13 Kasım 2024 Çarşamba Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
30 MAYIS 2011 PAZARTES CUMHUR YET SAYFA kultur@cumhuriyet.com.tr KÜLTÜR 19 Fatma Murat yaşamını yitirdi Haber Merkezi Tiyatro dünyasının sevilen isimlerinden Fatma Murat hayatını kaybetti. Uzun süredir kanser hastalığıyla mücadele eden Fatma Murat, dün tedavi gördüğü Akdeniz HastaneTiyatrocu Fatma si’nde yaşamını yiMurat, “Olacak O Kadar”ın kadro tirdi. Murat’ın cenasunda yer almıştı. zesi yarın öğlen vakti kılınacak cenaze namazının ardından Antalya Uncalı Mezarlığı’nda toprağa verilecek. 1949 yılında Ankara’da doğan Murat, tiyatroya Ankara Halk Tiyatrosu’nda başladı ve 1985 yılında Levent Kırca Oya Başar tiyatrosuna katıldı. Ünlü şov programı “Olacak O Kadar” kadrosunda yer alan Murat, birçok dizi ve filmde rol aldı. Çeşitli edebiyat dergilerinde öyküleri yayımlanan Murat’ın “Hiç Değilse Ölüm Var” ve “Korkuyor Aşk” adlı 2 öykü kitabı yayımlandı. ‘Deniz, Aşk ya da Çöl’ “Aslında, insan her şeyde somut olanı ister. Yeryüzünü bu yoldan yakalayacağını sanır. Ama kelebeğin bağımsız bir varlık olduğu gerçeğini bildiği için Adam, onu somutlaştırmanın suç sayılacağını da biliyor. (…) Onu tutmak, sahiplenmek asla olmaz. Bu, oyunun sonu olur. Kelebek bir daha uçamaz ve oyuna katılamaz.” Özcan Özer’in İş Bankası Kültür Yayınları’ndan çıkan “Deniz Aşk ya da Çöl” romanını okurken altını çizdiğim bir bölüm bu. Kenarına not düşmüşüm: “Sanatta imge ve çağrışımın da tanımını yapmış burada.” Gerçekten de sanat yapıtında gerek üretirken, gerekse izler/okur/dinlerken bulunan veya fark edilen imgelere tek bir anlam yükleyerek onları somutlaştırmak, yeni çağrışımların yolunu kapamak anlamına gelmez mi? “Kelebeği” somutlaştırarak yakalamak onun, yani imgenin “bir daha uçamaması”, “oyuna katılamaması”, olsa olsa güzel bir resim gibi bir tahtaya iğnelenmesi sonucuna yol açmaz mı? İmgelerin, çağrışımların ölmesi aşkın da ölümü değil midir? Yukarıdaki cümleleri aldığım bölümün (“Haiku”) başında Tarkovski’nin Mühürlenmiş Zaman kitabından bir alıntı yer alıyor: “Bir Japon haikusu şöyle der: Çok eski bir manastır./Yarım ay/Ovada sessizlik/Bir kelebek uçuyor/Kelebek uyumuş.” Haikunun kısa dizeleri montajda art arda sıralanan film kareleri gibi. Sözler/resimler hem kendilerine içkin zaman duygusuyla, hem de toplamlarından oluşan ve o toplamı da aşan bir atmosferle sesleniyorlar bize. Tıpkı Tarkovski filmlerinde olduğu gibi… “Deniz Aşk ya da Çöl” de kurgusuyla ve sözcüklerin, cümlelerin açtığı çağrışım anlarıyla Tarkovski filmlerini hatırlatıyor. Özcan Özer’in İş Bankası Kültür Yayınları’ndan çıkan romanı, hüzün dolu bir aşk hikâyesi ve bir yolculuk ağıdı Bir yol ağıdı Özcan Özer’in tüm ruhunu katarak/kanatarak kaleme aldığı hissedilen hüzün dolu bir aşk hikâyesi “Deniz Aşk ya da Çöl”, ama aynı zamanda bir yol ve yolculuk ağıdı. Bu yol, iki insan arasında doğduğu anda onları o güne kadar gördüklerinden bambaşka bir yeryüzüyle ve benliklerini aşan bir kendilikle buluşturan “denizaşk”tan; tükendikçe tüketen, renklerin renksizleştiği, ama fedakârlığın, kendinden vazgeçmenin evrene yepyeni bir mana kattığı bir “çölaşk”a taşıyor bizi: “Önümüzde geçmemiz gereken deniz aşk ya da çöl var… Önemli olan, bunlardan birini ötekine yeğlemek, içlerinden birini seçmek değil; yalnızca bunlardan birinin, her an bir diğerine dönüşebileceğini kabullenmek.” Tarkovski’nin “Stalker/İz Sürücü” filmindeki kahraman gibi, Deniz Aşk ya da Ölüm’deki “Adam” da varılacak menzilin değil yolculuğun kendisinin kalıcı olduğunu bilen bir seyyah. “Gerçek” dünyadaki savaşların ezeli/ebedi mağlubu olarak “hardal rengi odası”na kapanmış beklerken ansızın “Kız”la karşılaşınca, yıllardır beklediğinin o olduğunu anlıyor ve palamarlarını çözüp açılıyor “deniz”e. Hem “gemici”si hem “liman”ı olmak istiyor kı ‘Ubor Metenga Buluşmaları’ Salon’da Kültür Servisi Geçen sezon edebiyatseverlerden büyük ilgi gören, Can Yayınları’nın düzenlediği “Ubor Metenga Buluşmaları”, İstanbul Kültür Sanat Vakfı’nda (İKSV) devam ediyor. Güncel Türk edebiyatının yenilikçi isimlerinden Murat Gülsoy, Yekta Kopan ve Ayfer Tunç, yarın 20.00 22.00 saatleri arasında Salon’da bir araya geliyor. Katılımın ücretsiz olduğu etkinlikte Yusuf Atılgan’ın “Çıkılamayan” adlı öyküsü ele alınacak. Rehabilitasyondan kaçamıyor Kültür Servisi 2006 yılında “Rehab” (Rehabilitasyon) adlı şarkısıyla üne kavuşan, 5 Grammy sahibi İngiliz şarkıcı Amy Winehouse’dan 20 Haziran’da İstanbul’da vereceği konser öncesinde hayranlarını üzecek bir haber geldi. Halen uyuşturucu ve alkol bağımlılığıyla mücadele eden Winehouse’ın, tekrar tedavi olmak için rehabilitasyon programına kaydolduğu açıklandı. ları da bu yüzden…” “Gemici” ile “Kız” bir mayın tarlasında ilerliyorlar sanki çölde yürürken, ömrümüzün mayın tarlasında... Ayaklarının gömüldüğü kumların altında her söz, her cümle patlamaya hazır bir mayın gibi ve tepelerinde akbabalar dolaşıyor: “Akbaba, diyor Gemici. Hayatımızı kemiren diğer insanların kanatlı olanları yani (…) Gücüm tükenip düştüğümde sevinçle gülümseyecek ve beni parçalamaya gelecekler.” Sözcüklerin üzerindeki “renksizleştirici kum tabakası”nı temizleyip onları derindeki manalarına bağlayan ve yeni çağrışımlara doğru kaSalvador Dali’nin natlandıran bir dille kaleme alınmış bu “Ölüsevici lkbahar” roman, bir “aşk güzellemesi” değil satablosu. dece. “Başkalarından alınmış aşk sözcüğünün içini doldurduğu” gibi, insana dair temel sorular üzerine de düzın. Ve onlar kendilerine çok daha gerçek bir dünya yaratma yolculuğuna çıkıyorlar. Bu yolculu şünen, düşündüren bir metin. Özcan Özer, hep birğun adı aşk: “Biz aşk sözcüğünü başkalarından likte içinde yaşadığımız “Ölüsevici İlkbahar” tabaldık, ama içini biz doldurduk, bizim oldu. Biz losunda yaşamın gerçeğine göğüs germeyi sağterk ettiğimizde de başkalarının olacak yeni layan, “güneş sesi veren” cümlelerini bizimle paylaşmış Deniz Aşk ya da Çöl’de: “Siz hayatınızden.” daki eksiğin kim olduğunu biliyor musunuz? lüsevici lkbahar’da aşk Hayır mı? Hiç mi hatırlamıyorsunuz? (…) Siz Kitaba adını veren son bölüm, “Deniz Aşk ya onu diğerlerinden ayıramıyorsunuz. Elbet da Çöl”, kapakta da yer alan Salvador Dali’nin ayıramazsınız, çünkü o sizin eksiğiniz değil. “Ölüsevici İlkbahar” tablosundan yola çıkıyor. Neyse ki o sizin oturduğunuz şehirde oturÇünkü, artık ikisi de o tabloda yaşıyor. “Ve adın muyor. O, sizin bilmediğiniz bir yerde, sakin da ‘ölüsevicilik’ olan bir tabloda yaşıyor ol bir evde yaşayan birisi. Bu sıcak ve berrak hamalarına karşın, birbirlerine âşık olma ya vada güneş sesi veren birisi.” nılgısına düşüyorlar. Hemen ayaklarının dibinden başlayan çölü geçmek zorunda kalış aemelmesci@yahoo.fr ‘Ö Bakırköy’de kent müzesi akırköy Belediyesi tarafından Yeşilköy Liman Sokak’ta tescilli tarihi bina kalıntıları üzerinde aslına uygun olarak inşa edilen Bakırköy Sanat Evi ve Kent Müzesi açıldı. Müze, küratörlüğünü de üstlenen Turgay Tuna’nın kendi koleksiyonlarında yer alan Bakırköy ve Yeşilköy’le ilgili fotoğraf, belge ve objelere ev sahipliği yapıyor. Müzede, sergi salonu ve kütüphanenin yanı sıra bir de lokal bulunuyor. B Almanya operasından Türklere özel ürklere yönelik başlattığı çalışmaları çerçevesinde her ay farklı Türk grupları ile bir araya gelen Berlin Alman Operası (Deutsche Oper Berlin), 1 Haziran’da genç Türk müzisyenler için “Turandot” operasını sahneleyecek. Berlin Alman Operası tarafından Türkçe olarak yayımlanan basın bildirisinde, yaşları 13 ile 15 arasında değişen genç Türk sanatçıların “Turandot”u seyredeceği, ardından da opera yetkilileriyle bir araya gelerek ilgi çeken eserler ve Berlin Alman Operası hakkında bilgi alacağı öğrenildi. T Bakırköy Kent Müzesi’nde sergilenen Geç Roma dönemine ait kandil, çömlek, koku şişesi ve anfora parçaları. Şarkılar internete emanet stancool Festivali’nin konuklarından, ünlü alternatif rock grubu R.E.M’in solisti Michael Stipe, yeni projesini anlattı CEREN ÇIPLAK arklı disiplinlerden uluslararası isimleri ülkemizdeki meslektaşları ile buluşturan İstancool Festivali kapsamında İstanbul’a gelen ABD’li alternatif rock grubu R.E.M’in solisti Michael Stipe ile Pera Palas’ta bir söyleşi gerçekleştirdik. Önceki gün, ilk olarak, Michael Stipe’ın Pera Müzesi’ndeki panelini; aralarında fotoğraf sanatçısı, yönetmen Sam TaylorWood ile çağdaş kavramsal sanatın en önde gelen isimlerinden Sophie Calle’ın da olduğu pek çok sanatçının R.E.M’in 15. stüdyo albümü “Collapse Into Now”daki her şarkıya çektikleri kısa filmlerinden oluşan, her şarkının da farklı bir şehre adandığı “Collapse Into Now” projesinin sunumunu izliyoruz. Bu kısa filmlerin yayımlanma yeri ise “internet”! Bu sunumdan sonra Pera Palas’ta sağımda ünlü yönetmen, “sinemanın büyücüsü” denilen Terry Gilliam, solumda Michael Stipe’ın olduğu, bir anlamda “yıldızlar kervanı kokteyli” diyebileceğimiz bir atmosferde Michael Stipe’la söyleşi gerçekleştirme fırsatı yakalıyoruz. Şarkılarınızı internete ve sanatçılara emanet etme fikri yani “collapse ınto now” projesi, internet çağının getirdiği zorunlu bir ihtiyaç mı, yoksa yenilik adına atılmış bir adım mı? İkisi de diyebilirim. Bu projeyle yeni bir F Michael Stipe, internet sayesinde dinleyiciye daha çabuk ulaştıklarını söylüyor: “Video klipler artık çok geride kaldı. Sanırım video klipler artık ölüyor.” standart yarattık. İnternetin, teknolojinin sayesinde dinleyiciye daha çabuk ulaşabiliyorsunuz. Bu proje albüm tanıtımı için mükemmel bir sunum oldu. Yakında 14 yaşındaki bir çocuk albümün ne demek olduğunu bilmeyecek… Biz de albümümüzün tanıtımı için yeni bir yol bulduk; disiplinler arası etkileşime inanıyorum, disiplinler arası düşünmeyi seviyorum, o etkileşim iyi sonuçlar veriyor. Hayranlarınızın bu projeye yorumu nasıl oldu? İlginç buluyorlar. Video kliplerin artık çok geride kaldığına ve bu tür yenilikler beklediklerine dair yorumlar alıyorum. Video klipler müzik endüstrisinde MTV’nin sayesinde yükselişe geçmişti ama video klipler sanırım artık “ölüyor”. Filmlere müzik yapılırken artık müziklere film yapılacak… İşte bu yüzden bu projeye film diyorum. “Collopse Into Film Project” diyorum. Şimdiki video klipler; pek uygun olmayacak ama, Kanye West, Lady Gaga, Beyonce’yi çok beğeniyorum ama onların tarzı R.E.M için geçerli değil! Panelde bu projeyi farklı disiplinlerin bir araya gelmesi olarak da tanımladınız. İstancool’un da ana teması bu. Bu uyumun tesadüf olduğunu biliyoruz. İstancool yetkilileri festivalin “cool” tarafının da bu olduğunu söylüyorlar. Peki siz bu yeni projenizi “cool” olarak nitelendiriyor musunuz? Cool olarak nitelemiyorum. Bu bir yeni bakış açısı, yeni bir standart. 21. yüzyılda sınırların daha fazla yıkılması, sanatın önünü açıyor. Ben de yaratıcı bir kişi olarak sanatın önünü açmaya çalışıyorum, uğraşıyorum. Şarkılarınıza İstanbul’da kısa film çekmeyi düşünüyor musunuz? Şu an değil; çünkü İstanbul’daki görsel tecrübem az. İstanbul uçağından indiğim andan itibaren fotoğraf çekiyorum. New York’ta yaşıyorum ve bu şehir beni enerjisiyle besliyor. Görsellik bakımından San Paolo ile Tokyo benim favori şehrim. Müzik ve görsellikten söz ettik, bir de tüm görsel tanıtımlardan uzak gözünü kapayarak müzik dinlemeyi sevenler var! Görsel sanatlar dışında şarkıları hayalde de görmek, yaşamak da ayrı bir güzellik… Kültür Servisi TMMOB Sinema Mimarlar Odası Belgesel bu haftaki Kulübü’nün lu ile etkinliğinde, Çağrı Kınıkoğ i lando’nun yönettiğ Gloria Ro ” (El “Nâzım’ın Küba Seyahati film ba) adlı Viaje De Nâzım a Cu rşembe gösterilecek. 2 Haziran Pe t 18.30’da günü saa e, gerçekleştirilecek etkinlikt na “Hava Nâzım’ın kendi sesinden rimin Röportajı” dizeleriyle, dev yor. eye taşını coşkusu beyazperd ‘Nâzım’ın Küba Seyahati’ Kültür Servisi Heykeştıra ş Mehmet Aksoy tarafından düzenlenen “Ulusal İnsanl ık Fotoğraf Yarışması”nın öd Anıtı ül töreni, yarın saat 18.00’de rh+artgal gerçekleştirilecek. 300’ün lery’de üzerinde katılımın olduğu yarışma sonucunda, üç ödül, üç ma nsi ve beş jüri özel ödülü sahipl yon eri bulacak. Seçilen fotoğraflar ni dan oluşan sergi de, törenle bir likte açılıyor. Sergi 15 Haziran’ a kadar görülebilir. ‘ nsanlık’ın kazananları belli oluyor C MY B C MY B
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear