Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
SAYFA CUMHURİYET 17 TEMMUZ 2009 CUMA
6 HABERLER
BİR BAKIMA
SERVER TANİLLİ
Devrim, Cumhuriyet ve
Demokrasi
2009 Üniversiteler Giriş Sınavlarının hafta ba-
şında yayımlanan sonuçlarının okurlarımızı he-
yecanlandırdığı ve pek üzdüğü de kesindir.
Eğitim, en başta ailelerin çaresiz derdi...
Sınav sonuçlarına göre Karaman, Aydın, Denizli,
Kayseri gibi kentler başarı sıralamasının başlarında
yer alırken Ankara, İstanbul ve İzmir -adeta- “nal
topladı”. İstanbul; Siirt, Bilecik, Iğdır, Bitlis gibi
kentlerin arkasında kaldı. Üç büyük kenti çarpan
başarısızlık nereden kaynaklanıyor? Üç neden
önemli: 1. Göç aldıkları için sınıflar kalabalık, 2. Öğ-
retmenler mutsuz, 3. Aileler ilgisiz...
Ne var ki, nedenler daha derinlerde, baştan ala-
lım!
1923 Devrimi, “Cumhuriyet”i ilan etmesinin
hemen arkasından, 1924’te “Eğitim Birliği Yasa-
sı”nı çıkarır: Yasa, özetle “öğretim birliği” kavra-
mıyla çağdaş eğitimin temellerini atıyordu; dinsel
eğitimin yerine laik eğitimi geçiriyordu; eğitime, ay-
nı zamanda “ulusal” açıdan bakıyordu. Doğduğu
yıllarda, bu yeniliği yaratanların arkasında halkın
güveni vardı, ama gerçek şu idi ki, asıl güven, “ül-
kenin dört bir yanına pek seyrek yayılmış bir avuç
aydın öğretmen kitlesi”ne idi.
Eğitimle Aydınlanma ilişkisi, Halkevleriyle, Köy
Enstitüleriyle gitgide derinleşir...
Cumhuriyet Devrimi, arkasında böyle bir eğitim
mirası bırakır.
1950’lerle, demokrasi adına iktidarların hükü-
metleri, en başta bu mirası çarçur etmişlerdir. 27
Mayıs Devrimi dönemi dışında, hiçbir hükümet
yoktur bu kuralın dışına çıkan.
“Öğretim birliği” devrimi, anayasalarda, “Dev-
rim Yasaları” adına son hükümler arasında sıra-
lanır; ama yıkım sürdürülür.
Yıkım adına asıl hünerli olan kadrolar da
2003’te, AKP adıyla iktidara gelir.
Parolaları da “Kuran kursları, imam hatipler ve
türban”; liseleri de katarak çığ gibi gelişirler. İlk ve
ortaöğretim çağındaki çocukların kaldığı cema-
at yurtlarının kapıları ne idüğü belirsiz “hoca”la-
ra açılır. Özetle, eğitim “laik” olmaktan çıkarılıp
“dinsel”leştirilir.
Bir elleri üniversitelerdedir.
Arkalarında da, “liberal” denen ezberciler...
Şu günlerde, asıl yıkılışın haberidir bu!
Oradan buradan “eğitim reformları” sesleri du-
yuyoruz.
Ama yine durup geçmişe bakmalıyız!
1923 Devrimi, Cumhuriyeti ilan ederken, anti-
emperyalist, tam bağımsızlıkçı bir felsefi idealden
yola çıkıyordu; öyle olduğu için, dinle devleti bir-
birinden ayırıyordu, yani “laik”ti; bir yönüyle de “de-
mokratik”ti.
Bağımsız bir ülkede, laik ve demokratik bir yö-
netim.
İçinde yaşadığı çağla bütünleşmesi böyle
mümkündü...
1923 Devrimi’ni yapanlar, Müslüman bir top-
lumun kireçlendirdiği takıntılardan kurtarmak
için, laik uygulamalara öncelik tanıdı.
Ardından demokrasiye geçti.
Ancak, bir noktada gecikmesi oldu: Toprak re-
formu yapmadan yola çıktı ve yola çıkarken de
“sol” partileri yasakladı.
CHP, 1950’de iktidarı, böyle bir ortamda dev-
retti.
Oysa 1961 Anayasası 1950’de yapılmalıydı...
Ama ne olursa olsun, bata çıka, demokrasi yü-
rüyecektir ülkemizde. Demokrasisiz Cumhuriyet
olmaz Türkiye’de.
Öte yandan Cumhuriyetsiz demokrasi de müm-
kün değildir; iç içedir bu iki kavram. Öyle olduğu
için, anayasamızda “Devrim yasaları”, içi boş bir
madde değildir.
Ya demokrasisiz demokrasi?
Özgürlük, eşitlik ve kardeşlik olmadan de-
mokrasi de olmaz. Demokrasiyi de soyutlamadan
kurtarmak gerekiyor...
Konunun burasında, okurlarımıza Özdemir İn-
ce’nin -Cumhuriyet Kitapları arasında- yeni çıkan
Cumhuriyetsiz Demokrasi ile, Demokrasisiz De-
mokrasi adlı eserlerini salık veriyoruz. Bu “aykırı
yazılar”a, aynı kalemden Yedi Canlı Cumhuriyet’i
de eklemeli.
Devrim ideolojimizde önemli ve köklü bir deği-
şikliği yaşıyoruz...
CMYB
C M Y B
TERÖR VE TOPLUM / MEHMET FARAÇ mfarac@cumhuriyet.com.tr - www.mehmetfarac.com
Kuzey Irak’ta PKK’nin pasifize
edilmesi için çaba harcayan bir
strateji merkezi var. ABD, Türkiye ve
Irak yönetiminin işbirliğiyle kurulan
bu merkez, örgüte karşı hem askeri
hem de psikolojik mücadele yürü-
tüyor.
Merkeze en büyük desteği de
peşmergeler veriyor. Kuzey Irak’ta-
ki bölgesel Kürt hükümeti, ABD’nin
baskısıyla PKK’nin lojistiğini kesmek
ve hareket alanını iyice daraltmak
için çabalıyor. İran ise Kandil’de sı-
kıştırılan teröristlerin kendi sınırını
geçmemesi için yaklaşık 1 yıldır
operasyonlar yapıyor.
Üçlü müdahale merkezinde yü-
rütülen çabaların ise sonuç verme-
ye başladığı söyleniyor. İddiaya
göre PKK’nin özellikle Kürt bölge-
sindeki siyasi parti çalışmaları cid-
di darbe aldı. Örgüt lojistik çalış-
malarını artık eskisi kadar kolayca
yürütemiyor. 2009’un ilk 6.5 ayında
30 teröristin öldürülmesi, 45’inin
yakalanması ve 70’inin güvenlik
güçlerine teslim olması ise örgütteki
erozyonu kanıtlıyor!
1 milyonluk miting!..
Peki PKK bu tahribat sürecini
durdurmak için ne yapıyor? Örgüt
kendi çabalarının dışında hem
DTP’nin etkinlikleri hem de Ab-
dullah Öcalan’ın uyarılarından
yararlanmaya çalışıyor. DTP ope-
rasyonların durdurulması için Gü-
neydoğu’da “canlı kalkan” ey-
lemleri yapıyor. Ancak bu giri-
şimlere karşın güvenlik güçlerinin
terörist gruplara yönelik operas-
yonları sürüyor. Örneğin örgütün
yayın organlarından ANF, “ateşkes
süreci”nde Türk Silahlı Kuvvetle-
ri’nin “84 kara, 19 hava operas-
yonu düzenlediğini, militanlarla
TSK arasında 22 kez sıcak temas
yaşandığını ve 38 teröristin öldü-
ğünü” iddia ediyor!
DTP’liler ise eylemleri yoğun-
laştırmaya çalışıyor.
Parti yöneticileri geçti-
ğimiz hafta Mersin’de
kampa girdi. İşte bu
kampta “Kürt sorunu-
nun çözümü için” 1 Ey-
lül’de Diyarbakır’da 1
milyon kişinin katılaca-
ğı bir miting düzenleme
kararı alındı. DTP, “Tür-
kiye Barış Meclisi” adıyla faaliyet
yürüten grubun Kandil Dağı’na gi-
derek PKK’lilere çözüm önerileri
konusunda tavsiyede bulunması-
nı da kararlaştırdı. Toplantıda Ya-
şar Kemal gibi aydınlardan olu-
şacak bir “akil adamlar” grubunun
Cumhurbaşkanı ve Başbakan ile
Kürt sorununun çözümü konu-
sunda görüşmelerinin sağlanma-
sı benimsendi.
Devlet biliyormuş!..
DTP’nin bu toplantısının ardından
PKK ise beklendiği gibi “çatışma-
sızlık” adını verdiği “ateşkes süreci”ni
1 Eylül’e kadar uzattığını açıkladı.
Örgüt, 13 Nisan’da başlattığı süre-
ci aslında salt dünya barış günü ol-
ması gerekçesiyle değil Öcalan’a
odaklanmaları nedeniyle 1 Eylül’e
kadar uzattı. Zaten PKK yöneticisi
Murat Karayılan da “Öcalan’ın
açıklaması beklenen yol
haritasının zeminini ol-
gunlaştırmak için eylem-
sizlik sürecini 1 Eylül’e
kadar uzattıklarını” söyle-
di! Karayılan, “Başta Sa-
yın Cumhurbaşkanı, Ge-
nelkurmay Başkanı ve
Başbakan olmak üzere,
muhalefet liderleri dahil
tüm kanaat önderlerini, Apo’nun
sunacağı yol haritasıyla ortaya çı-
kacak olan tarihi fırsatı doğru de-
ğerlendirmeye çağırıyorum” dedi!
Öcalan işte “Barış için yol harita-
sı” adını verdiği bu çözüm planı üze-
rinde hararetle çalışıyor, avukatları
aracılığıyla yaptığı açıklamaların sa-
tır aralarında da çözüm planıyla il-
gili ipuçları veriyor.
Öcalan’ın en geç 20 Ağustos’ta
avukatları aracılığıyla açıklayacağı
planda “tek devlet”, “tek bayrak”
vurgusunu yapması, Kürtçe üze-
rindeki yasakların kaldırılması,
PKK’nin silah bırakma koşulları ve
özellikle de kendisinin siyasi yaşa-
ma nasıl kazandırılması gerektiği ko-
nusunda öneriler getirmesi bekle-
niyor!
8 Temmuz’daki avukat görüş-
mesinde ise Öcalan ilginç bir açık-
lamada da bulundu. PKK lideri
açıklayacağı “çözüm için yol haritası
planı”nı hem Cumhurbaşkanı Gül
hem de Başbakan Erdoğan’ın bil-
diğini öne sürdü. Öcalan, “Ben de-
mokratik çözüm için Gül’e, Erdo-
ğan’a, birçok yere mektup yazmış-
tım. Hepsinin benim çözüm öneri-
lerimden de haberi var” dedi!
Kandil’e gönderilecek arabulu-
cular, çatışmasızlık sürecine çekil-
diği öne sürülen teröristler, Türkiye
içinde “barış” iddiasıyla yürütülen gi-
rişimler ve DTP’nin eylemleri... Bun-
ların hiçbiri şu an için çok şey ifade
etmiyor! PKK içinde halen tek karar
verici Öcalan olduğuna göre, Kürt
siyaseti, örgütün 30 yıllık tarihinin
dönemecine 1 Eylül’de gelebile-
ceğine inanıyor! İşte Öcalan bu dö-
nemecin güzergâhını hazırlamak
için İmralı’daki 6 metrekarelik hüc-
resinde derin stratejiler üretiyor!..
Devlet ‘İmralı Planı’nı Biliyor mu?..
Gökçek’in Akay Kavşağõ ile ilgili uygulamalarõnõ eski Anakent Belediye Başkanõ Karayalçõn sert bir dille eleştirdi
‘Beceriksiz yönetimin işi’ANKARA (Cumhuriyet Büro-
su) - Eski Ankara Anakent Belediye
Başkanõ Murat Karayalçın, AKP’li
Ankara Anakent Belediye Başkanõ
Melih Gökçek’in Akay kavşağõ ile il-
gili uygulamalarõ hakkõnda, “Bir be-
lediye yönetiminin, yasalara ve
teknik kurallara uygun olarak ha-
zırlayamadığı bir inşaatın, Ankara
için nelere mal olduğunu gördük”
dedi. Çankaya Belediye Başkanõ Bü-
lent Tanık da Ankara Anakent Be-
lediyesi’nin kent merkezini yok etmek
istediğini belirtti.
Ankara’nõn merkezi noktalarõndan
Akay kavşağõ ile ilgili olarak, Anakent
Belediye Başkanõ Melih Gökçek’e yö-
nelik tepkiler sürüyor. Konuyla ilgi-
li değerlendirmelerde bulunan eski
Ankara Anakent Belediye Başkanõ
Murat Karayalçõn, “Ankara’da do-
ğalgaz işletmesini yönetemeyen, iş-
letmeyi özelleştirme idaresine dev-
reden, metro yapmayı beceremeyen
bir belediye yönetiminin, yasalara
ve teknik kurallara uygun olarak
hazırlayamadığı bir inşaatın, An-
kara için nelere mal olduğunu gör-
dük. Hiçbir şeyi beceremeyen bir
yönetim, gördük ki bunu da bece-
rememiş. Bunu da yasalara, ku-
rallara uygun bir biçimde yapa-
mamış. Yaşanan sorunlar belediye
yönetiminin ne şekilde olduğunun
en çarpıcı örneğidir, Ankaralılara
hayırlı olsun” dedi.
Çankaya Belediye Başkanõ Tanõk
da Akay Kavşağõ ile ilgili yetki ve so-
rumluluğun Ankara Anakent Bele-
diyesi’nde olduğunu belirterek Çan-
kaya Belediyesi olarak konuya ilişkin
teklifte bulunabileceklerini ve yardõm
edebileceklerini söyledi. Ulaşõmõ ra-
hatlatmaya yönelik tekliflerinden bi-
rinin “merkeze gidiş gelişlerde oto-
mobil kullanımını aza indirecek
toplu taşımacılık düzeninin kalite-
li, erişilebilir hale getirilmesi” ol-
duğunu belirten Tanõk, bunun yapõl-
masõ halinde, kentin merkezine, kal-
bine aşõrõ basõnç yapacak düzenle-
melerden kaçõnõlmõş olunacağõnõ vur-
guladõ.
Şehir Plancõlarõ Odasõ Genel Baş-
kanõ Doç. Dr. Tarık Şengül de ko-
nuya ilişkin dün yaptõğõ yazõlõ açõk-
lamada, “Başta Şehir Plancıları
Odası olmak üzere, meslek odala-
rının ve ilgili uzmanların tüm uya-
rıları, açtıkları davalar ve söz ko-
nusu uygulamayı durdurmaya yö-
nelik mahkeme kararlarına karşın
Ankara Anakent Belediyesi, Akay
katlı kavşağını inşa etmiştir. Bugün
gelinen noktada, Belediye Başkanı
Melih Gökçek ilk kez mahkeme ka-
rarına uyacağını belirtmektedir.
Ancak bu hukuka saygıdan çok,
toplum karşısında, kendi siyasal ra-
kiplerini zor duruma düşürme
kaygısından kaynaklanmaktadır”
dedi.
BÜTÇEYİ SARSTI
AKP’nin
seçim
bedeli
ANKARA (Cumhuriyet Bü-
rosu) - Merkezi Yönetim Büt-
çesi’nin, 2009 yõlõnõn ilk yarõ-
sõnda 23.2 milyar lira açõk ver-
mesinde, AKP’nin 29 Mart’taki
yerel seçimler nedeniyle yaptõğõ
popülist harcamalarõn etkisi bü-
yük oldu. Ana bütçe kalemleri
içinde en büyük artõş, yüzde
30.9 ile, popülist harcamalarõn
yer aldõğõ cari transferler kale-
minde oluştu.
Maliye Bakanlõğõ’nõn açõkladõ-
ğõ, haziran ayõ ile ocak-haziran
dönemi bütçe uygulama sonuç-
larõna göre, 2009 yõlõnõn ilk yarõ-
sõnda da bütçe harcamalarõ, 2008
yõlõna göre yüzde 24.1 artarak
124 milyar 831 milyon liraya çõ-
karken, bütçe gelirleri ise yüzde
0.9 azalarak 101 milyar 626 mil-
yon liraya düştü.
Bütçe 2008 yõlõnõn ilk 6 ayõn-
da 1 milyar 917 milyon lira olan
fazla verirken, bu yõlõn aynõ dö-
neminde, 23 milyar 205 milyon
lira açõk verdi. İlk 6 aylõk dö-
nemdeki faiz dõşõ fazla rakamõ
da 22 milyar 657 milyon liradan,
4 milyar 38 milyon liraya düştü.
Böylece faiz dõşõ fazlada da yüz-
de 82.2’lik bir gerileme meyda-
na geldi.
Popülist harcamalar
seçimle arttı
Bu yõlõn ilk altõ ayõnda bütçe-
de faiz hariç harcamalar yüzde
22.2 artarak 97 milyar 589 mil-
yon liraya çõktõ. Bu artõşõn içinde
en önemli kalemler, seçime yö-
nelik popülist harcamalarõn ya-
põldõğõ cari transferler kalemi ol-
du. Cari transferler kalemi, tüm
harcama kalemleri içinde yüzde
30,9’luk artõşla en fazla yükse-
len harcama kalemi olurken,
toplam cari transferler 46 milyar
97 milyon liraya ulaştõ.
Belediyelere ve tarımsal
kesime destek
Cari transferlerin içinde sağ-
lõk, emeklilik ve sosyal yardõm
giderleri için geçen yõla göre
yüzde 46.2 artõşla 25 milyar 722
milyon lira transfer yapõldõ. Ay-
nõ şekilde bütçeden tarõmsal des-
tekleme için 3 milyar 661 mil-
yon lira, yerel yönetimler payõ
olarak da 7 milyar 940 milyon
lira harcandõ. İlk 6 ayda mal ve
hizmet alõmlarõna da bir önceki
yõla göre enflasyonun oldukça
üstünde yüzde 16.8 artarak, 10
milyar 699 milyon liraya çõktõ.
Eski Ankara Anakent Belediye Başkanõ Murat
Karayalçõn, “Yaşanan sorunlar belediye yönetiminin ne
şekilde olduğunun en çarpõcõ örneğidir, Ankaralõlara
hayõrlõ olsun” dedi.
Şüpheliler hakkõnda TCK 301. madde uyarõnca da soruşturma yürütüldüğü belirtildi
Kızılay olayına hapis istemiANKARA (Cumhuriyet
Bürosu) - Kõzõlay Konur
Sokak ve civarõnda geçen ay
çõkan olaylarõn ardõndan,
14 kişi hakkõnda “görevli
memuru kesici aletle kas-
ten yaralama”, “görevli
memurlara direnme”,
“hakaret” ve “özel ve ka-
mu malına zarar vermek”
suçlarõndan dava açõldõ. An-
kara Cumhuriyet Başsavcõ-
lõğõ’nca hazõrlanan iddiana-
mede, 6 aydan 17 yõla kadar
değişen sürelerle hapis ce-
zasõna çarptõrõlmasõ istenen
şüpheliler hakkõnda, Türk
Ceza Yasasõ’nõn (TCK) 301.
maddesi uyarõnca ayrõ bir
soruşturma daha yürütüldü-
ğü kaydedildi.
Cumhuriyet Savcõsõ Ci-
hat İpekçi’nin hazõrladõğõ
iddianamede, 2 Haziran
2009’da Kõzõlay Konur So-
kak, Yüksel Caddesi ve ci-
varõnda toplanarak slogan
atan şüphelilerin, şikâyetçi
Uzay Çobaner’e ait olan
Papağan Fuarõ isimli işyeri-
ne taş ve sopalarla saldõrarak
4 bin 500-5 bin TL civarõn-
da maddi hasara neden ol-
duklarõ belirtildi.
İddianamede, şüphelilerin,
olay yerine gelen güvenlik
güçlerine, “Türkiye Cum-
huriyeti’ni ve onun polisi-
ni tanımadıklarını, Türki-
ye Cumhuriyeti polisi de
dahil olmak üzere hiçbir
otoritenin sözlerini dikka-
te almayacaklarını söyle-
dikleri” belirtildi.
Şüphelilerden Çağatay
Öndersoy’un, sopayla
“Kahrolsun Türkiye Cum-
huriyeti ve onun köpekleri,
kahpe polisler” diyerek
müşteki Komiser Yardõmcõ-
sõ Mustafa Aktan’õn kafa-
sõna vurduğu dile getirilen id-
dianamede, Eşref Cin dõ-
şõndaki şüphelilerin de aynõ
sõrada, sopalarla polis me-
murlarõ Selami Şafak, Bü-
lent Turan, Nurettin Çelik
ve Alparslan Çelik’i yara-
ladõklarõ kaydedildi.
‘Bariyeri açmadı’
İddianamede, Çankaya Be-
lediyesi’nde görevli, şüphe-
li Eşref Cin’e, sokak girişin-
de bulunan elektronik bari-
yerin kaldõrõlmasõ gerektiği
söylendiği, ancak Cin’in bu-
nu yapmadõğõ, bariyerden
uzaklaştõğõ, bu şekilde, bir
polis ekibinin geri çõkõşõnõ en-
gelleyerek mahsur kalmasõ-
na neden olduğuna dikkat
çekildi.
“Güvenlik güçlerinin zor
kullanarak, şüphelileri et-
kisiz hale getirip gözaltına
aldığı” kaydedilen iddiana-
mede, şüpheliler Çağatay
Öndersoy, Ozan Karapı-
nar, Osman Nuri Orhan,
Miraç Vayiç, Mehmet Ay-
doğan, Mehmet Bar, Hik-
met Tanıl, Halil Cengiz
Gültekin, Halil Sönmez,
Eşref Cin, Erhan Şatur,
Emre Erdik, Ulaş Alper
Baybüke ve Arif Can Ba-
kır’õn, “görevli memuru
kesici aletle kasten yarala-
ma”, “görevli memurlara
direnme”, “hakaret” ve
“özel ve kamu malına zarar
vermek” suçlarõndan, 6 ay-
dan 17 yõla kadar değişen sü-
relerle hapis cezasõna çarptõ-
rõlmalarõ talep edildi.
KESK’ten sürgün protestosu
Sosyal Güvenlik Kurumu (SGK) Adana
İl Müdürlüğü’nde çalışan KESK’e bağlı
Büro Emekçileri Sendikası (BES) üyesi
Ali Yıldırım’ın Kozan’a, İbrahim
Arslan’ın Ceyhan’a sürgün edilmesi
protesto edildi. KESK üyesi kamu
emekçileri yürüyüş düzenleyip SGK
yönetimini kınadı, sürgün kararının
iptalini istedi. Sefa Özler Caddesi’nde
bulunan BES binası önünde toplanan
KESK üyeleri, “Baskılar bizi
yıldıramaz”, “Sürgün kararı geri
alınsın”, “SGK yönetimi istifa”, “Direne
direne kazanacağız” sloganları atarak
Seyhan Sosyal Güvenlik Merkezi önüne
dek yürüdü. Alkış ve ıslıklarla SGK
yönetimini protesto eden kitle, sendikal
çalışmalarından dolayı BES üyesi Ali
Yıldırım ve İbrahim Arslan’ın
Adana’nın ilçelerine sürgün edilmesine
tepki gösterdi. Sürgün kararının
kaldırılmasını isteyen kitle adına
açıklama yapan BES Adana Şube
Başkanı Sinan Tunç, SGK Adana İl
Müdürlüğü’nde çok sayıda usulsüz iş
yapıldığını savladı. Çalışanlara baskı
uygulandığını ve kurumda yolsuzluk
yapıldığını ileri süren Tunç, “Bu
haksızlıklara ve oyunlara karşı çıkan Ali
Yıldırım Kozan’a, İbrahim Arslan ise
Ceyhan’a sürgün edilmiştir. Bu kararın
geri alınmasını ve SGK yönetiminin
istifa etmesini istiyoruz” dedi.
(Fotoğraf: YUSUF BAŞTUĞ)
Güneydoğu’da 1980’lerin başında
faaliyete başlayan dinci gruplar kendi-
lerini genellikle “cemaat” olarak niteli-
yordu. Bu gruplar içinde şiddeti ön pla-
na çıkartan bir kesim ise kısa sürede
korku saçarak büyüdü ve kendi yan-
daşlarını da saf dışı bırakarak önemli bir
güç haline geldi.
Bu grup bir süre sonra sol kökenli
Kürtleri ve PKK sempatizanlarını hedef
almaya başlayınca “Hizbulkontra” diye
isimlendirildi.
Dinci grup ise hem bu ta-
nımlamayı hem de Hizbullah is-
mini kabul etmedi. Zaten dö-
nemin MİT Müsteşarı Teoman
Koman da “Hangi Hizbullah?
Bir İran’daki Hizbullah vardır bir
de PKK’nin baskılarına karşı
kendini koruyan, dini inançları
kuvvetli vatandaşlar” yanıtını
vererek örgütün gizliliğine kat-
kı sunmuştu!
Örgüt lideri Hüseyin Veli-
oğlu 17 Ocak 2000’de Bey-
koz’daki operasyonda öldü-
rülene kadar örgüt “Hizbullah” sapta-
masını hep reddetti. Ancak 2003’te
her şey aniden değişti. Yeraltındaki
örgüt dernekler üzerinden siyasallaşma
hareketi başlattı ve “Kendi Dilinden
Hizbullah” adlı bir kitap yayımlayarak
varlığını deşifre etmeye başladı!..
Peki Hizbullah şimdi ne yapıyor?..
Grubun yayın organlarında “Cudi Nu-
hoğlu” imzasıyla yazı yazan bir örgüt so-
rumlusu sorunun yanıtını şöyle verdi:
“Hizbullah Hareketi de bir teşkilat ve
hareket olması hasebiyle rastgele in-
sanların bir araya gelip bir yapı oluştur-
masıyla meydana gelmiş değildir. Hiz-
bullah Hareketi ilk temeli atıldığından bu
yana amacı ve hedefi net bir hareket
olup bütün çalışmalarını ken-
di prensipleri çerçevesinde
yapmaktadır. Bir hareketin
yok oluşu teşkilat ve disip-
linden çıkması ile meydana
gelir. Yoksa bir hareketin li-
derinin şehit olması yenilgi
değildir. Bu vecihle bakıldı-
ğında Hizbullah teşkilatı,
Müslüman Kürt halkı için
bir fırsattır. Her yönüyle da-
ğınık olan Kürt halkının bir-
lik ve vahdetini sağlayacak
güçlü, teşkilati bir yapıya ih-
tiyaç vardır. Elhamdülillah
bu nitelikleri taşıyan 30 yıllık mücadele
tecrübesi bulunan Hizbullah Hareketi bu
şerefli halkın bağrından çıkmıştır.”
Peki Hizbullah bu yazıyla ne anlatmak
istiyor?.. Yanıtı çok basit; örgüt parti-
leşme sürecinin altyapısını hazırlıyor!
‘Teşkilat’ın Hedefi!..
Teoman Koman