Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
Eczacõbaşõ Holding
bünyesinde yer alan E-
Kart’ta başlayan grev bir
yõla yaklaşõrken,
çalõşanlarõn büyük
bölümünün sendikaya üye
olmasõndan rahatsõz olan
işveren, sendikalõ işçileri
işten çõkarmaya başladõ.
Basõn-İş Sendikasõ Genel
Başkanõ Yakup Akkaya,
Eczacõbaşõ/E-Kart
yönetimini sendikalaşma
ve toplu pazarlõk hakkõna
saygõ göstermemekle
suçladõ.
Akkaya, “Tüm yargı
kararlarına, sendikanın
kesinleşmiş yetkisine,
sendikanın ve işçilerin
görüşme ve çözüm
bulma çağrılarına
rağmen E-Kart
yönetiminin yaptıkları
işçi, sendika,
toplusözleşme
düşmanlığından başka
bir şey değildir.
Bugünkü işten
çıkarmalarla birlikte E-
Kart’ta
sendikalaşmanın
başladığı Ağustos
2006’dan bugüne işten
çıkarılanların sayısı 24’e
yükseldi” dedi.
E-Kart’ta bu olaylar
yaşanõrken geçen hafta
Türkiye Odalar ve
Borsalar Birliği
(TOBB) öncülüğünde
Türkiye’nin en
büyük sivil toplum
kuruluşlarõ olan Türk İş,
Hak-İş, TESK, TİSK,
Türkiye Kamu-Sen,
TÜSİAD, MÜSİAD ve
TİM’in katõlõmõyla
“Kimse işini
kaybetmesin’ çağrõsõ
yapõldõğõnõ hatõrlatan
Akkaya, şunlarõ kaydetti:
“Bu çağrının bir anlam
taşımadığı E-Kart’ın
tutumuyla açıkça ortaya
çıkmıştır. Bu durumda
bağlı olduğumuz
konfederasyon Türk-İş
gereğini yapmalıdır.
Diğer yandan Eczacıbaşı
Grubu’na bağlı
işyerlerinde örgütlü olan
Türk-Metal, Çimse-İş ve
Selüloz İş’i
mücadelemize aktif
destek vermeye ve
örgütlü Eczacıbaşı
işçilerini E-Kart işçisiyle
dayanışmaya
çağırıyoruz.”
CMYB
C M Y B
4 HAZİRAN 2009 PERŞEMBE CUMHURİYET SAYFA
EMEK 7emek@cumhuriyet.com.tr
HASTANE ÇALIŞANI PAYINI İSTEDİ
Kõrõkkale Üniversitesi Süleyman Demirel Araştõrma
ve Uygulama Hastanesi çalõşanlarõ, şubat ayõndan
bu yana döner sermaye paylarõnõn ödenmemesini
protesto etmek amacõyla hastane önünde eylem yaptõ.
Hastane önünde toplanan Eğitim Emekçileri Sendi-
kasõ (Eğitim-Sen) üyesi hastane çalõşanlarõ ile kendi-
lerine destek veren sendika yöneticileri, 4 aydan bu
yana döner sermaye paylarõnõ alamayan çalõşanlarõn
mağdur olduklarõnõ belirterek ödemelerin bir an ön-
ce yapõlmasõnõ istedi. Eğitim-Sen Kõrõkkale Şube Baş-
kanõ Yüksel Doğan, döner sermaye payõ konusunda
hastane yetkilileriyle görüşme yapõldõğõnõ belirterek
yetkililerin kurumsal ihtiyaç dolayõsõyla hastane çalõ-
şanlarõnõn payõnõ görmezden geldiğini söyledi.
KESK İZMİR’DE TUTUKLANMALARI KINADI
KESK’e yönelik operasyon sonu-
cunda gözaltõna alõnan 28 sendika
üyesinden 14’ünün tutuklanmasõnõ
protesto etmek amacõyla önceki gün
İzmir’de bir yürüyüş yapõldõ. “Barõş
isteyen öğretmenime dokunma, Ya-
şasõn örgütlü mücadelemiz, Tutuklu
emekçiler serbest bõrakõlsõn, Zam zu-
lüm işkence işte AKP” sloganlarõnõn
atõldõğõ yürüyüşe 400 kişi katõldõ. Es-
ki Sümerbank önünde KESK İzmir
Şubeler Platformu adõna açõklama
yapan Ergun Demir, baskõ ve linç
kültürünün meşru gösterilmeye çalõ-
şõldõğõ, halklarõ birbirine ötekileşti-
ren politikalara karşõ halklarõn kar-
deşçe yaşadõğõ bir ülke istedikleri
için tutuklanan arkadaşlarõmõzõn mü-
cadelesini sürdüreceklerini ifade etti.
KENT İŞÇİSİ HÂLÂ EYLEMDE
İzmir’de Bayraklõ’nõn ilçe olarak
Karşõyaka’dan ayrõlmasõnõn ardõn-
dan, belediye şirketindeki işlerinden
çõkarõlan 276 işçi, belediye şantiye-
sinde başlattõklarõ oturma eylemini
aileleriyle birlikte sürdürüyor.
Eylemin sürmesi üzerine devreye giren
İzmir Valisi Cahit Kõraç, Kent’ten iş-
ten çõkarõldõktan sonra şantiyede ya-
põlan eyleme ilişkin Karşõyaka Kayma-
kamõ Mehmet Emin Avcõ, Bayraklõ
Kaymakamõ Kaan Peker ve Karşõyaka
Belediye Başkanõ Cevat Durak ile
görüşerek sorunu çözmelerini istedi.
GÖRÜŞ
ATİLLA ÖZSEVER (*)
Yemek Parası Kadar
Kıdem Tazminatı
Kıdem tazminatı konusu yine gündeme geldi. İş-
veren Konfederasyonu TİSK, nisan ayında yapılan
Üçlü Danışma Toplantısı’nda kıdem tazminatı
konusunun ele alınmasını istedi. Yeni Çalışma Ba-
kanı Ömer Dinçer’in de bakanlığa gelir gelmez bu
konuyu gündeme getirmesi sendikaların tepkisi-
ne neden oldu. DİSK, genel grev uyarısında bu-
lunurken Tek Gıda-İş Sendikası, Bakan Dinçer’in
ilk geniş katılımlı toplantıda kıdem tazminatını gün-
deme getirmiş olmasına tepki gösterdi.
Yeni taslakta, kıdem tazminatının bir fona dev-
redilmesi, çalışanların ancak 10 yıllık süreyi dol-
durduktan sonra kıdem tazminatına hak kazana-
bileceği öngörülüyor. Mevcut uygulamada ise, iş-
ten çıkarılma halinde kıdem tazminatı ödeniyor ve
bu durum işçi için işsizlik döneminde bir ekonomik
güvence oluşturuyor. Aynı zamanda işvereni, işçi çı-
karma açısından caydırıcı bir rol üstleniyor. Fon ge-
lirse, işten çıkarma kolaylaşacak. Yine mevcut
durumda işçinin askere gitmesi ya da kadın işçinin
evlenip bir yıl içinde işten ayrılması halinde kıdem
tazminatı hakkı söz konusu. Ayrıca emeklilikte yaş
şartı hariç diğer koşulları yerine getirenlerin emek-
lilik yaşını beklerken işten ayrılmaları durumunda kı-
dem tazminatı alabilmeleri mümkün. Fon olursa, bu
koşullarda kıdem tazminatı alınmayacak. Sadece
emeklilikte ve 10 yıl prim ödeyenlerin istifaları ha-
linde kıdem tazminatı hakları olacak.
İşverenler, fona sıcak bakmazken kıdem tazmi-
natı miktarının her yıla 30 gün değil 15 güne indi-
rilmesini istiyor. TİSK, işsizlik sigortası ve iş güvencesi
karşısında kıdem tazminatının yeniden düzenlen-
mesini ve işletmeler üzerindeki yükünün hafifletil-
mesini talep ediyor. Eskiden bu iki kurum olmadı-
ğı için kıdem tazminatı aynı zamanda işsizlik sigortası
ve iş güvencesi işlevini görüyordu. Her iki konu ya-
salaştı ancak kıdem tazminatının yerine geçecek iş-
leve sahip değil. Çünkü işsizlik ödeneği son dere-
ce sınırlı, en yüksek miktarı brüt asgari ücretin yüz-
de 80’i kadar, yani bugün için 532 TL. İş güvencesi
hükümleri de 30 ve daha fazla işçi çalıştıran işyer-
leri için geçerli, bu durum da tüm işyerlerinin ancak
yüzde 10’unu kapsıyor.
Kıdem tazminatının maliyet yükü ise o kadar faz-
la değil. TİSK’in 15 Kasım 2008 tarihli “2007 Ça-
lışma İstatistikleri ve İşgücü Maliyeti” başlıklı ki-
tapçığında sosyal ödemeler yer alıyor. Buna gö-
re kıdem tazminatının sosyal ödemeler içindeki pa-
yı, yüzde 13.9. Yemek masrafının payı da, yüzde
12. Kıdem tazminatının payı nerdeyse yemek pa-
rası kadar. En fazla payı, yüzde 45.8 ile SSK işveren
primi alıyor. Bilgilerinize sunulur…
(*) Dr. Maltepe Üniversitesi
atillaozsever@ttmail.com
GEÇMİŞTEN
GELECEĞE
ORHAN ERİNÇ
Çarpıtmanın Vazgeçilmez
Çekiciliği(!)
İşin içine siyaset ve ideoloji girince konuların,
hatta bulguların ne kadar kolaylıkla çarpıtılabil-
diğinin örnekleri git gide artıyor.
Prof. Dr. Yılmaz Esmer’in “Türkiye’de Radi-
kalizm ve Aşırılık Araştırması” da aynı yaklaşıma
kurban edilmeye çalışılıyor.
Çünkü Türkiye’de demokrasinin olmazsa ol-
mazları arasında olan ve önde gelen laiklik ilkesi-
nin tehlikede olduğuna ilişkin veriler söz konusu.
Saman altından su yürütme yöntemini açık se-
çik ortaya koyan araştırma sonuçları, bazı çev-
relerde rahatsızlık yaratıyor.
Araştırma sonuçları, toplumu dinsel kurallara gö-
re yönlendirme ve yönetme çabalarının ulaştığı
noktayı göstermesi açısından önemli istatistik ve-
rilerine işaret ediyor.
Ama bu özelliği yansıtan oranların yükselmesiyle
ters orantılı olarak yüzdeleri azalanlar da var.
Deneklerin yanıtlarına göre “Hepsi çok önem-
lidir ama, sizin için hangisi birinci sırada gelir?” so-
rusuna birinci sırada “laiklik” seçeneğini işaretle-
yenlerin oranı yüzde 16, “demokrasi” seçeneği-
ni işaretleyenlerin oranı da yüzde 13’te kalıyor.
Laiklik de gerçek bir demokrasinin vazgeçil-
mezleri arasında bulunduğuna göre demokrasi-
yi önemseyenlerin oranının yüzden 29 olduğu or-
taya çıkıyor.
İşte size, anayasanın “laik, demokratik, sosyal
hukuk devleti” olarak nitelediği Türkiye Cumhu-
riyeti’nde, laiklik ve demokratikliğin getirildiği
nokta.
Sosyal kavramından “sadaka dağıtma” sonu-
cunu çıkaran, hukukun da siyasetin emrine so-
kulması için çaba harcayan çevrelerin kendi ad-
larına sağladıkları başarıların son somut göster-
geleri artık elimizde bulunuyor. “Anayasa Tartış-
maları” başlıklı dört yazıda, kâğıt üzerinde kaldı-
ğı görüşünü savunduğum maddeler arasında
2’nci maddenin de yer almış olmasındaki haklı-
lığın yeniden örneklenmiş oluşunu, biraz da üzü-
lerek anımsatmak istiyorum.
Yine de yanılmış olmayı ümit etmekten kendi-
mi alamıyorum.
İkinci Babıâli Şenliği geçen pazartesi günü
Sultanahmet’teki Mehmet Akif Ersoy Parkı’nda
başladı.
Bir zamanlar, yani özel radyo ve televizyonla-
rın olmadığı, halkın bilgilenme hakkının yalnızca
gazeteler aracılığıyla kullanıldığı süreçte “Babıâ-
li” basın için de en geçerli tanım olarak kullanıl-
mıştı.
“Festival” sözcüğünün Türkçe karşılığı olarak
kullanılan “şenlik” yayın organlarını, gazetecileri
ve onların velinimeti sayılan okur, izleyici ve din-
leyicileri bir araya getirmeyi amaçlıyor.
Yine bir zamanlar, kültür sanat, edebiyat dün-
yamızı okurlara sunan yayınevleri için de aynı du-
rum söz konusu.
Medyanın eleştirilecek ve övülecek yanları var
ama son dönemde kıdemli gazetecileri rahatsız
eden en önemli saptama, haberlerde bile çok sa-
yıda sıfatın kullanılmakta oluşudur.
Siyasetçilerin de verdiği ve özendirdiği bu kö-
tü yaklaşım, haberciliğin önüne yeni engeller de
koymaya başlıyor.
“Haber kutsal, yorum hürdür” sözcükleri ile özet-
lenen mesleki özdeyiş de anlamını kaybetmek
üzere.
oerinc@cumhuriyet.com.tr
40 YAŞINDA DİYE ATILMIŞLARDI
Bu kez sağlık
emekçisi kazandı
MERSİN (CUM-
HURİYET) - Mersin
Toros Devlet Hastane-
si’nde, bizzat hastane
yönetimi tarafõndan iha-
le sözleşmesine ekle-
nen bir madde ile ‘40
yaşını aştıkları için’
işten çõkarõlan 35 işçinin
işe iade davasõ işçilerin
lehine sonuçlandõ.
Mahkemelerin bu
yöndeki kararõ, işten çõ-
karma işleminin hukuk-
suzluğunu tescillemesi
dõşõnda, işçilerin uzun
yõllar boyunca farklõ şir-
ketler adõ altõnda, aslõn-
da Sağlõk Bakanlõğõ iş-
çisi olarak çalõştõklarõ
gerekçesiyle işe iade-
nin taşeron şirkete değil,
Sağlõk Bakanlõğõ’na ve-
rilmesi bakõmõndan da
ayrõca önem taşõyor.
Dev Sağlõk-İş Çu-
kurova Şube Başkanõ
Mustafa Hotlar, ka-
rarõn Türkiye’nin pek
çok yerinde hak müca-
delesini arttõracağõnõ,
SES ve Dev Sağlõk-İş
çatõsõ altõnda örgütlen-
meye başlayan sağlõk
işçilerine güç verece-
ğini belirtti.
Sendika reformu
krize takıldı
ANKARA (Cumhu-
riyet Bürosu) - Türki-
ye’deki işçi haklarõ açõ-
sõndan büyük önem ta-
şõyan ve AB müzakere
sürecinde açõlmasõ ön-
görülen “sosyal politi-
ka ve istihdam” başlõ-
ğõ, küresel ekonomik
krize takõldõ. Hükümet,
sendika reformu konu-
sunda ilgili taraflarõn
ekonomik krize bağlõ
hassasiyetlerini gerek-
çe gösterip çalõşmalarõ
beklemeye aldõ.
Devlet Bakanõ ve
Başmüzakereci Ege-
men Bağış, dün AB
Genel Sekreterliği’nde
(ABGS) basõn-yayõn
kuruluşlarõnõn temsil-
cileriyle bir araya gele-
rek müzakere sürecine
ilişkin değerlendirme-
lerde bulundu. Bağõş,
vergilendirme faslõnõn
açõlmasõ için gerekli
kriterleri yerine getir-
diklerini belirterek, ver-
gilendirme faslõnõn bu
ayõn sonunda düzenle-
necek hükümetlerarasõ
konferansta açõlmasõ-
nõn önünde bir engel
bulunmadõğõnõ söyledi.
Milli Savunma Bakanlõğõ, İşçi-
leri Bakanlõğõ Jandarma Genel
Komutanlõğõ ve Sahil Güvenlik
Komutanlõğõ’na bağlõ yaklaşõk
400 işyerinde örgütlü 24 bin civarõnda
işçinin toplu iş sözleşmesi görüşme-
leri tõkandõ. Biri Milli Savunma Ba-
kanlõğõ ve İçişleri Bakanlõğõ (Jan-
darma Genel Komutanlõğõ Sahil Gü-
venlik Komutanlõğõ) işyerleri için
diğeri de Milli Savunma Bakanlõğõ
Akaryakõt İkmal ve NATO POL
Tesisleri İşletme Başkanlõğõ (ANT) iş-
yerleri için olmak üzere iki ayrõ top-
lu iş sözleşmesi yürüten sendika, her iki
sözleşmede de ilerleme sağlayamõyor.
Görüşmelerin 24 Şubat’ta başladõğõ
bilgisini veren İstanbul Anadolu Yakasõ
Şube Başkanõ Hüseyin Övür, parasal
79 maddede uyuşmazlõk çõktõğõnõ dile
getirdi. Anlaşma sağlanamayan mad-
deler arasõnda çalõşma süreleri, fazla ça-
lõşmalar, çalõşma süresinde sayõlan hal-
ler, fazla sürelerde çalõşma koşullarõ,
farklõ ücret ve prim ödemeleri konularda
tam bir anlaşmazlõğõn hâkim olduğunu
dile getirdi.
Bir yandan Kamu İşveren Sendika-
sõ TÜHİS ve işveren temsilcileri nite-
liğindeki Milli Savunma Bakanlõğõ İş-
çi Münasebetleri Başkanlõğõ’ndaki ko-
mutanlarla görüşen sendika bir yandan
da kamuoyunda seslerini duyurmak
için kitlesel protesto eylemleri yapõyor.
İlkini Ankara’da yaptõklarõ protestonun
ardõndan önceki gün Gölcük Tersane-
si’nde gösteri yapan Harb-İş üyeleri dün
de İstanbul’da iki ayrõ kitlesel basõn
açõklamasõ yaptõ.
Kartal’daki basõn açõklamasõna katõ-
larak bir konuşma yapan Harb-İş Ge-
nel Başkanõ Ahmet Kalfa, “Yılların
çabası sonucu elde edilen hakların ge-
riye götürülmesine izin vermemiz
olanaksızdır.
Hiçbir güç, bir kişi ya da kurum,
yetkisi, sıfatı ve niteliği ne olursa ol-
sun bizi kazanılmış haklarımızı terk
etmeye zorlayamaz. On binlerce sen-
dika üyesini kendi emir ve konut zin-
cirini korumak adına, işçilerin temel
insan haklarından kaynaklanan sos-
yal ve ekonomik haklarını yok saya-
rak diz çöktüreceğini sananlar ya-
nılıyor” dedi.
AHMET KURT
GÖLCÜK - Gölcük Tersanesi ve diğer
askeri işyerlerinde çalõşan işçileri 2009
yõlõ toplusözleşme görüşmelerinin
anlaşmazlõkla sonuçlanmasõ-
na tepki gösterisinde bu-
lundular. Oldukça çoş-
kulu tepkinin sergilen-
diği Gölcük’te kent içi
trafiği 45 dakika kit-
lendi. İşçiler, “Hü-
kümet istifa”, “ Es-
nek çalışmaya ha-
yır”, “Direne direne
kazanacağız” şek-
linde sloganlar attõlar.
İstanbul Şubeler Platformu, işverenlere destek veren Türk-İş ve Hak-İş’i eleştirdi
İstanbul Şubeler Platformu,
kamuoyunda pek çok işveren ke-
siminden destek gören “Eve ka-
panma-pazara çõk” kampanya-
sõna destek veren işçi örgütleri-
ni eleştirdi.
Platform tarafõndan yazõlõ bir
açõklama yapõlarak işçi örgütle-
rinin böylesi bir kampanyaya
destek vermesi dalga geçmek
olarak nitelendirildi.
“İşveren örgütleriyle birlik-
te Türk-İş ve Hak-İş konfede-
rasyonlarının, yaşanan eko-
nomik krizin yarattığı olumsuz
koşulları ve durgunluğu aş-
manın yolu olarak ‘Eve ka-
panma-pazara çõk’ kampanya-
sını telaffuz etmesi halkımızla,
emekçilerle düpedüz dalga
geçmektir, alay etmektir. Kri-
zin faturasını çalışanlara yük-
lemektir. Eve kapanma-paza-
ra çık sloganıyla ifade edilen
kampanya, hükümetin kriz
sürecinde ardı ardına çıkardığı
ve hiçbir işe yaramayan önlem
paketlerinin kötü bir kopya-
sından başka bir şey değildir.
İktidara acil önlemler alma
konusunda baskı oluşturması
ve mücadele vermesi gereken
emek sendikalarının bu kam-
panyanın içinde olmalarını
anlamamaktayız. Türk-İş bu
oluşumun içinde olmasının ne-
denlerini üyelerine açıklamak
zorundadır” denilen açõklama-
da, emekçileri hafife alan işve-
ren örgütlerine ve onlara destek
veren sendikalara, bu ağõr ko-
şullarda neden kamu sözleşme-
lerini bitirmediklerini, emekçi-
lerin ekonomik ve sosyal hak-
larõnõ niçin vermediklerini, mil-
yonlarca kişinin açlõk ve yok-
sulluk sõnõrlarõnda yaşadõğõ bu ül-
kede krizi bahane ederek işten
atõlmalarõn neden teşvik edildi-
ğini ve pazara hangi parayla çõ-
kõlacağõnõ sordu.
“Eğer gerçekçi ve kalıcı çö-
zümler istiyorsanız halkı ve
emekçileri dinleyin. Tüketi-
mi, harcamayı arttırarak eko-
nomiyi canlandırmak istiyor-
sanız emekçilerin alım gücünü
arttırın! İşten atılmaları dur-
durun! İşsizlik fonunda biri-
ken paraları amacına uygun
kullanın! İşsizlik ödeneklerini
arttırın, daha fazla insanın
yararlanmasını sağlayın! Kre-
di kartı mağdurlarının borç-
larını yeniden yapılandırın!
Halkımızı ve emekçileri soka-
ğa, pazara, alışveriş yapmaya
değil; toplusözleşmelerin pa-
zara çıkabilecek ücret ve sos-
yal haklar verilerek bitirilme-
si için mücadeleye çağırın”
ifadeleri kullanõlan açõklamada,
sendikalar da eylem yapmaya
davet edildi.
İstanbul Şubeler Platformu, iki konfederasyonu
destek vermek yerine, toplusözleşmeleri bitirmeye,
halen süren grevlere destek vermeye, sendikalarõ
sokağa çõkmaya çağõrdõ.
E-Kart’ta iki sendikalı
işçi daha atıldı
Eczacõbaşõ/E-Kart yönetimi, geçen hafta işten
çõkardõğõ Türk- İş’e bağlõ Basõn- İş Sendikasõ
üyesi 4 işçinin ardõndan yine aynõ sendikaya üye
işçilerin atõlmasõyla sayõ 24’e ulaştõ.
Dalga geçmeyi bõrak eylem yap
Büyük çabalar
sonucu elde edilen
haklarõn geri
götürülmesine izin
vermeyeceklerini
belirten Harb-İş
yöneticileri, eylemlerin
devam edeceğini söyledi.
Sõrada Eskişehir, Kayseri
ve Adapazarõ var.
Haklar emir komuta zincirine
feda edilmeyecek Toplusözleşme görüşmeleri tõkanan
Harb-İş, Ankara ve Gölcük’te başlattõğõ
protestosuna İstanbul’da devam etti
Gölcük Tersanesi’nde eylem
GÖLCÜK
ANKARA
E-Kart’ta devam eden grev 350
aşmasına karşın işveren toplu sözleşme
masasına oturmaya yanaşmıyor.