22 Kasım 2024 Cuma Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
SAYFA CUMHUR YET 8 İstanbul Edirne Kocaeli Çanakkale İzmir Manisa Denizli Zonguldak Sinop Samsun Trabzon Giresun Ankara Y B Y Y B Y B Y Y Y Y Y Y 10 11 8 7 17 15 16 7 9 11 9 11 9 Eskişehir Konya Sıvas Antalya Adana Mersin Diyarbakır Şanlıurfa Mardin Siirt Hakkâri Van Kars Y Y Y Y Y Y Y Y Y Y Y Y K 8 14 7 17 18 19 18 21 17 17 9 9 1 HABERLERİN DEVAMI Oslo PB Helsinki Y Stockholm PB Londra B AmsterdamPB Brüksel A Paris A Bonn B Münih Berlin B Budapeşte B Madrid PB Viyana B 9 2 5 13 13 13 14 12 10 12 10 17 9 Belgrad B 7 Sofya Y 8 Roma B 12 Atina Y 14 Zürih A 11 Moskova K 3 Aşkabat B 17 Taşkent PB 15 Baku PB 11 Bişkek A 9 Tiflis PB 11 Kahire A 26 Şam B 23 Ülkemizin geneli parçalı çok bulutlu Marmara, Ege, Akdeniz, İç Anadolu, Karadeniz, Doğu Anadolu’nun batısı ile Adıyaman, Gaziantep, Kilis, Erzurum ve Ardahan çevreleri yağışlı geçecek. Yağışlar genellikle yağmur ve sağanak, Erzurum ve Ardahan çevrelerinin yükseklerinde karla karışık yağmur şeklinde olacak. 21 MART 2011 PAZARTES TARİHTE BUGÜN MÜMTAZ ARIKAN 21 Mart WikiLeaks: ABD diplomatlarının Başbakan ile ilgili değerlendirmeleri dikkat çekti Utanmazlık YENİ emperyalizmin ne mal olduğunu, neleri göze alıp neler yapabileceğini, petrol kapışması çıkınca nerelere ve neler yapmaya kadar gidebileceğini herkese göstermek ve bu görüntüden dersler çıkarmak için şu son Libya olayından daha iyi bir örnek bulunamazdı. Öyle bir çirkef, bir ikiyüzlülük, hatta çokyüzlülük ve rezalet ki insanı insanlığından utandırıyor. Utanmayanlar, sadece olayın failleri. alnız yüzlere tükürmeye sıra gelince, kimlerden, hangi devletten ya da kuruluştan başlamak gerektiğini kestirmek zor. Büyük çoğunluk, “Kaddafi’den başlanmalı” diyor. Ne var ki Bingazi ayaklanmasına öncülük edenlerin gerçek özgürlük ve demokrasi kahramanları olup olmadıklarını bilmiyoruz. Sovyet sisteminin çöküşünden sonra Batı demokrasisi modelini uygulamaya kalkışanları bile “turuncu ihtilaller”le devirip Batı’nın ekonomik güç merkezlerine bağlayan öyleleri çıktı ki, kimlerin neyi niçin yapmak amacıyla özgürlük ayaklanması başlattığı da pek belli olmuyor artık. Bu konuda açık “bilgi” sahibi olmadan isyancılara karşı Kaddafi’nin şiddet kullanmasını eleştirenlerin bu “fikir”lerine saygı duyabilir misiniz? Toplumları bölerek zayıflatma ustası fitne fücur sahiplerinin nelere muktedir olduklarını en iyi biz bilmiyor muyuz? ma bütün insanlık adına daha da yüz kızartıcı olan, Batı dünyasının seçkinleri diye bilindikleri için bizler de dahil kendileri dışındaki toplumlara “insan” hakları konusunda ders verme hakkını kendilerinde bulanların sergiledikleri rezillik ve kalleşlik örnekleridir. İnsanlığın en seçkin sanat yapıtlarının sergilendiği Louvre Sarayı Müzesi avlusuna Kaddafi’ye çadır kurma izni verip sonra da şimdi üstüne bomba yağdırmayı başlatmak, Fransa’nın kibarlığına yakışıyor mu? Çevresinin bütün görkemiyle Roma’ya ayak basan Libya liderini selamlamakla yetinmeyip elini öpmek ve ardından bugünlerde ona saldıran savaş uçaklarına hava üslerini açmak, zarafet timsali sayılan İtalya gibi bir ülkenin başbakanınca yapılmış bir kabalık olmalı mıydı? eki, Kaddafi’yi NATO tehdidiyle köşeye sıkıştırmak isteyenler çoğalınca “Ne işi varmış NATO’nun orada?” diyen bir başbakanca yönetilen Türkiye’nin o kuruluştaki oybirliğini engellememiş olmasını duyar duymaz, mertliğe pek düşkün bir ülkede “Bu suskunluk mertliğe sığıyor mu” diye sormadan durabilir misiniz? ‘Erdoğan mahalle kabadayısı’ İstanbul Haber Servisi Wikileaks Türkiye belgelerini yayınlayan Taraf Gazetesi, dünkü sayısında 2002 Beyaz Saray görüşmesi öncesinde Başkan George W. Bush’a gönderilen Başbakan Tayyip Erdoğan hakkında yazılan telgrafın içeriğine yer verdi. Dönemin ABD Büyükelçisi W.Robert Pearson o sıra başbakan ve milletvekili olmayan Erdoğan hakkında “Kendini çok büyük görüyor, aşırı gururlu; hakettiği saygıyı gördüğüne inanmadığı zamanlarda, hem kendi kafasındaki imajı hem de gururu kolaylıkla incinebiliyor ve eleştiriye kötü tepki veriyor” yorumunu yapıyor. Erdoğan’ın “defansif, hükümran hatta otoriter duruşunun, cakalı hareketlerinin” Kasımpaşa’da yetişmesinden, imamhatip okuluna devam et ‘TÜRK YE’Y ŞER ATA GÖTÜRECEK’ Pearson’in gizli telgrafında Erdoğan ile ilgili şu ifadeler yer aldı: “Kentsel bölgelerdeki ve Anadolu’nun dört yanındaki popülaritesine rağmen, Erdoğan herkes tarafından sevilen biri değil. Müesses nizam onu, vasat düzeyde eğitim görmüş, yolunu bulmuş bir mahalle kabadayısı, Türkiye’yi şeriata götürecek karizmatik, tehlikeli bir vaiz politikacı olarak tasvir etmeyi yeğliyor.” Y mesinden ve profesyonel futbol oynamasından ileri geldiğini anlatıyor. Pearson Bush’a “Fenerbahçe’nin koyu bir taraftarıdır. Sarı ya da sarı ve mavi renklerde motifleri olan bir hediye çok beğenilecektir, hele bir de Erdoğan’ın futbol tutkusuna ilişkin bir sözle birlikte sunulursa” önerisinde bulunuyor. 3 Kasım seçimlerinin kazanan lideri olarak Erdoğan’ın 10 Aralık 2002’deki Beyaz Saray ziyaretinden birkaç gün önce, Başkan Bush’un masasına ulaşan Pearson imzalı ve 4 Aralık 2002 tarihli gizli bir telgraf konuldu. ‘Anahtar nitelik’ Pearson, “Oval Ofis Portre si” değerlendiresi diye adlandırılan telgrafta Erdoğan portresinde şu değerlendirmeyi yaptı: “Tayyip Erdoğan, bizim AKP hükümetini, Irak ve ABD’nin diğer stratejik çıkarları konusundaki kamuoyu görüşünü etkileyebilme yeteneğimiz açısından anahtar nitelik taşıyor. Erdoğan, kendisiyle çok gurur duyan bir adam ve Kemalist devletin onun kamusal hayata tamamen dönmesini engelleme çabaları, bu gururu arttırıyor. Dolayısıyla, Erdoğan’a şimdiden hükümetin başıymış muamelesi yapmak, ABD’nin Türkiye’deki nüfuzu açısından muazzam getiri sağlayacak ve Kopenhag Zirvesi’nde Türkiye’ye katılım müzakereleri için tarih verilmesine olan kuvvetli desteğimizi AB nezdinde vurgulamış olacaktır.” AĞAR PERSONEL N SUÇLADI ‘Susurluk’ta hizmet kusuru var’ AL CAN ULUDAĞ A Tutuklu bulunan yazarımız için Ordu’da ‘Büyük Buluşma’ gerçekleştirildi Balbay için tek yürek ERDOĞAN ER ŞEN AVUKATLARINDAN AÇIKLAMA P ÖCALAN GÖRÜŞMELER YORUMLADI: Pratik öneriler aşamasındayız MAHMUT ORAL DİYARBAKIR Avukatlarıyla görüşmesinin ayrıntıları yayımlanan terör örgütü lideri Abdullah Öcalan, İmralı’da kendisiyle diyalogların sürdüğünü belirterek “Kimi pratik öneriler aşamasına gelmiş bulunmaktayız” dedi. Öcalan’ın avukatlarıyla yaptığı görüşmenin ayrıntıları Fırat Haber Ajansı’nda yayınlandı. İmralı Cezaevi’ne gelen heyetle yapılan görüşmelere ilişkin açıklamalar yapan Öcalan, “Süreç hassas ve kırılgandır, burada yapılan görüşmeler tarihi önemdedir. İlk günden bugüne kadar bir düzeye getirdiğimizi de belirtebilirim. Görüşenlerin yaklaşımlarının ciddi olduğunu düşünüyorum. Bu görüşmelerde bulunanlar devletin önemli ve ciddi kurumlarının temsilcileridirler. 2009’dan beri devam bir süreç var. Bu süreç 2010’un sonlarında ciddi bir şekilde tıkandı. Buna rağmen Nevruz öncesine kadar bekleyeceğimizi belirttik” dedi. Devletin şimdiye kadar kendilerine yönelik politikasının tasfiyeye yönelik olduğunu ancak gelinen aşamada bunda değişimler olduğunun söylenebileceğini belirten Öcalan şunları kaydetti: “Devlet, Kürt sorununa yaklaşımda değişimlere gitmiştir derken burada ne AKP’nin devletini ne de CHP’nin devletini kastediyorum. Bugüne kadar varlığını sürdüren devletten bahsediyorum. Görüşmelerle sadece Kürt sorununa değil, Türkiye’nin temel demokratikleşme sorunlarına da çözüm arıyoruz. Eğer bu diyalog süreci sonrası çözüm gelişmezse topyekun direniş ve özgürlüğünü sağlama savaşı devreye girecektir, bu durumda da çözüm gelir. Bunu bir tehdit olarak söylemiyorum. Biz bu yolu tercih etmiyoruz. Bu yöntem pratikleşirse 2011 yılı çözümün geliştiği yıl olacaktır.” ORDU İki yılı aşkın süredir tutuklu bulunan gazetemiz yazarı Mustafa Balbay için Ordu’da gerçekleşen “Büyük Buluşma”da konuşan eski Basın Konseyi Başkanı Oktay Ekşi, Türkiye’de basın özgürlüğünün sadece adı kaldığını belirterek, “Basın üzerinde dünya tarihinin en ağır baskısı bu dönem Türkiye’de yaşanıyor. Öyle ki tarihin basın üzerindeki en baskıcı lideri Sultan Abdülhamit dönemine bile razı olur hale geldik” dedi. Ordu Olay Gazetesi’nin öncülük yaptığı ve Türkiye Gazeteciler Federasyonu, ADD Ordu Şubesi, Ordu CUMOK, Karlıbel Bilgi Vakfı ve Ordu Gazeteciler Derneği’nin destek verdiği “Mustafa Balbay için Büyük Buluşma” Ordu Atatürk Kültür Merkezi’nde gerçekleşti. Mustafa Balbay’a ait fotoğraf sergisinin açılışı ile başlayan etkinlik “Basın Özgürlüğü ve Mustafa Balbay” konulu panel ile devam etti. Türkiye Gazeteciler Federasyonu Genel Başkan Atilla Sertel’in yönettiği panelde konuşan Ekşi, Türkiye’de basın özgürlüğünün adının dahi kalmadığını belirterek “Türkiye’de gazetecilik yapmak mayın tarlasında yürümek gibidir. ‘Haberal’ı muayene etmediler’ İstanbul Haber Servisi İkinci Ergenekon davasında tutuklu yargılanan Prof. Mehmet Haberal’ın avukatları İstanbul İl Sağlık Müdürlüğü’nün 19 Mart tarihli açıklaması ve medyada yer alan bazı haberler üzerine yazılı açıklama yaptı. Avukatlar açıklamalarında Haberal’ın “ciddi hayati risk” altında bulunduğunu belirterek “Sağlık Müdürlüğü’nce şekli bir basın açıklamasının yapılmış olması, ilgililerin olası cezai ve hukuki sorumluluktan duydukları endişenin açık göstergesidir” denildi Haberal’ın Silivri Cezaevine nakledilmesine dayanak olarak gösterilen 3. Adli Tıp İhtisas Kurulu’nun 7 Mart 2011 tarihli raporunda imzası bulunan Prof. Mustafa Oktan Aktürk, Prof. Can Gökdoğan ve Prof. Erbil Gözükırmızı’nın “gerçeğe aykırı rapor” düzenlemekten defalarca “meslekten men cezası” aldığını savunan avukatlar, sözkonusu hekimlerin Haberal’ı muayene etmedikleri halde, tıbbi görüş bildirdiğini öne sürdü. Organizasyon kapsamındaki panelde Oktay Ekşi konuştu. Dünya vergi tarihi açısından eşi görülmemiş bir vergi cezası Türkiye’de bir medya grubunu yok etmek için kullanıldı. Basın özgürlüğü sıralamasında 178 ülke arasında 138. sırada olan bir ülkeyiz” dedi. Panelde Türkiye Gazeteciler Federasyonu Genel Başkanı Atilla Serter, Mustafa Balbay’ın Ordululara hitaben yazdığı mektubu okudu. Panelin sonunda Oktay Ekşi, Atilla Sertel ve gazeteci yazar Ali Ekber Yıldırım okurları için Balbay’ın kitaplarını imzaladı. YP’DEN ÖZKAN’A DESTEK İstanbul Haber Servisi Yeni Parti (YP) Genel Başkanvekili ve gazeteci Tuncay Özkan’ın avukatı Ruşen Özmen, Özkan’ın CHP’den milletvekili adayı gösterilmesi durumunda destek vereceklerini söyledi. YP, Özkan’ın Silivri Cezaevi’ndeyken kaleme aldığı “Zorbalığın PençesindeSilivri Günlüğü”nde kitabının tanıtımak amacıyla dün bir toplantı düzenlendi. Toplantıda konuşan Özmen, “CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu’nun Türkiye yürüyüşünü destekliyoruz” dedi. Cepheden Meclis’e bir kahraman: Kâzım Özalp GAMZE AKDEM R ANKARA Susurluk davası kapsamında Emniyet Genel Müdürü olduğu dönemle ilgili yargılanan Mehmet Ağar, 1 yıla kadar hapsini isteyen cumhuriyet savcısının esas hakkındaki görüşüne karşı yaptığı savunmada, “Suç örgütleriyle mücadeleyi kendine şiar edinmiş bir insanın, bilerek ve isteyerek bu suç örgütüne yardım etmesi düşünülemez” dedi. Abdullah Çatlı’nın üzerinde Mehmet Özbay adına kayıtlı çıkan silah taşıma belgesi ve sürücü belgesi ile yeşil pasaport ve otomobilde bulunan EGM’ye kayıtlı silah ve mühimmatlarla ilgili “personelini” suçlayan Ağar, “Türkiye’nin o gün bulunduğu çok yoğun terör ortamından, bir an evvel çıkması için daha fazla hizmet saikiyle hareket edilirken, alt birimlerde çalışan birtakım kişilerin kusur ve suçlarının görülmesi mümkün olamaz. Eğer bu durumla ilgili bir hukuki nitelendirmede bulunmak gerekirse de ancak bir hizmet kusuru görülebilir” ifadesini kullandı. Ankara 11. Ağır Ceza Mahkemesi’nde yargılanan Mehmet Ağar’ın ceza alıp almayacağı, 26 Mayıs’taki duruşmada belli olacak. Geçen duruşmada Ağar, avukatları aracılığıyla savcının Ağar’ın “silahlı örgüte bilerek ve isteyerek yardım ettiği” şeklindeki görüşüne karşı yazılı savunma vermişti. Cumhuriyet’in ulaştığı dilekçede Ağar, iddiaların dayanağının Çatlı’nın üzerinde ele geçirilen sahte silah taşıma belgesi, sürücü belgesi ve yeşil pasaport ile Yaşar Öz’e ait sahte silah taşıma belgesi olduğuna dikkat çekti. Mehmet Ağar, belgelerde kendisine ait olduğu iddia edilen imzaların Adli Tıp Kurumu tarafından “basit, taklidi kolay imzalar” değerlendirmesi yapıldığını anımsattı. Ağar, Çatlı’ya silah taşıma ruhsatı verilmesinde sorumlulukları bulunan iki polis memurunun yargılandığı sırada kendisine yönelik beyanda bulunulmadığına işaret etti. Çatlı’ya yeşil pasaport verilmesiyle ilgili Emniyet Genel Müdürü olarak “O tarihlerde her pasaport müracaatının ön incelemesini yapmak gibi bir görevinin olmadığını” savunan Ağar, bu konuda herhangi bir sorumluluğunun bulunmadığını kaydetti. Çatlı’nın otomobilinde EGM’de kullanılan silah ve mühimmat çıkmasına ilişkin de Ağar, genel müdür olarak silah teslim alma, kaydetme, depolama ve teslim etme gibi görevleri olmadığını ifade etti. Görevinin sadece “denetim ve gözetim” olduğunu belirten Ağar, “herhangi bir ihmal veya bağlantısının” bulunmadığını öne sürdü. MİT’in haber kaynaklarından Tarık Ümit’ten (öldürülmüştü) haber alınamaması konusunda kendisine yöneltilen iddiaları “mesnetsiz” olarak nitelendiren Ağar, “Kumarhaneler kralı” Ömer Lütfi Topal’ın öldürülmesiyle ilgili gözaltına alınan polislerin “salıverilmesini sağlamak” suçlamasını da reddetti. bret anlar... Kitapta Özalp’in, Çerkes Ethem isya C MY B C MY B Milli Mücadele kahramanı olan Kâzım Özalp’in yaşamı, Demkar Yayınevi’nce basılan “Kâzım Özalp” adlı kitapta bir kez daha ölümsüzleşiyor. Özalp’in askeri ve siyasi kişiliğini ele alan eser, tam bir külliyat niteliğinde. Oğlu Prof. Dr. Teoman Özalp tarafından hazırlanan kitabın editörü Atilla Oral. Atatürk ile arkadaşlığı 40 yıl büyük bir dostluk ve güven içerisinde süren Kâzım Özalp’in 50 yıllık askerlik ve devlet hizmeti tarihe kazınmış kahramanlıklar ve başa Atatürk’ün yakın silah arkadaşı Özalp; anısı, yaşamı ve mücadelesini konu alan kitapla bir kez daha ölümsüzleşti. rılarla dolu. Cephe kumandanlığına kadar yükselen Özalp’in 1954’te politik hayattan çekilene kadar, iki ayrı dönemde toplam 7 yıl Milli Savunma Bakanlığı, 10 yılı aşkın TBMM Başkanlığı ve 34 yıl süren milletvekilliği süresinde 6 yıl da parti genel başkanlığı hizmetleri bulunuyordu. ERGENEKON SORUŞTURMASI 3 kişi adliyede İstanbul Haber Servisi “Ergenekon” soruşturması kapsamında incelenen Malatya Zirve Yayınevi’ndeki cinayet davasıyla ilgili başlatılan çalışma kapsamında gözaltına alınanlardan eski Malatya İl Jandarma Alay Komutanı emekli Albay Mehmet Ülger, İlahiyat Fakültesi Öğretim Görevlisi Ruhi Abat ile bir kişi dün Beşiktaş’taki İstanbul Adliyesi’ne sevk edildi. Soruşturma kapsamında başta Malatya, Siirt, Muğla ve İzmir’de 9 ilde arama başlatılmıştı. Aralarında 6 muvazzaf askerin de bulunduğu 9 kişi gözaltına alınmıştı. nından Şeyh Sait İsyanı’na, 31 Mart olayından Kubilay’ın şehit edilmesine dek tansiyonun yine en yüksek olduğu dönemlerde Mustafa Kemal’le birlikte verdiği mücadeleleri de ibret anlar eşliğinde anlatılıyor.
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear