28 Kasım 2024 Perşembe Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
CMYB C M Y B 8 EYLÜL 2009 SALI CUMHURİYET SAYFA HABERLER 7 DÜZ YAZI ORHAN BİRGİT Adi Adımlarla Örtülü Faşizme... Her eylül ayının 6’sında adli tatilin bitmesi nedeni ile düzenlenen törenler, yüksek yargının şikâyet ve önerilerinin Yargıtay başkanları tarafından dile ge- tirilişini izleyen “yürütme organı”nın başları, yani Cumhurbaşkanı ve Başbakan için bir tür “zorunlu kös dinleme” seansları olmuyor mu? Devlet protokolünde, 1 ve 3 numaralı koltuklara oturmak, sonra dakikalarca süren ve cumhuriyet ile demokrasinin birbiri ile çelişen değil, aslında örtü- şen iki ana kurum olduğunu anlatan dersi sonuna kadar dinlemek zorunda kalmak!.. O dersin anla- tımında, yargının bağımsızlığının değerini vurgula- yan bölümlerde, ağırlaşan göz kapaklarında kimi beklenti düşlerine yer vermek. Parti ile uyumlu bir yargı... Konuşma kürsüsünü sanal bir hedef tahtası gi- bi düşünmek. O tahtanın önüne, “kelle” dediği şe- hitler için açılmış bir hakaret davasında kendisini suçlu görerek “1” kuruş tazminat ödemeye mah- kûm eden Kartal Sulh Hukuk Mahkemesi’nin ka- dın yargıcını getirtip, Adalet Bakanlığı müfettişlerinin eziyet etmesini hayal etmek!.. Ay- nı görünümü bir de, Sincan Ağır Ceza Başkanı için tekrar etmek.. Erzincan Cumhuriyet Başsavcı- sı’ndan, bir daha tarikat yuvaları üstüne gitmeye- ceğini belgeleyen bir “pişmanlık yazısı” alındığının rüyasını görmek... HSYK’nin, yargıç ve savcıların atanma, terfi ve görev yeri değişimlerinde, “iktidar partisinden ge- lecek listelere uyum sağlayan bir yapının ya- salaşması” için yandaş medyada açılmış olan kam- panyayı, tüm basın organları için geçerli kılmak... Sayın Hasan Gerçeker’in bu yılki açış konuş- masında, “HSYK’ye Adalet bakanının başkanlık et- mesi, yargı bağımsızlığını zedeleyen bir olgudur. Ku- rulun oluşumunda, yasama ve yürütme organı ‘Cumhurbaşkanı’ tarafından üye seçimi planlan- dığı belirtilmiş olmakla, yargı bağımsızlığı noktasında mevcut durumun dahi gerisine düşmek söz konu- sudur” demekle yetinmeyerek, açık açık “yasama ve yürütme organına, hâkim ve savcılar ara- sından HSYK’ye üye seçimi görev ve yetkisinin verilmesinin, kurumsal olarak yargıyı, birey olarak da yargıcı siyasal iktidarın etkisi ve kontrolü altına sokacağı”nı de bildirmesi, Türki- ye’nin önümüzdeki yasama yılında nasıl bir dehli- ze götürülmek istendiğinin en somut haberi değil mi? Bu kadar uzun ve tumturaklı tümceler ile sa- de yurttaşlara tehlikeyi yeterince anlatamamak kor- kusunu da gidermek için olmalı, Yargıtay Başkanı dün törenin bitişinde gazetecilere, 2009 Adalet Yı- lı konuşması ile ilgili haberler için çok anlamlı bir de başlık önermiş oluyor. Medyadan sonra yargıyı da yandaşlaştırmak... “Yandaş yargı olmak istemiyoruz” diyor. Öy- lesine açık söylemeyi, bulunduğu görev yüzünden maslahata uygun görmüyor belki. Ama bu “yandaş yargı”ya dönüştürülme kuşkusu ile -satır araların- da- “Türkiye’nin örtülü faşizme yönelmiş olduğunun” işareti de verilmiş oluyor. Kâğıt üstünde kalmaya mahkûm bir “demokra- tik açılım” masalı ile avutuluyor toplumumuz kaç yıldır. İktidar partisinin sanki elini tutan var da, o yüz- den demokrasi kurumunu güçlendirecek önlemleri alamıyormuş havasını sürekli olarak gündemde tut- ma stratejisini başarı ile uygulayan Başbakan, iki gün önce İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nin if- tar yemeğinde “statüko”nun, açılım isteklerinin önündeki duvar oluşundan dertliymiş gibi görün- mek istiyordu. Yandaşlarına o duvarın da yakın gelecekte or- tadan kalkacağı müjdesini verirken, anayasanın değişmez olarak nitelendirilen maddelerinin altı- nı oyabilecek sayısal gücü parlamentodaki san- dalyelerine taşıma hayalini dile getiriyor. Öyle bir çoğunlukla, o değişiklik olasılılığına geçit verme- yecek bir Anayasa Mahkemesi’nin yerine “Baş- ka bir arzunuz yok mu?” diyecek kadar yerinden oynatılmış yargı kurumlarını yürürlüğe koyacak “Ali Dibo Eylem Planının” uygulanabileceği bir Türki- ye mi isteniyor? Reichstag binasını kundaklattırıp suçu Yahu- dilerin üstüne atmakla yetinmeyen, bu yolda yar- gıdan hüküm aldırtmayı başaran Adolf Hitler de- ğil miydi, o ağzından demokrasi söylemlerini dü- şürmeyen? obirgit@e-kolay.net;Faks: 0 216 302 82 08 ENTERNET / MEHMET SUCU Ofis çalışanlarının internet orta- mındaki sanal topluluklara katılmaları ve buralardaki faaliyetleri, çalıştıkla- rı kurum ve marka itibarına zarar ve- rebilir mi? Şirket yönetimlerinin çalı- şanların bu faaliyetlerini kısıtlamaya hakkı var mı? Son günlerin en can alı- cı sorusu bu. Deloitte şirketi de bu konu üzerin- de yoğunlaşmış. Deloitte’un “2009 Kurumsal Etik ve İş Ortamı” raporu sosyal ağlar ve kurumsal itibar riski konusuna odaklanmış. ABD’de 2 bin çalışan ve 500 üst dü- zey yöneticinin katılımıyla yapılan araştırmada, sanal ortamların ku- rumsal itibara zarar verip vermediği yolundaki soruya, zarar veriyor se- çeneği için çalışanların yüzde 74’ü “kesinlikle” veya “katılıyorum” yanı- tını verdi. Buna karşılık çalışanların yüzde 53’ü, sanal topluluk siteleriy- le ilgilenmenin işverenin işi olmadığını belirtiyor. Çalışma bu konuda yöne- ticiler ve çalışanlar arasında ciddi bir görüş ayrılığının bulunduğunu ortaya koydu. Araştırma hakkında bilgi veren De- loitte Türkiye Etik Lideri ve ortağı Si- bel Türker şunları söylüyor: “Birey- lerin kendi bilgi ve düşüncelerini di- ğer kişilerle paylaşmalarını, birbirleriyle iletişim kurmalarını ve çeşitli fikirlerin yaygınlaşmasını sağlayan sanal top- luluk ağları, sürekli gelişme gösteriyor. Günümüz dünyasında yaşanan bu güçlü olguyla birlikte bireylerin özel ya- şamı ve kurumsal kimlikleri arasında- ki ince çizgiler de giderek silinmeye başlıyor. Bireylerin online ortamda ile- tişim hakkı olmasına karşılık, bu or- tamlardaki iletişim, kurumların ve markaların itibarını etkileyebilecek olumsuz sonuçlara da yol açabiliyor.” Deloitte 2009 Kurumsal Etik ve İş Ortamı Araştırması’na yanıt verenle- rin yüzde 74’ü Facebook, Twitter ve Youtube gibi sanal topluluk siteleri- nin marka itibarına zarar verme po- tansiyeli açısından belirli riskleri ta- şıdığı kanısında. Kurumlar, çalışanların kendisini ra- hatça ifade edebildikleri bu sitelerde kurumsal itibarına zarar veren du- rumlara karşı zaman zaman mücadele vermek zorunda kalabiliyor. Belli başlı küresel markalarla ilgili yapılan haberlerin önemli bir kısmı ise online ortamda gerçekleşen tartışma, öne- ri ve eleştirilerden ciddi ölçüde etki- leniyor. Deloitte araştırmasına yanıt veren üst düzey yöneticilerin yüzde 15’i yö- netimin sanal topluluk ortamlarında- ki itibar risklerine karşı hazırlıklı ol- duğunu ifade ederken, yüzde 58’i ise yönetimin bu konunun farkında ol- duğunu ve önlemleri tartıştığını söy- ledi. Buna karşılık görüşülenlerin sa- dece yüzde 17’si bu konuda bir programa sahip olduklarını vurgulu- yor. Yöneticilere sanal ortamdaki risk- lere karşı şirketin ne tür önlemler al- dığı sorulduğunda, yüzde 27’si “Yö- netici ekibimiz sanal topluluklarla ilgili kurumsal riski azaltma konusunda düzenli olarak tartışıyor” , yüzde 22’si “Şirket çalışanlarının sanal topluluk araçlarını ne şekilde kullanacağını ta- nımlayan resmi kurallar var”, yüzde 22’si “Kıdemli yönetici ekibimiz şirket genelinde sanal topluluk ağlarının nasıl kullanılacağını açıkladı”, yüzde 17’si ise “Şirketimin, sanal topluluk ağ- larıyla ilişkili riskleri izlemek ve azalt- mak için geliştirdiği özel bir programı bulunuyor” yanıtını verdi. Yöneticilerin yüzde 60’ı, sanal sos- yal topluluk ağı ortamına katılanların kendilerini nasıl tanımladıklarını şir- ketin “bilme hakkı” bulunduğunu sa- vundu. Çalışanların yüzde 53’ü ise sa- nal topluluk siteleriyle ilgilenmenin iş- verenin “işi” olmadığı görüşünde. Bununla birlikte, çalışanların yüzde 61’i, işveren sanal topluluk ağlarını iz- lemeye karar verirse kendilerinin bu konudaki yaklaşımlarını değiştirme- yeceğini, zira sanal topluluk ağların- da bulunmanın çok özel bir durum ol- madığını ve dahası, sanal ortamda- ki profillerini istedikleri gibi düzenle- me esnekliği olduğunu söylüyor. Sosyal topluluklara katılım konu- sunda kurum içinde sıkı kural ve po- litikalar oluşturulurken, şirketin iş kül- türüne ve değerlerine özellikle vurgu yaparak bunları hatırlatmak, çalışan- ların işbirliğini sağlamak açısından önem taşıyor. mehmet@cumhuriyet.com.tr Facebook Kurum Kimliğini Etkiler mi? Üçüncü iddianame ile birleştirilen ikinci Ergenekon davasõnõn dünkü oturumu tartõşmalarla başladõ İddianameninözetiokunacakHATİCE TUNCER / HİLAL KÖSE Üçüncü iddianame ile birleştirilen ikinci Ergenekon davasõnõn dünkü oturumunda, sanõklar ve avukatlarõ, yargõlamayõ uzatarak mağduriyete ne- den olacağõ gerekçesiyle 4 bin sayfa- yõ aşan iddianamelerin okunmamasõ- nõ talep etti. Mahkeme heyeti, iddia- namelerin “çok kısa ve özetlene- rek” okunmasõna karar verdi. Mah- keme Başkanõ Köksal Şengün’ün tu- tuklu sanõk Tuncay Özkan’õ alkõşla- yan izleyicileri salondan çõkarmak istemesi tartõşmalara neden oldu. İstanbul 13. Ağõr Ceza Mahkeme- si’nce Silivri Cezaevi’nde görülen 108 sanõklõ ikinci Ergenekon davasõ- nõn üçüncü oturumuna Gazetemiz Ankara Temsilcisi ve yazarõmõz Mus- tafa Balbay’õn da aralarõnda bulun- duğu 49 tutuklu sanõk katõldõ. Oturu- ma, emekli orgeneraller Hurşit Tolon, Tuncer Kılınç, Kemal Yavuz, emek- li Genelkurmay Adli Müşaviri Erdal Şenel, eski YÖK Başkanõ Kemal Gürüz, gazeteci yazar Yalçın Küçük, Erol Mütercimler, ATO Başkanõ Si- nan Aygün, eski 19 Mayõs Üniversi- tesi Rektörü Prof. Dr. Ferit Bernay, eski Uludağ Üniversitesi Rektörü Mustafa Yurtkuran ile 32 tutuksuz sanõk geldi. Tutuksuz sanõklardan ga- zetemiz yazarõ Erol Manisalı ise ke- moterapi tedavisinin devam etmesi ne- deniyle oturuma katõlamadõ. Şahin’e kimlik tespiti Tutuklu sanõk İbrahim Şahin’in, duyma problemi olduğu gerekçesiyle kimlik tespiti öğleden sonra yapõldõ. Duymasõnõ sağlayan cihazõn ceza- evinden getirilmesi üzerine kimlik tespiti yapõlan Şahin, “Duyuyorum ama çok az” dedi. Tuncer Kõlõnç’õn avukatõ Hasan Gürbüz, 3 bin 500 say- fayõ bulan iddianamelerin avukatlar ve sanõklar tarafõndan okunduğunu be- lirterek “İddianame okunmadan sa- vunmalara geçilmesini talep edi- yorum. Aksi halde tutuklu sanıkla- rın mağduriyetine yol açacaktır” di- ye konuştu. Emekli Orgeneral Hurşit Tolon ve Prof. Dr. Mehmet Habe- ral’õn avukatõ Köksal Bayraktar, CMK’nin 191. maddesinin “yargıla- mada aleniyet sağlanması” için id- dianamenin okunmasõna hükmettiği- ni ifade ederek, şunlarõ söyledi: “Bütün avukatlar ve sanıklar id- dianameyi okudular. Basında tef- rika halinde her gün yayımlanı- yor. Aleniyet unsuru gerçekleşti. Yararların dengesi açısından id- dianame okunmamalıdır. Özet ha- linde dahi okunmadan savunma aşamasına geçilmesi gerekir.” Söz alan gazeteci Tuncay Özkan, bi- rinci Ergenekon davasõnda iddiana- menin özetlendiğini anõmsatarak, “De- mek ki yasalar size bir serbesti ta- nıyor. Bir yıldır tutukluyum. Cum- huriyet mitinglerine ‘sözde’ diyen başsavcı Recep Tayyip Erdoğan’ın ‘bindirilmiş kõtalar’ sözcüğüne atıfta bulunan, Başbakan’ın atadığı sav- cıların hazırladığı bu iddianame ile yargılanıyorum” dedi. Danõştay sanõklarõndan Süleyman Esen’in tah- liyesini eleştiren Özkan, “Fethullah Gülen’in şeyh müridi, bombaları te- min eden Süleyman Esen’i neden tahliye ettiğinizi, Mustafa Kemal’in müridi, aydınlanmanın yolcusu Tuncay Özkan’ı neden tuttuğunu- zu açıklayın” dedi. ‘Öyle bir atarım ki...’ Özkan’õn açõklamalarõnõn ardõndan izleyicilerin alkõşlamasõ üzerine Baş- kan Şengün, jandarma komutanõn- dan sanõklarõn aileleri dõşõndakilerin sa- londan çõkarõlmasõnõ istedi. Buna tep- ki gösteren Tuncay Özkan ayağa kal- karak “Bunu yapamazsınız” diye bağõrdõ. Başkan Şengün, uyarõlarõna karşõn oturmayarak bağõrmayõ sür- düren Özkan’õn da salondan çõkarõl- masõnõ istedi. “Beni dışarı atamaz- sınız, çıkmıyorum” diyen Özkan’a Başkan, “Öyle bir dışarı atarım ki buranın adabından sorumlu olarak oturun yerinize diyorum. Burası alkış yeri değil. Tansiyonu yükselt- mek kimseye fayda sağlamaz” de- di. Bazõ sanõk avukatlarõnõn da ayağa kalkarak bağõrmalarõyla salonda kar- gaşa ortamõ oluşmasõ üzerine Başkan Şengün, “Bu sergilediğiniz tavır de- ğil” diyerek duruşmaya ara verdi. Aradan sonra yeniden söz alan Öz- kan, “Beni seven insanlar alkışla- masınlar” deyince Başkan Şengün, “Burası mahkeme, alkış gönülden olur” dedi. Oturuma katõlan diğer sa- nõk ve avukatlarõnõn iddianamelerin okunmamasõnõ istemeleri üzerine Baş- kan Şengün, “Birinci davadan avu- katlar var aranızda. Talep üzerine birinci iddianameyi özetledik. 11 ay sonra itirazlar başladı. Yeniden okunmasını istediler” diye konuştu. Başkan Şengün, sanõk ve avukatlarõ- nõn talebi üzerine iddianamenin çok kõ- sa bir şekilde özetlenerek okunacağõ- nõ açõkladõ. Cumhuriyet Savcõsõ Meh- met Ali Pekgüzel, ikinci iddianame- nin özet kõsmõnõ okumaya başladõ. ‘Cemil Bayık’ı vururdum’ İstanbul Üniversitesi Tõp Fakülte- si’nde tedavisi süren tutuklu sanõk Le- vent Ersöz, avukatõ aracõlõğõyla mah- kemeye gönderdiği dilekçede, haya- tõnõ başkalarõnõn yardõmõyla sürdür- düğünü kaydederek adli kontrol uy- gulanarak tahliyesini talep etti. Gizli tanõk ‘İlk Adım’õn “Levent Ersöz, PKK yöneticisi Cemil Bayõk ile 2 kez Hezil Çayı kenarında görüşüp zarf alıp verdiler” iddiasõnõn gerçekdõşõ ol- duğunu savunan Ersöz, “Görüşmenin geçtiği iddia edilen çayın genişliği 20-50 metre arasındadır. Mevsim durumuna göre çayın en dar ye- rinde bir kamyonun suya kapıldı- ğını 1992 yılında gözümle gördüm. Böyle bir yerde zarf alıp verilmesi mümkün değildir. Ben Cemil Bayık isimli teröristi gördüğümde yaka- layıp adalete teslim ederim. Çatış- ma ortamında karşılaşsaydık da vururdum” dedi. Tanõk ‘İlk Adõm’õn Gaffar Okkan’õn öldürülmesi tali- matõnõ verdiği yönündeki iddialarõnõn da iftira olduğunu söyleyen Ersöz, “Bu şahsın iftiralarına muhatap oldu- ğum yıllarda Şırnak İl Jandarma Komutanı’ydım. Bu şahsın o dönem yapılan operasyonlarda menfaati- nin kesildiği ve haksız kazanç temin edemediği için iftira yolunu seçtiğini düşünüyorum” dedi. Yasalar izin verirse bu şahsõn kim- liğini açõklayacağõnõ kaydeden Er- söz, 1991 ve 1992’deki çalõşmalarõnõn yasalara uygun olduğunu savundu. Er- söz, “Sözde Ergenekon terör örgü- tü hakkında İstihbarat Başkanlığı yaptığım dönemde, öncesinde ve sonrasında hiçbir bilgim olmadı. Böyle bir yapı içinde kesinlikle yer almadım” dedi. İzleyicilerin Tuncay Özkan’õn açõklamalarõnõ alkõşlamasõ üzerine Mahkeme Başkanõ Köksal Şengün, jandarma komutanõndan sanõklarõn aileleri dõşõndakilerin salondan çõkarõlmasõnõ istedi. Buna tepki gösteren Tuncay Özkan ayağa kalkarak “Bunu yapamazsõnõz” diye bağõrdõ. DİYARBAKIR (Cumhuriyet Bü- rosu) - Kayseri eski İl Jandarma Ko- mutanõ Albay Cemal Temizöz hak- kõnda Şõrnak’taki faili meçhul cina- yetlere ilişkin açõlan davanõn kilit ismi Mehmet Nuri Binzet, ifadele- rini geri çekmediğini, kendisine bas- kõ ve tehditle hazõrlanan bir dilekçe- nin imzalatõldõğõnõ iddia etti. Şõrnak’ta işlenen faili meçhul ci- nayetlere ilişkin verdiği ifadelerle, Kayseri eski İl Jandarma Komutanõ Albay Cemal Temizöz hakkõnda 9 kez ömür boyu hapis olmak üzere 6’sõ tutuklu 7 sanõk hakkõnda dava açõlmasõna neden olan eski korucu Mehmet Nuri Binzet ifadesinde, ağabeyi eski Cizre Belediye Başka- nõ Kamil Atağ’õn evinin alt katõn- daki sorgu odalarõnda PKK’ye yar- dõm ettiği düşünülen kişilerin sor- gulandõğõnõ iddia etti. Kendisinin de bu sorgulara katõl- dõğõnõ anlatan Binzet, “O dönemde binbaşı olan Cemal Temizöz’ün emri ile Kamil Atağ, İskan Arslan ile Nadir Neyci adlı şahısları göz- altına alarak buraya getirdi. Bu- rada sorgulanan şahıslar daha sonra infaz edildi” dedi. Ancak ağustos ayõ başõnda tutuklu bulun- duğu Midyat Cezaevi’nden Diyar- bakõr Cumhuriyet Başsavcõlõğõ’na dilekçe gönderen Binzet, ifadelerini geri çektiğini açõkladõ. Küçük yaşta kendisini okutmayõp köy korucusu yapan ailesine ve silah altõna alõnmasõna onay verdiği için Al- bay Cemal Temizöz’e karşõ nefret duygusu beslediğini belirten Binzet, aile bireyleri ile Albay Temizöz hak- kõnda abartõlõ ifadelerde bulunduğu- nu söyledi. PKK itirafçõlarõ Abdulhakim Gü- ven ile Hıdır Altuğ’un ardõndan Mehmet Nuri Binzet’in ifadelerini ge- ri çekmesiyle 20 faili meçhul cinayetin aydõnlatõlmasõnõn hedeflendiği da- vanõn düşmesi gündeme geldi. Ancak Binzet, avukatõ aracõlõğõyla yaptõğõ açõklamada ifadelerini geri çekmediğini, tehdit edilerek içeriği- ni göremediği bir dilekçenin kendisine zorla imzalatõldõğõnõ vurguladõ. TEMİZÖZ DAVASI İstanbul Haber Servisi - Üçüncü iddianamenin bi- rinci sõradaki sanõğõ tutuk- suz yargõlanan Yalçın Kü- çük, kalpağõyla konuşmak için mahkeme başkanõn- dan izin istedi. Başkan Şen- gün ise duruşma salonunda kalpağõ giymemesinin da- ha uygun olacağõnõ söyledi. Mesleği sorulan Küçük, “50 yıldır sürekli huzu- runuza çıkarım” dedi. Mahkemeye 1959 tarihli Yenisabah gazetesini gös- teren Küçük, gazetenin bi- rinci sayfasõnda, savcõlõğa ifade verdiğine ilişkin bir haberin olduğunu söyledi. Birinci mesleğinin sa- vunma yapmak olduğunu söyleyen Küçük, “Bu sa- vunmaların bazılarını ki- taplar haline getirdim. Onun dışında, bazen hap- se girerim. Üniversite- lerde profesörlük yapa- rım” diye konuştu. İyi pa- ra kazanan yazar olduğunu belirten Küçük, “Bu mah- kemeyi de kitap haline getireceğim için çok para kazanacağım. Kitaplar ayda 5-10 bin lira getiri- yordu, satışlar bu ara durdu” dedi. Binzet: ifademi geri çekmedim TOKİ, 2 bin 57 metrekarelik arsayı 1 milyon 852 bin TL’ye satmak için bugün ihaleye çıkıyor Atatürk’ün evinin maketinin bulunduğu arazi satõşta TOKİ’nin Ataköy inadı İstanbul Haber Servisi - Ata- köy Sahilindeki 94 bin metre- karelik arazinin satõşõ için açtõ- ğõ ihale yargõ kararõyla engelle- nen Toplu Konut İdaresi (TO- Kİ), Ataköy 9 ve 10’uncu kõ- sõmlarda bulunan, içinde Atatürk büstü ve Atatürk’ün Selanik’te- ki evinin maketinin bulunduğu 2 bin 57 metrekarelik arsayõ 1 milyon 852 bin TL’lik asgari be- delle satmak için bugün ihaleye çõkõyor. Bakõrköy Belediyesi ise arsayõ satõn almak için iha- leye katõlma kararõ aldõ. Bakõrköy Belediyesi Yunus Emre Kültür Merkezi ve Ataköy 9-10’uncu kõsõm muhtarlõğõnõn arasõnda bulunan 2 bin 57 metre- karelik arsanõn TOKİ tarafõndan satõşa çõkarõlmasõ kararõ, dün ger- çekleştirilen Bakõrköy Belediye Meclis toplantõsõnda gündeme alõndõ. Meclis üyelerinden ihaleye ka- tõlma yetkisi isteyen Bakõrköy Belediye Başkanõ Ateş Ünal Er- zen, mecliste yaptõğõ konuşmada, satõşa çõkarõlan arazinin imar planlarõnda yönetim alanõ olarak göründüğünü belirtti. Erzen şun- larõ söyledi: “Şartnamede ‘Projede Ata- türk büstü ve Selanik’teki Evi’nin maketine yer verilecektir’ deni- yor. TOKİ ihale şartnamesine ‘...Tüzüğü Bakanlar Kurulu’nca onaylanan, kuruluş amacõnda ti- cari faaliyetleri olmayan, kamu- ya hizmet eden derneklerden, hu- zurevi, kan bağõşõ merkezi ve sosyal hizmet faaliyetlerinde bu- lunanlardan bu faaliyetlerini yü- rüttüğünü gösterir belgelerini ib- raz edenler ihaleye iştirak edebi- lecektir’ hükmü koydu. Beledi- yeyi bu koşullarda kabul eder- ler mi bilmiyoruz. Ancak, be- lediye olarak biz ihaleye gir- meliyiz.” Erzen’in konuşmasõnõn ardõn- dan Bakõrköy Belediye Meclisi, ihaleye katõlma kararõnõ oybirliği ile onayladõ. ‘Birincimesleğimsavunmayapmak’ Yalçın Küçük. ERGENEKON SAVCISI ÖZ ‘Topraklarımızdan lav silahı fışkırıyor’ Haber Merkezi - “Ergenekon” soruşturmasõnõ yürüten Cumhuriyet Savcõsõ Zekeriya Öz, Kahramanmaraş’õn merkeze bağlõ Döngel kö- yünde önceki gün bulunan, 7 lav silahõ ve el bombalarõ ile ilgili olarak, “Türkiye’nin eko- lojik dengesi bozuldu. Topraklarımızdan domates yerine lav silahı çıkıyor” yorumun- da bulundu. BBP Genel Başkanõ Muhsin Ya- zıcıoğlu ve beraberindeki 4 kişinin düştüğü helikopteri ve cesetlerini bulan köylülerin ya- şadõğõ Döngel köyünde, bahçesini sulamaya giden bir köylünün ihbarõ ile yol kenarõnda gömülü halde 7 lav silahõ ile 15 el bombasõ ve 1 sis bombasõ bulunmuştu. Olayla ilgili soruş- turmayõ genişleten Emniyet Müdürlüğü ekip- leri, 7 lav silahõnõn MKE, el bombalarõnõn ise ABD ve Rus yapõmõ olduğu belirledi. Kahra- manmaraş’ta bulunan mühimmatla ilgili ba- sõn mensuplarõnõn sorularõnõ yanõtlayan Erge- nekon soruşturmasõnõ yürüten Cumhuriyet Savcõsõ Öz, konunun kendisine bildirilmedi- ğini, konuyu başka bir arkadaşõndan öğrendi- ğini söyledi. Öz, “Türkiye’nin ekolojik den- gesi bozuldu. Topraklarımızdan domates yerine lav silahı çıkıyor” diye konuştu.
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear