26 Aralık 2024 Perşembe Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
CMYB C M Y B 22 HAZİRAN 2009 PAZARTESİ CUMHURİYET SAYFA DİZİ 9 Y A R I N : 1 M A R T T E Z K E R E S İ : Ç O K T A R A F L I G E R İ L İ M A KP’nin ilk başbakanõ Ab- dullah Gül ile Milli Savun- ma Bakanõ Vecdi Gönül’ün “yargı yolunun açılması” gerek- çesiyle YAŞ kararlarõna şerh koy- masõ 28 Aralõk 2002 tarihinde Cum- huriyet’te manşet oldu. Diğer ga- zeteler de konuya geniş yer verdi. Milliyet gazetesi 29 Aralõk 2002’de, “Gül imzalamış ama şerh koyarak!” başlõğõyla verdiği habe- rinde, kurulun asker üyelerinin “AİHM kararlarını anımsattık- ları” vurgusu yapõldõ. Necmettin Erbakan’õn başba- kan olduğu 1996 yõlõnda YAŞ ka- rarlarõna şerh koymadõğõnõ, ancak bir gün sonra imzaladõğõ anõmsatmasõnõ yapan Mil- liyet’in haberinde, “AİHM, 1995-1997 ara- sında TSK’den ihraç edilen 13 subay ve ast- subayın konuya ilişkin başvurusunu değerlen- dirirken, ‘Bu kararlar sa- dece belli bir gruba üye ki- şileri ilgilendirir. Dolayõ- sõyla YAŞ kararlarõ ceza kanunu çerçevesinde in- celenemez ve AİHS’nin adil yargõyla ilgili mad- desine aykõrõ değildir’ ka- rarını vermişti” dendi. ‘TABANINA MESAJ VERİYOR’ Hükümet üyelerinin şerh koymasõ ile ilgili hu- kukçularõn görüşlerini de yansõtan Milliyet’in haberi şöyleydi: “Hukukçular, YAŞ’ın irticai faaliyetlerde bu- lundukları gerekçesiyle 7 perso- nelin TSK’den uzaklaştırılma- sıyla ilgili karara “antidemokratik” olduğu gerekçesiyle şerh koyan Başbakan Abdullah Gül’ün tav- rını, “Seçmen tabanõna mesaj veri- yor” diye yorumladı. Gül’ün kar- şıoyunun AİHM’ye açılacak da- valarda sonucu değiştirmeyeceğini belirten hukuçuların değerlen- dirmeleri şöyle: • Prof. Dr. Bakõr Çağlar: Bu ola- yın politik ve hukuksal boyutu var. Politik olarak, başbakan tri- büne oynamıştır. Hukuksal an- lamda, YAŞ kararının sonucunu değiştirmeyen bir karşıoy hiçbir şeyi değiştirmez. AİHM, YAŞ ka- rarıyla ordudan atılanların da- valarını, askeri disiplin ve laiklik ilkelerini göz önünde bulundura- rak reddediyor. Bu nedenle geç- miş kararlar da düşünüldüğünde, konulan şerh, hiçbir prensip ka- rarını etkilemez ve sonuç ver- mez. • Prof. Dr. Zafer Üskül: Bunun sadece seçmen tabanına mesaj olarak algılanması gerekir. AİHM kararları ortada. Anayasadaki maddeler de aynen duruyor. Gül’ün bunun yerine konuyu TBMM’ye getirerek ana- yasayı değiştirmesi uy- gun olurdu. Yoksa AİHM’de açılan davala- rı değiştirebilecek bir davranış değil.” ‘DEMOKRATİK HAK’ Gül ve Gönül’ün YAŞ kararlarõna şerh koymala- rõnõn ardõndan Erdoğan ve Arınç’õn destek açõkla- malarõ hemen hemen bütün gazetelerde yer aldõ. Erdo- ğan ve Arõnç, şerh konul- masõnõ “demokratik hak” olarak değerlendirdi. Er- doğan’õn değerlendirmesi Radikal gazetesinin 29 Ara- lõk 2002 tarihli sayõsõnda şöyle yer aldõ: “AKP Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan, Başbakan Abdullah Gül’ün YAŞ kararlarına muha- lefet şerhi koyarak demokratik hakkını kullandığını söyledi. Ay- dın-Horsunlu-Denizli Bölünmüş Devlet Yolunun temel atma töre- ni için Aydın’a gitmek üzere İz- mir’e gelen Erdoğan, Adnan Men- deres Havalimanı‘nda gazeteci- lerin sorularını yanıtladı. Erdo- ğan, bir soru üzerine Başbakan Gül’ün YAŞ kararlarına muha- lefet şerhi koymakla demokratik hakkını kullandığını belirterek, ‘Yapõlanlar kurallara uygundur. Olumsuzluk söz konusu değildir’ dedi.” A KP’nin ileri bir adõm atmaya niyetlendiği ise dönemin Baş- bakan Yardõmcõsõ Ertuğrul Yalçınbayır’õn açõklamalarõyla Hür- riyet gazetesinde 30 Aralõk 2002 tarihinde şöyle haberleştirildi: “Yal- çınbayır, ‘Gözaltõnõn Gözaltõna Alõn- masõ Projesi’yle ilgili düzenlenen toplantıya katıldığı Bursa Emniyet Müdürlüğü’nde, gazetecilerin YAŞ kararlarının yargı denetimine açıl- ması yönündeki tartışmalara iliş- kin sorularını da yanıtladı. Yalçınbayır, bir gazetecinin ‘Bu çalõşmayõ başlatanlar arasõnda sizin de isminiz var. Konu ne aşamada, öğrenebilir mi- yiz’ sorusu üzerine, ‘Par- tinin programõnõ yazan, se- çim bildirgesini hazõrla- yan, hükümet programõnõ hazõrlayan kişilerdeniz. Partimizin ilkeleri arasõnda yeni bir anayasa hazõrlama hedefi var’ dedi. Ocak ayı başında, TBMM Grup başkanve- killerinden İsmail Alpte- kin’in başkanlığında bir uzlaşma komisyonunun çalışmalara baş- layacağını kaydeden Yalçınbayır, bu komisyona CHP ve AK Par- ti’den 3’er üye ve sivil toplum ör- gütleri ile ilgili kuruluşların gö- rüşlerinin de katılımının sağlana- cağını ve çoğulcu bir anlayışla anayasa değişiklik teklifinin ha- zırlanacağını bildirdi. Yalçınbayır, adil yargılanma hakkının, hem anayasa hem de yasal güvencede olduğunu vurgulayarak, hak ara- manın sonuna kadar tüketilmesi- nin, o disiplin içindeki bütün yar- gı mercilerinin sonuna kadar tü- ketilmesi anlamına geldiğini be- lirtti. ‘BİREY ADİL YARGILANMA HAKKINA KAVUŞMALI’ Kural olarak idarenin her türlü eylem ve işleminin yargı deneti- mine tabi olduğuna dikkati çe- ken Yalçınbayır, anayasada bunun istisnalarının bulunduğunu, Cum- hurbaşkanı’nın tek başına yaptığı tasarruflar, YAŞ kararları, me- murlarla ilgili kınama cezaları, Yüksek Hâkimler Ku- rulu kararları ve ola- ğanüstü hal bölgeleriyle ilgili çıkarılan kanun hükmünde kararname- lerin bu istisnalar ara- sında yer aldığını kay- detti. Yalçınbayır, şöyle konuştu: ‘Her ne kadar AİHM, YAŞ kararlarõ aleyhine yargõ yolunun kapalõ ol- masõnõn hukukla bağda- şacağõnõ söylüyorsa da, biz bunu daha da genişletebiliriz. Bu geniş- letmeyi düşünüyoruz. Buradaki so- run, o kararlarõn konusu olan fiille- ri savunmak değildir. Sorun, YAŞ kararlarõnõ tartõşmak da değildir. Sa- dece adil yargõlanma hakkõna bireyin kavuşmasõnõ sağlamaktõr. Biz o fiil- leri savunamayõz. Askerin kendine has bir disiplini vardõr ve herkes o di- sipline uymak zorundadõr. Çõkarõl- dõysa tabii ki görevini yapamacaktõr. Ama, mahkemeye başvurma hakkõ- nõ ondan mahrum edemeyiz.’ Erdoğan ve Arõnç’tan destek Yalçõnbayõr: Yargõ yolu açõlsõn B ülent Arınç adõnõ ilk 1980’lerin ortasõnda İzmir’de gazetecilik yaparken duydum. Avukattõ. Bir toplantõda katõlõmcõlar ha- rem-selamlõk oturmuştu. Bu tartõşma konusu ol- muş ve devamõnda yargõya taşõnmõştõ. Arõnç, top- lantõyõ organize edenlerin avukatlõğõnõ üstlenen kişiler arasõndaydõ. Arõnç daha sonra siyasete atõldõ. Refah Par- tisi sonrasõndaki ayrõşmada Erdoğan ve Gül’le birlikte “yenilikçiler” olarak adlandõrõlan tarafõn üç isminden biri oldu. 3 Kasõm 2002 seçimleri sonrasõnda AKP’nin üst çekirdeğindeki iktidar paylaşõmõ nasõl ola- caktõ? Aslõnda ilk 2 ayak çözülmüştü: Erdoğan şimdilik sadece genel başkan olacaktõ ama, par- tinin ve hükümetin kontrolünü elden bõrakma- yacaktõ. Yurtdõşõ gezilerinde kendisine öncelik vererek, ekonomide acil eylem planõnõ açõkla- yarak bunu gösteriyordu. Gül de başbakandõ. Arõnç ne olacaktõ? ‘İNADINA ADAYIM’ Arõnç’a ilişkin kulislerde konuşulan, benim de kulağõma gelen şuydu: “Kendisi, ‘Ben protokolde Erdoğan ve Gül’ün arkasõndaki bir yerde durmam’ diyor!” Bunun Türkçesi şuydu: “Bakan olmam!” Ne olurum? Meclis Başkanõ! Arõnç, bu istemini ilk ve en güçlü şekilde be- nim sorum üzerine TRT’de yayõmlanan Pazar Panorama programõnda açõkladõ. Elini masayõ yumruklamaya hazõr biçimde kal- dõrõp indirdi ve şöyle dedi: “Meclis Başkanlığı’na adayım... İnadına adayım.” Meclis Başkanlõğõ için öncelikle Vecdi Gö- nül’ün adõ geçiyordu. Gönül, daha önce valilik, Sayõştay Başkanlõğõ, İçişleri Bakanlõğõ Müste- şarlõğõ yapmõştõ. Devleti tanõyordu. Ben de kendisini ilk İzmir Valiliği sõrasõnda tanõmõştõm. Ama Arõnç’õn inadõ inattõ. Sözümüz Arõnç’tan dõşarõ, siyasette inat ge- rilimli bir sanattõ! ARINÇ’TA ‘AMPUL PARTİSİ’ RAHATSIZLIĞI Arõnç’la TRT’deki bu karşõlaşmamõzdan bir- kaç ay önce konuşmacõ-dinleyici gerilimi için- de karşõ karşõya geldik. Erol Tuncer’in başkanlõğõnõ yürüttüğü Sos- yal Demokrasi Derneği’nin Çankaya Belediyesi Çağdaş Sanatlar Merkezi’nde düzenlediği top- lantõya beni konuşmacõ olarak çağõrmõşlardõ. Ko- nu siyasetin güncel sorunlarõydõ. Partilerin du- rumunu anlatõrken AKP için şu tanõmõ kullan- mõştõm: “Ampul Partisi.” Konuşmam bitince dinleyiciler arasõnda bu- lunan Arõnç ayağa kalktõ ve şunu söyledi: “Sayın Balbay, AKP’ye ampul partisi di- yemezsiniz. Bu sözünüzü geri alınız.” Ben de şu karşõlõğõ verdim: “Siyasi partiler zaman zaman, hatta sık sık amblemleriyle anılır. Altı ok, güvercin, kırat bunun en somut örnekleridir...” Arõnç’õn yanõnda, ondan daha gerilimli bir ki- şi daha vardõ. Kim olduğunu sordum. Ramazan Toprak dediler... Toprak, daha önce ordudan ihraç edilmişti. Se- çimlerden sonra Milli Savunma Komisyonu Baş- kanlõğõ’na getirilen, hükümetle asker arasõnda- ki gerilime neden olan kişilerden biri olmuştu. Daha önce yaptõğõ açõklamalar nedeniyle za- man zaman askerlerin tepkisini çeken Arõnç’a komuta kademesi nasõl bakacaktõ? Gelenek, Meclis Başkanlõğõ’na seçlimesi ne- deniyle nezaket ziyaretini zorunlu kõlõyordu. 3 seçenek vardõ: 1. Normal zaman dilimi içinde nezaket ziya- retini yapalõm. 2. Gitmeyelim. 3. Çok çok kõsa kalalõm, tebrik edip çõkalõm. Üçüncü şõk tercih edildi. Arõnç’la askerler arasõndaki gerilim zaman za- man yapõlan açõklamalardan, türban kaygõsõy- la Meclis kokteyllerinin eşli olup olmamasõna kadar devam etti. Arõnç da karşõ nezaket ziyaretlerini yaptõ. Jan- darma Komutanõ Org. Şener Eruygur’u ziya- retinde, Eruygur kendisine astsubay olan ba- basõnõn bir fotoğrafõnõ armağan etti. Fotoğrafta Arõnç’õn babasõ eşiyle birlikteydi ve eşi türbansõzdõ. ‘ÇENEMİ TUTSAYDIM, CUMHURBAŞKANI İDİM’ Arõnç’la Cumhuriyet’in ilişkileri de gerilim- li ama, diyalog halinde devam etti. Cumhuriyet, geleneksel olarak sonu 0 ve 5’le biten kuruluş yõldönümlerini dõşa dönük kutlu- yor. 80. yõlõmõzõ Kale’de kutlamõştõk. Meclis Başkanlõğõ makamõna saygõnõn gereği olarak da Arõnç’õ davet etmiştik. Geldi. Bir odada 10-15 dakika kadar sohbet ettik. Cumhuriyet’in gazete olarak önemini vurguladõ. Ancak sonraki yõllarda Cumhuriyet’in AKP iktidarõna yönelik eleştirel çizgisini sürdürmesine koşut olarak kendisinden ve çevresinden eleştiriler aldõk. Şunu da vur- gulayalõm; diyaloğu hiç koparmadõ. Arõnç yõllar sonra 2007’de Meclis Başkanlõ- ğõ dönemini şöyle özetlemişti.“Çenemi tut- saydım, cumhurbaşkanı idim.” A KP hükümeti ile TSK komuta heyeti ara- sõndaki gerginlik “inadına adayım” di- yerek TBMM Başkanõ seçilen Bülent Arõnç’a komutanlarõn ziyareti sõrasõnda da bir kez daha su yüzüne çõktõ. 29 Kasõm 2002 tarihinde ko- muta heyeti Arõnç’a çok kõsa bir “hayırlı olsun” ziyareti gerçekleştirdi. Haber Cumhuriyet’te ‘Arınç’a 3 dakikalık ziyaret’ başlõğõyla şöyle yer almõştõ: “Genelkurmay Başkanı Orgeneral Hilmi Özkök ve kuvvet komutanları, hükümetin güvenoyu almasının ardından Başbakan Ab- dullah Gül ile TBMM Başkanı Bülent Arõnç’ı ziyaret etti. TBMM Başkanlığı’na aday olma süreci ve ardından uğurlama törenlerinde eşinin türbanı ile gündeme gelen Arınç’a zi- yaretin sadece 3 dakika sürmesi dikkat çekti. Komutanlar Arınç’la birlikte medya önüne çı- kıp görüntü vermedi. Arınç, ‘Görüşmenin kõ- sa sürmesini tepki olarak algõladõnõz mõ’ sorusuna, ‘Ben Meclis Başkanõ’yõm, onlar Genelkurmay Başkanõ ve kuvvet komutanõ. Kim kime tepki gös- terecek, çok saygõsõzca bir soru’ yanıtını verdi. Özkök, Kara Kuvvetleri Komutanı Orge- neral Aytaç Yalman, Hava Kuvvetleri Komu- tanı Orgeneral Cumhur Asparuk, Deniz Kuv- vetleri Komutanı Oramiral Bülent Alpkaya ve Jandarma Genel Komutanı Orgeneral Şener Eruygur dün ilk olarak Başbakanlık’a gelerek Gül’ü ziyaret etti. Ziyaret daha önceden be- lirlendiği gibi 20 dakika sürdü. TBMM Başkanlığı seçimleri öncesinde eşi- nin türbanlı olmasının gündeme getirilmesi- ne sinirlenerek ‘İnadõna aday olacağõm’ açık- lamasını yapan Arınç’a, komuta heyetinin zi- yareti önceden duyurulmadı. Komutanların Arınç ile görüşmesi de öncekilere kıyasla çok kısa tutuldu. Komutanların Arınç’ın maka- mına girmesiyle çıkması bir olurken kutla- malar dahil ziyaret toplam 3 dakika sürdü. Ko- muta heyetinin, Arınç’ın önceki açıklamala- rı nedeniyle mesafeli davrandığı ve ziyareti kı- sa tuttuğu bildirildi. Arınç, dün akşam CNN Türk’te komutan- ların ziyaretleriyle ilgili şunları söyledi: ‘Kendileri beni tebrik ettiler, başarõlar diledi- ler. Bir iki şey daha konuşuldu. Belki çok kõsa ol- du, oturup sohbet etmedik. İkramda bulundum, almadõlar. Tabii ramazan diye almadõlar. Belki de başka sebeple almadõlar.’ Arınç, Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer’i uğurlamaya türbanlı eşiyle gittiği anımsatı- larak bundan sonra da buna devam edip et- meyeceği sorusuna da gerginlik yaratmak gibi bir amacı olmadığını kaydederek bundan sonra belirli bir mutabakata varıncaya kadar eşinin devlet protokolüne gelmemesini ‘doğru bulduğunu’ söyledi.” ‘ZİYARET KISA, YORUM UZUN’ Komuta heyetinin Arõnç’a kõsa ziyareti Radi- kal gazetesinde 30 Kasõm 2002 tarihinde “Ziyaret kısa, yorum uzun” başlõğõyla haberleştirildi. Ra- dikal’deki ayrõntõlar şöyleydi: “Arınç, komutanları kapıda karşılayarak ‘Hoş geldiniz’ dedi. Arınç’a ikramda bulunma fırsatı bile tanımayan Komutanların ziyaret- leri üç dakika sürdü. Komutanların Arınç ile birlikte görüntü alınmaması isteği, TBMM Başkanlığı tarafından delindi. TBMM Baş- kanlığı Basın ve Halkla İlişkiler Daire Baş- kanlığı’nda görevli bir foto muhabiri içeri alın- dı ve kısa ziyaret görüntülendi. Daha sonra bu görüntülerden üç kare basına dağıtıldı. Gül’ün telefonla arayarak tepki göstermemesini rica ettiği Arınç buna rağmen tepki vermekte ge- cikmedi. Saat 14.15’te TİSK Başkanı Refik Baydur başkanlığındaki heyeti kabul eden Arınç, gazetecilerin ziyaretle ilgili soruları üze- rine önce, ‘Bu yayõnlarõ siz yapõyorsunuz’ site- minde bulundu. Televizyonlardaki yayınları seyrettiğini ve bir kenara not ettiğini belirten Arınç, şöyle konuştu: ‘Kendilerini karşõladõm ve tebrikte bulunduk- tan sonra MGK çalõşmalarõ olduğundan bahse- derek izin istediler. Mesele bu kadar basit. Ama yorumlarda ne kadar kõsa süre kaldõlar, çõkarken nasõldõ, girerlerken nasõldõ. Maşallah bunlarõn yo- rumlarõnõ izliyoruz ve utanõyorum. Sayõn kuvvet komutanlarõna ve Genelkurmay Başkanõ’na zi- yaretlerinden dolayõ teşekkür ediyorum.’ Bülent Arınç, ‘Ziyaretin kõsa olmasõnõ bir tepki olarak değerlendirmiyor musunuz’ sorusuna ise si- nirlenerek, ‘Çok saygõsõzca bir soru. Bunu so- rulmamõş kabul ediyorum. Ben Meclis Başkanõ- yõm, onlar da bu ülkenin Genelkurmay Başkanõ ve kuvvet komutanlarõ. Kim kime tepki göstere- cek? Bu nasõl sual?’ dedi.” GÜL VE GÖNÜL’ÜN YAŞ KARARLARINA ŞERHİ ‘Meclis Başkanlõğõ’na adayõm. İnadõna adayõm’ diyerek gerilimi daha da tõrmandõrdõ Arõnç’õn õsrarõ Askerden 3 dakikalõk ziyaret Komuta heyeti zi- yaret sırasında gö- rüntü alınmaması- nı istemişti ama TBMM başkanlığı üç kare fotoğrafı basına dağıttı. Erdoğan Arınç Ertuğrul Yalçınbayır
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear