Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
CMYB
C M Y B
SAYFA CUMHURİYET 1 MART 2009 PAZAR
4 HABERLER
DÜNYADA BUGÜN
ALİ SİRMEN
Sağlaklar Salakmış
Sevgili,
Gazetelerde kimi haberler ikide bir yinelenir. Bun-
lardan en aklımdan çıkmayanları, karakışta yayımlanan
davetkâr bikinili dilber fotoğraflarıdır ki, şöyle bir de
resim altı yazılır:
“Herkes titrerken, Brezilyalı dilber Michelle güne-
şin ve denizin tadını çıkarıyor.”
Her kış birçok gazetede birkaç kez çıkan bu ha-
berler çok hoşuma gider. Çünkü buradaki “herkes”
sözcüğü pek yaygın ben merkezciliğimizin tipik bir
yansımasıdır. Aslında gerçek, dünyanın yarısının
soğuktan titrediği dönemde, öbür yarısının da sıcaktan
terlediğidir. Ama kuzey yarımkürede oturan gazete-
ci, kendini herkes sanınca olayı böyle ifade etmek-
te bir beis görmez. Zaten aslında yarı çıplak dilber
resmi koymak için bahanedir o resim altı da; hani “Ben
koydum oldu” kabilinden...
Birden fazla rastladığım ilginç haberlerden biri de
solakların daha zeki olduklarıdır.
Bilim adamları nedense bunu ikide bir gündeme
getirirler, gazeteciler de mal bulmuş Mağribi gibi he-
men üstüne atlarlar ya da bilim adamları bu bulgu-
larını bir kez açıklamışlardır da, açıkgöz gazetecinin
biri bunu ikide bir gündeme getirir durur.
Her neyse, solakların sağlaklardan (sağ elini kul-
lananlar) neden daha zeki olduklarının haberde an-
lamadığım gerekçelerinin üzerinde duracak değilim.
Benim asıl merak ettiğim, zekânın tanımının ne ol-
duğudur.
Evet birinin zeki veya aptal olduğuna hangi ölçüt-
lerle karar vereceğiz?
Okuldaki başarı dememiz pek mümkün değil, çün-
kü bunun tersi örneklerle sıkça karşılaşıyoruz.
Büyük bilimsel dehaların bile günlük yaşamda or-
talama zekâlı bir adamı kahkahayla güldürecek saf-
lıkları olduğunu güzel belirten öykülerden biri de şu-
dur:
On dokuzuncu yüzyılın ünlü matematik dehası Al-
man Gauss, bir gün marangozu çağırtmış ve çalış-
tığı sırada iki köpeğinin rahatlıkla bahçeye girip çı-
kabilmeleri için kapıya, hayvancıkların burunlarıyla itip
kullanacakları küçük yaylı kapıcık yapmasını istemiş;
marangoz da büyük köpeğin rahatça geçebileceği
bir tane yaylı kapakçığı yapmış, Gauss bakmış ve
– Peki, demiş, küçük köpeğin kapıcığı nerede?..
Zekânın ölçüsü olarak, yaşamda yükselmeyi alsak
yine bazı garipliklerle karşılaşıyoruz.
Örneğin dünya imparatorluğu ABD’nin “bir nu-
mara”sı olmak eşine az rastlanır bir başarıdır. Ama
daha iki ay öncesine kadar Beyaz Saray’da oturan
Geroge W. Bush’u düşünün!
Herhalde ona zeki diyecek kadar zekâ düzeyi dü-
şük birine rastlamak güçtür.
Ayrıca bir kişinin zeki olduğuna kim karar verecek?
Kişioğlunun kendisi mi?
Eh, atalarımız “Herkes aklını tellala vermiş, sonra
yine kendisininkini beğenmiş” dediklerine göre, çev-
remizi bir süre hikmeti kendinden menkul insanlar sa-
racak demektir.
Eğer kişinin zekâ derecesine toplum karar vere-
cekse, orada da şöyle bir durumla karşılaşabiliriz: Bir
toplum acaba kendi zekâ derecesinin çok üstünde
bir kişinin zekâsını kavrayıp, takdir edebilir, ondan ye-
terince yararlanabilir mi?
Hele hele bu durumda olan birden fazla kişi söz ko-
nusuysa, toplum bu kendini aşanlar arasında han-
gisinin daha üstün olduğunu nasıl anlayacak?
Şimdi ülkemizde, egemen olan demokrasi görü-
şüne göre, kolay bir yanıt bulur, “Çoğunluğun kara-
rına bakarız” dersin. Peki çoğunluk aptalı zeki kıla-
bilir mi?
Ayrıca çoğunluk kendisi gibi düşünmeyeni, dav-
ranmayanı zeki ilan ederse, aynı zamanda kendi ap-
tallığını tescil etmiş olmaz mı?
Görüyorsun Sevgili, solakların daha zeki oldu-
ğundan yola koyulunca işin içinden çıkamaz olduk.
En iyisi biz “Meğer sağlaklar salakmış” deyip işin için-
den sıyrılalım. Çünkü kimse salağın tanımında zeki-
ninki kadar titiz olmaz.
asirmen@cumhuriyet.com.tr
Ali Kalkancõ’ya
Ergenekon sorgusu
İstanbul Haber Servisi - Haramidere’deki fabri-
kasõnda 2 milyon 122 bin adet captagon hap
ele geçirilen sahte şeyh Ali Kalkancı emniyet-
teki sorgusunun ardõndan adliyeye sevk edildi.
İstanbul Adliyesi’ne getirilen Kalkancõ, “Erge-
nekon” soruşturmasõ kapsamõnda yaklaşõk 3
saat sorgulandõ. Ergenekon soruşturmasõ kap-
samõnda serbest bõrakõlan Kalkancõ daha sonra
uyuşturucu haplara ilişkin ifade verdi. “Uyuş-
turucu madde imal etmek ve ticaretini yap-
mak” iddiasõyla tutuklanma istemiyle mahke-
meye sevk edilen Kalkancõ tutuklandõ. Kalkan-
cõ ile birlikte adliyeye sevk edildiği bildirilen
yeğeni S.F’nin de savcõlõkta ifadesinin alõnma-
sõnõn ardõndan serbest bõrakõldõğõ öğrenildi.
Gül torba yasayı onayladı
ANKARA(Cumhuriyet Bürosu) - Cumhur-
başkanõ Abdullah Gül, kamuoyunda torba yasa
olarak bilinen yasayõ onayladõ. Yasaya göre kõ-
sa çalõşma ödeneğinden yararlanma süresi 6
aya çõkarõlacak. Kablolu, kablosuz ve mobil
internet servis sağlayõcõlõğõ hizmetine dair ver-
gi yüzde 15’ten yüzde 5’e indiren yasa ayrõca
1979 veya daha eski model motorlu taşõtlardan
30 Haziran 2010’a kadar hurdaya çõkarõlanlar-
dan vergi ve ceza alõnmamasõnõ da öngörüyor.
Başvurmayan araştırılacak
ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Milli Eği-
tim Bakanõ (MEB) Hüseyin Çelik, Seviye Be-
lirleme Sõnavõ (SBS) ve Parasõz Yatõlõlõk ve
Bursluluk Sõnavõ (PYBS) ile ilgili genelge ya-
yõmladõ. Genelgeye göre, bu sõnavlara başvuru
yapmayan öğrenciler belirlenerek başvuru yap-
mama sebepleri araştõrõlacak, öğrenci ve veli-
lere bu sõnavlarõn önemi anlatõlacak.
Aynõ radyo ve televizyon vericisi, aynõ şirketten 3 gün arayla alõnmõş, ancak fiyatlarõ birbirinden farklõ
İşteTRTihalesindekiskandalFIRAT KOZOK
ANKARA - CHP’li Atilla Kart’õn
gündeme getirdiği TRT’nin verici iha-
lelerinde fiyat skandalõ yaşandõğõ or-
taya çõktõ. Radyo ve televizyon veri-
cileri için 4 ayrõ ihaleye çõkan kurum,
aynõ vericiyi aynõ şirketten, 3 gün
arayla farklõ fiyatlarla aldõ. Ortaya çõ-
kan tablo da “rekabet ortamının so-
nucu” olarak savunuldu.
Cumhuriyet’in edindiği bilgilere
göre TRT bir süre önce radyo ve te-
levizyon vericilerini yenilemek için
ihaleye çõkma kararõ aldõ. Bu çerçe-
vede radyo ve televizyon vericileri ön-
ce iki gruba ayrõldõ, daha sonra da her
bir verici türü için iki farklõ ihaleye
çõkõldõ. Ancak ihaleler sonucunda
ilginç bir tablo oluştu. Çünkü, 22 Ey-
lül 2008’de yapõlan FM inkişaf pro-
jesi ihalesinde 5 kW FM verici için
Nautel firmasõ 32 bin 584 Kanada Do-
larõ (20 bin 163 Avro), DveD firma-
sõ ise 14 bin Avro teklif sundu. İha-
leyi teklif rakamõ daha fazla olmasõ-
na karşõn Nautel firmasõ kazandõ.
Ancak radyo vericisi için çõkõlan
ikinci ihalede ilginç bir farklõlõk
oluştu. 25 Eylül 2008’de yapõlan
Tüplü FM verici yenileme projesi
ihalesinde 5 kW FM verici için ilk
ihaleye de katõlan iki firma teklifle-
rini güncelledi.
Nautel firmasõ, ilk teklifinden yak-
laşõk yüzde 25 oranõnda bir kõrõm ya-
parak 25 bin 500 Kanada Dolarõ (15
bin 779 Euro), DveD firmasõ ise ilk
teklifinden yaklaşõk yüzde 15’lik bir
kõrõmla 12 bin Avro fiyat belirledi. Bu
ihaleyi de 3 gün önceki ihale gibi yi-
ne yüksek teklif vermesine karşõn
Nautel firmasõ kazandõ. Bunun üze-
rine çõkõlan 4 ihaleden 1’ini kazanan
DveD firmasõ ihalelerin tümünün ip-
tali için yargõya başvurdu.
TRT Hukuk Müşavirliği Ankara 10.
İdare Mahkemesi Başkanlõğõ’na gön-
derdiği “B.02.2.TRT.0.61.00.00/”
sayõlõ savunmasõnda aynõ ürünün,
aynõ firmadan, farklõ fiyatlarla alõn-
dõğõnõ kabul etti. Bu farklõlõğõn “re-
kabet ortamının artması sonucu”
oluştuğunu savunan kurum, yazõ-
sõnda teklif rakamlarõnõ sõraladõktan
sonra “Buradan da görüleceği üze-
re, teknik ve hukuki nedenlerle
esasen birleştirilerek bir ihale ko-
nusu yapılması mümkün olma-
masına rağmen, yapılabileceği bir
an için varsayılsa idi dahi, mü-
vekkil kurum 439.208 Kanada
Doları (7 Ocak 2008 tarihli TCMB
döviz kuru baz alındığında
557.994,16 TL zarara uğrayacak-
ken bu meblağ kadar kâra geç-
miştir. Buradan da görüleceği
üzere davacı firmanın iddiası ta-
mamen yanıltıcı, suiniyetli ve mes-
netsizdir” denildi. Bu açõklama,
“İlk ihalede neden rekabet ortamı
oluşturulamadı” sorusunu akõllara
getirdi.
TRT, Ankara 10. İdare Mahkemesi Başkanlõğõ’na gönderdiği savunmasõnda aynõ ürünün
aynõ firmadan, farklõ fiyatlarla alõndõğõnõ kabul etti. Kurum, farklõlõğõn “rekabet ortamõnõn
artmasõ sonucu” oluştuğunu savundu.
AKTARMALI HIZLI TREN
Deneme
seferinde kaza
ANKARA (Cum-
huriyet Bürosu) -
Ulaştõrma Bakanõ Bi-
nali Yıldırım’õn yerel
seçimlerden önce 13
Mart’a yetiştirilmesi
için talimat verdiği hõz-
lõ trenin, önceki hafta
deneme seferi sõrasõnda
maddi hasarlõ kaza yap-
tõğõ öğrenildi. Türkiye
Cumhuriyeti Devlet
Demiryollarõ (TCDD),
Cumhuriyet’in iki ka-
naldan teyit ettiği kaza
ile ilgili sorularõna ya-
nõt vermekten kaçõndõ.
Hükümetin yerel se-
çim malzemesi olarak
kullanmak istediği hõz-
lõ trenin yapõm çalõş-
malarõ tamamlanmadõ-
ğõ için Ankara-İstan-
bul seferini yapacak
yolcularõn Eskişehir’de
hõzlõ trenden inip, nor-
mal trene aktarma yap-
malarõ gerekecek.
Edinilen bilgilere gö-
re deneme seferi ya-
pan hõzlõ tren, 20 Şubat
Cuma günü Ankara
Sincan’daki hemzemin
geçitte bir arabaya
çarptõ. Maddi hasar
meydana gelen kazaya
Ulaştõrma Bakanõ Yõl-
dõrõm’õn “çok sinir-
lendiği ve her şart al-
tında trenin, hükü-
metin söz verdiği 13
Mart’ta sefere başla-
ması için talimatını
yinelediği” belirtilir-
ken, TCDD’nin teknik
kadrosunun tren sefe-
rinin bu tarihe yetiş-
meyeceği görüşünde
olduklarõ öğrenildi.
Cumhuriyet’e bilgi
veren bir kaynağa göre
hõzlõ trenin İstanbul-
Ankara seferi şöyle ya-
põlacak: “Hızlı tren
hattı Ankara Esen-
kent ile Eskişehir Ha-
sanbey arasında bitti.
Dolayısıyla İstanbul
Haydarpaşa’dan kon-
vansiyonel (normal)
trene binecek yolcu-
lar, bu trenle Eskişe-
hir’e kadar gelecek.
Burada aktarma ya-
parak hızlı trene bi-
necekler ve Hasan-
bey’e kadar normal
hız sınırında gittik-
ten sonra, Hasan-
bey’den hızlı tren yo-
luna girerek Ankara
Esenkent’e kadar gi-
decekler. Hızlı tren,
Esenkent’ten yol ya-
pım çalışmaları ta-
mamlanmadığı için
yine eski yolda mev-
cut hız sınırlarında
Ankara Garı’na ka-
dar da normal tren
yolundan gelecek. An-
kara-Eskişehir arası-
nı 3 saatten 1 saat 10
dakikaya indirecek-
lerse, hız sınırlarını
zorlayacaklardır.”
Bundan önce, hükü-
metin hazõr olmadan
uygulamaya soktuğu
hõzlandõrõlmõş trenin 22
Temmuz 2004 tarihin-
de Pamukova’da yap-
tõğõ kazada 39 kişi öl-
müş, ilgili cumhuriyet
savcõlõklarõnõn görev
verdiği bilirkişi rapor-
larõna göre, üst yapõda
yeterli bakõm ve onarõ-
mõnõn yapõlmamasõnõn
kazaya etkisinin 8’de 4
olduğu belirtilmişti.
Ankara Cumhuriyet
Savcõlõğõ’nõn TCDD
Genel Müdürü Süley-
man Karaman hak-
kõndaki soruşturma ta-
lebine önce izin ver-
meyen Ulaştõrma Ba-
kanõ Binali Yõldõrõm,
daha sonra kamuoyu
baskõsõ olunca Kara-
man’õ usule aykõrõ ola-
rak görevden almõş,
Karaman da yargõya
giderek göreve iade
edilmişti.
Hükümetin tamam-
lanmadan hizmete sok-
mayõ hedeflediği hõzlõ
trenin maksimum hõzõ
saatte 250 kilometreye
kadar çõkabilirken,
Fransa, Japonya gibi
ülkelerdeki hõzlõ tren-
lerin süratleri saatte 600
kilometreye yaklaştõ.
Fransa’daki hõzlõ treni
işleten şirket olan TGV,
1976’da Paris-Lyon
arasõnõ 2 saat 40 daki-
kaya indirecek şekilde
saatte 260 km giden
hõzlõ trenlerle sefere
başladõ. Geçen yõl ya-
põlan deneme sürüşün-
de TGV, saatte 575 km
hõza ulaştõ. Japonya’da
da 1964’te Shinkansen
hattõnda saatte 260 km
gidebilen trenlerin hõz-
larõ saatte 300 km’ye
çõkarõldõ. Raylarõn bir-
kaç milim üstünde ray-
lara değmeden giden
manyetik Maglev tren-
leri ise deneme sürüş-
lerinde saatte 581
km’ye ulaştõ.
Cindoruk: Menderes’in
avukatıydım demedim
ANKARA (Cumhuriyet Büro-
su) - Eski TBMM Başkanõ Hüsa-
mettin Cindoruk, hakkõndaki “Ad-
nan Menderes’in avukatlığını yap-
madı” yönündeki haber-
lere ilişkin olarak, “Ben
hiçbir zaman böyle bir
şey söylemedim zaten.
Mahkeme kayıtları du-
ruyor. Ben dönemin
Meclis Başkanı Refik
Koraltan, dört bakan ve
milletvekillerinin avu-
katlığını yaptım, ortak
savunmanın 30 sayfası-
nı yazdım” dedi.
Cindoruk, 28 Şubat sü-
recinde DYP’den istifa-
larda rol aldõğõ, kurulan
Demokrat Türkiye Partisi’nin (DTP)
genel başkanlõğõnõ yaptõğõ ve “Yas-
sıada yargılamalarında Adnan
Menderes’in avukatlığını yaptığı
yönündeki bilgileri yalanlamadı-
ğı” yönündeki suçlamalarõ değerlen-
dirdi. Yassõada yargõlamalarõndaki
mahkeme tutanaklarõnõn mevcut ol-
duğunu belirten Hüsamettin Cindoruk,
“Ben hiçbir zaman Ad-
nan Menderes’in avu-
katlığını yaptım deme-
dim. Ben Menderes’in
arkadaşlarının avukatlı-
ğını yaptım” diye konuş-
tu. Cindoruk, şunlarõ söy-
ledi: “Ben yargılamada
18 kişinin avukatlığını
yaptım. O günlerde hem
avukatlık yaptım hem
de hapis yattım, mahke-
meye hakaretten... Mah-
keme kayıtları ortada.
Ortak savunmanın 30
sayfasını yazdım. Allah’tan hâlâ
hayatta olan arkadaşlar var. Sa-
nıklar Meclis Başkanı Refik Ko-
raltan, dört bakan, milletvekilleri
var avukatlığını yaptığım.”
‘ORTAK SAVUNMANIN 30 SAYFASINI YAZDIM’
Balkız: Madımak’ta kebap
yerine seramik satılacak
ANKARA (Cumhuriyet Büro-
su) - AKP hükümeti bir süre önce
gündeme getirdiği “Alevi açılı-
mını” unuttu. Alevi Bektaşi Fede-
rasyonu (ABF) Genel
Başkanõ Ali Balkız hü-
kümetin, Alevilerin ta-
lepleri konusunda adõm
atmamasõnõ, “Samimi
olmadığını gösteriyor”
sözleriyle değerlendirdi.
Antalya İdare Mahke-
mesi’nin bir çiftin ço-
cuklarõnõn zorunlu din
dersinden muaf tutul-
masõ yönünde aldõğõ ka-
rarõn ardõndan Alevilerin
talepleri bir kez daha
gündeme geldi. Aleviler,
“Cemevlerinin ibadet merkezi
olarak tanınması, zorunlu din
derslerinin ve Diyanet İşleri Baş-
kanlığı’nın kaldırılması, Madı-
mak Oteli’nin müzeye dönüştü-
rülmesi” taleplerini sõk sõk günde-
me getiriyordu.
Bu amaçla 9 Kasõm’da Ankara
Sõhhiye Meydanõ’nda büyük bir
miting de düzenlemişler-
di. Ancak AKP Alevilerin
taleplerinden sadece Ma-
dõmak Oteli sorununu
çözmeye yönelik bir adõm
attõ. O da sõnõrlõ kaldõ.
Sadece Madõmak Ote-
li’nin altõndaki kebapçõnõn
buradan taşõnmasõ sağ-
landõ.
Alevi Bektaşi Federas-
yonu Genel Başkanõ Bal-
kõz, Madõmak’õn müze
olmasõnõn Kültür Bakan-
lõğõ’nõn kararõyla olabile-
ceğini anõmsatarak, “Kebapçıyı
oradan taşıdılar ve orayı DÖ-
SİM mağazası yapacaklar. So-
nuçta kebap yerine seramik satı-
lacak” dedi.
AKP’NİN ALEVİ AÇILIMINDAN SES YOK
UYUŞTURUCUDAN TUTUKLANDI
BATMAN
Çalõşan
hastaneye
açõlõş yaptõ
ANKARA (Cumhuri-
yet Bürosu) - Partisinin
mitingi için devlet olanak-
larõnõ kullanarak gittiği
Mardin’de aylar önce hiz-
met vermeye başlayan Ar-
tuklu Üniversitesi rektör-
lük binasõ ile aynõ binadaki
Atatürk Kültür Merke-
zi’nin “sözde” açõlõşõnõ ya-
pan Başbakan Recep Tay-
yip Erdoğan, dün de Bat-
man’da içerisinde hastala-
rõn yattõğõ, bir aydõr hizmet
veren Batman Bölge Dev-
let Hastanesi’ni açtõ.
Başbakan Erdoğan, 23
Şubat Pazartesi günü se-
çim mitingi için gittiği
Mardin’de Artuklu Üni-
versitesi rektörlük binasõ
ile aynõ binadaki Atatürk
Kültür Merkezi’nin açõlõ-
şõnõ yapmõştõ. Ancak daha
sonra iki binanõn da aylar
önce hizmet vermeye baş-
ladõğõ, hatta buralarda ger-
çekleştirilen etkinliklerin
valiliğin resmi internet si-
tesinde yayõmlandõğõ orta-
ya çõkmõştõ.
İkinci açılış
Açõlõşlarõn devlet ola-
naklarõnõ kullanmak için
“bahane” edildiğini tüm
netliğiyle ortaya koyan bu
tablonun tartõşmalarõ sü-
rerken Başbakan’õn dünkü
durağõ Batman ve Siirt ol-
du. Önce Batman’da halka
seslenen Erdoğan, daha
sonra Batman Bölge Dev-
let Hastanesi’nin önünde
gerçekleştirilen toplu açõ-
lõş törenine katõldõ. Erdo-
ğan, burada 6 gün önce
Mardin’de yaptõğõ gibi za-
ten açõk olan bir hastaneyi
bir kez daha açtõ.
‘Yaraları kaşıyorlar’
DTP’yi eleştiren Erdoğan, “Biz yaralarõ saralõm diye uğraşõrken
birileri kaşõyor. Yaralarõ açanlarla, kaşõyanlar aynõ yolda” dedi
BATMAN (Cumhuriyet) -
Başbakan Recep Tayyip Erdo-
ğan, Batman mitingine yaklaşõk 10
bin kişi katõlõrken DTP’nin seçim
bürosu açõlõşõna katõlõm yaklaşõk 2
katõ oranõnda oldu. Erdoğan
DTP’ye yüklenerek “Biz yarala-
rı saralım diye uğraşırken biri-
leri yaraları kaşımakla meşgul.
Yaraları açanlar, kaşıyanlar ay-
nı yolda yürüyorlar” dedi.
Erdoğan, partisince Batman’õn
Diyarbakõr Caddesi’nde düzenle-
nen açõk hava toplantõsõ öncesinde
geniş güvenlik önlemleri alõndõ.
Yaklaşõk 10 bin kişiye seslenen Er-
doğan, 29 Mart sabahõnõn “yeni bir
Nevruz’un başlangıcı” olacağõnõ
ifade etti. AKP’nin 3 temel hare-
ket noktasõnõn “hizmet, hukuk,
hürriyet” olduğunu iddia eden
Erdoğan, şunlarõ söyledi: “Bizim
kitabımızda, senlik-benlik davası
yoktur. Dışlamak, horlamak
yoktur. Biz meseleye insan odak-
lı bir anlayışla bakıyoruz. De-
mokraside alınan onca mesafe-
ye rağmen birileri ‘memlekette
yaralar açõk kalsõn, hiç kapanma-
sõn’ anlayışıyla hareket ediyor.
Biz yaraları saralım diye uğra-
şırken birileri yaraları kaşı-
makla meşgul. Yaraları açanlar,
kaşıyanlar aynı yolda yürüyor-
lar. İstiyorlar ki belli bölgeler,
belli şehirler, belli sorunlarla
daima beraber hatırlansın.”
‘Millet oyunu bozar’
Kendi imtiyazlõ seçkin konum-
larõnõ kaybetmek istemeyenlerin,
ülkenin huzur bulmasõndan hu-
zursuz olduklarõnõ söyleyen Er-
doğan, “Bir arada yaşama ira-
demiz güçlenirse bu sahnede
kendilerine rol verilmeyeceğini
iyi biliyorlar. Milletimiz, ken-
disine tuzak kuranların oyunu-
nu her defasında bozmuştur.
Demokrasiye, adalete, sosyal
barışa tuzak kuranlar her za-
man mahcup oldular. Belli ki
suç ve suçlu üreten bataklığın
kurumasından endişe duyuyor-
lar. Milleti tahrik ederek, pro-
paganda yaparak, statükocula-
rın, değişim istemeyenlerin ate-
şine sürekli odun taşıyanlar mil-
letten oy istemiyorlar, milletin
rızasını istemiyorlar, adeta mil-
letten haraç istiyorlar. Oysa
milletten haraç isteyenler, mil-
letin gönlüne giremezler” dedi.
MİTİNG SONRASI GERGİNLİK - Batman’da AKP’nin mitinginin yapıldığı meydanın 400
metre ilerisinde ise DTP’nin seçim bürosunun açılışı gerçekleştirildi. Açılışa yaklaşık 20 bin kişi katıldı.
Açılışların ardından DTP’lilerin konvoyu AKP’nin adayı Ziver Özdemir’e ait otelin önünden geçerken
iki taraf arasında tartışma çıktı. Tartışmanın büyümesi üzerine Özdemir’in yakınları havaya ateş açtı.
DTP’liler de Özdemir’e ait akaryakıt istasyonunu taşladı. Güvenlik güçleri bölgede geniş önlemleraldı.