28 Kasım 2024 Perşembe Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
CMYB C M Y B GÜNDEM MUSTAFA BALBAY Baştarafı 1. Sayfada dar büyütün... İşsizlik iki haneli rakamları çoktan geçti, her hane- ye ulaştı; rutin haberlerden biri... Büyük fabrikalar üretime ara veriyor; canım yeniden başlayacaklar zaten, ne var bunda! Sanayide kapasite kullanımı yüzde 60’lara indi; ol- sun, kapasite dediğin ne ki, bir iner bir çıkar... TÜSİAD, “seçimi bırakın, ekonomiye bakın” diye çı- kışıyor; söylesinler, söylesinler, onlar zaten hep böy- ledir! Kredi kartı borcunda patlama var; kara listeye alı- nanları affeden bir yasa çıkartırız, olur biter... Hem, tü- ketici kart almasaydı, bize mi sordu?.. Banka da ver- meseydi... Ekonomiye genel bakış bu. Bereket Türkiye’de güçlü bir sigorta var; aile sigor- tası... Hükümetin yoksulluğu yönetme yardımları bir ya- na, toplumu büyük ölçüde bu ayakta tutuyor! İçeride, dışarıda ekonominin gidişini önceden gören uzmanlar, Türkiye için şunu öneriyorlar: Ne yapın edin IMF ile anlaşma imzalayın. Aksi hal- de daha zor duruma düşebilirsiniz! IMF, adı üzerinde ekonominin sadece finans yanıyla ilgili. Bu nedenle de üretimmiş, sosyal devlet gerek- leriymiş, bunlarla fazla ilgili değil. Hatta bunlara karşı! AKP hükümeti de gidişin farkında, IMF ile anlaşma yapmanın kaçınılmaz olduğunu görüyor ama, bir so- run var: Yerel seçimler! 29 Mart sabahına kadar genel anlamda ekonomi çok öne çıkmamalı. Şu aşamada iyi haberler gelmeyece- ğine göre; diplomasi diliyle, en iyi durum hiç haberin olmadığı durum! Başbakan Erdoğan, krizin artık saklanamaz hale gel- diği ekim ayında şunu söylemişti: “IMF ile masaya otururuz ama, ümüğümüzü sıktır- mayız.” Ekim böyle geçti, kasımda şunu söyledi: “IMF ile anlaşmaya çok yakın bir noktadayız.” Ardından şu demeç geldi: “IMF ile anlaşmaya en yakın noktadayız.” Aralıktaki demeç serisi ise şöyle gelişti: “Yılbaşından önce anlaşmayı imzalamış oluruz.” Derken yılbaşı geldi, ocak geçti. Davos öncesi an- laşma “umudu” belirdi. Olmayınca ekonomiden sorumlu Devlet Bakanı Mehmet Şimşek açıklık getirdi: “Görüşmeler Davos’ta sürecek...” Davos’a da Başbakan açıklık getirdi: “IMF’nin iki şartı var. Bunu kabul etmiyoruz...” Nedir onlar? Başbakan daha da açık konuştu: “Bunları açıklamayayım...” Ekonominin gerçekleri girişte vurguladığımız gibi ama, sanki AKP hükümeti nisan başına dek şöyle bir plan yaptı: 1- Sonunda IMF’nin vereceği sıcak paraya muhtaç olabilirim. Bunu yerel seçimlerden önce ilan etmem le- hime olmaz. 2- Mart ayı başına dek, IMF geldi-geliyor, gitti-gidi- yor, uzlaştık-uzlaşıyoruz havasını sürdürelim, herkesi oyalayalım. 3- Mart ayı ortasında IMF ile şartlı anlaşalım. Seçim öncesi olumsuz hava esmemesini şart koşalım. Tam tersine “Türkiye’nin iyiye gittiğini görüyoruz” demeç- leri vermelerini isteyelim. 4- İş âleminin de “her şey nisandan sonra daha iyi olacak” demesini sağlar, işi sağlama bağlarız. Görünen o ki, gerçek değişmedi... Önümüzdeki nesiller mi önümüzdeki seçimler mi iki- lemini, yine seçimler kazandı! GÜNCEL CÜNEYT ARCAYÜREK Baştarafı 1. Sayfada Bugüne dek Doğu’nun ikiyüzlü iltifatlarına kapıl- mayan, Batı’nın çağdaş kurallarına göre yaşamayı, siyaset yapmayı yeğleyen Türkiye için ne hazin manzara! ABD giderek gerçek yüzünü gösteriyor. Olumlu gö- rünen ilk açıklamaların yerini RTE’nin Davos’taki tu- tumunu onaylamayan, eleştiren açıklamalar alıyor. Yeni ABD yönetimine göre olay “talihsiz”. RTE’nin panelden ayrılması “kolay kabul edilebilir” nitelikte bir olay değil. Bir başka Batılı; Almanya’nın Hıristiyan Sosyal Bir- lik Partisi Genel Sekreteri Gutenberg, “RTE’nin ya- kışık almayan çıkışı, demokratik fikir alışverişinden ka- çıştır” diyor. Newsweek gibi ünlü bir dergi ise “Gazze kam- panyasının ardından Türkiye, kuvvetli bir İsrail ve Ba- tı karşıtı tutumu benimsemiş bulunuyor” diye yazıyor. Batı’da o şöyle dedi bu böyle yazdı diye yolumdan dönecek değilim, diyorsa RTE, sorun yok! Davos’la seçimde önemli bir koz elde etmiş gibi se- vinebilir, anası - yavrusu muhalefet partilerinin dav- ranışını desteklediği için mutlu olabilir. Lakin… …Lakin bin dereden geçmiş, Davos olayı benze- ri olaylardan sonra başta ABD, Batı’nın ülkenin ba- şına umulmadık zamanda çoraplar ördüğünü bilen Süleyman Demirel’in değerlendirmelerine kulak asmak gerekiyor. “Bir bilen” uyarıyor: “Uluslararası meselelerde bir- takım faturalar çıkar. Bu faturaların nerede, ne zaman, nasıl çıktığının çok farkına varamazsınız.” Örneğin 1973’teki Kıbrıs Barış Harekâtı’nı ABD as- la sindiremedi. Harekâtı yapan Ecevit’ten sonra başbakanlığa ge- len Demirel, içinden çıkılması zor askersel ve eko- nomik engellerle karşılaştı. ABD askersel gereksinmelerimize de, el altından ekonomik gereksinmelerimize de ambargo koydu. IMF yüz çevirdi. Batı yardımı yarım yamalak işle- di. Dış tertiplerle boğuşmak zorunda kaldık. Ama RTE ne tarihten ders alır ne de geçmişi ya- şayanların deneyimlerden kaynaklanan uyarılarına önem verir. Burnu havada. Dik yürümekten, Arap ülkeleri so- kaklarında portresinin ellerde dolaşmasından onur du- yuyor. Davos’ta Yahudiye ders vermiş, azarlamış bir başbakan… Yerel seçimlerde şansını yükseltmiş ol- manın gururunu yaşıyor. Yarınların nelere gebe ol- duğuna aldırış etmeksizin.. o sokak bu sokak, o mey- dan bu meydan geziyor. Ola ki İslam dünyasının lideri olma yolunu açtığı için.. Arap liderlerinin kendine karşı duruşlarını kırdığı için.. mutlu! Batı basını (örneğin Bild gazetesi) tutumunun İran Cumhurbaşkanı Ahmedinejad’a benzediğini -oy potansiyelini yükseltmek için- seçim kampanyasın- da anti-İsrail propagandası yaptığını, gözü körelmiş seçmeni de tehlikeli bir yola soktuğunu yazıyor. Evet ama RTE bu yazımlara, bu türden söylemle- re kulak asacak karakterde değil. Gözü dışarıdan gelecek olası tehlikelerde değil: Din iman, türban vs. gibi konularda tam destekçi- si MHP’nin genel başkanı arkasını sıvazlıyor. “Bir an- lık” diye nitelediği Davos eylemini yeterli bulmuyor: “…AB ve Ermenistan ile ilişkiler konusunda da dik duruş sergile” diyor. Sağ eğilimli Die Welt’in dediği gibi; içeride gaza ge- len, “İsrail’e karşı İslam ülkelerinin avukatı rolünü üst- lenen” RTE’yi artık tutabilene aşk olsun! Aldı başını koşuyor. Kayaya çarpıncaya kadar! ankcum@cumhuriyet.com.tr SAYFA3 ŞUBAT 2009 SALI CUMHURİYET 17HABERLERİN DEVAMI İstanbul Y 12 Edirne B 10 Kocaeli Y 13 Çanakkale B 11 İzmir PB 19 Manisa PB 20 Aydın PB 21 Denizli PB 15 Zonguldak Y 10 Sinop B 12 Samsun B 13 Trabzon B 13 Giresun B 14 Ankara B 12 Eskişehir B 11 Konya S 12 Sıvas PB 6 Antalya PB 18 Adana PB 17 Mersin PB 17 Diyarbakır S 9 Şanlıurfa PB 12 Mardin PB 8 Siirt S 9 Hakkâri B - 1 Van B 3 Kars B - 1 Oslo PB - 7 Helsinki PB 0 Stockholm PB 0 Londra PB 5 Amsterdam K 5 Brüksel K 3 Paris K 4 Bonn B 5 Münih PB 9 Berlin PB 6 Budapeşte K 5 Madrid Y 10 Viyana K 3 Belgrad B 11 Soyfa B 14 Roma Y 16 Atina PB 18 Zürih PB 9 Moskova B - 8 Aşkabat Y 7 Astana K - 6 Taşkent Y 7 Bakû Y 7 Bişkek Y 6 Tiflis K 3 Kahire PB 22 Şam B 17 Bütün bölgelerimiz par- çalı çok bulutlu, Trakya ile Çanakkale çevreleri gece ilk saatler, Mar- mara’nın kuzeydoğusu ile Batı Karadeniz sabah saatlerinde, Doğu Ka- radeniz’in iç kesimleri Rize, Hopa ve Ardahan çevreleri öğle saatlerin- den sonra yağışlı geçe- cek. Hava sıcaklığı 2-4 derece artacak. Musevi cemaati tedirgin MELTEM YILMAZ Yahudi Cemaati Sözcüsü ve Şalom gazetesi yazarõ Ivo Moli- nas, Türkiye’deki Yahudilerin ilk kez bu kadar derin nefret söy- lemlerine maruz kaldõğõnõ belir- terek İsrail’in Gazze saldõrõlarõnõn ardõndan toplumda artan antise- mitizmin tehlikeli boyutlara ulaş- tõğõ uyarõsõnda bulundu. Moli- nas, Türkiye’deki medya ile sivil toplum örgütlerinin saldõrõlarõ de- ğerlendirirken tarafsõzlõğõnõ yitir- diğini, son olaylarõn İsrailli yet- kililerden ziyade Yahudi õrkõnõ suçlar bir hale geldiğini söyledi. İsrail’in soykõrõm deneyimi ve çevresindeki 200 milyon Arap nüfusunun üzerinde yarattõğõ bas- kõ nedeniyle aşõrõ savunma ref- leksiyle saldõrganlaştõğõnõ, diğer Arap ülkeleri ile Batõ’nõn Ha- mas’tan kurtulmak adõna İsrail’i öne sürdüğüne inandõğõnõ anlatan Molinas, saldõrõlarõn bu nedenle si- villerin hayatõna da kastederek do- zunu arttõrdõğõnõ söyledi. ‘İsrail’in sivilleri öldürmesi kabul edilemez’ İsrail’i tetikleyen ve ateşkese uymayan tarafõn Hamas olmasõna karşõn İsrail’in sivilleri öldürme- sini savunmanõn mümkün olma- dõğõnõ dile getiren Molinas, sal- dõrõlarõn Türkiye’deki yansõmasõ- nõn “Yahudi yurttaşlar ile İsra- il yönetimi arasındaki farkı or- tadan kaldırmaya yönelik” ol- duğunu belirterek şöyle devam et- ti: “Düşünün, ilköğretim ve li- selerde yapılan saygı duruşla- rında Müslüman çocuklarla birlikte okuyan 4 bin Yahudi ço- cuk kendisini nasıl hissediyor- dur. Küçücük çocukların bey- nine Yahudi düşmanlığını ka- zımak doğru bir yöntem değil. Milli Eğitim Bakanlığı bunun- la da yetinmeyip kompozisyon yarışması düzenlemeyi planlı- yordu. Yaptığımız temaslar son- rasında neyse ki vazgeçildi, ak- si halde çocuklar ‘kim daha kan- lõ resim çizecek, kim daha vahşi söyleme girecek’ konusunda bir- biriyle yarışacaklardı.” Molinas, “İsrail’in saldırıla- rının ardından derinlerde kalan nefret söylemleri yeniden orta- ya çıktı. Anadolu’da Yahudili- ği Ermeni ya da Rumlarla ka- rıştıranlar, Yahudiliği bilme- yenler var. İsrail eleştirileri teh- likeli boyutlara ulaşıyor” dedi. İsrail’in saldõrõlarõnõn ardõndan Türkiye’deki Yahudilere karşõ “TC vatandaşı da olsanız sizi burada istemiyoruz. Keşke sizi ülkemize almasaydık” türünden ifadeler kullanõldõğõnõ anõmsatan Molinas, şunlarõ söyledi: “Bir olaydan yola çıkarak bir ırka varma tehlikesi Türkiye’de ilk kez oluştu. Musevi cemaati çok tedirgin. Başbakan Tayyip Er- doğan’ın arabuluculuk çabala- rı sokakta farklı bir hal aldı, an- tisemitizm şeklinde oldu.” Çiftçiye seçimden önce bir parmak bal HİCRAN ÖZDAMAR İZMİR - Tarõmsal destekleme rakamlarõnõ ge- çen haftalarda yüzde 10 oranõnda aşağõya çeken AKP hükümetinin, ödemeleri yerel seçimden ön- ce yapacağõnõ açõklamasõ üreticileri ikna etmedi. Tepkilerini sandõk başõnda göstereceklerini belir- ten üreticiler, yapõlanlarõn “ağza bir parmak bal çalmak” olduğunu kaydetti. Söke Ziraat Odasõ Başkanõ Muhsin Örnek, üretimi yok sayan anlayõşa karşõ duracaklarõnõ be- lirterek, “Yaptığımız toplantılarda çiftçilerimiz, tepkilerini sandık başında ortaya koyacakları- nı söylüyor. Dünyada yaşanan ekonomik krize karşın önlemler alınıyor. Ancak ülkemizde ön- lemler paketi yok” dedi. Üreticilerin hak ettiği primlerin yüzde 10 ora- nõnda düşürülmesine tepki gösterdiğini söyleyen Örnek, 5 milyar TL dolayõnda tarõmsal destekle- menin tamamõ ödense de yeterli olmayacağõnõ vurguladõ. Örnek, “Seçimler öncesinde çiftçinin ağzına bir parmak bal çalınmak isteniyor. Türkiye’de çiftçilerimiz borçlarını ödeyemedi- ği için intihar ediyor. Çiftçinin durumu iyi de- ğil. İktidarın bunu görmesi gerekir. Çiftçileri- mizin hayatını kaybetmesi ile Türkiye’nin Gazze’den ne farkı kalıyor? Başbakanımızın bunu da görmesi gerekir” diye konuştu. İzmir Ziraat Odasõ Başkanõ Sedat Köse de des- teklemelerin geçen yõllara oranla ciddi oranlarda azaldõğõna dikkat çekerek, yasa hükümlerinin hi- çe sayõldõğõnõ söyledi. Köse, “Tarım Yasası’na göre destekleme primlerinin bütçenin yüzde 1 oranında olması gerekir. Toplam 11 milyar TL destekleme verilmesi gerekirdi. 2009’a gi- rerken 5.5 milyar pay ayrıldı. Üreticilerimizin 2007’den alacakları bulunuyor. Primlerin ürünlerin dikilmeden verilmesi gerekir. Se- çimlerden sonra çiftçilerimizin durumu ne olacak bilmiyoruz. Üreticilerimiz, 2009 sonu- nu görebilecek durumda değil” dedi. Abarttõğõmõ düşünebi- lirsiniz, abartmõyorum, durum bu. Ben sadece be- nim değil, 75 milyon Tür- kiye yurttaşõndan en az 50 milyonun bu durumda ol- duğunu düşünüyorum. Bu 50 milyonu akõlsõz bulabilirsiniz, vakti za- manõnda iyi hesap yap- mamõş olmakla suçlaya- bilirsiniz. Ama ne yapa- lõm, dört iş birden yaptõ- ğõm halde ben bu durum- dayõm,tekişiolanlaryada başka bir iş yapma olana- ğõ bulamayanlar ne ya- pacak? Bugün aklõma sürekli fõkralar geliyor; dedim ya, gülüp oynuyorum. Bir fõr- ka daha: Efendim, karõn- ca bütün bir yaz çalõşmõş, çabalamõş, ambarõnõ ancak doldurmuş ve kõş gel- miş.Buarada cõrcõrböceği de bütün bir yaz o daldan o dala dans edip şarkõsõnõ söylemiş. Karõnca mutlu mesut kõş uykusuna yat- maya hazõrlanõrken kapõ- sõ çalõnmõş, karõnca kim olduğunu tahmin ettiği için gülümseyerek kapõyõ açmaya gitmiş, beklediği cõrcõrböceğiymiş, onun aç kaldõğõnõ ve kapõsõna da- yandõğõnõ düşünüyormuş. Kapõyõ açmõş cõrcõrböce- ği sõrtõnda muhteşem bir kürk kapõda duruyormuş. Şöyle demiş karõncaya: “Şekerim ben Paris’e alışverişe gidiyorum bir şey istiyor musun?” Ka- rõnca şöyle bir bakmõş, “Evet” demiş, “orada La Fontaine diye bir yaza- rın mezarı var, oraya git ve var gücünle bağır niye yalan söyledin, ya- lan yazdın!” Durumlar böyle ya, ben de yõllardõr düşündüğüm bir girişimi hayata geçir- meye karar verdim. Tek istediğim Kadõköy Bele- diyesi’nden bir izin ve bir seyyar köfte arabasõ. Ben arkadaşlarõmõn isteği üs- tüne kafama şallar bağla- yõp uzun etekler ve her za- man taktõğõm iri küpele- rimle yola düşeceğim. İşim köfte ekmek satmak, ama tezgâhõmõzõn önem- li bir özelliği var. Tezgâ- hõmõz Şahmeran resimle- riyle kaplanmõş ve ben her köfte ekmek alana bir hikâye yazõp veriyorum. Tabii sonra Şahmeran köftecisi bir zincir oluyor ve ben artõk sadece hikâ- ye satarak köşemde otu- ruyorum. Muhteşem bir girişim değil mi? Şimdi buna bir sponsor bulmak zorunda- yõm. Şaka bir yana, hissetti- ğim o ki, çok yakõnlarda zenginler istedikleri ka- dar yüksek duvarlõ site- lerde otursalar da sosyal bir patlamadan asla kaça- mayacaklar. Yoksulluk ve yolsuzluk ülkenin tüm ana damarlarõna girmiş du- rumda. Ne Davos ne de Ergenekon bunu örteme- yecek. Ayrõca deniz bitti. Baştarafı Arka Sayfada Serseme Döndüm Sözcü Molinas, Türkiye’deki Yahudilerin ilk kez bu kadar derin nefret söylemlerine maruz kaldõğõnõ belirterek antisemitizmin tehlikeli boyutlara ulaştõğõnõ vurguladõ Saldırıda çevredeki işyerleri zarar gördü, dükkânların camları ve kepenkleri kırıldı. Adana’da PKK yandaşlarõ Şûra- Der’e molotofkokteyli ve taşlarla saldõrdõ. Çõkan kavgada çok sayõda kişi yaralandõ Hizbullah-PKK kavgası ADANA (Cumhuriyet Bürosu) - Terör ör- gütü PKK yandaşlarõ, dinci terör örgütü Hiz- bullah’a yakõnlõğõyla bilinen Şûra-Der’e mo- lotofkokteyli ve taşlarla baskõn düzenledi. Bö- lücü terör örgütü lehine slogan atan PKK yan- daşlarõyla tekbir getiren Hizbullah yandaşla- rõ arasõnda çõkan kavga sonucu çok sayõda ki- şi yaralandõ. Olaylar sõrasõnda camlarõ ve ke- penkleri zarar gören esnaf ise örgütlerin seçim öncesinde birbirine düştüğünü söyledi. Yasal zeminde örgütlenmeye hõz veren Hizbullah’a yakõnlõğõyla bilinen Toplumsal Da- yanõşma ve Şûra Derneği binasõna (Şûra-Der) önceki gece, PKK yandaşlarõ baskõn düzenledi. PKK sempatizanlarõ, Kürt kökenli yurttaşla- rõn yoğun olarak yaşadõğõ Barbaros Mahalle- si Emin Ağa Caddesi üzerindeki Şûra-Der bi- nasõna molotofkokteyli ve taşlarla saldõrdõ. Lastik yakõp caddeyi trafiğe kapatan bölücü terör örgütü sempatizanlarõ, PKK ve Abdul- lah Öcalan lehine slogan attõktan sonra Şû- ra-Der binasõnõ tahrip etmek istedi. Baskõn sõ- rasõnda bina içerisinde bulunan Mustazaflar ile Dayanõşma Derneği Adana Şube Başkanõ Abdülkadir Turgay’õn da aralarõnda olduğu dernek üyeleri, dõşarõdan gelen sakallõ ve cüppeli kişilerin de desteğiyle PKK yandaş- larõna karşõlõk verdi. Yaşanan taşlõ-bõçaklõ kav- gada çok sayõda kişi hafif şekilde yaralandõ. Olayõn duyulmasõnõn ardõndan Adana Em- niyet Müdürlüğü’ne bağlõ Terörle Mücadele Şubesi ekipleri ve panzerlerin gelmesiyle gruplar ara sokaklara kaçarak dağõldõ. Dernek binasõ önünde toplanan çok sayõda kişi de tek- bir getirerek sloganlar attõ. Gerginliğin ar- dõndan kalabalõk olaysõz dağõldõ. Esnaf şikâyetçi: Bölgede huzur kaçtı Esnaflar 3 ay önce açõlan Şûra-Der nedeniyle bölgede huzurun kaçtõğõnõ, seçim öncesinde terör örgütü PKK yandaşlarõnõn derneğin ka- patõlmasõ için eylemler yaptõğõnõ söyledi. Söz konusu dernek geçen günlerde de terör örgü- tü PKK yandaşlarõnca saldõrõya uğramõştõ. ANKARA (Cumhuriyet Bü- rosu) - Hükümet, Başbakan Tay- yip Erdoğan’õn Davos’ta İsrail Cumhurbaşkanõ Şimon Peres’e sert çõkarak paneli terk etmesinin ardõndan gerilen Türkiye-İsrail ilişkilerini yumuşatmaya çalõşõyor. Hükümet Sözcüsü ve Başbakan Yardõmcõsõ Cemil Çiçek, “Biz İs- rail’le ilişkilerimize önem veri- yoruz ve bu ülkeyle ilşkilerimizi korumak istiyoruz” dedi. Erdoğan’õn başkanlõğõnda top- lanan Bakanlar Kurulu’nun ar- dõndan açõklama yapan Çiçek, toplantõda Davos’ta yaşanan ge- rilimin yanõ sõra burada yapõlan görüşmelerin masaya yatõrõldõ- ğõnõ söyledi. Türkiye-İsrail iliş- kilerinin geleceğine ilişkin asõlsõz haberlerin yayõldõğõnõ ifade eden Çiçek, şöyle konuştu: “Artık ge- leceğe bakıyoruz. Türkiye, İs- rail’i ve İsrail halkını hedef al- mamaktadır. İsrail Cumhur- başkanı, Başbakanımızı ara- mış ve yanlış anlamalara mahal verilmemesi yönündeki karşı- lıklı anlayış teyit edilmiştir. Gazze konusundaki tepkimiz daha ilk günden itibaren sivil can kayıpları ve yaşanan tra- jediye yöneliktir. Filistin hal- kının demokratik tercihini göz ardı etmenin ve Hamas’ı dışla- manın doğru olmayacağını dü- şünmekteyiz. Hamas’ın Filistin sorununun çözümünün parça- sı olması gerekmektedir. Ha- mas’ın da buna uygun dav- ranması gerekmektedir.” Hükümet Sözcüsü Çiçek, Fi- listin’e yardõm için 63 milyon TL para toplandõğõnõ açõkladõ. AKP yumuşatmaya çalõşõyor Hükümet Sözcüsü Çiçek: Geleceğe bakõyoruz. İsrail’le ilişkilerimiz önemli ORTADOĞU POLİTİKASI Türkiye’nin arabuluculuk rolü sona erdi ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - İsrail’in Gazze’ye yönelik başlattõğõ operasyon sonrasõnda Başbakan Tay- yip Erdoğan’õn Hamas’a yönelik yak- laşõmõ ve Davos’ta patlak veren kriz ile birlikte, Türkiye’nin Ortadoğu politika- sõnda ciddi bir eksen değişikliğine gitti- ği de ortaya çõkmõş oldu. Türkiye son bir ay içindeki gelişmelerle birlikte “herkese eşit uzaklıkta” ülke konu- munu yitirirken, Ankara bugüne kadar Hamas ve Hizbullah’õn arkasõnda duran ülke olan İran’õn bu rolünü de fiilen üstlenmiş oldu. Böylece Türkiye’nin si- yasal arabuluculuğu ortadan kalktõ. Gazze ve ardõndan patlak veren Da- vos krizi ile birlikte Ortadoğu’daki si- yasal dengeler de değişmeye başladõ. Ankara’da yapõlan değerlendirmelere göre gelişmelerin görünen yüzünde, Er- doğan’õn Hamas’a verdiği destek ve bu desteğin olasõ siyasal sonuçlarõ yer alõ- yor. Buna göre daha önce “herkese eşit uzaklıkta” konumu olan Türkiye’nin bölgedeki arabuluculuk rolü fiilen orta- dan kalktõ. Yumuşatma çabalarõna kar- şõn, Türkiye ile İsrail arasõndaki ipler gerildi. Bu tablo içinde Türkiye’nin İs- rail-Suriye, İsrail-Filistin ya da El-Fetih ile Hamas arasõnda arabuluculuğa so- yunmasõ söz konusu olamayacak. Krizin görünmeyen yüzü Krizin görünmeyen yüzünde ise AKP’nin Ortadoğu politikasõndaki ek- sen değişikliği yer aldõ. Buna göre AKP son gelişmelerle, Ortadoğu’da bugüne kadar İran’õn yürüttüğü politikalarõ meşrulaştõrma çabasõ içine girdi. AKP, bir taraftan İran’õn İsrail’e karşõ ön cep- hesini oluşturan Hamas’õn sözcülüğüne soyunurken diğer yandan Tahran yöne- timinin rolünü üstlenme arayõşõna girdi. Özellikle Başbakanlõk Başdanõşmanõ Ahmet Davutoğlu’nun Hamas’õ ikna etmek için Kahire ile Şam arasõnda yü- rütmüş olduğu mekik diplomasisi dik- kat çekti. İran’õn bile geri planda dur- masõna karşõn AKP, Gazze krizini aş- mak için stratejisini Hamas-Suriye ek- seni üzerine kurdu. Ancak başarõlõ ola- madõ. İsrail, Türkiye’nin ateşkes planõnõ kabul etmek yerine, kendi inisiyatifi ile ateşkes ilan etmeyi tercih etti. Böylece dünyanõn gözünde “Türkiye’nin Ha- mas yanlısı olması nedeniyle başarı- sız olduğu” görüntüsü perçinlendi. Fotoğraf: YUSUF BAŞTUĞ Dış Haberler Servisi - Irak’õn kuzeyindeki Yezidilerin siyasi ve ruhani liderleri, ABD Başkanõ Barack Obama’ya bir mek- tup yollayarak, Osmanlõlar döneminde katledildiğini iddia ettik- leri 1 milyon Yezidi için Türkiye’ye “soykırım olarak tanı- ma” baskõsõ yapõlmasõnõ istedi. Mektupta, 1916 yõlõnda Osman- lõ İmparatorluğu’nun, Ermenilere destek verdikleri gerekçesiyle yaklaşõk 1 milyon Yezidi’yi öldürdüğü iddia edildi. Yezidiler Obama’dan ‘Türkiye’ye baskı’ istedi DESTEK PRİMİ ÖDEMELERİ
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear