28 Kasım 2024 Perşembe Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
CMYB C M Y B SAYFA CUMHURİYET 25 EYLÜL 2009 CUMA 6 HABERLER BİR BAKIMA SERVER TANİLLİ İki Roman... Yozluğun, gericiliğin, dinciliğin, her köşeyi tuttuğu bir dönemde kitaplar -bir ölçüde- kurtarıcı oluyor. İşte iki roman, ilki de Karl Marx ile ilgili... Marx ile ilgili bilgimiz, çok kez, onun Engels’le be- raber yazıp yayımladığı Komünist Partisi Bildirisi’yle başlar; sermaye üstüne dev eseri de ürküttüğün- den, başka birkaç hacimsiz kitabı ile yetiniriz. Belki en büyük eksiğimiz ise, onu, toplum için- de, somut ilişkileriyle anlatan eserleri okumamış olu- şumuzdur. Ancak, dilimizde bu konuda çalışmalar da pek gözümüze çarpmadı. Ama, artık mazeretimiz yok! İngilizcede yeni çıkmış bir eser dilimizde: Yazar, Francis Wheen, bir gazeteci ve kitabı ödüller ka- zanmış. Kitap, biyografi olarak söylense de roman, ya da roman tadında. Gül Çağalı Güven’e, usta- ca çevirisi için teşekkür borçluyuz. E Yayınları da yürekten kutluyoruz. Kitabın başta değeri, Marx’ı, “unutulmuş siyasal tartışmaların sigara dumanlı odalarından kurtarması” ve çağımızın içine yerleştirmesidir: Eser çıktığında, liberal şakımalar sürüyordu; yılımızda ise, kapita- lizm yeni bir bunalım içinde: Ondan günceli de yok- tur! Ne var ki, Marx da yazarken, yağlar-ballar için- de yüzmüyordu: İnanılmaz derecede yoksulluk için- deydi. Ailesi bunu yaşıyordu. Düşünür, dev azmi ile çalışırken, “karısı, çocukları ve dostlarıyla tarihsel bir figürün bir roman kahramanı edasıyla” önümüzde- dir. Karl Marx, gerçekten Harry Potter’dan daha popülerdir. Genç Marx, Hegel ve Feuerbach’tan geçerek vardığı noktada şu gerçeği görmüştü: “Aslolan dün- yayı değiştirmektir”. O yıllardan bu yana gelip durduğumuz noktada, gerçek yine o! Marx daha ya- kınımızda ve tam da karşımızda oturuyor: Katı olan her şeyin buharlaştığı bir zamanda, “Mücadeleye devam” diyor ve katılıyoruz... Bu kitap, dilimizde tek, gecikmeden de okuma- lı! Vedat Türkali’nin Turkuvaz Yayınlar’dan çıkan “Yalancı Tanıklar Kahvesi” de, çok okunan eserler arasında ve bir roman. Yazarını tanıtmaya gerek var mı? Şair, romancı, senaryo ve oyun yazarı... Sanata ve yazarlığa adanmış koca bir ömür; içinde, poli- tika uğruna çekilen acılar da var... Koca bir ömür sürerken, 90 yaşına da basmış sa- natçımız bu yıl. İlk ve en ünlü romanı “Bir Gün Tek Başına”, 1975’te yayımlanmıştı; onu, “Mavi Karanlık” (1983), “Güven” (1999), “Kayıp Romanlar” (2004) izlemiş- ti. Bu yıla girerken çıkan “Yalancı Tanıklar Kahve- si” ile işte bu 90 yaşı da kutluyoruz. Türkali’nin yeni romanı, 1970’lerin ikinci yarısın- da başlıyor ve 1980’de 12 Eylül darbesiyle bitiyor. Roman, 70’lerin Ankara’sını anlatıyor: Dönemin bütün siyasal çalkantıları, “Yalancı Tanıklar Kah- vesi”ne yansıyor. Romanının baş kişisi Muhsin, Ege’nin varlıklı ailelerinden biri ve üniversitede fel- sefe öğrencisi. Geçim sorunu yok; ancak arka- daşlarının çoğu sol’da olduğu halde, ilişkileri me- safeli, ne yapacağını bilmeyen bir tip. Aşkı bile ha- vada... Siyasal tartışmalar, sağ-sol çatışmaları, din ve sen- dikalaşmalar, romanda yerlerini bol bol buluyorlar; dinin, devrimci mücadeledeki kafa karıştırıcı rolü- ne vurgu savsaklanmamış; insana dair her şey var eserde: Aşk, idealler, cinsel dürtüler, korkular... Bütün bunlar var. Ama Türkali, bir yandan da sol hareketin neden başarılı olmadığının nedenlerini sor- guluyor; kitaptaki sorgulamalar da okura yardım- cı oluyor. Peki, ya gelecek? Özellikle sol ne yapmalı? Türkali’nin yeni romanı, 12 Eylül darbesiyle biti- yor. Darbe ise, öncekilerden farklı olarak, 24 Ocak kararlarının sonucu olarak “vahşi kapitalizm”e ka- pıları açarken, sendikalar kapatıldı, işçi sınıfı hare- keti ve “sol” ezildi. O yetmedi, “Türk - İslam Sen- tezi”nin doğrultusunda, 1923 Devrimi’nin temelle- rine saldırıldı. Yeni bir gençlik yaratmak da gündeme girdi, bu- gün de gündemde. Türkiye bunu yaşadı, yaşıyor, daha bir süre ya- şayacak. Bu süreçte, “sol” ne yapacaktır? Vedat Türkali, ilk fırsatta yazacağı bir romanda buna da yanıt verecektir. Bekliyoruz. Onun 90’lı yıl- ları, bu fırsatı bol bol verecektir, versin dileriz... ARTVİN’DEKİ SEL 5 CAN ALDI ÖMER ŞAN ARTVİN / RİZE - Artvin’in Borçka ilçesinde meydana gelen selde yaşlõ bir kadõn boğuldu, heyelan nedeniyle 3 kişi toprak altõnda kaldõ, enkazdaki bir kişiyi de arama çalõşmalarõ sürüyor. Çevre ve Orman Bakanõ Veysel Eroğlu, “Bir ki- şiyi bulamamışlardı. Onun da hayatını kaybet- tiğini tahmin ediyoruz. Şu anda 5 vatandaşımız hayatını kaybetti” dedi. Bayramõn ilk gününden itibaren bölgede etkisi- ni sürdüren yoğun ve şiddetli sağanak yağõş, Art- vin’de ağustostan sonra ikinci felakete neden oldu. Önceki gün akşam saatlerinde etkisini arttõran ya- ğõş nedeniyle Borçka’nõn Cihala ve Kamena dere- leri taştõ. Düzköy Düzhanlar mevki ile Kale köyünde bazõ evler ile işyerlerini su bastõ. Kale Köyü Camii ve lojmanõ meydana gelen heyelanda toprak altõn- da kaldõ. Cami lojmanõnda bulunan cami imamõ ile misafirleri heyelanõ fark ederek dõşarõ çõkmayõ ba- şardõ. Şiddetli yağõşõn devam ettiği bölgede Çoruh Nehri’nin aktõğõ Muratlõ Barajõ’nõn kapaklarõ da açõ- lõrken Hopa-Borçka karayolu arasõndaki Cankurtaran geçidinden Borçka yönüne araçlarõn geçişine izin verilmedi. Borçka’daki etkili sağanak yağõşlar nedeniyle il- çeye bağlõ Demirciler köyünden geçen İçkale De- resi taştõ. Demirciler köyü Ormanlõ Mahallesi’nde evine sel sularõ giren Nafiye Şimşek (80) boğuldu. Yõkõlan iki evden birinde enkaz altõnda kalan Gül- süm Demirci (33), Hacer Demirci (54), Neşe De- mirci (17) yaşamõnõ yitirdi. 3 yaşõndaki Beyzanur Demirci ise sabaha karşõ sağ olarak çõkarõldõ. 54 ya- şõndaki Ali Demirci’yi arama çalõşmalarõ ise sürü- yor. Artvin Valisi Mustafa Yemlihalıoğlu, arama- kurtarma ekiplerinin anõnda olay yerine ulaştõrõldõ- ğõnõ, kötü hava koşullarõ nedeniyle ekiplerin bölgeye yaya olarak gidebildiğini söyledi. Rize’de de önceki gece etkili olan sağanak yağõş sonucu Çamlõhemşin ilçesindeki bazõ köylerde kü- çük çaplõ toprak kaymasõ meydana geldi. Giresun’da etkili olan yağõş nedeniyle Bulancak Durağõ mevkisinden denize dökülen Tabak Dere- si’nin taşmasõ sonucu trafikte aksamalar yaşandõ. Tirebolu ilçesinde, aşõrõ yağõş nedeniyle Harşit Ça- yõ’nda su seviyesinin yükselmesi sonucu dere üze- rindeki adacõkta mahsur kalan avcõ 2 kardeş, sivil savunma ve AKUT ekiplerince kurtarõldõ. İBB’nin yetkisi İSKİ’ye İstanbul’u vuran sel felaketi sonrasõnda su sevi- yesi yükseldiği gerekçesiyle kapaklarõ açõlan Bü- yükçekmece Barajõ’ndaki milyonlarca tatlõ su ba- lõğõ, suyun akõş kuvvetiyle tuzlu suyun bulunduğu deniz tarafõna doğru geçti. Barajõn kapaklarõnõn önünde biriken milyonlarca balõk, suyun tuz ora- nõnõn fazla olmasõ ve oksijensiz kalmalarõ nedeniyle ölüyor. Bölgedeki balõkçõ dernekleri ve hayvan- severler büyük süzgeçlerle topladõklarõ balõklarõ ye- niden baraja bõrakõyorlar. Büyükçekmece Beledi- yesi ise baraj kapaklarõ önünde biriken balõklarõn yenmesinin tehlikeli olduğuna dikkat çekerek, böl- gede el oltasõ ve serpme ağlarla balõk toplayan yurt- taşlarõ uyardõlar. Büyükçekmece Belediye Başkan Yardõmcõlarõ Zafer Özsayõn, Reşat Akçay ve Adem Yazõr ise baraj önünde incelemede bulundu. CHP İstanbul İlçe Kadõn Kollarõ, selden zarar gören yurttaşlara destek amacõyla yardõm kolileri götürdü. CHP İstanbul Kadõn Kollarõ’ndan yapõlan açõklamaya göre, için- de giysi, mobilya, beyaz eşya, elektronik ev aletleri, ev teks- tili ürünlerini içeren yardõm ko- lilerinin bölgelere ulaştõrõldõğõ belirtilerek, “Böyle bir afetin tüm ilçelerimizin başına ge- leceğini düşünerek gereken hassasiyetle partimizin da- yanışma ruhunu daha güçlü yaşatabilmek amacıyla tüm ilçe kadın kolları başkan, yönetici, üye ve yurttaşları- mız oldukça özverili ve di- siplinli bir şekilde çalışma yü- rüttüler. Kısa zamanda ger- çekleşen bu çalışma sonucu hazırlanan yardım kolileri, sel mağduru ilçelerimizde il- çe başkanlıklarımız tarafın- dan gösterilen yerlere TIR ve kamyonlarla götürülerek tes- lim edildi” denildi. İstanbul Haber Servisi - İstanbul’da ya- şanan sel felaketinin ardõndan su baskõnlarõ- na neden olan derelerin õslah edilmesini ön- gören yetkinin İBB’den alõnarak İSKİ’ye dev- redilmesi için yasa değişikliği hazõrlõğõna baş- landõ. İSKİ Genel Müdürü Mevlüt Vural, 2004’te yürürlüğe giren, 5216 sayõlõ Büyük- şehir Belediye Kanunu’na göre İstanbul’da- ki dere õslahõ çalõşmalarõnõn İBB’nin yetkisine verildiğini anõmsatarak, “Büyükşehir Bele- diye Kanunu’nda yapılacak değişiklikle İs- tanbul’da İSKİ, İzmir’de İZSU, Ankara’da ASKİ’nin de aralarında bulunduğu 16 su kuruluşu dereleri ıslah etme konusunda yetkili kurum olacak” diye konuştu. İSKİ’nin dere õslahlarõyla ilgili kanuni bir yükümlülüğü olmamasõna karşõn İBB ile İSKİ arasõnda imzalanan bir protokolle bazõ derelerin õslahõnõn İSKİ tarafõndan yapõldõğõnõ belirten İSKİ Genel Müdürü Vural, 2004-2009 yõllarõ arasõnda İSKİ’nin 26 bin 554 kilometre uzunluğunda 14 derenin õslahõnõ yaptõğõnõ ve yapõlan yatõrõmlarõn bedelinin İBB’ye borç olarak kaydedildiğini söyledi. İBB’nin de aynõ dönem içinde 101 bin 446 metre uzunluğunda 34 dereyi õslah ettiğini be- lirten Vural, 2004’e kadar 203 kilometrelik yapõlan dere õslahõnõn, 2009’da da 331 kilo- metreye çõkarõldõğõnõ söyledi. Vural, 1994- 2009 yõllarõ arasõnda dere õslahlarõ için 2 mil- yar TL yatõrõm yapõldõğõnõ, 2004-2009 yõlla- rõ arasõnda yapõlan dere õslahlarõ için ödenen kamulaştõrma bedelinin de 181 milyon 812 bin TL olduğunu ifade etti. İBB çark etti Sel felaketi ardõndan toplanan İBB Mecli- si’nde görüşülen 572 imar planõ raporunun 112’si İSKİ Havza Koruma Yönetmeliği’ne uygun olmadõğõ gerekçesiyle ilgili komis- yonlara ya da müdürlüklere iade edildi. Sel felaketi öncesi İSKİ’nin itirazlarõna yüzlerce imar planõ tadilatõ raporu İBB Meclisi’nce onaylanarak, dere yataklarõ ve su havzalarõ üzerinde yapõlaşmaya izin verilmişti. İS- Kİ’nin İBB Meclisi eski üyelerinden Hüse- yin Sağ’õn soru önergesine verdiği yanõta gö- re, su havzalarõnda tespit edilen ve bir kõsmõ kaçak olan yapõ sayõsõ 5 bin 315. İSKİ ayrõ- ca, Anadolu yakasõnda 38, Avrupa yakasõn- da ise 27 olmak üzere toplam 65 imar planõ tadilatõ hakkõnda yasal süreç başlatõrken 2005-2008 döneminde 959 kaçak binanõn yõ- kõmõ gerçekleştirildi. Yaşanan sel felaketinin ardõndan su baskõnlarõna neden olan derelerin õslah edilmesini öngören yetkinin İBB’den alõnarak İSKİ’ye devredilmesi için çalõşmalara başlandõ CHP’li kadınlardan yardım CHP İstanbul Kadın Kolları selden zarar gören yurttaşlara kolilerle yardım götürdü. Yurt Haberleri Servisi - Bolu, An- kara ve Ağrõ Doğubeyazõt’ta meyda- na gelen trafik kazalarõnda 2 kişi öl- dü, 73 kişi yaralandõ. Samsun’dan İstanbul’a giden Sü- leyman Sırrı Aşıkkutlu yönetimin- deki yolcu otobüsü, TEM otoyolun- da, Bolu Doğu Gişeleri’ne 500 met- re kala, bariyerlerine çarptõğõ orta refüje düştü. Yan yatan araç, orta re- füjdeki iki beton arasõna sõkõştõ. Kazada, otobüste bulunan 46 yol- cudan 42’si yaralandõ. Yaralõlar olay yerine gelen sağlõk ekiplerince Bolu İzzet Baysal Devlet Hastanesi, Kö- roğlu Devlet Hastanesi ve Abant İz- zet Baysal Üniversitesi Tõp Fakülte- si’ne kaldõrõldõ. Polis ekipleri kazayla ilgili olarak soruşturma başlattõ. Fethiye’den başkente gelen yolcu otobüsünün, kente 26 kilometre kala devrilmesi sonucu da yaklaşõk 40 ki- şi yaralandõ. Yaralanan 40 kişiden 12’sinin Ata- türk Eğitim ve Araştõrma Hastane- si’nde tedavi altõna alõndõğõ, bu kişi- lerden 2’sinin durumunun ağõr oldu- ğu bildirildi. Yaralõlar, Atatürk Eği- tim ve Araştõrma Hastanesi’nde tedavi altõna alõndõ. Gürbulak Sõnõr Kapõsõ’ndan Türki- ye’ye giren Y.Ö. yönetimindeki TIR’da Ağrõ’nõn Doğubeyazõt ilçesi- nin Telçeken mevkisinde henüz be- lirlenemeyen nedenle yangõn çõktõ. İt- faiye ekiplerince söndürülen yangõn- da TIR tamamen yandõ. Ardõndan, Gürbulak yönüne giden 3 minibüs en- kaz halindeki TIR’a çarptõ. Kazada ak- raba iki aileyi taşõyan minibüslerde bu- lunan İrfan (40) ve Sami Yıldırım (30) yaşamõnõ yitirdi. Sema, Deniz, Sevcan, Cihan, Çiler, Özlem, Beri- van, Çilem, Cihan ve Nehir Yıldı- rım yaralandõ. 6’sõ çocuk 11 yaralõ Ağrõ Devlet Hastanesi’ne kaldõrõldõ. İzmir, Konya, Sõvas, Adõyaman, Gümüşhane, Bur- sa, Çanakkale, Samsun, Ankara, Gi- resun, Sakarya, Kahramanmaraş’ta meydana gelen trafik kazalarõnda da 3 kişi öldü, 36 kişi yaralandõ. ANKARA, BOLU VE AĞRI Trafik kazalarõ can almaya devam ediyor Artvin’in Borçka ilçesin- de meydana gelen selde 4 kişi yaşamını yitirdi. TERÖR VE TOPLUM / MEHMET FARAÇ mfarac@cumhuriyet.com.tr - www.mehmetfarac.com Amerika, Türkiye, İspanya ve İngiltere... Bu dört ülke Usame bin Ladin’in gazabına uğradı. ABD’de İkiz Kuleler kamikaze sal- dırılarıyla yerle bir oldu. İstanbul, 60’tan faz- la insanın öldüğü 15-20 Kasım 2003’teki 4 intihar eylemiyle sarsıldı. İspanya’da tre- ne konulan bombalar 200’den fazla insa- nı öldürdü. Londra ise 2005’teki metro sal- dırılarıyla şoka uğradı... Peki, El Kaide sı- raya hangi ülkeyi koydu?.. Alman Der Spigel dergisinin üç muha- biri geçen haftalarda Cumhuriyet’i ziyaret etti. Türkiye’deki dinci terör ör- gütlerinin son durumunu merak ediyorlardı. Ancak asıl öğrenmek is- tedikleri El Kaide’nin ne yaptığıydı! Onlara Almanya’nın içinde bulun- duğu terör riskini anlatırken ülke- lerinin şeriatçı yapılanmalara uzun süredir nasıl hoşgörüyle davrandı- ğının örneklerini de verdim. Onla- ra göre ise Alman hükümeti de ar- tık tehdidin farkındaydı ve gelecek için kaygı duyuyordu. Alman basınının son yıllarda başta El Kaide olmak üzere dinci örgütlerle ilgili ya- yınları sıklaştırması ise terör kaygısının sa- dece hükümeti değil, tüm Almanya’yı iyi- ce sardığını gösteriyordu! Nitekim Frank- furter Allgemeine Zeitung gazetesi 19 Temmuz tarihli sayısında, Almanya’dan Pa- kistan’daki El Kaide kamplarına gidenle- rin sayısının geçen yıla oranla iki katına çık- tığını yazmıştı! Pakistan’daki kamplara gidenlerin genelde Türkiye-Suriye-Mısır gü- zergâhını kullandıklarına dikkat çekilen haberde, terör eğitimi alan militanların daha sonra Almanya’ya döndüğüne vur- gu yapılmıştı. El Kaide yapılanmalarını Türkiye ile iliş- kilendiren haberler bununla da kalmadı. Ör- neğin Almanya’da en büyük terör saldırı- sını yapmak üzereyken yakalanan ikisi Türk 4 militan için hazırlanan iddianamenin ucu da Türk istihbaratına dayandırılmıştı! İddiaları gündeme getiren Der Spiegel dergisi, El Kai- decilerden firari zanlı Mev- lüt K’nin eski bir MİT muh- biri olduğunu öne sürmüş- tü! Aynı davada yargılanan diğer iki Türk ise Atilla Se- lek ve Adem Yılmaz. 2007 yılının Eylül ayında , bu dinci militanlara ait hücre evinde 700 kilo hidro- jen peroksit ile 26 adet pat- layıcı düzeneği ele geçirilmişti. İddiana- meye göre, militanlar üretecekleri bom- balarla Ramstein Hava Üssü, Frankfurt Ha- valimanı ve gençlerin gittiği eğlence mer- kezlerini hedef alacaklardı! Almanya İçişleri Bakanlığı Müsteşarı August Hanning ise haziran ayı başında yaptığı açıklamada, El Kaide’nin, ülkesin- de 27 Eylül’de yapılacak genel seçimleri etkilemeye çalışabileceğini söylemişti. Ni- tekim bu istihbarat doğru çıktı. El Kaide 15 gün içinde ikinci kez Almanya’yı terör teh- didiyle uyardı. Önceki gün internet üzerinden yayım- lanan bir videoda konuşan “Attijat Allah” kod adlı bir El Kaide yöneticisi, Alman- ya’daki Hıristiyan Demokrat Birlik Partisi’nin (CDU), ABD’nin Irak’taki savaşına destek verdiğini Sosyal Demokratlar’ın ise (SPD) savaşa karşı çıktığına dikkat çekti. Attijat, seçmenlerin Afganistan’daki Alman as- kerlerini çekecek bir hükümete oy vermemesi halinde eylemde bulu- nacaklarını söyledi. Almanya, Türk Hizbullahı’ndan, İslami Hareket’e, Cemalettin Kap- lan grubundan Kürt İslamcılara ve dünyanın birçok ülkesinde faa- liyet gösteren geniş bir yelpazedeki radikal gruplara oldukça hoşgörü- lü davranıyor. Peki, radikal dincili- ğin süper devletleri beyninden vu- rabildiği bir dönemde, Almanya’nın El Kaide’nin tehdidinden kurtulabilmesi ola- naklı mı?.. Sorunun yanıtı demokrasinin sınırların- da gizli!.. Her radikal gruba “demokrasi” adına göz yuman Almanlar, şeriatın de- mokrasiyi reddettiğini bir an önce anlamalı ve zaman geçirmeden önlem almalıdır! Ak- sine büyüyen tehdit de gösteriyor ki, Al- manların şansı giderek tükeniyor! Almanya Vurulacak mı?.. Türk ordusunun Gü- neydoğu ve Kuzey Irak’taki operasyonla- rında doğa tahrip edili- yormuş!.. Yeraltı ve yer- üstü zenginlikleri işgal al- tındaymış!.. Kürtlerin ta- rihi değerleri yıpratılı- yormuş!.. Bunlar, kendilerini “Al- tın Hilal Savaşçıları” di- ye adlandıran yeni bir ör- gütün hezeyanları! Kuruluşunu önceki gün ilan eden ve Kürtçe ismi “Şervanên Hîlalê Zerîn” olan örgüt, ilk bil- dirisinden de anlaşıla- cağı gibi çevreci bir kay- gıyla piyasaya sürülmüş! Ancak asıl önemlisi bu örgütün PKK’nin askeri kanadı HPG içinden çık- mış olması! HPG’ye sert eleştiriler yönelten ör- gütün kuruluş bildirisin- deki şu satırlar, salt Al- tın Hilal’in yeni bir grup olmasını değil, PKK için- deki bölünmeyi de du- yuruyor: “Örgütümüz Kürdis- tan tarihi, doğası, kültü- rüne dönük yönelimleri- ne karşı bir savaş örgü- tü olarak kurulmuştur. Bu temelde daha önce saflarında yer aldığımız, yıllarca savaştığımız HPG’nin, saldırılara kar- şı geliştirdiği mücadele- yi yetersiz ve zayıf bul- maktayız. HPG’den ay- rılma sebebimiz olan bu yetersizliklerin, örgütü- müz tarafından ortadan kaldırılacağını, bu konu- da Kürtlerin en keskin kı- lıcı olacağımızı iddia edi- yoruz.” Dicle ve Fırat arasında “Mezopotamya” olarak adlandırılan coğrafya es- ki kaynaklarda “Bere- ketli Hilal” olarak da ta- nımlanıyor. PKK’nin, ye- ni örgütüne isim verirken bu tarihi tanımlamadan esinlendiği anlaşılıyor. Ancak anlaşılmayan bir taraf var; PKK çevreci örgüt kurarken Güney- doğu’nun her taşına bu- laştırdığı kanı nasıl te- mizleyeceğini de plan- ladı mı acaba?.. Kürtlerin Yeni Kılıcı!.. Genelkurmay Başkanı Or- general İlker Başbuğ Şeker Bayramı’nda Güneydoğu’ya gitti. Başbuğ bu gezi için acaba niçin Mardin’i seç- mişti?.. Mardin çok göze çarpma- sa da, PKK terörünün en çok kan akıttığı kenttir. Ka- muoyu bu kenti Mazıdağı’na bağlı Bilge köyünde mayıs ayında 47 ki- şinin katledildiği vahşetle tanısa da, aslında burada geç- mişte çok daha bü- yük olaylar yaşan- mıştı. Örneğin; PKK’nin sivillere yönelik 386 katliamının 56’sı Mardin’de meydana geldi. Bu katliamla- rın 15’i Arap köken- lilerin de yoğun ola- rak bulunduğu Midyat ilçe- sinde yaşandı. Katliamlarda en çok can kaybı Mardin’deydi. Ölen 2 bin 434 kişinin 345’i Mardin- liydi. Bu katliamlarda yaşa- mını yitiren 392 çocuktan 93’ü ve 371 kadından 59’u da Mardin nüfusuna kayıtlıydı. Mardin terörde kaybedi- len erkekler içinde de birinci sırada! PKK’nin öldürdüğü 1584 erkekten 193’ü de Mar- din’de can verdi. Prof. Ümit Özdağ’ın “Pu- su ve Katliamların Kronoloji- si” adlı kitabında yer alan verilerden de anlaşılıyor ki, PKK terörünün en büyük acısını Mardin yaşamış- tı!.. Terörün bu ka- dar kan akıttığı bir kentte birey- lerin psikolojisi sağlıklı olabilir mi?.. Töre şid- detinin 47 can al- ması sorgulanır- ken terörün ya- rattığı toplum- sal travmayı da göz önünde bulundurmak gerekiyor!.. Ne deniliyordu o ünlü Mar- din türküsünde?.. “Bir tel çektim Mardin’den... Bir ah çektim derdinden... Babisor suyu gibi... Yaş gelir gözle- rimden...” Mardin’in Ah’ı!.. Atilla Selek Adem Yılmaz Çan, ezan, Midyat...
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear