25 Kasım 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
SAYFA CUMHUR YET 20 ŞUBAT 2011 PAZAR 4 HABERLER DÜNYADA BUGÜN ALİ SİRMEN Yaşamak ve Yazmak Sevgili, Ağır hastalığının en güç günlerinde bile, iki yıl önce kendisini yitirdiğimiz güne kadar, Cumhuriyet’teki “Göz Ucuyla” köşesindeki yazılarını hiç aksatmayan Türkel Minibaş gibi, İsmail Gülgeç de gücünün yetmeyeceği günleri düşünerek yedek bantlar çizmiş bırakmıştı sayrılığında; böylelikle izleyicileri hastalığının farkına bile varmadılar, ölüm haberini alana kadar. Dün, köşesinde yine tipleri vardı İsmail’in, bu “postmortem” çizgilere bakarken, Chateaubriand’ın, ilkokulda tanıştığım “Mezar Ötesi Anılar”ı (Memoires d’Outre Tombe) geldi aklıma. Çizginin üstadı Gülgeç için yaşamak çizmekti. Çizgilerinde koşuyor, karelerinde coşuyordu. İsmail için yaşamak çizmekti. Oktay Akbal için ise yazmak. Oktay Akbal’ın üstadı Sait Faik ise bir öyküsünde “Yazmasaydım çıldıracaktım” der. Yaşamın anlamsızlığını vurgulayan Camus’ye haklı olarak sorabilirsin: Madem yaşamın bir anlamı yok, yazmak neye yarar ki?.. O bakış açısı içinde bu soruya “ruh sağlığıma iyi geliyor”dan başka bir yanıt da veremez kimse. Yazarlarla çizerlerin has olanlarına has bu duyguyu, arada sırada alelade insanlar da hissedebiliyorlar. Ben kapalı yaşamamın uzun gecelerinde, yazarak özgürleşir, bulunduğum delikten tüymeyi başarırdım. Böylelikle nice karanlık, pis, rutubetli kış gecesi boyunca Ege’nin lacivert sularında serende ıslıklanan rüzgâr altında yelken basmışlığım vardır. Oktay Akbal çocukluğumun yazarlarından biri olarak girmiştir hayatıma. “Garipler Sokağı”nı okuduktan sonra, yeniyetme ukalalığı içinde şunları söylemiştim: Bunun gelecek kitabı mutlaka bir roman olacak! Garipler Sokağı’nın ardından gelen ödüllü roman ‘Suçumuz İnsan Olmak’ beni doğrulamıştı. Oktay Akbal’ın öykücülükten romancılığa geçişini fark ettiğimde, ben kısa pantolondan uzun pantolona daha henüz geçmiştim. Sonra da yıllarca Vatan’da köşe yazarı olarak izlediğim Oktay Akbal ile ilk ne zaman karşılaştığımı anımsamıyorum. Oysa bu ilk karşılaşmada çok heyecanlanmış olmalıyım. Çünkü benim için yazarın somut timsalidir Oktay Akbal. Varlığından, dostluğundan çok keyif ve feyiz aldığım Oktay Akbal’dan yazar cesaretini öğrendim. Bu, kahramanlık öykülerinde anlatılan ama gerçek yaşamda pek rastlanmayan türdeki destansı cesaret değildi. Daha gerçek, daha insancıl, daha mütereddit ama daha değerli olan sahici cesaretti. Korkan adamın cesaretidir değerli olan. Çünkü odur korkuyla savaşıp da onu yenen. Yoksa hiç korkmayan adamın cesareti, maçı oynamadan elde edilen yengiye benzer. Hiçbir çaba göstermeden gelen avantadan yenginin ne anlamı var ki?.. Tereddütlerden geçen, korkuları aşıp gelen, ıslanarak olgunlaşan cesarettir asıl olan. Oktay Akbal’ınki de o türdendi. 12 Eylül döneminde, o da hepimiz gibi, yazılarından dolayı içeri atılmaktan çekiniyordu. Hatta belki de yaşı biraz daha ileri olduğu için, koşulların kendisini daha zorlayacağını düşündüğünden, bizden biraz daha korkuyla yaklaşıyordu hapisliğe. O yüzden de, öyle kuru sıkı atanlar takımı arasında yer almıyordu. Zaten halim selim bir adam olan Oktay Akbal, bu yönüne karşın, 12 Eylül döneminin en sert yazanlarından biriydi. Bu tavrı da, genel yayın müdürü ile yanındakilerin çok canlarını sıkıyordu. Onlar “Acaba gazete kapanır mı?” korkusuyla, O. Akbal’ı frenlemeye çalışıyorlar, biraz caydırabilmek amacıyla, “Ama bunları yazarsan abi hapse atarlar” diyorlardı. Atarlarsa atarlar canım ne yapalım, derken Oktay Akbal’da öyle destansı bir kahraman edası yoktu. Daha çok kaderine katlanan bir adamın tevekkülü içinde konuşuyordu. Hem hapse girmek istemiyor hem de kendi üstüne düşeni yapmaktan vazgeçmektense bu akıbete razı oluyor, bütün bunları yaparken de hiç kahramanlık gösterisi içine girmiyordu. Yazmaktan vazgeçemiyordu halim selim yazarımız bedeli ne olursa olsun, çünkü onun için yazmak yaşamaktı. Daha çok yaşasın, çok yazsın, bizi de çok yaşatsın Sevgili Oktay Akbal! ‘Baktım Yazıcı’yı gördüm’ CHP lideri Kılıçdaroğlu, Erdoğan’a “Sana muhtıra verenden hesap sormaktan neden korkuyorsun” diye sordu. ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın “Ergenekon’u arıyorsan Danıştay’a, Sivas’a bak” sözlerine, “Sayın Başbakan’ın sözünü tuttum, adrese baktım, Sivas davasına baktım, karşıma Hayati Yazıcı çıktı” yanıtını verdi. CHP lideri Kılıçdaroğlu, Ahmet Taner Kışlalı Spor Salonu’nda düzenlenen “köy ve mahalle muhtarları istişare toplantısı”na katıldı. Kılıçdaroğlu, “Nerede bu Ergenekon gidip üye olacağım” şeklindeki ifadelerine “Ergenekon arıyorsan Danıştay 2. Dairesi’ne bak, Sivas’a, Çorum’a, Maraş’a bak” sözleriyle karşılık veren Başbakan Erdoğan’a yanıt verdi. Gazetecilerin, “Başbakan size Danıştay 2. Dairesi’ni adres olarak gösterdi. Nasıl değerlendiriyorsunuz” şeklindeki sorusu üzerine Kılıçdaroğlu, “İnsafsızlık etmeyin, sadece Danıştay 2. Dairesi değil, Kahramanmaraş’ı, Sivas’ı diğer yerleri de adres gösterdi. Ben de Sayın Başbakan’ın sözünü tuttum, adrese baktım, Sivas davasına baktım, karşıma Hayati Yazıcı çıktı. Hayati Yazıcı kim? Herhalde Başbakan biliyordur, mesai arkadaşı... Kimin davalarını üstlenmiş Hayati Yazıcı? Bana adres soran kişiye şunu söylüyorum. Sen demokratsan, ülkeni seviyorsan, demokrasi, öz Kemal Kılıçdaroğlu’ndan Başbakan Erdoğan’ın, ‘Ergenekon için Sivas’a bak’ sözlerine yanıt BAKANLAR DOĞRULANMADI Telekulağı mahkeme kabul etmişti CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu, köy ve mahalle muhtarları istişare toplantısına katıldı. Bazı muhtarlar toplantıda AKP’den temsilci olmamasına sert tepki gösterdi. (Fotoğraf: AA) Kılıçdaroğlu’nun dikkat çektiği yasadışı dinlemeyi mahkeme kabul etmişti... Savcıların suçlamada bulunmaması gerekçesiyle de tazminat istemini reddetmişti. ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu’nun “dinleniyorum” açıklamalarını, “yasadışı dinleme olmaz” diyerek görmezden gelen Adalet ve İçişleri Bakanı’nı, mahkeme kararı doğrulamadı. Ankara 23. Asliye Hukuk Mahkemesi, gazetemiz yazarı Mustafa Balbay için alınan dinleme kararıyla, Cumhuriyet gazetesi santralı üzerinden Kılıçdaroğlu ile gazetemiz muhabiri İlhan Taşcı hakkında mahkeme kararı bulunmamasına karşın dinleme yapıldığını kabul etmişti. Kılıçdaroğlu’nun yasadışı dinleme konusunda başvurusunun Adalet Bakanlığı’nca görmezden gelindiği açıklaması, gözleri bu yasadışı telefon dinleme sonrasında yaşananlara çevirdi. Hakkında hiçbir dinleme kararı olmamasına karşın İlhan Taşcı ile Kemal Kılıçdaroğlu’nun telefon görüşmesi, Ergenekon ek klasöründe deşifre edilmişti. Yasadışı bu dinleme üzerine İlhan Taşcı, Ergenekon soruşturmasında yer alan 6 savcı hakkında 20 bin lira istemli manevi tazminat davası açtı. Taşcı’nın avukatı Mutluhan Karagözoğlu tarafından mahkemeye sunulan dava dilekçesinde, Ergenekon iddianamesi eklerinde Ankara Bürosu santralı kullanılarak yapılan görüşmenin tarafları olan Taşcı ve Kılıçdaroğlu’nun sanık sıfatları olmadığına dikkat çekildi. Deşifrenin Mustafa Balbay hakkında verilen dinleme kararına dayanılarak kaydedildiğinin belirtildiği anlatılan dilekçede, mahkeme kararı olmadan kimsenin iletişiminin tespit edilemeyeceği vurgulandı. Kılıçdaroğlu: HUKUKSUZLUK NEREDEYSE CHP BUNUN KARŞISINDA gürlükleri istiyorsan, sana muhtıra verenden hesap sormaktan niye korkuyorsun? Korkan adam bunları yapar mı? Çık hesabını sor yürekliysen? Benim kadar yürekliysen çık hesabını sor? Yürekli değil” dedi. VAN (Cumhuriyet) ‘Siyasette Barış Stratejisi Çalışmaları’ toplantısına katılmak üzere Van’a gelen CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu, gazetecilerin sorularını yanıtladı. Kılıçdaroğlu, “14 Mart’ta görülecek Balyoz davasında destek verecek misiniz?” sorusuna “Hukuksuzluğun olduğu her yere arkadaşlarımız gidiyor, davaları izliyor. Sadece onlar değil, AKP’nin yaptığı yolsuzluk dava ları da izleniyor. Haksız tutuklamalara karşı çıkacağız. Bu konuda sesimizi yükselteceğiz” dedi. Kılıçdaroğlu, “İktidar baskıya dönüştürülürse o zaman korku toplumu çıkar ortaya. Ama hazirana az kaldı. Ne kadar baskı kurarlarsa kursunlar, ne kadar şiddet uygularsa uygulasınlar, haziranda inşallah bunların maskelerini halkımızla beraber indireceğiz” diye konuştu. Salondan büyük alkış Muhtarlarla istişare toplantısında konuşan Kılıçdaroğlu, CHP iktidarında muhtarların sosyal güvenlik payının devlet tarafından ödeneceği sözü verdi. Bu söz salonda bulunan yaklaşık 4 bin muhtardan büyük alkış aldı. Kılıçdaroğlu muhtarlara şöyle seslendi: “Demokrasi önce muhtarlıkta başlar. Vatandaş doğrudan gider muhtara oyunu verir. Siyasetçilerin hazırladıkları listelere oy vermek gibi değildir. Muhtar, halkın iradesiyle geliyorsa birilerinin önünde ceket iliklemeyecek. Kendi sorunlarınızı anlatırken aranızda bölünmeyin. Siyasetin önüne güç birliği ile çıkın.” Kılıçdaroğlu kürsüye çıktığı sırada bazı muhtarlar, “Burada siyasi partilerin işi yok” diyerek tepki gösterdi. Yaklaşık 40 kadar muhtar salonu terk etti. Gazeteci Mert ve Beşiktaş Belediye Başkanı Ünal olaya tepki gösterdi Uçak bagajında valizler açıldı ANKARA(Cumhuriyet Bürosu) CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun Van’da katıldığı “Siyasette Başarı Stratejisi” toplantısına bölgeden bazı aşiret ve tarikat liderlerinin de katıldığı öğrenildi. Heyette olan bazı kişilerin valizlerinin uçak bagajında açıldığı belirtildi. CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu, sivil toplum örgütleri ve sendika temsilcileri ile dün Van’da bir araya geldi. “Siyasette Başarı Stratejisi” isimli toplantıda, işadamları ve sivil toplum örgütlerinin sorunları dinlendi. Toplantıda, Genel Başkan Yardımcıları Umut Oran, Sencer Ayata, Sezgin Tanrıkulu ve Erdoğan Toprak’ın yanı sıra bazı milletvekilleri de hazır bulundu. Toplantıya, bölgenin kanaat önderleri, sivil toplum kuruluşlarının temsilcileri, kadın hakları örgütleri ile bazı aşiret ve tarikat liderlerinin de katıldığı öğrenildi. yaklaşık 75 olan toplantı katılımcılarının İsmail Ünal isimleri basına dağıtılmazken CHP yetkilileri, “Üzerlerinde baskı oluşmasını istemiyoruz” açıklaması yaptı. 3 gün süren toplantının ilk gününde bölgenin siyasi, ekonomik ve kültürel sorunlarının yanı sıra, kadına yönelik şiddet, anadil sorunu gibi konular ele alındı. Toplantıya katılan bazı Kürt kanaat önderlerinin “Burada tartışılan konular, batıda farklı algılanabiliyor. Örneğin biz ayrılmak istemiyoruz ama batıda ayrılmadan yanaymışız gibi bir hava esiyor. Ortak bir dil oluşturulmalı” dediği öğrenildi. Şüpheli (!) görüşmeler Ergenekon savcıları mahkemeye sundukları savunmada, Taşcı ile Kılıçdaroğlu’nun görüşmesini iddianamenin delil dosyasına neden koyduklarını şöyle savundu: “İddianamenin ek klasörlerindeki İlhan (Taşcı) ve Kemal (Kılıçdaroğlu) isimli şahıslar arasında yapıldığı belirtilen 4.2.2009 tarihli telefon görüşmesinde ‘bombaları patlatıyorsunuz’ şeklinde şüpheli sözlerin bu nedenle iddianame ekindeki klasörlerde yer almasında bir sakınca görülmediği, 312 442 30 50 numaralı hat ile yapılan şüpheli görüşmelerin çözümünün yapılarak tutanak haline getirildiği anlaşılmıştır. Davacının üçüncü bir kişi ile yapmış olduğu şüpheli görüşmenin iddianamenin ekindeki klasörlerde davacıya herhangi bir isnat yöneltilmeden yer almasının davacıda ne şekilde manevi elem ve ıstırap oluşturduğu izaha muhtaçtır. Dolayısıyla dava delil ve dayanaktan yoksundur.” Sorumlu bulunamadı Toplantıya katılmak için Van’a gelen CHP PM üyesi Binnaz Toprak, Beşiktaş Belediye Başkanı İsmail Ünal ile gazeteci Nuray Mert’in valizlerinin uçak bagajında açıldığı belirtildi. Toprak ve Mert’in bu duruma tepki gösterdiği ancak sorumluların tespit edilemediği öğrenildi. Nuray Mert Toplantıya katılmak için Van’a gelen Mert, Ünal ve Toprak valizlerinin açılmasına sert tepki gösterdi. asirmen@cumhuriyet.com.tr 500 İSTİHBARATÇI İDDİASI ABD’liler CHP’li Kart’a yanıt veremedi ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) CHP Konya Milletvekili Atilla Kart, geçen çarşamba günü ABD Büyükelçiliği Siyasi İşler Müsteşarı ile görüşme yaptığını doğrulayarak, “500 ABD’li uzmanın Türkiye’de görev yaptığına dair” iddiaları dile getirdiğini söyledi. Kart önceki gün parlamentoda düzenlediği basın toplantısında bir soru üzerine “ABD Büyükelçiliği Siyasi İşler Yetkilisi ile görüştüğünü, bu tür görüşmelerin açık ortamlarda yapıldığını, görüşmeler konusunda genel başkan ve genel merkez yetkililerine bilgi verdiklerini” söyledi. Kart, “Pensilvanya’dan, ‘F Tipi yapılanmadan’ duyduğu rahatsızlığı ve 500 civarında ABD’li uzmanın Türkiye’de görev yaptığına dair” savları da dile getirdiğini anlattı. Görüştüğü yetkilinin daha çok dinleme pozisyonunda kaldığını kaydeden Kart, “Ama etkilendiklerini gözlemledim” açıklamasını yaptı. C MY B C MY B
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear