25 Kasım 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
15 HAZ RAN 2011 ÇARŞAMBA CUMHUR YET SAYFA SPOR 19 TFF BAŞKANI, KULÜP YÖNET C LER N AĞIR B R D LLE ELEŞT REREK 3.5 YILLIK GÖREV NDEN AYRILDI, ARKADAŞLARI AYAKTA ALKIŞLADI Özgener esti, gürledi, gitti CUMHUR ÖNDER ARSLAN ürkiye Futbol Federasyonu Başkanı Mahmut Özgener 29 Haziran’daki genel kurul öncesi kulüplere ve yöneticilere ağır eleştiriler yönelterek görevden ayrıldığını açıkladı. Gazetecilerin karşısına geçen Özgener, 3.5 yıllık görev süresinde yaşadıklarını değerlendirirken konuşmasının bitiminde kendisini tam kadro izleyen yönetim kurulu arkadaşları tarafından ayakta alkışlandı. Gözyaşlarına hâkim olamayan Özgener, soru almadan konuşmasını noktaladı. İşte Özgener’in futbol ailesine gönderdiği sert mesajlar: Türk futboluna hizmet ederken tüm konuşmalarımda ‘futbol ailesi’ tanımını kullandım. Bu tanımın içinde; karda kışta sevdiği oyunu oynayan amatör lig oyuncusu; en küçük hataları milyonlarca kişi tarafından konuşulan yıldızlarımız; yeni bir yetenek bulmak için canını dişine takan genç takım antrenörleri; her hafta kendilerine yapılan saldırılara rağmen, ‘FUTBOL=Ş DDET’ görevlerini namusları gibi gören hakemlerimiz; futbolculara Acı bir DEV oğulları gibi bakan gerçektir ki; Z RVE malzemeciler, doktorlar, yaptırdığımız tüm teknik adamlar; renklerin TFF başkan adayı Mehmet Ali araştırmalarda aşkına tutulmuş Aydınlar dün, F.Bahçe Başkanı Aziz hep aynı gerçek taraftarlar var. Yıldırım’la görüştü. Aydınlar, yüzümüze çarpıyor: Futbol, dünyanın en “Yıldırım, seçime tek adayla gitmenin ‘Şiddet’ futbolumuzu dürüst olgularından biri. daha iyi olacağını belirtti. Ben de bunu en kötü etkileyen olgu. Saha dışında herkesi istiyorum. Yıldırım bana ‘Göksel Türk insanının aklına aldatabilirsiniz. Ancak Gümüşdağ’a verilmiş bir sözüm var. futbol deyince maalesef sahada gerçeklik başlar. Geri dönemem’ dedi. Aziz Bey’in ilk gelen kelime Futbol ailemizi, çok büyük desteği Göksel Bey’den yana. ‘Şiddet...’ Her fırsatta bir emeğin yanına, biraz da Çekilme durumumu zaman kameraların karşısına geçen şansı koyabilen insanlar gösterecek” ifadelerini bazı yöneticilerimiz, aslında oluşturuyor. Bu aile, her sezon sizi kullandı. müsabakalara gelen seyircilerin mutlu etmek, belki sıkıcı bulduğunuz sayısını azaltıyor. Dünyada, futbol hayatlarınıza renk katabilmek için bir araya geliyor. endüstrisinin en temel geliri olan Hep kavga, gürültü görseniz de ailenin büyük tribün gelirleri ülkemizde bölümü işini sevgiyle yapıyor. yerlerde sürünüyor. Tribünde on binlerce kişi hep ‘HIRSLARI ÖN PLANA ÇIKIYOR’ bir ağızdan rahmetli anneme küfür ederken, arkamda durup Biz 3.5 yıl boyunca, hep futbolun yazılı ve yaptığım işi sorgulamayan yazılı olmayan kurallarını uygulamaya çalıştık. sevgili aileme; kulüplerin Sırtımızı futbolun evrensel kurallarına dayadık. medyaya verdiği mesajlardan Yazılmayan kuralların içinde; dürüstlük, güç alıp, sapık fanatikler beni profesyonellik, tarafsızlık, insaniyet olduğunun ölümle tehdit ederken arkamda farkındaydık. 3.5 yılda bu kuralları hiçe duran eşime teşekkür sayanları da gördük. Bazı yöneticilerimizin ediyorum. kişisel hırslarını öne çıkararak görev yapmaya T çalıştığını gözlemledik. Bu yöneticilerin sayısı çok az. Olduklarından büyük görünüyorlar. Hayatları boyunca hiç şampiyonluk yaşamadan, takımlara destek veren, hizmet eden insanlar var. Amatör liglerden, süper lige kadar aslında çoğunluk da onlar. Ama hepsi sessizleştirilmiş çoğunluklar. Bazı kulüp yöneticileri arkalarındaki taraftar desteğiyle ne yaptıklarını bilemiyor, toplum psikolojisi ve tehlikeli kalabalıkları olumsuz etkilemenin ucunun nerelere uzanabileceğini hayal edemiyor. Her sezon sergiledikleri tiyatrolarla, sessiz çoğunluğun ve futbola gerçekten emek veren insanların takdir edilmesini engelliyorlar. Açıklamalarıyla, Türk futbolunun tartışmasız en büyük sorunu olan şiddeti körüklüyorlar. FOTOĞRAF: FAT H ERDOĞDU ‘SANATÇILARI B LE GEÇT LER’ Türk futbolunun geleceğini doğru tesis edebilmek için öncelikle kulüpçülük ve yöneticilik anlayışını mutlaka değiştirmeliyiz. Yöneticilerimizin kendilerini geliştirmek adına çaba sarf ettiklerine şahit olamıyoruz. Bu yüzden sistem doğru işlemiyor. Birçoğu konuştukça futbolun geneline zarar verdiğini göremiyor. Bu ülke, bu sorunu çözmeden; futbolun sorunlarını çözemez. sezon boyunca bir bölüm, futbolun yönetim kurumlarını taraflılıkla suçluyor. En küçük hakem hatasında bütün TFF ‘taraflılıkla’ itham ediliyor. Tarafsızlığını korumaya çalışan herkes karşı taraftan olmakla suçlanıyor. Herkesi ‘karşı taraf’ olarak görme alışkanlığı da en çok hakemlerimizi etkiliyor. Onları ‘taraflılık’ girdabı içine almaya çalışıyorlar. Bazı yöneticilerimiz medyada, ülkenin en popüler edebiyatçısı Orhan Pamuk’tan da, yetiştirdiğimiz en değerli sanatçılardan biri olan Fazıl Say’dan bile fazla yer buluyor. ‘TARAF OLMAKLA THAM ED L YORUZ’ Futbol dünyasında herkes hakemlerin, kurulların tarafsız olmasını istiyor. Ama ‘REFORM YAPILMASI GEREK YOR’ Futbol atmosferi insanların birbirini karşı tarafta olmakla suçladığı karanlık bir ortama dönüşüyor. Tüm bu gerçeklere rağmen TFF, 3.5 yıldır ‘tarafsız yönetim’ kurallarını uygulamak için tüm gücünü kullandı. Tarafsızlık isteyenlerin bir bölümü samimi değil. Herkesin bir araya gelip futbol yönetimi konusunda belirli reformları gerçekleştirmesi zorunludur. Doğru futbolcu ve teknik adamı seçmek için geliştirilen sistemlerin benzerleri, yönetici seçimleri için de uygulanmalıdır. ‘S YASET, FUTBOLU SEV YOR’ Ülkemizde futbol çok sevilen bir olgu. Siyasetçilerimizin, bürokratlarımızın büyük bir çoğunluğu futbola hizmet ederken, gençliğimize de hizmet ettiğini biliyor. Hem hükümette hem de muhalefette bulunan siyasetçilerimizle bir araya geldiğimde futbolumuza içten desteklerini gördüm. ‘BIRAKMA NEDEN M, ZAAF SAH B K Ş L KLER’ 2008’den bu yana sürdürdüğüm görevi sonlandırmaya karar verdim. Bu kararı almamda iki temel neden var. Biri, yaşadığım yerle görev makamım arasındaki zorunlu uzaklık ve bunun aile yaşantıma yaptığı olumsuz etkiler. Diğeri ise; sistemin içine yerleşmiş, kişisel hırs ve egolarıyla Türk futbolunu perde arkasından yönetme hevesine sahip, hegemonya kurma hayali taşıyan zaaf sahibi kişiliklerdir. Sorunlarla mücadele, her zaman makamlarda oturarak yapılamaz. Bu makamdan kendi isteğiyle ayrılan bir başkan olarak, önemli bir ilki hayata geçirdiğimi düşünüyorum. ‘EGONUZU FUTBOLDAN ÇEK N’ Şöyle bir geriye doğru bakın; aklınıza bir tane, ‘Dünyanın en iyi kulüp başkanı’, ‘Dünyanın en iyi kulüp yöneticisi’ geliyor mu? Gelemez, çünkü sporun evrensel kuralları buna izin vermez. Bir futbol yöneticisinin en önemli görevi kendini görünmez kılmaktır. Lütfen egolarınızı ve kişisel hırslarınızı bu oyunun üzerinden çekin. Gerektiğinde görünmez olmayı bilin. Bırakın yalnızca futbolun kuralları futbola yön versin. Genç kaptan, gelecek sezon SarıKırmızılılarda forma giyeceğinin sinyalini verdi Terim’e Verilen Sözler Tutuluyor mu? Galatasaray, tarihinin en kara 2 sezonunu yaşadı geride bıraktığımız süreçte. Astronomik transfer harcamaları, istikrarsızlık, sahipsizlik, en önemlisi ‘başı bozukluk’ 106 yıllık koca çınarı neredeyse küme düşme hattının eşiğine bile getirecekti. Üstelik koca 2 yılda, Rijkaard gibi, Hagi gibi markalar da dümene geçmiş ama çare olamamışlardı başarısızlığa. Sportif anlamdaki bu kan kaybı sonrası Adnan Polat’ın kulüp üyelerince ’boş’a çıkartılışı ve Ünal Aysal’ın göreve gelişi umut filizlerini yeniden yeşertti. Hele, ‘gönüllerin teknik direktörü’ Fatih Terim de işbaşı yapınca, tüm Galatasaraylılar, “Tamam, yenilmez armada geri geliyor” demeye başladı. Terim’in “Evet” dediği ilk günlerdeki Selçuk İnan transferi de yeniden yapılanma döneminin en somut adımıydı. Aradaki Elmander ve Ceyhun Gülselam transferleri de ‘geçen yıldan daha dirençli bir takım’ olacağının siynallerini vermeye başlamıştı ki Drogba, Luis Fabiano, Kanute, Muslera, Reyes isimleri camiayı iyiden iyiye heyecanlandırdı. Ne var ki Galatasaray’da kazın bacağı öyle değil. Bir Anadolu özdeyişi vardır, “Dışı seni, içi beni yakar” diye. Şu sıralar Galatasaray böyle bir dönem yaşıyor. Öncelikle teknik direktör Fatih Terim’e verilen sözlerin büyük bölümü tutulmadı. Yanlış anlaşılmasın maddi içerikli sözler değil bunlar. Zaten Galatasaray’ı çalıştıracak teknik direktörün alacağı rakam üç aşağı, beş yukarı bellidir ve Terim para lafını açmamıştır. Ama Terim’i üzen asıl sorun, Florya’nın ‘eski’ havasına kavuşma süreci ve transferdeki durgunluktur. Önce transfere değinecek olursak; evet, Selçuk ve Ceyhun Fatih hocanın istediği isimlerdir ama Ersan Gülüm ve Serdar Kesimal’ın ezeli rakiplere kaptırılması, yine Mustafa Pektemek’te benzeri bir sıkıntı yaşanması ‘yeniden yapılanma’ sürecinde değişikliğe neden olmuştur. Yabancı transferinde Elmander kesinlikle Terim’in ‘ilk tercihi’ değil. Yine Drogba ile Fabiano dışındaki yabancılar da Terim’i pek memnun etmeyeceğe benziyor. Hele İbrahim Akın, Batuhan ve Sezer Öztürk’ten en azından birinin alınamaması sezon boyunca yaşanacak büyük sıkıntılara çanak tutar. Transferin yanı sıra Florya’nın yapılanması da Terim’in kafasındaki sisteme pek uymuşa benzemiyor. Öncelikle çok güvendiği ve sporculuk günlerinden dostluğu bulunan Fahri Yılmaz’ın yaklaşık 1 ay sonra işbaşı yapışı, yeni yönetimin bazı profesyonelleri ısrarla Florya’da tutma isteği de, ilerleyen süreçte sorun açabilir kulübün başına. Görünen o ki Fatih Terim’e verilen sözler henüz tutulmadı ve yine sayın Terim’i yakından tanıyan biri olarak şunu söyleyebilirim ki, eğer, Terim gönül bağı olan Galatasaray’da değil de, başka bir ekipte bu sıkıntıları yaşasa (ki yaşamaz, her şeyi avukatlar aracılığı ile sözleşmesine yazdırırdı) “Hadi bana Allahaısmarladık” diye giderdi... G.Saray’da Arda müjdesi TER M MESA S : 09.0024.00 G.Saray’ı yeniden yapılandırma adına yoğun bir çalışma temposu içine giren teknik direktör Fatih Terim’in sabah 09.00 ve gece 24.00 arasındaki 15 saatlik süreci aralıksız çalışarak geçirdiği öğrenildi. Transfere yön vermek için yerli ve yabancı oyuncuların menajerleriyle görüşen ve geçen yılki maçların kasetlerini izleyen Terim’in ilk planda yerli oyunculardan Hakan, Servet, Sabri, Çağlar ve Yekta’nın ne pahasına olursa olsun takımda tutulmasını istediği, Ayhan Akman’a sıcak baktığı, Mustafa Sarp, Serkan, Aykut, Ufuk konusunda ise “Gidebilirler” dediği öğrenildi. Spor Servisi G.Saray’dan ayrılıp ayrılmayacağı büyük bir merak konusu olan kaptan Arda Turan, gelecek sezon Sarı Kırmızılı kulüpte forma giyeceğinin sinyalini verdi. Yıldız futbolcu, Lig TV’ye “Fatih Terim ile baba oğul gibiyiz ve bizim onunla olan ilişkimiz sadece futbol olarak açıklanamaz. Terim’in benim üzerimde büyük emeği vardır ve kendisine olan sevgim sonsuz. Her şeyi zaman gösterecek ancak ben şu anda Galatasaray’ın sözleşmeli futbolcusuyum ve 27 Haziran’da toplanıyoruz” açıklamasında bulundu. G.Saray Kaptanı, takıma yapılan yeni transferleri değerlendirerek, “Hem Selçuk hem de Ceyhun, Galatasaray’a büyük katkı sağlayacaktır. İkisi de bana göre mevkilerinde Türkiye’nin en iyi futbolcuları arasında yer alıyor. Hem Galatasaray’a hem de her iki arkadaşıma hayırlı olmasını diliyorum. Yeni sezonda tek hedefimiz şampiyonluk ve bundan başka da bir hedefimiz olamaz” dedi. Bu arada G.Saray’da başkan Ünal Aysal’ın danışmanlığını yapan Bülent Tulun, sportif koordinatörlüğe getirildi. Çağdaş Türk Sporu! Türk sporu yeni bir dönemece girmiş bulunuyor. Yeni değişimlerle çağdaşlıkta hamle mi yapacak, yoksa yerinde mi sayacak önümüzdeki günlerde belli olacağa benziyor. Mutlu ya da aksi, tesadüf olaylar birbirini takip ediyor. Önce, genel seçimler yapıldı ve bu seçimi de halen iktidarda olan AKP kazandı. AKP’nin lideri Başbakan yeni dönemde kabineyi kurarken, Gençlik ve Spor Bakanlığı’nın icracı bakanlık olarak kurulacağını açıkladı. Diğer önemli olay da spor denilince futbolumuzun başkanının değişimi gündemin başında yer aldı. Bakanlık konusunda, sporumuz 1983 yılından bu yana Başbakanlık’a bağlı olarak çalışıyor, bir devlet bakanı tarafından yönetiliyordu. Anımsayalım, ilk Gençlik ve Spor Bakanlığı 1969 yılında Süleyman Demirel hükümetinde yer aldı. Bu sutünlarda tüm bakanları saymaya çalışmıştım. Özetle tekrarlarsak ilk Gençlik ve Spor Bakanı İsmet Sezgin’dir. Son Gençlik ve Spor Bakanı da Vecdi Özgül’dür. 13 Kasım 1983 tarihinde rahmetli Turgut Özal yeni kabineyi oluştururken Gençlik ve Spor Bakanlığı’nı kaldırdı ve yönetim yine devlet bakanlarına kaldı. Şimdi, AKP lideri Recep Tayyip Erdoğan’ın muhtemelen bu ayın sonunda veya temmuz başında kurup ilan edeceği yeni kabinede 20 olarak önerilen icracı bakanlık arasında Gençlik ve Spor Bakanlığı da bulunmaktadır. Kurulacak bu yeni kabinede Spor Bakanı kim olacaktır? Öncelikle isimleri geçenlerin başında, spordan sorumlu Devlet Bakanı Faruk Nafiz Özak ve Galatasaraylı ünlü ulusal futbolcu Hakan Şükür gelmektedir. İlk Gençlik ve Spor Bakanlığı kurulduktan sonra icrada meydana gelen sorunları ve çekişmeleri yakından bildiğim için kim gelirse gelsin, yeni bakanı zor günler beklemekte. Ne var ki yeni bakan şayet çağdaşlığa olanak tanırsa başarılı olabilecektir. Diğer önemli konu, iğneli koltuk olarak bilinen ve nitelenen TFF başkanlığıdır. Mahmut Özgener, bu iğnelemelere dayanamadı 29 Haziran’da yapılacak seçimde aday olmayacağını açıkladı. Daha önceki yazılarımızda işaret etmeye çalışmıştık. Bir rant kapısı olan ve bilenin bilmeyenin karıştığı, icazet vermeye çalıştığı futbol camiası sanki devamlı kaynayan bir kazana benziyordu. Fokurdayan bu kazandan elbette hoş kokular gelmiyordu. Sanki futbolumuza kulüpler ve bazı başkanları egemendi. Son olarak F.Bahçe’nin şampiyonluk kupasının verilmesi töreninde, Özgener’in yuhalanması kabul edilecek bir olay değildi. Mahmut Özgener’in yerine talip anında yeni adaylar ortaya çıktı. Öyle ya; koltuk iğneli ama aynı zamanda yağlı, rant yeriydi, isimlendiremeden yeni adaylara bakalım. Ne yapacakları belli değil, ama belli ki iyi birer seyirci, büyüklerle yakınlığı sayesinde bir yere gelmiş, bugüne kadar yaptığı rutin işlerle, kendini konunun uzmanı zannediyor ki başkanlığa talip oluyor. Hele içlerinden birisi yabancı hayranı. Tüm takımlarımızın posası çıkmış para peşinde koşan oyuncularla doldurulmasına olur verecek. Futbol ulusal takımımız yerlerde sürünecek, kimin umurunda? Parası ile her konuyu yapabileceğine inanmış. Öte yandan “Futbol Federasyonu başkanı olursam öncelikle kulüpler yasasını çıkaracağım” diyenler ötelenmeye çalışılıyor. Hadi canım siz de!.. KONTENJAN SIKINTISI Spor Servisi Beşiktaş’ta hemen hemen her sezon başında yaşanan yabancı kontenjanı krizi yine kendini gösterdi. Sidnei ve Bebe’yi transfer eden Beşiktaş, Bobo ile sözleşme yenilememesine rağmen kiralık gönderdiği Tabata, Fink ve Holosko’nun geri dönmesiyle sıkıntı yaşıyor. Sivok, Hilbert, Ernst, Fernandes, Guti, Simao, Quaresma ve Almeida ile sezona devam edecek Beşiktaş’ın kadrosunda şu an 14 yabancı futbolcu bulunuyor. Teknik heyetin raporunu dikkate alan Siyah Beyazlı yönetim, başta Ferrari olmak üzere Tabata, Holosko ve Fink’e kulüp arıyor. Yabancı kontenjanının boşalması için bu 4 oyuncu ile yolların en kısa sürede ayrılması gerekiyor. Teknik direktör Tayfur Havutçu’nun, gönderilmesi gündeme gelen Hilbert ve Sivok’u takımda tutma kararı aldığı öğrenildi. Aurelio ile yolların ayrılacağı öğrenildi. TÜRK SPORUNA T E L E KO M D E S T E Ğ Spor Servisi Tüm dünyayı sarsan ekonomik krize rağmen önemli sponsorluk anlaşmalarına imza atan Türk Telekom, Türkiye’de sporun can simidi oldu. Türk Telekom CEO’su Gökhan Bozkurt, spora desteklerinin bundan sonra daha da büyüyerek devam edeceğini söyledi. Türk Telekom’un sporun en büyük taraftarı olduğuna dikkat çeken Türk Telekom Genel Müdürü Gökhan Bozkurt, “Sunduğumuz desteğin uluslararası arenada başarılı sonuçlarını görmek bizi daha da gururlandırıyor. Vakıfbank Güneş Sigorta Türk Telekom voleybol takımının şampiyonluk gururunu yaşaması, bizi sponsorluklarda daha da motive edecektir” diye konuştu. Türk Telekom Spor Kulübü’nü aynı şirkette olduğu gibi bir marka haline getirmeyi hedeflediklerini belirten Bozkurt, “Basketbol ve futbolda özellikle alt yapılarda ciddi yatırımlar yapıyoruz. Bu sezon BEKO Basketbol Ligi’nde ve futbolda 2. Lig’de istediğimiz noktada değiliz. Bazen böyle inişler yaşanması normal. Gelecek sezon daha farklı ve başarılı olacak yapılanmayı, mutlaka gerçekleştireceğiz” dedi. DAĞ KOŞUSUNDA ALTIN MADALYA Spor Servisi Balkan Dağ Koşusu Şampiyonası’nda (SırbistanDimitravgrad) ulusal atlet Sönmez Dağ, genç erkeklerde Balkan şampiyonu oldu. 8 bin 500 metrelik parkurda müthiş bir yarış çıkaran Dağ, rakiplerine fark atarak bitiş çizgisini en önde geçti. Atletizm Ulusal takımı Antrenörü Fadıl Kara, Sönmez’in Avrupa Dağ Koşusu Şampiyonası’nda da birinciliği hedeflediğini söyledi. HAL L ALTINTOP ESK ŞEH R’DE ESKİŞEHİR Eskişehirspor Kulübü Başkanı Halil Ünal, E.Frankfurt’tan Halil Altıntop’la anlaştıklarını söyledi. Halil’in ailevi nedenlerden dolayı bugün (dün) Eskişehir’e gelemediğini belirten Ünal, “Sportif direktör Ümit Karan, Halil’i çok istiyordu. Halil’den onay geldiği gün özel uçakla Eskişehir’e gelecekler. 22 Haziran’daki kampa yetiştireceğiz” dedi. C MY B C MY B
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear