22 Kasım 2024 Cuma Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
SAYFA CUMHUR YET 6 MAYIS 2011 CUMA 4 HABERLER Kılıçdaroğlu Malatya’da, projelerinin kaynağını soran Erdoğan’a yanıt verdi: Yolsuzlukları önleyeceğiz Ne Oluyor? Başbakan Erdoğan’ın otobüsü, Kastamonu mitinginden sonra boş olarak Ankara’ya dönerken, ilk açıklamalara göre, PKK militanlarının saldırısına uğradı. O sırada helikopterle Amasya’ya doğru yola çıkmış olan Başbakan ise saldırının kendisine yönelik olduğunu ileri sürerek, Amasya mitinginde Adnan Menderes’e de atıfta bulunup, “Biz bu yola kefenimizi giyerek çıktık” diyordu. Saldırı gerçekten Başbakan’a mı yönelikti? Konunun uzmanları da basın da buna pek ihtimal vermiyor. Üstelik, polisin medyadaki temsilcilerinden biri de, bu saldırının ipuçlarını daha önce kaleme almış, PKK’nin terörü Karadeniz bölgesine kaydırarak, tepki yaratmayı amaçladığını ileri sürmüştü. Öyle anlaşılıyor ki, saldırı, Başbakan’a değil, ama onun kortejine ve orada yer alan polise yönelikti. Bu görüşü paylaşanlar haklı olarak, Tayyip Bey’e yönelik olsaydı suikastın kortejin dönüş yolunda değil, miting alanında gerçekleştirileceğini söylemektedirler. Ancak, Başbakan çok alışılmış bir şekilde, bu olayı da lehine kullanmak üzere, hedefin kendisi olduğunu ileri sürdü. Bu hesap tutabilir de. Bu yüzdendir ki, bu olasılığı göz önünde bulunduranlar, saldırıda başka amaçlar aradılar ki, onun da yerinde olduğunu sanmıyorum. Ama önceki günkü saldırının ilk hedefi kim olursa olsun, ana hedefi değişmiyor. Saldırının ana amacı, Türkiye’yi eylemli bir kalkışma ile kan ve ateşe boğmaktır. Nitekim Aysel Tuğluk’un Diyarbakır’da söylediği tehdit içerikli sözleri de amacın bu olduğunu teyit etmektedir. Daha bugünden görülüyor ki, 2011 seçimleri ertesinde, Türkiye’yi, büyük karışıklıklara gebe, çok sancılı günler beklemektedir. 12 Haziran seçimlerinin hemen ardından Türkiye’nin birinci gailesi Kürt sorunu olacaktır. Ama ne ilginçtir ki, Tayyip Bey, Türkiye’nin bu yaşamsal sorunu konusunda dişe dokunur bir şey söylememekte, hatta daha da ileri giderek “Kürt sorununun olmadığını, kendisi için bittiğini” ileri sürebilmektedir. Oysa her şey göstermektedir ki, “Kürt sorunu bitmek bir yana, yepyeni bir aşamaya doğru seyretmektedir.” Bu yeni aşamanın olayların, herkes için çok ama çok acılı olacak, geri dönülmeyecek noktaya vardırılmaması için, iktidarı muhalefeti ile birlikte bütün partilere önemli görevler düşmektedir. Tabii bunlar içinde BDP’nin de çok önemli bir sorumluluk payı olduğunu belirtmek bile gereksizdir. BDP’ye düşen görevlerden biri de, süreci baltalamak isteyen, “kontrol edilemez” güçlerin kışkırtmalarına kapılarak, onlarla aynı veya benzer dili kullanmak yerine, tam tersine, geri dönülmez noktaya gelinmediğini, demokratik açılımın ve müzakerenin mümkün olduğunu kanıtlayacak bir dil kullanılmasıdır. Tabii eğer BDP’nin amacı, sorunu demokratik çerçeve içinde ve birlikte yaşama iradesini muhafaza ederek çözmek ise... Yok eğer amaç bu değil ise, bilinmelidir ki, sorun tek taraflı dayatmalarla çözülemez. Bir noktayı hiç akıldan çıkarmamak gerekir: Kürt sorunu tek taraflı devlet dayatmasıyla çözülemez. Ama aynı şekilde Kürt sorunu tek taraflı, Kürt dayatmasıyla da çözülemez. Ve en sancısız çözüm, birlikte yaşama iradesi çerçevesinde sağlanabilecek olan çözümdür. Bu iradenin ortadan kalkması halinde sorunun sonsuza kadar çözümsüz kalmayacağı da aşikârdır. Ancak unutmamak gerekir ki, herkesin kendi yoluna gitmesini öngören bir çözüm teoride ne denli yalın görünürse görünsün, uygulamada, aşılması çok güç ve acılı birçok sorunu da birlikte getirecektir. Ne yazık ki, bu gerçeğin yeterince farkında olmayanlar var. Seçim kampanyası sırasında taraflara düşen en büyük sorumluğun gereği de, işleri bu noktaya getirmeyecek ve gerginliği arttırmayacak bir tavır sergilemektir. ‘Hortumlar AKP’ye bağlı’ KIVANÇ EL/SELAHATT N GÖKATALAY SERMET ÇUHADAR KAHRAMANMARAŞ/MALATYA CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, “Siyasette din kullanılmaz, ayıptır, günahtır. Başbakan’ın da yaptığı odur” dedi. Kılıçdaroğlu, ordunun küçüleceği mesajını da verdi ve demokrasilerde ordunun kışlasına çekileceğini anımsatarak “Ordu küçülecek, düşman varsa vurduğunu devirecek” dedi. Kılıçdaroğlu dün, 10 Şubat’ta meydana gelen heyelanda 9 işçinin toprak altında kaldığı Kahramanmaraş’ın Afşin ilçesindeki Çöllolar Kömür Havzası’nda incelemelerde bulunduktan sonra göçük altında kalanların yakınlarıyla görüştü. İşçi yakınları toprak altındakilerin çıkarılması için Kılıçdaroğlu’ndan yardım istedi. Heyelanda oğlunu kaybeden bir baba da Kılıçdaroğlu’na sarılarak gözyaşı döktü. Kılıçdaroğlu cenazelerin bir an önce çıkarılması gerektiğini söyledi. Bu arada CHP Kahramanmaraş milletvekili adayı Kemal Sağ da göçük altında bulunan işçiler için Kuranıkerim okudu. Afşin ilçesini de ziyaret eden Kılıçdaroğlu, daha sonra Elbista’da düzenlenen mitingte halka seslendi. Daha sonra Malatya’ya geçen Kılıçdaroğlu’nun mitingi binlerce kişinin katılımıyla gerçekleştirildi. Sözlerine İsmet İnönü’yü anarak başlayan Kılıçdaroğlu, “ ‘Namuslular da namussuzlar kadar cesur olsun’ dedi. Biz cesaretimizi bu sözden alıyoruz” diye konuştu. ‘Balyoz davası bitirilebilir’ ORHAN BURSALI ZLEN M/M YASE LKNUR CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu Malatya’dan Ankara’ya özel uçakla dönüşünde, “AKP ile ordu arasında önemli bir uyum olduğu görüşüne katılıyor musunuz” soruma “Evet tabii ben de söylüyorum zaten, bu uyum ve anlaşmanın Büyükanıt’ın Başbakan’la dolmabahçe’de yaptığı ve içeriği açıklanmayan sır dolu görüşmeden bu yana var olduğuna inanıyorum” diye yanıt verdi. Kılıçdaroğlu, “Seçimlerden sonra yeni dönemde eğer AKP iktidar olursa, Balyoz davası hızla bitirilebilir mi, subaylar salıverilebilir mi, en nihayet bu siyasi dava olarak sürüyor” sorusuna da, “Evet dava bitirilebilir” karşılığını verdi. Kılıçdaroğlu Malatya mitinginden Ankara’ya dönüşte, özel uçakta, Hürriyet’in Ankara temsilcisi Metehan Demir ve Zaman’ın Ankara temsilcisi Mustafa Ünal ile Orhan Bursalı’nın sorularını yanıtladı. Bazı yasaların Anayasa mahkemesine götürülmesinin CHP’nin özgürlükçü tutumuyla bağdaşıp bağdaşmadığı sorusuna Kılıçdaroğlu “Biz görevimizi yapıyoruz. Hukuki davrandığımız için bizi suçlamak, totaliter bir siyasi anlayıştır” dedi. Kılıçdaroğlu, dayatma değil uzlaşma olması durumunda yeni Anayasa’ya katkı vereceklerini belirtti. Yeni dönemde Meclis’te izleyecekleri bir program var mı sorusuna da “ lk yasa tasarımız siyasi ahlak yasası olacak. kinci olarak, Aile Sigortası’nı getireceğiz, sonra çiftçiye mazotun fiyatının 1.5 liraya indirilmesini gündeme alacağız. Sonra da köprüden geçişlerin parasız yapılmasını isteyeceğiz” dedi. ‘Malatya’nın Allah’ına kurban’ CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, seçim gezilerinin dünkü durağı Maraş’ın Elbistan ilçesiyle, Malatya’ydı. Malatya il örgütünün Kozluk beldesinde karşıladığı Kılıçdaroğlu esnafla çay içtikten sonra Malatya’dan önce Akçadağ ilçesine uğradı. Burada da çay bahçesinde Akçadağlılarla çay içip sohbet eden Kılıçdaroğlu, bir cenaze evine taziye ziyaretine bulunduktan sonra Malatya’ya geçti. Geçen referanduma Malatya’da tıklım tıklım dolu bir meydana konuşan CHP Genel Başkanı’nın dün de aynı kalabalığı bulup bulamayacağı merak konusuydu. Fakat meydan aynı meydan değildi. Çünkü Malatya Valiliği eski Belediye Meydanı yerine bu meydana oranla devasa büyüklükte olan Park Meydanı’nı tahsis etmişti. Bu koca meydanı doldurmak pek kolay görünmüyordu. CHP’liler de endişeliydi doğrusu. Ancak gidip görüldüğünde oldukça dağınık da olsa geçen referandumu da aşan bir kalabalığın beklediği görüldü. Bu tabloyu gören Kılıçdaroğlu da doğal olarak keyiflendi. Kendisine “Dersimli Kemal, Allah’ına kurban” diye bağıran bir vatandaşa “Allah’ına kurban diyorsun ama, şimdi yine Recep Bey bir anlam çıkaracak. Ne yapayım. Ne anlam çıkarırsa çıkarsın, ben de Malatya’nın Allah’ına kurban olayım” diye karşılık verdi. Malatya’daki kalabalık ve coşkulu miting, valiliğin hesabının tutmadığını gösterdi. Kılıçdaroğlu genel başkanlığa seçildikten hemen sonra referandum sürecini kucağında buldu. Referandum gezilerinde konuşan Kılıçdaroğlu çıraklık ve kalfalık dönemini atlattı. Bu seçim gezilerinde ilk kez izlediğimiz Kılıçdaroğlu’nun kürsü hâkimiyeti konularını birbirine bağlama konusundaki becerisi hayli gelişmiş. Konuşmalardaki tutukluk ve konulardaki kopukluk gitmiş. Konuşmaları artık daha akıcı ve içerik olarak daha zengin. Malatya’daki mitinginde görüldü ki Kılıçdaroğlu artık ustalık dönemini yaşıyor. CHP lideri konuşmasında kayısı üreticisinin sorunlarına da değinerek Kayısı Birlik’in yeniden açılacağını söyledi. Sözlerini Turgut Özal’ı anarak bitiren Kılıçdaroğlu, “Malatya’nın yetiştirdiği önemli bir devlet adamı da Turgut Özal’dır. Onu da rahmetle anmak boynumun borcudur” dedi. Kılıçdaroğlu’nun Malatya mitingindeki mesajları şöyle: Kaynak sorusuna yanıt: Mazot 1.5 TL olacak. Kaynak nerede demeye başladılar. Kaynak var. Senin 7 sülalen zengin oldu. Bütün yandaşların, bütün bakanlar zengin oldu. Yırtık ayakkabı ile siyasete giren sen dünyanın en zengin başba kanlarından biri olan da sen. Hortumlar AKP genel merkezine bağlı, hepsi köşeyi döndü onların. SSK yanıtı: Buradan çağrı yapıyorum. İstediğin TV’de bir araya gelelim SSK ile ilgili soru sor. Çıkamaz, çıkabilmesi için verilemeyecek hesabı olması lazım. AKP’ye oy vermeyin: Bir pankart var. “Şifre yaz Tayyip’e gönder cevaplar cebine gelsin” diyor. 1.7 milyon çocuğun annesine sesleniyorum. Oyunuzu AKP’ye vermeyin. Çocuklarınızın hakkı yenmiştir. Allah aşkına kopya çeken yoksa şifre neden var. Sınavı yapamayan ülkeyi yönetemez. Ne zaman gelse fabrika kapandı: Başbakan defalarca geldi, her geldiğinde bir fabrika kapandı. Bir daha gelecek şimdi bu seferde Şeker fabrikası kapanacak. Sümerbank duruyor mu? Yerine AVM yapmışlar, ruhsatı yok. Kılıçdaroğlu, Malatya’dan ayrılmadan önce Konak Beldesi’nde gazetecilerin sorularını yanıtladı. “Siirt’teki konuşmanızda ‘statükocunun Allah’ı Ankara’da’ demiştiniz. Erdoğan istifa ve özür istedi. Bu konuda ne düşünüyorsunuz?” sorusu üzerine, “Halk kültürünü öğrensin. Halktan kopuk olan adam, halkın kültürünü bilmeyen adam buna tepki gösterecektir” yanıtını verdi. CHP ANKARA ADAYLARINI TANITTI AKRED TASYON PTAL NE DURDURMA ‘Oylarımız artıyor’ ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) CHP Ankara milletvekili adayları dün basınla kahvaltılı bir toplantıda bir araya geldi. Genel Başkan Yardımcısı Sencer Ayata, “Partimizin geliştirdiği sosyal projeler oy oranlarımızın artmasına önemli katkı sağlıyor. AKP’den geri çekilme var” dedi. Başbakan Tayyip Erdoğan’ın Sosyalist Enternasyonal’le ilgili sözlerinin anımsatılması üzerine Ayata, “Alaylı polemikli cevap vermek mümkün ama öyle yapmayacağım” dedi. Ankara adaylarından Sinan Aygün, Başbakan Erdoğan’ın kendisinin ismini vererek “CHP çetelerle kol kola” demesine tepki gösterirken “CHP ile fikir, kan uyuşması içinde olduğunu” söyledi. Aygün, Rahşan Ecevit’in kendisine verdiği tespihi gazetecilere gösterdi. Danıştay haber dedi ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Başbakanlık’ın 2008’de 7 muhabirin akreditasyonunu iptal etmesi işleminin yürütmesi Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulu tarafından durduruldu. Kararda, “Akreditasyon kurallarının haber yapma hakkının yanı sıra bilgi edinme hakkını zedelememesi gerektiği” belirtildi. Türkiye Gazeteciler Sendikası’ndan (TGS) yapılan yazılı açıklamada, aralarında TGS Genel Merkez Disiplin Kurulu Üyesi Sultan Özer’in de bulunduğu 7 gazetecinin, Başbakanlık akreditasyon kartlarının Kasım 2008’de iptal edildiği anımsatıldı. TGS’nin akreditasyon iptalinin “bir çeşit sansüre dönüşmesi olasılığının bulunduğu” gerekçesiyle yargıya başvurduğu hatırlatılan açıklamada “yürütmeyi durdurma” istemini kabul edildiği bildirildi. ‘Demokrasi için tehlikeli’ Avukat Kazan, başbakanın özel yaşam tanımını ‘dehşet verici’ diye niteledi ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Avukat Turgut Kazan, Başbakan Tayyip Erdoğan’ın MHP milletvekilleriyle ilgili gizli kamera kayıtlarına ilişkin “Yahu kendi eşiyle mi bir şey oluyor da özeli oluyor? Kendi eşiyle değil yahu. Buna nasıl kendi özeli dersin? Bu özel değil. Bu genel genel” sözlerini “korkunç ve dehşet verici” olarak nitelendirdi. Eski Adalet Bakanı Prof. Dr. Hikmet Sami Türk de, “Başbakan aile yaşamının gizliliğinden bakıyor. Özel hayatın gizliliği olmaz gibi düşünüyor. Bu görüşün anayasal temeli yok” dedi. Kazan, Başbakan’ın sözlerini “korkunç, dehşet verici” olarak nitelendirirken “O zaman özel hayat kalmaz. Biz Başbakan’ın bir işadamıyla (Remzi Gür) konuşmasını bile konuşmadık. Çünkü kural dışı, yasadışı bir dinlemeydi. Kaldı ki, kural dışıydı ama çok önemliydi. Niye? Çünkü başbakan o işadamından bir şey istiyor. Kamuoyunu çok ilgilendiren bir konuydu ama kural dışı olduğu için konuşmadık” dedi. Başbakanın yaklaşımının her türlü ihlale kapı aralayan bir anlayış olduğuna işaret eden avukat Kazan, “Bu çok tehlikelidir. Demokratik bir toplumda bunu telaffuz etmeyi, bırakın kişinin başbakan olmasını, bir kişinin bunu düşünmüş olması bile felakettir. Düşünebilmesi de felakettir. Her türlü ihlalin, tecavüzün serbestçe yapılabileceğini de, yapılacağını gösterir ve bir itiraftır. Demokrasi için de tehlikelidir” değerlendirmesini yaptı. Prof. Dr. Hikmet Sami Türk de “Başbakan sadece aile hayatının gizliliğinden bakıyor. Özel hayatın gizliliği olmaz gibi düşünüyor. Hukuki anlamda anayasada temeli olmayan bir görüş” değerlendirmesini yaptı. YÜKSEKOVA’DA 1 ÖLÜ PKK ve Hizbullah yanlıları çatıştı HAKKÂRİ (Cumhuriyet) Hakkâri’nin Yüksekova ilçesinde gösterilerde olaylara müdahale eden ve Hizbullah’a yakınlığıyla bilinen Mustazaflar Derneği üyesi 1 kişi öldü. Tunceli’de terör örgütü PKK’ye yönelik operasyonu protesto eden bir grup, YüksekovaŞemdinli karayolunda toplandı. Barikat kurarak ateş yakan ve yolu ulaşıma kapatan grup, çevre güvenliğini sağlayan polise taş ve molotofkokteylleri ile saldırdı. Olaylar devam ederken Mustazaflar ile Dayanışma Derneği’nden çıktıkları ve ellerinde sopa olduğu belirtilen 1520 kişi göstericilere müdahale etti. Polisin basınçlı su ve biber gazı ile müdahale ettiği grup, ara sokaklara dağıldı. Bu sırada silah sesleri duyulurken MustazafDer üyesi evli ve 4 çocuk babası olan 30 yaşındaki Übeydullah Durna yaralandı. Durna, yapılan tüm müdahalelere karşın kurtarılamadı. PKK sempatizanları ile Mustazafder üyeleri Durna’nın ölümüyle ilgili birbirlerini suçladı. Yüksekova Kaymakamı Üzeyir Aziz Özer, olayla ilgili soruşturma başlatıldığını belirtti. İlçedeki güvenlik önlemleri de en üst seviyeye çıkarıldı. C MY B C MY B Türk: Anayasal dayanağı yok
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear