24 Kasım 2024 Pazar Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
CMYB C M Y B 9 ŞUBAT 2009 PAZARTESİ CUMHURİYET SAYFA 15 ÇALIŞANLARIN SORULARI/SORUNLARI YILMAZ ŞİPAL Emekli Aylõğõ ve İkramiye: Anayasa Mahkemesi Başkanõ Anayasanõn yargõ bölümünde yer alan “Yüksek Mahkeme- ler”: A. Anayasa Mahkemesi, B. Yargõtay, C. Danõştay, D. Askeri Yargõtay, E. Askeri Yüksek İdare Mahkemesi, F. Uyuşmazlõk Mahkemesi’nden oluşmaktadõr. Anayasanõn 147. maddesi uyarõnca, “Anayasa Mahkemesi on bir asil ve dört yedek üyeden kurulur”. Anayasa Mahkemesi’ne asil ya da yedek üye seçilebilmenin koşullarõ, 2949 sayõlõ Anayasa Mahkemesinin Kuruluşu ve Yargõlama Usulleri Hakkõnda Yasa’nõn “Seçilme yeterliği” baş- lõklõ 3. maddesinde belirtilmiştir. Bu koşullar: “1. Yargıtay, Danıştay, Askeri Yargıtay, Askeri Yüksek İda- re Mahkemesi ve Sayıştay’da başkan veya üye olmak, 2. Kırk yaşını bitirmiş, altmış beş yaşını doldurmamış, yük- seköğrenim görmüş ve kamu hizmetlerinde en az on beş yıl fiilen çalışmış veya yükseköğrenim kurumlarında en az on beş yıl öğretim üyeliği yapmış olmak şartıyla, a) Yükseköğretim kurumlarının hukuk, iktisat ve siyasal bilimler dallarında öğretim üyesi; veya b) Yükseköğretim Kurulu başkan veya üyesi veya Yük- seköğretim Kurumu rektör veya dekanı veya müsteşar, müs- teşar yardımcısı, general, amiral, büyükelçi, bölge valisi ve- ya vali olarak görev yapmak; veya c) Mesleğinde avukat olarak fiilen on beş yıl çalışmış olmak; ve 3. Hâkimlik mesleğine alınmamayı gerektiren bir suçtan hüküm giymemek veya bu gibi suçlardan dolayı ceza ko- vuşturması altında bulunmamak ve hâkimlik mesleğine alınmasına engel bir hali olmamak”tõr. “Yüksek mahkemeler”in ilk sõrasõnda yer alan Anayasa Mah- kemesi, “Başkan ve üyelerinin aylık ve ödenekleri ile diğer mali, sos- yal hak ve yardımlarını” düzenleyen yasa, 2802 sayõlõ Hâkimler ve Savcõlar Yasasõ’dõr. Yüksek hâkimlik tazminatlarõ ise 270 sa- yõlõ yasa hükmünde kararname ile belirlenmiştir. Anayasa Mah- kemesi, Yargõtay, Danõştay, Askeri Yargõtay, Askeri Yüksek İda- re Mahkemesi ve Uyuşmazlõk Mahkemesi, başkan ve üyelerinin sosyal güvenlikleri, 5434 sayõlõ Türkiye Cumhuriyeti Emekli San- dõğõ Yasasõ ile sağlanõr. KİM KİME DUM DUMA BEHİÇ AK behicak yahoo.com.tr TARİHTE BUGÜN MÜMTAZ ARIKAN www.mumtaz-arikan.com (ÇÖPLÜK ÇOCUKLARI) TAYYAR ÖZKAN www.junkidz.com HARBİ SEMİH POROY 9 Şubat SAĞNAK NİLGÜN CERRAHOĞLU Davos’un Esrarı “Davos krizinin arka planını, İsrail-Suriye görüşme- lerinde aramak gerekir!” diyor Stefano Silvestri. Mesele düzayak “seçim yatırımı”; Peres’in parma- ğı, ses tonu vs... değil başka deyişle. İtalya’nın etkili düşünce kuruluşu “Uluslararası İliş- kiler Enstitüsü” Başkanı, Ortadoğu ve Akdeniz uzmanı Stefano Silvestri özetle böyle diyor. Roma’da konuştuğumuz Silvestri, “Kanımca” diye ekliyor; “Görüşmelerde, oku yaydan çıkaran bir şey- ler oldu. Ve ‘ihtiyatlı açılıma’ giren iki ülke (Suriye ve İsrail) birdenbire katı pozisyonlara geri döndüler...” Suriye ‘çifte’ mi oynadı? RTE’nin Davos’ta “Olmert’le; Gazze savaşından dört gün önce Ankara’da yan yana geldiklerini, doğrudan görüşmeler için son ifadeler üzerinde çalıştıklarını söy- lediğini”; tam bu son safhaya gelinmişken Gazze kam- panyasıyla Başbakan’ın çileden çıktığının ve gafil av- landığının anlaşılmış olduğunu hatırlattığımda, Silvestri: “İsrail de bir başka biçimde çileden çıkmış olabilir” ya- nıtını veriyor: “İsrail’de de; ‘Suriye, olası bir uzlaşmaya gerçekten bu denli yakınsa, Hamas neden bize hâlâ roket atmaya devam ediyor?’ şeklinde düşünmüş olabilirler. Uzlaş- maya bu denli yakınlaşan Şam’ın; Hamas roketlerini dur- durması gerekmez mi? Bu noktadan hareketle İsrail Su- riye’nin ‘çifte oyun’ oynadığını düşünmüş olabilir. Bu tipik Ortadoğu öyküsünün merkez üssünde ben, Su- riye ile görüşmelerin yattığı kanısındayım. Arabulucu- luk rolüyle Türkiye kendisini İsrail-Suriye arasında favkalade karmaşık bir oyunun içinde bulmuştur...” “Arabuluculuğa soyunmak hata mıydı?” sorumu İtal- ya’nın Ortadoğu uzmanı; “Erdoğan, bu işin altından kal- kacağını düşünerek yola çıkmış olmalı” diyerek yanıt- lıyor: “Ancak Suriye de, İsrail de zor ‘müşteriler’. Sek- teye uğrayan bu kaçıncı görüşme! Başbakanınız bu zor işe büyük bir prestij ve siyaset yatırımıyla girmiş olmalı. Görüşmelerin, Gazze kampanyasıyla karaya oturma- sı; kendisinde derin düş kırıklığı yaratmış, İslam âleminde prestijinin sarsıldığını düşünmüş ve sarsılan prestijini tamir amacıyla da bu krizi çıkarmış olabilir...” ‘Erdoğan hata yaptı’ “Davos panelini gerçekte Erdoğan’ın talep ettiği an- laşıldı. Kafasında böyle bir ‘prestij tamiri planı’ var idiy- se, kişisel açıdan başarılı olmuş sayılır. ‘Arap sokak- larında’ kahraman ilan edildi...” sözlerime ise Silves- tri’nin tepkisi şöyle: “Evet ama çok riskli bir Ortadoğu tiyatrosu bu. Ken- dinizi en yüksek perdeden getirisi olmayan (İsrail kar- şıtı) pozisyonlara angaje ediyorsunuz. Dış politikanın geleceğini ortaya koyuyorsunuz. Erdoğan bence ha- ta yapmıştır. Zeki bir inisiyatifin başarısızlığa uğrama- sı halinde; nasıl geri dönebileceğini hesap etmemiş- tir. Bu hesabı yaptıysa da, başarısızlığın böyle görü- nür biçimde (Gazze savaşıyla) su yüzüne vurma ihti- malini değerlendirmemiştir. Tüm senaryoları; ince in- ceye değerlendirmeden Ortadoğu’da devreye girmek hatalı ve risklidir. ‘Riskli tiyatro’ ile bunu kastediyorum. Tarih, retorik yükü çok ağır bir tiyatro bu. Gelişmeler kontrol dışına çıktığında, ödemeniz gereken bedeller, tüm beklentilerinizi aşabilir...” ‘Türkiye Ortadoğu değil’ “Ne gibi?” “Batı’da Türkiye’nin farklı yörüngeye girdiği izlenimi yerleşirse, kredibiliteniz yok olur. Henüz o noktada de- ğiliz. Bugünkü tavır ‘olayı soğutalım’ şeklinde. Türki- ye’nin ‘arabuluculuk’ inisiyatifinin ilginç yönü; Anka- ra’nın mevcut yörüngesi içinde belli ölçüde Ortadoğu politikası yapmasına olanak vermesiydi. İnisiyatifin ‘ze- ki’ yanı buydu. Ama başarısız oldu. Türkiye Ortadoğu’ya kayarsa; değer yitirir. Siyasi-ekonomik açıdan Türkiye Ortadoğu ülkesi değil bir defa. Çok daha gelişmiş... Or- tadoğu’yla tek ortak yönü din. İtalyanlar bugün Somali’yi ne ölçüde tanıyorsa; siz de günümüz Ortadoğu’sunu o ölçüde tanıyorsunuz. Yeni Osmanlıcı yaklaşımları bu itibarla gerçekçi bulmuyorum. Türkiye, Avrupa-Rusya- Ortadoğu dünyaları arasında bir ülkedir ve Batı için hâ- lâ çok değerli bir partnerdir. Türkiye büyük ülke. Or- tadoğucu eksen değişimi tüm bölge ülkelerini korku- tur. Mısır ve İran’la aranızda kıyasıya rekabet doğar.” “Başbakan’ın en hararetli tebrikçisi Ahmedinejad ol- du halbuki.” “Ahmedinejad’ın tebriklerini ironiyle okumak gere- kir!” Bir “dış gözlemcinin”; “dış politika” parametreleri üze- rinden yaptığı Davos yorumu -özetle- bunlar. Batı’nın belli başlı tüm düşünce kuruluşları on gün arayla Davos’u muhtemelen hâlâ böyle anlamaya ça- lışıyor. Cesur Fatih Davos fatihi cesur yürek, meğer Süleymaniye’de Türk askerinin başına çuval geçirildiğinde de kükremiş! Ne yapmış? Bush‘u aramış. Bush, umursamamış bile, telefona çıkmamış. Hababam Sınıfı’nın Refüze Ekrem’ine dönen bizimki, pes etmemiş. Serde cesurluk var ya, Cheney’i aramış bu kez. Cheney, tatiline birkaç dakika ara verip fatihimizle yarım ağız görüşmüş. İşte kükreme o anda olmuş: “Benim askerlerimi bırak!” Cheney “Durumları iyi” deyip bizimkisinin gönlünü alıvermiş. Askerlerimizi hemen bırakmışlar mı? Bırakmamışlar. Tutsaktan sayıp sorgulamışlar... Sonra bırakmışlar. Bizim Davos fatihinin, o dönemde müzik notası bile verememesinin asıl nedeni buymuş. Saltanata Son “Belediye Yönetimlerinde Saltanata Son” kampanyası, 1 Kasım’da, tam da saltanatın kaldırıldığı gün başladı. Kampanya şu anda sahipsiz yürütülüyor. Bu işi kimlerin omuzladığı 14 Şubat’ta “Sevgilim Ankara” büyük buluşmasında açıklanacak. Katılan gönüllü çok. Sokaklara çıkartmalar yapıştırıyorlar, gazete çıkarıyorlar, etkinlik düzenliyor, gazetecileri uyarıyorlar. Tek amaçları var: 29 Mart 2009’un Ankara’nın kurtuluş günü olması... Kampanya katılımcıları yarın saat 12.30’da, Ankara beylerbeyinin yaptığı, ancak hiç kullanılmayan bir üstgeçitte, Meşrutiyet Caddesi üstgeçidinde “gün” düzenleyecekler. Günde üstgeçit kısırı var, çay var. Mavi piknik tüpünü, çaydanlığını, demliğini, taburesini kapan orada olacak. Ankara’da saltanata son vermek isteyen herkes bir omuz versin, devrilecek! Çalışma Açılımı CHP Keçiören ilçe örgütü, yerel seçimlere yönelik çalışmalara geçen eylül ayında yerel yönetim komisyonu oluşturarak başladı. Öncelikle, sandık kurullarında görev yapacak 2 bin sandık kurulu üyesi, kendileriyle bire bir görüşülerek görevlendirildi. Keçiören en az 4, en çok 7 mahalleden oluşan 8 ana bölgeye ayrılarak buralarda bölge sorumluları ve onların denetiminde kurulan mahalle komiteleri ve mahalle meclisleri oluşturuldu. Tüm bu görevlendirilenler yaklaşık 6 aydır ev ev dolaşarak alan çalışması yapıyorlar. Ayrıca Keçiören’de, 4 tanesi CHP daimi temsilciliği olmak üzere 15 adet büro kuruldu. Bu bürolarda, sandık kurullarında görev yapacak görevlilere eğitim veriliyor. Keçiören’de adrese dayalı inceleme yapılması sonucu 9 mahallede 12 bin seçmenle ilgili itirazın İlçe Seçim Kurulu’na yapıldığını anımsatan CHP Keçiören İlçe Başkanı Erkun Cengiz, bu çalışmalarındaki hedefleri şöyle saptamış: “Seçmenle, sandığa gitmeden önce en az bire bir yüz yüze görüşmek. Hasta, yaşlı sandığa gidemeyecek durumda olan seçmenlerin sandığa götürülmelerini sağlamak. Seçmen listelerini inceleyerek, küskün ve kırgın seçmenleri ikna ederek oy vermelerini sağlamak. En önemlisi sandıklara sahip çıkarak oylarımızı korumaktır.” CHP’ye, açılım adına saçmalamak yerine Keçiören ilçe örgütü gibi çalışmak yetmez mi? Dışa bağımlı AKP, ekonomik buna- lımın peşinden sürüklenmeye hüküm- lü. Yeni bir çıkış yakalaması da ola- naksız. CHP, bu boşlukta yeni bir si- yasaya liderlik yapamaz mı? Ekonomist Nazif Ekzen, büyük ka- mu yatırımlarının kısa dönemde hızla başlatılması ve asgari 3-4 yıl süre ile yü- rütülebilmesi için Türkiye’nin kaybet- tiği iki temel aracı, Merkez Bankası ile kamu maliyesini yeniden kazanması gerektiğini belirtirken, AKP’nin böyle- sine ayrıksı bir çabaya giremeyeceği- nin şimdiden belli olduğu kanısında. Ekzen’e göre CHP’nin önünde önem- li bir fırsat var: “AKP, dört aydır imalat sanayiinden başlayarak ve giderek şiddetlenen kriz karşısında hiçbir şey yapmayacağını göstermiştir. Türkiye’nin son 10 yıldır süren IMF yakın denetiminden sonra yeniden bir IMF programına muhtaç olması veya ol- duğunun düşünülmesi açıkça hüzün vericidir. Geçmiş 30 yılını bu politikalara terk etmiş olanTürkiye; dış borç yüküyle, de- vam eden dış denge finansmanı so- runlarıyla, dışarıya bütünüyle bağımlı kı- lınmış sanayi sektörüyle, büyüyen iş- sizilik sorunuyla, bugün, 1978-1979 so- nundakinden daha derin bir darboğa- zı yaşamaktadır. IMF denetiminde geçen kesintisiz son on yıllık dönemde ve 1980 sonra- sından bugüne son 30 yıllık dönemde Türkiye’ye dayatılmış olan IMF prog- ramlarının hiçbirisinde CHP sorumlu- luk almamış ve taşımamıştır. Onun dı- şındaki bütün siyasi partiler ve hare- ketler, IMF ile geçen bu otuz yıllık dö- nemin sorumluluğunun taşımaktadır. Önümüzdeki belirsizlik döneminde Türk ekonomisini içinde bulunduğu koşullardan çıkartıp yeni bir yapılan- dırmaya götürmekte CHP önemli bir şansa sahiptir. En azından geçmişinde son otuz yıllık dönemin yanlış politika- larının sicili yoktur. Türk toplumunu as- gari 3-4 yıllık süre ile sıkı bir ekonomik yönetime ve kendi kaynakları ile yeni- den büyümeye geçme projesine ikna edebilir. CHP son otuz yılda somut bir biçimde görüldüğü gibi hiçbir sorunu çözememiş olan yeniden IMF politi- kalarından kopuş için ‘yeni bir progra- ma’ imza atabilir.” Asıl sorun, CHP’nin bu tür bir prog- rama imza atmaya niyetli olup olma- masında. AKP teğet geçti derken, CHP sadece havaya bakıp ıslık çalıyor çünkü... CHP’nin Önündeki Fırsat HAYAT EPİK TİYATROSU MUSTAFA BİLGİN hetiyatrosu@mynet.com nilgun@cumhuriyet.com.tr BULMACA SEDAT YAŞAYAN SOLDAN SAĞA: 1/ Bir gemiye yük- leme ya da boşalt- ma yapmasõ için ta- nõnan süre. 2/ Çin’in para birimi... Gere- ğinden çok yemek yiyen. 3/ Japon lirik dramõ... Sahip... Bir etkinliğin geçici ola- rak durdurulduğu süre. 4/ Amerika’da yaşayan bir papa- ğan cinsi... Evrensel alõcõ olan kan grubu. 5/ Kõ- sõk sesli küçük keman... Pi- rinçle yapõlan bir tür seb- ze yemeği. 6/ Eski Yunan kentlerinde pazaryeri. 7/ Hakkâri’nin eski adõ. 8/ Çabuk ve kolay kavra- yan... Yüz metrekare tuta- rõnda alan ölçüsü birimi. 9/ Bir yasanõn, bir kararõn yürürlüğe girmesine karşõ çõkma hakkõ... Kedi ya da köpek yavrusu. YUKARIDAN AŞAĞIYA: 1/ Arkasõ düz olan bir tür sandal. 2/ Finlandiya’nõn resmi adõ... Bir türde ya da bireyde bulunan, aynõ cinsten baş- ka hiçbir türde ya da bireyde rastlanõlmayan. 3/ Uzaklõk işareti... Tembellik. 4/ Ekin biçildikten sonra toprakta ka- lan köklü sap... “Sakangur” da denilen iri bir kertenke- le. 5/ Makat yoluyla cinsel temas. 6/ “Hayõr” anlamõnda kullanõlan söz... “Gücü” de denilen ve bez tezgâhõnda ip- liği ayarlayan tarak. 7/ Altõndan sopa gösterilir... Sebze fi- desi ve asma çubuğu dikmek için hazõrlanan çukur. 8/ As- ya ile Avrupa’yõ ayõran dağ sõrasõ... Oylumlu. 9/ Mimar- lõkta girişik bezemeye verilen ad. 1 2 3 4 5 6 7 8 9 1 2 3 4 5 6 7 8 9 C İ N R İ K İ Ş A İ R İ N O P A L B O Ş A K E R E E N B R A K Z İ Y A R A U F A B A T M A Ş İ R A N Y A L A K A T S E M E P A R A D E N İ Z 1 2 3 4 5 6 7 8 9 1 2 3 4 5 6 7 8 9 Paylaşım Devlet sanatçısı Macide Tanır, cumartesi günkü köşemizde yer alan ifadelerinde “monşer emeklileri diye” tanımlamasının “monşer emeklileri bile” olarak yayımlandığını görüp üzülmüş. Üzüntüsünü okurlarımızla paylaşmak istedi. Düzeltir, özür dileriz. Ocak 2009 YÖK Anayasa Mahkemesi Başkanı 30 Hizmet Yılı Karşılığı Emekli Aylığı ve Emekli İkramiyesi Ödeme Brimleri Gösterge Katsayı Aylık İkramiye 1) Genel Aylõk (% 80) 1.500 0,053505 64,21 2.407,73 2) Ek Gösterge (% 80) 8.000 0,053505 342,43 12.841,20 3) Kõdem Aylõk (% 80) 500 0,053505 21,40 802,58 4) Taban Aylõk ( % 80) 1.000 0,70840 566,72 21.252,00 5) % 200 Öz. Tazminat (% 80) 9.500 0,053505 813,28 30.497,85 6) Yük. Hakimlik Tazminatõ (%100) 15.000 0,053505 802,58 0,00 7) Temsil Tazminatõ (% 100) 20.000 0,053505 1070,10 0,00 8) Temsil Ödeneği (%100) 0,00 0,053505 0,00 0,00 9) % 4 Ek Ödeme 147,23 0,00 30 Yõl Karşõlõğõ Toplam Aylõk ve İkramiye 3827,94 67.801,35 MASLAK’TA YENİ BİR LEZZET Tike markalarõ olan Why-B zurna ilk olarak aynõ mekânda şimdi 0212 276 60 60 telefon numarasõyla kapõnõzda.
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear