26 Aralık 2024 Perşembe Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
CMYB C M Y B SAYFA CUMHURİYET 30 AĞUSTOS 2009 PAZAR 10 DIŞ HABERLER ardeşliğin kõrõlgan olduğunu gördük Azerbaycan Meclisi’nde muhalefet parti- si milletvekilllerinden Arzu Samad- beyli, Türkiye ile Ermenistan arasõnda yürütülen görüşmeler sonrasõnda Bakû-Ankara arasõnda yaşanan krizin iki tarafa da ciddi bir ders olduğu görüşünde. Bölgede iki ülkenin uzlaşarak bir si- yaset yürütmesi gerektiğini söyleyen Samad- beyli, “Ne zaman ki Azerbaycan ve Türki- ye’nin ortak çıkarlarına uygun olursa Er- menistan-Türkiye arasındaki sınırlar açıl- malı” diyor. - Ankara-Bakû arasında yaşananları nasıl değerlendiriyorsunuz? SAMADBEYLİ - Sõnõrlarõn açõlmasõyla ilgi- li konuda Türkiye ile sorun yaşadõk. Gerginlik dö- neminde gerek Azeri gerekse Türk hükümetlerin izledikleri politika yanlõştõ. Ama Başbakan Er- doğan’õn Bakû’yu ziyareti ve Azerbaycan tara- fõnõn gerek iktidar gerekse muhalefet olarak tav- rõ bu gerginliği ortadan kaldõrdõ. Tabii halklarõn yakõnlõğõ da çok etkili oldu. İki taraf da yanlõş adõm atmadan önce birbirleriyle konuşmalõydõ. Ancak bu yanlõşlar ve tartõşmalar da bazõ şeyleri düzeltti. Bundan sonra hem Azerbaycan hem de Türkiye bundan ders çõkararak davranacaklardõr. Bizim istediğimiz Türkiye’nin Kafkaslar’da güç- lenmesi. Bunun için elbette Türkiye’nin Azer- baycan, Ermenistan, Gürcistan ve Rusya ile iliş- kileri olmalõdõr ama bölgede Azerbaycan ve Tür- kiye birlikte uzlaşarak bir siyaset yürütmelidir. Bu bölgede, Azerbaycan’õn da Türkiye’nin de bir- birlerinden başka kimseleri yok. Aramõzda tari- he dayalõ kardeşlik ilişkisi var. Azerbaycan’õn pet- rolü, doğalgazõ dünyaya Türkiye üzerinden gidi- yor, gidecek. Bu da Türkiye’yi stra- tejik olarak daha da önemli hale ge- tirdi. Sõnõrlar açõ- lõrsa bu hem Tür- kiye’nin hem de Azerbaycan’õn çõ- karlarõna uygun bir siyasetle olmalõ. İlişkilerin da- ha da güçlendirilmesi önemlidir. - ABD ve Rusya’nın bölgedeki etkilerini na- sıl değerlendiriyorsunuz? Rusya bölgede hâkim. Asõl konu Türkiye’nin Rusya yerine bölgede hâkim hale gelmesi. Bizim istediğimiz bölgede Rusya’nõn değil Türkiye’nin etkin olmasõ. Bence, ABD Başkanõ Obama’nõn se- çildikten sonra Türkiye’yi ziyaret etmesi de sadece İslam dünyasõna verilen bir mesaj değil, aynõ za- manda Washington’õn Kafkaslar’da Türkiye’nin etkin olmasõna yönelik isteğini ortaya koyuyor. ‘İlişki test edildi’ SETA uzmanlarõndan Prof. Bülent Aras ise Azerbaycan-Türkiye arasõndaki ilişkilerin söylem düzeyinden stratejik ortaklõğa çõkarõlmasõ ge- rektiğine vurgu yapõyor. - Bakû-Ankara ilişkilerinde yaşanan ger- ginlik atlatıldı mı? ARAS - Bu kötü bir ders oldu aslõnda. “Tek millet iki devlet” üzerinden ilişkileri devam et- tiriyorduk. “Azerbaycan’la sorun yaşamayız” düşüncesi hâkimdi. Ama bu kriz bize ilişkinin söy- lem düzeyinde ve kõrõlgan olduğunu gösterdi. Şim- di ise bu kõrõlgan ilişkiden daha bir altõ doldu- rulmaya çalõşõlan bir bağlama geçirilmeye çalõ- şõlõyor, enerji planõyla, iki ülke arasõndaki STÖ’le- rin, medyanõn diyaloğuyla, siyasetçiler arasõndaki daha yakõn ilişkilerle ortak strateji, politika üre- tecek mekanizmalar oluşturmak yoluyla... Bun- dan ciddi ders çõkarõldõğõ söylenebilir. Birincisi bu kõrõlgan yapõnõn ortadan kaldõrõlmasõ yönün- de. İkincisi ise kriz çõkmasõnõ engelleyecek şekilde ilişkiler oturtulmaya çalõşõlõyor. Bir açõdan da bu son yaşananlarla Türkiye-Azerbaycan ilişkileri ne kadar kötüleşebilir, bunu da tespit ettik ve çok faz- la kötüleşmediğini gördük. - Peki, ya Dağlık Karabağ sorunu... Türkiye başõndan bu yana sorunun çözümünü istiyor. Çözme yönünde son dönemde belki ma- nevralarda biraz çeşitlilik oldu. Ama her zaman söylediğimiz sorunun çözülmesi, Türkiye-Er- menistan ilişkilerinin normalleşmesi, Kafkaslar’a istikrar ve barõşõn gelmesi. Esas politika bu. Ta- bii bunu yaparken Türkiye’nin Ermenistan’la iliş- kilerinde normalleşme süreci Dağlõk Karabağ ko- nusunu daha fazla gündeme getirdi. Bölgede bu sorunu çözecek 5 aktör var. Azerbaycan, Erme- nistan ve Gürcistan bu sorunu kendileri yaşayan ülkeler. Çünkü Rusya ve Gürcistan savaşõ ile or- taya çõkan bir durum var. Diğer güçlü ülkeler de Türkiye ve Rusya. Bu 5 ülkenin bir şekilde bu so- runu çözmesi lazõm... Gürcistan’da savaş çõkõyor, Ermenistan-Gürcistan gerilimi yaşanõyor, 21. yy.’da Ermenistan ve Türkiye’nin sõnõrõ kapalõ, Karabağ işgal altõnda bunlar sürdürülebilir değil. - Rusya’nın Türkiye’nin bölgedeki etkinli- ğine tavrı ne olur? Son dönem itibarõyla Türkiye’nin bölgedeki ma- nevralarõna Rusya müdahil olmuyor. Biraz ABD’den bağõmsõz Kafkasya’da bir inisiyatif ge- liştirilmesi Rusya’dan Türkiye’ye yönelik bakõ- şõ değiştirdi. Türkiye daha dikkate alõnmasõ gereken bir aktör olarak algõlanõyor. Bir de Gürcistan sa- vaşõnõn maliyeti Rusya’ya büyük oldu, böyle ikin- ci bir macerayõ kaldõrõp kaldõramayacağõ belli de- ğil. Ve böyle bir şeyi Ermenistan-Azerbaycan üze- rinden yaşamak da istemiyor çünkü Gürcis- tan’daki gibi yüksek çõkarlarõ yok. Ermenistan Rusya’nõn üzerinde bir kambur, ayaklarõ üzerin- de durmasõ lazõm. En azõndan şu aşamada Rusya bu gelişmelere çok ses çõkarmõyor. Azerbaycan- Ermenistan arasõnda bir çatõşma çõkmamasõ yö- nünde itina gösteriyor, diplomatik çaba yollarõnõ destekliyor. Washington ise şu an bölgedeki den- klemin dõşõnda gibi. ABD yönetiminin bölgeye il- gisi Hazar petrolleri, biraz Ermeni diyasporasõnõn etkisi ve Avrasya’da terörle savaş çerçevesinde, bölge üzerinde hareket alanõ oluşturulmasõ yö- nünde. Ama şu anda Washington izliyor. ‘Karabağ ile paralel süreç’ Ankara-Erivan arasõndaki normalleşme adõm- larõna ilişkin AKP’li milletvekili Suat Kınıklıoğlu ise şunlarõ söylüyor: “Türkiye’nin normalleşme süreciyle Karabağ’daki çözüm süreci birbir- lerini besleyen paralel süreçler. Zaten hiçbir za- man Türkiye birinin diğerinden bağımsız ol- duğunu, birinin birine rağmen yapılacağını söy- lemedi ama nedense Azerbaycan kamuoyun- da böyle bir algılama şekli oldu. Biz her zaman Kafkasya’daki durumun sürdürülebilir ol- madığını söylüyoruz. Normalleşme süreci Ka- rabağ’da çözümü kolaylaştıran bir faktör.” Sizce kapõlar açõlacak mõ sorusunu ise “Enin- de sonunda açılacak diye düşünüyorum” diye yanõtlayan Kõnõklõoğlu, Gürcistan örneğini gös- tererek donmuş bir çatõşmanõn nasõl bir anda alev- lendiğine dikkat çekiyor. “Çatışma olmadan ön- lemlerini alıp istikrarlı bir Güney Kafkasya is- teğiyle haraket ediyoruz” diye konuşuyor. 5yõl önce Türk çağdaş edebiyatõ üzerine Ermenistan’da ilk ve tek doktora tezini hazõrlayan ve tez konu- su Fakir Baykurt ve köy romanõ olan Erivan Devlet Üniversitesi Tür- koloji Bölümü öğretim üyesi Doç. Dr. Ruben Melkonyan’a yönelttiğimiz “Ermenistan ve Türkiye arasında son dönemde normalleşme süreci için atılan adımlar, Ermeni diyas- porasının baskısı altındaki Was- hington’ın elini rahatlatmak için miydi” sorusuna şu yanõtõ alõyoruz: MELKONYAN - Ermenistan’da gö- reve gelen devlet başkanlarõ sorunlara karşõn Türkiye ile önkoşulsuz anlaşma- ya hazõr oldularõnõ söylediler, Türkiye ile diplomatik ilişkiler kurulmasõndan, sõ- nõrlarõn açõlmasõndan yana olduklarõnõ di- le getirdiler. Onun için Ermenistan tara- fõ kendi isteğiyle bu diplomatik girişime girmiştir. Ama bildiğiniz gibi dünyada büyük devletler her şeye karõşõyorlar ve onlarsõz hiçbir şey de olmuyor. Bu çer- çevede ABD gibi, Rusya ve Avrupa’nõn da bu diplomatik çabalarda rolü olabilir. Ancak ben bunlara çok dikkat etmek is- temiyorum çünkü biz iki komşu halkõz, ülkeyiz. Ve iki komşu arasõnda gerçek- ten normal ilişkiler olmalõ. Diğerlerine bõrakmadan, kendimiz ara- mõzdaki sorunlarõ çözmeliyiz. Eğer biz aramõzdaki sorunlarõ çözmeyip, diplo- matik ilişkiler kurmayõp sõnõrlarõ kapalõ tututuyorsak işte o zaman da başka ülkeler işimize karõşabiliyorlar. Onun için ilk ön- ce Ermenistan ve Türkiye cesaretle ken- di geçmişiyle yüzleşerek diplomatik iliş- kiler kurmalõ ve sõnõrlar açõlmalõ. Sizin Yunanistan’la sorunlarõnõz var ama sõnõrlarõnõz açõk. Sõnõrlar açõk ve diplomatik ilişki olduğu zaman ara- mõzdaki sorunlarõ, diyalog yoluyla ken- dimiz çözebiliriz. - Dağlık Karabağ sorunu çözül- meden sınırın açılacağını düşünü- yor musunuz? Ermenistan-Türkiye arasõndaki prob- lemlere Azerbaycan Karabağ konusunu dahil etmek yanlõş, çünkü bu ülkeler ba- ğõmsõz ülkeler. ‘Önce sınırlar açılsın’ İki ülke arasõndaki sorunlarõ bir üçün- cü ülke ile -ki bu ülke kardeşiniz bile ol- sa- bağlamak çok anlamlõ değil. Bõrakõn, Azerbaycan’la problemlerimizi biz çö- zelim. Uluslararasõ politikada kardeş ül- ke, yavru vatan gibi nitelemelerin yanlõş olduğu inancõndayõm. - Bu konunun çözü- müne ilişkin çabaları nasıl değerlendiriyorsu- nuz? Aliyev-Sarkisyan bir araya geldiler ve bir de tabii Minsk Gru- bu’nun çabaları var... Olumlu değerlendiriyo- rum, çünkü şimdiye kadar savaş başlamadõ!.. - Savaş tehlikesi hâlâ var mı diyorsunuz? Evet her an olabilir çün- kü Azerbaycan Cumhur- başkanõ bu konuyla ilgili olarak “Silahla toprak- larımızı geri alacağız” yönünde açõklamalar ya- põyor... Minsk Grubu’nun formatõ bence uygun. Ama böyle me- seleler çabuk çözülmez.. Mesela sizin de Kõbrõs meseleniz var, o da kaç yõldõr çözülmüyor... - Peki ya 1915 olaylarına ilişkin tu- tumunuz... Diplomatik ilişkiler kurup sõnõrlarõ açalõm, sonra diğer sorunlarõ konuşalõm. Türk tarafõnõn dile getirdiği “Tarihçiler Komisyonu kurulsun, onlar tartışsın” önerisi de çok iyi değil. Şunu söylemek gerek: Hiçbir Ermeni tarihçi, bilim insanõ gelip de soykõrõmõn olup olmadõğõnõ tar- tõşmayacak,, bunu anlamanõz lazõm. Bu- nun olup olmadõğõnõ tartõşmaya karşõyõm. Bu bizim için açõk bir gerçek. Türk tarafõ olmadõ, biz oldu diyoruz ve çõkmaz bir sokağa giriliyor. Bunun tartõşmasõ bir so- nuç vermez. Soykõrõm konusu yalnõz tarihi bir konu değil. Hem siyasi, hem de hukuki bir konu. - ABD’deki Ermeni toplumu, Oba- ma’nın 24 Nisan’daki açıklaması ABD’deki Er- meni toplumu tarafından yetersiz bulundu. Bu açık- lamanın Ermenistan’da- ki yankısı ne oldu? Hayal kõrõklõğõna uğra- yan bir kesim var. Ama ko- nuya sağduyulu yaklaşan- lar da var. Obama, kendi ülkesinin çõkarlarõna göre bir adõm attõ. Tabii bir yan- dan da eski yönetime göre Obama ileriye doğru bir adõm attõ ve “Medz Ye- gern” (Ermenilerin 1915 olaylarõnõ tanõmlamak için kullandõklarõ Büyük Fela- ket anlamõna gelen ifade) dedi. Ama diğer yandan da “Medz Yegern”, “soykırım” gibi hukuki bir terim değil. - Ermenistan’dan Türkiye’ye ba- kış nasıl? Türkiye karşõtlõğõ, önyargõlar hâlâ var ve çok... Bir kõsmõ bilgisizlikten kay- naklanõyor. Sõnõrlar kapalõ, diplomatik ilişki yok. Halkõn bir kõsmõ iki ülke ara- sõnda STÖ’lerin, uzmanlarõn toplantõlar yaptõklarõnõ, konuyu tartõştõklarõnõ bile bil- miyor. 1915 olaylarõnõn yaşamlarõnõ et- kilediği Ermenilerin, “Türklerle biz geçmişte de kardeş olduk ama başı- mıza neler geldi şimdi değişen ne ola- cak” yönünde kuşkularõ var. Özetle, Er- meni ve Türk toplumu birbirini tanõma- lõ ve anlamalõ. Nefret ve düşmanlõklara devam etmek her zaman daha kolay. Me- sela Ermenistan’da “Türkler düşman, katil” derim halktan alkõş alõrõm, Aynõ şe- kilde Türkiye’de de biri “Ermeniler hain, arkamızdan vurdular” derse o da destek görür. Bunlar iki toplum arasõn- da yaygõn görüşler, onun için bunu ko- nuşmak daha kolay. Ama diyalog çağrõ- sõnõ dile getirmek daha güç. Bu sadece sõ- nõrlarõn açõlmasõyla hemen çözülecek bir şey değil. Zamanla toplumun birbirini tanõmasõ ve anlamasõyla çözümlenebilir. Bu düşmanlõk birilerinin işine yarõ- yor... Gerek iki ülke içinde gerekse dõ- şõnda... O yüzden sorunlarõmõzõ çöz- meliyiz. Evet geçmişimizde çok acõ şeyler oldu. Biz bunu hiçbir zaman unutmayacağõz. Benim torunum da bi- lecek. Bunu düşmanlõğõ daha da derin- leştirmek için yapmõyoruz. Kuşaktan ku- şağa bu travma geçiyor. - Kimi çevrelere göre çözüm bu travmanın durmasında... Ama bunun yolu hangisi?.. Bilimde yaygõn bir görüş var. Travmanõn durdu- rulmasõ için en iyi yol bunu konuşmak- tõr. Tartõşmak değil, konuşmalõyõz. Bu- nunla yüzleşmeliyiz. Artõ travmanõn da her zaman kalacağõnõ düşünüyorum. Ben hiçbir zaman dedemin dedesinin öldürülmesini ya da dedemin sürgün edilmesini unutmayacağõm. Dedemin babasõ Muşluydu. Şimdi bana soru- yorlar kökenin neresi diye, Muş diyo- rum. Benim 4 yaşõndaki çocuğum da bu- nu biliyor. Bizim kökenimiz orada ve özlüyoruz. Geçen yõl Muş’a gittim ve köyümü buldum. Bana niye geldin di- ye soranlara da “Köyden bir avuç toprak alıp dedemin mezarına koy- mak için geldim” dedim. Bu özlemler çok insani, olaya sadece milliyetçilik penceresinden bakmamak lazõm. Uzmanlar, Ankara’nın Ermenistan açılımıyla başlayan süreçte, hem Azeri hem Türk tarafının ders aldığını düşünüyor: K Azerbaycan Meclisi’nde muhalefet partisi milletvekillerinden Samadbeyli (solda), yaşanan gerginliğe ilişkin olarak ilk etapta gerek Azeri gerekse Türk hükümetlerin izledikleri politikanõn yanlõş olduğunu belirtiyor. Samadbeyli, “Bizim istediğimiz bölgede Rusya’nõn değil Türkiye’nin etkin olmasõ” diyor. SETA uzmanlarõndan Aras ise, Azerbaycan-Türkiye arasõndaki ilişkilerin söylem düzeyinden stratejik ortaklõğa çõkarõlmasõ gerektiğine vurgu yapõyor. Bakû- Erivan hattında sıkışan Ankara... MİNE ESEN Geçen yõl patlak veren Rusya-Gürcistan savaşõyla kõrõlgan dengelerin coğrafyasõ olmayõ sürdürdüğünü bir kez daha ortaya koyan Kafkaslar’da Türkiye etkinliğini arttõrma çabasõnda. Ancak zengin enerji yataklarõyla tüm dünyanõn iştahõnõ kabartan bölgede Ankara, yõllara uzanan Azerbaycan ve Ermenistan eksenindeki mevcut statükoyu değiştirme yönünde attõğõ bir ileri iki geri olarak da yorumlanabilecek adõmlarõna net yanõtlar bulmuş değil. Bir yanda “tek millet, iki devlet” tanõmõnõn stratejik ortaklõğa taşõnamadõğõ eleştirilerinin merkezindeki Azerbaycan... Diğer yanda Dağlõk Karabağ’õn işgali sonrasõnda sõnõrlarõnõ kapattõğõ, diplomatik ilişkisinin bulunmadõğõ ve 1915 olaylarõna ilişkin uluslararasõ siyasi arenada başta ABD politikasõnda etkin gücü olan diyasporasõyla kendini sõkõştõran Ermenistan... Cumhurbaşkanõ Abdullah Gül’ün geçen yõl Ermenistan’a yaptõğõ futbol diplomasisi olarak da nitelenen ziyaretinden sonra Erivan’la ilişkilerin normalleşmesine yönelik gelişmeler Bakû’yla ciddi bir krize neden oldu. Ardõndan Başbakan Erdoğan’õn Bakû’ya giderek “Dağlık Karabağ işgali sona ermeden sınırlar açılmaz” yönündeki mesajõ, Azerbaycan’da memnunluk, Ermeni tarafõnda ise tepki yarattõ. Kimi yorumlarda Ankara-Erivan hattõnda “yol haritası” diye sunulan normalleşme girişimlerinin yeni ABD yönetiminin elini rahatlatma adõna göstermelik olduğu dile getirildi. Bu arada Gül’ün futbol diplomasisi pasõna Ermenistan’dan henüz karşõlõk gelmedi. Ermenistan Devlet Başkanõ Sarkisyan geçen ay, sõnõr açõlmadõğõ sürece Türkiye’nin 2010 Dünya Kupasõ Eleme Grubu’nda Ermenistan ile 14 Ekim’de yapacağõ maça gitmeyeceğini açõkladõ. Böylece kimilerince siyaseten başlanõlan noktaya geri dönülmüş oldu, kimilerince ise üç ülkenin bazõ kesimleri bir zamanlarõn tabu sayõlan konularõnõ aralarõnda tartõşmaya başlayarak “çözümsüzlük politikasının” çözülmesine davet çõkardõ... Gelinen noktayõ Siyaset, Ekonomi ve Toplum Araştõrmalarõ Vakfõ’nõn (SETA) konuyla ilgili çalõştaylarõna katõlmak için İstanbul’a gelen Azeri, Ermeni ve Türk uzmanlara sorduk. Son krizden Bakû- Ankara hattõnõn ciddi ders aldõğõ görüşünü dile getiren Azeriler, “kardeşliğin” sözde kalmamasõ ve tanõma içerik kazandõrõlmasõ gerektiğini ifade ederken Ermeni tarafõ sõnõrlarõn bir an önce açõlmasõ gerektiğini vurguluyor. Muş’tan dedemin mezarı için toprak getirdim Erivan Üniversitesi Türkoloji Bölümü’nden Doç. Dr. Melkonyan: KAFKASYA MEDYA ENSTİTÜSÜ DİREKTÖRÜ İSKENDERYAN: ‘Toplumlararası yakınlaşma 10 yılları alacak’ Ermenistan’dan Kafkasya Medya Enstitüsü Direktörü Alexander İskenderyan da sõnõrlarõn açõlmasõyla ilgili “olasılık” ifadesini kullanõyor ve ekliyor, “ne yüzde yüz açılacak ne de kesinlikle açılmayacak diyebiliriz”. - Sınırlar sizce ne zaman açılacak? Açılmasının bölgedeki etkisi ne olur? İSKENDERYAN - Diyalog adõmlarõnõn sürdürülmesi gerek ama Ermenistan ile Türkiye arasõndaki ilişkilerin normalleşme sürecinde kõsa dönemde sõnõrlarõn açõlmasõnõ beklemiyorum. Bu sürecin taraftarlarõ gibi aleyhinde olan kişiler de var. Ermenistan hükümeti, hiç şüphesiz tüm bu normalleşme çabalarõnõ destekleyecektir. Ermeni kamuoyunun büyük kõsmõ da bu çabalarõ destekleyeceklerdir. Bunlar zaman içerisine yayõlmasõ gereken farklõ süreçlerdir. Siyasi yakõnlaşma zaman içerisinde gerçekleşse de toplumlar arasõ yakõnlaşma 10 yõllarõ, hatta daha fazlasõnõ alabilir. Kendimizi çok uzun bir sürece hazõrlamalõyõz. Sõnõrlarõn kõsa dönemde açõlmasõ gibi bir umudumuz yok. Ama sõnõrlar açõldõğõ takdirde Türkiye ve Ermenistan ilişkilerinin tarihi boyutu bir anlamda ortadan kalkacaktõr. Serbest seyahat ve temaslarõn artmasõ, belki bazõ sorunlarõn ortadan kalkmasõna yardõmcõ olacaktõr. Sõnõrlarõn açõlmasõnõn Kafkaslar bölgesinde stratejik açõdan çarpõcõ etkileri olacaktõr, bu çerçevede Türkiye’nin de bölgede daha etkin olabileceği düşüncesindeyim. - Rusya’nın Erivan-Ankara yakınlaşmasına tepkisi nedir? ABD ve Avrupa genel olarak Türkiye ve Ermenistan arasõndaki sorunlarõn çözümlenmesini istiyor. Rusya ise en azõndan çözüm çabalarõna hayõr demiyor. Zaten demesi halinde çözüm imkânsõz gibi bir hal içine girebilir. - ABD Başkanı Obama’nın geçen 24 Nisan açıklamasını nasıl değerlendiriyorsunuz? Ermenistan’da Obama’nõn 24 Nisan açõklamasõna farklõ yorumlar geldi. Genel olarak benim de aralarõnda olduğum bazõ akademik kesimler, zaten ABD Başkanõ’nõn “soykırım” kelimesini kullanmasõnõ beklemiyorduk. Ancak Obama, “Medz Yegern” diyerek trajedinin yaşandõğõnõ kabul ediyoruz ve sizi anlõyoruz mesajõ verdi. Melkonyan, “hiçbir Ermeni tarihçinin, bilim insanõn soykõrõmõn olup olmadõğõnõ tartõşmayacağõnõ” savunarak şunlarõ söylüyor: “Türk tarafõ olmadõ, biz oldu diyoruz ve çõkmaz bir sokağa giriliyor. Onun için bunun tartõşmasõ bir sonuç vermez. Soykõrõm konusu yalnõz tarihi bir konu değil. Bence hem siyasi, hem de hukuki bir konu.” İskenderyan, kısa dönemde sınırların açılmasını beklemiyor. Melkonyan: Medz Yegern, soykırım gibi hukuki bir terim değil. Gül geçen yıl Erivan’a giderek Sarkisyan’la maç izlemişti.
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear