’er yıla kadar hapis istemiyle açılan davada, olayın seyrini değiştirecek bir ifade ortaya çıktı. Olay günü Kavaklıdere Tenis Kulübü’nün karşısında görev yapan polis Erkan Kuş, araçta bulunduğu sırada yanına gelen sanık Emniyet Amiri Gökhan Ayhan’ın kendisine “KOM’da komiserim, kayıt almamız gerekiyor, siz arkamıza geçin, biz arabayı park edeceğiz” dediğini açıkladı. Bu ifade, olay yerine bir muhbirle görüşmeye gittiklerini söyleyen sanıkların savunmasını çürüttü. Dava, Ankara 26. Asliye Ceza Mahkemesi’nde sürüyor. Sanık polisler, mahkemedeki ifadelerinde içinde bulundukları ekip otosunun “görüntü alma özelliğinin bulunduğunu ancak o gün bunun için gerekli ekipmanın araca takılı olmadığını” iddia etmişlerdi. Cumhuriyet’in ulaştığı dava dosyasındaki ifadede, tanık polis Erkan Kuş, olayı şöyle anlattı: SPATLANDI Paksüt’ün avukatı Bülent Acar, önceki gün mahkemeye verdiği dilekçede, tanık Ercan Kuş’un beyanlarıyla sanıkların müvekkilini yasadışı olarak izleme ve kayıt altına alma fiilini işlediklerinin açık ve kesin bir biçimde ispatlandığını kaydetti. Sanıkların verdiği çelişkili ifadelere değinen Acar, “Sanık Gökhan Ayhan’ın buluşacağını iddia ettiği kişinin açık kimliğini, telefonunu verememesi nedeniyle böyle bir kişinin gerçekte olmadığı anlaşılmaktadır” dedi. Yanıma geldi, kayıt alacağız dedi: Arkadaşım İ.S. ile Karum’un önünde asayiş şubesinin bize verdiği görev yerinde bekliyorduk. Arkadaşım İ.S. bize yemek almaya dışarı çıkmıştı. Otururken yan tarafıma yolcu koltuğuna bir kişi oturarak, kimliğini gösterip KOM’da komiser olduğunu belirtip “Kayıt almamız gerekiyor. Siz arka mıza geçin, biz arabayı park edeceğiz” dedi. Ben öne çıkarak onun yerimize park etmesini sağladım. Fakat yoğun trafikte geri gelemedim. Bir tur atıp onun arkasında durdum. Geldiğimde başkomiser arkadaş da gitmişti. Telefon et Osman gelsin: Aradan 510 dakika geçince bir bayan (Ferda Paksüt) yanında genç, takım elbiseli beyle (koruması) geldi. Önümüzdeki araçta kimse olmadığını görünce bana “Bu araç bizi trafikte taciz ediyor” dedi. Ben de kendisine aracın polis arabası olduğunu söyledim. Bayan arabanın yanına giderek camları film kaplı aracın içini görmeye çalıştı. “Dışarı çıkın” diye camlara vurmaya başladı. Bu arada korumasına da, “Telefon et Osman (Paksüt) gelsin” dedi. Osman Paksüt olduğunu öğrendiğim beyle başkomiserimiz aralarında konuştular. Sonra Paksüt, eşi ve koruması ayrıldılar. Tenis kulubüne girdiler. Başkomiserimiz de araçla gitti. Tanık Kuş, bu ifadesini Paksüt hakkında olay günü üç polise “Ercüment’in itleri” dediği iddiası üzerine 7. Sulh Ceza Mahkemesi’nde açılan hakaret davasında da aynen tekrar etti. Füze kalkanı srail’i de koruyacak Dış Haberler Servisi ABD’nin en önemli gazetesi New York Times’ta (NYT) yer alan haberde ABD Başkanı Barack Obama yönetiminin önemli bir yetkilisinin Beyaz Saray’da düzenlediği brifinge yer verdi. Yetkili, NATO şemsiyesi altında Malatya’nın Kürecik ilçesinde kurulması kararlaştırılan ve İran’dan İsrail’e yönelik füze saldırısını önlemeye yönelik füze radarlarını “Türkiye ile ABD arasında son 1520 yılda alınan en büyük stratejik karar” olarak niteledi. Türkiye’nin dile getirdiği bazı çekincelere ve Türk medyasında yer alan, “Kalkan devreye girerse İsrail’le istihbarat paylaşımı yapmak zorunda kalırız” itirazlarına karşın, yetkili ABD’nin İsrail ile istihbarat paylaşımı konusunda herhangi bir sınırlamaya “evet” demediğini belirtti. Yetkili, Türkiye’ye yerleştirilecek erken uyarı sisteminden ve ABD’ye ait diğer istihbarat sistemleri aracılığıyla elde edilecek bilgilerin, İsrail dahil müttefiklerle paylaşılacağını dile getirdi. Yetkili, “Bu ABD’nin radarı” ifadesini kullandı. Aynı yetkili “Sistemin mimarisi Ortadoğu’dan, özellikle de İran’dan gelen balistik füze tehditlerine karşı en uygun korumayı sağlamayı amaçlıyor. Sistem hiçbir şekilde Rusya’ya yönelik değil” dedi. L ŞK LERE OBAMA EL KOYDU WASHINGTON (AA) ABD Başkanı Barack Obama’nın, gelecek hafta New York’ta yapılacak BM Genel Kurulu sırasında Başbakan Tayyip Erdoğan ile görüşeceği ve görüşmede srail konusunu ele alacağı bildirildi. Beyaz Saray Ulusal Güvenlik Konseyi Sözcüsü Ben Rhodes, Obama’nın, Erdoğan ile yapacağı görüşmede kendisini srail ile ilişkileri düzeltmeye çağıracağını söyledi. Rhodes, Obama’nın BM Genel Kurulu sırasında srail Başbakanı Binyamin Netanyahu ile de görüşmesinin öngörüldüğünü kaydetti. Devrimcilere karanfil Gürsel Tekin, dün Melda Onur ve Sezgin Tanrıkulu ile birlikte Çağdaş Sanatlar Merkezi’ndeki Utanç Müzesi’ni gezdi. Devrimci 78’liler Federasyonu Sözcüsü Yılmaz Cerek’ten bilgi alan CHP’liler, 12 Eylül darbesinde hayatını kaybedenlerin fotoğraflarının bulunduğu alana karanfil bıraktı . (Fotoğraf: AANESLİHAN CAN) lişkilerimiz hayati önemde’ Öte yandan Miami Üniversitesi’nde bir toplantıya katılan ABD Genelkurmay Başkanı Oramiral Michael Mullen, “Türkiye’yi bir NATO müttefiki olarak kaybetmemiz tehlikesi var mı” sorusuna “Türkiye ile ilişkilerimizin kesinlikle hayati önem taşıdığını düşünüyorum” dedi. ‘ CHP’li Tekin, Server Tanilli ve Alain Touraine’nin kitaplarını gönderdi G.Kurmay Temizöz’ü yalanladı Erdoğan’a ‘demokrasi’ hediyesi ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) CHP Genel Başkan Yardımcısı Gürsel Tekin, dün Server Tanilli’nin “Nasıl Bir Demokrasi İstiyoruz” ve Alain Touraine’nin “Demokrasi Nedir” kitaplarını Başbakan Tayyip Erdoğan’a gönderdi. Tekin dün sabah İstanbul Milletvekili Melda Onur ile Mithatpaşa Postanesi’ne gelerek iki kitabı postaya verdi. Tekin, Touraine’in kitabından “Demokrasi iki cephede savaşmalı: Bir yandan, yine en güçlülerin hizmetinde bir ideoloji olarak belirme tehlikesiyle karşı karşıya kalabilir; öte yandan adı canının istediğini yapan baskıcı bir iktidarın hizmetinde kullanılabilir. Bu kitabın amacı, bu iki tehlikeye karşı savaşarak siyasal alanın yeniden kurulmasına ve demokratik düşüncelerin yeniden doğmasına yardım etmektir” ve Tanilli’nin kitabından da “Son yıllarda en yetkili ağızlardan laik ve demokratik Türkiye modelinin özellikle Müslüman dünya için örnek olarak gösterilmesine bakıp övünmemek mümkün değil” ifadelerini okudu. Tekin, kitapların “Başbakan’ın Arap dünyasına verdiği laiklik mesajıyla da ilgili çok önemli mesajlar içerdiğini, özellikle önemli vurgu yapılacak bölümleri Başbakan’ın daha rahat okuması amacıyla işaretlediklerini” söyledi. Yurtdışında değildi 2 albay daha cezaevine konuldu stanbul Haber Servisi “Balyoz Planı” soruşturması kapsamında dün 5 muvazzaf asker daha Beşiktaş’taki stanbul Adliyesi’nde savcı Hüseyin Ayar’a ifade verdi. Albaylar Ali Yasin Türker, Hakan Mehmet Göktürk tutuklanarak cezevine gönderildi. Korgeneral Teyfik Özkılıç savcılık sorgusunun ardından Albay Aşkın Üredi ve Astsubay Kenan Yüce ise çıkarıldıkları mahkemece serbest bırakıldı. MAHMUT ORAL ‘Genelkurmay’ı yargılayın gücünüz yetiyorsa’ HAT CE TUNCER Vatana hizmet ettiklerini belirten Çiçek, “ ddianameye göre” Genelkurmay da örgüt’ dedi imzalarının bulunduğu ‘üçlü kararname’ ile atandığına” dikkat çekti. Ergün, “Burada isimlerini ihbar olarak da kabul edebilirsiniz. İddianamenin bütünlüğü açısından bu kişiler de Ergenekon örgütündendir” dedi. Duruşmada savcı Mehmet Ali Pekgüzel, sanık avukatlarının eski Genelkurmay Başkanı İlker Başbuğ’un tanık olarak dinlenmesi talebinin sorguların tamamlanmasından sonra değerlendirilmesi görüşünü bildirdi. Islak İmza davasıyla birleştirilerek görülen İnternet Andıcı davasında tutuklu sanık emekli Kurmay Albay Dursun Çiçek, TSK aleyhine yapılan haberlerin doğrusunu yayımlayarak vatana hizmet ettiklerini belirtti. Çiçek, “Atatürk aleyhine yayın yapan 5 siteyi tespit ettik. Bu sitelerin ismi Adli Müşavir’e gönderildi. İddianamede bunlara yer verilmemiş. Bunları takip etmek vatanseverlik, milliyetçilik değil mi?” diye bağırdı. Özese, Çiçek’i bir kez daha uyararak “Bu şartlarda kesmek zorunda kalabilirim” dedi. Suçlanmasına konu olan internet sitelerinde bilgilendirme amaçlı yayın yapıldığını anlatan Çiçek “İngilizce ve Fransızca yayın yapan siteler de var. İddianamede bunlardan bahsedilmiyor. Ermeni olayları iddialarıyla ilgili Milli Güvenlik toplantılarına da katılıyorduk. Buna göre Genelkurmay da örgüt. Genelkurmay’ı yargılayın gücünüz yetiyorsa” diye e konuştu. Tutuklu sanık Genelkurmay Adli Müşaviri Tümgeneral Hıfzı Çubuklu, suçlamaları anlamakta güçlük çektiğini belirtti. Emekli Tuğamiral Alaettin Sevim’in avukatı Murat Ergün, müvekkilinin Genelkurmay Başkanlığı İstihbarat Daire Başkanlığı’na iddia edilenin aksine “Örgüt tarafından değil, 4 Ağustos 2007’de Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer, Başbakan Tayyip Erdoğan ve Milli Savunma Bakanı Vecdi Gönül’ün C MY B C MY B DİYARBAKIR Şırnak’ın Silopi ilçesindeki faili meçhul cinayetlerle ilgili eski Kayseri Jandarma Alay Komutanı emekli Albay Cemal Temizöz ve eski Cizre Belediye Başkanı Kamil Atağ’ın da aralarında bulunduğu 7 sanığın yargılanmasına devam edildi. Temizöz, 19931995 yılları arasında NATO görevi kapsamında yurtdışında olduğunu savunurken, Genelkurmay Başkanlığı’ndan gönderilen yazıda Temizöz’ün o dönemde yurtdışında olmadığı belirtildi. Diyarbakır 6. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülen duruşmada tutuklu sanıklar emekli Albay Cemal Temizöz, Kamil Atağ, Tamer Atağ, Hıdır Altuğ, Fırat Altın ve Adem Yakin hazır bulundu. Tutuksuz yargılanan Kukel Atağ ise duruşmaya katılmadı. Mahkeme Başkanı Menderes Yılmaz, Genelkurmay Başkanlığı’ndan gönderilen yazıda, sanık Cemal Temizöz’ün 19931995 yılları arasında NATO görevi kapsamında yurtdışına çıkmadığının belirtildiğini söyledi. Duruşmaya ara verildiği sırada gazetecilerin sorularını yanıtlayan avukat Tahir Elçi, “Sanık Temizöz, Şubat 1994’te Ramazan Elçi’nin öldürülmesiyle ilgili verdiği ifadede, o tarihte NATO görevlisi olarak yurtdışında bulunduğunu söylemişti. Genelkurmay Başkanlığı’nca gönderilen yazıda bunun doğru olmadığı ortaya çıktı” dedi.
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear