Catalog
                    Publication
                
                - Anneler Günü
 - Atatürk Kitapları
 - Babalar Günü
 - Bilgisayar
 - Bilim Teknik
 - Cumhuriyet
 - Cumhuriyet 19 Mayıs
 - Cumhuriyet 23 Nisan
 - Cumhuriyet Akademi
 - Cumhuriyet Akdeniz
 - Cumhuriyet Alışveriş
 - Cumhuriyet Almanya
 - Cumhuriyet Anadolu
 - Cumhuriyet Ankara
 - Cumhuriyet Büyük Taaruz
 - Cumhuriyet Cumartesi
 - Cumhuriyet Çevre
 - Cumhuriyet Ege
 - Cumhuriyet Eğitim
 - Cumhuriyet Emlak
 - Cumhuriyet Enerji
 - Cumhuriyet Festival
 - Cumhuriyet Gezi
 - Cumhuriyet Gurme
 - Cumhuriyet Haftasonu
 - Cumhuriyet İzmir
 - Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
 - Cumhuriyet Marmara
 - Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
 - Cumhuriyet Oto
 - Cumhuriyet Özel Ekler
 - Cumhuriyet Pazar
 - Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
 - Cumhuriyet Sokak
 - Cumhuriyet Spor
 - Cumhuriyet Strateji
 - Cumhuriyet Tarım
 - Cumhuriyet Yılbaşı
 - Çerçeve Eki
 - Çocuk Kitap
 - Dergi Eki
 - Ekonomi Eki
 - Eskişehir
 - Evleniyoruz
 - Güney Dogu
 - Kitap Eki
 - Özel Ekler
 - Özel Okullar
 - Sevgililer Günü
 - Siyaset Eki
 - Sürdürülebilir yaşam
 - Turizm Eki
 - Yerel Yönetimler
 
                        Years
                    
                    - 2025
 - 2024
 - 2023
 - 2022
 - 2021
 - 2020
 - 2019
 - 2018
 - 2017
 - 2016
 - 2015
 - 2014
 - 2013
 - 2012
 - 2011
 - 2010
 - 2009
 - 2008
 - 2007
 - 2006
 - 2005
 - 2004
 - 2003
 - 2002
 - 2001
 - 2000
 - 1999
 - 1998
 - 1997
 - 1996
 - 1995
 - 1994
 - 1993
 - 1992
 - 1991
 - 1990
 - 1989
 - 1988
 - 1987
 - 1986
 - 1985
 - 1984
 - 1983
 - 1982
 - 1981
 - 1980
 - 1979
 - 1978
 - 1977
 - 1976
 - 1975
 - 1974
 - 1973
 - 1972
 - 1971
 - 1970
 - 1969
 - 1968
 - 1967
 - 1966
 - 1965
 - 1964
 - 1963
 - 1962
 - 1961
 - 1960
 - 1959
 - 1958
 - 1957
 - 1956
 - 1955
 - 1954
 - 1953
 - 1952
 - 1951
 - 1950
 - 1949
 - 1948
 - 1947
 - 1946
 - 1945
 - 1944
 - 1943
 - 1942
 - 1941
 - 1940
 - 1939
 - 1938
 - 1937
 - 1936
 - 1935
 - 1934
 - 1933
 - 1932
 - 1931
 - 1930
 
                    Our Subscribers Can Login And Read Original Page
                    I Want To Register And Read The Whole Archive
                    I Want To Buy The Page
                
            
                CMYB  C M Y B  GÖRÜŞ  AHMET TAN  Havaleli Bir Soru   27 Eylül de görevlendirdiği hekimlere...  22 Ekim de  Projeni onaylat!  diyor.   Bina bul, diyor.   Kontratını yap ve gerekliyse depozitosunu  da yatır, diyor.   İçini hasta muayene etmeye uygun  biçimde döşe...   Engelli hastalar için özel düzenlemeleri  yap    Hasta bekleme odası, hasta tuvaleti ile  hastaya tıbbi müdahale yapılabilecek lavabolu  bir tıbbi özel oda düzeni kur    Resmi kurum ve sigortaya yapılacak  bildirimler için özel programı da olan  bilgisayarlı bir büro düzeni oluştur, diye  ekliyor.   Hemşire ve gerekiyorsa bir de hademe tut  ve maaşlarını öde...  Veee...   1 Kasım da da hasta bakmaya başla...  Bütün bu taleplerin üstüne bir de tüy  dikiyor:   Tüm bu işlerde Bakanlıktan kesinlikle  yardım ve destek bekleme! Bir avans ödemesi  olmayacak! Kira dahil bütün yapacağın  harcamaları sen yapacaksın! Yaptığın  harcamalar sana ancak taksitle ödenecek!  Maaşını ise 2.5 ay sonra, yani en erken 15  Aralık ta alacaksın!  Lütfen,  Bu ne ayak diye sormayın!   Sağlık Bakanlığı nın yeni başlattığı  Sağlıkta  Dönüşüm  projesinin  Aile Hekimliği ayağı   bu.  Kentsel dönüşüm de böyle başlatılmış ve  uygulanmıştı.  Neyin dönüşümü neyin bölüşümü yapıldı  milletçe gördük.  Bu kez Aile Hekimliğini göreceğiz.  Ama tersten de göreceğiz.  İstanbul dahil, 35 ilde başlatılan Aile Sağlık  Merkezi böyle yürütülüyor.  İstanbul da 300 dolayında hekim böyle  görevlendirildi.  Daha yaklaşık 500 açık varmış. Onlar da  önümüzdeki günlerde  işbaşı  yapacakmış.  Maaşlar hasta sayısına göre hesaplanacak.  Yani parça başı düzeni!  Adalet ve Kalkınma Partisi iktidarı, adalet ve  kalkınma dahil her şeyin cılkını çıkarttığı gibi  hekimliği de işportaya düşürüyor.  Tıp fakültelerinde  ilk basamak sağlık  hizmeti  diye tanımlanan aile hekimliği  taşeronlaşıyor.  Bu gerçekleri önceki gün naçizane TBMM  kürsüsünde dile getirdik.  Bakan yoktu.  Yoktu, ama CHP İstanbul Milletvekili Sacit  Yıldız ın önergesine verdiği  taşeronlukla   ilgili yazılı yanıt ortadaydı.   Sağlık Bakanlığı nda temizlik, yemek  gibi alanlarda çalıştırılan taşeron sayısı 113  bindir!   Demek ki bu taşeronlara aile hekimleri de  dahil edilecekti.  Özel hastaneler yabancı şirketlere  devredilirken...  Kaşla göz arasında taşeron hekimlik  uygulamasına geçildi bile   Taşerona havale sırası, Yargıya ve  Başbakanlığa ne zaman gelecek?  MERİÇ VELİDEDEOĞLU  1 Ekim 2010 Cuma günü,  5. Yasama Yılı na giren  TBMM yi, Cumhurbaşkanı  A. Gül bir konuşmayla açtı.  Konuşmasını bitirdiğinde  küçük bir CHP grubu  dışında milletvekilleri  kendisini ayakta uzun uzun  alkışladı; kuşkusuz   biz lerin adına...  Meclis in bu denli coşkulu  ve yoğun alkışlarını TV de  izlerken, A. Gül ün, gerek  cumhuriyet yönetimi  gerekse laiklik hakkındaki  çok olumsuz söylemlerini  düşündüm.  Bir anda da, yarım yüzyıl  önce, hukuk fakültelerinde  derse giren hocalarını alkış  tufanına tutan öğrencilere,  daha ilk derste Hıfzı Veldet  Velidedeoğlu nun:  Bu  kadar çok alkışlamayın,  sonra elleriniz alışır,  alışkanlık olur!  demesini  anımsadım.  Ne var ki, ertesi gün, 2  Ekim de gazeteler  havai  fişekler  gibiydi... Kimi  mevsimleri altüst edip   Bahar havası yaşıyoruz!   diye Baküs ü yaya  bırakacak büyük bir  sevinç, keyif içinde; kimisi  tarihsel  Komünist  Manifesto nun pabucunu  dama atarcasına,   Demokrasi  Manifestosu nun ilan  edildiğinden; kimisi de son  günlerin moda söylemiyle   bilge  bir  cumhurbaşkanından,   cumhuru nu  kucaklamasından,  kendinden geçercesine söz  ediyordu.  Peki, 1 Ekim günü  Meclis te milletvekillerini bu  denli coşturup  ayaklandıracak neler  söylemişti A. Gül?  İlkin  yargı  üzerine  söylediklerine biz de biraz  değinelim diyorum.  Ama önce Gül ün   erklerin ayrımı ndan  kesin bir dille söz  etmediğini belirtelim.   Yargı yı az çok   yasama yı ele alıp  görevlerini, isteklerini  belirtirken,  yürütme yi de  bu bağlamda konu  ettiğinden pek söz  edilemez.  Ne diyordu Gül:  Yargının   tarafsız lığı ve   bağımsız lığı etrafındaki  saflaşma nın çok tehlikeli  olduğunu.  İyi de, sekiz yıldır  Türkiye nin yönetiminde  bulunan, üstelik bu sürenin  son üç yılında da   Cumhurbaşkanı  olan biri,  bu uyarıyı yaptığında,  insanlar sormaz mı:  Bu  tehlike ansızın, 2010 yılının  1 Ekim günü mü  beliriverdi?  diye.  Hadi önceyi bırakalım;  Çankaya  tepe sinde  otururken, aşağıda neler  olup bittiği de görülemiyor !   diyelim; ama yanıbaşındaki  Başbakan ının:  Ben bu  davanın savcısıyım!  diye  göğsüne vurup haykırdığı  da mı duyulmadı?  Bu gibi durumlarda, Doç.  Dr. C. Akalın ın tam yerine  oturan ilginç bir sorusu  vardır; hemen:  Mars ta mı  yaşıyorlar?  diye sorar.   Erkler ayrımı nı  benimsemiş, laik,  demokratik bir  hukuk   devletinde,  yürütme nin  başı, hem  başbakan  hem  de görülmekte olan büyük  bir davanın  savcı sı olabilir  mi?  Başbakan ın bu  söylemiyle haklı olarak çok  tedirgin olan ülkeyi,  Cumhurbaşkanı hiç  olmazsa  yargının  bağımsızlığının ve  tarafsızlığının  çok önemli  olduğunu, yine 1 Ekim de  yaptığı şu uyarıyı;  bu  konudaki hassasiyet i  bütün   siyasetçi lerden   beklediğini dile getirerek  güven vermesi çok mu  zordu acaba?  Yoksa o sıralarda, iki yıl  önce,  yargı nın özü ile ilgili  bu konulardan Çankaya nın  haberi mi yoktu? Bilmem ki  ne dersiniz?  Öte yanda o gün  Meclis te A. Gül, bir  devlet  baba  sevecenliğiyle ! ,   tutukluluk fiili bir  mahkumiyet durumuna  dönüştürülmesin  diye de  uyarıda bulunur.  1 Ekim günü kendileri  bunu söylediğinde,  TBMM de görülmemiş !  bir  duygu seli yaşanırken,  Silivri de de 2. Ergenekon  Davası nda, sayın Başkan  Köksal Şengün ün, 25. kez  istediği  tutuksuz  yargılama , yine malum iki  üye yargıç tarafından 25.  kez reddediliyordu.  Toplum bunu uzun  süredir anlayamıyor; bir  bakıma  maskaralık  olarak  görüyor,  insan ların içi  içine sığmıyor, evet   insan ların...  75 milyonluk Türkiye de,  hükümetin başındaki, bütün  bunları değerlendirdi ve  arka çıktı. Ama bu içi içine  sığmayan insanlara değil  de, bu maskaralığa destek  verdi; hiç çekinmeden, iç  rahatlığıyla...  Tıpkı, kendisinin başka bir  devlet tarafından  kullanılması açıkça  istendiğinde duyduğu iç  rahatlığı gibi...  Bu durumda  Devlet in  başında olanın tüm  bunları zamanında görüp  uyarılarını da zamanında  yapması, sonuç alıncaya  dek sürdürmesini  istemek aşırı mı olur  dersiniz?  Türkiye Ayakta!  m.velidedeoglu@hotmail.com  SAYFA CUMHUR YET 8 EK M 2010 CUMA  14  KİM KİME DUM DUMA BEHİÇ AK behicak@yahoo.com.tr  ÇİZGİLİK K MİL MASARACI kamilmasaraci@gmail.com  OTOBÜSTEKİLER KEMAL URGENÇ kurgenc@yahoo.com  HAYAT EPİK TİYATROSU MUSTAFA BİLGİN hetiyatrosu@mynet.com  HAYVANLAR İSMAİL GÜLGEÇ  BULMACA SEDAT YAŞAYAN  SOLDAN SAĞA:  1  İtalyan mut  fağına özgü bir  tür pirinç ye  meği. 2  Köy  evlerinin ta  vanlarında iki  direk arasında  bırakılan boş  luk... Liste başı  olmuş hafif  müzik şarkısı.  3   Çok önem  li kişi  anlamında kul  lanılan uluslararası kı  saltma... Yazma ki  tapların cildine işle  nen güneş biçiminde  ki süsleme. 4  Bir yer  de oturma... Toryum  elementinin simgesi.  5  Diyarbakır yöresi  ne özgü, sütle yapılan  bir hamur tatlısı. 6   Trabzon un bir ilçesi... 18. yüzyılda Fransa da mo  da olan bir bezeme biçemi. 7  Sıcak bölge orman  larında yetişen bir sarmaşık... Boyun eğen, kendini  başkasının buyruğuna bırakan. 8  Duyuru... Gümüş  elementinin simgesi. 9  Halk dilinde atasözüne ve  rilen ad.  YUKARIDAN AŞAĞIYA:  1  Küçük kareler biçiminde kesilmiş hamur katları  arasına kıyma konularak yapılan bir İtalyan yeme  ği. 2  Horoz, hindi gibi hayvanların tepesinde bulunan  kırmızı deri uzantısı... Bir komuta altında bulunan  savaş gemilerinin ya da uçaklarının tümü. 3  Bir taş  atma aracı... Uçurum. 4  Siper, hendek... Yılanba  lığına benzer bir deniz balığı. 5  Yapılacak işi, asıl  yükleniciden üzerine alan ikinci yüklenici. 6  Bir kim  senin davranışlarına temel olan ahlak ilkelerinin tü  mü... Bir renk. 7  Elektrik direnç birimi... Biniciyi  sarsmayan at yürüyüşlerinden biri. 8  Bilardo oyu  nunda kullanılan değnek. 9  Bunama, bunaklık... Bağ  kütüğü.  1 2 3 4 5 6 7 8 9  1  2  3  4  5  6  7  8  9  K U S K U S İ M  A R İ C A L L A  Y A V Ş A M A K  K R A A M E R  A S U M A N L A  Y A Ş P İ M Ğ  U K U L R A B  A N A L İ Z T E  F A A K A M E T  1 2 3 4 5 6 7 8 9  1  2  3  4  5  6  7  8  9  Marmara Grubu Vakfı Başkanı Dr. Akkan Suver, sivil inisiyatif olarak yaptıkları çalışmaları anlattı:  KültürköprüsüyaklaştırıyorLEYLA TAVŞANOĞLU  Marmara Grubu Vakfı Başkanı Dr. Akkan Su  ver le BM ye sivil toplum örgütü olarak kayıt  lı vakfın son etkinliklerini konuşuyoruz. Dr. Su  ver anlatıyor:   Marmara Grubu Vakfı bugün uluslararası ca  miada, Türkiye de sivil inisiyatif dendiğinde ilk  akla gelen sivil toplum örgütüdür. Bunun son ör  neğini geride bıraktığımız eylül ayında Kırgı  zistan ın başkenti Bişkek te yaşadık. Bişkek Üni  versitesi düzenlediğimiz Avrasya Ekonomi Zir  veleri dolayısıyla bana fahri profesör unvanını  verdi.  Bişkek te bize verilen bu değer ölçüsünün bir  başka versiyonuna bundan on beş gün sonra Pa  ris te tanık olduk. UNESCO Genel Direktörü Bü  yükelçi İrina Bokova bizi kabulünde Marma  ra Grubu Vakfı nın kültürlerarası diyalog çalış  malarında ortaya koyduğu büyük performan  sından duyduğu memnunluğu dile getirdi. Bü  yükelçi Bokova, Marmara Grubu Vakfı nın  farklı kültürler ve inançlar arasındaki anlayışın  karşılıklı olarak güçlenmesine yaptığı katkıyı be  lirterek, etnik kültür ve etnik turizmin gelişme  sinde ortaya koyduğu hizmetlere de UNESCO  olarak büyük önem verdiklerini söyledi. 4, 5, 6  Mayıs 2011 tarihleri arasında yapılacak 14.  Avrasya Ekonomi Zirvesi ne davetimi kabul et  ti. Biri Orta Asya, öbürü Avrupa nın merkezin  de yaşanan bu iki örnek olay gerçekte bir sivil  inisiyatifin ulaşabileceği en doruk noktadır der  sek yeridir.  Birkaç hafta önce İstanbul da benim de katıl  dığım önemli bir toplantı oldu. O toplantıda Tür  kiye, Türk dili konuşan devlet başkanlarına ev  sahipliği yaptı. Bu ev sahipliği Türk dili konu  şan ülkeler arasındaki ortak tarihin, kültürün, kim  liğin ve dil birliğinin karşılıklı çıkarları, işbirlikleri  ve dayanışmaları pekiştirmesi açısından hayli  önemli bir buluşmanın oluşumuna yeni bir baş  langıç sağladı.   Yalnız, bu başarılı olarak nitelediğiniz bu  luşmada eksiklikler yok muydu?  A.S. Vardı. Örneğin Özbekistan, KKTC,  Moğolistan ve Tacikistan ın temsili meselesi dik  katimizi çekti. Özbek kardeşlerimiz Türk dün  yasının ayrılmaz parçalarıdır. Sabırla, özenle ve  dikkatle onların da bir an önce bu birliktelik için  de yer almaları en içten dileğimizdir. Burada öz  veriyle çalışmak önce Sayın Abdullah Gül e,  sonra da Sayın İlham Aliyev e düşmektedir. Sa  yın Kerimov u  Özbekistan Cumhurbaşkanı  ik  na etmeyi ancak Gül ve Aliyev sağlayabilir.  Türkmenistan da daha önceleri bu toplantıla  ra Meclis Başkanı nı ya da Cumhurbaşkanı  Yardımcısı nı gönderiyordu. Sonra Gurbanguli  Berdimuhammedov la görüşüldükten sonra  bu toplantıya katıldı. Bu başarının İslam Keri  mov un katılımının sağlanmasıyla taçlanması ge  rekir.   Peki, ya KKTC, Tacikistan ve Moğolistan?  A.S. Tacikistan ve Moğolistan ın da bu bir  likteliğe gözlemci ya da istişari üye sıfatıyla da  hil edilmeleri gerektiğinin üzerinde durmak is  terim. 2006 da Moğolistan ın başkenti Ulan  Bator daydım. Cumhurbaşkanı Enkhbayar dü  zenlediğimiz Avrasya Ekonomi Zirveleri nede  niyle ülkenin en yüksek nişanı olan Cengizhan  Madalyası nı verirken beni salondaki misafirlere,   Avrupa daki akrabamız  diye tanıttı. Mo  ğolistan ın Türkiye ye yaklaşımı gayet olumlu  dur.  Tacikistan da Türk dili konuşan devletler  coğrafyasına mutlaka gözlemci ya da istişari üye  sıfatıyla dahil edilmelidir.  KKTC nin varlığı neredeyse 28 yılı bulmuş  tur. KKTC demokratik bir ülkedir. Olaysız ve ba  rış içinde yaşayan bu Türk toplumunu en iyi an  layabilecek ve savunabilecek platform Türk  Dili Konuşan Ülkeler Platformu olmalıdır, dü  şüncesindeyim. Bunu bir hakkın teslimi olarak  Azerbaycan a, Kırgızistan a, Kazakistan a ve  Türkmenistan a anlatmalıyız, diye düşünüyorum.   Zirvede Türkiye yle Azerbaycan arasın  da stratejik işbirliği anlaşması imzalanması  nı nasıl değerlendiriyorsunuz?  A.S. Azerbaycan Cumhurbaşkanı Aliyev in  değerlendirmesiyle bu anlaşma,  Türkiye ve  Azerbaycan için tarihi bir önemdedir. Bugün  Türkiye 10 yıl önceki Türkiye değil. Türkiye  büyük bir devlet. Onun gücü bizim gücü  müzdür.  Sadece bu değer ölçüsü dahi yapılan  işin önemini ortaya koyuyor. Zira zaman zaman  aslı astarı olmayan iddiaların kamuoyunda is  tismar edilmesini önlemek açısından bu değer öl  çüsüyle oluşturulmak istenen spekülasyonlar ken  diliğinden yok olacaktır.   Avrasya Ekonomik Zirveleri nin ana  amacının bölgenin ekonomik işbirliğini ge  liştirmek ve enerji politikaları üzerinde görüş  alışverişini arttırmak olduğunu söylersiniz. Bu  ana amacınıza ulaşabiliyor musunuz?  A.S. Mümkün olabildiğince... Ayrıca küresel  enerji güvenliği ve bölge ülkelerinin sürdürüle  bilir ekonomik kalkınmaları açısından Karade  niz de bir enerji birlikteliğinin oluşumunun ge  rekli olduğuna inanıyorum.  Karadeniz Bölgesi ne Hazar Havzası ndan in  tikal eden enerji kaynakları bir bütünlük içinde  ele alınmalıdır, inancındayım. Çünkü ancak bu  şekilde ülkeler arasında siyaseten oluşturul  makta olan ama verimlilik nispeti bilinmeyen ye  ni enerji yol haritaları enflasyonuna ancak böy  lelikle nokta koyabiliriz.  BakuTiflisCeyhan petrol boru hattı, Baku  TiflisErzurum doğalgaz boru hattı ve Nabucco  projeleri küresel değer taşıyan projelerdir. Ka  radeniz Bölgesi nde bugün itibarıyla sayısız  proje hayata geçirilmeyi beklemektedir.   Kimi projelerde Türkiye nin devre dışı bı  rakılmasını nasıl karşılıyorsunuz?  A.S. Bazı projelerde esas amaç siyaseten Rus  ve Hazar petrollerinin Türk boğazlarını by  pass etmeleri, daha geniş bir değerlendirmeyle  Türkiye yi bypass etmeleri olarak planlanmış  olabilir. Bazı ülkeler için bu projelerin verimli  lik ölçüsünden çok siyasi yanının ağır bastığı bi  linen bir gerçektir. Bu projelerin bir kısmının raf  larda kalacağı açıktır. Ama zaman, emek ve mev  cut potansiyelin azami ölçüde kullanılması açı  sından Karadeniz de Enerji Birliği kurulmasını  önemsiyorum. Bölgesel işbirliğinin küresel iş  birliğine dönüştürülmesini ancak böylelikle ger  çekleştirebiliriz. Enerji ilişkilerinin eşitlik ve kar  şılıklı çıkar ilkeleriyle geliştirilebilmesi ve Ha  zar Havzası nın Orta Asya enerji kaynaklarıy  la birlikte Avrupa ya aktarılabilmesi, oluşturu  lacak Karadeniz Enerji Birliği yle rasyonel  oranda mümkündür.  Marmara Grubu Vakfı Başkanı Dr. Akkan Suver, vakfın bugün uluslararası  camiada, Türkiye de sivil inisiyatif dendiğinde ilk akla gelen sivil toplum  örgütü olduğunu vurguladı.   CMYB  C M Y B  GÖRÜŞ  AHMET TAN  Havaleli Bir Soru   27 Eylül de görevlendirdiği hekimlere...  22 Ekim de  Projeni onaylat!  diyor.   Bina bul, diyor.   Kontratını yap ve gerekliyse depozitosunu  da yatır, diyor.   İçini hasta muayene etmeye uygun  biçimde döşe...   Engelli hastalar için özel düzenlemeleri  yap    Hasta bekleme odası, hasta tuvaleti ile  hastaya tıbbi müdahale yapılabilecek lavabolu  bir tıbbi özel oda düzeni kur    Resmi kurum ve sigortaya yapılacak  bildirimler için özel programı da olan  bilgisayarlı bir büro düzeni oluştur, diye  ekliyor.   Hemşire ve gerekiyorsa bir de hademe tut  ve maaşlarını öde...  Veee...   1 Kasım da da hasta bakmaya başla...  Bütün bu taleplerin üstüne bir de tüy  dikiyor:   Tüm bu işlerde Bakanlıktan kesinlikle  yardım ve destek bekleme! Bir avans ödemesi  olmayacak! Kira dahil bütün yapacağın  harcamaları sen yapacaksın! Yaptığın  harcamalar sana ancak taksitle ödenecek!  Maaşını ise 2.5 ay sonra, yani en erken 15  Aralık ta alacaksın!  Lütfen,  Bu ne ayak diye sormayın!   Sağlık Bakanlığı nın yeni başlattığı  Sağlıkta  Dönüşüm  projesinin  Aile Hekimliği ayağı   bu.  Kentsel dönüşüm de böyle başlatılmış ve  uygulanmıştı.  Neyin dönüşümü neyin bölüşümü yapıldı  milletçe gördük.  Bu kez Aile Hekimliğini göreceğiz.  Ama tersten de göreceğiz.  İstanbul dahil, 35 ilde başlatılan Aile Sağlık  Merkezi böyle yürütülüyor.  İstanbul da 300 dolayında hekim böyle  görevlendirildi.  Daha yaklaşık 500 açık varmış. Onlar da  önümüzdeki günlerde  işbaşı  yapacakmış.  Maaşlar hasta sayısına göre hesaplanacak.  Yani parça başı düzeni!  Adalet ve Kalkınma Partisi iktidarı, adalet ve  kalkınma dahil her şeyin cılkını çıkarttığı gibi  hekiml
            
    
