23 Aralık 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
Balyoz’da son gelişme: Balyozun sapı Recep’in elinde kaldı! YağmurDeniz CMYB C M Y B PANO DENİZ KAVUKÇUOĞLU ‘Memleketin Birinde Hoptirinam’ Durumları “Memleketin Birinde” ve “Hoptirinam” büyük gülmece ustamız Aziz Nesin’in ilki 1953, ikincisi 1960 yılında yayımlanan kitaplarının adıdır. Bu iki kitap, sanırım 1969 yılında, Bilgi Yayınevi tarafından tek kitap olarak basılınca “Memleketin Birinde Hoptirinam”, Türkiye’nin uzun yıllardan beri değişmeyen o trajikomik manzarasını yansıtan özgün bir ad olarak ortaya çıkmıştı. Aziz Nesin, bize acınacak halimizi göstererek güldüren bir yazardı. Bugün yaşıyor olsa, olan bitenlere bakıp kim bilir neler yazardı? Son beş-altı gündür hukuk alanında yaşananlar bile tek başına bir gülmece ustasının kaleminde okuyanı hem düşündüren hem de güldüren bir kitaba dönüşürdü. Şimdi bana, “Düşünmekse kafamız düşünmekten zonkluyor, gülmekse aynaya bakıp gülmekten kaslarımız acıyor, kitaba ne gerek var?” diye sorabilirsiniz. O zaman ben de size, “Eğer yaşadığımız hayatlar kaleme dökülmezse yarın bir gün doğacak torunlarımız bizleri nasıl tanıyacaklar?” diye sorarım. Tarih kitapları insandan ve hayattan söz etmezler ki... Bir süredir daha önce benzeri yaşanmamış olaylara tanık olunuyor ülkemizde. Bir dava düşünün, “Anayasal düzeni cebir ve şiddet ile yıkmaya teşebbüs” gibi dehşet verici bir suçlamayla açılmış, çoğunluğu emekli general ve albay olan sanıkları tutuklanmış. Avukatlar bu tutuklamalara itiraz ediyorlar, dilekçeler veriyorlar. İstanbul 12. Ağır Ceza Mahkemesi Üye Hâkimi Oktay Kuban dilekçeleri inceliyor ve 19 sanık için tahliye kararı veriyor. Gerekçesi: “Haklarında kuvvetli suç şüphesini gösteren olguların bulunmaması, bir kısım şüphelilerin mahkemeye sevk edilmeden doğrudan serbest bırakılması, bir kısım şüphelilerin mahkemece serbest bırakılması, bir kısım şüphelilerin avukatların itirazı üzerine mahkeme heyetlerince serbest bırakılması, tutuksuz yargılamanın yargının amacına ulaşmasına engel teşkil etmemesi, yüklenen suçun hukuki vasfının değişmesi ihtimali...” 19 sanık özgürlüğüne kavuşuyor. Aradan 17 saat geçiyor, bu kez üç yargıçlık bir heyet, “Yo, bu olmaz” diyor ve o 19 sanığın yeniden tutuklanmasına karar veriyor. Sanık general ve albaylar birer ikişer gelip teslim oluyorlar. Aradan üç gün geçmiyor ki adına “3. Balyoz Harekâtı” verilen büyük bir gözaltı operasyonu başlatılıyor. 14 ilde 70’i muvazzaf 86 asker gözaltına alınıyor. Aralarında her rütbeden general var, albaylar var... Hukuk bu, kimsenin gözünün yaşına bakmaz! Operasyon kararını Mehmet Berk ve Bilal Bayraktar adlı “özel yetkili savcılar” vermişler. Fakat pek de “yetkili” değiller ki İstanbul Başsavcısı Aykut Cengiz Engin, “Hop dedik!” deyince operasyona “ara veriliyor”. Ama içeri alınanlar hâlâ içerdeler. Köşe yazarları ise serbest bıraktırıcılardan ve gözaltına aldırıcılardan yana olmak üzere ikiye ayrılmışlar, demokrasi ve hukuk adına karşılıklı atışıyorlar. Bu arada Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kurulu Başkanvekili olaylara ilişkin Ankara’da, sokakta televizyonculara açıklama yaparken arkada bir yurttaş, “Bu ülkede hukuk yok!” diye bağırıyor. Polisler adamcağızı derdest edip gözaltına alıyorlar. Sonra bir açıklama geliyor, “Adamın akli dengesi bozuk” diye. Bu memlekette kim akıllı, kim deli bilinemiyor artık. Tam anlamıyla “Memleketin birinde hoptirinam” durumları yani. dkavukcuoglu@superonline.com www.denizkavukcuogluyazilari.blogspot.com Kanal B’deki “İmar Dos- yası”nda önceki haftanõn ko- nuklarõ Av. Ertuğrul Yal- çınbayır ile Av. Ali Araba- cı’ydõ… Bursa’daki “imar kayırmaları”na karşõ sivil toplumun “hukuk mücade- lesi” emektarlarõyla “ana- yasa ve kent” üzerine ko- nuştuk. Av. Arabacõ, partilerdeki “lider egemenliği”nin TBMM’ye yansõmasõnõ özet- le şöyle tanõmladõ: “Fikirler yerine genel başkan tali- matları görüşülüp oylanı- yor.” Eski DSP milletvekili, de- mokrasiyi değil, “emir-ko- muta”yõ düzenleyen “parti- ler yasası”na ve halkõn ter- cihlerine aşõlmaz “baraj”lar koyan “seçim yasası”na do- kunmayan bir anayasa deği- şikliğinin “iyi niyet”li ola- mayacağõnõ anlattõ. Av. Yalçõnbayõr da hukuk ihlallerinin “yasaların ha- zırlanışı”nda bile doruğa çõk- tõğõnõ vurgulayarak dedi ki: “Eğer kendi koydukları ku- rallara bile uysalardı, ana- yasa, toplumsal uzlaşmay- la hazırlanabilirdi..” Abdullah Gül liderliğin- deki ilk AKP iktidarõnda “başbakan yardımcısı” olan Yalçõnbayõr, hemen hiç “du- yulmamış” bir yönetmeliği anõmsatõyordu… “AB’yle uyum” sürecinde onaylanan “Mevzuat Hazırlama Usul ve Esasları Hakkında Yö- netmelik” 17 Şubat 2006’da yayõmlanmõştõ ve “yürür- lükte”ydi!.. İşte özeti: ‘Katılım’ yönetmeliği 1. md’de kanun, tüzük ve yönetmeliklerin “katılım- cı”lõkla düzenlenmesinin amaçladõğõ belirtilen yönet- melik, hazõrlõk için “ilgili bakanlıklar, kurumlar, DPT, yerel yönetimler, üni- versiteler, meslek odaları ve sivil toplum kuruluşları” görüşlerinden “mutlaka ya- rarlanılması”nõ öngörüyor. Ayrõca “internet ve tüm yayın”larla da duyurularak “kamuoyu değerlendirme- leri”nin alõnmasõ hükme bağ- lanmõş… dahasõ, yine tüm düzenlemelerin, hem “büt- çeye ve mevzuat”a hem de “sosyal, ekonomik ve ticari hayat”la birlikte “çevreye etkileri”nin de gözetilerek hazõrlanmasõ “önkoşul”. Bunlarõn nasõl yerine geti- rileceği ve katõlõmcõlõğõn na- sõl sağlanacağõ da ayrõntõla- rõyla tanõmlanan yönetmeliği lütfen Resmi Gazete arşivin- den okuyun… şu son anaya- sa değişikliği dahil, hemen tüm düzenlemeleri “biz yap- tık, bu nedenle demokra- tik” anlayõşõyla dayatanla- rõn nasõl yayõmladõğõna hay- ret edeceksiniz... Evet... İktidarõn TBMM’ye sunduğu anayasa değişikliği yasasõ, aynõ iktidarõn 4 yõl ön- ce “herkesin uyması” için düzenlediği “Mevzuatı Ha- zırlama Usulü Yönetmeli- ği”ndeki hiçbir “usul”e uy- gun değil... ‘Türkçeye de uymuyor Anayasa değişikliğinin “Türkçeye bile aykırı ol- duğu”nu saptayan Dil Der- neği Başkanõ Sevgi Özel’in açõklamalarõnõ da Melih Aşık’tan okuduk. (3 Nisan 2010 - Milliyet) Anayasada “yasa” yerine “kanun” denilmesi; “mü- fettiş” ile “denetçi” gibi ay- nõ anlamdaki sözcüklerin “birlikte” kullanõlmasõ; hat- ta bileşik sözcüklerin “ayrı” yazõlmasõ gibi çok sayõdaki “yazım yanlışı”, tek keli- meyle “hazin”dir… Demek ki Mevzuat Hazõr- lama Yönetmeliği’ne “Dil Derneği denetimi”ni de ek- lemek gerekiyor. “Uyulma- sa” bile, bari kâğõt üzerinde- ki demokrasimiz Türkçeye saygõlõ olsun... ÇED KÖŞESİ OKTAY EKİNCİ Anayasa ‘Usul’süz... HAYAT EPİK TİYATROSU MUSTAFA BİLGİN hetiyatrosu@mynet.com ekinci@cumhuriyet.com.tr KİM KİME DUM DUMA BEHİÇ AK behicak@yahoo.com.tr ÇİZGİLİK KÂMİL MASARACI kamilmasaraci@gmail.com HARBİ SEMİH POROY 7 NİSAN 2010 ÇARŞAMBA CUMHURİYET SAYFA 15 Gül’le Necati Yıldırım: “Abdullah Gül’ün Anayasa Mahkemesi'ne yaptığı hülle atamaya ‘Gül’le atama’ da denebilir!” Gelin Erol Barutçugil: “Recep, ABD'ye karşı taze geline döndü: Hem ağlarım, hem giderim diye kıvırtıyor!” Bedel Ahmet Önen: “Her insanın bir satın alınma bedeli varmış. Kimi bir paket makarnaya, kimi de bir kahvaltıya gidiyor!” Mevlüt Çavuşoğlu havaalanı açıyor! AKP Antalya Milletvekili Mevlüt Çavuşoğlu ‘her horoz kendi çöplüğünde öter” hesabı memleketi Alanya’da meydanı boş bulmuş konuşuyor: “Alanya Gazipaşa Havaalanı’nın pist uzunluğu konusu siyasi iradenin elindedir. Pistin uzayıp uzamayacağı ile ilgili rapor olmaz, pisti istediğiniz kadar uzatabilirsiniz ve uzamasının devlete hiçbir maliyeti yoktur.” Alanya Gazipaşa Havaalanı açılsa Akdeniz bölgesindeki turizm dengeleri değişecek. Ulaşım açısından 120 kilometre ötedeki Antalya Havaalanı’na bağlı olan Alanya “ücra köşe” olmaktan çıkacak, 20 kilometre ötesindeki havaalanı ile cazibe merkezi olacak. Fakat hükümetin iradesinin üstünde daha büyük bir siyasi ve ticari güç havaalanının açılmasını engelliyor. Belli ki Mevlüt, havalimanının açılışını başka adayın olmadığı Avrupa Konseyi Parlamenter Meclisi’ne başkan seçilmek kadar kolay ve basit bir iş sanıyor. Mevlüt, civanımın padişahı Fatih Sultan Recep’le görüşüp konuyu halledeceğini sanıyor, ilişkiler yumağının Recep’i aşan bir boyutta olduğunu ya bilmiyor ya da bilmezden geliyor! Bu arada madem Mevlüt’ün ağzından “biz açarız” lafı çıkmış, turizmciler de “Eğer o kadar kolaysa, açsın da görelim” diyor. Elini tutan mı var Mevlüt aç da görelim! Nazi Almanyası’nda papaz Martin Niemöller’in günlüğünden: “Önce sosyalistleri topladılar, sesimi çıkarmadım; çünkü ben sosyalist değildim. Sonra sendikacıları topladılar, sesimi çıkarmadım; çünkü sendikacı değildim. Sonra Yahudileri topladılar, sesimi çıkarmadım; çünkü Yahudi değildim. Sonra beni almaya geldiler; benim için sesini çıkaracak kimse kalmamıştı.” ANKARA’DAKİ araştırmacı yazar dostumuz Mustafa Yıldırım, “The Think Tank Soytarısı”ndan söz ediyor: “Soytarı, işin püf noktasını çabuk anlıyor; üç beş ahbabıyla bir merkez kuruyor. Soytarı ve dostları, merkezin önüne ‘stratejik’ ve ‘araştırma’ sözcüklerini de ekliyor; oluyor sana bir bilimsel kurum! Soytarı, Amerikan makalelerinin paragraflarını Türkiye’ye uyarlayıp yeniden yazıyor. Genç ‘master’ öğrencilerini oturtuyor bilgisayarın başına; süslüyorlar dosyayı, oluyor sana yepyeni bir proje! Ezberlenmiş cümle kalıplarını birbiri ardına sıralamaktan başka hünerleri olmayan televizyon soytarıları da program hazırlıyor. Televizyon soytarısı, iktidarları küstürmeyecek, patronu köpürtmeyecek geveze konuk sıkıntısı çekiyor. Soytarı, projesini gönderiyor ekran soytarısına ve ekranlar ışıldıyor. Soytarı, artık ekranların değişmez konuğu oluyor: Gün ortasında siyasal gelişme mi var; soytarı, ‘uzman’ olarak telefonun ucunda. Soytarının yanıtları hap gibi, ilaç gibi geliyor liberal sivil-askerlere! Soytarı yakından izleniyor yabancı elçiliklerce. Gün oluyor sivil ataşeler, soytarıyla kokteyllerde yüz yüze görüşüyor. Soytarının önü açılıyor; panellere çağrılıyor; katılanların sayısı 30’u geçmeyen sözde uluslararası ‘güvenlik’ konferanslarında sınanıyor. Soytarı öğretim üyesi oluyor; ‘kanaat önderliğine’ yükseliyor. The General ona danışıyor; The Hoca fetva veriyor yıldızı parlatılsın diye! Artık bırakıyor soytarı o eski yarım-yamalak bilimsel yazıları bir yana; sıradan kasaba politikacısı ağzıyla saldırıyor da saldırıyor. Soytarı, yargı kurumlarının bağımsızlığını bile çok görüyor; ‘Sanki’ diyor, ‘şimdiki kurumlar bağımsız mı?’ Soytarı daha da bağımsız yargı isteyeceğine, kadı tahakkümünü ‘adalet’ diye yutturmaya çabalıyor. Süren davalardaki iddiaları gerçek kabul edip, savunmasız tutsaklara saldırıyor! Yaklaşan seçimlerde milletvekili adaylığını güvenceye almak istiyor. Çünkü dünyanın şurasına burasına çağrılmayı, kanlı ellerini ‘demokrasi’ eldiveniyle gizleyen zorbaların karşısında viski yudumlayarak kırıtmayı hüner sanıyor! Çünkü Amerika’nın gücüne güveniyor ve dönüşüme iman ediyor. Çünkü soytarı Washington’da, The General’in Türk ordusunu ‘demokratlaştırıp’ küresel eşkıyanın yedeğine sokacağını öğrendi. İyi de; soytarıya güvenip Cumhuriyet devletinin temellerini sarsmaya çalışan liberal sivil-askerlere ne demeli?” Soytarı HAYVANLAR İSMAİL GÜLGEÇ BULMACA SEDAT YAŞAYAN SOLDAN SAĞA: 1/ Ordu’nun Kumru ilçe- sinde bir şela- le. 2/ Bir et- kinliğin geçici olarak durdu- rulduğu süre... Ziyan. 3/ Es- kiden adaçayõ- na verilen ad. 4/ Öğütülmüş tahõl... Tü- mör... Hollan- da’nõn plaka imi. 5/ Yõrtõk, eski püskü giysi. 6/ Yunan mi- tolojisinde, Afro- dit’in gözdesi olan güzel delikanlõ... Bir soru sözü. 7/ Aygõt, araç... Yoz beğeni, zevksizlik. 8/ Yalnõz iki geniş yüzü teste- reyle düzeltilmiş tahta... Sõkõ dokunmuş bir tür pamuklu kumaş. 9/ Son derece yoğun bir kütle çekimine sahip olan ve bu nedenle õşõğõ bile bõrakmayan varsayõmsal gökcismi. YUKARIDAN AŞAĞIYA: 1/ İzmir’in Selçuk ilçesindeki turistik sahil ve or- man alanõ. 2/ Muğla’nõn Milas ilçesine bağlõ tu- ristik bir belde... Altõn ve gümüş işlemeli bir tür ipek kumaş. 3/ “Gel ey hilal kaşlõm dizim üstü- ne / Ay bir yandan sen bir yandan --- beni” (Sa- bahattin Ali)... Arka tarafõnda kõrmalarõ çok, ba- caklarõ dar bir pantolon. 4/ Çin’in para birimi... Bir nota. 5/ Nazar değmesine karşõ tütsü olarak kullanõlan bir bitki. 6/ Dansta erkeğe eşlik eden kadõn... Un, et ve bamya ile yapõlan bir yemek. 7/ Huzur... “Dağtavuğu” da denilen bir kuş. 8/ Düzme, sahte... Bir nota. 9/ Renyum elementinin simgesi... Arkadaş, dost. 1 2 3 4 5 6 7 8 9 1 2 3 4 5 6 7 8 9 Ç E R İ M O Y A İ V E D İ E Z A Ğ K A Ç A M A K D U T O P E R A E T İ K A N Ç M A F İ Ş İ S R İ T İ M L A D İ Y E T E T İ K O T E L T A P I 1 2 3 4 5 6 7 8 9 1 2 3 4 5 6 7 8 9
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear