29 Kasım 2024 Cuma Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
SAYFA CUMHUR YET 3 HAZ RAN 2011 CUMA 16 EKONOMİ Üniversite sanayi işbirliğinde neredeyiz? Dava Açıp Haksız Çıkarsanız ‘Zam’ Ödersiniz! ergi borçları vadesinde ödenmediği zaman vergi dairesi cebren, yani zorla tahsil hükümlerini uygulamaya başlar. Düzenleyici yasa, 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanun’dur. Buna göre, cebren tahsil, “ödeme emri” tebliği ile başlar. Vergi borçluları, idarenin tüm işlem ve eylemlerine olduğu gibi ödeme emrine de dava açma hakkına sahiptir. Bu hak hukuk devleti ilkesinin bir gereğidir. Ancak, 6183 sayılı kanunun 58. maddesinde, ödeme emrine açılan davanın kaybedilmesi durumunda yüzde 10 “haksız çıkma zammı” ödeneceği belirtilmiştir. Yani size tebliğ edilen 100 bin TL vergi borcunu içeren bir ödeme emrine karşı dava açar ve bu davayı kaybederseniz, 10 bin TL haksız çıkma zammı ödersiniz. Bu, ödemedeki gecikmenin cezası olarak kabul edilen gecikme zammına ilave olarak ödenen bir zamdır. Bazı idare ve vergi mahkemeleri haksız çıkma zammının anayasaya aykırı olduğunu iddia ederek kanun hükmünün iptali istemiyle Anayasa Mahkemesi’ne dava açmışlardı. “Dava açar kaybedersem yüzde 10 zam öderim” korkusunun “hak arama hürriyeti”ni zedelediği savunuluyordu. Aslında bu doğru bir düşünceydi. Vatandaşın hakkını yargı yoluyla özgürce arayabilmesinde bu tür sınırlayıcı hükümlerin bulunmaması gerekir. Haksız çıkma zammı benzeri bir düzenlemenin İcra İflas Kanunu’nda da bulunduğu, bu nedenle kamu V alacakları için de bulunması gerektiği düşünülebilir. Ancak, İcra İflas Kanunu uyarınca yapılan ilamsız takiplerde ödeme emrine açılan dava, alacağın takibini durdurmaktadır. Oysa ki, 6183 sayılı kanuna göre açılan davada alacağın takibine devam edilir. Bu nedenle özel alacakların takibinde uygulanan haksız çıkma zammının, kamu alacakları açısından da uygulanması gerektiğini söylemek doğru olmaz. Sözün özüne gelirsek... Bizce, ödeme emrine açılan davanın kaybedilmesi ayrıca bir “zam” ödenmesini gerektirmemelidir. Ancak, ne yazık ki Anayasa Mahkemesi, 14 Mayıs tarihinde Resmi Gazete’de yayımlanan E:2009/83, K:2011/23 sayılı kararı ile “haksız çıkma zammı” uygulamasının devam edeceğine karar verdi. Anayasa Mahkemesi, anılan kararda, “haksız çıkma zammı”nın hak arama özgürlüğünü engelleyen bir yönünün bulunmadığını ifade etmiştir. 6183 sayılı kanunun 58. maddesinde, ödeme emrine dava açma süresi ise 7 gün olarak belirtilmiş. İdari Yargılama Usulü Kanunu’nda idare mahkemelerinde açılacak davalar için 60, vergi mahkemelerinde açılacak davalar için 30 günlük dava açma süresi öngörülmüşken, ödeme emri için 7 günlük süre öngörülmesi yine “hak arama hürriyeti”nin kısıtlanması olarak görülmüş ve Anayasa Mahkemesi’nde dava konusu edilmişti. Anayasa Mahkemesi ise ilgili kararı ile 7 günlük dava açma süresini anayasaya uygun bulmuştur. 30 yıldan beri konuşulan bir konu. Ancak istenilen düzeye gelinebilmiş değil. Artan ARGE desteklerini göz önünde bulundurursak sorunun kaynağı para değil. Sanayicinin ARGE talebinin yetersizliği... Üniversitesanayi arasında karşılıklı güvenin sağlanamamış olması, arayüzlerin yetersizliği ana etmenler. Ve tabii eğitim... 1 Eski memurun ‘ikramiye’ sevinci ürkiye Cumhuriyeti Emekli Sandığı Kanunu’na göre; emekli olduğu tarihte devlet memuru olan memurlara, en fazla 30 fiili hizmet yılı esas alınarak devlet memurluğunda geçen süre üzerinden her tam fiili hizmet yılı için emekli ikramiyesi verilir. Çalışmış ama emekli olduğu tarihte devlet memuru olmayanlara ise emekli ikramiyesi ödenmiyordu. Örneğin, 20 yıl memur olarak çalışıp istifa ederek ayrılan ve daha sonra SSK veya BağKur’dan emekli olan bir kişiye 20 yıllık memuriyet süresi için ikramiye ödenmemektedir. Hatırlanırsa; Anayasa Mahkemesi “Son defa TC Emekli Sandığı’na tabi görevlerden emekliye ayrılan ve...” ibaresini anayasaya aykırı bulmuş, kararın Resmi Gazete’de yayımlanmasından bir yıl sonra yürürlüğe girmesini uygun görmüştü. Şimdi 5997 sayılı Torba Kanun’la yapılan düzenleme bu konuyu açıklığa kavuşturdu. Tanım şöyle: “hizmet sürelerinin tamamı 5434 sayılı kanun ve/veya 5510 sayılı kanununun geçici 4’üncü maddesi kapsamında geçenlerden emekli, adi veya vazife malullüğü aylığı bağlanan veyahut toptan ödeme yapılan asker T ve sivil tüm iştirakçilere, her tam fiili hizmet yılı için aylık bağlamaya esas tutarların bir aylığı emekli ikramiyesi olarak verilecek.” Bu hükmün de yeniden Anayasa Mahkemesi’ne götürülmesi üzerine, 12 Mayıs 2011 Perşembe günü yapılan toplantıda alınan kararla; Emekli Sandığı Kanunu’nun 89. maddesinin değiştirilen birinci fıkrasının ikinci cümlesinin “Son defa bu kanun veya 5510 sayılı kanunun geçici 4’üncü maddesi hükümlerinin uygulanmasını gerektiren görevlerde çalışmakta iken emekliye ayrılan ve ...” bölümünün anayasaya aykırı olduğuna ve iptaline karar verildi. Böylece eskiden bir süre devlet memurluğu yapıp SSK veya BağKur’dan emekli olanların da ikramiye alabilmeleri mümkün oldu. Hatırlanırsa bu köşede “Yüz binlerce emekliye dava yolu” ve “Eski memura ikramiye çilesi” başlıklarıyla iki kez konuyu gündeme getirmiştik. Anayasa Mahkemesi son hükmüyle ilgili gerekçeli kararını bir süre sonra verecek. Dileğimiz, eski memurları mahkeme kapılarında süründürmeden bir çözüme kavuşturulmasıdır. 980’lerden beri üzerinde tartışılan bir konudur üniversite sanayi işbirliği. Öncelikle şunu ortaya koyalım: Üniversite –sanayi işbirliği olmadan Arge ve inovasyonun gelişmesi ve ülkenin katma değeri yüksek bir ekonomiye geçmesi mümkün değil. Bu ise üçlü saç ayağını gerekli kılıyor: Devlet, Özel sektör (sanayi) ve Üniversite. Peki 30 yılda nereden nereye geldik? Türkiye neden teknoloji üretiminde arzu edilen düzeyde değil? Sanayicinin arge ve üniversitelerle ortak projeler geliştirme talebi neden artmıyor? Nasıl arttırılabilir? Eğitimin sisteminin buradaki rolü ne? Üniversitenin tanımı değişmeli mi? ÜniversiteSanayi İşbirliği Merkezleri Platformunun (ÜSİMP) her yıl düzenlemekte olduğu ÜniversiteSanayi İşbirliği Ulusal Kongresinin dördüncüsünde bu sorulara yanıtlar arandı. Ege Üniversitesi’ nin ev sahipliğinde Atatürk Kültür Merkezi İzmir’ de dün başlayan ve bugün de sürecek olan kongrenin teması “ÜniversiteSanayi İşbirliğinde Beklentiler, Sorunlar, Ulusal Modeller” Ege Üniversitesi Bilim Teknoloji Uygulama ve Araştırma Merkezi (EBİLTEM) ile Ege Bölgesi Sanayi Odası (EBSO)’nın işbirliği ile düzenlenen etkinlik, Türkiye’nin tüm üniversitelerinden akademisyenleri, sanayicileri/ iş adamlarını bir araya getiriyor. ÜSİMP Başkanı Prof. Dr. Hamit Serbest açılışta yaptığı konuşmada Türkiye’de arge desteklerinin geçmiş yıllara göre arttığını, arge insane kaynağında da önemli gelişmeler olduğunu ama buna karşın OECD ortalamasının çok altında olduğunu vurguladı. DPT Özel İhtisas Komisyonu “Türkiye’de destek mekanizmları laikiyle kullanılamıyor’ sözünün bu durumun devlet raporu ile de gözler önüne serildiğini vurgulayan Serbest “görülüyor ki sorun parada değil, yeterli Türkiye’deki eğitime bakışın değişmesi gerektiğine vurgu yapılan toplantıda, dünyada her yıl 1.3 milyon mühendisin mezun olduğu, dünya dengesinin eğitime göre şekillendiğine dikkat çekildi. para ve destek kaynağı var, sorun talep yetersizliğinde. Bizim sanayinin teknoloji geliştirilme talebini yaratmamız lazım” diye konuştu. Serbest’e görebu talebin yaratılmasında kilit nokta ara yüzler. Aslında bu konuda en iyi örneklerden biri birkaç yıl önce kapanan TÜBİTAK ÜSAM programıydı. Zaten konuşmacılar da sık sık bunu dile getirdiler. Üniversite sanayi işbirliğinde Türkiye’deki en iyi örneklerden biri olarak gösterilen Ebiltem (Ege Üniversitesi Bilgi Teknoloji Merkezi) kurucu başkanı Prof. Dr. Fazilet Vardar Sükan 1980’lerde bu konuyu tartışmaya başladık hala tartışıyoruz derken gelinen noktayı şöyle özetledi: “30 yıl önce sadece bir grup öncünün söylediği sözleri bugün her kesim ifade ediyor.. Bu önemli” EBSO Yönetim Kurulu Başkanı Enver Yorgancılar ‘a göre ise “gelinen noktada artık üniversite de işbirliğine hazır, sanayici de.. Ancak tıkanıklık yaşandığı doğru ve bunu gidermek devlete düşüyor. Tıkanıklık noktalarını devlet gidermeli ve bu arada Türkiye’de eğitim sisteminin de artık değişmesi gerekiyor”. Dünyada rekabetin önceliklerinin değiştiğini ve bilgi üstünlüğünün temel alındığını belirten Sabancı Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Nihat Berker de Türkiye’nin eğitime bakışının değişmesi gerektiğini vurgulayarak “Dünyada her yıl 1.3 milyon mühendis mezun oluyor. Bunların sadece 100 bini Avrupa’da, 100 bini ABD’de. Geri kalanı ise başka ülkelerde. Çin her yıl 400 bin, Hindistan 300 bin mühendisi mezun ediyor. Tüm bunlar dünyadaki güç ve teknoloji dengelerinin değişmeye başladığını gösteriyor. Bu da eğitimin çok daha önem kazandığını gösteriyor. Öğrenci merkezli eğitim, kişi merkezli toplum giderek ön plana çıkıyor” diyen Berker üniversitelerde araştırma görevlisi olarak başladığı kurumda profesör olma sonra da aynı yerden emekli olma anlayışı ve uygulamasının değişmesinin de şart olduğunu vurguladı. Sabancı Üniversitesi Araştırma ve Lisansüstü Politikalar Direktörü Prof. Dr. Hasan Mandal: Sorun kaynak azlığında değil Uzun yıllar Eskişehir Anadolu Üniversitesi’nde Mühendislik Bölümü dekanlığı görevini sürdüren ve halen Sabancı Üniversitesi’nde çalışan Prof. Dr. Hasan Mandal sorunun kaynak azlığından olmadığına dikkat çekerek “Türkiye’de 134 İleri Araştırma Merkezi var. Hepsi yeni teknolojilere disiplinlerarası çalışmaya değer veren merkezler. Üstelik kamu da bu işe 1 milyar TL’yi kaynak olarak ayırmış durumda. Ama ne yazık ki bu merkezlerin çoğu arzu edildiği kadar verimli çalışmıyor. Ve şu aralar bir mevzuat düzeltmesine gidiliyor. 7 gün 24 saat hizmet verebilicek bir yapıya ihtiyaç var. Nitelikli personel sayısının arttırılması lazım. Kamu üniversitesi olsa dahi ayrı bir tüzel yapının oluşması gerekiyor” dedi. Adana USAM, İzmir EBİLTEM, Ankara ODAGEM ve Eskişehir SAM’i (Seramik Araştırmaları Merkezi)Türkiye’deki iyi örnekler olarak gösteren Mandal, “rolleri değiştirebilmemiz lazım. Artak üniversite sanayi gözlüğünden, sanayi de üniversite gözlüğünden olaya bakabilmeli. Öncülüğü üniversiteler yapmalı. Kurumsal araştırma bir yönetim sistemi olarak kabul görmeli. Üniversitenin bir birimi olarak algılanması yanlış” dedi. T.C. BAKIRKÖY 4. İCRA MÜDÜRLÜĞÜ’NDEN GAYRİMENKUL AÇIK ARTTIRMA İLANI 2010/2487 talimat Satılmasına karar verilen gayrimenkulun cinsi, evsafı, kıymeti, adedi; TAŞINMAZIN TAPU KAYDI: İstanbul ili, Bağcılar ilçesi Bağcılar köyünde kain 102 ada 2 parsel sayılı gayrimenkul üzerinde yapılı bulunan 21/135 arsa paylı 3. kat 5 nolu meskenin tamamıdır. TAŞINMAZIN İMAR DURUMU: Bağcılar Belediye Başkanlığı Yapı Kontrol Müdürlüğü’nün 28.06.2010 tarih ve 3728 sayılı imar durumu belgesine göre İstanbul ili Bağcılar ilçesi Bağcılar köyü çınar mahallesi F 21c23A2d pafta 102 ada 2 parsel 1/1000 ölçekli 15.09.2008 tastık tarihli Bağcılar uygulama imar planında H=12.50 m’lik yol alanında kalmaktadır, (bitişik nizam) konut alanında kalmaktadır. TAŞINMAZIN HALİHAZIR DURUMU: İstanbul ili Bağcılar ilçesi Bağcılar köyü Çınar mahallesi mevkii Fatih caddesinde kain F 21C23A2d pafta 102 ada 2 parsel sayılı 135. m2 miktarlı (57) kapı numaralı kargir apartmanın 3. katındaki 21/135 arsa paylı 5 bağımsız bölümün (3) kapı nolu dairesinin tamamıdır. Mezkur daire Bodrum +zemin kat+4 normal katlı binanın 3. katında yer almaktadır. Binanın normal katlarında 1’er dairesi bulunmaktadır. Satışa konu daire caddeye cephelidir. Dairenin mimari fonksiyonları girişte antre+mutfak+geniş hol+sokak cephesine bakan salon+3 yatak odası+banyo+wc piyeslerinden ibaret olan dairenin ıslak hacimleri seramikle kaplı duvarları ise mutfak banyoda fayansla kaplıdır. Mutfakta tezgahı evyesi ahşap dolapları bulunan dairenin banyosunda ise lavabosu klozeti küveti bulunmaktadır. Dairenin salon odalarında zemini laminat parke ile kaplı duvarları ise plastik boyalı pencere doğramaları PVC esaslı elektrik ve su tesisatı bulunan dairede asansör tertibatı bulunmaktadır. Daire doğalgaz kombilidir. Daire giriş kapısı ahşap çelik kapı bina giriş kapısında difanonu bulunan dairede borçlu oturmaktadır. İç kapıları ahşap camekanlıdır. Arka taraftaki odada balkonu bulunur. Salonda gömme balkonu bulunur. Dairenin takribi kullanım sahası brüt=l 15. m2’dir. TAŞINMAZLARIN KIYMETİ:Gayrimenkulun bulunduğu mevkii imar durumu yüzölçümü halihazır durumu civarındaki emsal emlak asıl, ve satım rayiçleri ulaşım imkanlarının kolaylık derecesi ve alışveriş merkezlerine, meskun mahale, ana. artere, duraklara, istasyona otogara, ilçe merkezine yakınlığı, inşasında kullanılan malzeme ve işçilik kalitesi yıpranma payı olduğu gibi kullanılması halinde getirebileceği kira geliri değerine tesir edebilecek tüm etkenler ile günün iktisadi koşulları da gözönüne alınarak; 3. kattaki (5) nolu dairesinin, tamamına110.000.00 TL kıymet takdir edilmiştir. SATIŞ ŞARTLARI:1 Gayrimenkülün l. açık arttırması 22.07.2011 günü saat 10.00 ile 10.10 arasında BAKIRKÖY 4. İCRA MÜDÜRLÜĞÜ’NDE YAPILACAKTIR. Bu arttırmada tahmin edilen kıymetin %60’ını ve rüçhanlı alacaklılar var ise alacakları toplamını ve satış masraflarını, geçmesi şartı ile ihale olunacaktır. Böyle bir bedelle alıcı çıkmaz ise en çok arttıranların taahhütleri baki kalmak kaydı ile bağımsız bölümler 01.08.2011 günü aynı yer ve saatlerde ikinci arttırmaya çıkartılacaktır. Bu arttırmada da da bu miktar elde edilememişse gayrimenküller en çak arttıranın taahhütleri saklı kalmak üzere arttırma ilanında gösterilen müddet sonunda en çok arttırana ihale olunacaktır. Şu kadar ki arttırma bedelinin malın tahmin edilen kıymetinin %40’ını bulması ve satış isteyenin alacağına rüçhanı olan alacakların toplamından fazla olması ve bundan başka paraya çevirme ve paylaştırma masraflarını geçmesi lazımdır. Böyle fazla bedelle alıcı çıkmaz ise satış talebi düşecektir. 2) Arttırmaya iştirak edeceklerin tahmin edilen kıymetin %20’si nispetinde pey akçesi veya bu miktar kadar milli bir bankanın teminat mektubunu vermeleri lazımdır. Satış peşin para iledir, alıcı istediğinde 10 günü geçmemek üzere mehil verilebilir. Katma değer vergisi tamamı, ihale damga resmi, tapu harcı 1/2 ve tapu masrafları ihale alıcısına aittir. Tapu harcı 1/2, tellaliye ile gayrimenkulun aynından doğan birikmiş vergi borcu ihale bedelinden ödenecektir. 3) İpotek sahibi alacaklılarla diğer ilgililerin irtifak sahiplerinin, bu gayrimenkul üzerindeki haklarını hususiyle, faiz ve masrafa dair olan iddialarını dayanağı olan belgeler ile 15 gün içerisinde dairemizse bildirmeleri lazımdır. Aksi takdirde hakları tapu sicili ile sabit olmadıkça paylaşmadan hariç bırakılacaklardır. 4) İhaleye katılıp daha sonra ihale bedelini yatırmamak sureti ile ihalenin feshine sebep olan tüm alıcılar ve kefilleri teklif ettikleri bedel ile son ihale bedeli arasındaki farktan ve diğer zararlardan ve ayrıca temerrüt faizinden müteselsilen mesul olacaklardır. İhale farkı ve temerrüt faizi ayrıca hükme hacet kalmaksızın dairemizce tahsil olunacak,bu fark var ise öncelikle teminat bedelinden alınacaktır. 5) Şartname ilan tarihinden itibaren herkesin görebilmesi için dairede açık olup masrafı verildiği takdirde isteyen alıcıya bir örneği gönderilebileceği, 6) İş bu gayrimenkul satış ilanı ilgililerin tapudan bildirilen adreslerine tebliğe gönderilmiş olup, tebliğ edilememesi halinde gazete ilam tebliğ yerine geçerlidir. 7) Satışa iştirak edenlerin şartnameyi görmüş ve münderecatını kabul etmiş sayılacakları, başkaca bilgi almak İsteyenlerin 2010/2487 talimat sayılı dosya numarası ile müdürlüğümüze başvurmaları ilan olunur. 30.05.2011 (İc.İf.K. 126) (Basın: 37130) 10 GÜN SSK’Sİ OLAN SAĞLIK HİZMETİNDEN YARARLANIR MI? 1954 doğumlu bir yakınımın 1978 yılında 10 günlük SSK kaydı var. Prim ödeyip emekli olabilir ve sağlık hizmetlerinden yararlanabilir mi? Levent Hırdavatçıoğlu Eski yıllardaki gün boşluğu olan süreleri borçlanmak mümkün değildir. Bir sosyal güvencesi yoksa SGK’ye gelir testi yaptırmak suretiyle genel sağlık sigortası kapsamına girerek primli veya primi devlet tarafından ödenerek sağlık yardımı alabilir. C MY B C MY B Sorularınız için malicozum ism mmo.org.tr adresine mail atabilirsiniz. Tüm sorular eposta ile tek tek cevaplanacaktır.
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear