26 Aralık 2024 Perşembe Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
CMYB C M Y B SAYFA CUMHURİYET 13 HAZİRAN 2009 CUMARTESİ 4 HABERLER DÜNYADA BUGÜN ALİ SİRMEN Bir Yanlış Ezber: Ordusuz Darbe Olmaz Geçen gün, TV’de yansızdan çok, iktidar yanlısı ola- rak niteleyebileceğim bir gazeteciyle yapılan mülakatı izliyordum. Aslında yanlılığı dayanılmaz boyutlara varmadığı tak- dirde, değişik görüşleri dinlemenin ilk ağızda hoşa git- mese bile eğitici ve yararlı olduğunu düşünürüm. Ne var ki genelde bizde, kişiler, bulundukları yere göre, alışılmış şeyleri yineleyip duruyorlar; yeni bir şey söylemiyorlar pek. Nitekim o gün de öyle oldu ve konuşmacı, biraz da yürütülen Ergenekon soruşturmasındaki hukuka ay- kırılıkları haklı göstermek istercesine, lafın bir yerin- de şöyle bir dokundurma yaptı: - Tabii, ordusuz darbe olmayacağına göre, enin- de sonunda iş orduya gelip dayanıyor. Hemen bir noktayı belirtmekte yarar var: Eğer bütün bunlar, şu mahut soruşturmadaki hu- kuk dışılıkları mazur göstermeye yönelikse, doğrusu nafile çabadan öteye geçemezler, demektir. Çünkü yürütülen soruşturma ve görülen davanın so- nucunda ortaya bir darbe girişimi çıkabilir de, çık- mayabilir de. İki halde de durum değişmez. Yine de esas olarak bakılacak konu, soruşturmanın ve yargılamanın hu- kuka uygun olarak cereyan edip etmediğidir. Sonunda rejime karşı darbe girişimi ortaya çıksa bi- le hukuka aykırılık varsa sonuç sürecin yanlışlığını or- tadan kaldıramaz. Şimdi gelelim darbenin ordusuz olup olamayaca- ğına: İnsanlar, herhangi bir konuda yargıya varırken, yal- nız o ana kadar yaşadıklarıyla yetinirler, olayları da- ha geniş bir açıdan ele almazlarsa salim sonuçlara va- ramazlar. Türkiye’de geçmişte yapılmış olan darbelere bak- tığımız zaman, darbenin ordunun desteği olmadan ya- pılamayacağını ileri sürenlerin, düşüncelerinde pek haksız olmadıklarını söyleyenler çıkacaktır. Geçmiş darbeleri izlemekle yetinen bu görüşün bi- le yetersiz olduğu olaylara biraz yakından bakıldığında fark edilebilecektir. Dikkat edilirse, Türkiye’de başarıyla sonuçlanan dar- belerin hemen hepsinde, silahın yani yalnız tehdit aşa- masında da kalsa güç kullanma ve şiddetin yanı sı- ra başka bir unsurun, halk desteğinin de var olduğunu görürüz. Nitekim üç askeri darbeyi yapanlar da, başlangıç- ta kamuoyunun desteğiyle karşılanmışlardı. Yanlış anlaşılmak istemem. Bu olguyu vurgularken, amacım darbeleri halk desteğiyle aklamak veya meşrulaştırmak değil. Bu destek tabii ki meşruiyet sağ- lamıyor. Ancak, diğer darbelerin istedikleri sonucu elde et- me başarılarına karşın, Talat Aydemir’in sonu dar- ağacında biten iki darbe girişiminin akametini açık- layan öğe, kanımca bu halk desteği olabilir. Bütün darbelerin orduya gereksinim duyduğu gö- rüşünün yanlışlığı ise hem insanlığın hem de ülkemizin tarihiyle kanıtlanmıştır. Bilindiği gibi, Hitler darbesi, ardında ordu olmayan bir sivil darbedir. Rejimin niteliğini değiştirmeye yönelik girişimlerde, silahlı güç, yani cebir şiddet unsuru, iktidarın diz- ginlerini ele geçirinceye kadar, o amaca yönelik ola- rak gereklidir. Ama bir kez iktidarı elinize geçirdiniz mi, ondan son- ra o erki, saptırıp kullanarak rejimin niteliğini değiş- tirebilirsiniz. Eğer Hitler’e kadar gitmek istemiyorsanız, bir za- manlar kimi ham ervah solcular ile sonradan lümpen liberal olacak olan demokratların devrim olarak ni- teledikleri Humeyni darbesine bakabilirsiniz. Orduyu da nötralize ederek, kan dökülmeden ik- tidarı ele geçirenler, iktidarın erkine sahip olduktan son- ra, vaatlerinin ve çoğunun beklentilerinin tersine, re- jimi baskıcı bir dinci yönetim haline rahatlıkla çevir- mişlerdir. Bugün Türkiye’de yürütülmekte olan AKP sivil dar- besi de aynı amaca yönelik olarak aynı yöntemlerle gerçekleştirilmektedir. Tarihin bu olayı böyle değerlendireceğinden kuş- kum yok. Ne var ki, tarihin değerlendirmesi darbeyi önlemeye yetmez, onun için darbenin tezgâhlandı- ğı süreçte, geniş halk kesimlerinde sivil demokratik laik bilincin oluşması gerekir. Bunun yolu da kesinlikle, ordusuz darbe olmaya- cağı aymazlığının bırakılması önkoşulundan geçer. asirmen@cumhuriyet.com.tr BAHADIR SELİM DİLEK ANKARA - Almanya’nõn Ankara Büyükelçiliği’nin, Türk Dõşişleri Ba- kanlõğõ’nõn Friedrich Ebert Vakfõ’nõn CHP’ye bağõşta bulunduğu iddialarõ- nõn doğru olmadõğõnõ resmi bir açõk- lama ile kamuoyuna duyurmasõ rica- sõnõ ilettiği yazõyõ kamuoyu ile pay- laşmasõ, diplomatik krize neden oldu. Dõşişleri Bakanlõğõ Müsteşarõ Ertuğ- rul Apakan’õn, 30 Nisan tarihli ya- zõnõn kendisine ulaşmasõndan sonra Almanya’nõn Ankara Büyükelçisi Ec- kart Cuntz’a “ricanızı yerine geti- remeyiz” dediği öğrenildi. Krize neden olan Dr. Eckart Cuntz imzasõyla Müsteşar Ertuğrul Apa- kan’a gönderilmiş 30 Nisan 2009 ta- rihli yazõda, “Muhtelif gazeteler CHP’nin Alman Friedrich Ebert Vakfı’ndan sözde desteklendiği ha- berini vermekte ve bunu kanıtladı- ğı iddia edilen belgelere atıfta bu- lunmaktadır. Söz konusu haber- lerde ileri sürülen iddialar yanlıştır” deniliyor. Belgenin sahte olduğu maddi delil- lerle açõklanan yazõnõn sonunda “Dış- işleri Bakanlığı’nın, bu konuda dü- zeltme içeren bir açıklama yapma- sını rica ederim” deniliyor. Edinilen bilgilere göre bu yazõnõn Dõşişleri Bakanlõğõ’na ulaşmasõndan sonra Müsteşar Apakan, Cuntz’a, “Böyle bir açıklama yapamayız. Bunu kamuoyuna siz duyurun. Ri- canızı yerine getiremeyiz” görüşünü iletti. Cuntz’un õsrarõna karşõn, Dõşiş- leri Bakanlõğõ açõklama yapmamayõ tercih etti. Cuntz, Dõşişleri Bakanlõğõ’na bu yazõyõ göndermeden bir gün önce, CHP’nin söz konusu vakõftan para yar- dõmõ aldõğõ iddialarõnõ gündeme taşõ- yan Sabah gazetesinin Genel Yayõn Yönetmeni’ne de yine yazõlõ olarak bil- gi verdi ve düzeltme yapõlmasõnõ istedi. Alman Büyükelçiliği, söz konusu id- dialarõn yalan olduğu konusunda ka- muoyunun bilgilendirilmesinde iste- diği sonucu alamayõnca, belgeleri doğrudan kamuoyu ile paylaşma ka- rarõ aldõ. Bu da diplomatik krize neden oldu. CHP’nin Alman Friedrich Ebert Vakfõ’ndan bağõş aldõğõ haberlerinin yalan olduğunu belirten Alman Büyükelçi Cuntz, Dõşişleri Bakanlõğõ’na resmi yazõ yazarak, açõklama yapõlmasõnõ istemiş. Dõşişleri’nden bu yönde açõklama yapõlamayacağõ yanõtõnõ alan Cuntz tüm õsrarlarõna rağmen sonuç alamayõnca kendisi açõklama yapmak zorunda kalmõş. Alman Büyükelçi, Türk Dõşişleri CHP’yi aklayan açõklamayõ yapmak istemeyince devreye girmiş Cuntz mecbur kalmõş BÜROKRATTAN ANINDA SAVUNMA TRT’den Atilla Kart’a ikili kuşatma taktiği ANKARA (Cumhu- riyet Bürosu) - CHP Konya Milletvekili Atil- la Kart, dün parlamen- toda düzenlediği basõn toplantõsõnda, TRT ile One Haber Ajansõ ara- sõndaki 23 milyon 408 bin Avro’luk sözleşme- ye dikkat çekerken, TRT Genel Müdürü İbrahim Şahin’in görevden alõn- masõ gerektiğini bildirdi. Şahin’in danõşmanõ ola- rak kuruma girip genel sekreter yardõmcõsõ olan Birol Uzunay’õn da ba- sõn toplantõsõna katõlma- sõ dikkat çekti. Kart, TRT ile One Ha- ber Ajansõ arasõnda 2 Şubat 2009’da imzala- nan sözleşme gereğince, üç program için 23 mil- yon 408 bin Avro öde- neceğini vurguladõ. Kart, şirketin 50 bin lira olan sermayesinin, 2009 yõlõ başõnda 1 milyon liraya yükseltildiğini anlatõr- ken; sözleşmenin ser- maye ve ortak yapõsõ- nõn değişmesinden 20 gün önce yapõldõğõnõn da altõnõ çizdi. Toplantõ sonunda ga- zetecilerin yanõ sõra Bi- rol Uzunay da Kart’a so- rular sordu. Uzunay, da- ha önceki basõn toplan- tõsõnda adõnõn okunarak “AKP’li ve yandaş” olarak hedef gösterildi- ğini söyledi ve “Bunu yaparken benim me- muriyet hayatımı dü- şünmediniz mi” diye sordu. Kart ise kişileri hedef almadõğõnõ yine- ledi. Basõn toplantõsõnda TRT muhabirinin “Ne- den bu iddialarınızı TRT Genel Müdü- rü’nü arayarak iletmi- yorsunuz” sorusunu yö- neltmesi dikkati çekti.
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear