13 Kasım 2024 Çarşamba Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
SAYFA CUMHUR YET 8 İstanbul Edirne Kocaeli Çanakkale İzmir Manisa Denizli Zonguldak Sinop Samsun Trabzon Giresun Ankara B Y Y B B B Y Y Y Y Y Y Y 18 22 14 18 20 18 18 12 15 16 16 16 15 Eskişehir Konya Sıvas Antalya Adana Mersin Diyarbakır Şanlıurfa Mardin Siirt Hakkâri Van Kars Y Y Y Y Y Y Y Y Y Y B B B 13 18 18 20 23 23 23 25 22 24 19 18 15 HABERLERİN DEVAMI Oslo PB Helsinki PB Stockholm PB Londra Y AmsterdamY Brüksel PB Paris PB Bonn PB Münih Y Berlin Y BudapeştePB Madrid B Viyana Y 17 14 20 17 17 18 20 20 19 23 24 28 24 Belgrad Y 22 Sofya Y 16 Roma B 21 Atina Y 20 Zürih Y 21 Moskova PB 17 Aşkabat PB 30 Taşkent B 33 Baku PB 23 Bişkek Y 25 Tiflis Y 23 Kahire Y 27 Şam Y 26 Ülke geneli parçalı ve çok bulutlu, Marmara’nın doğusu, İç ve Güney Ege, Akdeniz, İç Anadolu, Karadeniz, Doğu Anadolu’nun batısı, Güneydoğu Anadolu ile Edirne, Tekirdağ, Erzurum, Muş ve Şırnak çevreleri sağanak, gök gürültü sağanak yağışlı geçecek. Hava sıcaklığı; güney ve batı kesimlerde 2 ila 4 derece azalacak, diğer yerlerde önemli bir değişiklik olmayacak. 12 MAYIS 2011 PERŞEMBE TARİHTE BUGÜN MÜMTAZ ARIKAN 12 Mayıs GÜNCEL CÜNEYT ARCAYÜREK Demiryolu çalışanları 16 Mayıs’ta Ankara’da buluşarak oturma eylemi başlatacak GÜNDEM Baştarafı 1. Sayfada MUSTAFA BALBAY Baştarafı 1. Sayfada Başkan Ali Demir’in serüvenlerini yazmaktan usandı... Ana muhalefet CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu; meydanlarda, TV’lerde, gazetelere verdiği demeçlerde ÖSYM Başkanı Prof. Demir’i herhangi sade bir vatandaşın sindiremeyeceği ağır sözcüklerle suçluyor. Örneğin “Bu adamın ar damarı çatlamış… Sende en ufak bir haysiyet duygusu varsa istifa et” gibi neredeyse toplumsal bir isteğe dönüşen çağrıyı sürekli dillendiriyor. Öğrenciler ellerinde Ali Demir’i istifaya çağırırken “hırsız” diyen hakaret içerikli pankartlarla sokaklarda... Fox TV’de, her sabah halka inmeyi başaran “Günaydın Türkiye” programında Fatih Portakal, dün sabah günlerdir beklenen bir habere yer verdi. Fox muhabiri, Bay Demir’i bir yerde yakalamış, olayları anımsatıyor ve soruyor: “İstifa edecek misiniz?” Bay Demir, yüzünde vurdumduymazlığı, pişkinliği sergileyen alaycı bir gülümseme ile soruyu yanıtlıyor: “Söz konusu bile değil!” Meğer Prof. Demir’in koltuğa yapışmasının bir nedeni, bir beklentisi varmış. Savcılığın günler önce kulağına fısıldanan usulsüzlük olmadığını içeren kapı gibi takipsizlik kararı! Haberi izleyince Bay Demir neden istifa etsin dedim içimden. İstifa etmez çünkü arkasında yola devam diyen, sırtını sıvazlayan biri var: Başbakan! Son meydan konuşmasında Ali Demir’in istifasını gerekli görmediği gibi sınav rezaletinden muhalefeti sorumlu tuttu. Oysa, Başbakan aslında Ali Demir’i desteklediği açık seçik görüldüğü konuşmayı yaparken ÖSYM Başkanı’nın son marifetleri açıklanıyordu. Daha önce sınav kitapçıklarında şifreyi kabul ve ilan eden Bay Demir, Ankara 7. İdare Mahkemesi’ne verdiği savunmada bu kez şifreyi yalanlar... ...sınavlarla ilgili inceleme yapan Ankara Başsavcılığı’nın YGS’nin iptalini gerektirecek bir olumsuzluk tespit edemediğini bildirdiği açıklanırken… ...RTE; öğrencilere “Tek bir öğrencinin dahi mağduriyetine göz yummayız. Gençlerimiz müsterih olsun, istismarcılara (muhalefet partilerine) kulak vermesin” diye doyurucu olmayan sözde güvenceler veriyordu. Öğrenciler önlerine düşen haberlere ve düştükleri çıkmaza mı yoksa Başbakan’ın içeriği boş, muhalefete saldıran konuşmasındaki sözde güvenceye mi inanacaklar? Sınav sorunu çözümlenmeden ikinci sınava zorlanan öğrencilerin aileleri, ana babaları, velileri ÖSYM rezaletlerine tanık olduktan sonra bu Başbakan’a 12 Haziran’da oy verecekler mi acaba? “Sözüm güvencedir.” Başbakan’ın kendi söyleyip kendi inandığı bir slogan! Konuşmalarına genel bir yorum getirmek gerekirse RTE’nin “dağıttığı” sonucuna varılabilir. Ana muhalefet liderine saldırılarına siyaset gereği diye hoşgörü tanıyabilirsiniz ama… birden 9. Cumhurbaşkanı’na, bu ülkede yıllarca başbakanlık yapmış Süleyman Demirel’e saldırılarına aynı açıdan bakabilir misiniz? Kılıçdaroğlu’na Demirel’in hocalık yaptığı, yol yöntem gösterdiğini diline dolamış meydanlarda söyleyip duruyor. Bir de yeni sıfat buldu Demirel’e: “CHP’nin yeni milli şefi!” İsmet İnönü’ye dolaylı biçimde bulaşıyor. Demirel’in DYP lideri olarak 1991 seçimlerinde kimi vaatlerinin benzerlerini bugün CHP’nin benimsediğini öne sürerek Kılıçdaroğlu’nu hırpalamaya çalışmak tam anlamıyla demagoji. 1991’de vaat edilenlere bugünlere dek çözüm bulunmadı ise bu başarısızlığın 9 yılı AKP’ye, RTE’ye ait! Örneğin o tarihte DYP, iki anahtar vaat etmiş. Bugün beyefendi de ucuz mesken, yeni evlilere daire vaat ediyor. Demirel’i katbekat aşıyor. Bak ben sana bir şey söyleyeyim RTE: “80 yaşında bir zat var, ayakta zor duruyor” diye bir Başbakan’a yakışmayan üslupla saldırdığın, küçümsemeye çalıştığın Demirel var ya. Yat kalk bugün aktif siyasetin içinde olmadığına dua et! Meydanlara inse AKP’nin tozunu atan inandırıcı öyle konuşmalar yapar ki halka... Şaşırır kalırsın! Bugün yürüttüğün siyaset: 1980 öncesi bir yana, 1980, 12 Eylül darbesinden sonra aktif siyasette ve askerden gelen dayatmalara, baskılara, siyasal kısıtlamalara, engellemelere karşın Demirel’in verdiği mücadelenin tırnağı bile olamaz. RTE’nin, Demirel’e günlerdir sürdürdüğü hiddet ve şiddetin ifadesi saldırıların anlamı nedir? Demirel “Anlamaya çalışıyorum” diyor. Anlaşılmayacak bir şey yok! Demirel’in hâlâ yurt düzeyinde var olduğuna inandığı etkisinin... CHP lehine kayacağından… korkuyor! Hakları için yürüyorlar SELDA GÜNEYSU ANKARA Demiryolu çalışanları, Birleşik Taşımacılık Çalışanları Sendikası (BTS) öncülüğünde, dün “demiryolu yönetiminin uyguladığı adaletsizliklere, keyfi tutum ve ayrımcılığa karşı hakları için” 6 ayrı noktadan Ankara’ya doğru yürüyüşe geçti. Ankara’da, 16 Mayıs’ta buluşacak demiryolu çalışanları, TCDD Genel Müdürlüğü önünde, talepleri karşılanıncaya kadar da oturma eylemi yapacak. Demiryolu çalışanları, dün Edirne Kapı kule, Gaziantep, İzmir Basmane, Kars, Samsun ve Diyarbakır garları olmak üzere 6 koldan yollara düşetü. BTS Genel Başkanı Yavuz Demirkol, TCDD’nin “özlük hakları konusunda saat gibi işleyen bir kurum” iken artık bir sonraki hak gaspının ne zaman yaşanacağını kestirilemez bir hale geldiğini kaydetti. Demiryollarında özellikle faal personel dışında istihdam edilen kadınların “kadın kimliğinden ötürü yok sayıldığını”, üst görevlere atanmada dikkate alınmadıklarını kaydeden Demirkol, bu nedenle özellikle son yıllarda demiryolla rında kadın çalışanların sayısının azaldığına dikkat çekti. Demirkol şöyle konuştu: “AKP iktidarıyla birlikte demiryollarında keyfi uygulamalar arttı. Artık demiryolcuların sabrı taştı. Bizleri yollara döken, AKP’nin demiryolu tarihindeki ‘en adaletsiz’ uygulamalarıdır. TCDD yönetimi, demiryolcuların taleplerini üyesi olduğumuz sendikaya göre değerlendirmektedir. Unvan, nakil, lojman tahsisi gibi konularda sendikamız üyesi olan ve olmayanlar arasında ayrım yaparak taraflı davranmaktadır.” düşeni de ivedilikle yerine getiriyordu. Bu, çoğunlukla etkili bir açıklama ya da bir sayfalık yorum yazısı oluyordu. Bazen de tersi oluyordu; biz Halit Abi’den bir açıklama ya da yazı istiyorduk. Hemen şu soruları soruyordu: Uzunluğu ne kadar olsun? Zamanımız ne kadar? Çerçevesi bu mu, şu şu konular da var, onları da yazının içine koyalım mı? Tam planladığımız saatte yazıyı bitirir, bir zarfın içinde hazır ederdi. Bazen telefonla demecini alırdık ama, o eski alışkanlığını, yazılı olarak göndermeyi tercih ederdi. Hukuk birikimini günlük yaşama en iyi uyarlayan, dünya görüşünü gelir geçer rüzgârların önüne koymayan; toplumsal mücadeleye inancını hiç yitirmeyen bir hukukçu aydındı. Halit Abi’yle yarım kalan bir çalışmamız var. 2008 yılında, günlük yaşam temposunun biraz daha azaldığı zamanlar başlamıştı. Birkaç uzun sohbetimizin ardından şunu söyledi Halit Abi: “Seninle bir söyleşi yapalım. Sanırım bu benim yapacağım son söyleşi olur. Uzun konuşmalar yapamayabilirim ama, sen sorularını hazırla, ben genişçe bir zaman diliminde cevapları hazırlarım. Kızım da bana yardım eder. Çok sıkıştırma ama...” Benim, ortak gazetemiz Cumhuriyet için tasarladığım bir söyleşi, beni gazeteci olarak heyecanlandıran daha geniş kapsamlı bir çalışmaya dönüşmüştü: Söyleşi Cumhuriyet’te bir hafta yayımlandı. Ardından Halit Abi’nin sıcaklığından cesaret alıp usulca zorladım: “Abi, bu söyleşiyi biraz daha genişletsek, kitap haline getirsek. Deniz’lerle, 1970’lerle ilgili sakladığınız bilgibelgeleri de kullanıp kalıcı bir eser haline getirsek...” Kabul etti, “Ama üstüme fazla gelme, zaman ver” dedi. Tamam dedim. Kızı sevgili Serpil Güvenç, her şeye hâkim. Özellikle bilgibelge ayrımını o yaptı. 5 Mart 2009 sabahı gazeteye gitmek üzere hazırlanırken çantama Halit Abi’yle ilgili notları ve kitapları da koymuştum. Az sonra polisler geldi! Hapiste bir dileğim sağlıklı çıkmaksa bir dileğim de çıkınca sevdiklerimi sağlıklı bulmak. Halit Abi bu anlamda hapiste aldığım 9. acı haber. Hiçbir şey yapamamanın çaresizliği bu tür zamanlarla daha çok koyuyor insana. En azından Şekibe Abla’nın sesini duyabilmek elini tutabilmek... Halit Abi’yle ilgili çalışmayı ailesinin de izin vereceği ölçüde en iyi biçimde tamamlayıp kalıcılaştırmak artık bir görev oldu. Kim bilir belki de daha farklı çalışmalar düşünülüyordur. Halit Abi’de Deniz’lerin çok özel eşyaları var. Belki bir müze kurulur. Hâlâ Halit Abiler’in evinin salonunda duran meşhur çalışma masası da o eşyalarla birlikte yerini alır. Halit Abi bütün kimliklerinden öte insandı. Hem iyi gün, hem kötü gün dostuydu. Düğününüz mü var, sevincinizi paylaşır. Cenazeniz mi var, üzüntünüzü paylaşır. Mustafa Ekmekçi’nin mezarı başındaki anmalara yürüyebildiği, hatta çok zorlanarak yürüyebildiği günlere dek aksatmadan geldi. Muzaffer İlhan Erdost’un kitabevinde hangi yazarın imzası varsa elinde çiçekle ilk uğrayanlardan oldu. Halit Abi için ilk başsağlığını belki de şöyle dilemek gerek. İnsanın, insanlık onurunun başı sağ olsun! ‘DAVUTPAŞA’ SAVUNMASI Denetime zaman kalmıyor! İstanbul Haber Servisi Davutpaşa’daki maytap atölyesinde 31 Ocak 2008’de meydana gelen, 21 kişinin hayatını kaybetmesi ve 115 kişinin de yaralanması ile ilgili davada tanıklar dinlendi. “Görevi kötüye kullanma”, “taksirle öldürme” ve “taksirle adam öldürme” suçlarından 3 yıldan 15 yıla kadar hapis cezası istemiyle 9 sanığın yargılandığı davada tanık olarak dinlenen zabıta memuru Yılmaz Kuru, “Denetim yapmamız gerekiyordu ama tebligatlar nedeniyle denetime zaman kalmıyordu” dedi. Bakırköy 6. Ağır Ceza Mahkemesi’ndeki duruşmada tanık olarak dinlenen Hafız Osman Şenol, BEDAŞ’tan emekli olduğunu söyleyerek, “Ruhsatsız binalara elektirik verilip verilmediğini bilmiyorum” dedi. Tanık Süheyl Doğruel ise 1995’te BEDAŞ’tan emekli olduğunu anlatarak, “O tarihlerde görevli değildim” diye konuştu. Tanık Yılmaz Kuru da, “Daha önce bu yere gidip denetleme yapmadım. Denetleme yapılıp yapılmadığını da bilmiyorum” ifadelerini kullandı. stanbul’da Taksim’de bir araya gelen TMMOB üyeleri “Geleceğimiz, halkımız ve ülkemiz için” sloganıyla Ankara’daki mitinge yurttaşları çağırdı. (CİHAN ORUÇOĞLU) Yoksulluk dayatıldı MUSTAFA ÇAKIR ‘Böyle çok işyeri var’ Bazı müdafilerin avukatı Ahmet Tamer’in Zeytinburnu Belediyesi Zabıta Müdürü sanık Rüstem Tekin’e “Görevinizi tam olarak yaptığınıza inanıyor musunuz” sorusunu yöneltmesi üzerine sanık avukatlarından Fatih Biçer itiraz etti. Cumhuriyet Savcısı Yahya Erdoğmuş’un “Göreve başladığın zaman görev alanında birçok işyerinin ruhsatsız olduğunu biliyor muydun” diye sorduğu Tekin, “Biliyordum. İstanbul’da böyle birçok işyeri var” yanıtını verdi. Bunun üzerine avukat Biçer, “Katılan tarafla iddia makamının davanın başından beri birlikte hareket ettiğini” savundu. Savcı Erdoğmuş ise “Görevini kim ihmal ettiyse cezalandırılması için çalışacağım” dedi. Mahkeme de olay tarihindeki BEDAŞ görevlilerinin tespit edilerek tanık olarak dinlenmelerine karar vererek duruşmayı erteledi. ANKARA Türk Mühendis ve Mimar Odaları Birliği (TMMOB), AKP iktidarı ile birlikte istihdamda gerileme, işsizlik, yoksulluk ve güvencesiz çalışma biçimlerinin yaygınlaşmasına “dur demek için” 15 Mayıs’ta Ankara’da miting yapacaklarını açıkladı. Mitinge dekanlar, öğrenciler, emekmeslek örgütleri, partiler ve sivil toplum örgütlerinin başkanları da davet edildi. TMMOB mitingde seçim bildirgesini de açıklayacak. Mitingde okunacak TMMOB seçim bildirgesinde, AKP’nin, neoliberal ekonomik sosyal politikalar uyguladığı, ülkenin yoksullaştırıldığı belirtildi. 20112013 döneminde kamunun bütünüyle sanayiden çekilmesi, son kalan sanayi tesislerinin de özelleştirilmesinin gündemde olduğuna dikkat çekilen bildirgede, işsizliğin gerçekte yüzde 20’ler civarında olduğu vurgulandı. Bildirgede, 20032010 dönemi büyüme oranının yıllık ortalama yüzde 4.6 iken, istihdamdaki büyümenin yüzde 0.2 oranında olduğuna dikkat çekildi. Bildirgede Türkiye’nin milli gelirde 17. sırada olduğu ancak kişi başına gelirde 57. sırada; OECD’nin 30 ülke sıralamasında ise sondan 4. sırada yer aldığı bildirildi. Türkiye’nin OECD’de gelir eşitsizliğinde 2. sırada bulunduğu, resmi rakamlara göre nüfusun yüzde 17.1’inin yoksulluk sınırının altında yaşadığı kaydedildi. Emekçinin Türkiyesi farklı Bildirgede “Başbakan’ın Türkiyesi ile emekçinin, kamu çalışanının, işsizin, yoksulun Türkiyesi’nin” çok farklı olduğuna dikkat çekildi. Bildirgenin talepler bölümünde, gerçek laiklik için, Diyanet İşleri Başkanlığı’nın lağvedilmesi, “din” hanesinin nüfus cüzdanlarından çıkarılması, zorunlu din derslerinin kaldırılması, imam hatip liselerinin kapatılması istendi. Tüm kimliklerin güvence altına alındığı, eşitlikçi, özgürlükçü, demokratik bir anayasa yapılması da talep edildi. Bildirgede özel yetkili mahkemelerin lağvedilmesi, seçimlerde barajın kaldırılması da istendi. Kaplan’dan ‘porno’ tepkisi ŞIRNAK (Cumhuriyet) Şırnak’ta seçim bürosu açılışında konuşan BDP’li Hasip Kaplan, Başbakan Tayyip Erdoğan’ın Türkiye’ye porno siyaseti getirdiği savundu. Kaplan, “İktidar olmak için kullanıyor. Porno siyaseti kullanmanın, buna sığınarak iktidar olmanın ahlakı nedir söyler misiniz? Müslümanlıkta böyle bir ahlak var mıdır? Kasetçi Tayyip Efendi. Şimdi gizli dinlemeyi yapan kim AKP, gizli kaydı yapan kim AKP, hükümet kim AKP? Peki niye soruşturma yapmıyorsun, failleri çıkarmıyorsun? Çıkar da senin pisliklerin de çıksın ortaya. Bu halk senin ne mal olduğunu da öğrensin” dedi. Müzikol zorbalarına mahkeme ceza yağdırdı İstanbul Haber Servisi Avcılar’da yaklaşık 3 yıl önce “sivil polis” görünümünde bastıkları müzikholden C.K’yi, saçlarından sürükleyerek kaçırdıkları ve götürdükleri evde tecavüz ettikleri iddiasıyla yargılanan 6 sanıktan 5’i, 10 yıl 5 ay ile 25 yıl 10 ay arasında çeşitli hapis cezalarına çarptırıldı. Bakırköy 12. Ağır Ceza Mahkemesi heyeti, Yusuf Kılıç’a “silahlı tehdit”, “cinsel amaçla hürriyetten yoksun kılma” ve “cinsel saldırı” suçlarından 25 yıl 10 ay, Cesim Gelturan ve Cihangir Nurçin’e “cinsel amaçla hürriyetten yoksun kılma” ve “cinsel saldırı” suçlarından 25 yıl 5’er ay hapis cezası verdi. Yıldırım Ağbaba’ya “cinsel saldırıya yardımcı olmak” suçundan 17 yıl 1 ay hapis cezası veren mahkeme, Mehmet Duran’ı ise “cinsel saldırıya mekân sağlayarak yardımcı olduğu” gerekçesiyle 10 yıl 5 ay hapis cezasına çarptırdı. Grup Yorum üyesi Ali Papur serbest İstanbul Haber Servisi İdil Kültür Merkezi, Okmeydanı Haklar Derneği ve Gençlik Dernekleri Federasyonu’na, düzenlenen operasyonda gözaltına alınan Grup Yorum üyesi Ali Papur ile ölüm orucu eyleminden sonra Wernicke Korsakof hastası olan, tekerlekli sandalyede yaşamını sürdüren Erkan Erdem dün adliyeye sevk edildi. Papur savkedildiği mahkeme tarafından, Erdem ise savcılık sorgusunun ardından serbest bırakıldı. DHKP/C örgütü üyesi oldukları iddiasıyla gözaltına alınan 38 kişinin ise emniyetteki işlemleri devam ediyor. Emniyetin önünde, önceki gece gözaltındaki kişilerin serbest bırakılmasını talebiyle, “Grup Yorum’a özgürlük” yazılı pankartla oturma eylemi yapıldı. Polis, eyleme müdahale etti. Gözaltına alındıktan sonra savcılık talimatıyla serbest bırakılan Grup Yorum üyeleri Ali Aracı ile Caner Bozkurt eyleme destek verdi. Askerlerin şakası ölümle bitti MERSİN (Cumhuriyet) Mersin’in Tarsus ilçesine bağlı Yenice Beldesi’nde bulunan 52. Mühimmat Bölük Komutanlığı’nda vatani görevini yapan er Halil İbrahim Ateş, iddiaya göre arkadaşı er Görkem Biçer ile silahla şakalaşmaya başladı. Bu sırada Biçer’in elindeki silah aniden ateş alınca Halil İbrahim Ateş yaralandı. Ağır yaralanan Ateş, hastaneye götürülmek istenirken olay yerinde hayatını kaybetti. Katliam değil kaza: 5 ölü VAN (Cumhuriyet) Hakkâri’den Van’a gelen Bekir Örbeyi yönetimindeki otomobil, aynı istikamete ilerleyen ve sürücüsünün kimliği belirlenemeyen pikabı sollamak istedi. Hatalı sollama üzerine, iki araç da şarampole yuvarlandı. Begihan Baykara, Naime Ak, Aydın Ak, Kemal Marmara ve Sıtkı Baykara yaşamını yitirdi. Kazada 9 kişi de yaralandı. ‘Adaletten şikâyetçiyiz’ Hayatlarını kaybeden ve yaralananların yakınları ise adliye önünde basın açıklaması yaptı. Yaşamını yitiren Hasan Akhun’un annesi Nafia Akhun, “Sorumlular sanık sandalyesine getirilsin ve bir daha Davutpaşa olmasın. İnsanın canı bu kadar ucuz mu? Denetleme yapılmadığı için bizim ciğerlerimiz gidiyor” dedi. Patlamada ölen Orhan Saray’ın babası Adnan Saray da, “Biz bu adaletten şikâyetçiyiz” dedi. Akciğer tedavisinde yeni umut WASHINGTON (AA) Akciğer dokularının yenilenmesinde önemli rol oynayan kök hücreler bulundu. ABD’deki “Brigham and Women” hastanesinden Dr. Piero Anversa, araştırmanın sonuçlarına göre kronik akciğer hastası olanlara ilk kez bu organın zarar gören kısımlarını onarma ya da yenilemeye yönelik tamamen yeni tedavi seçeneği sunulabileceğini belirtti. Şans Topu çekildi 16, 22, 27, 28, 33 + 10 C MY B C MY B
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear