25 Kasım 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
SAYFA CUMHURİYET 8 İstanbul PB Edirne Y Kocaeli PB Çanakkale Y İzmir Y Manisa PB Denizli PB Zonguldak PB Sinop PB Samsun B Trabzon B Giresun B Ankara B 14 17 17 18 15 16 16 18 14 15 14 16 11 Eskişehir Konya Sıvas Antalya Adana Mersin Diyarbakır Şanlıurfa Mardin Siirt Hakkâri Van Kars B B B PB B B B B B B S S S 9 10 7 18 17 17 9 14 9 9 1 5 2 HABERLERİN DEVAMI Oslo K 2 Belgrad Helsinki B 3 Sofya Stockholm B 16 Roma Londra Y 9 Atina AmsterdamY 7 Zürih Brüksel Y 8 Moskova Paris Y 7 Aşkabat Bonn Y 4 Taşkent Münih B 3 Baku Berlin B 6 Bişkek Budapeşte B 8 Tiflis Madrid B 9 Kahire Viyana PB 7 Şam Y PB PB B PB B B PB PB K B B B 12 12 14 19 7 1 8 5 8 3 13 22 17 Yurdun batı kesimlerinin parçalı ve çok bulutlu, Erdine, Kırklareli, Çanakkale, İzmir, Aydın ve Muğla çevrelerinin hafif sağanak yağışlı, diğer yerlerin az bulutlu ve açık geçeceği, gece ve sabah saatlerinde iç ve doğu bölgelerde buzlanma ve don olayı ile birlikte yer yer sis görüleceği tahmin ediliyor. Hava sıcaklığında ülke genelinde önemli bir değişiklik beklenmiyor. 13 ARALIK 2011 SALI TARİHTE BUGÜN MÜMTAZ ARIKAN 13 Aralık GÜNCEL CÜNEYT ARCAYÜREK ? Baştarafı 1. Sayfada Parlamentodaki olayları izleyenlerin kimilerine göre, Meclis’te söz ağızdan ayağa düştü. Büyük yanılgı... Oysa olaylar ileri demokrasiye geçişte milletin vekillerinin halkla bütünleştiğini kanıtlıyor. Gerçek ortada. Sokaktan kimi sözleri, hareketleri milletin Meclis’ine taşıyan milletin kimi milletvekilleri, milletle bütünleşmiş, demokrasiyi ileriye taşımış olmuyor mu? Örneğin Kamer Genç, bir gün elinde fener kürsüye çıktı. Halk adına, halk için! ??? Bulunmaz nadide bir çiçek gibi namus kavramı... Harama cüzdanını açmayan siyasetçi aramak ayıp oluyor! Namuslu olmak her insanın görevi diyen söylem de artık rivayet! Namus kavramına hemen her alanda çok ender rastlandığı için bulunmaz bir erdemmiş gibi kimi kişilere iltifat olsun, övgü olsun, kişi yücelsin diye bir armağan, bir madalya gibi sunuluyor... Örneğin Bülent Ecevit’in siyasette başarıları ile başarısızlıkları üzerinde uzlaşamayanlar; söz kişiliğinin özgün yanına gelince, aaa elbette namuslu adamdı yargısında ittifak ederler. Tabii, namus kavramı basite indirgenince Kamer Genç’in elinde fener Meclis’te kürsüde soysuzluklar, yolsuzluklar araması da yadırgandı. ??? Milletin Meclis’inde demokrasi kültürü ileri olanların yarattığı olayların ardı arkası kesilmiyor. İleri demokrasi çağına girdiğimiz için olacak, kimi örneklerin arkası gelecek gibi görünüyor. Genel kurul görüşmelerini yönetsin diye Meclis Başkanvekilliği’ne AKP’nin layık gördüğü Mehmet Sağlam, bir muhalefet milletvekiline başkanlık kürsüsünden veciz bir üslupla has…..tir diye bağırdı da ne oldu? Söylemedim, ha bak dedim diye kaytarmaya çalıştı. Özür dilemesiyle yetinildi. Ne partisinde ne de partilerde Meclis Başkanvekilliği’ne layık değilsin, istifa et diyene rastlandı. Hastir bir güzel sindirildi. ??? Halkçı olmak, halktan biri olmak için kürsüde beş altı katlı adalet sarayları yaptık diyen iktidar sözcüsüne, oturduğu yerden çüşşşş diye tepki gösteren muhalefet milletvekili de ileri demokrasi anlayışımızın gereğini yerine getirmedi mi? Ha, ileri demokrasimizin bir başka kanıtı da, Meclis kürsüsünün kahramanlığa soyunmaya elverişli olması. Tipik örneği, Barış ve Demokrasi Partisi’nden Hasip Kaplan!.. Bardak kırdı kürsüde. Siyasal ve toplumsal edebe aykırı, ama bu da ileri demokrasimizin özürle geçiştirdiği bir hareket. Kahramanlığına kanıtı mı? Hasip Bey, gitti seçim bölgesine, bardak kırarak kimseye baş eğmeyeceğini dünya âleme gösterdiğini söyledi. Kamer Genç’in açtığı yoldan yürüyen başkaları da var. Bir Burdur milletvekili, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı bütçesi görüşülürken kürsünün önüne küçük koyun, inek ve keçi maketleri koyarak konuşmaya başladı... Hâlâ vekillerin halkla bütünleşmediğini, ileri demokrasiye nasıl, ne zaman geçeceğimizi mi araştırıyorsunuz? İbrahim Akın Ümit Karan GÜNDEM ? Baştarafı 1. Sayfada MUSTAFA BALBAY Adalı, Havutçu ve Akın’ın da aralarında bulunduğu isimler serbest Şike davasında 8 tahliye Spor Servisi Özel yetkili İstanbul 16. Ağır Ceza Mahkemesi, futbolda şike iddialarına ilişkin davada, iddianamenin kabulünün ardından Beşiktaş Asbaşkanı Serdal Adalı, teknik direktör Tayfur Havutçu, protokol müdürü Ahmet Ateş, İBB’li futbolcular İbrahim Akın, İskender Alın, Eskişehir Eski Sportif Direktörü Ümit Karan, Sivasspor kalecisi Korcan Çelikay ve eski Diyarbakır Başkanı Abdurrahman Yakut’un tahliyesine karar verdi. Mahkeme 31 tutuklu sanıktan 8 kişinin tahliyesine ilişkin kararında, 6250 sayılı Sporda Şiddet ve Düzensizliğin Önlenmesine Dair Kanunda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun’un da göz önüne alındığını bildirdi. İstanbul 16. Ağır Ceza Mahkemesi, tahliye edilen 8 kişinin üzerine atılı suçun vasıf ve mahiyetini, mevcut delil durumunu da göz önüne alarak tahliyelerine hükmetti. Yine delillerin karartılamayacağı gerçeği de tahliyelerde rol oynadı. Beşiktaş camiası ‘tahliyeleri’ şampiyonluk coşkusuyla kutladı, BJK TV gecenin geç saatlerine kadar özel program yaparak tutukluluk sürecinin uzamasını eleştirdi. 28 SANIĞIN SEYİR YASAĞI KALKTI İ Yıldırım’a ret Mahkeme heyeti, aralarında F.Bahçe Başkanı Aziz Yıldırım, Şekip Mosturoğlu, Olgun Peker, Mecnun Otyakmaz ve Bülent Uygun’un da bulunduğu 23 sanığın üzerlerine atılı suçun yasal yaptırımı olan sevk maddelerinin alt ve üst sınırları, atılı suçun niteliği, delilleri karartma ihtimalinin bulunması ve bu nedenle koruma tedbirlerinin de uygulanması yeterli olmayacağından tutukluluk hallerinin devamına hükmetti. Mahkeme, yasadaki değişiklikle birlikte sanıkların stanbul 16. Ağır Ceza Mahkemesi, İbrahim Akın, İskender Alın, Tayfur Havutçu, Ümit Karan, Korcan Çelikay, Emenike, Vederson, Serdar Kulbilge, Sezer Öztürk, Sercan Yıldırım’ın da aralarında bulunduğu 28 sanığın ilgili seyirden yasaklanma koruma tedbirinin kaldırılmasına hükmetti. Havutçu statlara giriş yasağının kalkmasıyla birlikte Beşiktaş’taki teknik direktörlük görevine geri dönebilecek. Ancak genç çalıştırıcı hakkında yurtdışına çıkış yasağı olduğu öğrenildi. Beşiktaş Basın Sözcüsü Mete Düren “Carvalhal ile görüştük. Tayfur Havutçu görevine devam edecek. Carvalhal, A2 takımından ve altyapıdan sorumlu olacak” diye konuştu. Mahkeme heyeti aralarında Aziz Yıldırım, Şekip Mosturoğlu, Sadri Şener, Olgun Peker, Nevzat Şakar, Göksel Gümüşdağ ve Serdal Adalı’nın bulunduğu 40 kişi hakkında seyirden yasaklanma koruma tedbirinin devamına karar verdi. Mahkeme yurtdışında oynayan Emenike’nin adres bilgileri geldiğinde, bulunduğu ülkede ifadesinin alınmasına karar verdi. dayısı Süleyman Seba’nın, yeğeninin tahliyesini telefonda duyar duymaz, “Allah’ıma çok şükürler olsun” dediği ve sevinçten gözyaşlarını tutamadığı belirtildi. Bugün Havutçu’yu evinde ziyaret edeceği öğrenilen Seba “Beşiktaş’ın suçsuzluğunu kanıtlayacağız” dedi. Beşiktaş Başkanı Yıldırım Demirören de tahliyeler üzerine “Onlar içeride biz dışarıda acıyı çektik, sevincimiz sonsuz. Camiamıza Allah hiçbir zaman böyle bir durum yaşatmasın. Tayfur ve Adalı kısa bir tatil yapıp görevlerinin başına geçecek” şeklinde konuştu. Yıldırım Demirören’in cep telefonu profil fotoğrafına AdalıHavutçuAteş’in görüntülerinin bulunduğu kareyi yerleştirdiği ve rehberindeki tüm Beşiktaşlılar’dan da benzeri bir destek istediği öğrenildi. Toraman: Emindik Beşiktaş kaptanı İbrahim Toraman ise “Çok mutluyuz. Biz zaten kendilerinden emindik. Bu bize ekstra bir motivasyon olacaktır” diye konuştu. Metris Tutukevi personelinin kaldığı lojmanlara asılan dev boyutlardaki Beşiktaş bayrağı dikkat çekerken tahliye kararı sonrası tutuklular arasında duygusal bir vedalaşma yaşandığı öğrenildi. Serdal Adalı’nın, F.Bahçe Başkanı Aziz Yıldırım’a, “Darısı sizin başınıza” dediği de avukatlardan öğrenildi. UEFA, TFF’nin bir takımın ligden küme düşürülüp düşürülmeyeceği ile ilgili alacağı kararın, kendilerini ilgilendirmediğini belirtti. Bu arada UEFA yetkilisi, “UEFA’yı ilgilendiren konuların başında, UEFA’nın tertip ettiği müsabakalar vardır. Örneğin, Avrupa kupalarında yapılan şike kokan maçlar ya da oyuncuların dopingli çıkması. Bizi bunlar ilgilendiriyor. Küme düşürülüp düşürülmeyeceği de Federasyon’un kararıdır” dedi. Duruşma Silivri’de Mahkeme, duruşmaların Silivri Cezaevi yanında bulunan duruşma salonunda 14 Şubat 09.30’da yapılmasına hükmetti. yandaşı Havutçu ve Adalı lehine tezahürat yaparak meşaleler yaktı. Beşiktaş 2. Başkanı Metin Keçeli, Basın sözcüsü Mete Düren, avukat Ahmet Akpınar, birçok Siyah Beyazlı yönetici, Rüştü, İbrahim Toraman Metris Cezaevi’nde Adalı, Havutçu ve Ateş’i karşılayanlar arasında yer aldı. Neslihan Havutçu da Metris’e gelerek eşi Tayfur Havutçu’yu karşıladı. Gözyaşlarına hâkim olamayan Neslihan Havutçu duygusal anlar yaşadı. Tayfur Havutçu da aracının üzerindeki bölümden taraftarları selamladı. Beşiktaş’ın Onursal Başkanı ve Havutçu’nun savunmalarının kendi bölgelerinde mahkemelerde alınabileceğini ifade ederek aralarında Nevzat Şakar, Gökçek Vederson, Mehmet Yıldız, Serdar Kulbilge’nin de olduğu 33 kişinin yaşadıkları bölgede ifade vermesine karar verdi. Metris SiyahBeyaz Beşiktaş Teknik Direktörü Tayfur Havutçu ve Asbaşkan Serdal Adalı’nın tahliye kararının ardından Siyah Beyazlı taraftarlar Metris Cezaevi’nde toplanarak sevinç gösterilerinde bulundu. Binlerce Beşiktaş Ortaya Karışık “Yakında görürler, paraları bir bitsin!” Bu bence, “kedi erişemediği ciğere mundar dermiş” ona benziyor. Ayrıca iktidar kadrolarının ve medyanın şişirmesiyle cari açığı ve milli gelirdeki paylaşım eşitsizliğini hiç hesaba katmadan, büyüme hızımızla fazla övünür olmuşuz. Oysa tevazu iyi bir şeydir. Kendimizi dev aynasında görmek için ortada hiçbir neden yok. Sarı sendikaların cirit attığı, işçi haklarında, şiddetle gerilere düştüğümüzü görmemek mümkün mü? Öte yandan ülkemizin büyük çoğunluğunda kendimize kondurmadığımız “üçüncü dünya” ülkeleri koşulları fazlasıyla mevcut. Neyse ki Van depremi, yüzümüze bir tokat gibi geldi de durumumuzu açık saçık görebildik. Tabii, insan hakları, kadın hakları, çocuk hakları ihlallerinden söz etmek de mümkün, ama zaten bunu her Allah’ın günü yapıyoruz, yoksulluk sırada bekliyor ve biz, en küçük bir hak kaybında sokaklara dökülen Avrupa için, “aman aman yakında ağızlarının payını alırlar” diyebiliyoruz. Avrupa yaşlı bir kıtadır, ama dünyayı değiştiren, ileri götüren tüm devrimlerin de yatağıdır, rahmidir. Bu nedenle bize bir şaka gibi gelen haftanın her günü dışarıda yemek yiyemeyeceğini, emekliliğini ılık sularda geçiremeyeceğini düşünen binlerce insan sokaklara dökülebiliyor ve gençler gelecekte anne babalarının hayatlarından daha az sefalı bir hayat sürdüreceklerine dair en küçük bir duygu hissettiklerinde okul, disiplin vız gelip en şiddetli eylemlere başvurabiliyorlar. Çünkü genetik kodlarında devrim, iç savaşlar ve iki dünya savaşı var. Belleklerinde atalarının yaptığı direnişler var. Ve elbette kaybedecekleri pek çok hak var. Biz de övünüp duruyoruz ve sokağa çıkan yok. Oysa ne emeklilerin paralarında bir düzenleme oldu, ne işçi haklarında.. ve enflasyon alıp başını gidiyor. Ekonomiden sorumlu Bakan Babacan’ın dışa övünürken içeride “tedbirli olalım” sözleri boşuna değil. Yarabbi şükür biz hep krizdeyiz. ? Baştarafı Arka Sayfada KCK DAVASINDA YİNE KÜRTÇE SAVUNMA TARTIŞMASI gelmiş. 90 kuruş olan normal posta ücreti 1 liraya çıkmış. Böylece mektubun da sağına bir sıfır eklemiş olduk. İlk tutukluluk günlerinde pul bedeli 60 kuruştu. Çok geçmedi 65 kuruşa çıktı. 2010 başlarında 70 kuruş oldu. 5 kuruşluk artışlar zamanla yerini 10 kuruşa bıraktı. Önce 80, sonra 90 kuruş. 2011 başından beri 90 kuruştu. Kabaca bir hesapla Silivri’nin üç yıllık enflasyonu yüzde 40’ı bulmuş. ??? Enflasyonu cezaevi yönetimi de kabul etti. Haftalık 200 lira olan harcama sınırı 1 Aralık’tan itibaren 300 liraya çıktı. Mapuslar arasında harcama dengesizliği olmaması için böyle bir sınırlama getirilmiş. Dışarıda milyoner de olsanız hapiste haftalık kantin hakkınız 300 lira. Parayı biz görmüyoruz. Ailemiz cezaevi yönetimine bizim adımıza yatırıyor. Herkesin bir hesap numarası var. Kantin fişinin üzerine ad soyadı yanında hesap numarasını da yazıyoruz. Hesaba para yattığı günün gecesi görevliler makbuzu koğuşa getiriyor. Makbuzu alırken görevliye takılıyorum: “Vay, eşim maaşımızı yatırmış. Bakalım ne kadar olmuş...” Özellikle tek kişi bırakıldıktan sonra bütçe hesabını daha dikkatli yapmak gerekti. En büyük harcama kalemi gazete. Haftada ortalama 80 lira gidiyor. Kalan 120 lirayı pul, temizlik malzemesi, kantin ve sebzemeyve arasında iyi dengelemek gerekiyor. Bazen araya “kantin sayımı” girer de, “Önümüzdeki hafta kantin yoktur. Bu haftaki fişlerinizi ona göre doldurun” anonsu yapılırsa, iş biraz daha zorlaşıyor. Bu tür sürprizlere hazırlıklı olup, özellikle dayanıklı ürünlerden stok yapmak, iyi bir çözüm. En sağlam stoku telefon kartında yapmak gerekiyor. Telefon kartının fiyatı artmamış gibi yapıp zamladılar. Haftada 10 dakikalık telefon görüşmesi yaptığımız kartla önceleri 4 kez konuşabiliyorduk. 4 liralık fiyat artmadı ama, görüşme sayısı 3’e indi! Kantinde satılan bütün ürünlerin listesi 6 punto haflerle bir dosya kâğıdında yazılı. Her koğuşa bir liste dağıtılıyor. Liste yenilendiğinde anlıyoruz ki kimi ürünlerin fiyatı zamlanmış. Listede rekor bisküvi çeşitlerinin, onu sigara yelpazesi izliyor. Sırada çerez var. Sonra plastik mutfak eşyaları ve çay çeşitleri. Bunların tümünü bir şekilde yedekleyebiliyoruz ama, sebzemeyvede bunu yapmak mümkün değil. Gazete bedelinden arta kalan parayı harcarken önceliği sebzemeyveye vermek gerekiyor. ??? Harcama sınırının 300 liraya çıktığı duyurusundan sonra sabah gazeteleri getiren görevliye, her sabahki “Vay, beden gıdamızı (ekmek) az önce getirdiler, şimdi de beyin gıdası haa” sözlerinden sonra takıldım: “Artık hem gazete hem marul...” Gazeteleri kesemeyeceğimize göre fiyatlar biraz artınca sebzemeyveden kısıyorduk. Kantin listesi genellikle fiyatlar nedeniyle yenileniyor ama, sebzemeyve listesinin daha başka anlamı var. Mevsimler... Silivri’de mevsimlere onlarla dokunabiliyoruz. Geçenlerde 26 Ekim tarihli yeni liste geldiğinde, “Demek ki bir mevsime daha girdik” dedim. Listeye baktım, üzüm ve kavun çıkmış, yerine portakal, mandalina, ayva girmiş. Hele mandalinalar, yarı yeşil, yarı sarı, taptaze. 3 mandalina da dalında gelmiş, aralarında bir o kadar yaprak. Yemeye kıyamadım, bir ipe geçirip astım. Güzel bir seyirlik oldu. Şöyle bir saydım, Silivri’de 11. mevsim dolmuş. Bütün mesele geçen mevsimlerin altında çürümek değil, gelen mevsimin taptaze meyvesi gibi kendini yenileyebilmek. ‘Başkan, Öcalan’a 7 milyon lira verdi’ DİYARBAKIR (Cumhuriyet Bürosu) Terör örgütünün kent yapılanması olduğu ileri sürülen KCK Türkiye Meclisi Ana Davası, uzun bir aradan sonra tüm sanıkların katılımıyla dün Diyarbakır’da görülmeye başlandı. Duruşmada “X” ve “Mercek” kodu verilen iki gizli tanığın ifadeleri okundu. Gizli tanık “X” 2002 yılında dönemin Diyarbakır Belediye Başkanı Feridun Çelik’in Abdullah Öcalan’ın kardeşi Osman Öcalan’a 7 milyon lira para aktardığını savunarak “BDP’li belediyeler tarafından yapılan ihaleler KCK’nin talimatı ile kurulan şirketlere verilir. Vergilendirme adı altında işadamlarından para toplanır” denildi. Daha sonra söz verilen iki sanığın Kürtçe olarak suçlamaları kabul etmediklerini söylemeleri üzerine mikrofonlar kapatıldı. Sanıkların mikrofonunun neden kapatıldığının zabıtlara geçilmesini isteyen avukat Fırat Epözdemir’in talebi üzerine, Mahkeme Başkanı Menderes Yılmaz, “Kürtçe konuştukları için mikrofonu kapatıyoruz. Bunu tutanaklara geçeceğiz” dedi. Duruşma ile ilgili son sözleri sorulan avukatlardan Diyarbakır Barosu Başkanı Mehmet Emin Aktar da Kürtçe yazıldığı için, müvekkillerinin dilekçelerine bakmadan iade edildiğini savundu. Duruşmayı izleyen BDP Genel Başkanı Selahattin Demirtaş mahkemeden tahliye beklediklerini, bunun “çözüm umutlarını” da güçlendireceğini söyledi. Davanın siyasi bir dava olduğunu, bunun yargılananlar tarafından da yargılayanlar tarafından da bilindiğini söyleyen Demirtaş, ona göre yargıçların da bunu gözeterek karar vermesini istedi. CHP’Lİ İLÇE BAŞKANI SAĞIR: Yücel’in mezarına saldıranlar bulundu MEHMET EMİN BERBER Askerden yakalanan teröriste yardım eli Yurt Haberleri Servisi Bingöl’ün Karlıova ilçesi kırsalında 4 gün önce yapılan operasyonda 7 terörist teslim olurken, örgütün bölge sorumlusu olduğu bildirilen bir terörist de öldürüldü. Ölen teröristin 1995 yılında Hakkâri’de 10 askerin şehit olduğu saldırıya katıldığı belirlendi. Operasyona ilişkin fotoğraflar da basın mensuplarına dağıtıldı. Fotoğrafların birinde bir askerin 15 yaşında olduğu bildirilen bir teröriste kendi parkasını verdiği görülüyor. DATÇA Türk edebiyatının usta şairi Can Yücel’in anıt mezarına ağustos ayı ortalarında saldıranların kimlikleri belirlendi, ancak delil yetersizliği nedeniyle resmi bir açıklama yapılamıyor. CHP İlçe Başkanı Gökhan Sağır, Can Baba’nın anıt mezarını parçalayanların yakalandıklarını, ancak bugüne değin mahkeme sürecinin başlatılmamış olmasına bir anlam veremediğini söyledi. Edinilen bilgiye göre olay gününden itibaren takibini sürdüren Datça Emniyet Amirliği’ne bağlı polisler, şüpheli gördükleri kişileri izlemeye aldı ve anıt mezarı parçalayan faillere ulaştı. Eylül ayı sonunda faillere ulaşıldığını öne süren CHP İlçe Başkanı Gökhan Sağır, “Polis kendi yöntemlerini kullanarak Can Yücel’in anıt mezarını parçalayanların Teyfür ve Seçkin K. kardeşler olduğunu saptadı” dedi. C MY B C MY B
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear