23 Aralık 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
SAYFA CUMHUR YET 8 İstanbul B Edirne B Kocaeli B Çanakkale B İzmir B Manisa B Denizli B Zonguldak PB Sinop PB Samsun B Trabzon Y Giresun Y PB Ankara 12 17 13 14 20 19 21 12 11 11 10 11 15 Eskişehir Konya Sıvas Antalya Adana Mersin Diyarbakır Şanlıurfa Mardin Siirt Hakkâri Van Kars PB PB B PB B B Y Y Y Y Y Y Y 13 14 13 21 21 21 17 21 15 16 17 15 11 HABERLERİN DEVAMI Oslo Y Helsinki PB Stockholm PB Londra PB AmsterdamB Brüksel PB Paris PB Bonn PB Münih B Berlin PB Budapeşte B Madrid Y Viyana A 16 11 13 24 22 24 24 24 23 23 23 17 24 Belgrad Sofya Roma Atina Zürih Moskova Aşkabat Taşkent Baku Bişkek Tiflis Kahire Şam A A B A B Y A A Y B Y B Y 23 21 21 18 22 9 28 31 10 29 13 25 19 Ülkemizin doğu kesimleri parçalı ve çok bulutlu, Doğu Karadeniz, Doğu ve Güneydoğu Anadolu ile Osmaniye, Hatay çevreleri yağmur ve sağanak yağışlı, akşam ve gece Erzurum, Kars çevreleri karla karışık yağmurlu diğer yerler az bulutlu ve açık geçecek. Hava sıcaklığı kuzey ve iç kesimlerde 2 ila 4 derece artacak. 22 N SAN 2011 CUMA TARİHTE BUGÜN MÜMTAZ ARIKAN 22 Nisan GÜNCEL CÜNEYT ARCAYÜREK Baştarafı 1. Sayfada yarışan programlar açıkladılar: 12 yıl içinde bu ülkede ne işsizlik, ne yoksulluk kalacak! Bu programlardan birini, ya onu ya da ötekini siyasal meşrebinize uygun bulabilirsiniz. Hiç önemli değil. AKP’nin seçim beyannamesine göre 2023’te Türkiye lider ülke. RTE, evvel Allah havada denizde karada aklınıza ne geliyorsa yapmayı vaat etti. CHP de AKP’nin vaatlerini düşsel bulan bir ekonomi beyannamesi açıkladı. Adı mı? “Cumhuriyetin 100. Yılına Doğru Yeni Ekonomi Projesi.” Bu ada bakıp da ha AKP’nin, ha CHP’nin amacı... Ha Ali ha Veli demeyiniz lütfen. Arada derin farklar var. Hürriyet’in ekonomi sayfasındaki manşete göre örneğin; CHP, AKP’nin 2023’te Türkiye’nin dünyada lider ülke, ilk 10 arasında olacağı söylemini “hayali” buldu. Ana muhalefet 2023’te Türkiye’yi “lig atlatabilecek bir ülke” görüyor! Gazete, bir başka farkı açıkladı. “Yeni Ekonomi Stratejisi’ne” göre; CHP, 2023’te kişi başına milli gelirde AKP’yi tam tamına 6 bin 439 dolar geçiyor! Projeyle ilgili önemli açıklamalar: Halkın iktidarında “üretim ve alın teri kutsallaşacak”. Nasıl mı? İşte projenin temel öğeleri: “İşçi ve işveren üretim yapacak, katma değer yaratacak, hakça bölüşecek. Örgütlü toplum olacak ve bütün bürokratik engeller kalkacak. Rant alanı olabildiğince üretime kaydırılacak. Eğitim ve sağlığı özel sektör yapabilir ama temelde devlet bu alanlarda olacak. Vergi konusunda da yakında bir rapor açıklayabiliriz.” Üstüne üstlük CHP; AKP’ye siyasal kadrolaşmada da fark atıyor. Tek başına “halkın iktidarı” olduğunda Yeni CHP’nin bugünden elinde 34 hükümet kuracak kadro var! Eğri oturup doğru konuşalım. Temel söylemlerde iki büyük parti neden bir türlü anlaşamıyor diyenleri fena halde yalanlıyorlar. İşte gerçek: AKP ve CHP hiç değilse temel söylemde temel hedef olarak Cumhuriyet’in 100. yıldönümünde ülkenin manzarasında anlaşmış görünüyorlar. AKP, 100. yıl amacını önce açıklamış. CHP daha sonra… Ya o ya da öteki. Fark eder mi? Önümüzdeki üç beş yılı dert etmeyin. Seçim beyannameleri ne diyor: 2023’te, yani 12 yıl sonra işsizliğin, yoksulluğun sözünün edilmediği, kalkınmış, müreffeh bir Türkiye’de yaşayacağız! Ama biri der ki 2023’te lider ülke, diğeri der ki ülkeye lig atlatacağım; fark eder mi? Ayvaz kasap, hep bir hesap! Üstelik ülkemiz sürekli devrim sürecine, devrimlere tu kaka çekmiş. Her gün şaşırtıcı gelişmelere sahne oluyor. YSK, hukuksal bir hata mı yaptı? Kolayı var. Tükürdüğünü yalamak, içimizdeki hukuk anlayışının bulduğu öncelikli çare. Siyasetin, medyanın desteğinde, 12 bağımsızın adaylığını iptal kararını kıvrak bir dönüşle pekâlâ çözümleyiverdi. Kıvraklığı kusur saymayın: Biz memnu hakların (yasakların) kalktığını belgeleyen mahkeme kararını iptal kararından önce istemeyerek sokakların cehenneme çevrilmesine yol açan öngörüsüzlük yaptık. Al mahkemeden milletvekili olabileceğini içeren yazıyı. Aday ol. Milletvekili ol! Dedi mi YSK, dedi: Kamuoyunun hayretle izlediği nefes kesen nasıl bir yarıştır öyle? 12 bağımsız kısa günde, saat 17.00’ye dek geçen zaman içinde YSK’nin istediği yazıları mahkemelerden aldılar. YSK’ye sundular. Bir de mahkemeler hızlı çalışmıyor. Vatandaşı adliye kapılarında sürüm sürüm süründürüyor diye yargı erkine söylemediğini bırakmayanlar, sözüm sizlere: Tabii Kürt sorununa demokratik yoldan hizmet etmek için.. tabii devletin polisini tokatlayan Sebahat Tuncel’in milletvekilliğinin önü kesilmesin diye.. ilgili mahkeme biriki saat içinde cezasını bir buçuk yıldan 6 aya indiriverdi! Ha; Amerika’nın ünlü araştırma kurumu GALLUP’un yaptığı dev ankette Türklerin sadece yüzde 16’sının “mutlu olduğunu” ilan etmesine de lütfen bozuk çalmayın. Bu sonuç, gelişen ve değişen Türkiye’nin kanıtı. Anketler birkaç yıl önce varlıklı, geliri orta sınıfın çok üstünde, eğlenceye bir gecede 35 milyar lira ayırabilen nüfus yüzde 5’tir diyordu. Bugün yüzde 16’ya çıktığını gösteriyor. Nüfusun yüzde 84’ü; işsizlikten yoksulluktan yakınıyor. Dar ve sabit gelirli mutsuz! Bırakın bunları bir yana: Lütfen artık yüzde 16 adına makro düşünün, yüzde 84 mikro sızlanmalara kulak asmayın. Dudaklarımızda umudun türküsü: “Güneşli güzel günler göreceğiz!” Hey! Düşlerimiz 2023’e doğru pupa yelken. Nankörlüğü bırakın! Brüksel’deki NATO karargâhından bir yetkili hafta başında Ankara ve İstanbul’da kamu kuruluşları ve sivil toplum örgütlerinin temsilcileriyle çok önemli bir konuda toplantılar yaptı. Konuk NATO Kamu Diplomasisi Birimi Türkiye Sorumlusu Knut Kirste idi. Konu ise yarım asırdan fazla bir süredir üyesi olduğumuz NATO’ya Türk halkının desteğinde gözlenen büyük düşüş. Kirste, görüşmelerde son dönem yaptırdıkları kamuoyu yoklamalarından çıkan sonucu aktararak, “Türkiye’de NATO’ya destek sürekli düşüş halinde. İttifakın Türk halkına anlatılması için çok kapsamlı bir yeni iletişim stratejisi geliştirme kararı aldık” dedi. Elindeki on sayfalık taslak stratejinin içeriğini açıklamazken Türk bürokrat, akademisyen ve sivil toplum aktivistlerinden görüşler topladıktan sonra Brüksel’deki NATO karargâhına döndü. Bu nedenle yürütülecek kampanyada NATO’daki mevcut üyeliğimiz ile AB üyelik sürecimizin farklı konular olduğu güçlü biçimde vurgulanacak. İkinci olarak da Türkiye’nin NATO ittifakının karar verici konumdaki üyesi olduğu Türk kamuoyunun hafızasına bir kez daha anımsatılacak. GÜNDEM Baştarafı 1. Sayfada MUSTAFA BALBAY Türkiye’de ‘NATO’yu Sevdirme’ Kampanyası WikiLeaks belgeleri hatırlanacak olursa, benimsenen yeni stratejinin en önemli unsurları arasında ortak füze savunma sistemi kurulması kararı geliyordu. Türkiye’ye de yeni güvenlik şemsiyesi içinde, radar sistemlerinin yerleştirilmesi gündemde. Müzakareler Ankara ile NATO, daha doğrusu Ankara ile Washington arasında gizlilik içinde sürüyor. Anlaşılıyor ki geliştirilmekte olan iletişim kampanyası NATO’nun kendisi kadar Türkiye ile ilgili bu hayati kararın da Türk halkına anlatılması açısından çok önemli. 2012 yılı, Türkiye’nin NATO’ya girişinin 60. yıldönümü. BrükselAnkara hattında hazırlanan bu iletişim stratejisinin bir amacı da bu yıldönümünün bir ‘kutlama’ şeklinde geçmesini sağlamak. Bu kapsamda NATO Genel Sekreteri’nin Türkiye’yi kapsamlı ziyareti öngörülüyor. Uzmanlar sorduğunda Kirste, amaçlarının “sadece karar verici elitlere değil, Anadolu’daki halka da ulaşmak olduğunun” altını çiziyor. Ulaşılmasına özen gösterilen hedef kitle ise ‘gençlik.’ Yani amaç Türk halkının ve özellikle de gençlerin gözündeki NATO imajını Eylül 2012’ye kadar düzelterek bir kutlama havası yaratmak. NATO yetkilisi Kirste, Türkiye’de yürütülecek bu kampanya için rakamını açıklamadığı bir bütçenin de aylara göre ayrılmış olduğunu da özenle belirtiyor. Görüşmelerde, yürütülecek kampanya hakkında bazı ipuçları da ortaya çıkıyor. Mesela Kirste diyor ki: “Türk halkının genelde Batı kurumlarına desteği azalmış durumda. NATO ile AB’nin de ayrı kuruluşlar olduğu ve Türkiye’nin NATO’ya üye olduğu bilinmiyor”. nce kötüle, sonra imaj düzelt NATO’nun Türkiye’deki imajını düzeltme amaçlı iletişim stratejisi tamamlandıktan sonra onay için Türk Dışişleri Bakanlığı’na gönderilecek. AKP hükümetinin resmi onayı olmadan stratejinin yürürlüğe girmesi imkânsız. Strateji oluşturma çalışması için onay veren Ankara’nın, ortaya çıkan planın hayata sokulması için ‘olur’ vermemesi için bir neden yok. Veto gücüne sahip üyesi olduğumuz ve bölgeselküresel barışı sağlamak için önemli görevler üstlendiğimiz NATO’nun, Türk halkı nezdindeki imajının düzeltilmesi Türkiye’nin kendi ulusal çıkarları açısından önemlidir. Ancak bunun için öncelikle, iktidar sorumluluğu taşıyan yöneticilerimizin, füze savunma sistemi ve Libya konularında yaptıkları hatalardan ders çıkarıp, NATO’nun ortak tehdit değerlendirmeleri ve üstlendiği uluslararası yükümlülüklerin önemi konusunda Türk halkını yanlış yönlendirmekten vazgeçmeleri gerekir. Ö eni güvenlik stratejisi ile bağlantı Acaba NATO neden bir kampanyayla Türkiye’de imajını düzeltme ihtiyacı hissetti? Yanıtı Kirste’nin toplantıları sırasında gündeme gelen iki konuda saklı. Kirste’nin toplantılarda 2010 sonunda Lizbon’da yapılan toplantıyla NATO’nun benimsediği yeni güvenlik stratejisine işaret etmesi çok önemli. Kendisi söylemese de geçen yıl aralık ayındaki tartışmalar ve TürkAmerikan ilişkileri hakkındaki Y Artık sınır tanımıyorsunuz. Türkiye’nin de kurucuları arasında yer aldığı Avrupa Konseyi’nin Parlamenterler Meclisi’ndeki konuşmanızı siz ve etrafınız şöyle yorumladı: “Dik durduk...” Fransızlar, tutuklamaları, basın özgürlüğünü, yüzde 10 barajını soruyor ve siz dik duruyorsunuz! Aile reisi evde terör estiriyor, huzur bırakmamış; komşular, “bizim mahallede böyle şeyler olmaz” deyince hepsine çıkışıyor, “size ne” diyor, “haddinizi bilin” diyor, “bir daha bana laf ettiğinizi duymayayım” diyor, “tepemi attırmayın, yoksa siz de payınızı alırsınız” diyor... Bu duruş ne kadar dikse, sizinki de o kadar dik. Mademki Avrupa hiçbir şeyimize karışamaz, onlara bir şey sormayacaksınız; neden 20022006 arasında tonlarca AB paketini Meclis’e taşıyıp “Vallahi bunları biz değil AB istiyor, AB hükümet değil devlet politikası” dediniz? Yoksa AB’nin sizin açınızdan son kullanma tarihi doldu mu? Sayın Başbakan, Strasbourg konuşmanızda gazetecileri tutuklayan mahkemelerin bağımsız olduğunu söylediniz. “Türkiye’de yargı bağımsızlığı var” dediniz, ardından eklediniz: “Basılmamış kitapla ilgili soruşturmada yargıç bir yere ulaşmak istiyor. Bomba yapmak suçtur ama bomba yapımında kullanılan malzemeyi bulundurmak da suçtur.” Bu tablo gösteriyor ki, Türkiye’de yargı gerçekten bağımsız; hukuktan bağımsız! Yargı kendisini hukuktan ayırmış bağımsız şekilde karar veriyor. Hukuk yerine nereye dayanıyor? Yanıtı, sizin konuşmanızda. Kitap taslağı bomba malzemesiyse pekâlâ kalem füze, bilgisayar da topçu bataryası ya da füze rampası olabilir. Burada bir sorun var: Şiir bu malzemeler arasında nereye oturur? Türkiye’de terörle mücadele bir dönem sizin zihniyetinizle yapıldı. Kimyasal gübrenin patlayıcı yapımında kullanıldığı dikkate alınarak belli bölgelerde neredeyse yasaklandı. Ama o dönemde gübre bulunduran çiftçiler uyarılıyor, ihtiyaç fazlası olduğu düşünülürse el konuyordu. Demek ki, siz olsaymışsınız tüm çiftçileri terörist diye tutuklayacakmışsınız. Doğrusu yakışırdı! Sayın Başbakan, Konuşmanızda Avrupalı parlamenterlere, patrik seçimi için Lozan’ın ilgili maddesini deldiğinizi söylediniz. Siz Lozan Antlaşması’na Fransız olabilirsiniz ama sadece Türkiye’de değil tüm dünyada uluslararası hukukla biraz ilgili herkes bilir ki, Lozan Türkiye’nin tapu senedidir. Konuşmanızdaki itici üslupla Lozan’ı delici üslup birleşince şöyle bir yorum da yapılabilir: AB’de Türkiye’ye bakış parçalı. Bir kesim, “Türkleri severiz ama, Türkiye’de! İçimize almayız. Onlar bizim istediğimizi yapsın, özel bir anlaşmayla bize bağımlı olsun” diyor. Bu kesim sizden daha iyi başbakan bulamaz. Sayın Başbakan, Strasbourg konuşmanızı çok sevmiş olmalısınız ki, özellikle tutuklu gazeteciler ve malum dava ile ilgili konulara seçim beyannamenizi açıkladığınız toplantıda da değindiniz. Size yıllar önce, mahkemenin sürdürmekte olduğu değil, sonuçlandırdığı dava nedeniyle “Muhtar bile olamaz” dendiği için hâlâ kükrüyorsunuz ama bize, “Aday bile olamazlar” diyorsunuz. Eğer insanların onurlarıyla, özgürlükleriyle oynayarak bir yere varmayı düşünüyorsanız... Bir kâr elde etmeyi düşünüyorsanız... Bu kâr... Sahte kâr! 60. yıl alarmı NATO ile AB bir değil 56 sanığın yargılandığı askeri casusluk davasının ikinci oturumu dün yapıldı Aynı bellek 2. kez bulundu HÜLYA KESK N Poyrazköy davası tutuklu sanığı emekli Astsubay Ergin Geldikaya’nın evinde iki yıl önce ele geçen 4 GB’lik flash bellek, askeri casusluk ve şantaj davasında tutuklu yargılanan emekli Albay İbrahim Sezer’in garsiyoner olarak kullandığı ileri sürülen Kadıköy’deki evde de bulundu. Sanık avukatı İhsan Nuri Tezel, “Bu sehven değil, kasten konulmuştur. Bir madde aynı zamanda iki yerde birden olamaz. Bu sahtelik karşısında 16 kişinin 1 dakika bile tutuk lu kalması zuldür” dedi. İstanbul 11. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülen 16’sı tutuklu, 56 sanığın yargılandığı askeri casusluk davasının ikinci oturumu dün yapıldı. Duruşmada savunma yapan sanık avukatı İhsan Nuri Tezel, 15 ay önce Poyrazköy davasından tutuklanan Geldikaya’nın evinde “BH0812NRCB” ibareli 4 GB siyah renkli sandisk marka bir flash bellek bulunduğunu anlatarak şöyle devam etti: “Bu belleğin içinde herhangi bir suç unsuruna rastlanmamıştı. Geldikaya’nın 10 Temmuz 2009’da ablasına iade edilen, suç unsuru taşımayan malzemelerin içinde yok. Peki bu flash bellek nerede? Adli emanete teslim edilmemiş. TEM şubede de değil. Nerede çıktı? Emekli Albay Sezer’in garsiyonerinde. Ya Sezer bunu TEM şubeden aldı, böyle bir şey mümkün mü? Ya da TEM’den birileri bunu Sezer’in olduğu iddia edilen eve koydu.” Ev Sezer’e ait değil İstanbul 11. Ağır Ceza Mahkemesi’ndeki duruşmada savunma yapan Albay İbrahim Sezer’in avukatı Mahir Işıkay’ın müvekkiline ait olduğu iddia edilen ev de, 3 Ağustos 2010’da yapılan aramadan Sezer’in haberdar edilmediğini, arama görüntülerinin de kendilerine verilmediğini söyledi. El konulan dijital verilerin kopyalanmadığını ifade eden Işıkay, “Bütün verilerin olduğu iddia edilen siyah şifreli çantanınsa nerede olduğu bilinmiyor. Arama yapılan daire müvekkilimin evi değil” dedi. Balyoz davası sanığı askerlerin yakınlarının oluşturduğu “Vardiya Bizde Platformu” üyeleri, Beşiktaş’taki İstanbul Adliyesi önünde, 5 dakika boyunca alkışlı protesto gerçekleştirdi. Danıştay ile Ergenekon davasının birleştirilmesinde kilit nokta Köksal Şengün, “Adam, hâkimlik yapmış, avukat. Yasayı biliyor. Sorularınızı kısa Birinci Ergenekon davasında, sanık Osve öz sorun” diye konuştu. “Mehmet man Yıldırım’ın “Cumhuriyet gazetesine Ener’in müvekkili olmadığı halde Osman atılan bombaları Ataşehir’de bir topYıldırım ile görüşmesinin yasaya aykırı lantıda Veli Küçük’ten aldığı” iddialarını olduğunu” savunan Kerinçsiz “Şamil Tayilk kez açıklayan avukat Mehmet Ener’in yar’a gitmesi, bu davanın Danıştay dostanık olarak ifadesinin alınmasına devam yası ile birleştirilmesinde kilit noktadır. edildi. Avukat Mehmet Ener, müvekkili SüBiraz sabredin” diye tepki gösterdi. leyman Esen’in isteği üzerine görüştüğü OsEner, sanık Zekeriya Öztürk’ün “Siz buman Yıldırım’ın iddialarını, önce gazeteci rada kimin ve hangi olayın tanığısınız” soörüşme yasaya aykırı’ Şamil Tayyar’a ardından da Ankara’da görusuna “Sadece Osman Yıldırım’ın bana revli Cumhuriyet Savcısı Hamza Keleş’e Tanık Ener, Kerinçsiz’in Süleyman anlattığı konularla ilgili tanıklık ediyorum” aktardığı ancak tutanak altına alınmadığı ifa Esen’in avukatlığı karşısında ücret alıp al diye yanıtladı. Yıldırım da Ener’in anlattıkdelerini yineledi. madığını yanıtlamayacağını söyledi. Ke larının doğru olduğunu, kendisini hiçbir şeSilivri Cezaevi bitişiğindeki duruşma sa rinçsiz’in Avukatlık Kanunu’nun 31. mad kilde yönlendirmediğini belirtti. lonunda görülen Danıştay’a silahlı baskın ve desini okumaya başlaması üzerine, Başkan İşçi Partisi Basın Bürosu Sözcüsü tutukCumhuriyet gazetesine üç kez bomlu sanık Hikmet Çiçek, Ener’in Saaba altılması ile birleştirilen davanın det Partisi ve AKP ile ilişkilerini sor182. duruşması gerçekleştirildi. Ener du. Ener “Saadet Partisi’ndeki Dikürsüye alındığında, sanık Osman siplin Kurulu Başkanlığı göreYıldırım’ın Ataşehir’deki toplantıvinden 15 gün önce istifa ettim. da bulunduğunu iddia ettiği sanıkHiçbir cemaat ve tarikatla bir ilişlardan emekli Yüzbaşı Muzaffer Tekim olmadı. Ben bir Müslümanım, İstanbul Haber Servisi Gazeteciler Ahmet Şık kin söz aldı. Tekin, Ener’in Ergeneiman etmiş şahısların benim için ve Nedim Şener’i Ergenekon soruşturmasına dahil kon ile Danıştay dosyasının birleştiyeri ayrıdır” diye konuştu. Hikmet edince özel yetkileri kaldırılıp rilmesi için gayret sarf ettiğini ifade Çiçek’in, Necmettin Erbakan’ın bir İstanbul Cumhuriyet Başsavcı ederek “Tertibe alet olduğunuzu dönem avukatlığını yapıp yapmadıVekili yapılan savcı Zekeriya dosyadaki somut deliller gösteriyor. ğını sorusunu Ener, “Evet o şerefe Öz, yeni görevinde Ulusal YarBunun için Osman Yıldırım’a ‘kannail oldum” diye yanıt verdi. gı Ağı Projesi (UYAP), savcılaca’ atan Mehmet Ener olmuştur. Tutuklu sanık Ergun Poyraz’ın rın denetimi ve Çağlayan’da inHep medyayı yanlış yönlendirdiniz. avukatı ve ikinci Ergenekon davaşa edilen adliye binasının taşınSize tekrar soruyorum Danıştay dasında tutuksuz yargılanan Hüseyin ma işlerinden sorumlu. Öz’ün vası ile sözde Ergenekon dosyasının Buzoğlu’nun “Size tanık koruma mesaisinin büyük bölümünü birleştirilmesi için köprü oldunuz programı kapsamına alınma tekgeçirdiği Çağlayan’daki adliye mu” sorusunu yöneltti. Ener ise şu yalif edildi mi” sorusuna Tanık Ener binasında tespit ettiği eksikliknıtı verdi: “Kimseden emir alma, “Mehmet Ali Pekgüzel dışarı çıkler, İstanbul Cumhuriyet Başkimseye kanca atma gibi durutığında Zekeriya Öz bu konuda savcısı Turan Çolakkadı aracılığıyla Adalet Bamum olamaz. Hiç kimsenin köpaçıklamada bulundu. Ancak ben kanlığı’na bildiriliyor. Öte yandan Çağlayan’daki rüsü değilim.” buna gerek olmadığını söyledim” adliyenin otopark girişinin tavanı alçak yapıldığı Tutuklu sanık avukat Kemal Kediye yanıt verdi. için cezaevi araçlarının giremediği belirtildi. HAT CE TUNCER rinçsiz, “Osman Yıldırım ile Ankara Sincan Cezaevi’nde 6 Şubat 2008 tarihinde görüştükten sonra 45 dakika1 saat geçmeden Şamil Tayyar’a koşmuşsunuz. Osman Yıldırım müvekkiliniz olmadığı halde daha sonra çeşitli tarihlerde 7 görüşme yapmışsınız. Ne konuştunuz” diye sordu. Ener ise 19 Nisan’daki oturumda bu konularda açıklama yaptığını belirterek “Teferruata girmek istemiyorum” dedi. ‘G Zekeriya Beyaz ifade verdi İstanbul Haber Servisi Ergenekon soruşturması kapsamına alınan Zirve Yayınevi katliamına ilişkin olarak evinde arama yapılan Prof. Dr. Zekeriya Beyaz, Selçuk Üniversitesi öğretim görevlisi Prof. Dr. Şahin Filiz ve Çukurova Üniversitesi öğretim görevlisi Doç. Dr. Kadir Albayrak dün Beşiktaş’taki İstanbul Adliyesi’ne gelerek soruşturmayı yürüten savcıya ifade verdi. Beyaz, 5 saat boyunca 50 sayfa ifade verdi. Prof. Filiz ve Doç. Albayrak’ın ifade işlemleri de 5.5 saat sürdü. Savcı Öz’ün yeni işi adliyeleri taşımak Hanefi Avcı adliyede İstanbul Haber Servisi Devrimci Karargâh davası ve Ergenekon soruşturması kapsamında tutuklu bulunan eski Emniyet Müdürü Hanefi Avcı, İzmir’de 2005’te bir işadamının öldürülmesine ilişkin davada tanık olarak ifade verdi. Avcı’nın, soruşturma sırasında Kaçakçılık ve Organize Suçlarla Mücadele Daire Başkanı olarak şüphelilerle görüştüğü iddia edilmişti. ‘Sigorta Hasar Dergisi’ çıkıyor İstanbul Haber Servisi Sigorta, otomobil ve filo kiralama sektörünü tek çatı altında toplamayı hedefleyen “Sigorta Hasar Dergisi” 1 Haziran 2011 tarihinde yayın hayatına başlayacak. Derginin editörlüğünü çeşitli sigorta şirketlerinde uzun yıllar üst düzey yöneticilik yapmış Necdet Şensezer’in üstleneceği belirtildi. İlk sayısının 5 bin adet basılacağı ve ücretsiz dağıtılacak derginin, daha sonraki sayılarının ise abonelik sistemiyle piyasaya sunulacağı kaydedildi. Vicdani retçi Süver firar etti İstanbul Haber Servisi Vicdani retçi İnan Süver, Manisa’daki Saruhanlı Açık Cezaevi’nden dün sabah hastaneye sevk edilirken firar etti. Firarın ardından eşi Remziye Süver’i telefonla arayan İnan Süver, “Ben suç işlemedim, neden cezaevindeyim?” dedi. C MY B C MY B
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear