Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
CMYB
C M Y B
28 NİSAN 2009 SALI CUMHURİYET SAYFA
HABERLER 7
DÜZ YAZI
ORHAN BİRGİT
DSP’de Kurultaycılık
Oynanmak İsteniyor
Cuma günü iki gazetemizde, iki siyasal partimizle
ilgili iki ayrı duyuru vardı.
Gazetemiz “Cumhuriyet”e, DSP Olaganüstü
Kurultayı’nın 17 Mayıs Pazar günü Ankara’da
Büyük Anadolu Oteli’nde toplanacağının yasa ge-
reğince yapılan duyurusu, Genel Başkanvekili Sa-
yın Saffet Bulut’un imzasını taşıyordu.
Partisinin kurultay delegelerini toplantıya çağıran
Bulut, yerel seçimler sonucunda kendini başarısız
görerek görevinden ayrılmış olan Zeki Sezer’in ye-
rine seçilecek yeni genel başkan için oylarını kul-
lanmalarını istiyordu.
Yani kurultayın olağanüstü olarak toplanma
amacı ve delegelere düşen görev, sadece boşal-
mış olan genel başkanlık makamına yeni bir adayı
seçmekle sınırlıydı.
Hakkâri’den, İzmir’den, Edirne’den kalkıp baş-
kente gelecek delegelerin bu konuda görüş bildir-
meleri için gündeme herhangi bir madde de ko-
nulmamıştı. Örgüt temsilcileri, müstafi genel baş-
kanın neden ayrıldığını ve dahası partinin öteki se-
çilmiş görevlilerinin başkanlık kurulu üyelerinin, par-
ti meclisi üyelerinin, kendilerini seçimlerde ya da
seçimden önceki dönemde başarılı olduklarına
inandıkları için mi yerlerini boşaltmayı düşünme-
diklerini bile sorup öğrenemeyeceklerdi.
O çağrıya neden yanıt verilmiyor?
DSP’nin Kurucu Genel Başkanı Rahşan
Ecevit’in, genel merkez yöneticilerinin de istifala-
rı gerektiğini anlatan 14 Nisan tarihli gerekçeli
çağrısını yanıtlayacak bir tek Allah’ın kulu, yetkili ku-
rultay kürsüsüne çıkarak hesap vermeyi düşün-
müyordu anlaşılan.
DSP merkez yönetiminin üç maymunlar parodi-
sindeki duymaz, görmez ve konuşmazları oynaya-
rak olağanüstü kurultaya gitmelerinin nasıl bir ince
hesaba dayandığı, elbette ortaya çıkacaktır.
O konuya devam etmeden önce, bir başka sol
partinin, SHP’nin 7 Haziran’da Ankara’da toplana-
cak olağanüstü kurultay için 11 Nisan günü topla-
nan SHP Parti Meclisi’nin belirlediği gündemi,
DSP’nin “saygıdeğer” yöneticilerinin de tane tane
okumalarını önermek istiyorum.
Yalçın Bayer’in yine cuma günkü Hürriyet’teki kö-
şesinde yer alan habere göre, Sosyaldemokrat Halk-
çı Parti Parti Meclisi, toplantı gündemine Murat Ka-
rayalçın’ın istifası ile boşalmış olan genel başkan-
lık seçimi ile birlikte bütün merkez organlarının se-
çimlerini de koymuş, bunu, “partilerini solun adre-
si yapmak istedikleri için vazgeçilmez bir koşul gör-
düklerini” söylemişlerdir.
SHP, İstanbul İl Başkanı’nın açıkladığı gibi, bu
kurultayında solun adresi olabilir mi, olamaz mı? Bu
başka bir şeydir. Ama SHP Parti Meclisi üyelerinin,
yerlerine Japon yapıştırıcı ile yapışmak istemedik-
lerini gösteren bir adım attıkları, yarın siyasal par-
tiler tarihimizi yazanlar tarafından değerlendirilirken
elbette DSP’yi yönetenlerin tutumlarının da göz ar-
dı edilmediği görülecektir.
Delege listeleri gizleniyor mu?
O tutumun ayrıntıları arasında 17 Mayıs kurulta-
yına çağrılan delegelerin isim ve adres listelerinin
gizli tutulmasının da bulunduğunu söylersem, yö-
netimin nasıl “demokratik ve dürüst!” bir seçim ger-
çekleştirmek istediğini anlatmış olur muyum?
Genel başkanlık için adaylığını koyacağını açık-
lamış olan Eskişehir milletvekili Tayfun İçli, seç-
men listesinin bir örneğini alabilmek için yaptığı gi-
rişimi, kurultayı toplamak için bir tür kayyum olarak
belirlenmiş olan parti meclisi üyesi ve eski İzmir Mil-
letvekili Saffet Bulut’un, “İş çıkarma. Kurultaya
geldiğin zaman nasıl olsa hepsi ile tanışıp konuşma
olanağı bulursun” türünden yanıtladığını anlatıyor!
Tam bir kara mizah anlayışı
Öylece bu anlayış ülkede söz sahibi olsa, seçmen
listelerinin asılması gibi bir sorunla da uğraşmayı faz-
la bulacağını göstermiş oluyor. Özetle demokrasi-
cilik oyunu oynamayı seviyor “demokratik” bir par-
tinin yöneticileri.
DSP merkez yönetimi, delegelerine konuşma,
eleştiri hakkı verilmeyen, dahası dinleyicilere kapalı
olarak yapılacak bir olağanüstü kurultay için baş-
kentin en büyük salonunu kiralayarak para harca-
yacağına, genel merkez binasının önüne bir seçim
sandığı koysun ve delegelere oylarını kullandırarak
işi kotarsın.
Parti içi demokrasinin yerleşmediği bir Türkiye’de,
hukukun üstünlüğü, siyasal partilerin saydamlığı ve
dahası demokratik parlamenter düzene içten ina-
nıp inanmadıkları tartışılacaktır.
Bir de aynaya baksalar..
AKP Genel Başkanı, partisinde tek adam rolü-
nü çok severek oynamayı sürdürürken demokratik
bir anayasayı yaşama geçirmekten söz ederek ül-
kenin giderek ağırlaşan gündemini gizlemek istiyor.
23 Nisan Ulusal Egemenlik Günü nedeniyle özel
toplantı yapan TBMM’de kürsüye çıkan CHP Ge-
nel Başkanı Baykal, “Egemenlik kayıtsız şartsız mil-
letindir yazılması, lider hegemonyasını maskelemez”
diye, doğru ama eksik bir eleştiriyi tutanaklara ge-
çirtiyor.
Sanki kendisinin ve parlamentodaki bütün par-
tilerin liderlerinin aynı hegemonyanın inatçı tutkunları
olduklarını unutturmak istiyor.
Demokratik Sol Parti, partiler yelpazesinde hak
ettiği yeri alacaksa, aziz Ecevit’in rüyalarını gerçe-
ğe dönüştürmek istiyorsa, demokrasicilik oyunla-
rına sapılmaktan, partiyi bir kulüp haline getirmek-
ten vazgeçilmelidir.
Çağdaş sola ve demokrasinin gereklerine inan-
mış, gerçek cumhuriyetçi seçmenler için bir umut
adresi olmalıdır.
17 Mayıs kurultayı, bunun için bulunmaz bir fır-
sat olarak değerlendirilebilir.
Faks: 0 216 302 82 08 obirgit@e-kolay.net
ENTERNET / MEHMET SUCU
Avrupa Parlamentosu mayısın ilk
haftasında (5 Mayıs’ta) internete
ilişkin bir yasa taslağını oylayacak.
Öneri, internet servis sağlayıcılara,
kullanıcıların ziyaret edebileceği
web’leri sınırlama ve servisleri ka-
patma yetkisi tanıyor. Bunu da kul-
lanıcıya “hizmet paketi” sunma şek-
linde pazarlıyor. Bu uygulama, an-
laşılacağı gibi interneti ciddi olarak
sınırlama anlamına gelmektedir.
Herkesin bir web sitesi sahibi ol-
ma hakkı, internet erişimine sahip ol-
ma hakkı artık tartışılmayan bir ger-
çek. Hatta internetin bedava olma-
sı gerektiğinin kuvvetle savunulma-
ya başlandığı günlerde bu ne demek
oluyor?
İnternet herkesin özgürce kendi fi-
kirlerini ifade edebildiği ender mec-
ralardan birisi. İsteyen herkes öz-
gürce istediği konuyu araştıramaz-
sa, kişisel sağlık sorunları veya aka-
demik çalışmalarla kendini ifade
edemezse, video izleyemezse, dü-
şündüklerini başkalarını incitmeden
yayamazsa, azınlıklar, sosyalistler,
ateistler kendi fikirlerini ifade ede-
mezse, bu mecranın adı ne olacak?
İnterneti kısıtlama çabalarına biz
bu ülke yurttaşları hiç de yabancı de-
ğiliz. Hatta bu konuda dünyanın
önde gelen ülkelerinden biri oldu-
ğumuzu da biliyoruz. Bir kitaptaki bir
sayfa için kütüphaneleri yasaklayan
kanunlar çıkaran bir hükümetimiz
var.
Avrupa Birliği’nin önerdiği kural-
larla birlikte geniş bant sağlayıcıla-
rın erişim sayılarını sınırlamak gibi
yetkileri bulunuyor. Tüm bunlar üs-
tüne üstlük tüketici seçenekleri gi-
bi sunulacak.
Bu, internet kullanımı, erişimi pa-
ketlenmiş olacak ve içerik çıkarmak
için ciddi sınırlamaların kullanılabil-
mesinin önünü açmak anlamını ta-
şıyor. Ancak internetin bugün kul-
lanıldığı şekli ile uyuşmuyor. Çünkü
internet artık herhangi bir kişi tara-
fından kontrol edilmez hale gel-
mektedir. İnternet kişiler arasında her
türlü alışverişin izin olmadan ger-
çekleştirilebileceği yegâne mecradır.
Bu ister alışveriş olur, ister ideoloji
paylaşımı, ister örgütlenme olur.
Tüm bu gelişmeler zaman içinde sa-
nayi kollarının internette güç yitir-
mesine, kontrolü kaybetmesine yol
açıyor. Böylesi bir durumda da ço-
kuluslu şirketler devletlerden inter-
neti kontrol altında tutmasını istiyor.
İnsanlara TV paketleri gibi sınırlı in-
ternet paketleri vermek, hem araş-
tırma sürecini kısıtlamak hem de içe-
rikleri kısıtlamak anlamını taşıyor.
Bu düzenlemenin mazereti inter-
netten ücretsiz müzik ve film indi-
renlere önlem almak olarak belirtili-
yor. Ancak bu plan tüm internet kul-
lanıcılarının ve bilgi için, demokratik
ve bağımsız erişim kültürüne mal ola-
caktır. Düzenlemenin gerçek kur-
banları ise yine biz, yani sıradan in-
ternet kullanıcıları olacağız.
Bugün internet kullanımı yaşam
özgürlüğü ve kalitesiyle ilgilidir. İn-
ternet aynı zamanda eğlenceli şey-
ler hakkında bilgi sahibi olmak,
kendimizi ifade etmek için, işbirliği
için bir araç, paylaşım, yenilik, yeni
iş ve fikirleri teşvik edip, yeni pa-
zarlara ulaşmak ve gelişmek de-
mektir.
İnternete koşullu erişime karşı oy
için Avrupa Parlamentosu’na karşı
bir kampanya başlatılmış. Opennet
Koalisyonu adı altında toplanan an-
ti-sansürcü gruplar, Avrupa Parla-
mentosu’na ve parlamenterlere e-
posta gönderiyorlar.
mehmet@cumhuriyet.com.tr
AB’de İnterneti Sınırlama Çabaları
DKÖ’ye yönelik polis operasyonunda 1 sivil, 1 polis ve örgütün lideri olduğu iddia edilen Yõlmazkaya öldü
Bostancõ’da kanlõ çatõşma
CİHAN ORUÇOĞLU
İstanbul polisinin “Devrimci Karar-
gâh Örgütü”nün Bostancõ’daki hücre
evine düzenlediği operasyonda çõkan ça-
tõşmada bir terörist, bir yurttaş öldü, em-
niyet amiri Semih Balaban da şehit ol-
du. Operasyonda altõ polis memuruyla
olay yerinde görev yapan NTV kamera-
manõ İlhan Kandaz yaralandõ. İçişleri
Bakanõ Beşir Atalay, “Örgütün önü-
müzdeki günlerde sansasyonel eylem-
ler yapacağı yönünde bilgiler vardı.
Operasyon çeşitli terör örgütlerine yö-
nelik bir operasyondur” dedi.
Polis, önceki yõllarda olduğu gibi bu
yõl da 1 Mayõs kutlamalarõ öncesinde
dün sabah erken saatlerde kentte 60 ayrõ
noktaya eşzamanlõ düzenlediği operas-
yonla 40’a yakõn kişiyi gözaltõna aldõ.
Bir ihbarõ değerlendiren polis, Devrimci
Karargâh Örgütü’nün Bostancõ Mehmet
Paşa Caddesi Emanet Sokak’taki Põnar
Apartmanõ’ndaki hücre evine de operas-
yon düzenledi. Saat 05.30’da yapõlan
baskõn sõrasõnda evde bulunan örgütün
lideri Orhan Yılmazkaya polisle çatõş-
maya başladõ. Polise el bombasõ atan
Yõlmazkaya, üç polisin yaralanmasõna
neden oldu. Arkadaşlarõnõn yaralanma-
sõndan sonra geri çekilen polisler, tekrar
hücre evine yönelerek baskõn düzenledi.
Ancak içeriden yine el bombasõ atõlõnca
dört polis daha yaralandõ.
Yaralõ polis memurlarõ İbrahim Ton-
yalı, Ayhan Kıraslan, Arif Buran,
Muhammet Gültekin, Muhittin Akça
ve operasyon amiri Başkomiser Semih
Balaban Göztepe Eğitim ve Araştõrma
Hastanesi, Haydarpaşa Numune Hasta-
nesi ve Kartal Eğitim ve Araştõrma
Hastanesi’ne kaldõrõldõ. Durumu ağõr
olan Balaban kaldõrõldõğõ hastanede bü-
tün müdahalelere karşõn kurtarõlamadõ.
Bunun üzerine terörle mücadele şubesi
ve özel harekâtçõ polisler binanõn çevre-
sini tamamen kuşattõ. Polis olay yerinin
çevresindeki 26 sokağõ şeritler çekerek
trafiğe kapattõ. Bu sõrada polis telsizin-
den terör frekansõna giren Orhan Yıl-
mazkaya’nõn, “Müdür duyuyor mu-
sun sesimi? Teslim olmayan bir özel
devrimci kuşağına layık olmaya çalı-
şacağım. Devrimci Karargâh savaşçı-
sıyım. Yaşasın devrim ve sosyalizm.
Yaşasın halkların kardeşliği. Yaşasın
Türk ve Kürt halklarının mücadele
birliği. Biz düşeceğiz, fakat bizden
sonra bu kavga mutlaka sürecek. Na-
sıl binlerce yıldan beri sürdüğü gibi.
Thomas Münzer’den, Şeyh Bedret-
tin’den, Mahir Çayan’lardan, İbra-
him Kaypakkaya’lardan ve Deniz
Gezmiş’lerden beri sürdüğü gibi”
sözleri duyuldu.
Çatõşma sõrasõnda bir polis helikop-
teri de havadan polis ekiplerine destek
verdi. Operasyonun sürdüğü sõrada bi-
nada oturanlarõn bir bölümü tahliye
edildi. Bu sõrada binada yangõn çõktõ,
itfaiyenin müdahalesiyle yangõn kõsa
sürede söndürüldü. Yaklaşõk 6.5 saat
süren çatõşma sonucunda içeride bulu-
nan Orhan Yõlmazkaya öldürüldü.
Bağcılar’da Vasat operasyonu
Polis, dünkü operasyonlar sõrasõnda
Bağcõlar’da da bir hücre evini bastõ.
Bağcõlar’da çatõşma çõkmadan içeride-
kilerin gözaltõna alõndõğõ bildirildi. Sa-
baha karşõ yapõlan operasyonda örgüt
üyesi olduğu öne sürülen 11 kişi göz-
altõnda alõndõ. Operasyonda basõlan
evlerde 4 tabanca, 7 TNT kalõbõ, 15 ki-
lo amonyum nitrat, el bombalarõ ve
çok sayõda mermi ele geçirildi. Polis,
“Vasat” isimli İslamcõ örgüte yönelik
operasyonda ise 7 kişiyi gözaltõna aldõ.
Devrimci Karargâh Örgütü’ne
yönelik 6 saatlik operasyonda
örgütün lideri olduğu iddia edilen
ve kendini Orhan Yõlmazkaya
olarak tanõtan kişi öldürüldü.
Operasyon sırasında binadan kalabalı-
ğın olduğu bölgeye ateş açan terörist, so-
kağın karşısından çatışmayı izleyen Maz-
lum Şeker (16), adlı bir yurttaşın ölümü-
ne neden oldu. Şeker’in civardaki bir res-
toranın aşçısı olduğu belirlendi. Açılan ateş-
te NTV kameramanı İlhan Kandaz da ku-
lağından hafif yaralandı. Operasyonun so-
na ermesinin ardından polis, hücre evinde
ve tüm binada arama yaptı. Arama sıra-
sında büyük bir patlama oldu. Patlamanın
terörist tarafından kurulan bubi tuzağının
imha edilmesinden kaynaklandığı belir-
lendi. (Fotoğraf: AA)
Çatışmayı izleyen genç öldü
İçişleri Bakanõ Beşir Atalay,
operasyonlarla ilgili incelemelerde
bulunmak amacõyla Emniyet Genel
Müdürü Oğuz Kaan Köksal’la
birlikte geldiği Atatürk
Havalimanõ’nda yaptõğõ açõklamada
şunlarõ söyledi:
“Olay şu: Zaten çalışmalar vardı.
Elimizde bilgiler vardı,
izleniyordu. Önümüzdeki günlerde
sansasyonel eylemler yapacakları
yönünde bilgiler vardı bu terör
örgütünün... Ve bunlarla ilgili
tespitler yapılmıştı. Bu çerçevede
bu gece ciddi bir operasyon.
Yaklaşık 60 hedefi olan, ev, işyeri,
bir operasyondur bu gece yapılan...
Ve çeşitli terör örgütlerine yönelik
bir operasyondur İstanbul’da
yapılan... Bu operasyon
çerçevesinde bu gece 40’a yakın
şahıs gözaltına alınmıştır. Bunlar
aşırı sol ve bölücü terör
örgütleriyle bağlantılı kişiler ve
hedeflerdir. Birisi de bu.”
İÇİŞLERİ BAKANI ATALAY:
Sansasyonel
eylem
yapacaklardõ
Erdoğan: Çok sayıda patlayıcı var
Başbakan Recep Tay-
yip Erdoğan, hücre evi-
nin adeta bir mühimmat
deposu olduğunu belir-
terek, “Evde çok çeşitli
patlayıcılar var” dedi.
İstanbul Valisi Muam-
mer Güler de operas-
yonla ilgili yaptõğõ de-
ğerlendirmede, önümüz-
deki günlerde sansasyonel
nitelikte eylem hazõrlõğõ içinde olduğu
istihbaratõ aldõklarõnõ belirtti. Güler
şunlarõ söyledi: “Takip edilen örgüt
elemanlarından birinin evine ya-
pılan baskın sırasında, ilk aşama-
da bomba atarak karşılık verildi.
Ve bu ilk atılan bombada 3 polis
arkadaşımız yaralandı. Daha son-
ra bir kez daha atılan patlayıcı
madde ile ilgili bunun bir bubi tu-
zağı olduğu bilgisi var, bundan da
4 polis arkadaşımız yaralandı”
Haydarpaşa Eğitim ve Araştõrma
Hastanesi’ne gelerek yaralõlarõ zi-
yaret eden Başbakan Erdoğan ise
medyaya tepki gösterdi. Erdoğan:
“Abartılı olarak yapılan canlı
yayınlardan büyük rahatsızlık
duydum. Uluslararası yayıncılık
ilkelerine göre hareket etmemiz
gerekiyor. Burada
bir kameramanımız
o kadar içeriye girdi
ki ölümden döndü”
dedi. Emniyet teşkila-
tõnõn her türlü tedbiri
aldõğõnõ kaydeden Er-
doğan, “Kordonların
çekildiğini gözlerim-
le gördüm. Buna
rağmen o koruma
bandının önüne geçildiğini de
gördüm. Ben Emniyet Müdürü-
me inanıyorum” dedi.
Çatõşmada kulağõndan yaralanan
NTV kameramanõ İlhan Kandaz, İs-
tanbul Valisi Muammer Güler’e da-
va açacağõnõ söyledi. Kandaz, yeterli
güvenlik önleminin alõnmadõğõnõ
öne sürerek, “Vurulduğumuz alan-
da insan olmamalıydı” dedi.
TELEVİZYONLARA YAYIN YASAĞI
Çatışmanın sabah saatlerinde öğrenilmesi üzerine
te-levizyonlar olay yerinden canlı yayın yaparken
Radyo ve Televizyon Üst Kurulu (RTÜK), Başba-
kanlık yazısıyla öğle saatlerine doğru yayın yasağı
kararı alındığını duyurdu. Bunun yanında olay
yerinin fotoğraflarını çeken bazı gazetecilerin bel-
lek kartlarına polis tarafından el konuldu.
Operasyonun ardından bina-
nın duvarlarında çok sayıda
mermi izi kaldı.
‘DKÖ Ergenekon’la bağlantılı’ iddiası
Bostancõ’daki operasyonda öldürülen ve kendisini polis telsizinde Orhan Yõlmazkaya diye tanõtan
kişinin, Muzaffer Tekin ve Mete Yalazangil’le yaptõğõ telefon görüşmeleri teknik takibe takõlmõş
İstanbul Haber Servisi - Bos-
tancõ’daki çatõşma ile gündeme ge-
len Devrimci Karargâh Örgütü, Se-
limiye’deki 1. Ordu’ya yönelik ha-
van topu ile yapõlan saldõrõyõ ve
AKP İstanbul İl Başkanlõğõ’na atõlan
parça tesirli bombalama eylemini
üstlenmişti. Örgütün 15 kişinin ya-
şamõnõ yitirdiği Güngören’deki kan-
lõ saldõrõyõ gerçekleştirdiği iddia
ediliyor. Devrimci Karargâh Örgü-
tü’nün Ergenekon ile bağlantõsõnõn
da bulunduğu öne sürülüyor.
Devrimci Karargâh Örgütü, Er-
genekon soruşturmasõnda ifade ve-
ren gizli tanõğõn iddialarõna göre,
PKK, Hizbullah, DHKP-C ve
MLKP gibi terör örgütlerinin iş-
levsizleşmesi nedeniyle kuruldu.
Günlerdir kazõlan Poyrazköy’de-
ki İstek Vakfõ’na ait arazide bulunan
bombalardan yola çõkõlarak Bos-
tancõ’daki adrese ulaşõldõğõ da id-
dialar arasõnda yer alõyor.
Devrimci Karargâh Örgütü üye-
lerinin polis telsizi ile bağlantõ kur-
masõ ve çatõşmanõn uzun süre devam
etmesi örgütün Emniyet’e karşõ özel
eğitimden geçirildiği değerlendir-
melerine yol açõyor.
Gizli tanık
Örgütün eylemleri ile ilgili gizli ta-
nõğõn ifadeleri doğrultusunda 1. Or-
du’ya ve AKP İstanbul İl Başkanlõ-
ğõ’na yönelik saldõrõlarõn Ergenekon
soruşturmasõna dahil edildiği öne sü-
rülüyor.
Gizli tanõk, Ergenekon tarafõn-
dan kullanõldõğõnõ söylediği Devrimci
Karargâh Örgütü’nün bağlantõlarõ
içinde 2 sendikanõn da bulunduğu-
nu iddia ediyor. Örgütün, şiddet ey-
lemleriyle halkõ ayaklandõrmak için
Ergenekon tarafõndan kullanõldõğõ
öne sürülüyor. Çatõşma sõrasõnda
polisle telsiz irtibatõ kuran, kendini
Orhan Yılmazkaya olarak tanõtan
kişinin örgütün lideri olduğu, Yõl-
mazkaya’nõn Ergenekon sanõklarõ
ile telefon konuşmalarõnõn da teknik
takibe takõldõğõ iddialar arasõnda yer
alõyor.
Yõlmazkaya’nõn telefonla görüş-
tüğü isimler arasõnda Ergenekon
sanõklarõndan Muzaffer Tekin ve
Mete Yalazangil’in bulunduğu be-
lirtiliyor.
Fethullahçı medya
Devrimci Karargâh örgütü ile il-
gili mart ayõnda birçok kez Fethul-
lah Gülen cemaatinin yayõn organ-
larõ Samanyolu TV ve Zaman ga-
zetesinde haberlerin çõkmasõ da so-
ru işaretleri yarattõ. Haberlerde Dev-
rimci Karargâh Örgütü’nün Erge-
nekon tarafõndan kurulduğunun ve
uyuşturucu mafyasõ tarafõndan fi-
nanse edildiğinin öne sürülmesi üze-
rine örgüt internet sitesinden açõk-
lama yapmõştõ.
Operasyonda öldürülen 39 yaşõndaki Orhan
Yılmazkaya’nõn, Çanakkale’nin Bayramiç ilçe-
sinden olduğu öğrenildi. Ankara Üniversitesi Si-
yasal Bilgiler Fakültesi mezunu Bayramiç’te
yaşayan dayõsõ Nuri Öztürk, “Böyle bir şey ya-
pacağını hiç tahmin etmiyorduk. Üniversite-
ye gidene kadar onunla biz ilgilendik ve okut-
tuk. Üniversiteyi kazanınca İstanbul’a gitti.
Okulunu bitirdikten sonra da zaman zaman
yanımıza gelirdi, arar sorardı” dedi.
Siyasal mezunu