25 Kasım 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
3 HAZ RAN 2011 CUMA CUMHUR YET SAYFA 17 Eğitim Reformu Girişimi, seçime doğru eğitimin öncelikli sorun alanlarını belirledi ‘Eğitim sistemi eşitlikçi değil’ ‘ nsan neyi korur?’ Sabancı Üniversitesi Toplumsal Duyarlılık Projeleri kapsamında uygulanan “İnsan Neyi Korur?” projesinde, ilköğretim öğrencisi çocuklar, bir yıl boyunca çevrelerinde kendilerini rahatsız eden görüntüleri fotoğrafladılar. Bu fotoğraflar, bugün Sultanbeyli Kültür Merkezi’nde sergilenecek. Bu projede gönüllü olarak çalışan Sabancı Üniversitesi öğrencileri, yaşadığımız çevrenin korunması ve temiz tutulması bilincinin çocuklara kazandırılmasını amaçlıyor. Fotoğraf sanatını kullanarak bu amaçlarını gerçekleştirmek isteyen Sabancı Üniversitesi öğrencileri, proje kapsamında Sultanbeyli Namık Kemal İlköğretim Okulu öğrencileri ile çevrelerinde kendilerini rahatsız eden durum ve görüntülere dikkat çekmek üzere fotoğraf çekimleri yaptılar. Eğitim Reformu Girişimi (ERG), seçime günler kala eğitimin öncelikli sorun alanlarını ve bu sorun alanlarına ilişkin isteklerini, seçmenlerin ve partilerin dikkatine sundu. ERG’nin açıklamasında, nüfusun yüzde 45’inin 25 yaş altında bulunduğu hatırlatılarak “Türkiye’de eğitim politikaları, ülkenin geleceğini doğrudan şekillendiriyor ve toplumun her bireyini yakından ilgilendiriyor. Bu nedenle, eğitim politikaları, eğitim sistemi içindeki sorun alanları ve çözüm seçenekleri, seçim gündemine çok daha sık gelmeli, partilerin önerdikleri eğitim politikaları çok daha derinlikli bir biçimde tartışılmalı” denildi. Belirlenen sorun alanları ve istekler şunlar: 1) Eğitime ayrılan kamu kaynakları hâlâ yeterli değil! ERG, kamu eğitim harcamalarının GSYH’ye oranının 2014’e kadar yüzde 6’ya çıkarılmasını talep ediyor. 2) Ortaöğretim sistemi gençleri kaybediyor! ERG, önümüzdeki dönemde, esnek, eşitlikçi ve kaliteli bir ortaöğretim sisteminin hayata geçirilmesini talep ediyor. 3) Eğitim sistemi eşitlikçi değil! ERG, “dezavantajı giderme”yi amaç edinen, eşitlikçi bir eğitim sistemi talep ediyor. 4) Eğitim sisteminde öğrenme gerçekleşmiyor! ERG, yaşam becerileri kazandırma odaklı bir eğitim sistemi talep ediyor. 5) Eğitimde haklar gerçekleşiyor mu? ERG, her çocuğun eğitimde haklarının gerçekleşmesi için mevzuat ve uygulama düzeyinde etkili önlemlerin alınmasını talep ediyor. Kahraman Siyaseti Adaleti! Kör topal yürüyen çok partili sistem 66. yılını doldurdu. Yine de oynak demokrasimizi altmış altıya bağlamış değiliz. Çünkü kurallara değil, kahramanlara bel bağlıyoruz. Halkımızın kısmetine de daha çok... Adnan Menderes’ler, Kenan Paşa’lar, Recep Bey’ler düşüyor. Çok partili dönemin ilk kahramanı Menderes’e “Sen istersen hilafeti getirirsin!” diye el pençe divan durulduğu yetmezmiş gibi, 10 yaşındaki çocuğunu kurban etmeye yönelenler çıktı! Menderes, ne yazık ki trajik biçimde hayata veda etti. Aradan yirmi yıl geçmeden halkımız bu kez yeni bir “kahraman”a sarıldı: Evren Paşa’yı yüzde 92 ile reisicumhur yaptı. Hay huy içinde aradan 30 yıl geçti. Bu kez milletimiz çantadan ve Kasımpaşa’dan yeni bir kahraman çıkarttı. Ama kahraman kahramanı çekemiyor olmalı... Ki, Kasımpaşalı kahraman 94 yaşına gelmiş “kahraman paşa”nın sırtından seçimlere 9 gün kala kahramanlık efsanesi çıkartmaya yöneldi... Maksat kahramanlık olsun! Demokrasimiz de ne yazık ki kahramanların gölgesinde kaldığı için gelişemiyor. Çünkü kahramanların tek derdi var: Meydan okumak! Meydan okumanın yolu ise belli. Hiddet, şiddet, öfke... Ve küfür elbette! “Ben bu kadar edepsiz, ahlaksız, alçak değilim!..” Kemal Kılıçdaroğlu yine de, ağzını açıp da... Bir süre önce “A, dedi!” diye ağzına geleni söyleyen Başbakan’a “Peki o kadar değilse... Ne kadar!..” diye sormadı! TÜ Vakfı’ndan yeni kampus İTÜ Geliştirme Vakfı Okulları Beylerbeyi’nde kampus açacak. İTÜ Geliştirme Vakfı Okulları kurucu temsilcisi ve İTÜ Rektörü Prof. Dr. Muhammed Şahin, “İTÜ’lülerden, velilerimizden ve kamuoyundan gelen yoğun baskılar sonucunda İTÜ kültürünü, eğitim kalitesini ve farkını daha geniş kitlelere ulaştırmak adına yeni kampuslar açmaya karar verdik. İTÜ Geliştirme Vakfı Okulları olarak 2000 yılından itibaren İTÜ Ayazağa Yerleşkesi’nde edindiğimiz tecrübelerimizi; eğitim felsefemiz, değerlerimiz, eğitim ve yönetim sistemimizle Anadolu Yakası’na taşıyoruz” dedi. Beylerbeyi’nde, yaklaşık 25 bin metrekarelik bir alanda yapılacak kampus, 20112012 öğretim yılında, anaokulu ve ilköğretim okulu 1. sınıflarla eğitim hayatına başlayacak. İTÜ’lü mimarlar tarafından tasarlanan okul binasında tüm sınıflar bahçeye açılacak. Ermeni öğrenciler şampiyon Özel Feriköy Ermeni İlköğretim Okulu öğrencileri, Uluslararası Mind Lab Olimpiyatları Türkiye Final Turnuvası’nın şampiyonu oldu. Öğrenciler, 1416 Haziran 2011 tarihlerinde Portekiz’de yapılacak 6. Uluslararası Mind Lab Olimpiyatları’nda Türkiye’yi temsil edecek. Anabilim Eğitim Kurumları’nda yapılan Türkiye Finali’nde, Arda Tarakçıoğlu, Serdar Barmaksız, Meri Kuzucu ve Larissa Ilgarlar’dan oluşan Özel Feriköy Ermeni İÖÖ ekibi, yarışmaya katılan 16 okuldan toplam 64 öğrencinin sosyal, duygusal ve bilişsel yeteneklerini sergiledikleri akıl oyunlarında tüm rakiplerini geride bırakarak Türkiye şampiyonu oldu. Kadınları Tanımayan Kadın! FATMA ES N K M K ME DUM DUMA BEH Ç AK behicak@yahoo.com.tr Sibel Üresin’in çokeşliliğin yasal olması ile ilgili çıkışı neden yadırgandı, anlamadım! Bence böyle bir çıkış için geç bile kalındı. Neden mi?.. Çünkü iktidar partisi daha iktidarının ilk günlerinde bu sonuca gelineceğinin işaretini vermişti. İlk adım “dini nikâh affı” ile başlamıştı (Şubat 2003). Bu konudaki çalışmanın başlaması ile sonucun Sibel Hanım’ın dillendirdiği konuya, çokeşliliğin yasallaşmasına geleceği açıktı. Ne yazık ki ülkemizde yasal olmamasına karşın “dini nikâh” kurumu süre gitmekte. Ve yine ne yazık ki, bu beraberliklerden çocuklar doğmakta. Kimliksiz ve bu nedenle eğitim ve sosyal güvenceden yoksun olarak büyümeye mahkum çocuklar! Bu gerçekten hareketle AKP iktidarının bu girişimi insani nedenle olumlu karşılanmıştı. Fakat bazı çekinceleri ve kuşkuları da beraberinde getirmişti. Bu af geçmişle sınırlı kalmayıp geleceği de kapsayabilir ve harem özlemi ile yanıp tutuşan kişileri cesaretlendirebilirdi. O tarihte birçok köşe yazarı bu konudaki endişelerini dile getiren yazılar yazmışlardı. 28 Şubat 2003 tarihinde Cumhuriyet gazetesinde yayımlanan “Dini Nikâh Affı” başlıklı yazımda ben de kuşkularımı ve korkularımı dile getirmiş ve bu affın arkasındaki asıl amaç ne, diye sormuştum. Acaba şeriat hedefine varmayı amaçlayan adımlardan bir mi, demiştim. Öyle de oldu sayılır. Bazı parlamenterlerin bile imam nikâhlı eşleri olduğu duyulmaya başlandı. Bundan sonrasında da kurumun yasallaştırılması konusunun gündeme geleceği açıktı. AKP’ye özgü bir yöntem; kamuoyu tarafından tepki ile karşılanacağını bildiği konuları herhangi biri tarafından gündeme oturtmak ve tartışmaya açmak!.. Ondan sonra devreye girmek!.. Bu defa bu konuyu gündeme getirme görevi Sibel Hanım’ın olmuş. Eh ilk bakışta oldukça renkli bir kişi. Titri bile var: Davranış Bilimleri Uzmanı. Birçok belediyede ve bazı kurumlarda aile içi iletişim seminerleri veriyormuş. Bundan iyisi olur mu? Sibel Hanım’ın, “aile içi iletişim” konularında seminerler vermesine karşın, savı için ileri sürdüğü gerekçelere bakıldığında aileyi ve de aile içinde kadının önemini hiç tanımadığı açıkça belli oluyor. Kendisine belletilen şeriat düzenine yönelik bilgilerin etkisinde kalıp bağımsız ve özgür bir bakışla aileye ve ailede kadının yerine ve önemine hiç dikkat etmemiş. Zaman zaman gazetelere yansıyan, romanlara, filmlere konu olan kuma olayını önemsememiş. Kendisine Necati Cumali’nin “Acı” isimli öyküsünü okumasını öneririm. Öykü, üstüne ortak getirilen bir kadının çektiği acının somut olarak akrep sokmasından kaynaklanan acıdan çok daha derin ve dayanılmaz olduğunu açıkça orta koyuyor. Sibel Hanım bu öyküyü mutlaka okumalı. Öykü deyip geçmesin. Öyküler gerçekleri anlatır! Uygar bir Batı toplumunda bu konuda bir öykü veya roman bulamazsınız. Ya çocuklar!.. Bu koşullar içinde doğmuş ve büyümüş çocuklar!.. İçine kapalı, ezik, kuşkulu, güven duygusundan yoksun çocuklar... Çünkü onlar mutsuz annelerin çocukları. Bir çocuğu, annesinin mutsuzluğu kadar başka hiçbir şey etkileyemez. Sibel Hanım olaya sadece maddi açıdan bakmış. “Hiçbir kadın fakir bir adamın ikinci eşi olmaz” diyor. Yani zengin erkeğin olur; öyle mi?.. Oysa ister eğitimli ister eğitimsiz, ister güzel ister çirkin, ister duygulu ister duygusuz hiçbir kadın gönül rızası ile 2., 3. eş olmayı istemez. Eğer kabul etmişse ya zorla ya da çaresizliktendir. Aynı şey ilk eş için de geçerlidir. Eğer ilk eş böyle bir duruma katlanıyorsa, çaresizliğindendir. Beni şaşırtan gerekçelerinden biri de şu: “Bu kurum yasallaşsın, kızlar evde kalmasın.” Anlaşılan Sibel Hanım içinde yaşadığı toplumu da tanımıyor. Cumhuriyet dönemi ile birlikte Türkiye uygar bir ülke olarak kabul ediliyor ve sözde AB’ye girme çabalarını sürdürüyor. Uygar bir ülkede kız ve erkek ayrımı olmaksızın herkes birey olarak yetiştirilir. Meslek sahibi, üretime katkıda bulunan, üreten, başkalarının hakkına saygılı, özgür düşünceli bireyler. Böyle bir toplumda kızları sadece evde koca bekleyen kişiler olarak düşünmek, hem kızlarımıza, hem de ülkeye saygısızlıktır. Affedilemez bir saygısızlık! “Siyasi lider” gerçeği, “siyasi parti” gerçeğinin önüne geçmiş durumda. Kahramanlık kültürünün sonucu bu. Oysa kahramanlık boy ölçüşmeyi gerektirir! Bunun tek yeri ise... Tüm uygar ülkelerdeki gibi aynı TV’de, tartışmaya çıkmak. Demokrasimizin ulusal ölçekten çok, yerel düzeyde liderlere ihtiyacı var. Ulusal liderin gücü çoğu zaman yerel düzeyde yeterli olmuyor. Tayyip Bey’in Tunceli’de de bir türlü varlık gösterememesi bundan! Çünkü “yerel”in kendi koşulları kendi gerçekleri var. Uzun yıllardır CHP’nin 30’dan fazla ilde milletvekili yok! Çünkü yerel liderlerini bulabilmiş değil. Bunun en kestirme yolu, önseçim! CHP bunu bu seçimde kısmen yerine getirdi, biraz da “eğilim yoklaması”na yöneldi. 30 küsur yıldır milletvekiline hasret Elazığ’da örneğin, İstanbul eski il başkanlarından Ali Özcan’ın yerel lider niteliği böylece ortaya çıktı! Özcan, Kılıçdaroğlu’nun ulusal ölçekte yaptığını Elazığ düzeyinde gerçekleştiriyor. Sabahın alacasından gecenin karanlığına köy köy, sokak sokak Elazığ’ı dolaşıyor. Konuşuyor, dinliyor, soruyor, hemşerileriyle kucaklaşıyor. Demokrasinin ve siyasal kurumların ülke ölçeğinde güçlenmesi için “ulusal lider kadar” yerel kahramanların da desteği de çok önemli. Ç ZG L K KÂM L MASARACI kamilmasaraci@gmail.com BULMACA SEDAT YAŞAYAN HAYAT EP K T YATROSU MUSTAFA B LG N hetiyatrosu@mynet.com OTOBÜSTEK LER KEMAL URGENÇ kurgenc@yahoo.com YUKARIDAN AŞAĞIYA: 1/ Bilimsel bir sorunu incelemek ya da siyasal, ekonomik, diplomatik sorunları tartışmak için yapılan akademik toplantı. 2/ Bir kimsenin davranışlarına temel olan ahlak ilkelerinin tümü... Çok büyük, ulu. 3/ Hıristiyan. 4/ Altı aylıkla iki yaş arasındaki koyun... Madencilikle ilgili kuruluşumuzun kısa yazılışı. 5/ Yabancı... Asya’da bir ırmak... Terbiyesiz kimse. 6/ Kendisine aziz süsü vererek yerleştiği sarayda türlü entrikalar çevirmesiyle ünlü Rus papaz. 7/ Ayak direme... Eski dilde su. 8/ Güney Afrika Cumhuriyeti’nin plaka imi... Ses... Kabadayı. 9/ Tahmin. 1 2 3 4 5 6 7 8 9 SOLDAN SAĞA: 1/ Balıkçıların de 1 nizde sığlıkları belirtmek için kullan 2 dıkları işaretlerin tü 3 mü. 2/ Bilgisiz, kül 4 türsüz kimse... Yararlanılan uygun ko 5 şul. 3/ Atın eşkin 6 yürüyüşü... Suudi 7 Arabistan’ın plaka imi. 4/ Boyu yüz 8 metreyi aşabilen bir 9 ağaç. 5/ Yersiz şa1 2 3 4 5 6 7 8 9 kaları ve hoş olmayan davranışlarıyla çevresindekileri 1 M A D R A B A Z rahatsız eden kimseler için 2 A B A K U L A K kullanılan sözcük... Briçte 3 D A M G A A T E sanzatunun kısa yazılışı. 4 R G E D A İ Ş 6/ Uçurum... Verme, öde 5 A K A D EM İ A me. 7/ Bir nesnenin uzay6B U AMA Z ON da kapladığı yer... İspanya İ Z İ N ve Portekiz’in yer aldığı 7 A L A ON A T yarımadanın adı. 8/ İpekli 8 Z A T İ 9 K E Ş A N T İ bir kumaş cinsi... Eski ve bilinmeyen bir tarihi anlatmakta kullanılan deyim sözü. 9/ Kullanma süresi... AleviBektaşi törenlerine verilen ad. C MY B C MY B
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear