25 Kasım 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
SAYFA CUMHUR YET 8 İstanbul Edirne Kocaeli Çanakkale İzmir Manisa Denizli Zonguldak Sinop Samsun Trabzon Giresun Ankara Y Y Y Y Y Y Y Y Y Y Y Y Y 8 5 10 8 12 13 12 9 9 10 12 11 9 Eskişehir Konya Sıvas Antalya Adana Mersin Diyarbakır Şanlıurfa Mardin Siirt Hakkâri Van Kars Y Y K Y Y Y Y Y Y Y Y K K 6 8 3 16 17 19 13 14 11 12 5 7 0 HABERLERİN DEVAMI Oslo K 3 Belgrad B 3 Helsinki K 17 Sofya K 2 Stockholm K 8 Roma B 13 Londra B 8 Atina Y 12 AmsterdamB 4 Zürih K 5 Brüksel B 6 Moskova K 15 Paris B 10 Aşkabat B 11 Bonn K 4 Taşkent PB 4 Münih K 5 Baku Y 8 Berlin B 3 Bişkek K 3 Budapeşte K 4 Tiflis K 1 Madrid B 12 Kahire Y 20 Viyana K 1 Şam B 14 Ülkemiz geneli parçalı ve çok bulutlu, kıyı Ege dışında tüm bölgeler yağışlı geçecek. Yağışlar; Doğu Anadolu’nun güneyi ile Diyarbakır, Gaziantep, Adıyaman, Kilis, Kahramanmaraş ve Osmaniye çevrelerinde kuvvetli olmak üzere genellikle yağmur ve sağanak, Doğu Anadolu’nun kuzeyi ile Sivas çevrelerinde karla karışık yağmur ve kar şeklinde olacak. Hava sıcaklığı; Marmara, Kuzey Ege ve Batı Karadeniz’de 3 ila 5 derece azalacak. 20 ŞUBAT 2011 PAZAR TARİHTE BUGÜN MÜMTAZ ARIKAN 20 Şubat GÜNCEL Baştarafı 1. Sayfada CÜNEYT ARCAYÜREK Bir insanın zalim olup olmadığı ancak iktidarda anlaşılır. Zalim, kendi başına yetişen ayrıksı bir çiçek değil, her yerde yetişen ve çiçekleri yok eden zehirli bir ottur. Çağımızın toplumsal vebası zulümdür. Zalimler kalabalıklar arasında yalnız yaşar, kalabalıklar arasında yalnız ölür. Zalimin halinden zalim, mazlumun halinden mazlum anlar. Zalimlerin empati yeteneği sıfıra yakındır ama mazlumların empati yeteneği de sonsuz değildir. İktidar geçici, zulmün acıları kalıcıdır. Zalim zalimi, zulüm zulmü doğurur. Zalimler de yasalara dayanır: Hukuk devletini hiçe sayan yasalara. Zulme karşı adalete sığınılır; zulme alet olan adalete ise adalet denmez. AYDINLANMA EMRE KONGAR Zulüm zehrinin ilacı insan hakları ve demokrasidir. Zalime destek veren kendi ipini çeker. Tarih her zalimin eninde sonunda yenildiğini yazar. Zalime direnmeyenler bile zulme müstahak değildir. Zalimin yüreği kendisi için, zalime direnenin yüreği tüm insanlık için çarpar. “Her Musa’nın bir Firavunu vardır” derler ama sonunda Firavunlar gider, Musa’lar kalır. Bugün zalime direnmeyenler, yarın evlatlarını da zulme mahkum eder. Zalime karşı savaş zulmün kökünü kazımakla kazanılır. Zulmün kökü, insan hakları, demokrasi, laiklik, hukuk devleti ve sosyal devlet ile kazınır. Bu satırların yazarı, 21. yüzyılın ikinci on yılında, Türkiye’de böyle bir yazı yazmak zorunda kaldığı için utanç duymaktadır. ekongar@cumhuriyet.com.tr www.kongar.org ONUNCU KÖY BEKİR COŞKUN Elmayı armut gibi, armudu elma gibi göstermekte usta mı usta! Geçenlerde CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu; grup kürsüsünde akıl almaz, hukuka sığmaz boyutlara ulaşan Ergenekon davalarından söz ederken; “Ergenekon örgütü nerede, gidip üye olacağım” dedi. RTE; sömüreceği, ana muhalefeti karalayacağı bir olanak yakaladı ya; Kılıçdaroğlu’nun bu sözünü seçim malzemesi yaptı. CHP’nin Ergenekon’la bağlantısı varmış gibi kullanmaya, Kılıçdaroğlu’nu eleştirmeye başladı. Medyanın da vurdumduymazlığından yararlandı RTE. RTE’nin ve savcıların dilinden düşmeyen Ergenekon örgütünün var olmadığını; devletin resmi kurumları Silivri mahkemesine bildirdi. Bu gerçeği bilen Kılıçdaroğlu da var olmayan bir örgütten söz edilmesini alaya aldı. RTE’den başlayarak hemen herkesle dalga geçti... Bugün koparılan patırtıya bakıyor. Anlayana sivrisinek saz, anlamayana davul zurna az deyip geçiyor. RTE ile şürekâsına bu inceliği anlatabilirsen anlat! Anlatılamayacağını RTE son konuşmalarından birinde kanıtladı. Meğer Ergenekon ne mene bir şeymiş? Kuruluş tarihi darbelerden söz edildiği 2003’lerde değilmiş. RTE’ye göre; ohooo, Ergenekon taa Sivas’taki, Çorum’daki, Taksim’deki 1 Mayıs’taki kanlı olaylara kadar uzanıyor. Başbakan’ın söylemlerine göre neredeyse cumhuriyetle yaşıt! Kılıçdaroğlu eski adıyla Dersim kökenli ya; oradaki akrabalarına Cumhuriyetin ilk yıllarında Dersim’deki kanlı olayları kimin kurguladığını sorarsan alacağın yanıt Ergenekon olacak demeye gelen çirkin imalar yapıyor. Bu olaylar, RTE’nin gerçeği saptırarak gerçekmiş gibi gösteren bir siyaset adamı olduğunu kanıtlıyor. Gerçekleri saptırmaktaki ustalığına hemen her konuşmasında örnek veriyor. Son konuşmasında medyaya baskı olmadığını açıklarken, söylediğine ancak kendisinin inandığı bir kimlik sergilediğinin de farkında değil. Diyor ki: “Üzerinde baskı kurduğumuz tek bir yayın organı yok.” RTE’nin bu sözüne bırakın medyayı bir yanailkokul öğrencileri bile güler. Baskı yok öyle mi? Peki ama altından kalkamayacağı vergi davalarıyla örneğin Doğan Grubu neden acaba; hükümetin toplumun sindiremeyeceği karar ve eylemlerini çekinerek, hayli yumuşatarak, aman efendinin hiddetini şiddetini üzerimize çekmeyelim diye yayımlıyor? Gerçekleri yazan, lakin RTE’nin beğenisini kazanamayan kimi yazarlar kimi yerde dolaylı yollardan baskıyla, kimi zaman Başbakan’ın açık saldırılarıyla gazetelerinden kovulmuyorlar mı, kovulmadılar mı? Batı’daki bütün meslek kuruluşları, son zamanlarda artık Batı medyası da Türk basınının AKP iktidarının ağır baskısı altında görev yaptığını yazıyor. Dünya, Türk kamuoyu ve gerçek bir yana.. yeryüzünde tek doğrucu Davut, RTE! Hayır diyor. Üzerinde baskı kurduğumuz tek bir yayın organı yok! Gerçeklere aykırı durmayı beceren bir siyasetçidir RTE: Eşi yok dünyamızda! Tarihi ve tarihsel kimi gerçekleri bile tersyüz edebiliyor. Üç dört yıldır darbe edebiyatından nemalanıyor. Geçmişteki askersel müdahalelerden işine geleni seçip CHP’ye saldırı malzemesi yapıyor. Son olarak 27 Mayıs 1960 müdahalesini CHP’nin kışkırttığını ve darbeleri desteklediğini diline doladı. Müdahale günü veya ertesi gün CHP lideri İsmet İnönü askerlere, “Büyük iş başardınız. Asıl bizim size yardımcı olmamız gerekir” demiş. “Yiğidi öldür ama hakkını ver” özdeyişi RTE’nin sözlüğünde bulunmadığı için: İsmet İnönü’nün, askerlerin yönetimi bir an önce sivillere devretmesi, çağdaş bir anayasa ve seçim sistemi yaratmak için onca çabasını ve bu çabalar sayesinde zaten yönetimde kalmak istemeyen askerlerin de katkısıyla bir buçuk yıl sonra yapılan seçimle demokrasiye yeniden geçildiğini yinelemeye nedense vicdanı elvermiyor. İsmet Paşa’nın; gönül verdiği demokratik rejimi korumak, geliştirmek ve… …izlediği, uyguladığı baskı rejimiyle tarihe adını yazdıran Adnan Menderes’i asılmaktan kurtarma çabalarını inkâr etmek… Yalnız tarihe ve tarihsel bir kimliğe değil.. demokrasi mücadelesi verenlere de nankörlüktür. Siyasal hırslar uğruna hiç değilse tarihi sömürmekten vazgeçilmeli. Ama bu, gözü iktidar koltuğu dışında güncel ve tarihsel gerçeklere kapalı olanlarla ne mümkün? Zalim ve Zulüm Üzerine Düşünceler Zalimler önce muhaliflerini, sonra insan haklarını ve demokrasiyi savunanları hapse atar. Bir ülkenin cezaevleri hüküm giymemiş tutuklularla doluysa o ülkede zulüm egemen olmuş demektir. Çoğunluğu mazlum olan toplumlar sadece zalim üretir. Demokrasi zalimlerin değil, mazlumların rejimidir. Her zalim gerçeklerden korkar ve onların üstünü örtmeye çalışır. Köleler dünün mazlumlarıydı; bugünün köleleri vicdanları ve emekleri sömürülenlerdir. Politikacılar, gazeteciler, düşünürler ve yazarlar: Zulmün hem aracı hem de kurbanıdırlar. Her zalim bir toplumsal üründür: Defolu bir insanlık ürünü! Her zalim tarihi yeniden yazar, ama o tarih sonra onu çizer. Ey vicdan neredesin, insanları bırak, zalimlere git; sana asıl muhtaç olan onlardır. Zalimin de mazlumun da, kadını erkeği, genci yaşlısı, Türk’ü Kürt’ü, Müslümanı Hıristiyanı, Sünnisi Alevisi, sivili askeri olmaz; ırk, din, dil, mezhep, milliyet söz konusu olmaksızın zalim zalimdir, mazlum da mazlum. Zalimden nefret etmeyin, ona acıyın; kin ve nefret sizi de zulme iter. Ey mazlum dikkat et, zalimler seni de zulümle ifsad eder; bir gün sen de iktidara geçtiğinde zulüm yapma! Önce İnsan mı, Hayvan mı?.. Hayvanları sevmeyenler kimi zaman “İnsan dururken…” diye başlayıp soruyorlar bize: “Önce insan mı, hayvan mı?..” İşte yanıtım… İki küçük sevimli midilli atı vardı SakaryaHendek hayvanat bahçesinde… Normalde hayvanat bahçesine gidip o iki sevimli midilli atına bakan bir insanın içinden onu sevmek, okşamak gelmez mi?.. Demek ki bunlar gidip baktılar…. Ve içlerinden onları yemek geldi… (………) Midilli atları o sabah hayvanat bahçesindeki kafeslerinde yoktu… Hayvanat bahçesinin görevlileri sağasola koştular… Yakındaki bir tarlada iki sevimli atın nakış süslemeli yularlarını ve ayaklarını buldular. Araştırdılar, onları “insanın” gece çalıp ilerideki korulukta kestiğini, etlerini alıp götürdüklerini öğrendiler… Müdür, “Daha önce de iki tavşanımızı çalıp yediler” dedi… Müdür muavini ekledi: “İki tane de papağan…” (………) Anlaşılan “insan” gelip onlara baktı, aklından onları yemek geçti, gözünün önüne mangal geldi… Belki bakarken ağzının suyu aktı… Ve o gece herkes gidince bunu yaptı… Hangisi sizce?.. O hayvan mı, o insan mı önce?.. Ormanı yaktıklarında, ben ormanı açanlardan değil, solucanlardan yana olurum… Çöpünü denize döken insan, deniz anasından daha kıymetli değil… Kuşlar kaçak avcılardan, yılanlar Kaz Dağları’nı bozanlardan, kurbağalar derelere kıyanlardan çok daha değerlidir… Şu kin ve nefretle kendi soyuna acı çektiren, soyan, sömüren, süründüren, ezen, ağlatan, öldüren, yok eden insanlara bir bakın… Siz karar verin… Hangi insan, hangi hayvan?.. bcoskun@cumhuriyet.com.tr Besleme krizi sonrası Türkiye’den cari açığın kapatılması için 1 milyar TL destek Ada’ya koşullu yardım BAHADIR SELİM DİLEK ANKARA Türkiye, KKTC’ye olan ekonomik desteğinin devamlılığını, kamu bankalarına olan borçların “program dahilinde” ödenmesine ve cari açığın “ekonomik paket dahilinde” kapatılmasına bağladı. Hükümet, cari açığın kapatılması için 1 milyar TL destek sağlama garantisi verirken, Ankara cari açığın kapatılmaması durumunda ek mali destek sağlamayacak. Türkiye ile KKTC arasındaki “besleme” krizi sonrasında Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın “izahat istemek” için Ankara’ya davet ettiği KKTC Başbakanı İrsen Küçük ve beraberindeki heyetin temaslarına ilişkin ayrıntılar netleşmeye başladı. AKP hükümeti, KKTC’yi cari açık ve KKTC’nin kamu bankalarına olan borçları konusunda uyardı. Hükümet, kamu bankalarına olan borçların “program dahilinde” ödenmesini, 500 milyon TL’yi bulan cari açığın da “ekonomik paket dahilinde” kapatılmasını istedi. KKTC’ye yapacağı ekonomik desteğin devamını bu iki noktada atılacak adımlara bağlayan Ankara, “Bu kritik noktada gerekli önlemleri almazsanız ek mali katkı sağlamayacağız” mesajını verdi. Ankara, yine ekonomik programda öngörüldüğü gibi cari harcamalarda kısıtlamaya gidilmesini istedi. KKTC’deki cari harcamaların önemli bir bölümünü emeklilere yönelik sosyal haklar oluşturuyor. Türkiye, KKTC’deki cari açığın kapatılması için 1 milyar TL destek sağlayacak. Cari açık dışındaki başlıklar için ise Türkiye, KKTC’ye yaklaşık 1.5 milyar TL destek sağlayacak. Bu miktarın 180 milyon TL’si Güvenlik Kuvvetleri için kullanılacak. Akça, resmen atandı ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Türkiye ile KKTC arasındaki “besleme” krizi sonrasında görevinden alınan Lefkoşa Büyükelçisi Kaya Türkmen’in merkeze çekilmesi ve yerine Lefkoşa Büyükelçiliği Uzman Müşaviri Halil İbrahim Akça’nın atanmasına ilişkin Bakanlar Kurulu kararı dün Resmi Gazete’de yayımlandı. Madrid Büyükelçisi Ender Arat ve Lefkoşa Büyükelçisi Ömer Kaya Türkmen merkeze atanırken, Bükreş Büyükelçisi Ayşe Sinirlioğlu Madrid Büyükelçisi, Genel Müdür Büyükelçi Ömür Şölendil Bükreş Büyükelçisi, Lefkoşa Büyükelçiliği Uzman Müşaviri Halil İbrahim Akça Lefkoşa Büyükelçisi olarak atandı. Kararname ile Tokyo Büyükelçisi Selim Sermet Atacanlı merkeze atanırken, İnsan Kaynakları Dairesi Başkanı Elçi Abdurrahman Bilgiç Tokyo Büyükelçiliği görevine atandı. Dışişleri Bakanlığı’nda Amerika Genel Müdür Yardımcılığı’na Ali Murat Ersoy, Teftiş Kurulu Başkanlığı’na Teftiş Kurulu üyesi Büyükelçi Mehmet Taşer atandı. Doç. Dr. Osman Can’a protesto KARS (Cumhuriyet) Kars’ta “Yeni Anayasa” konulu panelin moderatörü, Anayasa Mahkemesi eski raportörü Doç. Dr. Osman Can,protesto edildi. KESK ve Devrimci 78’liler Derneği sözcüsü Çetin Koçyiğit “Halktan yana bir anayasa için katkınız olmadığına inanıyoruz. Sizi ‘ucube’ ilan ediyoruz” diyerek kalabalık grupla salonu terk etti. Can, “Yanlış bilgiyle bu konuşmayı yapan değerli arkadaşlarım gidiyor” deyince protestocular “Biz gidelim sen sonra konuş” karşılığını verdi. Terör örgütüne operasyon Haber Merkezi Gaziantep’te bazı işyerlerine molotofkokteyli atılacağı yönünde ihbar üzerine yakalanan 6 kişiden 3’ü daha tutuklandı, bir kişi de tutuksuz yargılanmak üzere serbest bırakıldı. 2 kişi de dün tutuklanmıştı. Ağrı Diyadin’de de molotofkokteylli eylem hazırlığında olan 2 kişi gözaltına alındı. Bu kişilere ait adreslerde ise 51 molotofkokteyli ele geçirildi. Batman’ın Sason ilçesi dağlık arazi kesiminde, güvenlik güçlerince yapılan faaliyet esnasında da araziye gizlenmiş bir RPG7 mühimmatı ile bir miktar yaşam malzemesi ele geçirildi. Toplum ları Birliği Eğitim‘AKP’nin torbasına girmeyeceğiz’ Ulusal Sivil(USTK) veKuruluşş Taksim’de “torba yasa”yı protesto etti. USTK temsilcileri ve Eğitim ş’liler dün saat 15.00’te Tünel’de Türk bayrakları, “Ücretli köle olmayacağız”, “AKP’nin torbasına girmeyeceğiz“ “Zammına, zulmüne, torbana hayır” pankartları taşıyarak toplandı. Protestocular “Hükümet yasanı al başına çal”, “Kadrolu öğretmen kadrolu çalışan”, sloganları atarak stiklal Caddesi boyunca yürüdü. Taksim Tramvay Durağı’nda yapılan ortak açıklamada Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’ün torba yasayı onaylaması durumunda mücadelenin sürdürüleceği kaydedildi. (ATAKAN COŞKUN) Çeker’e mor çoraplı kınama ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) AKP Ankara İl Başkanlığı önünde toplanan SDP’li kadınlar, “Dekolte giyene tecavüz sürpriz olmaz” sözleriyle tartışma yaratan Prof. Orhan Çeker’i protesto etti. Mini etek ve mor çoraplarla eylem yapan kadınlar, “Dikkat yüksek oranda tahrik edici” yazılı bir de kadın elbisesi taşıdı. ş güvenliği yönetmeliği yargıya taşındı MUSTAFA ÇAKIR EDP’den imza kampanyası İstanbul Haber Servisi Eşitlik ve Demokrasi Partisi (EDP), Türkiye’de eğitim, iş, cinsiyet, din, dil, ırk gibi her alanda yaşanan eşiksizliklerin son bulması istemiyle “Ayrımcılıktan Bıktık. Eşitlik İstiyoruz” adlı imza kampanyası başlattı. Galatasaray Meydanı’nda toplanan EDP’liler adına basın açıklaması yapan Nazım Öztürk, Türkiye’de farklı alanlarda birçok kişinin ayrımcılığa uğradığını, bu duruma karşı kampanyayı başlattıklarını söyledi. ANKARA Türkiye’deki iş kazalarına her gün bir yenisi eklenirken, Bayındırlık ve İskân Bakanlığı’nın “Yapı Müteahhitlerinin Kayıtları ile Şantiye Şefleri ve Yetki Belgeli Ustalar Hakkındaki” yönetmeliği tartışma yarattı. Türk Mühendis ve Mimar Odaları Birliği (TMMOB) yönetmeliğin iş güvenliğinden sorumlu mühendislerin görevini şantiye şeflerine yüklediğine, sorunlu olan iş güvenliği alanının bir kez daha ihmal edildiğine dikkat çekti. TMMOB yönetmeliğin bazı maddelerinin iptali ve yürütmesinin durdurulması istemiyle Danıştay’a başvurdu. TMMOB Başkanı Mehmet Soğancı, Türkiye’de yapı üretim sürecinin yıllardır, geleneksel müteahhitlik anlayışı ile sürdürüldüğünü, mühendisler ve mimarların yapı üretim faaliyetinden uzak tutulduklarını belirtti. Soğancı, yönetmeliğin, yapıların bundan sonra bir müteahhitçe yapılması zorunluluğunu getirdiğini ancak müteahhitlikle ilgili kri terlerinin hiçbirinin yönetmelikte yer almadığına dikkat çekti. Yönetmeliğin 10. maddesinde “şantiye şefliğinin” düzenlendiğine dikkat çeken Soğancı, şunları kaydetti: “Ancak şantiye şefi; şantiyede sürekli bulunması gerekmeyen, 5 ayrı müteahhidin 5 ayrı inşaatında aynı anda görev alabilen, mühendis veya mimar olmasına bile gerek duyulmayan, sonuç olarak kâğıt üzerinde imzası alınan, ‘olmasa da olur’ biçimindeki bir eleman haline indirgenmiştir.” Gebze’de halk otobüsüne kurşun KOCAELİ (Cumhuriyet) Gebze’de kimliği belirlenemeyen 3 kişi, DilovasıGebze hattında çalışan Ramazan Ç. yönetimindeki halk otobüsünü yolcuları içerideyken kurşun yağmuruna tuttu. Olayda şans eseri yaralanan olmadı. Zanlılar, daha sonra otobüse girip sürücü Ç. ve muavin Gürkan Y’yi çeşitli yerlerinden bıçakla yaraladı. C MY B C MY B
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear