23 Aralık 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
SAYFA CUMHURİYET 12 İstanbul Y Edirne B Kocaeli Y Çanakkale B İzmir PB Manisa PB Denizli PB Zonguldak Y Sinop Y Samsun Y Trabzon Y Giresun Y Ankara Y 12 10 11 11 15 12 11 8 8 8 9 10 7 Eskişehir Konya Sıvas Antalya Adana Mersin Diyarbakır Şanlıurfa Mardin Siirt Hakkâri Van Kars B K K PB Y B Y Y Y Y Y B K 7 5 5 16 17 18 13 14 12 12 12 4 1 HABERLERİN DEVAMI Oslo PB Helsinki PB Stockholm PB Londra PB AmsterdamPB Brüksel PB Paris PB Bonn PB Münih PB Berlin PB BudapeştePB Madrid B Viyana B 3 8 4 13 9 13 14 13 7 8 9 16 6 Belgrad B 10 Sofya B 9 Roma B 17 Atina B 16 Zürih B 10 Moskova B 3 Aşkabat B 16 Taşkent Y 11 Baku PB 9 Bişkek Y 5 Tiflis Y 12 Kahire PB 21 Şam B 17 Ülke geneli parçalı çok bulutlu, Marmara’nın doğusu, Karadeniz, İç Anadolu, Doğu Akdeniz, Güneydoğu Anadolu, Doğu Anadolu’nun güney ve batısı ile Erzurum, Kars ve Ardahan çevrelerinin yağışlı geçeceği, yağışların genellikle yağmur, Karadeniz’in iç kesimleriyle İç ve Doğu Anadolu bölgelerimizde karla karışık yağmur ve kar şeklinde olacağı tahmin ediliyor. 16 KASIM 2011 ÇARŞAMBA TARİHTE BUGÜN MÜMTAZ ARIKAN 16 Kasım GÜNCEL CÜNEYT ARCAYÜREK ? Baştarafı 1. Sayfada insanlarımız psikolojik olarak sıfırlandı, hem de şehirdeki yıkılan binalar açısından çok ciddi. Şu anda kente girseniz hayalet şehir. Hiç kullanılacak bina yok neredeyse.” (Van Valisi Münir Karaoğlu). Hükümet konuşuyor: “Van’a her türlü yardım yapıldı. 71 bin 395 çadır dağıtıldı. Kalıcı binalar 2012 yılının ağustos ayında tamamlanacak. Aç, açıkta insan bırakmadık, bırakmayacağız. Bize güvenin ve Van’dan göç etmeyin. (Başbakan, Van’ı mesken edinen bakanlar) Durum. Ekranlara yansıyan rakama göre, Van’dan 300 bine yakın insan batı illerine; İzmir’e, Denizli’ye, İstanbul’a, Bodrum’a, Aydın’a göç etti. Otobüs şirketleri yetkilileri günde 115 otobüsün istekleri karşılayamadığını söylüyor.. Uçak ek seferleri yetersiz... İnsanlar hâlâ çadır alamadığından, kimilerinin çadır satışları yaptığından, çağrılarına karşın konutları denetleyecek ilgililerin gelmediğinden yakınıyor. Sıfırın altına düşen hava koşullarında çadırlarda yaşam giderek zorlaşıyor. Çocuk hastalıkları, salgın tehlikesi giderek artıyor. 23 Ekim’deki 7.6’lık depremdeki kamuoyundaki duyarlılık düştü. Van Valisi bu gerçeğin altını çizerken “İlgi ve merhamet daha üst düzeyde olmalı. Özellikle paketlenmiş gıda ve giyeceğe ihtiyacımız var. Acil takviye lazım” diyor. ??? Devlet acil yardım çağrıları yaparken: Deprem bölgesine binlerce çadır gönderildiğini, Van ve ilçelerinde aç ve açıkta kimsenin kalmadığını sürekli yineleyerek övünen hükümet şu soruyu hâlâ yanıtlamış değil: “Gerçek Başbakan’ın, bakanların söylediği gibiyse, göç neden devam ediyor? Van neden hayalet kente dönüştü? Devleti temsil eden vali neden acil takviyeye, paketlenmiş gıda ve giyeceğe gereksinildiğini açıklıyor?” Sonuç: İlk kez: Devlet: Şu kadar gün geçmesine karşın, hâlâ aç ve açıkta kalanları, hayalet bir kentteki trajik manzaraları açıklayarak; örneğin 23 Ekim’den bu yana Van’a akan yiyecek, giyecek yardımlarının dağıtımını, hatta depolanmasını bile organize etmekten aciz hükümetin başarı öykülerini yalanlıyor. Hükümet: Depremde zarar gören ailelerin vergi borçlarının erteleneceğini, depremde hayatını kaybedenlerle malul kalanların ailelerine ayrıca maaş bağlanacağını, Van ve Erciş depremzedelerinin tedavi hizmetlerinden katkı payı alınmayacağını, bitmiş ve bitmeye yakın TOKİ konutlarına depremden zarar gören ailelerin yerleştirileceğini açıklıyor. (14 Kasım 2011Hükümet sözcüsü Bülent Arınç). Özet: Gerçekler ortaya çıkınca 23 Ekim’den beri Van’da “ufak tefek aksaklıklar dışında” durumu parlak gösteren hükümetin maskesini devlet (vali) düşürüyor. Van’da insanlar can derdinde, yaşam derdinde. Hükümete göre ise sanki Van’da her şey güllük gülistanlık. Geriye sadece leğenin örtüsü kalmış gibi uygulanırsa nasıl sonuç alınacağı kuşkulu önlemler açıklıyor. “Koyun can, kasap et derdinde” özdeyişini kanıtlamak istercesine… MİT görevlisi Kâşif Kozinoğlu’nun Silivri Cezaevi’ndeki ölümü, Türkiye’de yargı sisteminin işleyişine ilişkin yaşanmakta olan tartışmayı sınırlarımızın ötesine taşıyacak nitelikte. AB Uyum Komisyonu Başkan Yardımcısı CHP’li Umut Oran da aynı görüşte: “Devletin istihbarat servisinin bir görevlisi, hakkındaki tutuklama kararı üzerine kendisi yurtdışından gelip teslim oluyor. Mahkeme önüne aylarca çıkarılmıyor. Aylarca tutuklu kaldıktan sonra duruşmaya günler kala cezaevinde ölüyor. Avrupa’da herhangi bir ülkede olsa sırf bu yüzden bakan istifa etmek zorunda kalır. Türkiye’de olduğunda da Avrupalıların dikkatinden kaçmaz.” Oran, Türkiye AB Karma Parlamento Komisyonu üyesi olarak hem Meclis’in hem de partisinin AB ile ilişkilerinde görev üstleniyor. CHP’nin Sosyalist Enternasyonal ve Avrupa Sosyalistleri içinde daha aktif rol üstlenmesinde de önemli payı var. Geçen hafta Avrupa Parlamentosu Dış İlişkiler Komisyonu heyetinin CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu ile görüşmesinde de yer aldı. Heyetin başkanı Avrupa Parlamentosu Türkiye Raportörü Ria OomenRuijten’in CHP’ye “Neden tutuklu isimleri milletvekili adayı yapıyorsunuz?” sorusu basında geniş yer almıştı. Kendisine verilen yanıtı ise Oran’dan öğrendim. ‘Avrupa’da Olsa, Bu Ölüm Bakan Düşürür’ 8 milletvekilinin hüküm giymediğinin altını çizerek, adaylık süreçlerini detaylı olarak anlatmış AP heyetine. Kendilerine sicillerinin temiz olduğunu gösteren belgenin adliyeler tarafından verildiğini, YSK’nin adaylık sürecinde durumlarını inceleyerek isimlerini Resmi Gazete’de yayımladığını, seçim sonrasında da mazbatalarını verdiğini tek tek anlatmış. “İzahattan tatmin oldular mı” sorumuza Oran’ın yanıtı ilginç bir gelişmeyi de öğrenmemizi sağladı: “Genel başkanımızdan önce ben de her buluşmamda Avrupalı meslektaşlarıma bu konuyu anlattım. Türkiye’deki uzun tutukluluğu hükümlü gibi algılıyorlar ve dolayısıyla zorlanıyorlar anlamakta. Ben de artık çareyi, bu teknik süreci resimlerle anlatmakta buldum. Arkadaşlarımızın adaylık sürecini anlatan ‘infografik’ denen kitapçıklar hazırlatıyorum. Adaylık başvurusunda alınan adli sicil belgesinden, seçim sonrası mazbata teslimine kadarki süreci karikatürize ederek İngilizce bastıracağız ki daha rahat anlasınlar.” P: Yargıda reform şart Görüşmede başta OomenRuijten olmak üzere Avrupalı parlamenterlerin “demokrasilerde yargının bağımsız olması ve bir bakanın denetimi altında olmaması gerektiği oysa ki Türkiye’de hukuk alanında büyük zaaflar yaşandığı ve bazı ciddi reformların elzem olduğu; gazetecilerin tutuklanmasına bir türlü anlam veremedikleri” şeklindeki görüşlerini duymaktan CHP heyeti memnun olmuş. Ancak Kılıçdaroğlu, Avrupalı parlamenterlerin yüzüne, “şimdi eleştirdikleri bu hukuk düzeninin, kendilerinin açık destek verdiği 12 Eylül 2010 referandumuyla ortaya çıktığını” vurmayı da ihmal etmemiş görüşmede. A yöntemiyle üye seçimi” olduğunu belirten Oran, ikinci bir dokümanı da bunun için hazırlatıyor: 12 Eylül referandumunda “Evet” kampanyası yürüten Demokrat Yargı Derneği Eşbaşkanı Orhan Gazi Ertekin’in referandum sonrası yenilenen HSYK seçimleri öncesi ve sonrasında yaşananların perde arkasını anlattığı “Yargının ‘Eşekli Demokrasi’ ile İmtihanı” isimli kitabı İngilizceye çevirme kararı almışlar. Kısa süre içinde bu çeviriyi, tüm AB kurumlarına ve Avrupalı parlamenterlere dağıtacaklar. AKP ve CHP’li vekiller birbirinin üzerine yürüdü rtık Balyoz’a bile şüpheyle bakıyorlar’ Oran son dönem temaslarında AB yetkilileri ve Avrupalı parlamenterlerde gözlediği önemli bir değişikliği de paylaştı bizimle: “AB heyetleri, gazeteciler Ahmet Şık ve Nedim Şener nedeniyle sadece odatv dosyasına ilgi gösteriyorlar, Ergenekon ve Balyoz davalarına ilişkin hukuksuzluk ve soru işaretlerini ise ‘darbe iddialarıyla ilgili soruşturmalar’ gerekçesiyle görmezden gelmeyi tercih ediyorlardı. Ama kendilerine her üç davanın da ortak yönünün insan hakları ve özgürlük ihlalleri olduğunu anlatmak için büyük çaba harcıyoruz. AİHM kararlarını, ‘Vardiya Bizde’ platformunun açıklamalarını, onlara anlatıyoruz. Artık sadece askerlerin yargılandığı Balyoz davasına bile kuşku ile bakmaya başlamışlar. Nitekim kasım sonunda AP’nin her kanadından temsilciler gelerek duruşmalara katılacaklar.” ‘A Meclis’te ‘Genç’ tartışması ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) AKP’li İdare Amiri Salim Uslu’nun geçtiğimiz hafta CHP Tunceli Milletvekili Kamer Genç’i kürsüden itmesi dün de genel kurulu karıştırdı. Sert tartışmalar yaşanırken CHP’lilerle AKP’liler birbirinin üzerine yürüdü. CHP Grup Başkanvekili Muharrem İnce, genel kurulda grup önerileri üzerinde söz aldığında “Bir zorbalık oldu geçtiğimiz günlerde. Eşkıyalığı Meclis’e taşıdınız... Başbakan’ın 1400 koruması var, alsın Uslu’yu yanına koruma işini toptan halletsin diyorum” dedi. TBMM Başkanlığı’nın 10 Kasım’la ilgili düz bir kâğıt ve Halife Abdülmecit’le ilgili yaldızlı anma davetiyelerini kürsüden gösteren İnce, “Yazıklar olsun. Herkes haddini bilsin. TBMM’de hiç kimse padişahlık özentisi yapamaz” diyerek TBMM Başkanı Cemil Çiçek’e yüklendi. AKP Grup Başkanvekili Mustafa Elitaş, “CHP’yi temsil etme görevi Kamer Genç’e kaldıysa, Atatürk’ün kurduğu CHP’nin vay haline. Atatürk bu resmi görmüş olsaydı hepinizi falakaya yatırırdı” deyince gerilim yükseldi. Sataşma gerekçesiyle söz alan İnce, “Atatürk bizi görseydi direnişimiz için bizi kutlardı. Sizler de dünyanın en iyi 100 metre koşucusu olurdunuz” açıklamasını yaptı. CHP’li İdare Amiri Adnan Keskin, “Bu yaklaşımınız sakatatçı dükkânında parfüm satmaya benziyor. Amigoluğun kalktığını sanıyordum, yanılmışım” diye AKP’lilere çatarken AKP Milletvekili Nihat Zeybekçi, Keskin’in üzerine yürümek isteyince tansiyon yükseldi. AKP’li Muhyettin Aksak, Keskin’e “Otur lan” diye bağırdı. Bazı vekiller “Dışarı gel” diye birbirlerine meydan okudu. Gerginlik üzerine oturuma ara verildi. şekli Demokrasi’ AB’ye giriyor CHP’yi ziyaret eden AB heyetlerinin anlamakta zorlandığı ikinci konunun “HSYK’nin yeni yapısı ve blok oy ‘E karikatürle anlatacak Kılıçdaroğlu, 2’si CHP’li olan Tutuklu vekilleri Sağlar, 1988’deki suikast girişimiyle ilgili Özal’a ‘kontrgerilla’ iddialarını sorduğunu ve şu yanıtı aldığını söyledi ‘Sen gençsin bu işlere karışma’ yonda yer alan Bülent Şemiler’in kendisine vermiş olduğu bilgileri aktardığını söyledi. Eşi Semra Özal ve oğlu Ahmet Özal’ın babalarının ölümüyle ilgili kuşku sahibilerse bu işin çok ciddiye alınması gerektiğini ifade ettiğini anlatan Sağlar, “Suikast girişiminden sonra Özal’la görüştüm. Bu sırada oğlu Ahmet Özal, ‘bunun tek başına yapılan bir iş olmadığı, organize bir suç ekibinin yaptığı’ düşüncesini çok sıcağı sıcağına söylemişti. O sırada Özal’ın eline dikiş atılıyordu” diye konuştu. Çok fazla bilgiye sahip olan Özal’a cumhurbaşkanı olduğu dönemde konuyu sorduğunu belirten Sağlar, Özal’ın “konuyu çok araştırdığını” söylediğini aktardı. Sağlar, bunun üzerine komisyonun yaptığı çalışmalar sonrasında ortaya çıkan bilgilerin Kartal Demirağ’ın “Dazkırı’daki kontrgerilla karargâhına” kadar ulaşmasını, sonrasında rütbeli insanların ve belli kişilerin araştırmayı yapanları adeta tehdit etmesini ve araştırmanın durdurulmasını sorduğunda Özal’ın “Sen gençsin bu işlere karışma” dediğini açıkladı. ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Eski Kültür Bakanı ve Susurluk Komisyonu üyesi Fikri Sağlar, 8. Cumhurbaşkanı Turgut Özal’ın 17 Nisan 1993’te “şüpheli bir şekilde” ölmesiyle ilgili yürütülen soruşturmada tanık sıfatıyla ifade verdi. Soruşturmayı yürüten özel yetkili Ankara Savcısı Kemal Çetin’e iki saat bildiklerini anlatan Sağlar, Ankara Adliyesi’nden ayrılırken gazetecilerin sorularını yanıtladı. Sağlar, ifadesinde Turgut Özal’a başbakanken 1998’de düzenlenen suikastla ilgili kurulan komis ÖSYM tedbirleri emniyete takıldı MAHMUT LICALI ANKARA ÖSYM, sınav gü yla acı am sı ma venliğinin sağlan a ve adayların parmak izlerini alm maula uyg ma yap ası am retina tar e elin eng sından yasal mevzuat da un zor k me takıldığı için vazgeç Ko tçe Bü ve n Pla kaldı. TBMM tçe çamisyonu’nda ÖSYM’nin bü şkanı Ba YM lışmalarına katılan ÖS ileri bilg ilik kiş , Prof. Dr. Ali Demir z rke me in izin z gö ve k olan parma et niy tarafından alınmasının em ğı için adı olm un uyg a atın vzu me geçisöz konusu sistemi hayata i. irtt bel ini ler remeyecek ‘Prof. Özcan Meclis’i takmıyor’ ? ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) YÖK Başkanı Prof. Dr. Yusuf Ziya Özcan’ın yurtdışında olduğu gerekçesiyle TBMM Plan ve Bütçe Komisyonu’ndaki Milli Eğitim Bakanlığı, YÖK, ÖSYM ve üniversitelerin bütçe görüşmeleri çalışmalarına katılmaması tepki çekti. Özcan hiçbir komisyon toplantısına katılmadığına dikkat çeken CHP Milletvekili Aydın Ayaydın, “Ya köpek gezdiriyor ya da motosikletiyle geziyor. TBMM’yi takmıyor. Onu kınıyorum” dedi. BULDAN: MECLİS’TE İLK KEZ KADIN ŞİDDETİ OLDU Şahin hakkındaki gensoruya ret ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) TBMM Genel Kurulu’nda BDP’nin KCK operasyonları nedeniyle İçişleri Bakanı İdris Naim Şahin hakkında verdiği gensoru önergesinin gündeme alınması reddedildi. BDP Grup Başkanvekili Pervin Buldan, AKP Grup Başkanvekili Ayşenur Bahçekapılı’nın kendilerini iterek “şiddet” uyguladığını söyledi. Görüşmeler sırasında BDP Grup Başkanvekili Hasip Kaplan “Paralel devlet örgütlenmesini cemaat Başbakan ikilisi kurdu. Polise, emniyete, mülkiyeye gidin, cemaat çıkışlı. Bir tek ordu kaldı. Genelkurmay Başkanı ile başladınız” dedi. CHP Ankara Milletvekili Gökhan Günaydın, önergeye olumlu oy kullanacaklarını bildirdi. İçişleri Bakanı Şahin, KCKBDP bağlantısı ile ilgili suçlamalarda bulunurken “KCK ile mücadele bu milletin belasına karşı verilen bir mücadeledir” dedi. Şahin’in “organik bağlantı” ve “Öcalan peygamber olarak gösteriliyor, Kürtlerin bir dini olması gerekiyorsa bunun Zerdüştlük olabileceği anlatılıyor” sözleri “dinsizlik” tartışmalarına neden oldu. Vekiller birbirinin üzerine yürüdü. Bu arada BDP’li Kaplan ve Sırrı Sakık “Dinsiz, imansız sensin” diye Şahin’e bağırdı. BDP’liler “Şahin’e kınama cezası verilmesini” istedi. BDP’li Buldan da “Ayşenur Bahçekapılı, Sebahat Hanım’a ve bana fiili saldırıda bulundu, bizi iteledi. Bu Meclis’te ilk defa bir kadından şiddet gördü, özür dilesin” dedi. HRANT DİNK DAVASI İran’dan nükleer teklif ? NEWYORK (AA) Nükleer santral kurma aşamasındaki Türkiye’ye, nükleer programı nedeniyle batının hedefinde olan İran’dan bir teklif geldi. Üst düzey İranlı yetkili Muhammed Cevad Laricani, ülkesinin, tartışmalı nükleer teknolojisini komşularıyla paylaşmaya istekli olduğunu ve Türkiye’ye nükleer santral inşasında yardım edebileceğini söyledi. TİB’in yanıtı bekleniyor İstanbul Haber Servisi Agos Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Hrant Dink davasının seyrini, cinayet günü Agos önünde kameralara takılan şüpheli kişilerin tespiti için istenen telefon kayıtları değiştirecek. TİB, 63 gün içinde mahkemeye yanıt vermezse, 5 yıllık süre dolduğu için bu kayıtlar silinecek. Davaya bakan İstanbul 14. Ağır Ceza Mahkemesi, ocak ayına dek kayıtlar gönderilmezse, tedbir kararı alacak. Dink ailesi avukatları, davanın önceki günkü oturumunda, kayıtların silinmemesi için tedbir kararı talep ettiler. Mahkeme ise emniyetin baz istasyonu tespitinin TİB’e gönderilmesine ve TİB’den gelecek yanıta göre tedbir talebinin değerlendirilmesine hükmetti. Sinagog saldırılarının 8. yılı İstanbul’da 2003 yılında Neva Şalom ve Beth Israel sinagoglarına yapılan bombalı saldırılarda yaşamını yitiren 25 yurttaşımızı anmak için Şişhane’deki Barış Anıtı önünde tören düzenlendi. Aralarında Hahambaşı İsak Haleva’nın ve Beyoğlu Belediye Başkanı Ahmet Misbah Demircan’ın yanı sıra patlamada yaşamını yitirenlerin yakınlarının da bulunduğu grup, törende hazır bulundu. Aileler, saldırının meydana geldiği saat 09.20’de eylemlerine başladı. İstiklal Marşı’nın okunmasının ardından, Neva Şalom Sinagoğu’na yürüyüş düzenlendi. Yaşamını yitiren elektrikçi Murat Şahin’in işyerinin önündeki platforma, daha sonra da sinagog önündeki platforma karanfil bırakıldı. Hahambaşı Haleva, “Birlik ve beraberliğimizi bozamazlar. Terörü lanetliyoruz” dedi. Çatapat ve kolayla gelen ölüm ? AYDIN (AA) Germencik ilçesinde 4 yaşındaki Narin Ertaş, Kurban Bayramı’nın ilk günü bakkaldan ‘çatapat’ olarak bilinen oyun malzemesi aldı. Çatapatı ağzına götürdüğü öne sürülen küçük çocuk kola içtikten sonra rahatsızlandı. Hastaneye kaldırılan ve tedavisinin ardından taburcu edilen küçük Narin, ağzından kan gelmesi üzerine Dokuz Eylül Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi’ne sevk edildi. Karaciğerinde parçalanma olan küçük çocuk, dün yaşamını yitirdi. C MY B C MY B
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear