23 Aralık 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
CMYB C M Y B SAYFA CUMHURİYET 20 NİSAN 2010 SALI 6 HABERLER TERÖR VE TOPLUM / MEHMET FARAÇ mfarac@cumhuriyet.com.tr - www.mehmetfarac.com Türk-Kürt gerginliğine dönüşen “Açılım” fiyaskosu Ankara milletvekili Zekai Özcan’ın AKP’den istifasına yol açmıştı... Özcan’ın dünkü Vatan gazetesine söylediklerini okuyunca AKP’deki tek rahatsızlığın açılım olmadığı bir kez daha anlaşıldı.. İşte isyan eden bir mebusun, adalet ve demokrasi takıyyesine sığınan bir parti ile ilgili çığlığı!.. Okuyunuz ve de AKP’nin ülkeyi ne hale getirdiğini içeriden birinin anlatımlarıyla bir kez daha görünüz: “İkinci dönem ekonomi gerçekten kötüleşti. Son 3 senede hiç büyümedik, daraldık. Biz eksi 0.5 daralırken, bize benzeyen ülkeler reel olarak yüzde 17 büyüdü. 2009 yılı sonu itibarıyla güncelleştirdiğimizde sağlığa, eğitime, yoksul kesimleri içine alan sosyal korumaya harcamamız gereken 771 milyar TL’yi genel bütçeden borç faizlerine akıtmışız. İşsizliği düşürecek yerde, yüzde 14’e yükseltmişiz. İşgücüne yüzde 47 katılım oranı olup da işsizliğin yüzde 14 gibi yüksek olduğu bir başka ülke olsa, orada sosyal patlama olurdu. Bu o kadar vahim bir durumdur.” Özcan’a sorulan son sorunun yanıtını ise demokrasi bahanesiyle iktidarın dümen suyundan ayrılmayan aklıevvellerin, liboş tayfasının ve dönek kalemlerin çok iyi okuması gerekiyor! İşte Özcan’ın “AKP’de parti içi demokrasi işliyor mu” sorusuna verdiği yanıt: “Hayır işlemiyor. Bir defa ‘istişare’ deniliyor, kesinlikle yok. Birikimin, tecrübenin, bilginin fazla önemi yok. Bir milletvekili farklı bir şey söylüyor, dinlemiyorsunuz. Tek taraflı karar veriyorsunuz, uygulamaya geçiyorsunuz, ondan sonra ‘Gelin tartışalım’ diyorsunuz. Adaleti tam uygulamadığın zaman her şey biter.” İsyancının İlk Çığlığı!.. Anımsarsınız, Tayyip Erdoğan geçtiğimiz ay belediye başkanlıklarının neredeyse tamamını kaybettiği Urfa’da bir miting yaptı. Kentin 9 AKP milletvekili ise 29 Mart 2009’daki seçim yenilgisini kapatma uğruna Doğu ve Güneydoğu illerinden binlerce insanı kent meydanına taşıdı. İşte o meydanda açılan bir pankartta yazılanlar bugün yaşananları haber veriyordu: “Padişahım çok yaşa...” Pankartı açan yurttaş acaba Zekai Özcan gibi AKP’de demokrasi olmadığını mı anlamıştı, yoksa geleceği mi görmüştü?.. Aslında AKP yanlıları ve karşıtları gibi herkes, yalnızca “Ergenekon” hikâyesiyle ülkede terör estirilmesini ve tek parti faşizminin ezici uygulamalarını değil, partisini tek adam gibi yöneten Erdoğan’ın kafasındaki planı da çok iyi anlamıştı!.. Erdoğan da önceki gün işte o hedefini açıkladı: “Başkanlık sistemi kafamda...” Ülkedeki Atatürkçüler, çeteci ve terörist iddiasıyla zindana tıkıldı!.. Muhalif medya susturuldu, bunun karşılığında da damatların denetiminde yandaş medyalar yaratıldı... Türk Silahlı Kuvvetleri kumpasa alındı!.. Karargâhta neredeyse general kalmadı!.. Yüksek yargının koltukları ise anayasa değişikliği adı altında ele geçirilmeye çalışılıyor!.. Anlayacağınız Cumhuriyetçiler sindirilirken devlet de aynı hızla dönüştürülüyor! Tüm hesap AKP’yi 2011’de üçüncü kez sorunsuz olarak iktidara getirebilmek!.. Yani nihai hedef Cumhuriyetin yapısıdır... Liboş yamyamların yıllar öncesinden “2. Cumhuriyet” tamtamlarını niye çaldığını anladınız mı şimdi?.. Yamyamların Tamtam Sesi!.. Birileri padişahlık rüyasıyla rejimi dönüştürmeye devam ederken, devletin çivisinin çıktığını kanıtlayan olaylar da durmuyor!.. Yani gerginlik ve kaos rejimin damarlarında hızla ilerliyor! Şüphesiz bunun en büyük nedeni devletin stratejik birimlerinin birbiriyle kavgalı hale gelmesi ve bu yüzden güvenlikte oluşan derin zafiyet!.. Deniz Baykal’ın Van’da yumurtalı ve taşlı sadırıya uğraması engellenseydi... Ahmet Türk’ün Samsun’da yumruklanması önlenebilirdi!.. İki polisi şehit eden teröristlerin Ladik ilçesinin göbeğine kadar ineceği istihbarat edilseydi... Dün Enerji Bakanı Taner Yıldız yumruklanmayacaktı!.. “Açılım” adı altındaki fiyasko plan, kitleler arasında gerginlik yaratıyor, kaosta çırpınan insanlar ise toplumsal öfkeyi kendi adaletleriyle dindirmek istiyor!.. Dikkat ediyor musunuz, Tokat’ın Reşadiye ilçesinde 5 askeri şehit eden teröristler de, Ladik’in ortasına kadar inip eylem yapacak kadar pervasızlaşan teröristler de bir türlü yakalanamadı!.. Niçin acaba?.. Birinci mesele, devletin hassa kurumları ile bürokrasideki çatışma güvenlikteki zafiyeti giderek arttırıyor!.. İkinci mesele ise iktidarın gücü yalnızca vatanını seven gazeteciye, profesöre, siyasetçiye ve askere yetiyor!.. Dışarıda potansiyel bir Silivrici kalmış olsaydı, eminim iki polisi de Ergenekoncular vurdu diyeceklerdi!.. Ergenekon’un Son Eylemi!.. Ahmet Türk’ün yumruklanmasını bahane edenlerin sokağa dökülmesi plansız değildi... Samsun’un Ladik ilçesinde iki polisin öldürülmesi de rastlantı olamazdı!.. Çünkü Öcalan, Kürt açılımının fiyaskoyla sonuçlanmasını değerlendirirken, “AKP Kürtleri arkadan hançerledi” demişti! Emine Ayna, “Bitti bu iş” diye çığlık atmıştı!.. Murat Karayılan ise “Süreç savaşa gidiyor” diye konuşmuştu!.. Peki bundan sonra ne olacak?.. İşte Adana’nın Karaisalı ilçesinde doğan “Abbas” kod adlı Duran Kalkan’ın dün PKK sitelerine yansıyan röportajının özeti: “Siyasi diyalogla çözüm bulma dönemi bitti!..” Görülüyor ki, devletimiz İmralı’da yatan Öcalan’ın ayağına bakan gönderse de, iktidar; hâkimi, savcıyı ve vali yardımcısını, 34 teröristi karşılamaları için Habur’da konuşlandırsa da, PKK bildiğini okumaya devam ediyor! Duran Kalkan’ın açıklamalarını okuyun, gelecekte neler olabileceğini varın siz görün: “Şimdiye kadar siyasi, askeri, ideolojik her alandaki mücadelemizin tek hedefi, ‘siyasi diyalogla çözüm bulma’ doğrultusundaydı. Şimdi bunu söylemeyeceğiz. Biz ‘kendi demokrasimiz’i inşa ederek, ‘demokratik toplum’ örgütlülüğünü geliştirerek kendi çözümümüzü özgücümüzle sağlayacağız. ‘Propagandamız’ buna dönük olacak, örgütlenmemiz bu temelde gelişecek, ‘serhildan’ı buna göre geliştireceğiz, ‘meşru savunma savaşı’nı bu temelde yürüteceğiz. Bu bir stratejik değişim oluyor, dolayısıyla hedefimiz değişiyor.” Anlamadınız mı?.. O zaman Kalkan’ın kullandığı sözcüklerin anlamını tek tek açıklayayım: Kendi demokrasimiz: KCK, Demokratik toplum: Milisleşme, Propaganda: Siyallaşmış PKK, Serhildan: Başkaldırı, Meşru savunma: Saldırı!.. PKK’nin Yeni Stratejisi!.. Cumhuriyet, kendi kulvarında rakipsizdir. Fikir odağıdır. Kurtuluş Savaşı, Atatürk ve Cumhuriyet devrimleri.. Demokrasiye doğru yürüyüş.. Bilime ve bilgiye dayalı bir ülke inşası.. bütün bunlar bizler için büyük deneyimler ve ders çıkarılacak konulardır. Cumhuriyet döneminde yapılamayanlar, gerçekleştirilemeyenler de! Atatürk ve gerçekleştirdikleri, tutarlı bir fikir silsilesinin ürünleridir. Feodal, yarı feodal çökmüş bir imparatorluktan geride kalmış bir ülkede, dünyada eşi görülmemiş bir süre içinde ve hızda, Aydınlanma düşünceleri temelinde burjuva demokratik devrimlerini gerçekleştirme, bunlar temelinde çağdaşlığı yakalama düşüncesi, ancak büyük bir devrimcinin düşü olabilirdi! Bugün Türkiye diğer İslam ülkelerinden farklı bir yerdeyse nedeni, o büyük adamın kurduğu düşün peşindeki amansız koşusudur! Cumhuriyet bu büyük koşuyu, ishal olmuş beyinlerindeki iler tutar yanı olmayan dayanaksız düşüncelerle yıkmaya ve karalamaya çalışanlara karşı da bir odaktır! Onların istediği; geçmişi tamamen yıkılmış, hiçbir referans noktası bırakılmamış, belleği silinmiş bir ülke ve halk yaratmak. Geçmişte hiçbir iyi şeyi kalmayan bir milleti, istedikleri yere güdebileceklerini düşünürler! Şüphesiz, tarih tarihtir. Ülkeler, milletler ise yarınları yeniden kurma çabaları içindedir: Hep daha iyiyi, daha güzeli arayışı. Biz bu uğraşın neferleriyiz. Belki de ütopyacılarıyız! Cumhuriyet, bir düşünce gazetesidir. Bu ise gazetemize gelecek için inanılmaz bir ufuk açıyor: Gelişmiş dünya, bilgi toplumu ve bilgi ekonomisi üzerinde yeniden inşa dönemine girmiştir. Sanayi devriminin ve sanayi toplumu politikalarının yarattığı bütün olumsuzlukları, petrol savaşlarını, egemenlik bölgeleri politikalarını insanlık aşmak zorundadır! Sanayi toplumunun yerini almaya başlayan bilgi toplumu ve ekonomisi ise kendi doğal enerji kaynaklarına odaklandı. Atom santralları, bilgi toplumunun en büyük enerji harikasıdır! Bugün güneş, rüzgâr ve hidrojen kaynakları, bu yeni toplum ve ekonominin diğer harika çocuklarıdır ve daha barışçı bir dünya için yakılan umutlardır. Uygarlık, fikirler üzerinde gelişir ve büyür! Bugün daha iyi bir ekonomi, daha iyi yaşanabilir bir toplum ve yerküre arayışı içindeyiz.. Türkiye, bilgi toplumu ve ekonomisinin, daha iyi demokrasi, özgürlük ve saydamlığın arayışı içinde mi olacaktır, bu arayışlara katkıda mı bulunacaktır? Yoksa, tersine mi gidecektir! AB ülkeleri ve bugün ileri atılan bütün ülkeler, çalışan nüfusun yeteneklerini geliştirmeyi en önemli sorunları olarak görüyor. AB ülkeleri, çalışan nüfusu hızla üniversiteleştirmenin, önemli bir kesimini de bilim ve teknoloji insan kaynakları olarak hızla geliştirmenin politikalarını uyguluyor! Türkiye bu gelişmenin içinde mi olacaktır, yoksa tribünlerde seyircisi mi? Şüphesiz ki içinde olacak, olmalı! Cumhuriyet, toplumsal ileriye atılımların, gelişmelerin, ilerleyişlerin ve büyük devrimlerin destekleyicisi ve adı olmak zorundadır da! Dünyanın aldığı yol, bence Cumhuriyet’in fikir gazetesi pozisyonunu güçlendiricidir. Ancak ne yazık ki, AB, Çin, Güney Kore, Finlandiya gibi diğer ve yeniden ileri atılım içinde olan ülkelere kıyasla, ülkemizde yaşadığımız paradoksal durum, aşılması gereken tarihsel süreçleri yeniden önümüze çıkarıyor. Ülkemizin heyecanlı ve duygu yüklü cumhuriyetçi- düşünen insanlarından pek çoğu, ülkece içine düştüğümüz derin yarılma ve kamplaşmada, umutsuzluk ve duygularını ön plana çıkarıyor. Bir kısım okurun “vurdun mu devireceksin” tarzındaki gazetecilikte umut ve duygusal tatmin araması doğaldır. Onlar yine Cumhuriyet’in okurlarıdır! Biz, düşünce gazetesi olarak, aklı daha çok ön planda tutmak zorundayız! Yapmamız gereken bir şey daha var: Bu özelliğimizi güçlendirmek ve durmadan inşa etmek! Başkalarına benzemeye kalkışırsak, sıradanlaşır ve yerimizi, tarihsel konumumuzu kaybederiz! Şüphesiz ki siyaseti ve toplumsal olayları, yaşadığımız güncel gerçeği ve olguları, daha renkli, sade ve ince bir dille anlatma becerisine sahip yeni arkadaşlarımıza gereksinim vardır! Cumhuriyet’i fikriyle geliştirmek, büyütmek ve günlük okunmadan geçilemeyen bir gazete olarak sürekli inşa edebilmek herkesin arzusudur... obursali@cumhuriyet.com.tr BİLİM ve SİYASET ORHAN BURSALI Düşünce Odağı Anayasa paketinin genel kuruldaki görüşmelerine sert tartõşmalarõn ardõndan geçildi Meclis’te taktik savaşõANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - TBMM Genel Ku- rulu’nda dün muhalefet partile- ri AKP’lilerin anayasa deği- şikliği önerisinin görüşmelerine geçilmesini geciktirmek için çeşitli taktiklere başvurdu. TBMM Başkanõ Mehmet Ali Şahin’in yönettiği genel ku- rulda önce gruplarõn Meclis gündemiyle ilgili Danõşma Ku- rulu önerileri ele alõndõ. AKP, anayasa paketinin ilk tur gö- rüşmelerinin tamamlanmasõ için TBMM’nin 23 Nisan dõşõnda, 9 gün boyunca aralõksõz çalõştõ- rõlmasõnõ planlõyor. CHP, MHP ve BDP ise ayrõ ayrõ danõşma kurulu önerileri verdi, sõk sõk toplantõ yeter sayõsõ ve yoklama istedi ve dört kez de usul tar- tõşmasõ açõldõ. Genel Kurul dün saat 13.00’te açõlmasõna karşõn ancak saat 19.05’te anayasa pa- keti görüşmelerine geçilebildi. Bu kez de, CHP’li Atilla Kart ile İsa Gök önerinin bazõ mad- delerinin anayasa ve içtüzüğe aykõrõ olduğu gerekçesiyle Mec- lis Başkanõ’nõn görüşmeleri ip- tal etmesini ve maddelere iliş- kin usul tartõşmasõ açõlmasõnõ is- tedi. Bu tartõşmanõn ardõndan an- cak saat 19.40’ta görüşmelere geçilebildi. Başbakan Tayyip Erdoğan, engellemelerle ilgili olarak “Er veya geç, bu, bir ay da sürse, bu süreci devam et- tireceğiz. Biz artık bu yola çıktık, bunu bitireceğiz” dedi. Yumruklu saldõrõya uğrayan Enerji ve Tabii Kaynaklar Ba- kanõ Taner Yıldız da görüş- melereke katõldõ. CHP Grup Başkanvekili Hakkı Süha Okay, Şahin’in başkanlõk sunuşlarõnõ okutma- dan grup önerilerine geçmesine tepki göstererek usul tartõşma- sõ açõlmasõnõ istedi. Salõ günü dõ- şõnda grup toplantõlarõnõn TBMM TV’den verilmemesine karşõn, bugün AKP grup top- lantõsõnõn Şahin’in de oluruyla naklen verildiğini vurgulayan Okay, “Meclis kurallarla çalışır. AKP’nin arzusuna göre, istediği gibi çalışmaz. TBMM Başkanı bu sorum- luluğu taşımakla yükümlü- dür. İkaz ediyorum lütfen TBMM Başkanı sıfatı ve yasamanın saygınlığını ko- ruyacak, içtüzüğü göre gö- re ihlal ettirmeyecek bir ta- vır içinde olun” sözleriyle de Şahin’i hedef aldõ. MHP Grup Başkanvekili Oktay Vural, usul tar- tõşmasõnda kendisine söz vermeyen Şahin’e sert eleştiriler yöneltti. Vural, “Özel bir tali- matla buraya gel- mişseniz Meclis Baş- kanlığı sıfatınıza ya- kıştıramıyorum. Sizin bu- raya gelmeniz muhalefetin sesini kısmaksa kim olursa olsun bu hakkımızı yedir- meyeceğiz” dedi. Eskişehir Milletvekili Tay- fun İçli, anayasa değişikliği- nin görüşülmesi kararõ alõn- madan Genel Kurula oy ka- binleri ve sandõklarõnõn ko- nulmasõnõ “skandal” olarak nitelendirdi. İçli, “Belki de kabinlerin içinde gizli ka- mera ve ses kaydı da vardır, nasıl oy verdiğinizi tespit etmek için” dedi. Bunun üze- rine CHP’li Ali Rıza Öztürk kabinleri tek tek kontrol etti. Değişikliğin bir dönem son- rasõna bõrakõlmasõ isteklerini eleştiren Devlet Bakanõ Cemil Çiçek ise “Yapılacak iş doğ- ruysa bugünün işini niye yarına bırakalım” dedi. Çi- çek, “Millete gitmem de, mahkemeye giderim derse- niz, millet iradesi yerine başka bir makamın irade- sini ikame edemeyiz. Bu çağdışı bir demokrasi anla- yışı olur. Uzlaşırsak tamam, uzlaşamazsak mahkemeye gideriz, olmaz. Orada boz- dururum, hallederim, di- yorsak meseleyi şeytan üç- genine sokmayalım” diyerek CHP’yi hedef aldõ. AKP, genel kurulda görüş- melerin hõzla gerçekleşmesi ve parti içinde fireleri en aza indirebilmek için önlemlerini aldõ. AKP yönetimi, görüşme- lere başlanmadan önce millet- vekillerine “anayasa oylama kartı” dağõttõ. Milletvekille- rinden, katõldõklarõ oylamalarõ bu karta da işaretlemeleri is- tendi. AKP yöneticileri, mil- letvekillerinin bazen hangi maddeye oy kullandõklarõnõ şaşõrdõklarõnõ belirterek oyla- maya katkõ uygulamasõyla bu tür olaylarõn önlenmesinin amaçlandõğõnõ öne sürdüler. Ancak AKP yönetiminin asõl amacõnõn, milletvekillerinin oylamaya tam katõlõmõnõn sağ- lanmasõ olduğu dile getirildi. AKP yönetimi, bakan ve mil- letvekillerinin Ankara dõşõna çõkõşlarõ yasaklandõ. Yurtdõşõ- na çõkmak zorunda kalacak bakanlar için oylamalarla ilgili vekâlet dilekçeleri hazõrlandõ. Başbakan Tayyip Erdoğan, grup toplantõsõnõn basõna ka- palõ bölümünde milletvekille- rini uyardõ. Tüm milletvekili ve bakanlardan görüşme ve oylamalara tam kadro katõlma- larõnõ, genel kurulda kalabalõk ve ciddi bir görüntü sergile- melerini isteyen Erdoğan, gö- rüşmeleri AKP için “bir sı- nav” olarak nitelendirdi. Re- ferandum için zorunlu olan 330’u aşma konusunda bir en- dişesinin olmadõğõnõ belirten Erdoğan, “Herkesin hassasi- yet göstereceğini biliyorum. Ben hep burada olacağım” dedi. Milletvekillerine, anaya- sa değişikliklerinin genel ku- rulda görüşme usulüne ilişkin bilgi veren Erdoğan, gizli ya- põlan oylamalarda beyaz pulun “kabul”, kõrmõzõ pulun “ret”, yeşil pulun “çekimser” anla- mõna geldiğini söyledi. Erdo- ğan, “Şaşırmayın beyaz ve- receksiniz” dedi. AKP’lilere ‘oylama kartı’ TBMM’deki görüşmeler sırasında sık sık tartışmalar yaşandı. Meclis Başkanı Şahin’e iti- razda bulunan muhalefet temsilcileri usul tartışması açılmasını istedi. (Fotoğraflar: AA) BDP VE DSP OYLAMAYA KATILMIYOR ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - BDP, AKP’nin kendile- rini muhatap almaması ve Türk Ceza Yasası, Terörle Mücadele Yasası ve Seçim Yasası değişikliği önerileri ile ilgili adım atmaması üzerine, anayasa oylamalarına “ka- tılmama” kararı aldı. Ancak AKP ile görüşme kapısı açık tutulacak. BDP, AKP’den yeni bir adım gelmemesi durumunda, referandumda da “sandığa gidilmemesi” yönünde kampanya yürütecek. 6 sandalyesi bulunan DSP de anayasa oylamalarına katılmama kararı aldı. CHP LİDERİ BAYKAL MECLİS’E SESLENDİ ‘Yargıyı işgal girişimi’ ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - TBMM Genel Kurulu’nda anayasa değişikliği paketi görüşmeleri sõrasõnda kürsüye çõkan CHP li- deri Deniz Baykal, “Bu bir AKP projesidir. Recep Tayyip Erdoğan projesi olarak günde- me gelmiştir” dedi. Baykal, bazõ değişiklikle- ri “üniformasız, apoletsiz bir darbeyle yar- gıyı işgal etme girişimi” olarak nitelendirdi. Baykal, genel kurulda yaptõğõ konuşmada “Türkiye’nin anayasal deneyiminin çok önemli bir noktasında tarihi viraj alma durumuyla karşı karşıya olduğunu” vur- guladõ. Anayasanõn bundan önce 16 kez de- ğiştirildiğini vurgulayan Baykal, “Bu deği- şiklik, en kapsamlı ve dikkate değer paket- lerden biri. Anayasanın özünü, ruhunu, te- melini ilgilendiren değişiklikleri amaçladı- ğı için bu, geçmiş anayasa değişikliklerin- den daha temel bir değişiklik” dedi. ‘Recep Tayyip Erdoğan projesi’ CHP lideri, 17. anayasa değişikliğinin diğer 16’sõndan köklü bir şekilde farklõ olduğuna dikkat çekerken şu görüşleri dile getirdi: “İlk kez, anayasamızın temellerini ilgilendiren bir anayasa değişikliği paketi, sadece ikti- dar partisinin kendi gündeminin bir parça- sı olarak, kendi zihniyetinin doğrultusun- da, kendi tercihleri icabına göre değiştiril- mek istenmektedir. Anayasa, bir siyasi par- tinin zihniyetinin damgasını vuracağı bir çerçeve olmamalıdır. Şimdiki paket, tama- men parti içi olay, bir AKP projesi, hatta bu bir Sayın Recep Tayyip Erdoğan projesi olarak parlamentonun gündemine gelmiş- tir. Anayasa değişikliği, çiftçinin, esnafın, işsizin, ekonominin talebi değil, AKP’nin talebi, Erdoğan’ın projesi ve ihtiyacı.” ‘Yargıya Tayyip Erdoğan cüppesi’ “İktidarın, Başbakan’ın siyasi hege- monyasının yargıya dayatılmak istendiği- ni” kaydeden Baykal, “Cumhurbaşkanlığı freni olmayan bir durumdayız, bir süre sonra yargı freni de kalmayacak. Bu giri- şim, üniformasız, apoletsiz bir darbeyle yargıyı işgal etme girişimidir. Başbakan, yargıya Tayyip Erdoğan cüppesi giydir- mek istiyor” diye konuştu. Baykal, AKP’li- lere “Bu Türkiye’nin ihtiyacı olmaktan tamamen uzak, Sayın Başbakan’ın önü- müzdeki seçim sonrası ortaya çıkacak si- yasi denge içinde, kendini ve AKP yöneti- mini güvence altına alma girişimidir. AKP’li sağduyulu arkadaşlarımdan ve milletvekillerinden bu tarihi yanlışa geçit vermemelerini istiyorum” diye seslendi.
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear