Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
SAYFA CUMHUR YET 8 İstanbul Edirne Kocaeli Çanakkale İzmir Manisa Denizli Zonguldak Sinop Samsun Trabzon Giresun Ankara Y Y Y Y Y Y Y Y Y Y Y Y Y 17 19 18 15 19 18 18 13 12 14 13 13 15 Eskişehir Konya Sıvas Antalya Adana Mersin Diyarbakır Şanlıurfa Mardin Siirt Hakkâri Van Kars Y Y Y Y Y Y Y PB PB Y Y Y Y 13 16 15 21 23 23 22 25 21 22 15 15 13 HABERLERİN DEVAMI Oslo PB Helsinki PB Stockholm Y Londra PB AmsterdamB Brüksel PB Paris Y Bonn PB Münih B Berlin B BudapeştePB Madrid Y Viyana Y 16 12 15 21 19 20 22 18 15 17 17 24 15 Belgrad Sofya Roma Atina Zürih Moskova Aşkabat Taşkent Baku Bişkek Tiflis Kahire Şam B Y PB Y B PB PB Y PB Y Y PB Y 19 8 21 20 18 17 20 26 21 25 23 32 30 Ülkemiz geneli parçalı ve çok bulutlu, Güneydoğu Anadolu’nun batısı dışında tüm bölgeler yağışlı geçecek. Yağışlar genellikle sağanak ve gök gürültülü sağanak, akşam saatlerinde Batı Karadeniz’in iç kesimlerinin yükseklerinde karla karışık yağmur ve kar şeklinde olacak. Hava sıcaklığı kuzey, iç ve batı bölgelerde 3 ila 5 derece azalacak. 6 MAYIS 2011 CUMA TARİHTE BUGÜN MÜMTAZ ARIKAN 6 Mayıs GÜNCEL Baştarafı 1. Sayfada CÜNEYT ARCAYÜREK meydan meydan muhaliflerine “Edepli ol” diye bağıran Başbakan! RTE’nin edep dışı saldırıları; muhaliflerine kasetle yüklendi gibi yumuşak manşetlerle duyuruldu. Hacı Bektaş Veli’nin “Eline, beline, diline hâkim ol” sözünden çıkarak, CHP’ye önceki genel başkanın başına örülen çorabı anımsatıyor ve ne edebe ne de siyasal terbiyeye sığmayacak bir yaklaşım sergiliyor. Kılıçdaroğlu’na vuracak ya; sözü neredeyse malum kasedin siyasal mağdurları arasına karışan Baykal’ın adaylığını neden engellemedin demeye getiriyor. Edep ve terbiye dışı yaklaşımını olayda adı geçen hanımı niçin aday yapmadın diye sürdürüyor. Hacı Bektaş Veli’den öncelikle RTE ders çıkarmalı: Diline egemen olmalı! Egemen olamadığı diline yapışık bir sözü daha var: “Biz bu yola kefenimizi giyerek çıktık”. Kefen edebiyatı sağdan gelen başbakanların dilinden hiç eksik olmadı. Adnan Menderes’ti ilk kullanan. Bir iki kez Demirel söz etti. Turgut Özal da siyasete kefen sarmaya meraklıydı. Şimdi de RTE. İkide bir kefenle halka sesleniyor. Diyelim ki Menderes ihtilalle devrileceğinin ve idam edileceğinin kokusunu aldı. Kefenle siyaset yaptı. Diyelim ki Demirel, 27 Mayıs’tan geçmiş, başbakanın, iki bakanın idam edilmesine tanık olmuş; halk iradesiyle tek başına iktidar olmasına karşın, başının üstünde Demokles’in kılıcı gibi, ha bugün ha yarın darbe olacağını çağrıştıran, üstelik ciddi mi ciddi açıklamaların etkisi altında kaldı. Kefeni hazır tuttuğunu söyledi. Diyelim ki Özal, 12 Eylül’den geliyor. İktidar oldu. Fakat darbe korkusu hâlâ yaygın. Bir de suikasttan kurtuldu. Her sabah bugünü de gösterdin bana diye Allah’a dua ederek yataktan kalkıp kalkmadığını bilemem ama; Özal, dini bütün bir tarikatçısiyasetçi! Kefenle yatıp kalkması normal. RTE örnek aldığı önderlerden aşağı kalır mı? Bir adım ötede… Meydanlarda siyasete kefen giyerek çıktığını söylemekle yetinmiyor. Ne olursan ol. İster Cumhurbaşkanı, ister Başbakan. Gideceğin yer şu kadar santim çukur diye kefen edebiyatına bir ek yapıyor. Ötekilere fark atıyor. Sosyal devlet anlayışımız, farklı görünen ama aynı kapıya çıkan fakire fukaraya para dağıtmakla eşleşti. Paranın yanı sıra genç evlilere küçük bir daire armağan da seçim vaatleri arasında. Orta yaştaki kadınerkek seçmenlere ne zaman ölmeden cenaze parası ve de kefen vaat edecekler diye merak ediyor insan. RTE’nin son kefenli konuşmasında, Özal gibi; “Allah’ın verdiği ömrü kimsenin kısaltmaya gücü yetmez” dediği önceki gün, Başbakanlık konvoyu Ilgaz Dağı eteklerinde yolda, saldırıya uğradı. Bir polis şehit, biri yaralı! Saldırı kime karşıydı? Konvoydaki polise mi, yoksa… …Teröristlerin helikopterle başka ile gideceğini bilemedikleri, konvoyda olacağını sandıkları Başbakan’a mı? Yetkililer istedikleri kadar saldırının Başbakan’ı hedef almadığını söylemeye, kanıtlamaya çalışsın. Şu gerçek her zaman konuşulacak: Etten koruma duvarlarına ve zırhlı araçlarla korunmasına karşın; PKK, Başbakan’ı hiç umulmadık bir yerde, örneğin bir dağın eteğinde, yolda vurabilecek düzeyde. Son saldırı polise değil, Başbakan’a yönelikti! Terör artık yalnız Kandil’de, Güneydoğu’da değil. Yurdun çeşitli yörelerinde. Başbakan da hedefleri arasında! Kastamonu’da Başbakan Tayyip Erdoğan’ın koruma ekibini taşıyan konvoya düzenlenen ve bir polisin şehit olmasına neden olan bombalı saldırıyı PKK’nin üstlenmesi gözleri terörle mücadeleye çevirdi. Bugüne kadar PKK’ye bakışları farklı Kürt siyasi grupları aralarındaki görüş ayrılıklarını ilk kez bir kenara bırakarak seçimlere ‘Emek, Demokrasi ve Özgürlük Bloku’ adı altında bağımsız adaylarla giriyor. Bağımsız adaylıkları nedeniyle partilerinden istifa eden eski BDP Eşbaşkanı Selahattin Demirtaş ile eski KADEP Genel Başkanı Şerafettin Elçi’ye seçimler öncesinde yaşanan şiddet ortamını nasıl değerlendirdiklerini sordum. diğer Kürt grupların bağımsız adayların durumunu da yakından etkileyecek. Demirtaş da, Elçi de bu yönde önerilerin kendilerine de ulaştığını ancak “Şu anda gündemlerinde boykot kararının bulunmadığını” vurguluyor. GÜNDEM Baştarafı 1. Sayfada MUSTAFA BALBAY ‘Kürt sorunu yok’ demeci umutları söndürdü Kürt siyasetçilerden ‘TSK operasyonları arttı’ iddiası Demirtaş: Güneydoğu’da Sandık Kurulamayabilir riliyor” karşılığını veriyor. unceli’ye misilleme’ iddiası Her iki Kürt siyasetçi de önceki günkü saldırıdan ve bir polis memurunun ölmesinden son derece rahatsız. Demirtaş, “ortak acımız” ifadesini kullanıyor. Ancak ikisinin de altını çizdiği bir iddia var: Özellikle son bir aydır güvenlik güçlerinin bölgedeki operasyonlarının ‘olağanüstü’ arttığını, çatışmalarda 25’i PKK’li 30 kişinin öldürüldüğünü belirtiyorlar. Kastamonu saldırısını da Tunceli’de 7 PKK’linin öldürüldüğü son askeri operasyona bir misilleme gibi algılıyorlar. “PKK’nin bu işte hiç mi suçu yok” sorusuna, Elçi, “Şiddet şiddeti doğuruyor. Karşılıklı fasit dairenin içinde birbirimizi bir benden bir senden diye öldürdüğümüz sürece bu iş durmaz. Ateşkes ilan edilmişken operasyon yapıldıkça, bölgeye cenazeler gittikçe örgüt içindeki sertlik yanlılarının eline fırsat ve ‘T iyaset yapılamaz uyarısı Her iki siyasetçi de “Güvenlik güçlerinin operasyonlarının bu yıl seçim öncesinde bilinçli olarak tırmandırıldığı” inancında. Demirtaş’a göre gerilim tehlikeli bir noktaya doğru gidiyor: “Güneydoğu’da seçim havası yok, tedirginlik S Boykot önerisi var kararı yok var. Böyle giderse 40 gün sonraki seçimde buralarda kimse sandık kuramaz. Bizler de siyaset yapamayabiliriz.” Diyarbakır’da dün yapılan DTK toplantısında, ‘seçimin boykot edilmesi’ gündeme geliyor ancak karar alınmıyor. Böyle bir karar, BDP’li ve Şerafettin Elçi’nin ilginç bir iddiası da var: Erdoğan’ın geçen hafta yaptığı ‘Kürt sorunu yoktur” açıklamasının şiddetin daha da artmasında etkili olduğuna inanıyor: “İnsanlardaki umudu söndüren bir açıklamaydı. Bu sorunun demokratik barış inancıyla çözüleceğine dair bir ışık yaksaydı, bölgede de daha sabırlı davranılırdı.” Erdoğan’ın tutumu için Selahattin Demirtaş da “Tamamen seçimlere yönelik pragmatik ve çıkarcı hareket tarzı. Bölgeden tek oy bile alamayacağını görünce Batı’daki ve Orta Anadolu’daki MHP’li tabana oynuyor. Tarihi bir fırsatı tepiyor. Oysa ki, özellikle şimdi operasyonlar arttığında çıkıp çözüme yönelik somut mesajlar vermesi gerekirdi” yorumun yapıyor. DEMOKRAT K AÇILIM B TT M ? Demirtaş ve Elçi’nin operasyonların arttığı iddialarına Genelkurmay Başkanlığı’nın internet sitesinde yer alan ‘Terörle Mücadele İstatistikleri’ ayna tutabilir. TSK 2009 yılında AKP’nin yaptığı “Demokratik Açılım” çalışması ile birlikte operasyonlarını görece olarak azaltmış, bu durum resmi rakamlara da yansımıştı. Şimdi farklı bir eğilim mi söz konusu acaba? 2007 yılının ilk dört ayında 59’u ölü toplam 168 teröristi etkisiz hale getiren TSK, 2008 yılının aynı döneminde 316’sı ölü toplam 463 teröristi etkisiz kıldı. Açılımın gerçekleştiği 2009 yılının ilk dört ayında 10’u ölü olmak toplam 81 terörist ele geçirildi. 2010’un aynı döneminde 4’ü ölü olmak üzere toplam 90 terörist yakalandı. Başbakan Erdoğan’ın “Kürt sorunu yoktur” açıklamasını yaptığı geçen haftaya kadar ise bu yılın ilk dört ayında 28 terörist ölü ele geçirilmiş, toplam 59 terörist etkisiz hale getirilmiş. Yorumu size kalmış... HAL T AB ’YE TEŞEKKÜR Halit Çelenk ömrünü insan hakları savunuculuğuna adamış bir adamdı. Kendisine ‘insanlık’ adına teşekkür eder, yakınlarına ve sevenlerine başsağlığı dilerim. Işıklar içinde yatsın. gözden geçirdiklerini söyledi. Söyledi ama, sanırım Başbakan iyi örneklerden çok kötü örneklerden esinlendi. Hoştur söylemesi, ben de 80 kadar ülke dolaştım, izlenimlerimi 8 gezi kitabında topladım. Başbakan’ı dinledikçe kimi gezilerimi anımsadım. Bazılarını paylaşmak isterim. Çin’in başkenti Pekin’de en çok ziyaret edilen yerlerin başında Yasak Şehir gelir. Yani imparatorun kışlık sarayı. Bir de daha az bilinen ve ziyaret edilen yazlık saray vardı. Saray ve eklemlerinin ortasında büyük bir suni göl var. Saray kıyısından karşı kıyıyı seçmekte zorlanıyorsunuz. Yüzyıllar önce, güçlü bir imparator döneminde kraliçe bu gölde büyük bir mermer gemi yapılmasını istemiş. Çevresindekiler, “Efendim mermer gemi yüzmez” diyecek olmuşlar, imparator, “Bu çok güzel bir proje, bize de ayrıcalık katar, tez zamanda mermer bir gemi yapıla” demiş. Yapmışlar... Suya indirir indirmez batmış. İmparator, şu talimatı vermiş: “Gemiyi çıkartın, kıyıya demirleyin. İstediğim zaman içinde otururuz.” Gemiyi çıkarıp, kıyıya mermer bir blokla monte etmişler. Gemiyi ben de gezdim, hiç de fena bir proje değil! Filipinler, dünya “yağmur ormanları” çemberinin içinde kalan bir ülke. Doğa öylesine verimli, insanlar öylesine fakir. Başkent Manila’yı dolaşırken, mırıldanmıştım: Bir şort bir fanila, al sana Manila! Filipinler, 1990’lı yıllarda Devlet Başkanı Ferdinand Marcos ile ünlüydü. Marcos’un bu ünü hırsızlığından geliyordu. Bir iddiaya göre ülke hazinesinden 20 milyar doları götürmüştü. Ülkenin kuzeyindeki Baguio kentine giderken büyük bir otoyoldan geçtik. Boguio o kadar büyük bir kent olmadığı halde otobanın çok büyük olmasını şöyle anlattılar: “Orada Marcos’un bir dağı var. Koca bir dağı kendi üstüne geçirdi. Bir de büyük otoyol projesiyle başkente bağladı.” Bir otoyol öyküsü de Güney Kore’nin başkenti Seul’de Han Irmağı üzerindeyken dinlemiştim. Ülkenin en büyük otoyolu yapılırken güzergâh şöyle belirlenmiş: Devlet başkanı atlamış helikoptere, SeulPusan arasında uçmuş. Dağ eteklerinde manzarayı sevmiş, “otoyol buradan geçsin” demiş. Yukarıda aktardığım gezi öyküleri, yerel insanların, tarihi alanlara özgü rehberlerin bana anlattıkları... Aralık 1991’de Sovyetler Birliği’nin dağılmasının ardından, Karadeniz’in en güçlü ülkesi biz olmuştuk. O dönem gerek yeni dengeler, gerek boğazların durumu nedeniyle ben de çok haber yapmış, çok yorum yazmıştım. İstanbul ve Çanakkale boğazları, dünyada iki yakası aynı ülkeye ait, dışarıdan başka bir ülkenin söz sahibi olmadığı başlıca ve tek uluslararası geçiş yolu. Boğazların korunması ve güvenliği için her bilimsel öneriye evet ama, Başbakan’ın projesi daha çok gezi örneklerine benziyor. Günlük tartışmaları, her şeyi bir yana bırakalım; bu kanalı yapma nedenlerinin başında petrol tankerleri geliyor. Onlar Boğaz için büyük tehlike, kanaldan geçecekler. Kanalın maliyetini çıkarmak için etrafına evler, alışveriş merkezleri dikeceğiz. Kanaldan geçecek tankerler bu evler için tehlike oluşturmayacak mı? Başbakan’ın kanalşehir mantığı, “dinamit lokomuyla fıstıklı lokumu beraber üretelim, nasılsa ikisi de lokum. Maliyeti düşürür, daha çok kazanırız” demeye benziyor! Balyoz’da mahkemeye gönderilen ‘yurtdışındaki askerler’ listesi hatalı yazılmış Genelkurmay’dan sehven HAT CE TUNCER BAN K MOON ALACAK Küresel kadın ödülü ilk kez bir erkeğe İstanbul Haber Servisi “21. Yüzyılda Çözümlere Köprü Olan Kadınlar” konulu Küresel Kadın Zirvesi dün İstanbul’da başladı. Zirveye, aralarında Ermenistan Diaspora İşleri Bakanı Hranush Hakobian’ın da bulunduğu 24 ülkeden 30’u aşkın kadın bakan katıldı. Zirvenin klasikleşen “Küresel Kadın Liderlik Ödülü”nün tarihinde ilk kez bu yıl bir erkeğe, BM Genel Sekreteri Ban KiMoon’a verileceği açıklandı. 7 Mayıs Cumartesi akşamı gerçekleştirilecek törende Anadolu’da kadınlara yönelik istihdam yaratan TOBB Kadın Girişimciler Kurulu Başkanı Aynur Bektaş da “Türkiye Kadın Liderlik Ödülü”nü alacak. Grand Cevahir Otel’de gerçekleştirilen zirvenin açılışı Namibya ve Malezya’nın first lady’lerinin katıldığı basın toplantısı ile yapıldı. Zirve Başkanı Irene Natividad, “Kadınlara yardım eden erkekleri de selamlamak istiyoruz. Bu açıdan kadınların karşılaştığı sorunları çözmek için BM Kadın Örgütü’nün kurulmuş olması Genel Sekreter’in bize bırakacağı mirastır” dedi. Balyoz Harekât Planı davasında sanık avukatları, iddianamedeki delillerin çürütüldüğüne dikkat çekerek, sanık emekli ve muvazzaf askerlerin hâlâ tutuklu olmalarının kamuoyu vicdanını rahatsız ettiğini savundular. Eskişehir’deki operasyonda bulunan tüm belgelerin sahte olduğunu belirten tutuklu sanık Kurmay Albay Cengiz Köylü, “Deliller öyle çılgın ki, yaramaz bir çocuğun elinde topluiğne ile balonları patlatması gibi bir bir iddianamedeki yalanları patlatıyorlar” dedi. Silivri Cezaevi bitişiğindeki duruşma salonunda görülen davanın 28. duruşması yapıldı. Oturumun açılmasının ardından mahkemenin müzekkerelere gelen yanıt yazıları üye Hâkim Ali Efendi Peksak tarafından okundu. Genelkurmay’dan daha önce dosyaya gönderilen yazıda, darbe planı yapıldığı iddia edilen Mart 2003 tarihinde yurtdışında görevli olan sanık askerlerin görev tarihlerinin “sehven” hatalı yazıldığı kaydedilerek, doğru tarihler bildirildi. Sanıklar Hasan Hakan Dereli’nin görev tarihi 28 Ağustos 2002, Candemir’in ise görev tarihi 23 Mart 2002 olarak düzeltildi. Söz isteyen tutuklu sanık Köylü, Eskişehir’de bulunan belgelere ilişkin şunları söyledi: “Eskişehir komplosunun şifreleri, Balyoz komplosunun çöken ayaklarını güçlendirmek, süren dava kazanına yeni subayları dahil etmek, Hava Kuvvetleri komuta kademesini şekillendirmek, Türk halkının TSK’ye olan güven ve itibarını azaltmak, TSK’yi güç Cezaevi önünde dilek ağacı eylemi stanbul Haber Servisi Balyoz davasında yargılanan emekli ve muvazzaf askerlerin ailelerinin oluşturduğu Vardiya Bizde Platformu, her perşembe yaptıkları eylemlerinde dün 6 Mayıs Hıdırellez günü nedeniyle dilek tuttular. Vardiya Bizde Platformu üyeleri Silivri Cezaevi önüne getirdikleri gül ağacına küçük kırmızı kâğıtlara yazdıkları, “Balyoz balonu patlasın”, “Komplocuların şerrinden koru”, “Hukuksuzluğa son ver”, şeklindeki dileklerini astılar. süzleştirmek Türkiye’yi yeniden şekillendirecek ortamı yaratmaktır. Belgeler sahtedir.” ‘Genelkurmay biliyor’ Daha önceki duruşmalarda “çılgın delilleri” olduğunu söylediğini anımsatan Köylü, “Şimdi çılgın delillerimden birini arz ediyorum” diyerek 2005’te yasalaşan Askeri Personel Kanunu’ndaki değişikliğin, iddiaların yer aldığı belgelerde 2003 tarihli olarak geçtiğine dikkat çekti. Köylü aynı yasanın 24 Nisan 2008 tarihinde yürürlüğe giren maddesinin de 2003 tarihli belgede bulunmasını “çılgın delil” olarak niteledi. Sanık emekli Yüzbaşı Mehmet Ulutaş ise Balyoz’un bir komplo olduğunu savunarak Genelkurmay Başkanı ve davada yargılanan bazı komutanların bu komployu kuranları bildiğini belirtti. Ulutaş şöyle konuştu: “Bu tezgahı hazırlayanlar dışarıdalar. Bize komplo kurdular. Genelkurmay Başkanı komployu kuranları biliyorsa açıklasın, bence biliyor zaten. Belki bu salonda birileri gözümüzün içine baka baka bunu devam ettiriyor. Bu salonda bulunup işleri bilen komutanları mert olmaya, asker olmaya, cesur olmaya davet ediyorum.” Emekli Korgeneral Metin Yavuz Yalçın ise eski Genelkurmay Başkanları emekli Orgeneraller Hilmi Özkök, Yaşar Büyükanıt, İlker Başbuğ ve eski Kara Kuvvetleri Komutanı Aytaç Yalman’ın adlarını sıralayarak “Bu 4 komutana kulluk hakkımı helal etmiyorum” diye konuştu. Ses bombası elinde patladı DİYARBAKIR (Cumhuriyet Bürosu) Diyarbakır’da elindeki bombayla Milli Eğitim Müdürlüğü’nde saldırı girişiminde bulunan 26 yaşındaki M.C.M’nin, bombanın elinde patlaması sonucu parmakları koptu. Ailesi tarafından hastaneye götürülen M. polisin geldiğini öğrenince kaçma girişiminde bulundu fakat yakalandı. M.C.M’nin kentte önceki gün 4 PKK’linin defnedilmesi sırasında meydana gelen olaylarda el yapımı bir ses bombasını Milli Eğitim Müdürlüğü’ne atmak isterken elinde patladığı belirlendi. Akçay’ın şerhi İstanbul 11. Ağır Ceza Mahkemesi Başkanı Şeref Akçay’ın sanıkların tahliyesi yönünde oy kullanarak muhalefet şerhine ilişkin önceki günkü tartışma dün de sürdü. Sanık avukatlarından Murat Bayram, “Beşiktaş’taki adliyede şaibe olduğuna inanıyorum. Akçay’ın şerhi tüm hâkimleri şaibe altında bırakmıştır” şeklinde konuştu. Mahkeme Başkanı Ömer Diken Şeref ise Akçay’ın karardaki görüşlerinin mahkeme hükmü olmadığını söyledi. Üniversitede cadı avı İstanbul Haber Servisi KCK kapsamında tutuklanan Boğaziçi Üniversitesi Sosyoloji Bölümü yüksek lisans öğrencisi Nejat Ağırnaslı’nın evine yapılan polis baskınından bir gün sonra aynı üniversitenin sosyoloji bölümünde yüksek lisans yapan araştırma görevlisi A.’nın evine de baskın yapıldı. Baskını A.’nın ev arkadaşı Ece Göksedef mektupla anlattı. Göksedef, “Tüm apartmanın kapısını çalmışlar o gece. Üç gün evin önünde, alenen dolaştılar. Amaç politik baskı kadar, ‘mahalle baskısı’ da oluşturmak belki” dedi. ‘Bartholomeos’a suikast’ Ergenekon’a bağlandı İstanbul Haber Servisi Fener Rum Patriği Bartholomeos’a suikast hazırlığı yaptığı iddiasıyla yargılanan İsmet Reçber’in dosyası, fiili ve hukuki irtibat bulunduğu gerekçesiyle İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülen birinci Ergenekon davasıyla birleştirildi. İstanbul 9. Ağır Ceza Mahkemesi’ndeki duruşmaya 15 yıla kadar hapis istemiyle yargılanan tutuksuz sanık İsmet Reçber katılmadı. Reçber’in avukatının itirazına karşın mahkeme heyeti dosyanın Ergenekon davasıyla birleştirilmesinde hukuki yarar olduğunu belirtti. Cihaner’i gözaltına alan polis şefine atama ERZURUM (Cumhuriyet) Ergenekon soruşturması kapsamında, Özel Yetkili Savcı Osman Şanal ile birlikte 6 Şubat 2010 günü Erzincan eski Cumhuriyet Başsavcısı İlhan Cihaner’i makamında gözaltına alan Terörle Mücadele Şube Müdür Vekili Murat Günbeyi, Erzurum’a tayin edildi. Günbeyi, AKP’den Erzurum milletvekili adayı olmak istemiş ancak 6 kişilik aday listesine girememişti. Öte yandan Şanal’ın, Cihaner aleyhine açtığı tazminat davasıyla ilgili olarak, Erzurum 2. Asliye Hukuk Mahkemesi görevsizlik kararı verdi. Antalya’da 5 kişiye gözaltı ANTALYA (Cumhuriyet) Antalya Emniyet Müdürlüğü’ne bağlı ekipler, dün sabah saat 05.00 sıralarında bazı semtlerde evlere baskın düzenledi. BDP İl Yöneticisi Ömer Yanık, Nimetullah Sincar, Hatice Bekmezci, Çetin Yılmaz ve Fehim Candan, “Demokratik Çözüm Çadırı’ndaki etkinliklerde slogan attıkları ve oturma eylemi yaptıkları” iddiasıyla gözaltına alındı. C MY B C MY B