26 Aralık 2024 Perşembe Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
leyla.tavsanoglu@cumhuriyet.com.tr SAYFA CUMHURİYET 1 MART 2009 PAZAR 12 PAZAR KONUĞU CMYB C M Y B Columbia ve Georgetown üniversiteleri öğretim üyesi, fahri İstanbullu Dr. David Cuthell’den Türkiye’ye çağrõ: Dr. David Cuthell tam bir İstanbul âşõğõ. ABD Dõşişleri Bakanlõğõ’nda diplomat olan babasõnõn İstanbul’a atandõğõ yõllarda Rumelihisarõ’nda Ahmet Vefik Paşa Kütüphanesi’nin yanõndaki evlerini anlata anlata bitiremiyor. “O zamanlar ne köprü vardı, ne bir şey. Boğaz’ın manzarasına bakmaya doyum olmazdı” diyor. Evlendikten sonra da eşiyle balaylarõnõ İstanbul’da geçirdiklerini, eşinin de İstanbul’a âşõk olduğunu anlatõyor. İlerleyen yõllarda da yaz tatilleri için Türkiye’ye gelmişler. Aradan geçen 20 küsur yõl sonra ise Dr. Cuthell bir gün kararõnõ vermiş. Arnavutköy’de küçük bir daire satõn almõş. “Artık İstanbul’da bir evim var. Bundan eşim ve ben büyük mutluluk duyuyoruz” derken gözlerinin içi gülüyor. Tam da bu noktada yõllar önce İstanbul’da tanõşmamõzõ, saatler süren konuşmamõzõ anõmsõyor. “Kısmet mi kader mi, bilmiyorum ama Columbia Üniversitesi’nde Türk Araştırmaları Enstitüsü Direktörü oldum” diyor. Dr. Cuthell’la söyleşimiz şöyle gelişiyor: Siz ABD’de Türkiye uzmanı bir akademisyen olarak Türkiye’nin özellikle yeni bin yılla birlikte nasıl bir değişim geçirmekte olduğunu düşünüyorsunuz? D.C. - 1999’dan beri olanlar Türkiye Cumhuriyeti tarihinde meydana gelen en derin değişimlerdir. Bir kere bu değişim ve gelişmelerin yüzde 80’inin çok iyi olduğunu söyleyebilirim. Siyasi alanda çokseslilik hâkim. Eğitimde ciddi gelişmeler kaydedildi. Özellikle finans sektörü olmak üzere ekonomide de gelişmeler oldu. Durum mükemmel mi, diye soracak olursanõz.. Hayõr. Daha almanõz gereken çok yol var. Obama’da dinleme yeteneği var - İyi de ekonomi sizce ne kadar iyi? - Bunda iç dinamiklerin suçu yok. Büyük ölçüde ekonominiz küresel finans krizinden etkilendi. Beni Türkiye’de en çok heyecanlandõran da eğitimin artõk Türkiye’de içselleştirilmiş bir değer haline gelmesi. Türkiye’de genç kuşak ABD’dekinden daha fazla küreselleşmenin ne anlama geldiğini anlõyor. Bütün bunlarõ yakõndan görüyorum. Çünkü Robert Kolej Mütevelli Heyeti üyesiyim. Dünyanõn en büyük mutluluğu bu enerji dolu gençlerin sorgulayan beyinleriyle hedeflerine ulaşmak istemeleri. Amerikan gençliği böyle değil. Türkiye’nin gerçek zenginliği bu genç insanlarõ. Siyasette zaman zaman yapõlan yanlõşlarõn üstesinden gelinmesini zaman içinde bu gençler başaracaklar. Bu genç kuşak sayesinde Türkiye’nin geleceği çok parlak olacaktõr. Yõllar önce sizinle tanõştõğõmõzda İstanbul’da bir ev tutmuştum. Ev Salih ve Nursuna Memecan’a aitti. O zaman bir tek o evleri vardõ. Şimdi bir sürü eve sahipler. Çok iyi dost olduk. - Peki, Obama dönemiyle birlikte ABD Yönetimi’nin Türkiye ve bu bölgeye yaklaşımı sizce nasıl olacak? - Bir kere Obama Yönetimi’nin Bush Yönetimi’nden daha kötü olacağõnõ düşünmüyorum. Bush Yönetimi ABD tarihinin en kötülerinden birisiydi. Yalnõz, beğenirsiniz, beğenmezsiniz, ama Bush Yönetimi bu ülke insanlarõnõn korkularõna gem vurmayõ başardõ. Amerikalõlar olarak bizler kendimizi korkulara kaptõran bir ulus değiliz. Evet, çok zor bir süreçten geçtik. ABD’nin Irak’ta yaptõklarõnõn temelinde içe kapanõk bir perspektifin etkisi vardõr. Çünkü biz bir kõta ülkeyiz aynõ zamanda. Olup bitenler konusunda ne düşündüğümüz bize hiç sorulmadõ. Sorulsaydõ bile iç siyasete odaklanmõş kişiler tarafõndan zaten sözlerimiz dinlenmeyecekti. 11 Eylül’de New York’ta meydana gelen o korkunç olaylarda arkadaşlarõm öldü. Ama o olaylarda New York halkõ ülkenin öbür yörelerinin aksine korku içinde tepki vermedi. Bush’u da desteklemediler. Obama’yla yeni bir fõrsat yakaladõk. Ben Obama’ya “genç adam” diyorum. Çünkü çok genç gösteriyor. Bu genç adam çok geniş bir entelektüel birikime sahip. Başkalarõnõn neler söylediğini dinleme yeteneğine sahip. Sorgulayan bir beyni var. Bush ise böyle değil. Hatta kendisi de öyle olmadõğõnõ çeşitli konuşmalarõnda söyledi. Belki açõkça “entelektüel değilim” demedi ama olmadõğõ zaten belliydi. Biz içe dönük bir milletiz - Üstelik Obama bir hukukçu ve hukuka saygılı olduğu yazılıyor… - Evet. Hem iç hukuku hem de uluslararasõ hukuku çok iyi biliyor. Ben Obama’nõn danõşmanõ olsaydõm ona İstanbul’a gitmesini ve (Bunu Türkçe söylüyor) “Ne mutlu arkadaşlarımız Türkler diyene” demesini salõk verirdim. Obama’nõn işleri düzeltme şansõ var. Umarõm bunu yapar. Türklerin bir şeyi çok iyi bilmeleri gerekir. Bir kere biz Amerikalõlar içe dönük bir milletiz. Ayrõca yapõlan pek çok şeyi de kasõtlõ olarak yapmayõz. Amerikalõlar Türklerin dostudur; Türkleri severler. ABD’de Türklere karşõ düşmanlõğa, hasmane duygulara yer yoktur. Ayrõca ABD’de yaşayan Türk toplumu öbür yabancõ topluluklara kõyasla en iyi karşõlanan ve kabul gören toplumdur. Türkiye’de yaşayan Türkler de ABD’nin hedef ve niyetleri konusunda paranoyaya kapõlmaktan vazgeçmelidir. Evet, Bush Yönetimi döneminde birtakõm şahsiyetler -ki onlarõn kim olduklarõnõ biliyoruz- birtakõm işler çevirdiler. Ama bu dönemde bunlar olmayacak. Baba Bush döneminde ABD kuvvetleri Bağdat kapõlarõndan döndüklerinde Dick Cheney, Bağdat’a neden girilmediği sorusu üzerine şu ilginç yanõtõ vermişti: “Bağdat’a girmiş olsaydık ya mezhepler arası çatışmaların ortasında kalacak ya da o bataklığa gömülecektik.” Oysa oğul Bush döneminde ise Cheney’nin hiçbir zaman yapõlmamasõ gerektiğini söylediğinin yapõlmasõ da düşündürücüdür. Ama burada bir noktaya dikkatinizi çekmek istiyorum. Bunu ben, Türkiye’de yaşayan sizler biliyoruz. Ama buradaki Amerikalõlar bilmiyor. O da Amerikalõlarda hiçbir kavram olmadõğõdõr. Orta Batõ’da yaşayan insanlarõ ele alalõm. Et, buğday fiyatlarõnõ bilirler. Chicago Bears takõmõnõn bu yõl futbol liginde nasõl performans göstereceğini tartõşõrlar. Onlarõn radar ekranlarõ ancak bu kadar sõnõrlõ bir alanõ kapsar. Türkler Amerikalõlara kõzarken Amerikalõlarõn kendi kendileriyle dolu olduklarõnõn da ayõrdõna varmalarõ gerekiyor. Dõş dünyaya tamamõyla kapalõlar. Askerlerimiz Irak’a gidince Bağdat’ta neler olup bittiğinin farkõna vardõlar. AmerikalõlarsözdesoykõrõmtasarõsõnaTürklerinnekadarduyarlõolduğunubilmiyor - Obama ve ekibinin Kongre’de bekleyen sözde Ermeni soykırım tasarısıyla ilgili kendilerini bağlayan sözlerini biliyoruz. Bu dönem, tasarı Kongre’den geçebilir mi? - Bir kere Türkiye’de şunun bilinmesi lazõm. Amerikalõlarõn bu soykõrõm iddialarõ konusunda hiçbir bilgileri yok. Bir de bu tasarõnõn Türkiye açõsõndan ne kadar duyarlõ olduğu konusunda da bir fikir sahibi değiller. Bunun Türkiye’de nasõl tepkilere yol açabileceğini düşünemiyorlar. Tasarõ tamamõyla siyasi bir hamledir. Bu tasarõyõ gündeme getirmeye çalõşanlar da çok güçlü olan Ermeni lobisidir. Bu lobi pek çok Kongre üyesinin kampanyasõna parasal destek vermektedir. Ermeni lobisi çok etkilidir ve yõllardõr da bu kampanyalara verdikleri destek bilinir. Şimdi bir Türk lobisinin başlangõç belirtileri var. Ama Türk lobisi daha çok perde arkasõnda hareket ediyor. Tekrar ediyorum. Bu Ermeni soykõrõm tasarõsõ tamamõyla siyasidir. Bunun ne ilkelerle ne de Amerikan bakõş açõsõyla ilgisi vardõr... Bugün Amerikalõlarõn gündemindeki maddelerde Ermeni soykõrõm tasarõsõ yok. Amerikalõlar işlerini kaybetme, benzin fiyatlarõnõn artmasõ endişesi içindeler. Amerikan halkõnõn yüzde 99.9’unun 1915’te yaşananlara hiçbir ilgisi yok. Kongre’de onlarca yõldõr bu tasarõ gündeme getirilir. Bu kez umarõm yeniden getirmezler. Öte yandan Ermenilerde de bir değişiklik oldu galiba. Eskisine kõyasla müzakere etmeye daha yatkõn görünüyorlar. Diyalog her zaman iyidir, derim. - Peki, tasarı geçerse ne olur? - Hiçbir anlama gelmeyecektir. Zaman içinde o bizim ayõbõmõz olur. Çünkü ilke olarak tarihi yasa yapõcõlar tartõşmazlar. Tarih bilim insanlarõnõn işidir. Ama Türkiye’de şunun çok iyi anlaşõlmasõ lazõm: Ermeni lobisinden kampanya desteği alan ve 1915’te ne olup bittiğini hiç bilmeyen Kongre üyeleri gidip oy vereceklerdir. Ermeni lobisi ve Türkler dõşõnda Amerika’da hiç kimse bu konuyla ilgilenmiyor. Politikacõlar ucuz siyasete bayõlõr - İyi de.. Amerikalılar bu kadar mı cahil? - Bakõn. Amerikalõlar coğrafyadan da anlamaz. Biz iyi insanlarõz. İçimizde habislik yok. Ama Türklerin Amerika’ya bakõşlarõ böyle değil. Bu da beni çok üzüyor. Çünkü çok yanlõş bir bakõş açõsõ. Bu bakõş açõsõ ve tavõr gerek Türkiye gerekse ABD için yararlõ değil. ABD’yi Türkiye’de düşman gibi göstermeye çalõşanlar ya bunu kasten yapõyorlar ya da çok cahiller. Türkiye’yi bilen, tanõyan Amerikalõlar, Türkler ve Türkiye’ye son derece dostça duygular besler. Ama kendi bahçelerinin dõşõna çõkmamõş Amerikalõlarõn Türkiye’den haberleri bile yoktur. - Türkiye’de Amerika’ya karşı hoşnutsuzluğun artması, gerek Bush Yönetimi gerekse de AKP Hükümeti’nin tutarlı olmayan siyasetinden kaynaklanmadı mı? - Bakõn, Bush Yönetimi’nin tutumu ilişkilere çok zarar verdi. Bunu kabul ediyorum. Ama Türkiye’de sorumlu sadece AKP Hükümeti değil. Muhalefet de elinden geleni yaptõ. Politikacõlar ucuz siyasete bayõlõrlar. Beni kaygõlandõran, her iki tarafta da liderlik eksikliğinin oluşu. Gerçek liderlik olmuş olsaydõ toplum kendisine gösterilenin gerçekte böyle olmadõğõnõ öğrenirdi. Ama şunu söylemeliyim ki ABD’yle Türkiye arasõnda çok özel bir ilişki vardõr. Bu noktada Obama’yla ilgili sorunuza geri dönmek istiyorum. Obama Türkiye’ye gitse ve Türklerle tanõşsa ilişkilere son derece yararlõ etkilerde bulunacağõnõ düşünüyorum. Türkiye’yle ABD arasõnda bir ortaklõk olmalõdõr. İki ülke yan yana uyum içinde çalõşabilmelidir. P O R T R E Dr. DAVID CUTHELL ABD Dõşişleri Bakanlõğõ’nda diplomat olan babasõ Filipinler’de görevliyken Manila’da doğdu. Beş yaşõndayken yine babasõnõn görevi nedeniyle İstanbul’a geldiler. Aile Bebek, ardõndan Rumelihisarõ’nda oturdu; 1962’de ABD’ye geri döndü.1968’de babasõ bu kez ABD’nin Ankara Büyükelçiliği’ne müsteşar olarak atandõ. Yaz tatillerini Türkiye’de geçirdi. Kõşlarõ ise ABD’de okula gitti. Phillips Academy ve Yale Üniversitesi’nden mezun olduktan sonra Columbia Üniversitesi’nde İşletme dalõnda yüksek lisans derecesini aldõ. New York’un ünlü borsa merkezi Wall Street’te yõllarca mali piyasalarda çalõştõ. 2005’te iş dünyasõnõ bõrakarak New York’taki Columbia Üniversitesi’nde tarih doktorasõnõ yaptõ. Tezinin konusu 19. yüzyõlda Kafkaslar ve Kõrõm’dan Osmanlõ İmparatorluğu’na göç eden Müslümanlarõn Anadolu’da yarattõklarõ değişim. Columbia Üniversitesi Türk Araştõrmalarõ Enstitüsü Direktörü. Aynõ enstitü ve Ortadoğu Enstitüsü’nde, aynõ zamanda da Washington’daki Georgetown Üniversitesi’nde dersler veriyor. Son olarak da İstanbul’da Robert Kolej Mütevelli Heyeti üyeliğine seçildi. SÖYLEŞİ LEYLA TAVŞANOĞLU - İlgili bir başka taraf da Yahudi lobisi değil mi? Sizce Yahudi lobisi yine Türkiye’nin tezlerini destekleyip tasarının engellenmesi için çaba harcar mı? - Bu yõl tasarõnõn Kongre gündemine getirilmemesi en büyük dileğim. Eğer Ermeni lobisi bunu bu yõl da gündeme getirirse, Ermenistan’daki Ermenilere büyük zarar vermiş olur. Ermenilerin duygularõnõ da anlõyorum. Ama meseleyi halletmenin yolu Türklerle uzlaşarak hareket etmektir. Böyle değil. Ermeni diyasporasõ diyor ki: “Biz akılcı davranıyoruz.” Ben buna inanmõyorum. Türkiye büyük ve dinamik, ABD ise dev bir ülke. Derisi bir filinki gibi kalõn ama.. arada da inceliyor. Yahudi lobisine gelince. Erdoğan’õn Davos’ta Şimon Peres’e çõkõşõ, daha önce Gazze’nin bombalanmasõna gösterdiği sert tepkiler nedeniyle Yahudi lobisi bu işten uzak durursa tasarõ Kongre’den geçebilir. Türkler şunu düşünmeliler: Tasarõ Kongre’den geçerse ne olur? Zaman içinde ve her şeyin üzerinde bu Amerikalõlarõn ayõbõ olur. Fransa’nõn da bu konuda ayõbõ var. Tarihi, yasa yapõcõlarõn eline nasõl bõrakõrsõnõz? Bu konuda siyaset nasõl karar verir? Er ya da geç gerçek ortaya çõkar. Türkiye’de insanlarõn bu konuda soğukkanlõ düşünmelerinde de yarar var. Pek çok kişi 1915’te böyle bir soykõrõm yaşanmadõğõnõ söylüyor. Ama bir şeylerin yaşandõğõnõn da farkõndalar. Türkiye eğer işleri doğal akõşõna bõrakacak olursa, son tahlilde, gerçek Türkiye’nin yanõnda belirecektir. Obama’nõn danõşmanõ olsaydõm ona İstanbul’a gitmesini ve (Bunu Türkçe söylüyor) “Ne mutlu arkadaşlarõmõz Türkler diyene” demesini salõk verirdim. Türkler Amerikalõlara kõzarken Amerikalõlarõn kendi kendileriyle dolu olduklarõnõn ayõrdõna varmalarõ gerekiyor. E R M E N İ L E R T Ü R K L E R L E U Z L A Ş M A L I ABD paranoyasõ yaratmamalõ
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear