26 Aralık 2024 Perşembe Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
CMYB C M Y B SAYFA CUMHURİYET 1 MART 2009 PAZAR 4 HABERLER DÜNYADA BUGÜN ALİ SİRMEN Sağlaklar Salakmış Sevgili, Gazetelerde kimi haberler ikide bir yinelenir. Bun- lardan en aklımdan çıkmayanları, karakışta yayımlanan davetkâr bikinili dilber fotoğraflarıdır ki, şöyle bir de resim altı yazılır: “Herkes titrerken, Brezilyalı dilber Michelle güne- şin ve denizin tadını çıkarıyor.” Her kış birçok gazetede birkaç kez çıkan bu ha- berler çok hoşuma gider. Çünkü buradaki “herkes” sözcüğü pek yaygın ben merkezciliğimizin tipik bir yansımasıdır. Aslında gerçek, dünyanın yarısının soğuktan titrediği dönemde, öbür yarısının da sıcaktan terlediğidir. Ama kuzey yarımkürede oturan gazete- ci, kendini herkes sanınca olayı böyle ifade etmek- te bir beis görmez. Zaten aslında yarı çıplak dilber resmi koymak için bahanedir o resim altı da; hani “Ben koydum oldu” kabilinden... Birden fazla rastladığım ilginç haberlerden biri de solakların daha zeki olduklarıdır. Bilim adamları nedense bunu ikide bir gündeme getirirler, gazeteciler de mal bulmuş Mağribi gibi he- men üstüne atlarlar ya da bilim adamları bu bulgu- larını bir kez açıklamışlardır da, açıkgöz gazetecinin biri bunu ikide bir gündeme getirir durur. Her neyse, solakların sağlaklardan (sağ elini kul- lananlar) neden daha zeki olduklarının haberde an- lamadığım gerekçelerinin üzerinde duracak değilim. Benim asıl merak ettiğim, zekânın tanımının ne ol- duğudur. Evet birinin zeki veya aptal olduğuna hangi ölçüt- lerle karar vereceğiz? Okuldaki başarı dememiz pek mümkün değil, çün- kü bunun tersi örneklerle sıkça karşılaşıyoruz. Büyük bilimsel dehaların bile günlük yaşamda or- talama zekâlı bir adamı kahkahayla güldürecek saf- lıkları olduğunu güzel belirten öykülerden biri de şu- dur: On dokuzuncu yüzyılın ünlü matematik dehası Al- man Gauss, bir gün marangozu çağırtmış ve çalış- tığı sırada iki köpeğinin rahatlıkla bahçeye girip çı- kabilmeleri için kapıya, hayvancıkların burunlarıyla itip kullanacakları küçük yaylı kapıcık yapmasını istemiş; marangoz da büyük köpeğin rahatça geçebileceği bir tane yaylı kapakçığı yapmış, Gauss bakmış ve – Peki, demiş, küçük köpeğin kapıcığı nerede?.. Zekânın ölçüsü olarak, yaşamda yükselmeyi alsak yine bazı garipliklerle karşılaşıyoruz. Örneğin dünya imparatorluğu ABD’nin “bir nu- mara”sı olmak eşine az rastlanır bir başarıdır. Ama daha iki ay öncesine kadar Beyaz Saray’da oturan Geroge W. Bush’u düşünün! Herhalde ona zeki diyecek kadar zekâ düzeyi dü- şük birine rastlamak güçtür. Ayrıca bir kişinin zeki olduğuna kim karar verecek? Kişioğlunun kendisi mi? Eh, atalarımız “Herkes aklını tellala vermiş, sonra yine kendisininkini beğenmiş” dediklerine göre, çev- remizi bir süre hikmeti kendinden menkul insanlar sa- racak demektir. Eğer kişinin zekâ derecesine toplum karar vere- cekse, orada da şöyle bir durumla karşılaşabiliriz: Bir toplum acaba kendi zekâ derecesinin çok üstünde bir kişinin zekâsını kavrayıp, takdir edebilir, ondan ye- terince yararlanabilir mi? Hele hele bu durumda olan birden fazla kişi söz ko- nusuysa, toplum bu kendini aşanlar arasında han- gisinin daha üstün olduğunu nasıl anlayacak? Şimdi ülkemizde, egemen olan demokrasi görü- şüne göre, kolay bir yanıt bulur, “Çoğunluğun kara- rına bakarız” dersin. Peki çoğunluk aptalı zeki kıla- bilir mi? Ayrıca çoğunluk kendisi gibi düşünmeyeni, dav- ranmayanı zeki ilan ederse, aynı zamanda kendi ap- tallığını tescil etmiş olmaz mı? Görüyorsun Sevgili, solakların daha zeki oldu- ğundan yola koyulunca işin içinden çıkamaz olduk. En iyisi biz “Meğer sağlaklar salakmış” deyip işin için- den sıyrılalım. Çünkü kimse salağın tanımında zeki- ninki kadar titiz olmaz. asirmen@cumhuriyet.com.tr Ali Kalkancõ’ya Ergenekon sorgusu İstanbul Haber Servisi - Haramidere’deki fabri- kasõnda 2 milyon 122 bin adet captagon hap ele geçirilen sahte şeyh Ali Kalkancı emniyet- teki sorgusunun ardõndan adliyeye sevk edildi. İstanbul Adliyesi’ne getirilen Kalkancõ, “Erge- nekon” soruşturmasõ kapsamõnda yaklaşõk 3 saat sorgulandõ. Ergenekon soruşturmasõ kap- samõnda serbest bõrakõlan Kalkancõ daha sonra uyuşturucu haplara ilişkin ifade verdi. “Uyuş- turucu madde imal etmek ve ticaretini yap- mak” iddiasõyla tutuklanma istemiyle mahke- meye sevk edilen Kalkancõ tutuklandõ. Kalkan- cõ ile birlikte adliyeye sevk edildiği bildirilen yeğeni S.F’nin de savcõlõkta ifadesinin alõnma- sõnõn ardõndan serbest bõrakõldõğõ öğrenildi. Gül torba yasayı onayladı ANKARA(Cumhuriyet Bürosu) - Cumhur- başkanõ Abdullah Gül, kamuoyunda torba yasa olarak bilinen yasayõ onayladõ. Yasaya göre kõ- sa çalõşma ödeneğinden yararlanma süresi 6 aya çõkarõlacak. Kablolu, kablosuz ve mobil internet servis sağlayõcõlõğõ hizmetine dair ver- gi yüzde 15’ten yüzde 5’e indiren yasa ayrõca 1979 veya daha eski model motorlu taşõtlardan 30 Haziran 2010’a kadar hurdaya çõkarõlanlar- dan vergi ve ceza alõnmamasõnõ da öngörüyor. Başvurmayan araştırılacak ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Milli Eği- tim Bakanõ (MEB) Hüseyin Çelik, Seviye Be- lirleme Sõnavõ (SBS) ve Parasõz Yatõlõlõk ve Bursluluk Sõnavõ (PYBS) ile ilgili genelge ya- yõmladõ. Genelgeye göre, bu sõnavlara başvuru yapmayan öğrenciler belirlenerek başvuru yap- mama sebepleri araştõrõlacak, öğrenci ve veli- lere bu sõnavlarõn önemi anlatõlacak. Aynõ radyo ve televizyon vericisi, aynõ şirketten 3 gün arayla alõnmõş, ancak fiyatlarõ birbirinden farklõ İşteTRTihalesindekiskandalFIRAT KOZOK ANKARA - CHP’li Atilla Kart’õn gündeme getirdiği TRT’nin verici iha- lelerinde fiyat skandalõ yaşandõğõ or- taya çõktõ. Radyo ve televizyon veri- cileri için 4 ayrõ ihaleye çõkan kurum, aynõ vericiyi aynõ şirketten, 3 gün arayla farklõ fiyatlarla aldõ. Ortaya çõ- kan tablo da “rekabet ortamının so- nucu” olarak savunuldu. Cumhuriyet’in edindiği bilgilere göre TRT bir süre önce radyo ve te- levizyon vericilerini yenilemek için ihaleye çõkma kararõ aldõ. Bu çerçe- vede radyo ve televizyon vericileri ön- ce iki gruba ayrõldõ, daha sonra da her bir verici türü için iki farklõ ihaleye çõkõldõ. Ancak ihaleler sonucunda ilginç bir tablo oluştu. Çünkü, 22 Ey- lül 2008’de yapõlan FM inkişaf pro- jesi ihalesinde 5 kW FM verici için Nautel firmasõ 32 bin 584 Kanada Do- larõ (20 bin 163 Avro), DveD firma- sõ ise 14 bin Avro teklif sundu. İha- leyi teklif rakamõ daha fazla olmasõ- na karşõn Nautel firmasõ kazandõ. Ancak radyo vericisi için çõkõlan ikinci ihalede ilginç bir farklõlõk oluştu. 25 Eylül 2008’de yapõlan Tüplü FM verici yenileme projesi ihalesinde 5 kW FM verici için ilk ihaleye de katõlan iki firma teklifle- rini güncelledi. Nautel firmasõ, ilk teklifinden yak- laşõk yüzde 25 oranõnda bir kõrõm ya- parak 25 bin 500 Kanada Dolarõ (15 bin 779 Euro), DveD firmasõ ise ilk teklifinden yaklaşõk yüzde 15’lik bir kõrõmla 12 bin Avro fiyat belirledi. Bu ihaleyi de 3 gün önceki ihale gibi yi- ne yüksek teklif vermesine karşõn Nautel firmasõ kazandõ. Bunun üze- rine çõkõlan 4 ihaleden 1’ini kazanan DveD firmasõ ihalelerin tümünün ip- tali için yargõya başvurdu. TRT Hukuk Müşavirliği Ankara 10. İdare Mahkemesi Başkanlõğõ’na gön- derdiği “B.02.2.TRT.0.61.00.00/” sayõlõ savunmasõnda aynõ ürünün, aynõ firmadan, farklõ fiyatlarla alõn- dõğõnõ kabul etti. Bu farklõlõğõn “re- kabet ortamının artması sonucu” oluştuğunu savunan kurum, yazõ- sõnda teklif rakamlarõnõ sõraladõktan sonra “Buradan da görüleceği üze- re, teknik ve hukuki nedenlerle esasen birleştirilerek bir ihale ko- nusu yapılması mümkün olma- masına rağmen, yapılabileceği bir an için varsayılsa idi dahi, mü- vekkil kurum 439.208 Kanada Doları (7 Ocak 2008 tarihli TCMB döviz kuru baz alındığında 557.994,16 TL zarara uğrayacak- ken bu meblağ kadar kâra geç- miştir. Buradan da görüleceği üzere davacı firmanın iddiası ta- mamen yanıltıcı, suiniyetli ve mes- netsizdir” denildi. Bu açõklama, “İlk ihalede neden rekabet ortamı oluşturulamadı” sorusunu akõllara getirdi. TRT, Ankara 10. İdare Mahkemesi Başkanlõğõ’na gönderdiği savunmasõnda aynõ ürünün aynõ firmadan, farklõ fiyatlarla alõndõğõnõ kabul etti. Kurum, farklõlõğõn “rekabet ortamõnõn artmasõ sonucu” oluştuğunu savundu. AKTARMALI HIZLI TREN Deneme seferinde kaza ANKARA (Cum- huriyet Bürosu) - Ulaştõrma Bakanõ Bi- nali Yıldırım’õn yerel seçimlerden önce 13 Mart’a yetiştirilmesi için talimat verdiği hõz- lõ trenin, önceki hafta deneme seferi sõrasõnda maddi hasarlõ kaza yap- tõğõ öğrenildi. Türkiye Cumhuriyeti Devlet Demiryollarõ (TCDD), Cumhuriyet’in iki ka- naldan teyit ettiği kaza ile ilgili sorularõna ya- nõt vermekten kaçõndõ. Hükümetin yerel se- çim malzemesi olarak kullanmak istediği hõz- lõ trenin yapõm çalõş- malarõ tamamlanmadõ- ğõ için Ankara-İstan- bul seferini yapacak yolcularõn Eskişehir’de hõzlõ trenden inip, nor- mal trene aktarma yap- malarõ gerekecek. Edinilen bilgilere gö- re deneme seferi ya- pan hõzlõ tren, 20 Şubat Cuma günü Ankara Sincan’daki hemzemin geçitte bir arabaya çarptõ. Maddi hasar meydana gelen kazaya Ulaştõrma Bakanõ Yõl- dõrõm’õn “çok sinir- lendiği ve her şart al- tında trenin, hükü- metin söz verdiği 13 Mart’ta sefere başla- ması için talimatını yinelediği” belirtilir- ken, TCDD’nin teknik kadrosunun tren sefe- rinin bu tarihe yetiş- meyeceği görüşünde olduklarõ öğrenildi. Cumhuriyet’e bilgi veren bir kaynağa göre hõzlõ trenin İstanbul- Ankara seferi şöyle ya- põlacak: “Hızlı tren hattı Ankara Esen- kent ile Eskişehir Ha- sanbey arasında bitti. Dolayısıyla İstanbul Haydarpaşa’dan kon- vansiyonel (normal) trene binecek yolcu- lar, bu trenle Eskişe- hir’e kadar gelecek. Burada aktarma ya- parak hızlı trene bi- necekler ve Hasan- bey’e kadar normal hız sınırında gittik- ten sonra, Hasan- bey’den hızlı tren yo- luna girerek Ankara Esenkent’e kadar gi- decekler. Hızlı tren, Esenkent’ten yol ya- pım çalışmaları ta- mamlanmadığı için yine eski yolda mev- cut hız sınırlarında Ankara Garı’na ka- dar da normal tren yolundan gelecek. An- kara-Eskişehir arası- nı 3 saatten 1 saat 10 dakikaya indirecek- lerse, hız sınırlarını zorlayacaklardır.” Bundan önce, hükü- metin hazõr olmadan uygulamaya soktuğu hõzlandõrõlmõş trenin 22 Temmuz 2004 tarihin- de Pamukova’da yap- tõğõ kazada 39 kişi öl- müş, ilgili cumhuriyet savcõlõklarõnõn görev verdiği bilirkişi rapor- larõna göre, üst yapõda yeterli bakõm ve onarõ- mõnõn yapõlmamasõnõn kazaya etkisinin 8’de 4 olduğu belirtilmişti. Ankara Cumhuriyet Savcõlõğõ’nõn TCDD Genel Müdürü Süley- man Karaman hak- kõndaki soruşturma ta- lebine önce izin ver- meyen Ulaştõrma Ba- kanõ Binali Yõldõrõm, daha sonra kamuoyu baskõsõ olunca Kara- man’õ usule aykõrõ ola- rak görevden almõş, Karaman da yargõya giderek göreve iade edilmişti. Hükümetin tamam- lanmadan hizmete sok- mayõ hedeflediği hõzlõ trenin maksimum hõzõ saatte 250 kilometreye kadar çõkabilirken, Fransa, Japonya gibi ülkelerdeki hõzlõ tren- lerin süratleri saatte 600 kilometreye yaklaştõ. Fransa’daki hõzlõ treni işleten şirket olan TGV, 1976’da Paris-Lyon arasõnõ 2 saat 40 daki- kaya indirecek şekilde saatte 260 km giden hõzlõ trenlerle sefere başladõ. Geçen yõl ya- põlan deneme sürüşün- de TGV, saatte 575 km hõza ulaştõ. Japonya’da da 1964’te Shinkansen hattõnda saatte 260 km gidebilen trenlerin hõz- larõ saatte 300 km’ye çõkarõldõ. Raylarõn bir- kaç milim üstünde ray- lara değmeden giden manyetik Maglev tren- leri ise deneme sürüş- lerinde saatte 581 km’ye ulaştõ. Cindoruk: Menderes’in avukatıydım demedim ANKARA (Cumhuriyet Büro- su) - Eski TBMM Başkanõ Hüsa- mettin Cindoruk, hakkõndaki “Ad- nan Menderes’in avukatlığını yap- madı” yönündeki haber- lere ilişkin olarak, “Ben hiçbir zaman böyle bir şey söylemedim zaten. Mahkeme kayıtları du- ruyor. Ben dönemin Meclis Başkanı Refik Koraltan, dört bakan ve milletvekillerinin avu- katlığını yaptım, ortak savunmanın 30 sayfası- nı yazdım” dedi. Cindoruk, 28 Şubat sü- recinde DYP’den istifa- larda rol aldõğõ, kurulan Demokrat Türkiye Partisi’nin (DTP) genel başkanlõğõnõ yaptõğõ ve “Yas- sıada yargılamalarında Adnan Menderes’in avukatlığını yaptığı yönündeki bilgileri yalanlamadı- ğı” yönündeki suçlamalarõ değerlen- dirdi. Yassõada yargõlamalarõndaki mahkeme tutanaklarõnõn mevcut ol- duğunu belirten Hüsamettin Cindoruk, “Ben hiçbir zaman Ad- nan Menderes’in avu- katlığını yaptım deme- dim. Ben Menderes’in arkadaşlarının avukatlı- ğını yaptım” diye konuş- tu. Cindoruk, şunlarõ söy- ledi: “Ben yargılamada 18 kişinin avukatlığını yaptım. O günlerde hem avukatlık yaptım hem de hapis yattım, mahke- meye hakaretten... Mah- keme kayıtları ortada. Ortak savunmanın 30 sayfasını yazdım. Allah’tan hâlâ hayatta olan arkadaşlar var. Sa- nıklar Meclis Başkanı Refik Ko- raltan, dört bakan, milletvekilleri var avukatlığını yaptığım.” ‘ORTAK SAVUNMANIN 30 SAYFASINI YAZDIM’ Balkız: Madımak’ta kebap yerine seramik satılacak ANKARA (Cumhuriyet Büro- su) - AKP hükümeti bir süre önce gündeme getirdiği “Alevi açılı- mını” unuttu. Alevi Bektaşi Fede- rasyonu (ABF) Genel Başkanõ Ali Balkız hü- kümetin, Alevilerin ta- lepleri konusunda adõm atmamasõnõ, “Samimi olmadığını gösteriyor” sözleriyle değerlendirdi. Antalya İdare Mahke- mesi’nin bir çiftin ço- cuklarõnõn zorunlu din dersinden muaf tutul- masõ yönünde aldõğõ ka- rarõn ardõndan Alevilerin talepleri bir kez daha gündeme geldi. Aleviler, “Cemevlerinin ibadet merkezi olarak tanınması, zorunlu din derslerinin ve Diyanet İşleri Baş- kanlığı’nın kaldırılması, Madı- mak Oteli’nin müzeye dönüştü- rülmesi” taleplerini sõk sõk günde- me getiriyordu. Bu amaçla 9 Kasõm’da Ankara Sõhhiye Meydanõ’nda büyük bir miting de düzenlemişler- di. Ancak AKP Alevilerin taleplerinden sadece Ma- dõmak Oteli sorununu çözmeye yönelik bir adõm attõ. O da sõnõrlõ kaldõ. Sadece Madõmak Ote- li’nin altõndaki kebapçõnõn buradan taşõnmasõ sağ- landõ. Alevi Bektaşi Federas- yonu Genel Başkanõ Bal- kõz, Madõmak’õn müze olmasõnõn Kültür Bakan- lõğõ’nõn kararõyla olabile- ceğini anõmsatarak, “Kebapçıyı oradan taşıdılar ve orayı DÖ- SİM mağazası yapacaklar. So- nuçta kebap yerine seramik satı- lacak” dedi. AKP’NİN ALEVİ AÇILIMINDAN SES YOK UYUŞTURUCUDAN TUTUKLANDI BATMAN Çalõşan hastaneye açõlõş yaptõ ANKARA (Cumhuri- yet Bürosu) - Partisinin mitingi için devlet olanak- larõnõ kullanarak gittiği Mardin’de aylar önce hiz- met vermeye başlayan Ar- tuklu Üniversitesi rektör- lük binasõ ile aynõ binadaki Atatürk Kültür Merke- zi’nin “sözde” açõlõşõnõ ya- pan Başbakan Recep Tay- yip Erdoğan, dün de Bat- man’da içerisinde hastala- rõn yattõğõ, bir aydõr hizmet veren Batman Bölge Dev- let Hastanesi’ni açtõ. Başbakan Erdoğan, 23 Şubat Pazartesi günü se- çim mitingi için gittiği Mardin’de Artuklu Üni- versitesi rektörlük binasõ ile aynõ binadaki Atatürk Kültür Merkezi’nin açõlõ- şõnõ yapmõştõ. Ancak daha sonra iki binanõn da aylar önce hizmet vermeye baş- ladõğõ, hatta buralarda ger- çekleştirilen etkinliklerin valiliğin resmi internet si- tesinde yayõmlandõğõ orta- ya çõkmõştõ. İkinci açılış Açõlõşlarõn devlet ola- naklarõnõ kullanmak için “bahane” edildiğini tüm netliğiyle ortaya koyan bu tablonun tartõşmalarõ sü- rerken Başbakan’õn dünkü durağõ Batman ve Siirt ol- du. Önce Batman’da halka seslenen Erdoğan, daha sonra Batman Bölge Dev- let Hastanesi’nin önünde gerçekleştirilen toplu açõ- lõş törenine katõldõ. Erdo- ğan, burada 6 gün önce Mardin’de yaptõğõ gibi za- ten açõk olan bir hastaneyi bir kez daha açtõ. ‘Yaraları kaşıyorlar’ DTP’yi eleştiren Erdoğan, “Biz yaralarõ saralõm diye uğraşõrken birileri kaşõyor. Yaralarõ açanlarla, kaşõyanlar aynõ yolda” dedi BATMAN (Cumhuriyet) - Başbakan Recep Tayyip Erdo- ğan, Batman mitingine yaklaşõk 10 bin kişi katõlõrken DTP’nin seçim bürosu açõlõşõna katõlõm yaklaşõk 2 katõ oranõnda oldu. Erdoğan DTP’ye yüklenerek “Biz yarala- rı saralım diye uğraşırken biri- leri yaraları kaşımakla meşgul. Yaraları açanlar, kaşıyanlar ay- nı yolda yürüyorlar” dedi. Erdoğan, partisince Batman’õn Diyarbakõr Caddesi’nde düzenle- nen açõk hava toplantõsõ öncesinde geniş güvenlik önlemleri alõndõ. Yaklaşõk 10 bin kişiye seslenen Er- doğan, 29 Mart sabahõnõn “yeni bir Nevruz’un başlangıcı” olacağõnõ ifade etti. AKP’nin 3 temel hare- ket noktasõnõn “hizmet, hukuk, hürriyet” olduğunu iddia eden Erdoğan, şunlarõ söyledi: “Bizim kitabımızda, senlik-benlik davası yoktur. Dışlamak, horlamak yoktur. Biz meseleye insan odak- lı bir anlayışla bakıyoruz. De- mokraside alınan onca mesafe- ye rağmen birileri ‘memlekette yaralar açõk kalsõn, hiç kapanma- sõn’ anlayışıyla hareket ediyor. Biz yaraları saralım diye uğra- şırken birileri yaraları kaşı- makla meşgul. Yaraları açanlar, kaşıyanlar aynı yolda yürüyor- lar. İstiyorlar ki belli bölgeler, belli şehirler, belli sorunlarla daima beraber hatırlansın.” ‘Millet oyunu bozar’ Kendi imtiyazlõ seçkin konum- larõnõ kaybetmek istemeyenlerin, ülkenin huzur bulmasõndan hu- zursuz olduklarõnõ söyleyen Er- doğan, “Bir arada yaşama ira- demiz güçlenirse bu sahnede kendilerine rol verilmeyeceğini iyi biliyorlar. Milletimiz, ken- disine tuzak kuranların oyunu- nu her defasında bozmuştur. Demokrasiye, adalete, sosyal barışa tuzak kuranlar her za- man mahcup oldular. Belli ki suç ve suçlu üreten bataklığın kurumasından endişe duyuyor- lar. Milleti tahrik ederek, pro- paganda yaparak, statükocula- rın, değişim istemeyenlerin ate- şine sürekli odun taşıyanlar mil- letten oy istemiyorlar, milletin rızasını istemiyorlar, adeta mil- letten haraç istiyorlar. Oysa milletten haraç isteyenler, mil- letin gönlüne giremezler” dedi. MİTİNG SONRASI GERGİNLİK - Batman’da AKP’nin mitinginin yapıldığı meydanın 400 metre ilerisinde ise DTP’nin seçim bürosunun açılışı gerçekleştirildi. Açılışa yaklaşık 20 bin kişi katıldı. Açılışların ardından DTP’lilerin konvoyu AKP’nin adayı Ziver Özdemir’e ait otelin önünden geçerken iki taraf arasında tartışma çıktı. Tartışmanın büyümesi üzerine Özdemir’in yakınları havaya ateş açtı. DTP’liler de Özdemir’e ait akaryakıt istasyonunu taşladı. Güvenlik güçleri bölgede geniş önlemleraldı.
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear