23 Aralık 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
CMYB C M Y B SAYFA CUMHURİYET 7 MART 2010 PAZAR 20 KÜLTÜR kultur@cumhuriyet.com.tr Hayko Cepkin / Sandık / EMI TV programlarõndan magazin sayfalarõna uzanan görüntüsü, yalõn davranõşlarõ, sõklõkla değişen imajõ ve ortalama kulak değerlerine kafa tutan sertlikte müziğiyle son yõllarõn en dikkat çeken isimlerinden birisi şüphesiz Hayko Cepkin. Üçüncü çalõşmasõnõn adõ “Sandık”. Hayko’nun açtõğõ bu “Sandõk”, siyasi iktidarõn açtõğõ paketlere benzemiyor. Saldõrgan tutumuna karşõn tozun toprağõn birbirine karõştõğõ sistem için zararsõz ve apolitik bir albüm. Kelimenin olumlu anlamõnda karanlõk bir albüm “Sandõk”. Umutsuz hikâyeler ve hiçlikle yoğrulmuş satõrlarla kuşatõlmõş; kaderci, varoluşçu, nihilist çizgiler taşõyor. Sözler bazen incelikli ve duygusallõktan kõrõlõyor, bazen irkiltici şekilde kaba, bazen de zamane EMO’larõnõ anõmsatacak kadar umarsõz. Anadolu pop ile endüstriyel metalin, brutal vokal ile türkünün sarmaş dolaş edildiği şenlikli bir nota dünyasõnda, makamlõ söylemeye biraz daha kafayõ takmõş görünüyor Hayko. Belki ilerde hayõrlara vesile olabilecek olan bu zorlu tercih, şimdilik bir monotonluk riski taşõyor. Müzik her zamanki gibi dolgun ve tok. Hayko’nun arkasõndaki müzisyenler giderek kendilerini geliştiren ve günden güne daha iyi çalan isimler. “Yol Gözümü Dağlıyor” ve “Sahibi Yok” adlõ parçalarda Umut Töre’nin metalik tonlardaki nefis gitar sololarõ dikkat çekici. Hayko şarkõlarõnda solo görmek memnuniyet verici; davulun ve basõn daha fazla hissedilmesi de… Düzenlemeler daha gelişkin ve zengin. Ayrõca pek çok yönden de bir önceki “Tanışma Bitti” albümünden daha iyi bir çalõşma “Sandõk”. muratbeser@muratbeser.com GONJASUFI / A Sufi and a Killer / Warp Records Farklõ olanõ bulmakta öncülüğü pek kimselere kaptõrmayan bağõmsõz plak şirketi Warp Records, yine çok konuşulacak bir albümle karşõmõzda. Asõl adõ Sumach Ecks olan Gonjasufi, Las Vegas’õn Nevada çöllerine yakõn bir bölgede yaşayan bir rap şarkõcõsõ ve yoga öğretmeni. Psychedelic rock ile elektronik seslerin başarõyla bütünleştirildiği albümün adõ ilk anda insana garip geliyor. Sufizm ile öldürme, birbiriyle yan yana gelemeyecek iki zõt konsept... Ancak albümü dinledikçe zõtlõklardan esinlenildiği anlaşõlõyor. Örneğin, hayvanlarõ yememek için koyun olmayõ hayal eden bir aslanõn itiraflarõna yer veren “Sheep” adlõ şarkõ... Ayrõca, dünyevi ve mistik konularla ilgili şarkõ sözleri, gelenekselin dõşõna çõkarak çelişkilerden yararlanan prodüksiyon da bu tarzla uyum içinde. Gonjasufi, acid rock türü şarkõlarda ya da baladlarda geniş bir yelpazede çok iyi kullanabildiği sesini, yoga dersleri sõrasõnda mikrofon kullanmak istemediği için, diyaframõnõ güçlendirmeye çalõştõğõ sõrada geliştirmiş. Sun-Ra ve Seasick Steve havasõ hissedilen müziğin üzerine, bir de bu etkileyici vokal eklenince, her şarkõsõyla fark edilecek bir albüm olmuş. Albümde Türk dinleyiciler için hoş sürprizler de var. “I’ve Given” adlõ şarkõ, Erkin Koray’õn “Senden Başka Kimse Yok İçimde” adlõ şarkõsõnõn üzerine kurulmuş. Koray’õn “Yağmur” adlõ parçasõ ise, Gonjasufi’nin birkaç yõl önce The Gaslamp Killer ile yorumladõğõ “Kobwebz” adlõ şarkõda çõkõyor karşõmõza. www.zulalkalkandelen.com El Cigala’dan ‘İki Damla Gözyaşı’ Kültür Servisi - İspanyol Roman flamenko şarkõcõsõ Diego el Cigala, hüzünlü ve sõcak sesiyle İşSanat’õn ikinci kez konuğu oldu. Gitarõn büyük ustalarõndan Paco de Lucia’nõn “Her dinlediğimde yüreğim õsõnõyor” dediği El Cigala, “İki Damla Gözyaşõ” anlamõna gelen “Dos Lagrimas” adlõ son albümünü tanõttõğõ dünya turnesi kapsamõnda İstanbullu hayranlarõyla buluştu. Çok zayõf olduğu için “istakoz” anlamõna gelen “El Cigala” adõ takõlan sanatçõ, 2003 yõlõnda “Lagrimas Negras” (Siyah Gözyaşlarõ) adlõ albümüyle büyük üne erişmişti. Demir Demirkan ve ‘öfke’si Kültür Servisi - Rock sanatçõsõ Demir Demirkan’õn maxi single çalõşmasõ “Öfkem ve Ben” Pasaj Müzik etiketi ile müzikseverlerle buluştu. Maxi Single’da yer alan parçalarõn rock düzenlemeleri Demir Demirkan, Kerem Tüzün ve Arbak Dal’a ait. Akademisyen, müzisyen Artut ‘A/B’ sergisinde, bilgi çağõnõn değiştirdiği insan algõsõnõ konu alõyor Sadece bir kare seçmekELİF BEREKETLİ İlk bakõşta sayõsal bir bozuk- luk gibi görünen bir görüntüler bütünü. Aslõnda bir film, hatta tek karede filmin tamamõ. Sizi, ne olduğunu anlamanõz için daha yakõna davet ediyor. Bu peşi sõra gelen, aynõ filme ait ufak görüntülerin bir arada su- nulduğu kocaman bir kare. Ka- reli harita metod defterini an- dõran bu görüntüdeki film ise sõ- ra dõşõ bir kadõnõn sõradan bir gü- nünü anlatõyor. Sabah kalkõnca aklõnda bir hinlik olan, bir dilim baklavayõ paylaşmamak için eşini bile öl- dürmeyi göze alan bir kadõnõn görsel algõmõzõ zorlayan, anla- mak için durup düşünmeyi ge- rektiren hikâyesi. Selçuk Ar- tut’un Amerikan Hastane- si’ndeki “A/B” sergisinden “Sı- ra dışı bir kadının sıradan bir günü” adlõ yapõtõnõn amacõ da bu: Görüntü izleme alõşkan- lõğõmõza yeni bir soru işareti. Sistemselliği bütünüyle görmek... Sabancõ Üniversitesi’nde Görsel Sanatlar ve İletişim Tasarõmõ Prog- ramõ’nda hoca ve yõllanmõş müzik topluluğu Replikas’ta basçõ olan Selçuk Artut, 20 Mart’a dek Ameri- kan Hastanesi Operation Room Sanat Galerisi’nde devam edecek “A/B” sergisiyle, bilgi çağõyla değişen gö- rüntü alõşkanlõğõmõza ilişkin sorular sordurmak niyetinde. Bunu da “nes- neyi tanecikleriyle algılamaya, sis- temselliği bütünüyle görmeye” ça- lõşarak yaptõğõnõ söylüyor. Serginin 7 yapõtõnda da hep bir bölünmüşlük mevcut: Kareler, birimler, sayõlar, par- çalar ve parçacõklar... Sanatçõya göre, nesneyi tüm par- çacõklarõyla ve tamamen farklõ bir bi- çimde algõlama ve algõlatmaya götü- ren, bilgi çağõnõn insan algõsõ üzerin- de yarattõğõ etki. “Sıra Dışı Bir Kadının Sıradan Bir Günü”nde “sistemselliği bütü- nüyle görmeye çalışan” Artut’un ser- gisini tam anlamõyla kavramak için kapõdan içeri girdiğinizde tam karşõ- nõzda duracak ‘çıktı’ya da vakit ayõr- manõz gerek. Bu da tam tersine “nes- neyi tanecikleriyle algılatmayı amaçlayan” bir çalõşma. Gözlerini- zin önüne 8 metre uzunluğunda ke- sintisiz bir bilgisayar çõktõsõ getirin. Sanatçõnõn kendine ait bir videosunun en sevdiği karesi, ancak gör- memiz gerektiğinden fazlaca büyük hali. İlk akla gelen, bunun izleyicinin üzerinde bõraktõğõ görsel tat, sanatçõ- nõn amacõ ise yapõtõn ortaya çõkõşõn- da sorduğu soru: “Acaba ben bu filmin en çok han- gi karesini sevmiştim?” “Milyonlarca, binlerce kare ara- sından birini seçmek” diyor Selçuk Artut ve serginin anahtar sorusunu sormuş oluyor: “Bütün ömrümüz bununla geçmiyor mu zaten?” ‘Kelimeyi, metni unuttuk’ Artut’un sanatõ aslõnda bilgi çağõ teknolojileriyle iç içe, ancak bu çağõn yarattõğõ algõ değişiminden hayli ra- hatsõz; bu durumun bizi bir görüntü bombardõmanõna ittiğini söylüyor. “İletişim artık hep paketlerle ya- pılıyor, bu kaçınılmaz bir hal aldı. Ölçülebilirlik ise her anımızı sor- gular hale geldi. Kelimeyi, metni unuttuk, kolaycılık ve görsellik tüm iletişime hâkim” diyen Ar- tut’un bu değişimi fark ettiği en önemli yerlerden biri de öğrencileri olmuş. Görsel algõsõ çok güçlü olan sayõsõz öğrencisinin aynõ başarõyla ya- zõp konuşamamasõ onu hayli rahat- sõz etmiş. Ve Artut şöyle düşün- müş: “Görsellik, aslında daha doğ- ru bir deyimle görüntü bombar- dımanı, bütün bu algı değişimle- rinin üstünü kapatmak için kulla- nılıyor, tıpkı afyon gibi.” Ne de olsa görsellik bombardõma- nõna bir tepki olarak doğan bu ser- ginin silahõ, bilgi çağõ uzmanõ olan Selçuk Artut’un bilgi çağõna sordu- ğu soru: Görüntü neyin afyonu? Kültür Servisi - Garajistanbul, yarõn saat 17.00’de sadece kadõnlar için de- ğil, tüm toplumsal cinsiyet ayrõmcõlõğõna maruz kalanlarõn sesini duyurmak için bir ‘manifesto koşusu’ düzenliyor. Projeye gönderilen manifestolar Ga- rajistanbul’da yayõmlanacak ve arzu eden katõlõmcõlar tarafõndan seslendi- rilerek izleyicilerle paylaşõlacak. ‘Ma- nifesto koşusu’ “Kadın Başına Bir Festival: Aile Ağacı Projesi” kapsamõnda gerçekleşiyor. Proje küratörlüğünü Ayşegül Sönmez’in, sergiler küratörlüğünü Arzu Yayıntaş’õn yaptõğõ “Kadın Başına Bir Festival: Aile Ağacı Projesi”, bir aile ağacõna öykünerek çeşitli etkinliklerinde kadõn sanatçõlarõ, ak- tivistleri, kadõn platformlarõnõ ve değişik ke- simlerden tüm toplumsal cinsiyet mağdur- larõnõ bir araya getiriyor. Selçuk Artut, “A/B” sergisiyle, bilgi çağõyla değişen görüntü alõşkanlõğõmõza ilişkin sorular sordurmak niyetinde. “Görsellik, aslõnda daha doğru bir deyimle görüntü bombardõmanõ, bütün bu algõ değişimlerinin üstünü kapatmak için kullanõlõyor, tõpkõ afyon gibi” diyor. Ayrımcılığa karşı ‘manifesto koşusu’Ayrımcılığa karşı ‘manifesto koşusu’Ayrımcılığa karşı ‘manifesto koşusu’Ayrımcılığa karşı ‘manifesto koşusu’Ayrımcılığa karşı ‘manifesto koşusu’ BURSA 8. KİTAP FUARI’NDA BUGÜN 8 MART DÜNYA KADINLAR GÜNÜ ETKİNLİKLERİ ÇEKİRGE SALONU Panel: Edebiyatta Değişen Kadõn İmajõ-Şiddet- Baskõ Saat: 12.00-13.15 Yöneten: Halide Yõldõrõm Konuşmacılar: Ayşe Kilimci, Nursel Aras, Emek Uyar, Muhsine Arda Düzenleyen: PEN Okuma Tiyatrosu: “İşte Böyle Güzelim” Saat:13.30-14.30 Koordinatör: Fulya Kama (Not: Katõlõm Kadõnlara Mahsustur) Düzenleyen: Nilüfer Belediyesi Kent Konseyi Kadõn Meclisi-TÜYAP Film Gösterimi: “Namus Nedir?” ve “İsyan-õ Nisvan” Saat: 14.45-16.15 Yöneten: Melek Özman Konuşmacı: Yasemin Temizarabacõ Düzenleyen: Nilüfer Belediyesi Kent Konseyi Kadõn Meclisi-TÜYAP Müzik-Dinleti: Sevgi Korosu Saat: 16.30-17.30 Şef: Meltun Kadõoğlu Düzenleyen: Nilüfer Belediyesi Kent Konseyi Kadõn Meclisi-TÜYAP
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear