23 Aralık 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
SAYFA CUMHUR YET 17 HAZ RAN 2011 CUMA 4 HABERLER Erdoğan, seçim döneminde siyasiler ve gazeteciler hakkında açtığı 17 davayı geri çekti Kurultay Şart Dün bu sütunda son seçimlerde CHP’nin başarılı mı başarısız mı olduğunu tartışıp, başarısızlık hükmüne varılması halinde bile faturanın Genel Başkan Kemal Kılıçdaroğlu’na kesilmesi için acele edilmesinin insafsızlık olacağını yazmıştık. Yine dünkü iki gazetede (Milliyet ve Vatan) AKP’nin büyük başarısının nedenlerini açıklayan iki haber vardı. Milliyet’teki köşesinde, ekonominin haberiyle yorumunu gayet anlaşılır şekilde sunan Güngör Uras’ın yazısının başlığı şuydu: “12 ayda 1.5 milyon kişi iş buldu” Vatan’daki birinci sayfa haberde ise başarının adsız kahramanlarının adresi şöyle belirtiliyordu: “Yüzde 50’nin sırrı 500 bin kadında” O başlığın altında AKP Seçim Koordinasyon Komitesi’nin Başkanı Mustafa Ataş’ın örgütün özverili ve en yeni teknolojiyi kullanarak yaptığı çalışmalarla ilgili açıklamaları vardı ki, bunların Bursa ile ilgili bölümünü gözlerimle gördüm. Güngör Uras’ın köşesindeki benzer yorumlar başka yerlerde de çıktı. Ülkemizde ekonomi büyürken iktidarların yıpranması güç. Bunca ekonomik imkâna sahip, medyanın çoğunu kontrol eden bir iktidarın karşısında bu koşullarda başarı kazanmak zor. Hele hele bu iktidar, bir de örgütünü en iyi şekilde seferber etmeyi, en yeni teknolojiyi, en doğru ve etkin şekilde kullanmayı biliyorsa... Bu koşullarda böyle bir iktidarın karşısında başarı kazanmak istiyorsan, elindeki tek koz olan, insan malzemesini yani örgütünü en iyi şekilde hazırlamak ve kullanmak zorundasın. CHP’nin bunu yapabildiğini, örgütünü AKP’den daha iyi düzenleyip kullanabildiğini söylemek mümkün mü? Tabii ki değil! Kimi yerlerde, CHP’ye yakın demokratik kitle örgütleri parti teşkilatından daha etkili oldu, kimi yerlerde ise bizzat teşkilat tarafından engellendi. CHP’nin yeni örgütlenme modelini tartışmasıgeliştirmesi için bunun kapısını açacak tüzük kurultayını, vakit kaybetmeden, bir an önce toplaması şart. CHP’nin yeni örgütlenme modeli ihtiyacı, üç beş yılın değil, en az otuz yılın sorunu. Bunu yapmadan, ne politika üretmek, ne bunu halka anlatmak, ne de seçim kazanmak veya oylarını arttırmak mümkündür. CHP’nin sosyal demokrat dahi olmadığı “tek parti” döneminde bile yeni politikalar birkaç gün süren kurultaylarda konuşulur, tartışılırdı. 21 yüzyılda bunun da ötesine geçmek, politikaları tabandan tartışarak kurultaylara götürmek, çareleri önce yerel örgütlerle araştırmak gerekirken bu işi yalnızca Genel Başkan’ın seçip onaylattığı kurmay heyetine bırakmak, bu heyet isabetli çalışmalar yapsa bile yetersiz kalır. İşte bu yüzden de en kısa zamanda bir kurultay şarttır. Son zamanlarda bir yenileşme hamlesi içinde olan CHP ile ilgili olarak şu hususu sıkça dile getirmeye çalıştım: “CHP’nin kafası karışık, bu da doğal, çünkü denizler (Deniz Baykal iması yok!) durulmaz dalgalanmadan.” Gerçekten yeni yönelişler, yeni politikalar, bir anda nokta atışıyla değil, aramalarla, tartışmalarla, tereddütlerle bulunur. CHP de bunu yaşadı. Ama yaşarken o denli ileri gitti ki, şöyle bir ilan verme durumuna düştü: “Kimliğimi kaybettim. Yenisini çıkaracağımdan eskisinin hükmü yoktur.” CHP seçim kampanyası sırasında, adaylarını saptarken, politikalarını açıklarken, hatta zaman zaman bizzat Genel Başkanı’nın konuşmalarında, çoğu kişiye “Ne oluyor, bu parti nereye gidiyor?” dedirtecek kimi davranışlarda bulunmuştur. Temel konularda politikaların parti içinde tabandan tartışılması için de kısa sürede bir kurultay şarttır. Ama eğer bütün bu sorunlar üzerinde partinin demokratik katılımını öngörmesi gereken kurultaylar, bunları ıskalayıp da henüz bir sorun oluşturmayan ve çalışkanlığıyla kamuoyunu aldığı oyun da üstünde etkilemiş bulunan Kılıçdaroğlu’nun makamı konusuyla sınırlı kalırsa ve son zamanlarda olduğu gibi, koltuk kavgasına dönüşürse, CHP bu seçimdeki performansının bile gerisine düşer. Bu da ‘helalleşme’ açılımı AKP’nin seçimi kazanmasının ardından “Gün helalleşme günüdür”diyen Erdoğan, Kılıçdaroğlu, Bahçeli, Zeybek, Meriç Velidedeoğlu, Ahmet Altan ve Taraf gazetesine açtığı davaları geri çekti. FIRAT KOZOK ANKARA Seçim sürecinde miting meydanlarında muhalefet liderlerine ve bazı gazetecilere karşı takındığı sert üslupla dikkat çeken Başbakan Erdoğan, partisinin yüzde 50 oy almasının ardından AKP Genel Merkezi’nde yaptığı geleneksel balkon konuşmasında “Bugün hesaplaşma değil, helalleşme günüdür” demişti. Erdoğan bu sözlerinin ardından seçim sürecinin başladığı nisan ayından itibaren açtığı tazminat davalarını geri çekti. Erdoğan, bu kapsamda CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu hakkında açtığı 10, MHP lideri Devlet Bahçeli hakkında açtığı 3 ve DP Genel Başkanı Namık Kemal Zeybek hakkında açtığı 1 tazminat davasından vazgeçti. Avukatlara talimat Erdoğan, aynı dönemde haklarında şikâyette bulunduğu gazetemiz yazarı Meriç Velidedeoğlu ile Taraf gazetesi yazarı Ahmet Altan hakkındaki biri ceza, biri de tazminat olmak üzere medyaya yönelik 3 davasını da geri çekti. Erdoğan’ın avukatları, Başbakan’ın talimatıyla seçim süreci öncesinde açılan davalarla, Başbakan’ı hedef alan kitaplar hakkındaki davalar konusunda herhangi bir başvuruda bulunmadı. Erdoğan seçim süreci öncesinde BDP’li Hasip Kaplan hakkında 20 bin TL’lik manevi tazminat davası açmıştı. Erdoğan, seçimlerde CHP’den milletvekili olan eski Hürriyet gazetesi yazarı Oktay Ekşi hakkında da 100 bin TL’lik dava açmıştı. Başbakan sanat dünyasından da Müjdat Gezen ile davalık olmuştu. Başbakan, kendisine ait bir internet sitesinde yazdığı yazıda “AKP’ye oy verenleri aptal olmakla itham ettiği” savıyla Gezen hakkında 50 bin TL’lik dava açmıştı. Erdoğan ayrıca, Ergün Poyraz’ın kitapları için de 7 Mart 2011’de ceza davası açmıştı. C MY B C MY B
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear