24 Kasım 2024 Pazar Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
CMYB C M Y B GÜNCEL CÜNEYT ARCAYÜREK Baştarafı 1. Sayfada Özgürlük, bir yazarın, bir gazetecinin dört duvarın çevrelediği beş-altı metrekarelik alana sıkıştırıldığı an- da bitiyor. Sen on yıllarca ‘Özgürlük, insan hakları, de- mokrasi, vatan, millet…’ yaz ve sonrasında seni ka- pana kısılmış bir böcek gibi alıp götürsünler. ‘Evde kaç böcek var acaba?’ ‘Polis amcalar evi saran böcekleri arıyor!’ Evi böcek sarmış. Böcekler düşünceleri, konuş- maları dinliyor, böcekler yiyeceklerinize, emeğinize or- tak oluyor. Böceklerden kaçmak gerek, nereye kadar? Böcekleri kovalamak gerek, nereye kadar? Böcek hücrede en iyi arkadaştır. Böceğin de öz- gürlüğü yok mu? İstediği yerde, istediği gibi dolaşamaz mı? Üreyemez mi? Biz insansak, o da böcek. Böcek mi insanlardan korkar, yoksa insan mı bö- cekten? Galiba her ikisi de birbirinden korkuyor. O an düşünürken çok şeyler geçiyor insanın ak- lından… Ama Balbay’ın derdi başka. ‘Kapıyı vurmanıza, seslenmenize gerek yok, demir kısmını tıklatmanız yeterli, biz duyarız’. Nitekim de öy- le oluyor. Sevgili Balbay, işte o an düşünüyorsun… Neyi mi? Özgürlüğün bittiği anı, sevginin, aşkın, insanlığın de- ğer değişimine uğradığı o an, beş bini aşkın kitabın- dan ayrıldığın an... Çok şeyler geçiyor insanın aklın- dan… ‘Kâğıt ceketimin cebindeydi. Çıkarıp bir daha okudum: Hakkında kovuşturma yapmaya mahal olmadığı anlaşılmıştır.’ Dışarıda insanlar toplanmış, bağırıyorlar: ‘Balbay çı- kacak, yine yazacak!’ Balbay ise yedi yaşındaki kızı Yağmur’a uydurdu- ğu hikâyeyi düşünüyordu. (...) İstanbul işgal altında iken Mustafa Kemal’in dostları, arkadaşları birer birer gözaltına alınıyordu. Ba- zı ordu komutanları İstanbul’a çağrılıyor, Haydarpa- şa Garı’nda trenden iner inmez tutuklanıyordu.” Hüseyin Latif, “İstanbul Düşerken” romanının 142-143’üncü sayfalarındaki “Büyük Gözaltı” bölü- münde yukarıdaki satırları yazıyor. Oysa “romanın” yeni basımına konu olacak, içeriği daha ağır olaylar yaşandı, yaşanıyor... Mustafa Balbay 6 Mart günü tutuklandı. Trakya’nın uçsuz bucaksız düzlük ovalığındaki Silivri Ceza- evi’nde… özgürlüğe, evine, işine, dünyaya, insanlara hasret… 134 gündür yatıyor. Mesleği: Gazetecilik. Özellikleri: Araştırma yapmak… olayları kaynağında izlemek, irdelemek… öğrenip haber yapmak ve ki- tap yazmak! Suçu: Çalışmak, çok çalışmak… namerde muhtaç olmadan eşiyle, çocuklarıyla, insanlarla dost ve kardeş gibi yaşamak! Gazetesinin bağlı olduğu Atatürk Cumhuriyeti’nin temel ilkelerine inanmak! Yaşanan gerilimli olaylara ve o olaylarda rol aldı- ğı söylenenlerle görüşüp not almak. Tutuklandığı ilk günden beri yazdığım gibi; kısacası olayların sanığı değil tanığı olmak! Bugün bir görevi yerine getiriyorum: Sayın hâkimler… Mustafa Balbay, 20 Temmuz Pa- zartesi günü… tutuklanışının üzerinden tam 137 gün… dört ay… 17 gün geçtikten sonra huzurunuza çıkı- yor. O gün ve o günü izleyen günlerde Ergenekon sav- cısının bir gazetecinin notlarını... telefon konuşma- larını delil diye sunan iddianamesini dinleyecek ve sonra sorgusuna, savunmasına geçilecek. Bir başka beklenti ise; söylemeye, yazmaya ne ge- rek var: Evinden sokağa, elbette yürekleri taş olmamış, göz- leri ve gönülleri siyasal kimi amaçlar uğruna karar- mamış olanlar dışında hemen her çevre umutla, inanç- la Balbay’ın tahliyesini bekliyor. Bekleniyor… Bekliyoruz… İstanbul B 32 Edirne B 33 Kocaeli Y 30 Çanakkale PB 32 İzmir B 33 Manisa PB 35 Aydın B 36 Denizli PB 33 Zonguldak Y 27 Sinop Y 28 Samsun Y 26 Trabzon Y 27 Giresun Y 26 Ankara Y 26 Eskişehir Y 26 Konya Y 27 Sıvas Y 23 Antalya B 35 Adana Y 34 Mersin Y 32 Diyarbakır B 34 Şanlıurfa B 33 Mardin B 31 Siirt B 34 Hakkâri PB 27 Van PB 27 Kars Y 26 Oslo Y 22 Helsinki Y 18 Stockholm PB 25 Londra Y 20 Amsterdam Y 20 Brüksel Y 21 Paris Y 18 Bonn Y 22 Münih Y 22 Berlin Y 31 Budapeşte PB 32 Madrid Y 30 Viyana PB 29 Belgrad Y 30 Sofya PB 31 Roma B 27 Atina B 32 Zürih Y 24 Moskova Y 27 Aşkabat B 31 Astana Y 27 Taşkent B 38 Bakû B 31 Bişkek Y 30 Tiflis PB 27 Kahire B 34 Şam B 34 Yurdun kuzey ve iç ke- simleri parçalı ve çok bulutlu, Marmara’nın doğusu, Karadeniz, İç Anadolu, Doğu Anado- lu’nun kuzeyi Afyon, Kütahya, Osmaniye ve Adana çevreleri sağa- nak yağmurlu diğer yer- ler parçalı ve az bulut- lu geçecek. Yağışlar Karadeniz bölgesinde kuvvetli olacak. SAYFA CUMHURİYET 17 TEMMUZ 2009 CUMA 8 HABERLERİN DEVAMI Prof. Dr. Bülent Serim, kurumdaki atamalar ve Özcan’õn son açõklamasõ nedeniyle YÖK üyeliğinden istifa etti ‘Oyunun parçası’ olmadıANKARA (Cumhuriyet Bü- rosu) - YÖK’e AKP’ye yakõn isimlerin atanmasõ ve son olarak YÖK Başkanõ Prof. Dr. Yusuf Zi- ya Özcan’õn gelecek yõl imam ha- tiplilerin üniversitede istedikleri bölümlere gidebilmelerinin de önü- nü açan katsayõ değişikliğinin ya- põlacağõnõ açõklamasõ istifa getirdi. YÖK üyesi Bülent Serim dün görevinden istifa etti. Serim, istifa dilekçesini Cum- hurbaşkanlõğõ’na sunulmak üzere YÖK Başkanlõğõ’na iletti. Serim, is- tifa dilekçesinde şu ifadelere yer verdi: “Aralık 2007’den bu yana, Cumhurbaşkanlığı, Bakanlar Kurulu ve Üniversitelerarası Ku- rul kontenjanlarından YÖK baş- kan ve üyeliklerine yapılan se- çimlerde, tüm konulara iktidar partisi penceresinden bakan ki- şilere öncelik verilmesi dikkat çe- kici bir durum almıştır. Bu se- çimlerde, iktidar partisinden mil- letvekili adayı olmuş, bu partiye yakınlığı genel kabul görmüş ya da ‘türbana özgürlük bildirisi’ne imza koymuş akademisyenlerin tercih edilmesi, kabul edilemez boyutlara varmıştır. YÖK, artık konulara yalnızca siyasal iktidar gibi bakmakla kalmamakta, ana- yasal konumunu bir yana bıra- karak, iktidardaki partinin prog- ramını ve ideolojisini gerçekleş- tirmeye çalışan bir kurul duru- muna getirilmiş bulunmaktadır. Türbanın üniversitelerde ser- best bırakılmasına ilişkin YÖK başkanlık genelgesi, kamu ku- rumu niteliğindeki meslek ör- gütlerinin denetim ve yönetim- lerinde görev almayı izne bağla- yan genelge, imam hatip okulla- rını bitirenlere uygulanan fark- lı katsayıyı kaldırabilmek için sı- nav sistemiyle oynamayı bile gö- ze alan çabalar, ilahiyat fakülte- lerinde YÖK kararlarıyla yaşa- nan gelişmeler, ilahiyat ön li- sans mezunlarının Diyanet İşle- ri Başkanlığı dışındaki kamu kurum ve kuruluşlarında da ça- lışabilmesine olanak sağlayan değişiklikler, belirttiğimiz duru- mun kanıtlarıdır.” Serim, istifa dilekçesinde gerek- li çalõşmalar yapõlmadan yeni üni- versiteler açõlmasõnõ da eleştirdi. Se- rim, bu türlü tutumlarõn yüksek- öğretimin düzeyini düşürdüğünü kaydetti. ‘Bilim insanları neden susuyor’ Dilekçesinde rektör seçimlerin- deki tercihlere de dikkat çeken Se- rim, “Bu seçimlerde, ‘bilimsel yeterlilik’, ‘deneyim’ ve ‘üniver- sitenin tercihi’ yerine, ‘türbana özgürlük bildirisine imza koyma’, ‘siyasal yandaşlõk’ ya da ‘ilahiyatçõ özellik’ gibi ölçütlerin ağırlık ka- zanması kaygı vericidir. Amaç, üniversiteleri ‘yandaş’ kurum- lar durumuna getirmek, ‘hoş- görü’ ve ‘görmezden gelme’ yön- temiyle üniversitelerde türban yasağını kaldırmak ve karşıt görüşleri sindirmektir” dedi. Serim, dilekçesinde, kendileri- ni doğrudan ilgilendiren konular- da bile bilim insanlarõnõn suskun- luğunun kabul edilemez olduğunu bildirdi. ‘Gelişmelerden kaygı duyuyorum’ Serim, eleştirilerini şöyle sür- dürdü: “Bu gelişmelerden yük- seköğretim ve ülkemiz açısından büyük kaygı duyuyorum. Bu- güne kadar kimi üye arkadaş- larla gerek genel kurul toplan- tıları sırasında, gerek kamuoyu önünde yaptığımız uyarıların sonuç vermemesi beni istifa nok- tasına getirmiştir. Bu kararım- da, YÖK Başkanvekili’nin ‘Ku- ran kurslarõ cemaat ve tarikatlara bõrakõlmalõdõr’ yolundaki ifade- si ve YÖK Başkanı’nın basına yaptığı ‘Yeni sõnav sisteminde farklõ katsayõ uygulamasõ kaldõrõ- lacak’ açıklaması son noktayı koymuştur. Laik Cumhuriyetle asla bağdaşmayan bu düşünce- nin çoğunlukta olduğu YÖK’te görev yapmanın yükü, kaldırı- lamayacak boyuta ulaşmıştır. Sergilenen ‘oyunun’ parçası ol- mamak için, YÖK üyeliğinden istifa ediyorum.” Amaç imam hatiplerin önünü açmak Serim, istifasõnõn ardõndan yap- tõğõ açõklamada da, Cumhuri- yet’e şunlarõ söyledi: “Uygulanacak bu sistemle bir- likte imam hatip liselerinin önü- nü tamamen açılacak. İmam ha- tiplerin yararı için meslek lise- lerini kullanıyorlar. Bu sistemle birlikte imam hatip liseleri öne çı- kıyor. O zaman ben düşüncele- rimi söylediğimde bana ‘hayõr’ demişlerdi. Yusuf Ziya Özcan yaptığı bu son açıklamasıyla iti- raf etmiş oldu. Amaç sınav sis- temini değiştirmek değil, imam hatiplerini önünü açmak.” YÖK’te muhalif iki üye kaldı Prof. Dr. Engin Ataç ve Prof. Dr. Tunçalp Özgen’in görev sü- resinin dün itibarõyla dolmasõ ve Serim’in de istifasõnõn ardõndan YÖK’te muhalif olarak yalnõzca Prof. Dr. Mustafa İlhan ve Prof. Dr. Fikret Şenses kaldõ. ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - YÖK Başkanõ Prof. Dr. Yusuf Ziya Özcan’õn, gelecek yõldan iti- baren katsayõ farklõlõğõnõn kaldõrõla- cağõnõ açõklamasõ tepki çekti. Eğitim- İş Genel Başkanõ Yüksel Adıbelli, “Hükümet imam hatiplileri kul- lanarak tabanına sevimli görün- meye çalışıyor.” dedi. Eski Deniz- li milletvekili, eğitimci Mustafa Gazalcı da hükümetin imam hatiplerle ilgili yap- mak istediklerini YÖK ara- cõlõğõyla uyguladõğõnõ vur- guladõ. YÖK Başkanõ Yusuf Zi- ya Özcan, önceki gün ge- lecek yõl katsayõ farklõlõğõ- nõn kaldõrõlacağõnõ söyle- mişti. Uygulamayla imam hatipliler de kendi bölümleri dõşõn- daki başka bölümlere gidebilecekler. ‘İstediklerini YÖK’le yapıyorlar’ Yeni sistem, YÖK Genel Kuru- lu’nun gelecek hafta yapacağõ top- lantõda ayrõntõlõ olarak değerlendiri- lecek. Yeni sisteme tepki gösteren Eğitim-İş Genel Başkanõ Yüksel Adõbelli, AKP’nin göreve geldiğin- den bu yana, Türkiye’nin eğitim so- runlarõnõ aza indirgemek yerine da- ha da içinden çõkõlmaz hale getirdi- ğini vurguladõ. Adõbelli şunlarõ söy- ledi: “Hükümet son zamanlarda o kadar kontrollü davranıyor ki. Anlaşarak atadıkları YÖK Baş- kanı aracılığıyla istediklerini ya- pıyorlar. Özcan’ın bu açıklama- sı gösteriyor ki bu uygulama, imam hatiplerin yararına ola- cak. Hükümet imam hatipleri kullanarak tabanına sevimli gö- rünmeye çalışıyor. Onlara ‘imam hatiplerin önünü açtık’ demeye getiriyor.” ÖSS’deki bu uygula- manõn hükümetin gündem değiş- tirme çabasõ olduğunu savunan Yüksel Adõbelli, “İmam hatiple- ri savunuyorlar, ama şimdiye kadar hangi bürokratın, başba- kanın çocuğu imam hatipte eği- tim gördü. Son 3- 4 yıldır ÖSS ve SBS’de görüldü ki, uygulanan sistem çökmüştür. Yanı sıra öğ- rencileri tarikat ve cemaatlerin okullarına yönlendiriyorlar” di- ye konuştu. ‘Üniversiteler kuşatıldı’ Eski Denizli milletvekili, eğitimci Mustafa Gazalcõ da “YÖK aracılığıyla üni- versitelerin kuşatıldığı- nı” söyledi. Hükümetin imam hatiplerle ilgili yap- mak istediklerini, YÖK ara- cõlõğõyla uyguladõğõnõ vur- gulayan Mustafa Gazalcõ, şöyle konuştu: “Aslında eğitimi ve devleti din- selleştirmeye çalışıyorlar. YÖK Başkanı Özcan baklayı ağzından çıkarttı. Özcan eğitimde köklü re- formlar yapıp önlem almak yeri- ne katsayıyla oynayıp puanları değiştiriyor. Sonuçta yükseköğ- retim de dinselleştirmenin etki- sinde kalacak.” Eğitimciler uygulamanõn imam hatiplilerin de önünü açacağõnõ belirtiyorYaz etkinliklerine çalõşmaya gelen gençler kenti terk etmek zorunda kaldõ Deniz Harp Okulu 3. sınıf öğrencileri, Tuzla’dan açık deniz eğitimine törenle uğurlandı. Cezayirli Gazi Hasan Paşa ve Sokullu Mehmet Paşa adlı okul gemileriyle denize açılan öğrencileri aileleri yolcu etti. Açık deniz eğitimine 22’si yabancı uyruklu 96 öğrenci ile 6’sı Hava Harp Okulu’ndan, 6’sı da Kara Harp Okulu’ndan olmak üzere toplam 230 öğrenci katılıyor. 10 Ağustos 2009’a kadar sürecek eğitimde, Girne-KKTC, Tunus, Split- Hırvatistan ve Venedik-İtalya limanları ziyaret edilecek. (Fotoğraf: AA) Deniz Harp Okulu öğrencilerine uğurlama Şili’de siyasetçilerden uzakta... Prof. Dr. ALİ MURAT VURAL SANTIAGO - Politika dünyasõnõn ilgi ve çekim alanõna girmese de, politikacõlarõn ve medyanõn hiç umurunda olmasa da dünya- nõn güney yarõm küresinin bir ucunda, kar- larla kaplõ Ant Dağlarõ ile Pasifik Okyanusu arasõnda uzanan Şili’de, başkent Santiago’da 91 ülkeden gelen bilim adamlarõ, tam da kõş ortasõnda ve olanca yoğunluğu ile “dünya politikalarını” tartõştõ. Dört gün süren “Dünya Politika Bilimi Kongresi” tamamlandõ. Kongre bugüne ka- dar gerçekleştirilen en geniş katõlõmlõ kon- greydi. 2 bin 470 bildirinin sunulduğu kon- grenin ana temasõnõ “Küresel Memnuniyet- sizlik / Değişim İkilemleri” oluşturdu. ‘Hukuk ciddi bir iştir’ Kongre çerçevesinde 603 panel gerçekleş- tirildi. Program başkanlõğõnõ ise bir Türk bi- lim adamõ, Prof. Dr. İlter Turan yaptõ. Türkiye, “Türk Siyaset ve Dış Politika- sında Sorunlar, Tartışmalar, Olasılıklar, Sınırlılıklar” konusu ile “Türk Politika- sında AKP’nin Yerini Anlamak” başlõklõ iki ayrõ oturumda ele alõndõ. Bununla birlik- te, “Ortadoğu, Avrupa Birliği ve Latin Amerika’da Karşılaştırmalı Perspektif ile Sivil-Asker İlişkileri” konulu paneller de Türk bilim adamlarõnõn bildirilerinin yer al- dõğõ ve Türkiye’ye özel tartõşmalarõn gerçek- leştiği paneller oldu. Şili’nin Devlet Başka- nõ Bayan Michelle Bachelet’in gelip katõldõ- ğõ ve konuşma yaptõktan sonra ayrõldõğõ bir oturum dõşõnda, ne Şili’den ne de dünyanõn herhangi bir yerinden hiçbir siyasetçinin toplantõya katõlmamasõ ilginçti. Şili’de 64 üniversite bulunuyor. Burada da üniversite öğrencilerinin sorunlarõ aynõ: “Üniversite harçları.” Bir öğrenci, Türk ol- duğumuzu öğrenince heceleyerek söylediği sözcükler şunlar oldu: Hukuk Fakültesi’nde okuyan öğrencilerin siyah takõm elbise ve beyaz gömlek giyip şõk kravatlar taktõklarõ Şili Katolik Üniversi- tesi’nden öğrencilere neden böyle giyindik- lerini sorduğumda verdikleri yanõt bizi gü- lümsetti: “Çünkü hukuk ciddi bir iştir ve ciddiyetle yapılmayı gerektirir.” Not: Prof. Dr. Ali Murat Vural’õn www.cumhuriyet.com.tr’deki yazõsõndan özetlenmiştir... Serim, sert ifadelerle dolu dilekçesinde özellikle eğitimin dinselleştirildiğinin ve YÖK’ün AKP kadrolarõyla doldurulduğunun altõnõ çizdi. Serim, bilim insanlarõnõn tepkisizliğineyse inanamadõğõnõ belirtti. ÖMER ŞAN RİZE - Rize Belediyesi, bu yõl 4.’sü düzenlenen “Yaz Etkinlikleri Rize Fuarı” kapsamõnda stanD açarak dövme yapan gençler hakkõnda tutanak tuttu. Be- lediye Başkanõ Halil Bakırcı’nõn genç- leri kentten kovduğu iddialarõ da tepki çekti. Bakõrcõ ise kimseyi kentten kov- madõğõnõ, uyarõda bulunduklarõnõ söyle- di. Rize Belediyesi’nin anlaşma yaptõğõ Ajans 53 adlõ firma tarafõndan organize edilen etkinliklerin yanõ sõra fuar alanõ olarak kullanõlan Deniz Caddesi üzerin- deki alanda her biri 12 metrekare olan iş- yerleri de çeşitli firmalara kiralandõ. Karadeniz Teknik Üniversitesi Resim Bölümü öğrencisi Vural Emekçi de birkaç arkadaşõyla birlikte söz konusu iş- yerlerinden birini kiraladõ. Kulak delen, dövme yapan, küpe, kolye satan ve ka- rakalem portre resim çizen Emekçi ve ar- kadaşlarõna ilginin artmasõ çevredeki esnafõ rahatsõz etti. Ri- ze Belediyesi zabõta- larõ, işyerinde inceleme yaparak tutanak tuttu ve gençlerin dövme işinden vazgeçmeleri için uyarIda bulundu. Ancak gençler dövme yapmaya devam eder- ken önceki gün standõ gezen Belediye Baş- kanõ Halil Bakõrcõ da gençleri dövme yap- mamalarõ konusunda uyardõ. Bakõrcõ’nõn ar- dõndan zabõtalar dük- kânõ kapattõ. Harçlõk- larõnõ çõkarmak için ça- lõşan gençler de eşyalarõnõ toplayarak memleketlerine döndü. Olayõn gazetelere “Dövme Gençliği Bozar” başlõğõyla yansõmasõ üzerine si- nirlenen Bakõrcõ, haberi yapan muha- birlere de küfretti. Kimseyi kentten kov- madõğõnõ savunan Bakõrcõ, “Haberler ta- mamen asılsız ve dedikodu ürünüdür. Söz konusu standı fuarı gezerken gör- düm ve uygunsuz olmadığını, kültü- rümüze aykırı olduğunu belirterek uyardım. Ancak bu yer hakkında ge- rek belediyemize ve gerek bana çok sa- yıda şikâyet geldi. Zabıtalarımız olum- suz tutanak tuttular. Biz de fuar ala- nıyla ilgili ve sorumlu firma yetkilile- rine uyarıda bulunduk. Biz kimseyi yapmış olduğu işten dolayı aşağıla- madık ve fuar alanından çıkartıp kentten kovmadık. Olaydan sizin an- latımınızla haberdar oldum ve gereken neyse onu yapacağız” diye konuştu. Ajans 53 adlõ firmanõn genel koordi- natörü Reşit Hapeloğlu ise fuar alanõn- daki işyerini kendilerinin boşalttõğõnõ, Ri- ze Belediyesi yetkililerinin böyle bir girişimi olmadõğõnõ söyledi. Hapeloğlu, dükkândaki işlemlerde hijyen ve sağlõk kurallarõna dikkat edilmediğini, bu yüz- den şikâyetler geldiğini savundu. Özcan’a katsayõ tepkisiDövme skandalõ sürüyor Eğitim-İş Genel Başkanõ Adõbelli, “İmam hatipleri savunuyorlar ama şimdiye kadar hangi bürokratõn, başbakanõn çocuğu imam hatipte eğitim gördü” diye sordu. Eski Denizli milletvekili, eğitimci Gazalcõ da “Yükseköğretim de dinselleştirmenin etkisinde” uyarõsõ yaptõ. POLİTİKA BİLİMİ KONGRESİ Etkinliklerde dövme yaparak para kazanmayı amaç- layan gençler, eşyalarını toplayarak kentten ayrıldı.
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear