Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
CMYB
C M Y B
20 HAZİRAN 2009 CUMARTESİ CUMHURİYET SAYFA
DIŞ HABERLER 11dishab@cumhuriyet.com.tr
SAĞNAK
NİLGÜN CERRAHOĞLU
Demokrasi, Teokrasi ve İran
Önceki akşam Haluk Şahin’in “Yüksek Siya-
set”inde İran’ı tartıştık.
Programın polemik yaratan bölümlerinden bi-
ri İran rejiminin, bir “teokrasi-demokrasi” alışımı
olup olmadığıyla ilgiliydi...
Şahsen çok önemsediğim bu konu; programın
son bölümüne denk düştüğünden, derinine ine-
medik...
Yalnız Türk basınında değil, uluslararası med-
yada da sık gündeme getirilen bir yeni yaklaşım
içerdiği için, geçen akşamın “Yüksek Siyaset”in-
de zaman darlığından söylemek isteyip söyleye-
mediğim bazı şeyleri açmak istiyorum.
Ne de olsa “post-modern” zamanlarda yaşı-
yoruz…
Yan yana getirilmesi asla mümkün olmayan kav-
ramlar, bugün rahatlıkla böyle yan yana getirile-
biliyor.
Yan yana getirilmesinin ötesinde, entelektüel
açıdan bir tür “in” olmanın; “yükselen değer” ko-
nuları havada yakalayıp “yenilik öncülüğü” yap-
manın nişanesi olarak algılanıyor.
Yalnız Türkiye’de değil; Batı’sıyla, Doğu’suyla..
yurtdışında da bu böyle…
“ ‘Teokrasi’ artı ‘demokrasi’; ‘teo-demokrasi’ na-
sıl bir şeydir?” demeye kalktığınızda, “A sen hâ-
lâ Jurassic Park’ta mısın?” hesabına “dinozor”
damgası yemeyi göze almanız gerekiyor…
Düzayak “laikliği” savunmaya kalktığınızda;
kaş göz arası hemen “laikçilik” damgası yemek du-
rumunda kalmanız gibi tıpkı...
İran’ın ‘çifte egemenliği!’
“Dinozorluğu” göze alarak bugünkü yazımı
tam bu konuya ayırayım derken...“Radikal” de
İran’ın “tanınmış muhaliflerinden” -ki bizim “libe-
rallere” tekabül ediyor- Ramin Cihanbeglu’nun
(19 Haziran) yazısı ile karşılaştım…
Bilgi Üniversitesi’nde geçen yaz bir seminerde
tanıştığım Ramin Cihanbeglu, tam bu sorduğum
sorunun karşılığıyla girmiş yazısına:
“İran İslam Cumhuriyeti’nde” diyor; “İki ege-
menlik türü olageldi. Biri ilahi, diğeri halka dayalı
egemenlik… Denklemin halk kısmı İran anayasa-
sında düzenleniyor. Cumhurbaşkanı ve meclisin
halkın oyuyla seçilmesini öngörüyor. İlahi ege-
menliğinse, fakihlerin veya ruhani liderin (Ayetul-
lah Hamaney) gücüne dayanan Şii kurumlarınca
yorumlandığı haliyle Tanrı iradesine kaynaklandı-
ğına inanılıyor…”
Kardeş, kardeş… Ne hoş!
Bir yanda “ilahi egemenlik”…
Diğer yanda “halk egemenliği”….
Sıra “son söze” geldiğinde, “çifte egemenlikte”
dayatmacı hiçbir “hiyerarşik tercih” yokmuş gibi…
“Son sözü” bırakın… “ilk sözü” söylerken da-
ha, “önden” “halk egemenliğini” -seçimlere katı-
lan adayları belirlemek safhasında- kimlerin tem-
sil edeceğine mollalar karar vermiyormuş gibi...
Dahası… siyaset tarihinde… “halk egemenliği”
kavramının oluşabilmesi için; “ilahi egemenlikle”
girişilen ve yüzyıllar alan “mücadeleler” -rönesans,
aydınlanma vs…- hiç olmamış gibi…
Kulağa gayet fiyakalı gelen “çifte egemen-
lik”ten filan söz ediliyor.
Dedim ya… “Post modern” zamanlar….
Bu ve benzeri “post modernliklerden” hareketle,
“teokrasi-demokrasi” alışımları üzerinde ardından
fikir egzersizleri geliştiriliyor…
“Demokrasi”, “diktatörlük” alışımlarından, gene
son yıllarda moda olduğu üzere orda burda “de-
mocrature” (Ahmedinejad misali “demokratür”,
“demo-diktatör”) benzeri -misal- kavramlar üre-
tiliyor…
Bunların hepsi, Batı’dan gazlanan “bon pour
l’orient” (“Şarka bu kadarı yeter!”) hoşluklar.
“Yüksek reytingli” aydın muhabbetlerinde, bol “alı-
cısı olan” kavramlar…
Ama “alıcısı” olan her kavramı gözü kapalı böy-
le, “satın almak” mecburiyetinde miyiz? Benim so-
rum bu…
En uzun yüzyılı kaçıran ülke
Batılılar, “İran, Ortadoğu’nun en demokratik ül-
kesidir! Çünkü her seçimi önden kesinkes kaza-
nacağı belli bir Hüsnü Mübarek’e mahkûm de-
ğil!” der ve öte yana geçebilirler.
Benzer kıstaslar üzerinden “şarka özel” gene di-
ledikleri her kavramı, dilediklerince üretebilir-
ler…
Mollası, muhalifi ve dahi en liberaliyle, kendisi-
ni bölgenin “en gelişmiş ve üstün gerçekliği” ad-
deden bir İran entelektüeli, ülkesine “ortaçağ te-
okrasisini” yakıştırmadığı için tüm bu kavramları
kullanabilir.
Bunların hiçbirine itirazım yok.
Ama aynı kavramları ben de benimsemek zo-
runda mıyım?
Şeriatın hükmettiği, kadınların şarkı söylemesinin
dahi yasak olduğu bir ülkede; “ilahi egemenlik sos-
lu demokrasiden” dem vurulmasını kabullenmek
zorunda mıyım?
Sormamız gereken soru bu.
Değerli hocam Bozkurt Güvenç’in bir İran ya-
zıma gönderdiği satırlarla bitirmek istiyorum bu ya-
zıyı:
“Osmanlı’nın en uzun (19.) yüzyılını, İran sanki
hiç yaşamamış gibidir!”
İran-Türkiye farkını kavramak isteyen her Türk
aydınının, aklında tutması gereken cümle budur.
nilgun@cumhuriyet.com.tr
OTEL ve APARTSIFIR
TURUNÇ - -
-
Tüm Odalarda
Çift Çanak_Dijital Receiver_Uydu TV
www.diplomathotel.com.tr
252-476 7145 veya 537-825 7979
-
T.C. BALIKESİR 4. İCRA MÜDÜRLÜĞÜ’NDEN TAŞINMAZIN AÇIK ARTIRMA İLANI
Dosya No: 2008/99 TAL.
Satõlmasõna karar verilen taşõnmazõn cinsi, niteliği, kõymeti, adedi, önemli özellikleri:
1 - TAPU KAYDI: Balõkesir ili, Merkez, 2. Bölge, Gündoğan Mah. 18Mlb pafta, 4449 ada, 10 parseldeki 1. kat 3 numaralõ mesken.
ÖZELLİKLERİ: Balõkesir ili, Merkez, 2. Bölge, Gündoğan Mah. 18Mlb pafta, 4449 ada, 10 parseldeki arsa vasõflõ taşõnmazda kat irtifakõ kurulmak suretiyle ayrõ-
lan 10/28 arsa paylõ 1. kat 3 numaralõ meskendir. Hissesi tamdõr. Balõkesir ili Merkez Hasan Basri Çantay Mah. Şehit Üstteğmen Abdurrahman Turan Cad. No. 9 adre-
sindeki betonerme tarzõndaki 3 katlõ binada en üst kattadõr. Isõtma sistemi doğalgaz kombilidir. Bina dõş cephesi sõvalõ ve boyalõ olup, pencereler PVC ve õsõcamlõdõr.
Daire 3 oda, salon, mutfak, banyo, tuvalet ve antreden oluşmaktadõr. Salon ve oda tabanlarõ ahşap parke, duvarlar alçõ düzleme saten boyalõdõr. Mutfak, banyo, tuvalet
ve antre tabanlarõ seramik, mutfak dolaplarõ MDF laminent tezgâhõ mermerdir. Banyo duvarlarõ dekorlu fayans olup hilton dolap, duş teknesi ve klozet mevcuttur. Tak-
ribi kullanõm alanõ 100 m2’dir. Elektrik, su, doğalgaz hizmeti tamdõr. Şehir merkezine uzak bir muhittir. Arazi topografyasõ eğimlidir.
İMAR DURUMU: Ayrõk nizamlõ 2 katlõ yapõ müsaadesi almaktadõr. Bina yüksekliği H=6.50 m., bina derinliği: I=L- (K+H/2), ön bahçe mesafesi K:3.00 m., komşu
mesafeler K.3.00 m., arka bahçe mesafesi: H/2’dir.
SATIŞ SAATİ: 15.20 -15.30 Arasõ. MUHAMMEN BEDELİ: 55.000,00 TL
Satõş Şartlarõ: 1-Satõş 31.07.2009 günü yukarõda belirtilen saatler arasõnda BALIKESİR 4. İCRA MÜDÜRLÜĞÜ adresinde açõk artõrma suretiyle yapõlacaktõr. Bu
artõrmada tahmin edilen değerin %60’õnõ ve rüçhanlõ alacaklõlar varsa alacaklarõ toplamõnõ ve satõş ve paylaştõrma giderlerini geçmek şartõ ile ihale olunur. Böyle bir be-
dele alõcõ çõkmazsa en çok artõranõn taahhüdü saklõ kalmak şartõyla 10.08.2009 günü aynõ yer ve saatler arasõnda ikinci artõrmaya çõkarõlacaktõr. Bu artõrmada da rüçhanlõ
alacaklõlarõn alacaklarõ toplamõnõ, satõş ve paylaştõrma giderlerini geçmesi ve artõrma bedelinin malõn tahmin edilen kõymetinin %40’õnõ bulmasõ lazõmdõr. Böyle bir be-
delle alõcõ çõkmazsa satõş talebi düşecektir. 2-Artõrmaya iştirak edeceklerin, tahmin edilen kõymetin %20’si nispetinde pey akçesi veya bu miktar kadar milli bir banka-
nõn teminat mektubunu vermeleri lazõmdõr. Satõş peşin para iledir. Alõcõ istediğinde 10 günü geçmemek üzere mehil verilebilir. Tapu alõm harcõ, damga vergisi, ile KDV
alõcõya aittir. Birikmiş vergiler satõş bedelinden ödenir. 3-İpotek sahibi alacaklõlarla diğer ilgililerin (*) bu taşõnmaz üzerindeki haklarõnõ hususiyle faiz ve masrafa dair
olan iddialarõnõ dayanağõ belgeler ile on beş gün içinde dairemize bildirmeleri lazõmdõr. Aksi takdirde haklarõ tapu sicili ile sabit olmadõkça paylaştõrmadan hariç bõra-
kõlacaktõr. 4-Satõş bedeli hemen veya verilen mühlet içinde ödenmezse İcra İflas Kanunu’nun 133’üncü maddesi gereğince ihale feshedilir. İki ihale arasõndaki farktan
ve %10 faizden alõcõ ve kefilleri mesul tutulacak ve hiçbir hükme haacet kalmadan kendilerinden tahsil edilecektir. 5-Şartname, ilan tarihinden itibaren herkesin göre-
bilmesi için dairede açõk olup gideri verildiği takdirde isteyen alõcõya bir örneği gönderilebilir. 6-Satõşa iştirak edenlerin şartnameyi görmüş ve münderecatõnõ kabul et-
miş sayõlacaklarõ, başkaca bilgi almak isteyenlerin yukarõda yazõlõ dosya numarasõyla müdürlüğümüze başvurmalarõ ilan olunur.
İş bu ilan tebligat yapõlamayan ilgililere tebligat yerine kaim olmak üzere ilan olunur. (İİK.m.12) (*) İlgililer tabirine irtifak hakkõ sahipleri de dahildir. (Basõn: 33630)
65 milletvekili, kadõnlarõn baş ve vücutlarõnõn tamamõnõ örtmesine ilişkin meclis soruşturmasõ istedi
Fransa’da çarşafa hayır girişimi
UĞUR HÜKÜM
PARİS - Fransa’da farklõ siyasi
gruplardan 65 milletvekili, kadõnlarõn
baş ve vücutlarõnõn tamamõnõ örten çar-
şaf ve burka giymesiyle ilgili olarak so-
ruşturma komisyonu kurulmasõnõ ta-
lep etti. Ülkede son dönemde özellikle
büyük kentlerin sorunlu ve izole ban-
liyölerinde başgösteren çarşaf ve bur-
kalõ kadõn sayõsõndaki artõş laik ke-
simlerin tepkisine neden olurken ik-
tidar partisi UMP’den 50, Sosyalist
Parti’den 7, Komünist ve bağõmsõz-
lardan 3’er ve Merkez’den 2 millet-
vekili, meclise verdikleri önergeyle
acilen bir parlamento araştõrma ko-
misyonu oluşturulmasõnõ istediler.
‘Seyyar hücreler’
Girişimin öncüsü Vénissieux Bele-
diye Başkanõ ve Rhône bölgesi Ko-
münist Partisi milletvekili André Ge-
rin, Le Parisien gazetesine verdiği de-
meçte, “Durum böyle devam ede-
mez. Belediyemde giderek artan
sayıda kadın bu ‘Seyyar Hücreler’e
hapis oluyorlar. Bu tavır uygarlığa
meydan okumaktır. Girişimimiz
ne bu kadınlara ne de İslama kar-
şıdır. Tam tersine biz onlara bir el
uzatıyoruz” dedi. Bu konuda ABD
Başkanõ Barack Obama’nõn Fran-
sa’yõ ziyareti sõrasõnda bu ülkedeki la-
iklik uygulamalarõnõ eleştirmesini say-
gõyla karşõladõğõnõ, ancak Cumhur-
başkanõ Nicolas Sarkozy’nin de ona
arka çõkmasõnõ hiçbir biçimde tasvip
etmediğini belirten Gerin, durumun
acilleşmeye başladõğõnõ ifade etti. Ge-
rin, “Komisyonun, Fransız toplu-
munda, bazı dini uygulamaların, la-
iklik ve Cumhuriyet ilkeleri ile bağ-
daşıp bağdaşmadığını araştırması
gerektiğini” kaydetti.
Cezayir kökenli, Kentlerden So-
rumlu Devlet Bakanõ Fadela Amara,
her gittiği yerde gözle görülür bi-
çimde çoğalan bu olgunun masuma-
ne bir gelişme olmadõğõnõ söyledi.
“Burka ülkemizde de siyasileşen
ve suiistimal edilen bir İslama işa-
rettir. Meclis komisyonu bu konu-
larda daha kesin ve resmi veriler
ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - ABD’nin
Ankara Büyükelçisi James Jeffrey, Irak’taki
ABD askerlerinin çekilmesi sõrasõnda Türk
limanlarõnõn ya da askeri üslerinin kullanõlmasõ
konusunda Türk yetkililerle teknik müzakerelere
başladõklarõnõ açõkladõ. Geçtiğimiz günlerde
Güneydoğu’da temaslarda bulunan Jeffrey,
NTV’nin sorularõnõ yanõtladõ. Jeffrey, Amerikan
yönetiminin Türkiye’den Irak’taki askerlerin
çekilmesi sõrasõnda üs ve limanlarõn kullanõmõna
dair herhangi bir talebi olup olmadõğõ yönündeki
soruya, “Türk ordusuyla bu konuda teknik
görüşmeleri sürdürüyoruz ancak
görüşmelerde henüz somut planlara ulaşmış
değiliz” yanõtõnõ verdi. Irak’taki askeri
malzemelerin bir bölümünün Irak’ta kalacağõnõ,
bir bölümünün Afganistan’a gönderileceğini
söyleyen Jeffrey “Bu malzemeyi çıkarmanın
yollarından biri Türkiye olabilir” diye
konuştu. Türkiye ile ABD arasõnda mevcut bazõ
anlaşmalar olduğunu anõmsatan Büyükelçi,
“Büyük çaplı malzemeleri Irak’tan
çıkarmanın yollarını araştıracağız” dedi.
‘Kıbrıs’ta herkes taviz vermeli’
Kõbrõs’la ilgili bir soruya “Biz Türk tarafı da
dahil olmak üzere bütün tarafların birtakım
tavizlerde bulunmasını gerektireceğini
düşünüyoruz” yanõtõnõ veren Jeffrey şöyle
devam etti: “Tavizi daha iyi bir şekilde ifade
etmek gerekiyor. Şu anda iki tarafın da
birtakım tavizlerde bulunması gerekiyor.
Annan Planı bütün yabancı askerlerin, askeri
birliklerin değil ama bütününün olmasa bile
büyük bir kısmının özellikle bölgenin coğrafi
dağılımına bakılması üzerineydi. Şu anda bir
süreç devam ediyor ve bu sürecin başarıya
ulaşması için tüm tarafların birtakım
tavizlerde bulunması gerekiyor.”
İTALYA’DA ESKORT KIZLAR
SORUŞTURMASI BÜYÜYOR
ASLI KAYABAL
MİLANO - Bari Savcõlõğõ’nõn Başbakan Silvio
Berlusconi’nin kendisi ve konuklari için Roma ve
Sardunya adasõndaki konutlarõna para karşõlõğõnda
eskort kõzlar getirttiği iddiasõ ile açtõğõ
soruşturmanõn boyutlarõ büyüyor. Bari’de sağlõk
sektöründeki yolsuzluklarõ takip eden savcõlõk,
yatõrõmcõ Giampaolo Tarantini’nin telefon
görüşmelerinin dinlenmesi sõrasõnda eskort kõzlar
gerçeği ile karşõ karşõya geldi.
Bari Savcõlõğõ skandala karõştõklarõ iddiasõ ile dört
eskort kadõnõn görüşlerine başvurdu.
Avusturya’nın başkenti
Viyana’da 3 bin 500 kişi,
ırkçılık, yabancı düşmanlığı,
İslamofobi ve cinsel ayrımcılığı protesto için parlamento etrafında “ışık zinciri” oluşturdu.
İki üniversite öğrencisinin Facebook’tan yaptıkları, “Şimdi ışık zincirinin tam zamanı.
Meşale bizden, haydi sen de gel” çağrısı üzerine parlamento binasının önünde önceki akşam
3 bin 500 kişi toplandı. Türk sanatçı Düzgün Çelebi’nin bağlama ile çalıp söylediği türkülere
göstericiler halay çekerek eşlik etti. Havanın kararması üzerine yakılan iki bin kadar meşale
ile tarihi parlamento binasının çevresinde büyük bir ışık zinciri oluşturuldu. Göstericiler
gece yarısına doğru parlamentonun ana girişinde buluşup ışık zincirini tamamladı. (AA)
rkçılığa karşı halay
ABD Irak’tan
çõkõş için üs ve
liman istiyor
BÜYÜKELÇİ JEFFREY
toplayacaktır” diyen Amara şöy-
le devam etti: “Gönüllü olduklarını
söyleyen bu kadınların hemen
hemen hepsi evlidir. Ezici ço-
ğunluğu erkek ve aile baskısı
altındadır. Aralarında sonra-
dan Müslüman olanlar da
mevcuttur. Burka giymeleri
veya benzeri kapanmalar çoğu
zaman erkeklerin cinsel fan-
tazmalarından kaynaklan-
maktadır. Bu kadınlar aslında
kurbandırlar.”
Eğitim Bakanõ Havier Darcos
da, burkanõn bir baskõ aracõ oldu-
ğunu ifade etti ve Fransa’da ba-
şõndan ayağõna kadar kapalõ giysi-
lerle kadõnlarõn olmamasõ gerekti-
ğini kaydetti. Hükümet sözcüsü
Luc Chatel dün yaptõğõ açõkla-
mada, meclis komisyonu ve hatta
yeni bir yasaklama yasasõna sõcak
baktõklarõnõ, ancak 5 milyon Müs-
lümanõn yaşadõğõ Fransa’da şim-
dilik bu durumlarõn her şeye rağ-
men marjinal olduğunu vurguladõ.
Göç ve Uyumdan Sorumlu Bakan
Eric Besson ise, “vicdan özgür-
lüğü adına ilke olarak yasakla-
maya karşı olduğunu” söyledi.
Fransa 5 yõl önce orta dereceli
okullara, daha sonra da kamuya
açõk resmi dairelere başörtüsüyle gi-
rilmesini, Eylül 2008’de resmi bel-
gelerde başörtülü fotoğraf konma-
sõnõ yasaklamõştõ.
Iraklı
eşcinseller
Türkiye’ye
kaçıyor
Dış Haberler Servisi - İlk ön-
ce ABD askerleriyle işbirliği yap-
tõğõ gerekçesiyle direnişçiler teh-
dit etti. Ama eşcinsel olduğu için
aldõğõ ölüm tehditleri, onu ülkesi
Irak’tan ayrõlarak Türkiye’ye kaç-
maya mecbur bõraktõ. 28 yaşõndaki
Emir, kendisi gibi kaçmak zo-
runda kalan 5 Iraklõ eşcinsel ar-
kadaşõyla İstanbul’da yaşõyor ve
ilk defa cinsel tercihini özgürce di-
le getirebildiğini söylüyor.
ABD işgalinin ardõndan dinci
militanlarõn ülkede artan etkisi,
Iraklõ eşcinseller için hayatõ gi-
derek yaşanõlmaz bir hale getirdi.
Irak’ta eşcinselseniz 7 yõla kadar
hapis cezasõ alabiliyorsunuz, tabii
önce dinci örgütler sizi bulmazsa.
Reuters haber ajansõna konuşan
Emir, “Irak’ta eşcinsel olduğu-
mu söyleseydim, beni takip eder
ve öldürürlerdi. Ama Türki-
ye’de insan muamelesi görüyo-
ruz ve haklarımız var” diyor.
Ailesinin büyük bölümü
Irak’tan kaçtõktan sonra da Bağ-
dat’ta yaşamaya devam eden
Emir, bir süre sonra ölüm tehdit-
leri almaya başlamõş.
Sadr’da eşcinselliğin kõnandõğõ
cuma vaazlarõnõn ardõndan, iki
ay içinde 6 eşcinselin cesedi so-
kak kenarlarõnda bulunmuş.
2007’de ülkesini terk eden ve
Ankara’daki Birleşmiş Milletler
merkezine yaptõğõ mültecilik baş-
vurusu kabul edilen Emir, nüfu-
sun çoğunun Müslüman olduğu
laik bir ülkede, cinsel kimliğinden
dolayõ artõk utanmak zorunda kal-
madõğõ için mutlu.
II
Çarşaf ve burkalõ kadõn sayõsõndaki artõş Fransa’yõ alarma geçirdi. Çeşitli siyasi görüşlerden
65 milletvekili konunun soruşturulmasõ için meclise önerge sunarken girişimin öncüsü
Vénissieux Belediye Başkanõ Gerin, “Belediyemde giderek artan sayõda kadõn bu ‘Seyyar
Hücreler’e hapis oluyorlar. Bu tavõr uygarlõğa meydan okumaktõr” dedi. Devlet Bakanõ Amara
ise “Burka ülkemizde de siyasileşen ve suiistimal edilen bir İslama işarettir” diye konuştu.