25 Kasım 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
SAYFA CUMHURİYET 17 OCAK 2011 PAZARTESİ ekonomi@cumhuriyet.com.tr 12 EKONOMİ Sadettin Saran hidroelektrik santralları yerine rüzgâr ve güneş enerjisine ağırlık vermek istediklerini söyledi PARAMETAPARA MUSTAFA SÖNMEZ Saran, güneş nöbetinde Yabancı ortak beklemeyebilir: 2009’da İspanyollarla güneş ve rüzgâr enerjisi için 1 milyar dolarlık işbirliği yapan Saran Holding, devletin açıkladığı birim fiyatlarını düşük buldu. Saran’a göre biz fiyatlar artar diye bekliyoruz ama yabancı ortak beklemeyebilir. ŞEHRİBAN KIRAÇ Dış Ticaretin Kaymağını Elli Firma Yiyor… Türkiye, 1980’lere kadar, daha çok içe kapalı bir ekonomiydi. İhracatı çok düşüktü ve tarım ürünlerine dayanıyordu. İthalat, ağırlıkla ham petrol ve makineteçhizata dayalıydı ve sıkı kontrol altındaydı. 24 Ocak 1980 kararları, birçok şey gibi dış ticaretin de libere edilmesine karar verilen kilometre taşıydı. O tarihten sonra Türkiye daha, daha çok dünya kapitalizmi ile bütünleşti ve ihracat, ama özellikle ithalat daha çok arttı. Bu sürecin 2000 sonrası kat ettiği gelişme, öncesi 20 yılı çok gerilerde bıraktı. 2000’de 28 milyar dolar olan ihracat, milli gelirin yüzde 10’u büyüklükteydi. 2010’a gelindiğinde 110 milyar doları bulan ihracat milli gelirin de yüzde 18’i büyüklüğündedir artık. Aynı şekilde hızla tırmanan ithalat, 2000’de 54 milyar dolar iken bugün 170 milyar dolara merdiven dayadı ve 10 yılda milli gelirin yüzde 18’inden yüzde 23’üne çıktı. Dışa açılmaya methiye düzen neoliberaller, bu açılmanın daha çok dışa saçılmadır aslıortaya çıkardığı büyük bağımlılığı pek görmek istemezler. Son 10 yılda bile 27 milyar dolardan 70 milyar dolara sıçramış bir dış ticaret açığı söz konusudur ve bu açıkla yaşamak için sıcak para morfinmanlığına kapılmıştır Türkiye… Buraya kadar anlatılanlar dış ticarette büyümenin boyutlarını anımsatmak içindi. Esas konumuz ise şu: Dünya kapitalizmi ile bu kadar alışverişin kaymağını kim yiyor? Toplamı 270 milyar doları bulan dış ticareti kaç firma yapıyor ve bu faaliyete kaçı damgasını vuruyor? İşte bu ilginç soruya ışık tutacak verileri TÜİK açıkladı. İlki 2009’a ait olmak üzere başlatılan bir yeni ankette, TÜİK, ihracatçı ve ithalatçı kuruluşların profillerini çıkarmayı amaçlamış ve bakın ortada nasıl bir görüntü var: TÜİK’in bulgularından anlıyoruz ki, ihracat işi yapan 47 bin, ithalat işi yapan 52 bin dolayında firma var. Ama, bunlar irili ufaklı firmalar… Şırnak’tan Irak’a, Hatay’dan Suriye’ye, Edirne’den Bulgaristan’a mal satan da var, İran’dan Van’a, Erzurum’a, Çin’den Antep’e ithalat yapan da... Önemli olan 50 bini aşkın ihracatçı ithalatçının olması değil. Önemli olan, bu faaliyetin kaç firmanın kontrolünde olduğu. DIŞ TİCARETTE TEKELLEŞME Yoğunluk İHRACAT,% İTHALAT,% İlk 5 Firma 17.2 22.5 İlk 10 24.8 29.0 İlk 20 31.6 37.2 İlk 50 41.3 48.6 İlk 100 48.7 57.9 İlk 500 69.2 77.8 İlk 1000 78.8 85.3 Toplam Firma 47 352 51 627 Toprak kaybı paranoyasından kurtulalım: Türkiye’nin aşması gereken en büyük sorun Kürt sorunu. Bunu aşabilmek için toprak kaybı paranoyasından kurtulmak gerekiyor. Bence bu yersiz bir paranoya. Bu soruna biraz daha objektif bakmak gerekiyor. Büyüme alanımız enerji olacak: Holdingin önümüzdeki dönemlerde büyüme alanı enerji olacak. Medyada yakın bir zamanda olmasa da spor olarak görsel medyada bir şeyler yapabiliriz. Yeni televizyon kanallarının kurulmasını konuşuyoruz. Saran Holding Yönetim Kurulu Başkanı Sadettin Saran, bundan sonra özel hayatıyla daha az gündeme gelme kararı aldı. Spor medyası, enerji, savunma sanayii, madencilik, turizm, sağlık gibi 7 sektörde faaliyet gösteren Saran Holding yeni dönemde güneş enrjisi yatırımlarına odaklanmayı planlıyor. 2009’da İspanyol Fersa şirketi ile 1 milyar dolarlık güneş ve rüzgâr enerjisi yatırımına imza atan holding, hükümetin açıkladığı güneş enerjisi birim fiyatlarını cazip bulmadığı için de beklemede. Saran Holding’in patronu Sadettin Saran, “O fiyatlar bizim de yabancı yatırımcımızın da şevkini kırdı. Belki birim fiyatları artar diye bekliyoruz. Ama yabancı ortağımız bekler mi bilmiyorum. Beklemesi için çabalıyoruz” dedi. Kürt sorununun çözümüne katkı sunmak için özellikle Doğu ve Güneydoğu Anadolu’da spor salonları yaptıran Sadettin Saran ile holdingin yeni yatırımları, Fenerbahçe yöneticiliği, Kürt sorunu, spor medyasının durumuna ilişkin konuştuk. Holding olarak şu anda 7 ana sektörde faaliyet gösteriyorsunuz, sektörlerde bümüyeniz nasıl? 7 sektörde 33 şirketle faaliyet gösteriyoruz. Çek Cumhuriyeti’nin en büyük tur şirketi olan Cedok’u satın aldık. Avrupa’nın en büyük tur şirketlerinden birini de satın almak üzereyiz. Cedok’un 250 milyon doların üzerinde cirosu var. Yeni alacağımız şirketin de 100 milyon doların üzerinde cirosu bulunuyor. Yani 400 milyon dolarlık cirosu olan iki seyahat acentesinin sahibi olacağız. Helikopter şirketimizde 4 adet helikopter aldık. İlk helikopterimiz bu yıl gelecek. Enerji sektöründe neler yapıyorsunuz, İspanyol ortakla yatırımlarınız ne boyutta? Erzurum, Tunceli ve Mersin’de HES projelerimiz var. Şu anda 51 megavata sahibiz. Biz HES’ler için Doğu bölgelerini ağırlıklı olarak seçiyoruz. Lisans ve ÇED aşamasında bazı sıkıntılarımız var. ÇED raporlarımız daha yeni çıktı. Tunceli’de geçenlerde HES’lere karşı büyük bir protesto oldu. Bir grup buraya holding binamızın önüne de geldi. Bazı sıkıntılar var. Bu protestolar tabii ki bize geri adım attırmayacak. Tunceli’de şantiyede 350 kişi çalışacak. Biraz da bu boyutunu düşünmek lazım. Tunceli değil de gider başka yerlere de yapardım. Birkaç ay Özel içinde HES inşaatlarına başlamayı planlıyoruz. Ancak bundan sonra hayatla daha az HES’e ağırlık vermek istemiyoruz. gündeme geleceğim Biz asıl Güneş’i bekliyoruz. İspanyol ortağımız Fersa ile yaptığımız bir anlaşma var. OnMedyada ağırlıklı olarak özel hayatınız ve larla Güneş ve rüzgâr enerFenerbahçe ile ilgili gündeme geliyorsunuz. Bu jisinde faaliyet göstermek sizi rahatsız ediyor mu? istiyoruz. Ama Güneş’te Özel hayatımla bundan sonra daha az gündeme devletin açıkladığı birim geleceğim. Türk insanın ilgisini sporla magazin daha fiyatı bizi hayal kırıklıçok çektiği için o alanlarla gündeme geldim. Ama şimdi ğına uğrattı. O fiyatlar bio azalacak. Haliyle bunlarla gündeme gelmekten rahatsız zim de yabancı yatırımoluyorum. FB benim için çok önemli. Orada cımızın da şevkini kırdı. yöneticilik yaptım. 6 yaşından beri Belki birim fiyatları arFenerliyim. 2 defa ihraç edildim. Dünyada tar diye bekliyoruz. bunun başka bir örneği yok. Dolaysıyla Ortağınızın beklemeFB’nin hayatımda çok önemli bir yeri ye sabrı var mı? var. FB ile ilgili isteğim, arzum devam Evet, ortak beklemeediyor. Kongrelerde bana olan istek, yebilir. Şimdi onların arzu devam ediyor. Şu anda beklemesi için çabalıyoFener’e dönmemle ilgili davam ruz. Seçim sürecine giridevam ediyor, bununla yoruz, Güneş ve rüzgâr uğraşıyorum. FB’ye geri enerjisisinde ne olacak ne döndüğüm takdirde bitecek diye de kaygılanıyoruz. yeniden aday olacağım. İspanyollarla 2009’da, 2015’e 67 ay içinde kadar 1 milyar dolarlık bir sözdavanın bitmesini leşmeye imza attık. Ama plan uybekliyorum. madı. Devletin Güneş enerjisinde açıkladığı fiyat 10 Avro/sent. Ve bunlar istediğimiz gibi değil. Yeni TV kanalları kuracağız İstihdam tek başına yetmez Artık iş dünyası da Türkiye’nin en önemli ve çözülmesi gereken sorunun Kürt sorunu olduğuna inanıyor, bu konuda hükümetin, iş dünyasının üzerine düşeni yaptığına inanıyor musunuz? Bugüne kadar tabu olarak kabul edilen şeyler artık konuşulmaya başlandı. Bu geç de olsa önemli bir gelişme. Tabii Türkiye’nin bunu aşabilmesi için toprak kaybı paranoyasından kurtulması gerekiyor. Bence bu yersiz bir paranoya. Bu soruna biraz daha objektif bakmak gerekiyor. Sorunun çözümü için atılan adımlar yeterli mi? Tabii ki atılan adımlar yeterli ve hızlı değil. Birtakım kutuplaşmalar azaldı. Senelerce bu kavgalardan faydalanan gruplar vardı, bunlar tabii ki devam edecek. Ama artık insanlar biraz daha bilinçlendi. Bir işadamı olarak bu sorunun çözümü için istihdamın önemli bir ayak olduğuna inanıyorum. Eskiden bu sorunlar konuşulamazdı. İstihdam tek başına kan dökülmesini engelleyemez. Ama engelleyecek önemli faktörlerden bir tanesidir. Ben de bir işadamı olarak bir şeyler yapmaya çalışıyorum. Holdingin sosyal sorumluluk projelerine bakıldığında özellikle Doğu’nun en ücra köşelerini görüyoruz, buralara gitmenizin temel nedenleri nelerdir? Kürt sorunu Türkiye’nin en büyük sorunudur. Kürt sorunu çözüldüğünde Türkiye dünyanın en büyük güçlerinden biri haline gelebilir. Kürt sorununu aşmanın en önemli yolu insan faktörü. Senelerce birtakım şeyler suiistimal edildi. Birtakım insanlar birtakım olumsuzlukları istismar etti. Ben Kırıkkaleli olmama rağmen sosyal sorululuk adına insanları bazı şeylerden uzaklaştırmak için o bölgeye spor salonları yaptım. Sinema salonlarına destek olduk. Ardahan, Ağrı, Çukurca ve Kırıkkale’de spor salonları yaptık, yapmaya devam edeceğiz. Bu yıl içinde Muş ve Şırnak’ta düşünüyoruz. Seçim telaşına girmeden biz bu yatırımları yapmak istiyoruz. Spor medyasının yarıdan fazlasının isim hakkı sizde, bu alanda yeni dönemde ne tür atılımlarınız olacak? Mevcut faaliyetlerimize devam edeceğiz. Krizde HD diye bir şirket kurduk. Artık HD yayında maçları kendimiz çekiyoruz. Daha önce maçları banttan alıp satarken şimdi canlı satıyoruz. Çekimler için mobil TIR’lar aldık. Yabancı spor yayınlarının yüzde 70’i bizde. Önümüzdeki yıllarda holdingin asıl büyüme alanı hangisi olacak? Enerji olacak. Medyada yakın bir zamanda olmasa da spor olarak görsel medyada bir şeyler yapabiliriz. 34 tematik kanalımız var. O mealde bir şeyler yapabiliriz. Radyolarımızı büyütebiliriz. Şu anda 56 radyo kanalımız var. Yeni televizyon kanallarının kurulmasını konuşuyoruz. Acelemiz yok ama biz görsel medya işine girersek tamamen ticari sebepten gireriz. Sadettin Saran Ardahan, Iğdır, Hakkari’de sopor salonları yaptırdı. Sırada Muş ve Şırnak var. Holdingin 2011 hedefleri nelerdir? 2010’da sadece Saran Medya 70 milyon dolarlık bir ciro yaptı. Holding olarak bu yıl yüzde 15 büyüme bekliyoruz. Yatırımlarımızın geri dönüşünü de bu yıl alabiliriz. Tuttur’da bu yıl FB şu anda ligde kötü performans gösteriyor. Lider Trabzon ile aralarında 9 puan var. Bu iyi gelişmeler olabilir. Tuttur tek başına bu kötü performansın nedenleri nelerdir? yıl 50 milyon dolar ciro olabi FB’nin durumu parlak gözükmüyor. Ama ligde şampiyonluk ihtimali hâlâ lir. HES’lere başladığıvar. FB’nin buralarda olmaması gerekiyordu. FB’nin temel sorunu, iyi yömızda şu anda 2500 netilemiyor. FB’nin bu paralarla bu destekle, bu taraftarla bu potansiolan çalışan sayelle, bırakın Türkiye’de Avrupa da bile çok ciddi söz sahibi olması yımız 3000’e lazımdı. FB basketbola, voleybola profesyonel bir zihniyet gelçıkar. Doğan Grubu medya grubunu satmak için düğmeye di orada başarılı yürüyorlar. Ama futbolda Aziz Bey (Yıldırım) bastı, siz ilgileniyor musunuz? yetkileri devretmediği, iyi yönetmediği için orada beklenen Evet, Doğan medya ile ilgilendik. Hatta, bir şirketiyle çok ilgilendik ama olmadı, anlaşamadık. Biz de gelişmeleri dışarıdan izliyoruz. Do başarı gelmiyor. FB çok uzun süredir beklenen performansı ğan’ın bazı şirketleri çok aşağıda, bazıları çok kârlı gözüküyor. Kârlı gözü gösteremiyor. Avrupa’da hiçbir zaman bekleneni veremedi. FB’de neler yapılmalı ki gereken performansı göskenlerin taliplileri çok. Stratejik olarak daha fazla ilgilenmeme kararı aldık. terebilsin? İnternet medyasında yatırımlarınız ne boyutta? Aziz Bey bu işi yapamıyor. Halı sahada futbol oy Orada iyi yatırımlarımız var. Bahis sitesi Tuttur.com’u aldık. Şu anda yüzde 10 nayarak bu iş olmaz. Yetki vermek profesyonel olmak pazar payımız var. Bu alanda 33 çalışanımız bulunuyor. Tuttur’da 150 bin üyemiz gerekiyor. Şeffaf olmak, sevgi dolu olmak lazım. Hervar. Sürekli iyiye giden bir trendi var, bundan memnunuz. Tuttur’u da destekleyecek kesle kavgalı olmakla, bağrışla çağrışla, despotlukla birtakım spor portalları kurma konusunda çalışmalarımız var. Sporun çok içindeyiz. bu işler olmuyor. Güç kullanırken güçte sevgi yoksa Voleybol, basketbol ile ilgili çalışmalarımız olacak. Basketbol bonservisler üzerine iş despotluğa döner. FB’de böyle bir durum var. çalışacak, yetenekli basketçi yetiştirecek bir şirket kurmayı planlıyoruz. Herkesle kavga etmekle iş yürümez Doğan ile ilgilendik TÜİK diyor ki, ilk 50 firma ihracatın yüzde 41’ini, ithalatın ise neredeyse yüzde 50’sini gerçekleştirirler. İlk 100 diye biraz genişletirseniz, ihracattaki payları yüzde 50’ye, ithalattaki payları yüzde 60’a yaklaşıyor. Tekrar hatırlatalım 50 bine yakın ihracatçı ve 50 bine yakın ithalatçı içinde ilk 50’den, ilk 100’den söz ediyoruz.. Yani binde 1’in hâkimiyetinden!... Bu dış ticaretin hâkimlerinin hangi firmalar olduğu da sır değil. Kısa adı TİM olan Türkiye İhracatçılar Meclisi, her yıl bu “ihracat şampiyonları”nı ödüllendiriyor. İlk 6 firma, aşağı yukarı aynı, arada bir yer değiştiriyorlar. Bunlar otomotiv firmaları Oyak Renault ve Ford, beyaz eşya ihracatçısı Vestel, Koç’un özelleştirmeden aldığı petrol rafinaj tekeli Tüpraş ve yine Koç Grubu’na ait Tofaş ve Arçelik. Diğer büyük ihracatçılar arasında Toyota, sınai ve tıbbi gaz ihracatçısı Habaş, demir çelik ihracatçısı İçdaş, giyimcilerin lideri GSD Dış Ticaret, yine demir çelik ihracatçısı Diler Dış Ticaret var. En önemli, belki de en hakiki ihracatçı ise Şişe Cam… Neden böyle diyoruz? Çünkü bu ihracat şampiyonu olarak ödüllendirilen firmalar, aynı zamanda önemli ithalatçılar. İhraç ettikleri otomotiv ürünlerinin, petrol ürünlerinin, beyaz eşyaların, elektroniğin, demir çelik ürünlerinin, hatta giyim eşyalarının girdilerinin yüzde 50 ila yüzde 70’i ithal… Ama bu ihracatçılar, ithalat yaptıkları için ödüllendirilmiyorlar. Ondan dolayı ne kadar ithalat yaptıklarını bilmiyoruz. Dış ticaret ile ilgili bakan Zafer Çağlayan, çarşamba günü İstanbul’da bir basın toplantısı düzenliyor. Sayın Bakan, TİM’le birlikte her ay ihracat ritüellerini pek güzel sergiliyor. O toplantıya bir de ithalatın şampiyonları listesi ile gelse, şampiyon ihracatçıların aynı zamanda ne kadar ithalat yaptıklarını da açıklasa, böylece madalyonun öteki yüzünü de görebilsek… Bilmem yapabilir mi? mustafasnmz@cumhuriyet.com.tr Ziraatçılardan Rusya alarmı Ekonomi Servisi Türkiye Ziraatçılar Derneği (TZD) Genel Başkanı İbrahim Yetkin, Rusya’nın ürünlerinde zirai ilaç kalıntısı bulunduğu gerekçesiyle ihracat yapan 5 Türk firmasını ihracat listesinden çıkarması ve 8 firma için de ‘kırmızı alarm’ vermesi kararının haklı olmadığını savundu. Yetkin, Türkiye’nin aynı ilaç kalıntısı oranıyla Avrupa’ya ihracat yaptığını ve Rusya’ya ihracatında yaşadığı sorunları ise yaşamadığını belirterek, Rusya’nın kırmızı alarma aldığı 13 firmanın şu anda Türkiye’nin toplam ihracatının yüzde 76.4 ünü gerçekleştirdiğini hatırlattı. Türkiye’de TZD’nin üyesi teknikerlerin bulunduğu ilaç bayilerinde reçeteli tarım ilacı satılarak üretimde öz denetim sağlandığını bildiren Yetkin, Tarım ve Köyişleri Bakanlığı’nın tarım teknikerlerini ilaç bayiliği açma ve kurma yetkisini elinden alacak yönetmelik hazırlığında olduğunu iddia etti. İthal et deri fiyatlarını uçurdu HİCRAN ÖZDAMAR Sebze ve meyvelere ‘Türk Malı’ yazılacak Ekonomi Servisi Zorunlu standarda uygun olarak ihraç edilen enginar, havuç, ıspanak, incir ezmesi, karpuz, kivi, kuru incir, mahlep, patates, salyangoz, sap ve kök kereviz, sarımsak, taze biber, yeşil salata ve marulun ambalajına ‘Türk Malı’ ibaresi de yazılacak. Dış Ticaret Müsteşarlığı’nın ihracatta zorunlu olarak uygulanan Dış Ticarette Standardizasyon Tebliği Resmi Gazete’de yayımlandı. Standartlara göre ambalajlar üzerine imalatçı, ihracatçı, ithalatçı firmalardan en az birinin ticari unvanı, varsa tescilli markası (sadece ithalatçı firmanın ticari unvanı veya kısa adının yazılması durumunda, ambalajlar üzerine Türk Malı anlamına gelen bir ibare), okunaklı olarak silinmeyecek ve bozulmayacak şekilde yazılacak ve basılacak. C MY B C MY B İZMİR İthalatla birlikte iç pazarda hayvan kesiminin azalması deri sektöründe fiyat artışına neden oldu. Geçen yıl başında kilogramı yaklaşık 2 lira olan büyükbaş hayvan derisinin fiyatı 5 liraya çıktı. İzmir Menemen Serbest Bölgesi Yönetim Kurulu Başkanı Eyüp Sevimli, “Deri bulmakta zorlanıyoruz. Geçen yılın başında büyükbaş hayvan derisini 2 liraya alabiliyorduk. Bir buçuk ay önce fiyat 3 lira 75 kuruşa çıkmıştı. Bugünse 5 lira. Küçükbaş hayvanda ise geçen yıl kilogramına 5 lira ödenirken şimdi bu fiyat 10 lira kadar çıktı. Yurtiçinde fiyatlarda yüzde 100’e yakın oranda bir artış oldu” diye konuştu.
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear