13 Kasım 2024 Çarşamba Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
12 OCAK 2011 ÇARŞAMBA CUMHURİYET SAYFA HABERLER Elazığ’da AKP’li meclis üyesi Murat Ünal ‘yolsuzluk raporuna’ imza atınca darp edilmiş 7 DÜZ YAZI ORHAN BİRGİT Vurgundan dayak çıktı TRT’DE YENİ İDDİA AYKUT KÜÇÜKKAYA AKP’li Elazığ Belediyesi’nde yaşanan yolsuzluk iddiaları İçişleri Bakanlığı mülkiye müfettişlerinin hazırladığı raporlarla Elazığ Cumhuriyet Başsavcılığı’na sunulurken kentte inanılması güç olaylar yaşandı. İçişleri Bakanlığı’na ve Elazığ Cumhuriyet Başsavcılığı’na sunulan müfettiş raporlarından önce “2009 Yılı Denetim Komisyonu Raporu”na imza atan ve yolsuzlukları anlatan AKP’li meclis üyesi İsmail Murat Ünal Ağustos 2010’da darp edildi. Bu iddia İçişleri Bakanlığı Mülkiye Başmüfettişi İhsan Yiğit tarafından hazırlanan raporda kayda geçirildi. Yiğit, sunduğu yolsuzluk raporuna Ünal’ın imzasının da yer aldığı denetim komisyonu raporunu ekleyerek başsavcılığa gönderdi. Savcılıktaki dosya sayısı böylece 3’e ulaşmış oldu. Mülkiye Başmüfettişi İhsan Yiğit “AKP’li Elazığ Belediye Başkanı M. Süleyman Selmanoğlu ile birlikte toplam 17 personel hakkında işlem yapılması” amacıyla Elazığ Cumhuriyet Başsavcılığı’na sunduğu yolsuzluk raporu için 3 Ağustos 2010 tarihinde görevlendirildi. Başmüfettiş İhsan Yiğit’in görevlendirilmesinden bir gün sonra kentte bir darp olayı yaşandı. Mülkiye Yiğit’in raporunda kayda geçirdiği darp iddiası aynen şöyle: “9 Elazığ Belediyesi Meclis Üyesi İsmail Murat Ünal’ın müfettişliğime vermiş olduğu 18 Ağustos 2010 günlü ifadesinde konuyla ilgili olarak aynen; ‘ÖNCE ELAZIĞ’IN HESABINI VERİN’ İçişleri Bakanı Beşir Atalay’ın partisine yönelik “ucuz hafiyelik yapıyor” yönündeki açıklamalarına yanıt veren CHP Genel Sekreteri Bihlun Tamaylıgil, “Sayın İçişleri Bakanı’na bir soru sormak istiyorum. Elazığ Belediyesi ile ilgili gelişmeler. Müfettiş raporu ve İçişleri Bakanlığı’na gelişi ve sonraki uygulamalarda İçişleri Bakanı ne yapmıştır? Danıştay kararı olmadan bir yargılama sürecinin önü açılmış mıdır? Eğer bu rapor ve soruşturma ile ilgili istek İçişleri Bakanlığı’nda tutuldu ise Kayseri örneğinde olduğu gibi İçişleri Bakanlığı hangi devlet adamlığından, hangi uygulamalardaki hakkaniyetten bahsetmektedir? Önce Elazığ Belediyesi ile ilgili dosyanın yaşadığı sürecin hesabını versin” dedi. MHP Elazığ İl Başkanı Behçet Susmaz da son bir yılda Elazığ Belediyesi’ne gelen müfettişlerin bir kısmının konuyu İçişleri Bakanlığı’na havale etmesine rağmen bakanlığın iddiaları örtbas ettiğini öne sürdü. Susmaz, “Ancak son müfettişler teftiş raporlarını direkt savcılığa göndermiştir” dedi. Susmaz, AKP’nin il yönetiminde yetkili bir kişinin arsasında 8 katlı bina yapılması için imar tadilatı teklifini yapan ve belediye meclisinde kabul eden AKP’li 20 meclis üyesi hakkında soruşturma açılması için İçişleri Bakanlığı’nın izin verdiğini söyledi. Zincirleme usulsüzlük FIRAT KOZOK ANKARA TRT mevzuatına aykırı bir şekilde başka bir kurumdan TRT’ye transfer edilerek müfettişliğe getirilen Muhsin Alkan şimdi de müfettiş yardımcısı alımı ile ilgili sınav komisyonuna girdi. Kurum mevzuatı hiçe sayılarak müfettiş yapılan Alkan, kurumda “mevzuata uymayan işlemleri” de denetleyecek. TRT 18 Ekim 2010’da 15 müfettiş yardımcısı almak için sınav açtı. Sınavın yazılı bölümü 11 Aralık 2010’da, sözlü bölümü ise 6789 Ocak 2011’de yapıldı. 11 başmüfettişin görev yaptığı TRT Teftiş Kurulu Başkanlığı’nca oluşturulan sınav komisyonunda uzun yıllardır TRT’de çalışan başmüfettişlere görev verilmezken, iki ay önce Türk Telekom’dan kuruma transfer edilen müfettiş Muhsin Alkan’a görev verildi. Yönetmeliğe aykırı Alkan’ın TRT’ye müfettiş olarak alınmasının da TRT Teftiş Kurulu Yönetmeliği’nin, “Açılan giriş sınavını kazanarak müfettiş yardımcısı olarak göreve başladıktan sonra, üç yıllık müfettiş yardımcılığı staj dönemini tamamlayan ve yeterlik sınavını kazananlar müfettiş olarak atanırlar. Teftiş Kurulu’na bunun dışında bir yolla müfettiş veya müfettiş yardımcısı alınamaz” hükmüne aykırı olduğu belirtildi. Müfettiş Yardımcısı alımı ile ilgili olarak yapılan mülakat sınavına TRT Genel Müdürü İbrahim Şahin’in de komisyon başkanı olarak katıldığı ortaya çıktı. CHP Zonguldak Milletvekili Ali İhsan Köktürk, Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç’ın yanıtlaması istemiyle TBMM Başkanlığı’na verdiği soru önergesinde, iki konuyu gündeme getirdi. (EK: 17) Elazığ Belediye Meclisi’nde iki dönemdir meclis üyesi olarak görev yapıyorum. 1 Ocak 2010 tarihinde seçimi yapılan Denetim Komisyonu’na üye olarak girdim. 2009 yılı hesap iş ve işlemlerini komisyon olarak denetledik. Yazmış olduğum 2009 yılı hesap iş ve işlemlerine ilişkin denetim komisyonu raporundaki tespitlerim belgeye dayalıdır. Belediyenin kiralamış olduğu binek araçları ve iş makinelerinin fahiş fiyatla kiralandığı ve kamunun zarara uğratıldığı kanaatindeyim. Daha detaylı görüşlerim yazmış olduğum Denetim Raporu’nda mevcuttur. Ben bu raporu yazdıktan sonra gelişen olaylar ve kamuoyundaki tepkiler sonucu şahsıma bir sal dırının olabileceği ihtimali sürekli kafamı meşgul ederken 4 Ağustos 2010 tarihinde saat 19.00 sularında arkamdan süratle yaklaşarak ‘senin yaptıkların artık yeter oldu o.... çocuğu’ diyerek kafamın sol tarafına yumruk atılıp darp edildim. Darp olayının hemen sonrası kalp krizi geçirdim. Hayati tehlikenin mevcudiyeti doktor raporuyla mevcuttur, dediği...” Rapor da dosyaya girdi Belediye meclis üyesinin ifadesini kayda geçiren Yiğit “16 Mart 2010” tarihli Elazığ Belediyesi Denetleme Kurulu Raporu’nun bir örneğini de dosyanın eklerine koydu. Dayak yediği iddiasıyla başmüfettişe ifade veren Ünal’ın imzasını taşıyan söz konusu rapor da başsavcılıkta ki soruşturma dosyasına girdi. Meclis üyesi Ünal’ın da imzasının bulunduğu Mart 2010 tarihli denetim komisyonu raporunun ardından Selmanoğlu 10 Temmuz 2010’da savcılığa ifade verdi. İhale yolsuzluğu iddialarını reddeden Selmanoğlu ifadesinde belediyedeki ekibine de sahip çıktı. Bu ifadeden yaklaşık üç hafta sonra Elazığ’da incelemelere başlayan Yiğit, 31 Ağustos 2010 tarihinde yolsuzluk raporunu başsavcılığa sundu. Selmanoğlu’nun inceleme yapılmadan aylar önce savcılığa verdiği ifadeyi dikkate almayan müfettiş Yiğit Ağustos 2010’da Selmanoğlu’nun yeniden ifadesini aldı. Yiğit bu ifadeyi de yolsuzluk raporunun ekleri arasına koyarak yasal işlem yapılması için başsavcılığa gönderdi. Mehmet Aksoy’un serhat kentimiz Kars’taki “İnsanlık Anıtı” için Erdoğan ucube sözcüğünü kullanarak, kente bir daha gelişinde görmek istemediğini söyledi mi? Yoksa o sözlerin hedefi, Başbakan’ın kırdığı potları onarma görevini de üstlenen Kültür Bakanı Ertuğrul Günay’ın iddia ettiği gibi anıt çevresindeki kötü yapılaşmanın kaldırılması için Belediye Başkanı’na verilen bir talimat mıydı? Genel başkanı olduğu AKP’nin sanata bakıştaki geçmişi, medyada geniş bir şekilde yer alan başkentin Sıhhiye Alanı’ndaki heykeller için Melih Gökçek’in gösterdiği tepki türünden olaylarla da bütünleştirildiğinde Recep Bey’in görsel sanatlara ilgi duymadığı kanıtlanıyor. Sekiz yıla yakın bir süredir Başbakan olan bir politikacının, bu tür sanat hareketlerine katılıp katılmadığının en canlı tanığı olması gereken medyamızda tek fotoğrafı ya da tek kare filmi yer almadığına göre, fazla söze gerek yoktur. O tür ilgisizlik sadece Başbakan’la da sınırlı değil ki. Başkentte özellikle hafta sonlarında Cumhurbaşkanlığı Filarmoni Orkestrası’nca düzenlenen konserlerin izleyicileri arasında ne Cumhurbaşkanı’nı, ne de TBMM Başkanı’nı, dahası iktidar ya da muhalefet partilerimizin liderlerini ve parlamenterleri göremezsiniz. Oysa İzmir, Bursa ve Mersin gibi kentlerdeki devlet orkestralarının konserlerinin izlenmesini bir yana bırakın. Zaman zaman taşra dediğimiz kentlerde düzenlenen etkinliklere de sade yurttaşların gösterdiği ilgi tek kelime ile göğüs kabartıcıdır. Erdoğan’ın Heykelini Dikmeli... Düş kırıcı bir durum Devletin resmi temsilcilerinin, sanata bakış açısının geometrik bir anlatımla 45 derecenin altında sürmesi, sanatçılar için haklı olarak düş kırıcı bir durumdur. Bu bakış sadece heykel ya da çoksesli müzik yapıtları ile de sınırlı değildir. Karikatür sanatını sevdirmek ve ödüllendirmek amacı ile 20 yılı aşkın bir süre, Hürriyet Vakfı ve Doğan Vakfı başkanlığını yaptığım sıralarda düzenlediğim uluslararası yarışmaların ilk sergilerini başkentte Devlet Güzel Sanatlar Müzesi’nde açtım. O müzenin altındaki büyük bir salonu Erol Simavi’nin desteği ile Sedat Simavi adına restore ettirdim. O gün bugündür her yıl süren bu yarışmalara adeta zorla birkaç bakan katıldığı zaman, sponsorluğu üstlenen Erol Simavi ve Aydın Doğan adlarına mutluluk duydum. Zira o nedenle de olsa medyada haber olarak yer alma olanağını bulmuş oluyorduk. İlk iki sergi için Erol Bey, “Şekerim niçin Ankara’lara götürüyorsun beni?” diye sormuştu. Kendisine bu tür sanat etkinliklerinde derece alan yabancı sanatçılara dağıtılan ödüller için düzenlenen törenlerde kordiplomatiğin de yer alacağını ve o etkinlikle ilgili olarak kendi ülkelerine bilgi aktaracaklarını söylemiştim. Benim ayrılışımdan sonra da Aydın Bey’in, İstanbul’a alınan bu tür etkinlikler için verdiği destek sürüyor. Ama ne yazık ki, bu yıl yapılan yarışmanın ödül törenine tek bakan bile katılma zahmetini göstermemişti. Sanata ve sanatsal etkinliklere hak ettiği değeri vermekte çok cimri davranan bir iktidar olmanın ayıbını ulusça sırtımızda taşıyoruz. Bu ayıbı bizlerden esirgemeyen Recep Tayyip Eroğan’ı uyarmak için, acaba ünlü heykel yontucularımız ortak bir porojeyi yaşama geçirerek elinde balta tutmuş, heykellere salvo yapan bir Erdoğan anıtını dikmek istemezler mi? Faks: 0 216 302 82 08 obirgit@ekolay.net Büyük kurultaya hazırlık GÜMRÜK YOLSUZLUĞU Aleviler birlik istiyor ALİ AÇAR Zanlılar adliyede İstanbul Haber Servisi İstanbul gümrüklerine yönelik geçtiğimiz cuma günü gerçekleştirilen ve gözaltına alınan 3’ü kadın 47 kişi, Bakırköy Adliyesi’ne sevk edildi. Savcılık, 45 kişiyi tutuklama istemiyle adliyeye sevk ederken iki kişiyi serbest bıraktı. İstanbul Emniyet Müdürlüğü Mali Suçlarla Mücadele Şube Müdürlüğü ekiplerinin gümrüklerdeki rüşvet ve yolsuzluk iddiaları üzerine başlattığı operasyonda gözaltına alınan zanlıların sorguları tamamlandı. 3’ü kadın 47 şüpheli Bakırköy Adliyesi’ne sevk edildi. Savcılıkta sorgulanan 45 kişi tutuklanmaları istemiyle mahmemeye sevk edildi. 2 kişi ise serbest bırakıldı. Başbakan Yardımcısı, Devlet Bakanı Hayati Yazıcı’ya gelen bir ihbar mektubu üzerine başlayan operasyonda, “rüşvet ve yolsuzluk” iddialarına ilişkin 47 kişi gözaltına alınmıştı. Gümrükteki yolsuzluk şöyle işliyordu: “İthalatihracat yapmak isteyen firma, işlemlerin hızlanması için beyanname dosyalarının her birine 20 bin TL koyuyor. Rüşvet karşılığında yüksek vergili ürünler düşük vergili bir ürün gibi gösteriliyordu. Gümrükte görevli müdür ve memurlar, rüşvet vermeyen firmaların ürünlerini, malların depolandığı kırmızı bölgeye çekip parayı alana kadar burada bekletiyordu. Rüşvet geldiğinde de kırmızı bölgedeki mallar yeşil bölgeye alınıyor ve işlemleri yapılarak gümrükten geçiriliyordu. Memurlara haftalık asgari rüşvet kotası koydukları belirtilen gümrük müdürleri, alınan rüşvetleri bir havuzda toplayarak haftanın belli bir günlerinde bu paraları paylaştırıyordu.” Operasyona adı karışan DHL Express iddiaları yalanladı. Yapılan açıklamada, operasyonla firma arasında herhangi bir bağlantı bulunmadığı, şirkette hiçbir şekilde arama yapılmadığı, hiçbir şirket yöneticisi veya çalışanın gözaltına alınmadığı belirtildi. Gazetemiz yazarı, şair, sinema eleştirmeni Onat Kutlar, katledilişinin 16. yılında Aşiyan’daki mezarı başında törenle sessizce anıldı. Kutlar’ın anma törenine eşi Filiz Kutlar, yazar Leyla Erbil, yazarımız Hüseyin Baş, Nükhet İpekçi, yazar Demir Özlü, oyuncu Menderes Samancılar katıldı. Törende Kutlar’ın ailesi ve dostları, değerli insanların ölümünden sonra yeni nesle öncülük edecek kişilerin kalmadığını, Türkiye’nin “İslam faşizmine” doğru gittiğini, laiklikten iyice kopartıldığını belirttiler. Kutlar, The Marmara Oteli girişindeki Opera Pastanesi’ne bırakılan bombanın patlaması sonucu ağır yaralanmış, 12 gün sonra 11 Ocak 1995’te yaşam savaşımını kaybetmişti. (Fotoğraf: SERKAN YILDIZ) Kutlar’a sessiz anma ‘Okul yönetimi uyarmış’ TBMM İnsan Haklarını İnceleme Komisyonu Başkanı Üskül, Mersin’deki harem selamlık okul olayıyla ilgili iddiaların tümüyle dayanaksız olmadığı izlenimi edindiğini söyledi. ABİDİN YAĞMUR / AYŞE SAYIN rü olmak üzere yetkililerden konuyla ilgili bilgi istedi. MERSİN / ANKARA Nevit Kodallı Güzel Sanatlar Lisesi yönetiminin, kız ve erkek öğrencilerin yemekhanelerini ayırdığı, öğrencilerin birbirine yaklaşmasının bile yasaklandığı yönündeki iddialar tartışmaya neden oldu. İl Milli Eğitim Müdürü Hasan Gül, iddiaların “kasıtlı” olduğunu, ailelerin “birileri tarafından kandırıldığını” savundu, ancak yine de iddialarla ilgili soruşturma başlattıklarını söyledi. Gül, “Bu okulumuzda kız ve erkek öğrenciler aynı sırada yan yana oturuyor. Sınıflardaki sıraların önünün tahtayla kapatıldığı iddiaları da gerçek değildir. Öğrenciler aynı yemekhanede yemek yemeye devam etmektedir. Kızerkek öğrenci ayrımıysa söz konusu değildir” açıklamasını yaptı. TBMM İnsan Haklarını İnceleme Komisyonu Başkanı Zafer Üskül de dün başta il milli eğitim müdü ‘Okul yönetiminin tutumu neden olmuş’ Üskül, öğrencilerin arkadaşlık içinde belli bir yakınlığının olmasının doğal olduğunu belirterek şöyle konuştu: “Okul yönetiminin eylem ve işlemlerini belirleyen yönetmelikler vardır, onların da bu çerçevde hareket etmesi gerekir. Öğrencilerin ve velilerin son günlerde ortaya çıkan yakınmalarının, iddialarının tümüyle mesnetsiz olmadığı izlenimini edindim. Anlaşılıyor ki, okul yönetiminin öğrencilere karşı tutum ve davranışı belli bir noktadan sonra bu yakınmaları ortaya çıkarmış gibi görünüyor. Okulda bir soruşturma başlatılmış durumda. Ortaya çıkacak rapora göre de yöneticiler hakkında gereken işlemler yapılacaktır.” Üskül, öğrencilerin birbirlerine “yaklaşmamaları”nın nasıl ifade edil diğini bilmediğini belirterek ancak okul yönetiminin “uyarısı olduğunun” anlaşıldığını dile getirdi. Milli Eğitim Bakanı Nimet Çubukçu’nun yanıtlaması istemiyle soru önergesi veren CHP Mersin Milletvekili Ali Rıza Öztürk konuyu TBMM gündemine taşıdı. ‘Müdür geldi, baskı arttı’ EğitimSen Mersin Şubesi Başkanı Ahmet Antmen de iddiaların incelenmesini istedi. Okul müdürü İbrahim Tol’un ağustos ayında göreve başlamasının ardından baskının arttığı yönünde bilgiler aldıklarını anlatan Antmen, “Söz konusu okulda kız öğrencilerin okula girerken merdivenin solundan, erkek öğrencilerin merdivenin sağından yürütülmesi, yemekhanelerin ayrılması, kız ve erkek öğrencilerin birbirlerine yaklaşmaması gibi uygulamalar yapıldığını yaklaşık 30 velimizden dinledik. Bu kabul edilemez” diye konuştu. Ankara’daki “Büyük Alevi Kurultayı” öncesinde Alevi kuruluşları “ortak hareket” edilememesinden rahatsız. Sorunların çözümü için tek ses olmak zorunda olduklarını kaydeden yöre Alevi dernek yöneticileri, “Kişisel çekişmeleri bırakıp bir araya gelmeliler. Ya bir araya gelecekler ya da o kurumları terk edip gidecekler” diye konuştular. Okmeydanı Cemevi’nde Alevi örgütlerinin katılımıyla gerçekleştirilen toplantıda Alevi dernek yöneticileri, Hacı Bektaş Veli Anadolu Kültür Vakfı Genel Başkanı Ercan Geçmez ve Hubyar Sultan Kültür Vakfı Başkanı Ali Kenanoğlu’na örgüt yöneticilerinin neden bir araya gelemediğini sordu. Aleviler 1516 Ocak’ta yapılacak kurultayda birlikteliğin de ele alınmasını isteyerek özetle şu görüşleri dile getirdiler: Amasyalı Dernekler Federasyonu Genel Başkanı İsmai Aktaş: Alevileri temsil eden örgüt yöneticilerinin ayrı hareket etme gibi bir lüksü olamaz. Ya bir araya gelecekler ya da bulundukları makamdan ‘Biz Alevileri bir araya toplayamadık’ diyerek istifa edecekler. Aleviler parçalanmış bir yapı istemiyor. Dersim Dernekler Federasyonu Yönetim Kurulu üyesi Cemal Yücel: Biz iktidar tarafından kurulmamış bütün Alevi kurumlarının bir araya gelmesini istiyoruz. Örgütlü ya da örgütsüz tüm Aleviler bu örgütlere birleşme noktasında baskı oluşturmalı. Alevi Dernekler Federasyonu Başkanı Yücel Çalışkan: Alevi örgütleri artık topyekun bir araya gelerek yol haritasını çizmeli. Konfederasyon içinde dönem sözcülüğü yapılarak sözde ve eylemde ortak hareket etme noktasına gidilmeli. Kangal Dernekler Federasyonu Genel Başkanı Hasan Aslan: Bütün Alevi örgütleri kişisel hırslarını bir kenara atarak ortak hareket etmeli. Bölünmüşlük mücadelemize zarar veriyor. Alevi Dedesi Tuncay Koyuncu: Alevi örgütleri kendilerini Aleviliğin tek temsilcisi olarak gösteriyorlar. Gerçek anlamda Alevilerin temsilcileri olmak istiyorlarsa önkoşulsuz bir araya gelsinler. 501 LİRA BORÇ ÇIKARILDI Çocuğa HIV’li kan, babaya icra! ŞANLIURFA (AA) Şanlıurfa’da HIV’li kan verilen çocuğun babasına yeşil kart nedeniyle 500 TL’lik icra senedi geldi. Baba ekonomik durumunun iyi olmadığını söylerken, Vali Nuri Okutan “Parayı ben ödeteceğim” dedi. Şanlıurfa’da 2008 yılında üzerine çaydanlık devrilen ve kaldırıldığı Şanlıurfa Devlet Hastanesi’ndeki tedavide HIV’li kan verildiği belirlenen Y.Ç’nin, Adana Çukurova Üniversitesi Balcalı Tıp Fakültesi’nde yapılan tetkiklerinin ardından, aile fertlerine de tahlil yapıldı. Baba Mehmet Ç, yeşil kartını evde unutan ailenin en büyük çocuğu V.Ç. (12) için daha sonra kartını getirmesi karşılığında, o dönem 210.99 TL’lik bir senet imzaladı. Ancak, geçen sürede kartını götürmeyip senedin karşılığını da ödemeyen baba Mehmet Ç’ye, Adana 8. İcra Dairesi’nden ödeme emri tebligatı geldi. Tebligatta, yasal faizi ve işlem ücretlerinin dahil edildiği 501.29 TL’lik borcun 10 gün içerisinde ödenmesi istendi. Maddi durumu iyi olmadığı için oğlu Y.Ç’yi kontrole dahi götüremediğini ileri süren Mehmet Ç. “Maaşımı bekliyorum, o maaşla çocuğumu kontrole götüreceğim. Bu parayı ödeyecek durumum yok, devletten rica ediyorum, ödemesi lazım” dedi. Konuyla yakından ilgilendiklerini belirterek, aileye yaptıkları yardımlara değinen Vali Okutan, “Devletin atması gereken tüm adımları attığımız kanaatindeyiz. Eksik varsa atmaya da hazırız. Senet düzenlendiğinden haberim olsa düzenletmem, öderiz ya da derhal bize intikal etmiş olsa icraya intikal olmaz onu ödetirim, şimdi de ödeteceğim” dedi. C MY B C MY B
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear