22 Kasım 2024 Cuma Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
15 MAYIS 2011 PAZAR CUMHUR YET SAYFA kultur@cumhuriyet.com.tr KÜLTÜR 19 Resmi programında ilk kez üç boyutlu bir filme yer veren Cannes’ın gündeminde ‘Karayip Korsanları’ var Boyutlar arası yolculuk 3 boyutlu film teknolojisinin giderek yaygınlaştığı göz önüne alınırsa,“Karayip Korsanları”nın “yaşayan sinemanın yeri” olan Cannes’da ana salonda programlanması doğruydu. Ancak, dördüncü boyuta erişemeyen filmin seyircisine sunmak istediği hoş teneffüs, kısa zamanda sıkıcı oluveriyordu. MEHMET BASUTÇU Bir Ödül ve Paylaşanlara Teşekkürler... Sevgili Okurlar, Baştan söylemeliyim: Bu bir teşekkür yazısı! 12 Mayıs Perşembe günkü gazetemizde, üstelik birinci sayfasında, IPI Uluslararası Basın Enstitüsü’nün “Basın Özgürlüğü Diyalog Ödülü”nün bana verileceği açıklandığından beri, telefonlar, epostalar durmuyor! Bir sevgikutlamatebrik yumağında yuvarlanıp duruyorum… İtiraf edeyim harika bir duygu! En, en başta Cumhuriyet gazetesinin çalışanlarının, meslektaşlarımın ilgisi, ardından okurların birbirinden güzel sözleri… Basına ilişkin bu habere, ertesi gün Cumhuriyet dışında, sayfalarında yer veren bir başka basın kuruluşu Milliyet gazetesi oldu. Onlara da teşekkürüm sonsuz. Bu arada, analarıyla övünmeyi seven, benim iki muhteşem oğlum, fırsat bu fırsat deyip, haberi internet ortamına şutlayınca… Bugüne dek katkıda bulunduğum Sivil Toplum Kuruluşları, haberi yayınca… Benim sevgi yumağı büyüdükçe büyüdü. Bir kez daha internet ve STK’lerin gücünü gördüm. Onlara ve onlar aracılığıyla bana ulaşanlara, birbirinden güzel mesajları bana iletenlere sonsuz teşekkürler… bir zaman istemedim. Aktüaliteye göz kırpmayı sevmem. Pedofili ya da finans alanındaki skandallar üzerine kitaplar yazıldı, belgeseller çekildi. Benim senaryom kurmaca bir hikâye. Filmde kendi Vatikanımı yarattım; kendi Kardinallerimi anlatıyorum” diye yanıtlıyor. Provokatör ve gerçekçi Moretti’yi ilgilendirmeyen pedofili konusuna, Altın Palmiye’nin en genç adayı Fransız oyuncu / yönetmen Maïwenn Le Besco (1976), “Polisse” adlı filminde değiniyor. Güncel bir konuyu işleme kolaylığından dolayı değil, filmin konusu içinde yer almak zorunda olduğu için değiniyor. Önceki filmlerinde sergilediği, kışkırtıcı olmaktan korkmayan sert, eleştirel yaklaşımı ve yaratıcı sinema diliyle dikkati çeken Le Besco, üçüncü yönetmenlik denemesi olan “Polisse”te, çocuklara karşı işlenen suçları kovuşturan bir adli polis ekibini yakın takibe alıyor. Hareketli kamerası, tabu tanımayan senaryosu ve özgür diliyle, yenilikçi genç Fransız sinemasına başarılı bir örnek getiren film, hem provoP o li s s e katör yanı, hem de gerçekçi özüyle dikkati çekiyor. Ustalıklı mizansenin gerisinde, bütün oyuncuların sergiledikleri performans (özellikle Karin Viard olağanüstü), Maïwenn’in oyuncu yönetiminde de yetenekli olduğunu göstermekte. Çok verimli bir yıl yaşadığı söylenen Fransız sinemasından yeni sürprizler bekleniyor. CANNES Cannes’da bile hafta sonu, durup soluklanmak, rahatlatıcı, eğlendirici filmler izlemek içindir ama dün, ana bölümde yarışma dışı sunulan “Karayip Korsanları” ağır bir teneffüs oldu. Amerikan sinemasının, sadece Terence Malick’in filmiyle Altın Palmiye adayı olabildiği festivalin resmi programında ilk kez yer alan 3 boyutlu bir filmin Hollywood yapımı olması da herhalde çok doğaldı. Rob Marshall’ın kaptanlığında kotarılan, Johnny Depp ile Penelope Cruz’a başrolde kılıç kuşattırarak, Karasakal ve Denizkızları efsanelerini bilgisayar destekli bildik reçetelerle çekici kılmayı amaçlayan ticari sinemanın başarılı bir örneğini izlemiş olduk. Televizyon ekranlarına kadar giren 3 boyutlu film teknolojisinin giderek yaygınlaştığı göz önüne alınırsa, “yaşayan sinemanın yeri” olan Cannes’da bu filmin ana salonda programlanması, kuşkusuz doğru ve gerekliydi. Ancak, hiçbir teknolojinin Ödül, kime? Şimdi gelelim madalyonun öteki yüzüne: Bir ülkede, insanlar gazetecilik yaptıkları için, düşündüklerini yazdıkları için, gerçeği araştırdıkları için, mesleğin gereğini yerine getirdikleri için, yıllarca hapsediliyor, hücrelere tıkılıyor, işkence görüyor, işten atılıyor, baskı görüyor, tehdit altında yaşıyor ve zulüm görüyorsa… Bana bu ödül verilmiş ya da verilmemiş hiçbir anlamı yoktur! Daha doğrusu belki de tek anlamı vardır: Şunları haykırabilmek için bir fırsat: “Heyyy! Gözlerinizi açın! Şu ileri demokrasi dediğiniz Ilımlı İslam cumhuriyetinizde yaşananların farkında değil misiniz!” “İnternete filtre getirmeye kalkan ülkemizde 74 gazeteci hapiste! Bilmiyor musunuz!” “Dünya basın özgürlüğü sıralamasındaki utanç verici yerimizin farkında mısınız? Türkiye’nin son bir yılda 127. sıradan 138’inciliğe gerilediğini bilmiyor musunuz!” Bunları yurtdışına değil kendi ülkemin liberal geçinenlerine, basın özgürlüğü olmadan demokrasi olabilirmiş gibi yapanlarına haykırmak için bir fırsat! İşte bu nedenle, 14 Haziran’da Viyana’da ödülü, şu anda hapiste, hücrede, mahkemelerde süründürülen, zulüm gören gazeteciler adına, onlar için alacağım. Şimdi gelelim bir düzeltmeye: Kimi haber kaynakları, hem “IPI Basın Özgürlüğü Diyalog Ödülü”nün ilk kez verileceğini açıklıyor, hem de bu ödülü daha önce Sevgili Hrant Dink ve sevgili Nedim Şener gibi meslektaşlarımın aldığını belirtiyor. (Günlerdir Emre Kongar’ın yazdığı “oksimoron” örneği de diyebiliriz. Bir “ilk”in, daha öncesi olmaz…) İki isim de benim canlarım. Ama… Ama doğrusu şöyle: Bu ilk kez verilen yeni bir ödül. Bundan böyle her yıl verilecek. IPI’dan yapılan açıklamada, gazetecilikte istikrar, nefret dilini, şiddet dilini, ayırımcılığı dışlama, ama özellikle WINPEACE (Türkiye Yunanistan Kadın Barış Girişimi) çalışmalarım vurgulanıyor. Zaten ödül de Viyana’daki IPI İsrailFilistinli Gazeteciler Forumu’nda verilecek. WINPEACE girişimini 1996’da kurmuştuk ama o gün bugün çalışmalarını sürdürüyor. Geçen yıl yayımladığımız WINPEACE kitabı, uluslararası arenada örnek olarak algılanmaya başladı. İşte o nedenle en baştan beri söylemek istediğimi şimdi açıklıyorum. Ödül sadece bana değil, iki konuda “kadın ve şiddeti dışlama” konusunda düşünmüş, düşlemiş, uzmanlaşmış, emek vermiş ve hâlâ çalışmayı sürdüren Türkiye’de “WINPEACE”i oluşturan kadınlara verildi! Her birini kucaklıyor ve hepsine teşekkür ediyorum! Penelope Cruz ve Johnny Depp, Rob Marshall’ın ‘Karayip Korsanları’nda. Genç yönetmen Maiwenn Le Besco’nun ‘Polisse’si ise pedofili konusuna değiniyor. özel gözlüklerle görmemize yardımcı olamayacağı dördüncü boyuta erişemeyen bu filmin seyircisine sunmak istediği hoş teneffüs, kısa zamanda sıkıcı oluveriyordu. Moretti’nin Papa’sı... Sinemada yaratıcılık, işte bu 3. ve 4. boyutlar arasında, sonsuz sayıda var olan yepyeni boyutlardan bazılarını özgürce yakalayabilme ustalığında somutlaşmıyor mu? Woody Allen gibi, bu uçsuz bucaksız zenginliğe bir köşesinden girmeyi başaran Nanni Moretti’nin, Katoliklerin kutsal değerlerine el atması, Kardinallere voleybol turnuvası düzenleterek, Vatikan bahçesinde dans ettirmesi, kuşkusuz yaratıcı özgürlüğüne tahammül edemeyenleri rahatsız ediyordu. “Bir Papa’mız Var”ın İtalya’da gösterime girmesiyle gelen tepkileri, Katoliklerin resmi görüşünü yansıtmayan bireysel çıkışlar olarak önemsemeyen Moretti, izleyici avına çıkmıyor. Düşündüklerini, seyircisinin ne bek leyebileceğini düşünmeden, dilediği gibi anlatıyor. Katolik çevreleri son dönemde sarsan skandallara filminde neden değinmediği sorusuna, “İzleyicilere, benden anlatmamı bekledikleri ve aslında çok iyi bildikleri şeyleri anlatmayı hiç ‘Hudutların Kanunu’ Cannes’da Kültür Servisi Cannes Film Festivali’nin “Klasikler” bölümünde dün Ömer Lütfi Akad’ın 1966 tarihli “Hudutların Kanunu” filmi gösterildi. Festival Genel Sekreteri Thierry Fremaux, yaptığı konuşmada “Çok yaşa Türk sineması, çok yaşa Türkiye” dedi. Gösterime filmin oyuncularından Tuncel Kurtiz’in yanı sıra Yılmaz Güney’in kızı Elif Güney, Fatih Akın, Fatih Ak ın ve Tuncel Kurtiz Nuri Bilge Ceylan da katıldı. Senaryosunu Yılmaz Güney’in yazdığı ve aynı zamanda rol de aldığı film, 2007’de Cannes Film Festivali’nde Martin Scorsese ile tanışan Fatih Akın’ın , Scorsese’nin başkanlığını yaptığı Dünya Sinema Vakfı’na üye olmasıyla gündeme geldi. Akın, dünyanın çeşitli ülkelerinde klasikleşmiş filmleri restore eden vakıf için 10 klasik Türk filmi belirlemişti. Ödül, neye, niçin? 3 yıldır CSO’nun bahçesine yerleştirilmeyi bekliyor ‘Orkestra Anıtı’ suskun SELDA GÜNEYSU ANKARA Heykeltıraş Necdet Can tarafından 1995 yılında Cumhurbaşkanlığı Senfoni Orkestrası (CSO) için yapılan ve 3 yıl önce orkestranın binasının tadilatı sırasında kaldırılan “Orkestra Anıtı” kaderine terk edildi. Heykeltraş Necdet Can ise Kültür ve Turizm Bakanlığı’na dava açmaya hazırlanıyor. “Orkestra Anıtı”, Refah Partisi Rize Milletvekili Şevki Yılmaz’ın, 13 Aralık 1995’te Milli Gençlik Vakfı’ndaki konuşmasında CSO ile ilgili olarak, “Cumhurbaşkanı zurna dinlemese de olur” sözlerine tepki göstermek amacıyla yapılmış ve dönemin Kültür Bakanı Fikri Sağlar’ın da onayı ile CSO’nun bahçesine konulmuştu. Şevki Yılmaz ise bu sözleri nedeniyle “Cumhurbaşkanına hakaretten” ceza almıştı. 3 yıl önce CSO’nun binasının tadilatı sırasında vinçle yerinden sökülüp, taşınan anıt, bu işlem sonrasında büyük hasar görmüştü. Daha sonra Kültür ve Turizm Bakanlığı heykeltraş Can’dan anıtın onarılmasını istemişti. Can, hasar gören anıtı kısa sürede yenilemiş ve bakanlığa teslim etmek istemişti. Ancak bakanlık, o gün bugündür anıtı teslim almak istemiyor. Anıtı koyacak bir yeri olmadığı için geçici süreyle oto tamircisine bırakmak zorunda kalan Can’ın heykeline bakanlık da sahip çıkmıyor. Kültür ve Turizm Bakanlığı’ndan edinilen bilgiye göre bakanlık, yenilenen CSO binasının bahçesinde anıt için uygun bir yer bulamadı. Bunun üzerine de anıtın önce Güzel Sanatlar Genel Müdürlüğü’nün bahçesine, sonra da Bakan Ertuğrul Günay tarafından yenilenen Cermodern Sanatlar Merkezi’nin bahçesine dikilmesi talep edildi. Ancak bakanlığın bu isteğine Necdet Can’ın, “anıtın CSO’ya atfen yapılması” nedeniyle karşı çıktığı öğrenildi. Can, şimdi bakanlık hakkında dava açmaya hazırlanıyor. C MY B C MY B
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear