29 Kasım 2024 Cuma Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
22 TEMMUZ 2011 CUMA CUMHUR YET SAYFA EKONOMİ CHP Başkan Yardımcısı Faik Öztrak, üst üste kötü senaryo açıklaması yapan AKP’li isimleri sert bir şekilde eleştirdi: 9 Tellallığı bırak önlem al Hükümetin görevinin kriz tellallığı yapmak değil, önlem almak olduğunu belirten Faik Öztrak, AKP’yi kendi politikalarının neden olduğu gidişattan paniklemek ve ayak sesleri duyulan krizin sorumluluğunu uluslararası piyasalara çıkarmakla suçladı. Öztrak, hükümetten yükü adil dağıtacak bir uyum programı hazırlamasını istedi. TÜREY KÖSE ANKARA CHP Genel Başkan Yardımcısı Faik Öztrak, iktidar kanadından gelen “ekonomik kriz” uyarılarıyla ilgili olarak “İlk kez kriz tellallığı yapan bir hükümet görüyoruz. Seçimden önce vatandaşı borca batırdılar, şimdi frene bastığınız zaman bu araba takla atar” dedi. Öztrak, Ekonomik ve Sosyal Konsey’in derhal toplanması ve “yükü adil dağıtacak bir uyum programı hazırlanmasını” istedi. Öztrak, Başbakan Yardımcısı Ali Babacan ve AKP Genel Başkan Yardımcısı Bülent Gedikli’nin “kriz geliyor” uyarılarıyla ilgili olarak “Hükümet kendi politikalarının neden olduğu gidişattan paniklemiş, ayak sesleri duyulan krizin sorumluluğunu uluslararası piyasalara yıkmaya çalışıyor, Türk ekonomisindeki süreçlerin sürdürülemez hale geldiğini görüyorlar. Karamsar beklentiler yaratmak suretiyle ekonomiyi yönetmeye kalkarsanız, bunun nerede duracağını bilemezsiniz. Uyarılarımıza rağmen seçimden önce vatandaşların hızla borçlanmasını özendirdiler. Bu popülizme dikkat çeken ve uyarılarda bulunan partimizi felaket tellallığı yapmakla suçladılar” görüşünü dile getirdi. Öztrak, “Ne yapılmalı, vatandaş ne yapmalı” sorusuna şu yanıtı verdi: “Derli toplu bir program gelmeli. Bir uyum programının yükünün adil dağıtılması gerekir. Ekonomik ve Sosyal Konsey toplansın, diyoruz. Toplanmalı ve sorunlar orada konuşulmalı. Vatandaş endişeli. Şimdi vatandaş tüketimini kesecek, durmaya çalışacak durduğu yerde. Bütün vatandaşlar tüketimi durdurduğu zaman işsizlik başlar. Bir yılda krediler yüzde 40 arttı, şimdi burada frene bastığınız zaman bu araba takla atar. Cari açığın finansmanını her an bulamama riski var, endişeler oradan kaynaklanıyor. Bir sene içerisinde 70 milyar dolar bulacaksınız. Bunun öyle bir riski var ki; dışarıda hava bir bozulduğunda, gelişmiş ekonomiler faizleri yükseltmeye başladığı zaman, Avrupa’da borç ödememe sorunu başladığı za man bunların hepsi Türkiye’ye borç vermek isteyenlerin iştahını etkileHamzaçebi: yecektir. O zaman çok daha sert frene basmak gerekir. ” Yeni vergiler Başbakan Tayyip Erdogeliyor ğan’ın TBMM’de pembe tablo çizdiğini anımsatan CHP Grup Başkanvekili Öztrak, sözlerini şöyle Akif Hamzaçebi, iktidardan sürdürdü: gelen “kriz” uyarılarıyla ilgili “AKP iktidarı, Tür“Bunun anlamı AKP’nin kekiye’nin uluslararası mer sıkma tedbirlerine başvupiyasalardan uzunca racağıdır, hükümet yeni vergiler bir süredir ayrışmagetirecek demektir” dedi. sına hiç değinmiyor. Hamzaçebi, SSK ve BağKur’dan TL yıl başından bu emekli olanların memuriyette geyana dolar ve kur çirdikleri sürelere ilişkin emekli iksepeti karşısında en ramiyelerini alabilmelerini sağlamak hızlı değer yitiren amacıyla hazırladığı yasa önerisi para birimleri arahakkında bilgi verdi. Hamzaçebi, sında yer almaya “Jeton geç düştü. Türkiye ekobaşladı. Başbakan sınomisinin en büyük riski cari fır reel faizden bahseaçık. Vatandaşa az harcayın, diyor ama faizler sediyerek cari açık önlenemez. çimden hemen sonra iki Daha önce ‘Aman harcayın, haneye sıçradı. Gelinen ekonomi canlansın’ diyen noktada felaket tellallığı hükümet, bugün 180 deyapıp vatandaşa ‘Aman fazrece tersi bir noktaya la harcama’ demenin anlamı geldi.” yok. Halkın içine düştüğü borç batağının tek sorumlusu AKP’dir.” Krizde Yeni Dalga Nasıl Göğüslenecek? “Alın, satın ekonomiyi canlandırın. Kriz sakinleşsin, işiniz yürüsün…” Bu sloganı içeren sosyal reklamların üstünden çok geçmedi. En fazla 1.52 yıl önce iktidar, sermaye örgütleri, topluma “harcayın” diye yalvarıyordu. Peki bugün? RTE’nin gözdelerinden Bülent Gedikli, TV8’de dedi ki, “Kötü haberi veriyorum; dünya ekonomisinde karabulutlar gözükmeye başladı… Tedbirli olun. Ne varsa onu tutun. Fazla harcamayın.” Nereden nereye… Hem de 2 yılda. Dün, harcayın diye yalvartan koşullar farklıydı, bugün ise farklı. Ekonomi, 2008’in son çeyreğinde yüzde 6.4, takip eden 2009’un ilk çeyreğinde de yüzde 14’ün üzerinde daralmıştı. 29 Mart 2009 yerel seçimlerine de bu koşullarda gidilmiş ve AKP önemli ölçüde oy kaybetmişti. Daralma, 2009 ikinci çeyreğinde de sürdü. İşte bu “harcayın” kampanyaları, hükümetin vergi indirimleri ve kamu harcamalarını kamçılaması ile kriz hafifletildi. “Net hata noksan” verilerinden anlaşıldı ki, dışarıdan kaynağı belirsiz dövizler girdi. Bunlarla batmaktan kurtarılan gemi, 2009’un ikinci yarısında geri dönüş yapan sıcak para ile de ayağa kalktı. Sıcak para geldikçe ekonomi dirildi. 2007’de 114 milyar dolar olan sıcak para girişi, 2008’de 55 milyar dolara düşmüştü. Ancak 2009’un ikinci yarısında sıcak para geri geldi ve 2009’da 85 milyar dolar giriş gerçekleşti. Ama esas şahlanış 2010’da yaşandı ve 114 milyar dolar sıcak para girişi, yılın tamamında yüzde 9 büyümeyi de getirdi. 2011’in ilk çeyreğinde yüzde 11 büyüme ile ifade edilen aşırı ısınma memnuniyetten çok endişe taşıdı. Çünkü, ısınma sürdükçe madalyonun öbür yüzünde devasa bir cari açık oluştu. Yıllık 75 milyar dolara koşan cari açığın, milli gelirin yüzde 8’ini aşması, IMF’ye göre yüzde 10’a koşması, iktidarı, ekonomiyi soğutmaya, bunun için de “harcamayın” komutuna zaten zorluyor. Buna şimdi, AB’den gelen karabulutlar eklenince endişe büyüyor. Ekonomide aşırı ısınmayı körükleyen, iç talep, tüketim. Dış talep, ihracatın büyümeye etkisi, çok geri planda. İçeride tüketici kredileri ve kredi kartı borçlanmalarıyla büyüyen ve büyümeyi ithalatla, ithal girdi ağırlıklı üretimle gerçekleştiren ekonomi, süratle cari açık belasına dolandı. TCMB’DEN FA Z ND R M S NYAL Merkez Bankası (TCMB) faizi 6.25’te bırakırken karar sonrasında yayınladığı raporun detaylarında sıkılaştırmanın bittiği, para musluklarını açacağı sinyalini verdi. TCMB, bazı Avrupa ülkelerindeki küresel büyümeye ilişkin endişelerin risk iştahını olumsuz etkilemeye devam etmesi halinde faiz koridorunun kademeli olarak daraltılmasının uygun olabileceğini belirtti. Banka yurtiçi iktisadi faaliyetin durgunluk sürecine girmesi halinde bütün politika araçlarını genişletici yönde kullanılabilecek. Piyasaların dengesi şaştı Yunanistan’a dair umutlarla dış piyasalarda bayram havası yaşanırken içeride Fitch’in uyarısı borsayı dibe çekti. Avro/dolar paritesi 1.42’yi aşmasına rağmen dolar/TL 28 ayın zirvesine çıktı. Avro 2.38 TL ile rekor düzeye ulaştı. Ekonomi Servisi Kredi derecelendirme kuruluşu Fitch analisti Ed Parker, Türkiye ekonomisinde ısınma sinyalleri görüldüğünü belirterek Türkiye’nin cari açık sorunu yüzünden AB’deki krize diğer gelişmekte olan ülkelerden daha açık ve not artışının da belirsiz olduğunu söyledi. Yurtdışı piyasalarında yükseliş yaşanırken içeride Fitch’den gelen açıklamalar piyasanın dengesini bozdu. Borsa yüzde 4’e yaklaşan bir kayıpla 16 Haziran’dan bu yana ilk kez 60 bin puan sınırının altına geriledi. Avro, içeride 2.38’i aşarak TL karşısında tüm zamanların en yüksek seviyesine ulaştı, dolar 1.6760 ile 28 ayın zirvesine çıktı. TCMB faiz toplantısından sonra krizden çıkış stratejisi kapsamında yüzde 5.75’ten 1.50’e çekilen borçlanma faizinin arttırılabileceği açıklaması geldi. Açıklama, yabancı kaynaklı bono girişlerini arttırarak faizi aşağı çekti. Faiz kararı öncesi yüzde 8.81 seviyesinde olan 15 Mayıs 2013 itfalı gösterge tahvilde bileşik faiz yüzde 8.64’e geriledi. İMKB, ikinci seansta Avrupa borsalarında yaşanan toparlanma sonrası günü yüzde 1.22 düşüşle 60 bin 882 puandan tamamlarken dolar/TL gün sonunda 1.67’nin altına gevşedi. Kaynak: BDDK veri tabanı Kriz öncesinde 106 milyar TL’yi ancak bulan tüketici kredisi ve kartla borçlanmalar, 2009 ortasına kadar ancak yüzde 11, yani enflasyona yakın artmış, reel olarak gerilemişti. Esas artış 2010 ve 2011’de yaşandı ve bu yılın mayıs ayında 200 milyar dolara yaklaştı. Krize giderken en büyük kambur bu borçlanmalar ve üçte ikisi özel sektöre ait olan 300 milyar dolarlık dış borç stoku. Hele ki bunun dörtte birinin kısa vadeli olması gerçekten kritik. İktidar, krizin ilk fazında, aşırı daralmayı ve onun yıkımını azaltmak için iç tüketim seçeneğine sarılmıştı. Şimdi hedef, büyüme değil, aşırı ısınmayı soğutma, yani kontrollü küçülme. Ama, ya dışarıdan gelen sert dalgalar istenenin üstünde bir daralmaya yol açarsa? Bu yılı yüzde 67 büyüme ile kapatmayı uman iktidar, 2012’de yüzde 4.5 büyümeyi hedefliyor. IMF ise bu rakamın yüzde 2.5 olacağını öngörüyor. Şimdi korku, ABD’de borçlanma tavanının delinememesi halinde yaşanacak kamu maliyesi krizinin, AB’deki devletin mali krizi ile bütünleşip dünyayı yeniden kasıp kavurması. Türkiye, sıcak para çekilmesi ile bir kur şoku yaşamanın eşiğinde. AB’ye ihracatın azalması ile kapasite düşüşleri ve onun getireceği tensikatlar, düşen aile gelirleri, ödenemeyen borç taksitleri, yeni işsizlik dalgası ve yoksullaşma, öteki tatsız sonuçlar olacak. Harcamayın, demek yetmiyor. Ortaya çıkacak kriz faturasının bir kez daha alttaki sınıfa yıkılmamasını ve faturada adil olunmasını talep etmek gerekiyor. Mevcut ekonomi paradigması, kırılganlık üreten, krizler karşısında dayanıksız ve sürekli bağımlılık yaratan, iş ve aş sorunlarına karşılık vermeyen, “B planı” olmayan bir yapıda. Krizler, hiç olmazsa bu kurgunun terk edilip daha dayanıklı bir yapıya geçişin vesilesi olmalı ama bu iktidarda böyle bir çaba yok. KISA... KISA... Ekonomi Bakanı Zafer Çağlayan, ‘Türkiye AB krizinden etkilenecek’ diyen kurumu eleştirirek “Fitch yine Fitchliğini yapmış, biz kriz kelimesini çöpe attık. Tüketicilerin 815 Temmuz haftasında, kredi kartı borçları 272.2 milyon TL artışla 49 milyar TL’yi aştı. Bu dönemde tüketicilerin bankalara olan toplam borcu 562.5 milyon TL artışla 200 milyar 691 milyon TL’ye ulaştı. Frankzedeler isyanda İsviçre Frangı’ndaki rekor yükseliş Türkiye’de yeni bir mağdur kitlesi yarattı. Frankla konut kredisi kullanan ve borç yükü yüzde 40 artan 50 bin tüketici devletten yardım bekliyor. C MY B C MY B
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear