Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
CMYB
C M Y B
GÜNDEM MUSTAFA BALBAY
Baştarafı 1. Sayfada
Ama gerçek o ki Peru yerlileri sadece kendileri için
değil, bütün dünya için, insanlık için mücadele edi-
yor.
Amazon Ormanları’nın öteki adı şudur:
Yağmur Ormanları...
Yeryüzündeki bütün oksijenin dörtte birini tek ba-
şına Yağmur Ormanları üretiyor.
Dünyanın akciğeri diye de tanımlanan Yağmur Or-
manları bugün ne durumda?..
Her gün değil, her saat küçültülüyor.
Saatte yaklaşık bir metrekare orman çeşitli ne-
denlerle yok ediliyor. Birinci sırayı madenciler oluş-
turuyor.
Çevremiz, sadece yakın çevremizden oluşmuyor.
Yerine göre dünyanın en ıssız köşesinde olup bi-
tenler de tüm insanları doğrudan ilgilendiriyor.
Bir dönem buzullardaki erime öne çıktı. Artık
bir buzul dağının kâğıttan bir kule gibi çöküşü-
nü görüntülemek çok zor değil. Ancak orman-
lardaki k-ayıp bana göre en büyük çevre felaketi.
100 metrekare ormanı yok ettiğimizde sadece so-
luduğumuz oksijeni azaltmakla kalmıyoruz, ay-
nı zamanda yüzlerce, hatta binlerce canlının da
yok olmasına yol açıyoruz.
Peru yerlileri mücadelelerini başarıyla sonuçlan-
dırabilir mi?
Aslında soru yanlış.
Doğrusu şu:
İnsanoğlu var olma, hayatta kalma mücadelesi-
nin bilincine varabilecek mi?
Görünen kıyım kılavuz istemez!
Bu gidişle işimiz zor.
Kızılderili reisinin dediği gibi, bütün dünyada do-
ğa bitirildiği gün, her yer insan kokusuyla dolduğu
gün, insanoğlu için varlığını sürdürme mücadelesi
gerçek anlamda başlamış olacak.
Peru yerlileri, o doğadan bitme görüntüleriyle dert-
lerini, dertlerimizi anlatmaya çalıştılar ama, olmadı...
Bir anlamda Amazonlar’da insanlar ikiye ayrılıyor:
Yerliler ve yersizler...
Girişte vurguladığımız gibi dünyanın oksijen de-
posu Amazon Ormanları’nı ve Amazon Irmağı’nı gö-
rünce insanın orman ve ırmak kavramlarına bakışı
da değişiyor. Daha doğrusu kafasındaki orman ve
ırmak kavramları altüst oluyor.
Ormandaki ağaçtan bir yaprak koparıp bunu şem-
siye olarak kullanabildiğinizi düşünün...
Amazon’un yan kollarından biri olan Rio Neg-
ro’nun bir kıyısına yakınsanız öteki kıyısını göre-
mediğinizi düşünün...
İşte böyle bir yeryüzü cenneti metre metre yok edi-
liyor.
Haritaya bakınca bizden binlerce kilometre uzak-
ta görünen Yağmur Ormanları aslında burnumuzun
ucunda...
İçimize çektiğimiz bir nefes...
Biraz da kendi çevremizden söz edelim...
Bir süre yalnızlıktan sonra Prof. Erol Manisalı ve
Prof. Fatih Hilmioğlu ile üçlü olduk. Erol Hoca üç
haftalık misafirliğin ardından hastaneye gitti. Bir di-
zi sağlık mücadelesini aştı ve son haber güzel gel-
di, tahliye... Ağır ameliyat sonrası biraz buruk da ol-
sa ardından Fatih Hoca hastaneye gitmek duru-
munda kaldı.
Ben de Prof. Mustafa Yurtkuran ve Prof. Ferit
Bernay’ın koğuşuna göç ettim. Ertesi gün Prof. Yurt-
kuran hastaneye sevk edildi. Şimdi kendime ilişkin
bir dizi dileğin yanında, Prof. Bernay’ın sağlıklı kal-
masını diliyorum...
Prof. Manisalı, “Bu saatten sonra davayı konuş-
mayı yasaklıyorum” dediği bir akşam sohbetinde bir
Kızılderili öyküsü anlatmıştı...
Bir Kızılderili ile beyaz New York’un ana cadde-
lerinden birinde yürürken, Kızılderili zınk diye duruyor.
Arkadaşına, bir ağustosböceği sesi duydum, diyor.
Beyaz adam, “Bu gürültüde mi” diye soruyor Kı-
zılderili sesin peşinde. Az sonra bir köşecikte bö-
ceği buluyor. Beyaz şaşkın:
- Bunca gürültünün arasında nasıl duydun?
Kızılderili ağustosböceğini dinlerken yanıt veriyor:
- İnsanlar duymak istediğini duyar!
Sesimizi duymak isteyen herkese selam olsun...
GÜNCEL CÜNEYT ARCAYÜREK
Baştarafı 1. Sayfada
Dinci kesimlerin sözcülüğünü yapan gazeteler
demokrasiyi savunur görünüyor, oysa amaçları-
na erişmek için demokrasiyi kullanıyorlar.
Kimi TV’ler -örneğin Feto’nun konuşan ağzı Sa-
manyolu TV’si- her gün saat 18.30’daki haber bül-
teninde olaylara olaylar katarak, saptırarak, in-
sanları, olayları karalayarak, üstün bir çabayla Fe-
to’culuğa hizmet görevini yerine getiriyor.
Feto’ya yakınlığıyla bilinen Zaman gazetesi
ise doğruluğu henüz saptanmayan “malum” bel-
geye dayanarak basında komplolardan söz eden
sayfalar dolusu yayın yapıyor.
Fakat ne hikmetse hâlâ orijinali bulunamayan,
kopyası üzerinden kriminal araştırma yapılan
belgenin askere, Cumhuriyete düşmanlığı bilinen
gazetede yayımlandığı gün… türlü bahaneler
uydurup gelemediği Amerika’dan Bay Feto’dan
sâdır olan demeç üzerinde durulmuyor.
Feto, kendine bağlı konuşan ve yazan ağızla-
rın deyimi ile “millete ihanet belgesi” ile TSK’nin
tümünü bağlamamak gerektiğini, ordu içindeki
darbeci kişilere yönelmeyi salık veriyor o deme-
cinde.
Bu demeç Feto’nun tartışmaların yapıldığı
“belgeyi” yayımından önce bildiğini gösteren bir
varsayımı, bir olasılığı gündeme getiriyor.
Yine son zamanlarda her bireyin orduya “girme”
hakkı olduğunu söyleyerek Feto’culuğun TSK’ye
“sızmasını” meşru gösteren söylemleri de dikka-
te alınmıyor.
Askerin yıllardır Gülen tarikatının Türkiye için-
deki oyunlarını özenle izlediği, hatta kimi zamanlar
basına bu konuda uyarıcı bilgiler gönderdiği bi-
liniyor.
Gericilerin TSK’yi ele geçirmek için her türlü yo-
lu yöntemi denediği de...
Gerici grupların derin ve uzun vadeli bir plan
program öncülüğünde, liselerde özenle yetiştiri-
len çocukların askeri okullara girmesini sağlaya-
cak “sızma” girişimleri, askerin uyanıklığı sayesinde
önlenebildi.
Belge ortaya çıktığından beri Zaman, Saman-
yolu TV gibi Feto’cu yayınlarla, daha başka kul-
vardaki dinci ve (Kanal 7 gibi) tabii yalaka basın,
belgenin sahteciliğiyle ilgili araştırmaları gör-
mezden geliyor. Belgenin gerçek olduğuna da-
yanan yayınlar yapıyorlar.
Hem de ne yayınlar?.. Geçmişteki müdahale-
lerden yola çıkarak askeri doğrudan darbeci
gösteren yayınlar… Genelkurmay Başkanı’nın is-
tifasına varan yayınlar…
Amaç; demokrasiyi pekiştirmek (mi acaba)?
Yoksa demokratik rejim gönüllüsü görünerek, ör-
neğin bu Cumhuriyetin yıkılmasını isteyen ikinci
Cumhuriyetçilerin…
…ne yazık ki medyanın ve aydın çevrelerin ger-
çek yüzüne bakmadığı… gizli güçlerle donandı-
ğı, devlete sızmış, devlet sırlarını anında öğren-
diği izlenimini veren… korku salarak… adından ve
topluluğundan itibarlı kişi ve kurumlara layık ifa-
delerle söz ettiren grupların, cemaatlerin acaba
başka amaçları mı var?
Medya bir de madalyonun bu yüzüne baksa!
Kimi gelişmeler var ki, şaşırtıcı da değil.
Başbakanları belgenin sahte olup olmadığının
incelenip açıklandıktan sonra olayla ilgili yorum ya-
pabileceğini söylüyor.
Kısacası belgenin gerçek olduğunu da veya ol-
madığını da söyleyemiyor.
Başbakan böyle söylüyor ama:
Lideri olduğu partinin genel merkezi aksi bir ta-
vır sergiliyor; savcılığa başvurusu, belgenin ger-
çek olduğunu saptayan gerekçeye dayanıyor.
AKP belge konusunda şöyle diyor: “Mezkur bel-
gede, partimize yönelik asılsız, haksız, hayali
suçlamalarda bulunuluyor. Partimizin demokratik
olmayan yöntemler ve hukuka aykırı bir şekilde ik-
tidardan uzaklaştırılması planlanıyor.”
Başbakan belgenin kanıtlanamadığını söylüyor;
ne ki hazırlanmasına nezaret ettiği AKP suç du-
yurusu, belgenin gerçek olduğunu savunuyor.
Partinin başı (Başbakan) başka, gövdesi (AKP
Genel Merkezi) başka telden çalıyor.
AKP, demokrasiye arslanlar gibi işte bir öyle, bir
böyle sahip çıkıyor. ankcum@cumhuriyet.com.tr
İstanbul B 28
Edirne B 31
Kocaeli B 29
Çanakkale B 31
İzmir B 32
Manisa B 36
Aydın B 36
Denizli B 36
Zonguldak B 25
Sinop B 26
Samsun PB 24
Trabzon Y 23
Giresun B 22
Ankara B 29
Eskişehir B 28
Konya B 28
Sıvas B 23
Antalya B 38
Adana B 35
Mersin B 32
Diyarbakır B 33
Şanlıurfa PB 36
Mardin B 29
Siirt PB 32
Hakkâri Y 18
Van Y 17
Kars Y 23
Oslo Y 16
Helsinki Y 14
Stockholm Y 18
Londra PB 20
Amsterdam Y 18
Brüksel B 18
Paris B 19
Bonn B 17
Münih Y 24
Berlin Y 20
Budapeşte PB 34
Madrid Y 35
Viyana Y 29
Belgrad A 33
Sofya PB 30
Roma Y 26
Atina PB 29
Zürih Y 22
Moskova Y 20
Aşkabat A 33
Astana PB 34
Taşkent B 38
Bakû PB 24
Bişkek PB 32
Tiflis Y 20
Kahire A 34
Şam A 35
Ülkemizin doğu ke-
simleri parçalı ve çok
bulutlu, Doğu Kara-
deniz ile Doğu Ana-
dolu’nun doğusu sa-
ğanak ve gök gürültü-
lü sağanak yağışlı, di-
ğer yerler az bulutlu ve
açık geçecek. Yağışlar
Doğu Anadolu’nun ku-
zeydoğusunda kuv-
vetli olacak.
SAYFA CUMHURİYET 19 HAZİRAN 2009 CUMA
8 HABERLERİN DEVAMI
‘Tilki’
Prof. Dr. Mahir AYDIN İstanbul Üniversitesi
Baştarafı 2. Sayfada
“İstanbul’u Teslim Tutanağı”nõn, Tür-
kiye ölçekli oluşu.
Amasya Bildirgesi, öncelikle alarm si-
renidir: “Vatanın bütünlüğü, milletin
bağımsızlığı tehlikededir.” Sonrasõnda,
130 yõl önde giden Fransõz devrimini ya-
kalar. Anahtar sözcük: Egemenlik. “Mil-
letin bağımsızlığını, yine milletin ken-
disi kurtaracaktır.” Söz, o söz; ağõz, o
ağõz. Bu söz; devlet yönetme erki “kut”u,
kaynağõ “sorumsuz” göklerden indirip
gerçek temeline oturtmaktõr. Türk tari-
hini güncellemektir. Osmanlõ Devle-
ti’ni kuranlarõn, devletsiz ve yurtsuz
kalõşõna, tepkidir. Son 100 yõlda, her bi-
ri çekip gitti. Ve bizim için, “göçtü ker-
van, kaldık dağlar başında.”
Var mõdõr bir yolu; öyle bir yemek yi-
yelim ki yõllarca acõkmayalõm. Öyle bir
banyo yapalõm ki ölünceye dek, temiz ka-
lalõm. 90 yõl önce bize dünyayõ dar
edenler, Marduk’a mõ gitti? Herkesin
ayartmaya çalõştõğõ bu güzel ülkede
“Bağ bahçe bostan, yan gel yat Os-
man” olamaz.
Çiçeği burnunda Amasya Üniversite-
si’nin kurucu rektörüyle 90 yõl öncesini
yaşadõk. Amasya Genelgesi için, yüre-
ğini ve makamõnõ ortaya koyanlarõn ara-
sõnda dolaştõk. Ki onlar, Osmanlõ çök-
mesin diye, dört cephede canõnõ dişine
takmõşlardõ. Olamadõ. Ve hepimizden da-
ha çok biliyorlardõ, nedir; uygarlõk, Ba-
tõ, din, mezhep, savaş, ölüm, dil, ülke, ha-
nedanlõk, egemenlik.
Bugünkü konularõmõz; kredi kartõyla
para harcamak, cep telefonuyla her yö-
ne konuşmak, şehit cenazelerini Rambo
filmi gibi izlemek. İstiklal Marşõmõz,
“Korkma” diye başlar. Canõmõz, her şe-
yimiz, “biz yapamadık, onlar yap-
sın” diyerek, yanlõş davranõp eğiteme-
diğimiz çocuklarõmõz, biliyor mu,
“Korkma” ne demek?
Mazhar Osman, soyadõ yasasõyla Us-
man’õ alõr. Ömrünü delilere adadõğõ için
“akıl adamı” ona yakõşõr. Ve İstanbul
Valisi Fahrettin Kerim Gökay, arka-
daşõ. Kõsa boyu yüzünden halk “Mini
mini valimiz, ne olacak halimiz” diye
sataşõr. Mazhar Osman, onun vali oldu-
ğunu öğrenince, şöyle söyler: Milletve-
kili de olur, bakan da olur, başbakan da
olur, cumhurbaşkanõ da olur. Sonunda
“Tanrı oldum” der, bana getirirler.
Ülkelerin õrmaklarõ, krallarõna göre ak-
maz. Tilkinin dönüp dolaşacağõ yer,
kürkçü dükkânõ değil mi?
OLCAY AKDENİZ
MİLAS - Aydõn’õn Çine ilçesine bağlõ Ak-
çaova köyü yakõnlarõnda dün öğle saatlerinde
çõkan orman yangõnõna müdahale etmek için
Milas’tan giden helikopterlerden biri, su al-
mak isterken Geyik Baraj Gölü’ne düştü. He-
likopterde bulunan beş kişiden üçü yüzerek
kõyõya ulaşmayõ başarõrken, ikisi ise göl sula-
rõnda kayboldu.
Milas Kaymakamõ Şahin Aslan’õn verdiği
bilgiye göre, Milas Orman Bölge Müdürlüğü
bünyesinde görevli ve özel bir şirketten kirala-
nan iki helikopter, Aydõn’da çõkan orman yangõ-
nõna müdahale amacõyla dün öğle saatlerinde
havalandõ. İçinde üçü yabancõ uyruklu, ikisi
Türk toplam 5 personel bulunan helikopterler-
den biri, uçuş rotasõ üzerindeki Geyik Bara-
jõ’ndan su alõmõ sõrasõnda, henüz belirlenemeyen
nedenle düştü. Göl sularõna gömülen “Comof
32 URAAL” tipi yangõn söndürme helikopte-
rinde bulunanlardan Ukraynalõ başpilot Vizkoor
Lyuynoc, ikinci pilot Vyofheslav Sherstobitov
ve Uçuş Teknisyeni Volodymr Koshel kõyõya
yüzerek kurtulmayõ başardõ. Ancak Emekli Pilot
Binbaşõ Tanju Tezgel’le Orman Muhafaza Me-
muru Ali Ekin göl sularõnda kayboldu. Başta
Bodrum olmak üzere çevre ilçe ve illerden böl-
geye gelen arama kurtarma ekipleri Tezgel ve
Ekin’i arama çalõşmalarõnõ sürdürdü.
20 metre derinlikte olduğu belirlendi
Milas Kaymakamõ Şahin Aslan, yaklaşõk
20 metre derinlikte bulunan helikopterin bu-
lunduğu yerin sonar cihazlarõyla belirlendiğini
belirterek, “cesetlerin çıkarılma çalışması-
na” başlanacağõnõ söyledi. Ancak akşam saat-
lerine kadar yürütülen arama çalõşmalarõna bu-
gün devam edilmek üzere ara verildi. Kazada
3 Ukraynalõ pilottan birisi tedavisinin ardõn-
dan kazanõn olduğu yere getirilerek arama
kurtarma ekiplerine bilgi verdi.
Helikopter göle düştü
ANKARA (ANKA) - SHP
Genel Başkanõ Hüseyin Er-
gün’ün THKP-C önderi Mahir
Çayan’õn, MİT’in örgüte ilgi-
sini normal bulduğunu söyle-
diği yolundaki sözleri parti
içinde tartõşmaya yol açtõ. SHP
Genel Sekreteri Ahmet Aba-
kay, Ergün’ün görüşlerinin sol
adõna kabul edilemez olduğunu
savunarak, “Bunlar partinin
görüşleri değil, kendi kişisel
görüşleridir” dedi.
Abakay, Ergün’ün görüşle-
rinin partide, MYK’de, Parti
Meclisi’nde, il ve ilçe örgütle-
rinde büyük şaşkõnlõk yarattõğõnõ
ifade ederek, Genel Başkan’õn
görüşlerinin SHP’nin 2. Ola-
ğanüstü Kurultayõ’nda yayõm-
ladõklarõ bildirgedeki ilkelerle
de uyuşmadõğõnõ vurguladõ. Er-
gün’ün söyleşide Deniz Gez-
miş’leri, Mahir Çayan’larõ
MİT ajanõ gibi gösterdiğini ifa-
de eden Abakay, “Bu kabul
edilemez. Devrimci gençlik
önderlerini MİT’çi gibi ilan
etmek ne benim haddim, ne
solda gözüken başkasının
haddidir. Bunlar yurtsever
ideal ve amaçlarla yaşamını
feda eden, şanıyla, şerefiyle
tarihte yerini almış saygın
insanlardır” diye konuştu.
Abakay, Ergün’ün AKP’yi
özgürlükçü bir parti olarak de-
ğerlendirmesinin ve “Sol libe-
ralliği, piyasa ekonomisini”
içerdiği şeklindeki sözlerinin de
parti anlayõşõna aykõrõ olduğu-
nu kaydetti.
Çayan
çatlağõ
SHP’DE TARTIŞMA
İşkence nedeniyle ölen Çeber’den dernek beyannamesi vermediği için 500 TL istendi
Öldüğü gün para cezası
HİLAL KÖSE
Metris Cezaevi’nde gördüğü işkence ne-
deniyle yaşamõnõ yitiren Engin Çeber’e, öl-
düğü gün, Kocaeli Valiliği İl Dernekler Mü-
dürlüğü’nce idari para cezasõ gönderildiği or-
taya çõktõ. Çeber’in babasõ Ali Tekin, “Hem
oğlumu katlediyorlar, hem de para ceza-
sı veriyorlar” dedi.
Engin Çeber ve üç arkadaşõ, 28 Eylül
2008’de, 14 yaşõndaki Ferhat Gerçek’i,
“Yürüyüş” dergisi satarken vuran polislerin
tutuklanmasõ istemiyle yaptõklarõ basõn açõk-
lamasõ sonrasõ gözaltõna alõndõlar. Çõkarõl-
dõklarõ mahkemece tutuklandõlar ve Metris Ce-
zaevi’ne konuldular. Engin Çeber, burada gör-
düğü işkence nedeniyle beyin kanamasõ ge-
çirdi, 10 Ekim’de yaşamõnõ yitirdi. Çeber, 13
Ekim 2008 tarihinde, Ümraniye Kocatepe Me-
zarlõğõ’nda toprağa verildi. Çeber toprağa ve-
rildikten beş gün sonra, Gebze’ye ailesiyle bir-
likte yaşadõğõ eve Kocaeli Valiliği İl Dernekler
Müdürlüğü’nün gönderdiği bir mektup ulaş-
tõ. Mektup, Çeber’in yaşamõnõ yitirdiği gün
Kocaeli’nden postaya verilmişti. Çeber’e
gönderilen mektupta, Gebze Temel Haklar ve
Özgürlükler Derneği’ne ilişkin, her yõlõn ilk
dört ayõnda verilmesi gereken “dernek be-
yannamesinin” verilmediği, bu nedenle 500
TL idari para cezasõ ile cezalandõrõlmasõna ka-
rar verildiği belirtildi. Tebligatta, para ceza-
sõ ödenmediği takdirde Çeber hakkõnda yasal
işlem yapõlacağõ da bildirildi.
Çeber ailesinin avukatõ Taylan Tanay,
Vali yardõmcõsõ Celalettin Özdağ imzalõ
belgenin 18 Temmuz 2008’de hazõrlandõğõnõ
ancak Çeber öldükten sonra gönderildiğine dik-
kat çekerek uygulamayõ “ahlak dışı” olarak
nitelendirdi. Tanay, şöyle konuştu: “Devlet da-
ha önce istemediği para alacağı için, En-
gin’in ölümünü duyunca, tahsili tehlikeye
girmesin diye hemen tebligat çıkarıyor. Sağ
teslim aldığı bir insanı ölü teslim eden dev-
let, yaşama hakkının ihlal edilmesi sırasında
göstermediği özeni, 500 lira söz konusu ol-
duğunda gösteriyor. Ahlak dışı bir şekilde
ölen bir adama tebligat çıkarıyor. Her
türlü hukuki izahtan yoksun bu durum,
devletin insanına yaklaşımını gösteriyor. Ce-
za olunca hatırlanan, hak olunca unutulan
vatandaşa yaklaşımı gösteriyor.”
21 HAZİRAN’DA MİTİNG
Yurtseverler,Gündoğdu
Meydanı’ndabuluşacak
İZMİR (Cumhuriyet Ege Bürosu) - İz-
mir’de gerçekleştirilecek Cumhuriyet Mitingi ön-
cesi kentteki son hazõrlõklar tamamlandõ. Pazar
günü saat 17.00’de Gündoğdu Meydanõ’nda
düzenlenecek etkinliğe geniş katõlõm beklenirken
yurttaşlara, “Bayrağını al, Gündoğdu Mey-
danı’na gel” çağrõsõ yapõlõyor.
İzmir Cumhuriyet İçin Güçbirliği Platfor-
mu’nca düzenlenen miting hazõrlõklarõnõn eksiksiz
biçimde tamamlandõğõ bildirildi. Miting için yurt-
taşlarõn saat 16.00’da Alsancak Limanõ tarafõn-
dan Gündoğdu Meydanõ’na yürüyüş gerçekleş-
tirecekleri açõklandõ. Yürüyüşün ardõndan mey-
danda toplanacak kitleye TOBAV Genel Başkanõ
Tamer Levent, TÜMÖD Genel Başkanõ Prof.
Dr. Alpaslan Işıklı, Eğitim-İş Genel Sekreteri
Yüksel Adıbelli, TGB Genel Başkanõ Osman
Yılmaz, TÜMÖD Genel Sekreteri Suay Ka-
raman seslenecek. İzmir Barosu Başkanõ Öz-
demir Sökmen, İzmir Tabib Odasõ Başkanõ Su-
at Kaptaner, İzmir Cumhuriyet İçin Güçbirli-
ği Platformu Dönem Sözcüsü Erdoğan Özer,
sanatçõ Levent Kırca ve Bedri Baykam da “se-
lamlama” adõ altõnda kürsüye çõkacak.
SAVCILIK KARAR VERDİ
Kayıpköylülerinmezarı
15yılsonraaçıldı
DİYARBAKIR (Cumhuriyet Bürosu) -
1994’te Hakkâri’nin Geçimli köyünde gözaltõ-
na alõndõktan sonra operasyon bölgesinde infaz
edildikleri belirtilen köylüler Recep Kurt ile Ke-
rem İnci’nin mezarlarõ, 15 yõl sonra savcõlõk ka-
rarõyla açõldõ.
Hakkâri merkeze bağlõ Cevizdibi ile Armut-
lu köyleri 1994 yõlõnda güvenlik güçleri tarafõndan
boşaltõldõ. İnci ile Kurt’un aileleri ise Kuzey Irak’a
geçerek Mahmur Kampõ’na yerleşti. İnci ile Kurt,
sattõklarõ hayvanlarõn paralarõnõ alabilmek için iki
hafta sonra Hakkâri’ye döndüler ve Geçimli Kö-
yü Muhtarõ Hacı Demir’in evine gittiler. Muh-
tar, başka köyden iki köylünün evine geldiğini
karakola bildirdi. Bunun üzerine Astsubay Yu-
nus Karaca ile soyadõ bilinmeyen Uzman Ça-
vuş İbrahim öncülüğünde köye baskõn düzen-
lendi ve İnci ile Kurt gözaltõna alõndõ. Geçimli
Jandarma Karakolu’nda bir gün bekletilen iki
köylü, daha sonra Hakkâri Dağ Komando Ta-
buru’na, ardõndan da korucularõn da katõldõğõ ope-
rasyona götürüldü. 3 gün devam eden operas-
yonda askerlerin her 2 köylüyü operasyon böl-
gesinde kurşuna dizerek öldürdüğü iddia edildi.
Yangın söndürme helikopterinde bulunan üç Ukraynalı yüzerek kıyıya ulaşırken, Emekli Pi-
lot Binbaşı Tanju Tezgel’le Orman Muhafaza Memuru Ali Ekin göl sularında kayboldu. (AA)
Askere taciz ateşi 2 yaralı
DİYARBAKIR (Cumhuriyet Bürosu) -
Diyarbakõr kõrsalõndaki Akdağ bölgesinde dü-
zenlenen operasyonda yaralanan PKK’nin Di-
yarbakõr Sorumlu Yardõmcõsõ “Rõzgar Derhust”
kod adlõ Mehmet Söğüt bir tarlada ölü bulundu.
Hakkâri’nin Şemdinli ilçesinde görevden dönen
jandarma birliğine açõlan taciz ateşinde iki asker
yaralandõ. Teröristlerin etkisiz hale getirilmesi
için geniş çaplõ operasyon başlatõldõğõ bildirildi.
‘Terörle Mücadele’de kısmi iptal
ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Ana-
yasa Mahkemesi, dün 10. Cumhurbaşkanõ Ah-
met Necdet Sezer’in 3731 sayõlõ Terörle Müca-
dele Yasasõ’nõn bazõ hükümlerinin iptali istemiy-
le yaptõğõ başvuruyu ele alarak karara bağladõ.
Mahkeme, söz konusu yasanõn terörle ilgili suç-
larda, suçun basõn ve yayõn yoluyla işlenmesi
halinde basõn yayõn organõ sahiplerine de ceza
verilmesini öngören hükümlerini iptal etti.
‘Tamgün’ tasarısı alt komisyona
ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) -
TBMM Sağlõk Komisyonu’nda ele alõnan devlet
hastanelerinde doktorlara tamgün mesai getiren
ve muayenelerini kapatmalarõnõ öngören yasa ta-
sarõsõ muhalefet engeline takõldõ. Sağlõk Bakanõ
Recep Akdağ, yasayõ “vatandaşõn cebinden çõ-
kan para azalacak” diye savunurken muhalefet
milletvekilleri “ucuz emek yaratma tasarõsõ” ola-
rak nitelendirdikleri tasarõya karşõ çõktõ. Muhale-
fetin tepkisi üzerine tasarõ yeniden gözden geçi-
rilmek üzere alt komisyona havale edildi.