25 Kasım 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
SAYFA CUMHURİYET 19 OCAK 2011 ÇARŞAMBA kultur@cumhuriyet.com.tr 16 Bedri Rahmi’nin 100. doğum yılı KÜLTÜR ‘İnsan Dediğin Derya Misali’ Kültür Servisi Ressam, yazar ve şair Bedri Rahmi Eyüboğlu’nun 100. doğum yılı, İş Sanat’ta düzenlenen “İnsan Dediğin Derya Misali” adlı şiir dinletisiyle önceki günkutlandı. Atilla Birkiye’nin hazırladığı dinletide usta oyuncular Tilbe Saran, Metin Belgin, Bülent Emin Yarar ve Hakan Gerçek şairin en güzel şiirlerini seslendirdi. Sanatçının resimleri, hatları, vitrayları ve eskizlerinin fon oluşturduğu dinleti, Eyüboğlu’nun çok yönlü sanatçı kişiliğini yansıtan ve yaratım sürecinin en önemli tanığı olan atölyesini temsil eden bir atmosferde gerçekleştirildi. Gecede, tenor Zafer Erdaş ise bağlamasıyla Bedri Rahmi’nin “Suzan Suzi”, “Yiğidim Aslanım” gibi milyonların kalbine işleyen şiirlerini seslendirdi. ‘Ayrılık’ Oscar adayı Kültür Servisi Wall Street Journal, başrolünü Sibel Kekilli’nin oynadığı ödüllü film “Ayrılık”ın Almanya’nın Oscar’a aday filmi olduğunu yazdı. Haberde, dünyanın en önemli bağımsız film festivallerinden New York Tribeca Film Festivali’nde geçen yıl “En İyi Kadın Oyuncu” ödülünü alan Kekilli’nin başrol oynadığı ve aynı festivalde “En İyi Film” ödülünü alan Feo Aladağ’ın yönettiği film “Die Fremde/ Ayrılık”ın, bu ay sonunda ABD’de gösterime gireceği ve filmin, Almanya’nın Oscar’a aday filmi olduğu vurgulandı. Kekilli’nin ise Oscar kazanmayı hiçbir zaman hayal etmediğini, ancak ülkesine ödül götürmekten gurur duyacağını söylediği de kaydedilen haberde, Oscar’da yarışacak filmlerin listesinin bu ay sonunda açıklanacağı da duyuruldu. Ayşe Erkmen Venedik Bienali’nde Kültür Servisi Bu yıl 4 Haziran 27 Kasım tarihleri arasında gerçekleşecek “Venedik Bienali 54. Uluslararası Sanat Sergisi”nde Türkiye Pavyonu’nu Ayşe Erkmen temsil edecek. Erkmen koordinasyonu İstanbul Kültür Sanat Vakfı (IKSV) tarafından yürütülen serginin küratörü Fulya Erdemci tarafından seçildi. Fulya Erdemci ve Danae Mossman’ın küratöryel işbirliğinde gerçekleştirilecek Türkiye Pavyonu, bu yıl yine Venedik Bienali’nin ana mekânı olan Arsenale’nin Artigliere binasında yer alacak. İstikrarlı çizgisiyle, uluslararası çağdaş sanat dünyasının güçlü isimleri arasında yer alan Erkmen, Türkiye’de bu alanın öncülerinden kabul ediliyor. 2. ve 4. İstanbul Bienali, Münster Sculpture Project, Shanghai, Berlin, Kwangju, Sharjah, Christchurch Bienalleri ile Folkestone ve Echigo Tsumari Trienalleri’ne de katılan Erkmen’in eserleri yerli ve yabancı birçok müze ve uluslararası galeride sergileniyor. İstanbul ve Berlin’de yaşayan Erkmen, 2010 yılından beri Münster Kunstakademie’de ders veriyor. Venedik Bienali Türkiye Pavyonu’nun kavramsal çerçevesi ve Erkmen’in projesi nisan ayında yapılacak bir basın toplantısıyla açıklanacak. İstanbul 2010 AKB Ajansı Yönetim Kurulu Başkanı Şekib Avdagiç’in açıklamasına Fazıl Say ve menajerinden yanıt geldi ‘Siz kültür sevmiyorsunuz’ 010 Kültür Başkenti Projesi kapsamına almadığınız BİFOFazıl Say Festivali, kendi bütçe masraflarının çok büyük bir bölümünü bilet satışından geri elde etmiştir. Yani hiç masrafı olmayacaktı bu projenin size. Ama biz iyi ki girmemişiz bu işe sizinle. Tertemiz kalmışız. Aslında ‘şans’tır benim için sizin tarafınızdan reddedilmek...” CEREN ÇIPLAK Monica Belluci geliyor mu? Kültür Servisi Ferzan Özpetek’in çekimleri eylül ayında Türkiye’de başlayacak “Sonra Ağlayacağım” adlı filminde rol alacak Cem Yılmaz, geçen günlerde filmde Monica Belluci’nin de yer alacağını söylemişti. Ferzan Özpetek’in Türkiye temsilcisi Serap Engin konuya ilişkin yaptığı açıklamada, Özpetek’i Roma yakınlarındaki Sabaudia’da ziyaret ettiğini, bu görüşmeleri sırasında Monica Belluci ve Cem Yılmaz’ın da usta yönetmeni ziyaret ettiklerini ve film üzerine konuştuklarını söyledi. Henüz senaryonun tamamlanmadığını, Belluci’nin filmde oynamasının ise, Türkiye’nin eşsiz mekânlarının dünya sineması tarafından keşfedilmesine de aracılık edeceğine inandığını söyleyen Serap Engin, Ferzan Özpetek ile Cem Yılmaz’ın iyi iki dost olmalarından hareketle, her şey planladığı gibi giderse, iyi bir ekip çalışması çıkacağına inandığını da sözlerine ekledi. “2 “P eki, ya 400 milyon? Hepsinin detayını bilmek isteriz. Kime ne parası verildi? Niye verildi? Ek masraflar ne idi? Sizin bu 400 milyonun hesabını vermeniz lazım. Her kuruşunu! Verin hesabını! Hemen!” İstanbul 2010 Avrupa Kültür Başkenti Ajansı Yönetim Kurulu Başkanı Şekib Avdagiç’in, gazetemizde 17 Ocak tarihinde yayımlanan röportajda, Fazıl Say’ın konser projesi için yüksek bedelde ısrar edildiğine yönelik açıklamasına Fazıl Say ve menajeri Kadir Dursun’dan yanıt geldi. Avdagiç, 2010 Ajansı’na sunulan konser projesi için 316.756 Avro talep edildiğini, bu bedelin de Fazıl Say’ın diğer programlarında istenenin oldukça üstünde bir bedel olduğunu, üstelik bu bedelde ısrar edildiğini söylemişti. 2010 Ajansı ile bütçe görüşmelerini yapan Kadir Dursun, 5 konser için (“İstanbul Senfonisi”, “Haremde 1001 Gece” ve merkeze uzak semtlerde 3 konser) teklif edilen bütçenin 114.750 Avro artı vergiler olduğunu, ama proje için 2010 Ajansı’nın önerdiği bütçenin de 61.420 Avro artı vergiler olduğunu söyledi: “Bu bütçeye şeflerin ve solistlerin (Fazıl Say, Patricia Kopatchinskaja, Aykut Köselerli, Burcu Karadağ, Hakan Güngör, Gürer Aykal, Sacha Goetzel) ödemeleri, ulaşımları ve konaklamaları dahildir. Fazıl Say’a 5 konser için ödenecek tutar 50 bin Avro’dur. Şeflerin ve diğer solistlerin ödemeleri, ulaşımları ve konaklamaları için ödenecek tutar ise 64 bin 750 Avro’dur. Ajansın önerdiği bütçe ile Fazıl Say ücret almasa bile şeflerin ve diğer solistlerin ödemelerini, ulaşımlarını, konaklamalarını ve giderlerini karşılamak mümkün değildir. Bu nedenle firmamız projeden çekilmiştir.” Fazıl Say’ın projeden çekilmesinin nedeninin ise bütçe olmadığı, projenin uzaması ve bir türlü somut ilerleme sağlanamaması ve Fazıl Say ve diğer sanatçıların tarih ve planlamalarında sıkıntılar yaşanacağı endişesi olduğunu belirten Kadir Dursun, “Projenin sanatçı ücretleri, bilet satışından elde edilecek gelirle de karşılanıp proje gerçekleştirilebilirdi aslında” dedi. Yaşar Kemal’in şiirleri konuşulacak Kültür Servisi Yazar Yaşar Kemal’in şiirleri bugün Yapı Kredi Sermet Çifter Salonu’nda saat 18.30’da Prof. Dr. Cevat Çapan ve Metin Belgin tarafından ele alınacak. Cevat Çapan, Yaşar Kemal’in şiirlerini değerlendirirken Metin Belgin, Yaşar Kemal’in şiirlerinden bir seçki sunacak. Roman ve hikâyeden önce yazmaya şiirle başlayan Yaşar Kemal’in, geçen ekim ayında ilk şiir kitabı “Bugünlerde Bahar İndi” Yapı Kredi Yayınları’nca yayımlanmıştı. Etkinlikte ayrıca Yaşar Kemal ile bir de söyleşi yapılacak. zımı iyi okullara yollamak isterim, bana bu hayat yeter. Yazlık evim yok. Çünkü yaz tatilim yok. Yat yok, özel uçak zaten yok. Bir harcamam da yok... Hiçbir klasik müzikçi zengin değildir. İyi mi kazanıyoruz? Yılda 120 konser var, bir de beste siparişleri var; “oldukça iyi” diyelim. Bu 120 konserin 103 tanesi de yurtdışında. Yani 17 konser Türkiye’de. (Toplam konser sayısının yüzde 10’udur.) Türkiye’de hiç konser veremez hale gelsem bile, ordaki farkı emin olun “hissedemeyiz” bile... Avukatım da röportajınızı incelemekte, dava olabilir. Beni “kazıkçı imajı” ile şikâyet eder gibi basına bildirim yapma hakkınız yok. Ama benim derdim, doğru rakam, yanlış rakam değil. Emin olun ben bu rakamları Cumhuriyet gazetesinde sizin ağzınızdan öğrendim. Ben 120 konserin her birinde ne aldığımı takip etmeye çalışsam, o 120 konserin 90 tanesini çalmaya çalışmaya vaktim kalmaz. Bu işler için ücret ödediğim menajerlerim, asistanlarım ve muhasebecilerim var birçok ülkede. Şekib Bey, siz benim menajerim Kadir Dursun ile görüşmekteydiniz, yani derdiniz onunla anlaşmaya varamamış olmak, ama sürekli beni suçlamaktasınız. Beni suçlamak size artı puan mı kazandırıyor nedir? Amacınız ne? reye harcandı? Hangi sanatçıya? Hangi projeye? İnanılır gibi değil Burada “Fazıl Say çok para istedi biz de o yüzden onun projesini reddettik” diye bu muallak ve şeffaf olmayarak, bu beter durumdan siyasi açıdan bile yırtabileceğiniz bir durum yok. Sizin bu 400 milyon Avro’nun hesabını vermeniz lazım... Her kuruşunu! Verin hesabını! Hemen! 2010 Kültür Başkenti Projesi kapsamına almadığınız “BİFOFazıl Say Festivali”, kendi bütçe masraflarının çok büyük bir bölümünü bilet satışından geri elde etmiştir zaten. Yani, inanılır gibi değil. Aslında hiç masrafı olmayacaktı bu projenin size. Ama biz iyi ki girmemişiz bu işe sizinle, ne idüğü belirsiz, “şeffaf olmayan” hesapların arasına adımız karışacaktı. Tertemiz kalmışız. Aslında “şans”tır benim için sizin tarafınızdan reddedilmek, manen onurdur, maddi olarak şeffaflıktır! Duruluktur... Madem matematiğiniz kuvvetli Şimdi, madem matematiğiniz bu kadar kuvvetli, madem Fazıl Say’a istenilen 36 bin 798 Avro (O küsurat da neyin nesi hakikaten anlamadım) size fazla geldi; 400 milyon Avro’luk bütçenizi nereye harcadınız? 36 bin küsur Avro 400 milyonun on binde biri eder Şekib Bey!!! Zaten vermediniz onu da... Peki; ya 400 milyon??? Hepsinin tamamının detayını bilmek isteriz. Kime ne parası verildi? Niye verildi? Ek masraflar ne idi? Bütçe ne Bir de; Fazıl Say projesini ise zaten reddetmişsiniz, yapmamışsınız. Hâlâ ne konuşuyorsunuz? Yapılmadı o konserler! Yok o konser! Borusan yaptı zaten... Sizin 2010 bütçesinden bir kuruş çıkmadı. Hâlâ ne röportajı? Ne çok istemesi? Derdiniz ne? “BİFOFazıl Say İstanbul Senfonisi” konserine, Say’a verilecek bütçe, toplam bütçenizin on binde biri idi Şekib Bey... Sizce Fazıl Say Türkiye’nin ilk 10 bin sanatçısı arasına girmez mi İstanbul Senfonisi ile? Girmemesine karar verdiniz. Sağ olun... Onurlandırdınız... Sahi, fiyatı ne İstanbul Senfonisi’nin sizce? Bir müzik eserinin fiyatı ne? Kim, neye, nerede, ne karar veriyor? Sanatçılarla savaştınız İstanbul Senfonisi Dortmund’da çalındığında bundan daha fazla bir bütçeye malolmuştur. Yani ben söylediğinizin tersine sizin verdiğiniz rakamdan bile daha çok almışım... (Mühim mi bilemedim...) Ama Kadir Dursun haklı... Dortmund’daki kontratlar şu an önüme geldi. Zaten eserin siparişini Almanlar verdi... Benim gözümde, çok farklı bir üzüntü sebebi var; İstanbul Senfonisi, siparişi Almanlar tarafından değil, Türkler tarafından verilmeliydi. Ama kültür seven bir insan, bu durumu zaten bu hale getirmezdi ki. Siz kültür sevmiyorsunuz. Hatta düşman ve sinsisiniz kültüre karşı! Asıl gerçek budur. Bunu siz de biliyorsunuz! Siz kendi kariyer hesaplarınızı yaparken dikkat edin. Bir daha benim adım geçmesin... Sanatçılarla savaştınız. Yandaş davrandınız!!! İstanbul’u “yandaşların başkenti” yaptınız. Ötekileştirdiniz sanatı bile! Ve yine de; bunca bütçeye rağmen aklımda kalacak tek bir eser bırakmadınız. Kültüre hakarettir. Pis bir kuruş hesabını da bize uyguladınız. Hâlâ da konuşuyorsunuz. Sevmeyin. Sevmeyin bizi. Sevecek sevginiz olduğunda sevin Şekib Bey... Yazıklar olsun. İSTANBUL 2010 AVRUPA KÜLTÜR BAŞKENTİ ETKİNLİKLERİYLE İLGİLİ ÇEŞİTLİ ELEŞTİRİ VE GÖRÜŞLERE DE SAYFAMIZDA YARIN YER VERECEĞİZ. Rıfat Ilgaz anılıyor Kültür Servisi Çırağan Sohbetleri’nin kapsamında bu kez Rıfat Ilgaz anılıyor. Çırağan Sohbetleri’nin 21 Ocak’taki konuğu Aydın Ilgaz olacak. 21 Ocak saat 19.00’da Sanat Galerisi’nde gerçekleşecek etkinlikte Aydın Ilgaz, Rıfat Ilgaz’ı anlatacak. Dinleyiciler, etkinlikte Türk edebiyatının unutulmaz ustalarından biri olan Ilgaz’ı doğumunun 100. yılında oğlundan dinleyecek. “S Fazıl Say’ın yanıtı Fazıl Say’ın Şekib Avdagiç’e yanıtı ise şöyle: Şekib Bey; ben müziği para için yapmıyorum. Zaten zengin biri de değilim. Teşvikiye’de evim var, kı C MY B C MY B iz kültür sevmiyorsunuz. Hatta düşman ve sinsisiniz kültüre karşı! Asıl gerçek budur. Bunu siz de biliyorsunuz! Siz kendi kariyer hesaplarınızı yaparken dikkat edin. Bir daha benim adım geçmesin... Sanatçılarla savaştınız. Yandaş davrandınız! İstanbul’u ‘yandaşların başkenti’ yaptınız. Ötekileştirdiniz sanatı bile!” Altın Portakal’a katılımda değişiklik ANTALYA(AA) Bu yıl 814 Ekim tarihleri arasında düzenlenecek Uluslararası Antalya Altın Portakal Film Festivali yönetmeliğinde değişiklik yapıldı. Değişikliğe göre, ulusal uzun metraj film yarışması dalında başvuracak filmler için “yurtiçinde yapılan ulusal ya da uluslararası hiçbir yarışmaya katılmamış olma” koşulu getirildi. Antalya Büyükşehir Belediyesi ve AKSAV Yönetim Kurulu Başkanı Prof. Dr. Mustafa Akaydın, söz konusu koşulun geçmiş yılların yönetmeliklerinde olduğunu belirterek, “Türk sineması, artık her yıl 80 ile 100 arasında filmin yapıldığı bir düzeye ulaşmıştır. İlgili maddede yaptığımız düzenleme, yarışma yönetmeliğimize geri dönüldüğü şeklinde anlaşılmalıdır” dedi.
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear