28 Kasım 2024 Perşembe Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
CMYB C M Y B kultur@cumhuriyet.com.tr T okmak davula vuruyordu. Yeryüzünün tüm duygularõ içime akõyordu… Tok- mak davula vuruyordu. Belgeler hava- da uçuşuyordu. Sahte-gerçek, sahte-gerçek… Tokmak davula vuruyordu, cemaat üyeleri “ben mazlumum, ben masumum, ben mağdurum, tu kaka STK bana darbe yapacak” diye bey- nime vuruyordu… (Tanrõm, bu hastalõklõ ortamda insan rahat ra- hat bir konser bile dinleyemez oluyor!) Tokmaklar usul usul davula dokunuyordu. Bir soluk alõp bir soluk verir gibi. Ben de ellerimi uza- tõp hapiste boş yere yatanlara, neden yargõlan- dõklarõnõ bilmeyenlere dokunuyordum… Okşa- maya çalõşõr gibi. Açõk Hava Sahnesi’ndeki davullar dev bo- yutluydu. Tokmaklarõ ellerinde tutanlar ise mi- nicik… Ama tokmaklarõ sallayõp vurmaya baş- ladõlar mõ, onlar da büyüdüler, büyüdüler, bü- yüdüler... Her boydan davullar arasõna bir de flüt ka- tarak, insan sesi katarak yakaladõklarõ ritimden müzik yarattõlar, şiir yarattõlar. Ama çalarken en çok bedenlerini kattõlar. Giyinik ya da çõp- lak bedenlerini… Bedenin terini, terin tuzunu, ruhlarõnõ… Ah az mõ duyduk bu ülkede “davul bizim sır- tımızda tokmak onların elinde” lafõnõ! Bu kez farklõ. Davul, tokmak, beden, ruh hepsi bir bü- tündü. Adõ Japoncada hem “kalp atışı” hem de “davulun çocukları” anlamõna gelen KODO Topluluğu’nun nefes kesici konser ve gösteri- sinden söz ediyorum. Onlarõ 1998’de İstanbul’da dinlemiştim. Bu kez gösteri dozunu arttõrmõşlar, müziğe enstrüman- tal, vokal öğeler, dans katmõşlar, koreografi çe- şitlenmiş. Ancak öz değişmemiş. Bir kez daha gelenekselin, çağdaşa uzanma- sõnda, yaratõcõlõk, disiplinli çalõşmayla buluştu- ğunda nasõl etkileyici olduğunu gösterdiler... KO- DO, kalp atõşlarõnõ dünyanõn dört bir yanõna ta- şõmayõ bence daha yüzyõllarca sürdürecek. SUNA KAN GÜCÜ Suna Kan’la iki karşõlaşmam oldu son gün- lerde. İlkinde o sahnede, keman çalõyordu. İkin- cisinde Nadir Nadi’nin kemanõ, Berin Na- di’nin vasiyeti üzerine Cumhuriyet Vakfõ’nda ona emanet ediliyordu. Aya İrini’deki, yõllarõn ustasõ Alexander Ru- din (viyolonsel), genç kuşağõn yükselen değeri Nikolai Lugansky (piyano) ve Suna Kan’õ bu- luşturan konser beni hiç terk etmeyecek. Bu bu- luşmayõ kim akõl ettiyse teşekkürler!.. Grieg’in keman ve piyano sonatõnõ; Scubert’in üçlüsünü dinlerken… Onu bin yõldõr tanõyordum, sahnede bin kez din- lemiştim… Hep o vakur, düşünceyi öne çõkaran üslup ve tavõr. Her seferinde çaldõğõ esere fark- lõ bir tat katõyordu, beni alõp müziğin daha de- rinlerine, daha daha derinlerine çekiyordu. Her konseri bana, onu daha çok dinleme isteği veri- yordu. Vakõf binasõndaki keman emanet etme töre- ninde de aynõ duyguya kapõldõm. Ne çok özle- miştim. Sohbetine doyamõyordum. Sahnedeki tavrõyla, salondaki tavrõ bir bütün- dü. Sõradan bir insan olmanõn alçakgönüllülü- ğüyle, usta bir sanatçõ, virtüöz olmayõ benliğin- de bunca bütünleyen az sanatçõ var bildiğim. Bu özelliği ve hep daha iyiye, daha derine ulaşma ça- basõ Suna Kan’õ müthiş güçlü kõlõyor bence. SOL GABETTA COŞKUSU Konserler dolu dizgin. Teşekkürler İKSV. Teşekkürler Borusan. Konser eleştirilerini Evin İlyasoğlu’na bõrakõp söylemeden edemeyeceğim bir izlenim daha: Yine Aya İrini’deki “Barok Ziyafeti”nde İtalyan Topluluk “Sonatori de la Gioiosa Marca” ile bir- likte dinlediğimiz yarõ Rus, yarõ Fransõz Sol Ga- betta, bir ateş parçasõydõ. Geleneksel çalgõlarla 17. yüzyõl eserlerini (Purcell, Corelli) topluluk efendi efendi en ciddi biçimde ustalõkla yorumlarken… Vival- di’yle solist olarak konsere katõlan Sol Gabet- ta (28) sahneye neredeyse bir rock konseri ha- vasõ katõverdi! (Birazcõk abartõyorum!) Viyon- lonselini kavrayan bacaklarõ tempo tutmaktan öte dans ediyordu. Tüm bedeni, kollarõ, başõ, “at- kuyruğu” sarõ saçlarõyla, bacaklarõyla çalõyor- du, hem coşuyor hem de coşturuyordu. Bir an için sahnede Fazıl Say, Patricia Ko- patchinskaya ve Sol Gabetta’yõ, bu üçlüyü bir- likte izlemek acaba nasõl olur diye aklõmdan ge- çirmedim değil! Sonra öğrendim ki dünya fes- tivallerinde Sol ve Patricia birlikte çalacaklarmõş! Hayõrlõsõ! www.zeyneporal.com Açõk Hava Sahnesi’ndeki davullar dev boyutluydu. Tokmaklarõ ellerinde tutanlar ise minicik... Japon davul topluluğu ‘KODO’ 15 ve 16 Haziran tarihlerinde Harbiye Cemil Topuzlu Açık Hava Tiyatrosu’ndaydı. Kalpatõşlarõnõduydunuzmu? 19 HAZİRAN 2009 CUMA CUMHURİYET SAYFA KÜLTÜR 17 Kültür Servisi - Uluslararasõ İstanbul Müzik Festivali’nin en görkemli konserlerinden biri, belki de en görkemlisi bu akşam Aya İrini’de. Zamanõmõzõn en büyük keman vir- tüözlerindan Anne-Sophie Mutter, gelmiş geçmiş en saygõn viyolonsel ustalarõndan Lynn Harrell ve olağanüstü bir müzik ka- riyerinin doruklarõnda gezinen orkestra şe- fi, besteci ve piyanist Andre Previn’den oluşan üçlü, saat 20.00’de Mozart, Previn ve Mendelssohn’un piyano üçlülerinden oluşan bir programla müzikseverlerin kar- şõsõnda. Henüz on üç yaşõndayken ünlü şef Herbert von Karajan’õ üstün perfor- mansõyla soluksuz bõrakan, ertesi yõl da Ka- rajan’la birlikte gerçekleştirdiği olağandõşõ müziksel ilişkinin ürünü olan kayõt son- rasõnda elde ettiği başarõlarla günümüzün en önemli keman virtüözleri arasõnda sa- yõlan Anne-Sophie Mutter, dinleyicilerine her zaman farklõ ve yenilikçi repertuvar- lar sunan bir sanatçõ. Bugüne dek müzik dünyasõnõn en saygõn ödüllerine değer görülen Mutter, geçen yõl gelecek vaat eden genç müzisyenlere dünya çapõnda deste- ğin arttõrõlmasõnõ amaçlayan Anne-Sophie Mutter Vakfõ’nõ kurmuştu. Günümüzün toplumsal ve sağlõk sorunlarõyla da ya- kõndan ilgilenen sanatçõ, bu sorunlarõn çözümüne yönelik etkinlikler kapsamõnda, bu yõl Varşova Beethoven Festivali’ne ka- tõlacak ve kendi vakfõ için konserler vere- cek. Uzun yõllardõr düzenli olarak James Levine, Neville Mariner, Kurt Masur, Zubin Mehta, Andre Previn, Leonard Slatkin, Yuri Temirkanov gibi seçkin or- kestra şefleriyle çalõşan Lynn Harrel, ola- ğanüstü başarõlõ albüm çalõşmalarõ ve zen- gin diskografisiyle günümüzün en önem- li çellistleri arasõnda. Geçen yõl klasik mü- zik, caz ve film müziği çalõşmalarõyla Gramophone Yaşam Boyu Başarõ Ödü- lü’nü alan Andre Previn, bu yõl 80. yaşõ kut- lamalarõ çerçevesinde festivale konuk olu- yor. Çok sayõda Grammy Ödülü bulunan Previn, bugüne kadar pek çok önemli or- kestranõn yanõ sõra sõklõkla Boston Senfo- ni Orkestrasõ, New York Filarmoni Or- kestrasõ ve Viyana Filarmoni Orkestrasõ’yla konserler gerçekleştirdi. Kültür Servisi - Henrik İbsen’in ‘Bir Bebek Evi’ oyunundan yola çõkõlarak, dünyanõn değişik ülkelerinde düzenlenen ‘Nora’nın Kız Kardeşleri: Kadın ve Politika’ semineri, ülkemizde ilk kez bugün Boğaziçi Üniversitesi Büyük Toplantõ Salonu’nda 14.00 - 20.00 saatlerinde yapõlõyor. Norveç Büyükelçiliği’nin işbirliğiyle üniversitenin Eleştiri ve Kültür Araştõrmalarõ Programõ’nca düzenlenen etkinlikte, “kadının politikadaki yeri ve kadın politikaları” çeşitli açõlardan ele alõnacak. Etkinlikte ayrõca Tilbe Saran ve Cüneyt Türel’in İbsen’in Bir Bebek Evi oyunundan yola çõkarak sahneleyeceği tiyatro gösterisi ve Devlet Opera ve Balesi sanatçõlarõnõn klasik müzik sunumlarõ da yer alacak. Kadõn ve Aileden Sorumlu Devlet Bakanõ Selma Aliye Kavaf ve Norveç Dõşişleri Bakan Yardõmcõsõ Gry Larsen, Boğaziçi Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Kadri Özçaldıran ve Norveç Büyükelçisi Cecilie Landsverk’in konuşmalarõyla başlayacak olan etkinlik, Prof. Dr. Talat Halman moderatörlüğündeki panel ile devam edecek. Panelde Prof. Dr. Burhan Kuzu, Fatma Şahin, Prof. Dr. Gaye Erbatur, Hülya Gülbahar, Ayşe Önal ve Hatice Elmacıoğlu konuşacaklar. Kadõn ve politikaya özel bir bakõş SEMİNER ÜLKEMİZDE İLK KEZ YAPILACAK Muhteşem üçlü Aya İrini’de 37. ULUSLARARASI İSTANBUL MÜZİK FESTİVALİ Anne-Sophie Mutter, zamanımızın en büyük keman virtüözleri arasında. Günel’den Sıvas katliamı üzerine Kültür Servisi - Burhan Günel’in 1993’te yaşadõğõmõz Sõvas katliamõnõ konu alan ‘Ateş ve Kuğu’ adlõ romanõ Cumhuriyet Kitaplarõ’ndan çõktõ. Sadõk Aslankara’nõn Sõvas’taki aydõnlanma şehitlerine bir ‘yanõksama’ çelengi sunduğunu söylediği bu roman, öyküsüne ilkel toplumlarõn kurban törenlerinden başlayõp Sõvas katliamõna kadar uzanõyor. Fransa’da çizgi roman müzesi Kültür Servisi - Fransa’nõn batõsõnda yer alan Angouleme kentinde dünyada ilk kez bir çizgi roman müzesi açõlõyor. İçinde bir kütüphane, kitapçõ, kafe ve sergi alanõ da olacak 1300 metrekarelik mekânda, 1831’den günümüze çizgi roman tarihini ele alan bir sürekli serginin yanõ sõra değişik çizgi roman teknikleri üzerine çalõştaylar ve birçok süreli sergi yer alacak. Kültür Servisi -Atatürk’ün İran Şahı’nõn Türkiye’ye ge- lişi nedeniyle hazõrlattõğõ, A. Adnan Saygun tarafõndan bestelenen ve ilk kez 19 Ha- ziran 1934’te temsil edilen ilk ulusal operamõz “Özsoy Operası” 75. yõldönümünde de “Semiha Berksoy Vakfı” tarafõndan kutlanõyor. Can- landõrdõğõ Ayşim başrolüyle sahneye çõkan ilk kadõn opera sanatçõmõz Semiha Berk- soy’un sağlõğõnda geleneksel- leştirmeye başladõğõ “Müzik ve Sahne Sanatları Bayramı” kapsamõndaki etkinlik, saat 20.30’da Dolmabahçe Sarayõ Hasbahçe’de Prof. Mesut İk- tu’nun açõlõş konuşmasõyla başlõyor. Prof. Zeliha Berk- soy’un konuşmasõnõn ardõndan 1934 tarihli “Özsoy” gala ge- cesinde Atatürk filmi gösterile- cek. İstanbul Devlet Operasõ sanatçõsõ soprano Evren Ekşi ve Ender Ormanlar piyanosuyla “Özsoy Operası”ndan “Ha- tun’un Deyişi’ ve Puccini’nin Tosca Operasõ’ndan “Tosca’nın Aryası”nõ yorumlayacaklar. Daha sonra Devlet Operasõ sa- natçõsõ Özgül Tanyeri ve Mus- tafa İktu’ya Semiha Berksoy Opera Vakfõ Onur Ödülleri ve- rilecek. Gece, Prag Operasõ sa- natçõsõ soprano Gabriela Be- nackova’ya piyanosuyla eşlik edecek Bronislav Prochaz- ka’nõn konseriyle sona erecek. SemihaBerksoy‘Ayşim’rolünde.
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear