Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
CMYB
C M Y B
GÜNDEM MUSTAFA BALBAY
Baştarafı 1. Sayfada
dar büyütün...
İşsizlik iki haneli rakamları çoktan geçti, her hane-
ye ulaştı; rutin haberlerden biri...
Büyük fabrikalar üretime ara veriyor; canım yeniden
başlayacaklar zaten, ne var bunda!
Sanayide kapasite kullanımı yüzde 60’lara indi; ol-
sun, kapasite dediğin ne ki, bir iner bir çıkar...
TÜSİAD, “seçimi bırakın, ekonomiye bakın” diye çı-
kışıyor; söylesinler, söylesinler, onlar zaten hep böy-
ledir!
Kredi kartı borcunda patlama var; kara listeye alı-
nanları affeden bir yasa çıkartırız, olur biter... Hem, tü-
ketici kart almasaydı, bize mi sordu?.. Banka da ver-
meseydi...
Ekonomiye genel bakış bu.
Bereket Türkiye’de güçlü bir sigorta var; aile sigor-
tası... Hükümetin yoksulluğu yönetme yardımları bir ya-
na, toplumu büyük ölçüde bu ayakta tutuyor!
İçeride, dışarıda ekonominin gidişini önceden gören
uzmanlar, Türkiye için şunu öneriyorlar:
Ne yapın edin IMF ile anlaşma imzalayın. Aksi hal-
de daha zor duruma düşebilirsiniz!
IMF, adı üzerinde ekonominin sadece finans yanıyla
ilgili. Bu nedenle de üretimmiş, sosyal devlet gerek-
leriymiş, bunlarla fazla ilgili değil. Hatta bunlara karşı!
AKP hükümeti de gidişin farkında, IMF ile anlaşma
yapmanın kaçınılmaz olduğunu görüyor ama, bir so-
run var:
Yerel seçimler!
29 Mart sabahına kadar genel anlamda ekonomi çok
öne çıkmamalı. Şu aşamada iyi haberler gelmeyece-
ğine göre; diplomasi diliyle, en iyi durum hiç haberin
olmadığı durum!
Başbakan Erdoğan, krizin artık saklanamaz hale gel-
diği ekim ayında şunu söylemişti:
“IMF ile masaya otururuz ama, ümüğümüzü sıktır-
mayız.” Ekim böyle geçti, kasımda şunu söyledi:
“IMF ile anlaşmaya çok yakın bir noktadayız.”
Ardından şu demeç geldi:
“IMF ile anlaşmaya en yakın noktadayız.”
Aralıktaki demeç serisi ise şöyle gelişti:
“Yılbaşından önce anlaşmayı imzalamış oluruz.”
Derken yılbaşı geldi, ocak geçti. Davos öncesi an-
laşma “umudu” belirdi. Olmayınca ekonomiden sorumlu
Devlet Bakanı Mehmet Şimşek açıklık getirdi:
“Görüşmeler Davos’ta sürecek...”
Davos’a da Başbakan açıklık getirdi:
“IMF’nin iki şartı var. Bunu kabul etmiyoruz...”
Nedir onlar?
Başbakan daha da açık konuştu:
“Bunları açıklamayayım...”
Ekonominin gerçekleri girişte vurguladığımız gibi ama,
sanki AKP hükümeti nisan başına dek şöyle bir plan
yaptı:
1- Sonunda IMF’nin vereceği sıcak paraya muhtaç
olabilirim. Bunu yerel seçimlerden önce ilan etmem le-
hime olmaz.
2- Mart ayı başına dek, IMF geldi-geliyor, gitti-gidi-
yor, uzlaştık-uzlaşıyoruz havasını sürdürelim, herkesi
oyalayalım.
3- Mart ayı ortasında IMF ile şartlı anlaşalım. Seçim
öncesi olumsuz hava esmemesini şart koşalım. Tam
tersine “Türkiye’nin iyiye gittiğini görüyoruz” demeç-
leri vermelerini isteyelim.
4- İş âleminin de “her şey nisandan sonra daha iyi
olacak” demesini sağlar, işi sağlama bağlarız.
Görünen o ki, gerçek değişmedi...
Önümüzdeki nesiller mi önümüzdeki seçimler mi iki-
lemini, yine seçimler kazandı!
GÜNCEL CÜNEYT ARCAYÜREK
Baştarafı 1. Sayfada
Bugüne dek Doğu’nun ikiyüzlü iltifatlarına kapıl-
mayan, Batı’nın çağdaş kurallarına göre yaşamayı,
siyaset yapmayı yeğleyen Türkiye için ne hazin
manzara!
ABD giderek gerçek yüzünü gösteriyor. Olumlu gö-
rünen ilk açıklamaların yerini RTE’nin Davos’taki tu-
tumunu onaylamayan, eleştiren açıklamalar alıyor.
Yeni ABD yönetimine göre olay “talihsiz”. RTE’nin
panelden ayrılması “kolay kabul edilebilir” nitelikte bir
olay değil.
Bir başka Batılı; Almanya’nın Hıristiyan Sosyal Bir-
lik Partisi Genel Sekreteri Gutenberg, “RTE’nin ya-
kışık almayan çıkışı, demokratik fikir alışverişinden ka-
çıştır” diyor.
Newsweek gibi ünlü bir dergi ise “Gazze kam-
panyasının ardından Türkiye, kuvvetli bir İsrail ve Ba-
tı karşıtı tutumu benimsemiş bulunuyor” diye yazıyor.
Batı’da o şöyle dedi bu böyle yazdı diye yolumdan
dönecek değilim, diyorsa RTE, sorun yok!
Davos’la seçimde önemli bir koz elde etmiş gibi se-
vinebilir, anası - yavrusu muhalefet partilerinin dav-
ranışını desteklediği için mutlu olabilir. Lakin…
…Lakin bin dereden geçmiş, Davos olayı benze-
ri olaylardan sonra başta ABD, Batı’nın ülkenin ba-
şına umulmadık zamanda çoraplar ördüğünü bilen
Süleyman Demirel’in değerlendirmelerine kulak
asmak gerekiyor.
“Bir bilen” uyarıyor: “Uluslararası meselelerde bir-
takım faturalar çıkar. Bu faturaların nerede, ne zaman,
nasıl çıktığının çok farkına varamazsınız.”
Örneğin 1973’teki Kıbrıs Barış Harekâtı’nı ABD as-
la sindiremedi.
Harekâtı yapan Ecevit’ten sonra başbakanlığa ge-
len Demirel, içinden çıkılması zor askersel ve eko-
nomik engellerle karşılaştı.
ABD askersel gereksinmelerimize de, el altından
ekonomik gereksinmelerimize de ambargo koydu.
IMF yüz çevirdi. Batı yardımı yarım yamalak işle-
di.
Dış tertiplerle boğuşmak zorunda kaldık.
Ama RTE ne tarihten ders alır ne de geçmişi ya-
şayanların deneyimlerden kaynaklanan uyarılarına
önem verir.
Burnu havada. Dik yürümekten, Arap ülkeleri so-
kaklarında portresinin ellerde dolaşmasından onur du-
yuyor.
Davos’ta Yahudiye ders vermiş, azarlamış bir
başbakan… Yerel seçimlerde şansını yükseltmiş ol-
manın gururunu yaşıyor. Yarınların nelere gebe ol-
duğuna aldırış etmeksizin.. o sokak bu sokak, o mey-
dan bu meydan geziyor.
Ola ki İslam dünyasının lideri olma yolunu açtığı için..
Arap liderlerinin kendine karşı duruşlarını kırdığı
için.. mutlu!
Batı basını (örneğin Bild gazetesi) tutumunun İran
Cumhurbaşkanı Ahmedinejad’a benzediğini -oy
potansiyelini yükseltmek için- seçim kampanyasın-
da anti-İsrail propagandası yaptığını, gözü körelmiş
seçmeni de tehlikeli bir yola soktuğunu yazıyor.
Evet ama RTE bu yazımlara, bu türden söylemle-
re kulak asacak karakterde değil.
Gözü dışarıdan gelecek olası tehlikelerde değil:
Din iman, türban vs. gibi konularda tam destekçi-
si MHP’nin genel başkanı arkasını sıvazlıyor. “Bir an-
lık” diye nitelediği Davos eylemini yeterli bulmuyor:
“…AB ve Ermenistan ile ilişkiler konusunda da dik
duruş sergile” diyor.
Sağ eğilimli Die Welt’in dediği gibi; içeride gaza ge-
len, “İsrail’e karşı İslam ülkelerinin avukatı rolünü üst-
lenen” RTE’yi artık tutabilene aşk olsun!
Aldı başını koşuyor. Kayaya çarpıncaya kadar! ankcum@cumhuriyet.com.tr
SAYFA3 ŞUBAT 2009 SALI CUMHURİYET
17HABERLERİN DEVAMI
İstanbul Y 12
Edirne B 10
Kocaeli Y 13
Çanakkale B 11
İzmir PB 19
Manisa PB 20
Aydın PB 21
Denizli PB 15
Zonguldak Y 10
Sinop B 12
Samsun B 13
Trabzon B 13
Giresun B 14
Ankara B 12
Eskişehir B 11
Konya S 12
Sıvas PB 6
Antalya PB 18
Adana PB 17
Mersin PB 17
Diyarbakır S 9
Şanlıurfa PB 12
Mardin PB 8
Siirt S 9
Hakkâri B - 1
Van B 3
Kars B - 1
Oslo PB - 7
Helsinki PB 0
Stockholm PB 0
Londra PB 5
Amsterdam K 5
Brüksel K 3
Paris K 4
Bonn B 5
Münih PB 9
Berlin PB 6
Budapeşte K 5
Madrid Y 10
Viyana K 3
Belgrad B 11
Soyfa B 14
Roma Y 16
Atina PB 18
Zürih PB 9
Moskova B - 8
Aşkabat Y 7
Astana K - 6
Taşkent Y 7
Bakû Y 7
Bişkek Y 6
Tiflis K 3
Kahire PB 22
Şam B 17
Bütün bölgelerimiz par-
çalı çok bulutlu, Trakya
ile Çanakkale çevreleri
gece ilk saatler, Mar-
mara’nın kuzeydoğusu
ile Batı Karadeniz sabah
saatlerinde, Doğu Ka-
radeniz’in iç kesimleri
Rize, Hopa ve Ardahan
çevreleri öğle saatlerin-
den sonra yağışlı geçe-
cek. Hava sıcaklığı 2-4
derece artacak.
Musevi cemaati tedirgin
MELTEM YILMAZ
Yahudi Cemaati Sözcüsü ve
Şalom gazetesi yazarõ Ivo Moli-
nas, Türkiye’deki Yahudilerin
ilk kez bu kadar derin nefret söy-
lemlerine maruz kaldõğõnõ belir-
terek İsrail’in Gazze saldõrõlarõnõn
ardõndan toplumda artan antise-
mitizmin tehlikeli boyutlara ulaş-
tõğõ uyarõsõnda bulundu. Moli-
nas, Türkiye’deki medya ile sivil
toplum örgütlerinin saldõrõlarõ de-
ğerlendirirken tarafsõzlõğõnõ yitir-
diğini, son olaylarõn İsrailli yet-
kililerden ziyade Yahudi õrkõnõ
suçlar bir hale geldiğini söyledi.
İsrail’in soykõrõm deneyimi ve
çevresindeki 200 milyon Arap
nüfusunun üzerinde yarattõğõ bas-
kõ nedeniyle aşõrõ savunma ref-
leksiyle saldõrganlaştõğõnõ, diğer
Arap ülkeleri ile Batõ’nõn Ha-
mas’tan kurtulmak adõna İsrail’i
öne sürdüğüne inandõğõnõ anlatan
Molinas, saldõrõlarõn bu nedenle si-
villerin hayatõna da kastederek do-
zunu arttõrdõğõnõ söyledi.
‘İsrail’in sivilleri
öldürmesi kabul edilemez’
İsrail’i tetikleyen ve ateşkese
uymayan tarafõn Hamas olmasõna
karşõn İsrail’in sivilleri öldürme-
sini savunmanõn mümkün olma-
dõğõnõ dile getiren Molinas, sal-
dõrõlarõn Türkiye’deki yansõmasõ-
nõn “Yahudi yurttaşlar ile İsra-
il yönetimi arasındaki farkı or-
tadan kaldırmaya yönelik” ol-
duğunu belirterek şöyle devam et-
ti: “Düşünün, ilköğretim ve li-
selerde yapılan saygı duruşla-
rında Müslüman çocuklarla
birlikte okuyan 4 bin Yahudi ço-
cuk kendisini nasıl hissediyor-
dur. Küçücük çocukların bey-
nine Yahudi düşmanlığını ka-
zımak doğru bir yöntem değil.
Milli Eğitim Bakanlığı bunun-
la da yetinmeyip kompozisyon
yarışması düzenlemeyi planlı-
yordu. Yaptığımız temaslar son-
rasında neyse ki vazgeçildi, ak-
si halde çocuklar ‘kim daha kan-
lõ resim çizecek, kim daha vahşi
söyleme girecek’ konusunda bir-
biriyle yarışacaklardı.”
Molinas, “İsrail’in saldırıla-
rının ardından derinlerde kalan
nefret söylemleri yeniden orta-
ya çıktı. Anadolu’da Yahudili-
ği Ermeni ya da Rumlarla ka-
rıştıranlar, Yahudiliği bilme-
yenler var. İsrail eleştirileri teh-
likeli boyutlara ulaşıyor” dedi.
İsrail’in saldõrõlarõnõn ardõndan
Türkiye’deki Yahudilere karşõ
“TC vatandaşı da olsanız sizi
burada istemiyoruz. Keşke sizi
ülkemize almasaydık” türünden
ifadeler kullanõldõğõnõ anõmsatan
Molinas, şunlarõ söyledi: “Bir
olaydan yola çıkarak bir ırka
varma tehlikesi Türkiye’de ilk
kez oluştu. Musevi cemaati çok
tedirgin. Başbakan Tayyip Er-
doğan’ın arabuluculuk çabala-
rı sokakta farklı bir hal aldı, an-
tisemitizm şeklinde oldu.”
Çiftçiye seçimden
önce bir parmak bal
HİCRAN ÖZDAMAR
İZMİR - Tarõmsal destekleme rakamlarõnõ ge-
çen haftalarda yüzde 10 oranõnda aşağõya çeken
AKP hükümetinin, ödemeleri yerel seçimden ön-
ce yapacağõnõ açõklamasõ üreticileri ikna etmedi.
Tepkilerini sandõk başõnda göstereceklerini belir-
ten üreticiler, yapõlanlarõn “ağza bir parmak bal
çalmak” olduğunu kaydetti.
Söke Ziraat Odasõ Başkanõ Muhsin Örnek,
üretimi yok sayan anlayõşa karşõ duracaklarõnõ be-
lirterek, “Yaptığımız toplantılarda çiftçilerimiz,
tepkilerini sandık başında ortaya koyacakları-
nı söylüyor. Dünyada yaşanan ekonomik krize
karşın önlemler alınıyor. Ancak ülkemizde ön-
lemler paketi yok” dedi.
Üreticilerin hak ettiği primlerin yüzde 10 ora-
nõnda düşürülmesine tepki gösterdiğini söyleyen
Örnek, 5 milyar TL dolayõnda tarõmsal destekle-
menin tamamõ ödense de yeterli olmayacağõnõ
vurguladõ. Örnek, “Seçimler öncesinde çiftçinin
ağzına bir parmak bal çalınmak isteniyor.
Türkiye’de çiftçilerimiz borçlarını ödeyemedi-
ği için intihar ediyor. Çiftçinin durumu iyi de-
ğil. İktidarın bunu görmesi gerekir. Çiftçileri-
mizin hayatını kaybetmesi ile Türkiye’nin
Gazze’den ne farkı kalıyor? Başbakanımızın
bunu da görmesi gerekir” diye konuştu.
İzmir Ziraat Odasõ Başkanõ Sedat Köse de des-
teklemelerin geçen yõllara oranla ciddi oranlarda
azaldõğõna dikkat çekerek, yasa hükümlerinin hi-
çe sayõldõğõnõ söyledi. Köse, “Tarım Yasası’na
göre destekleme primlerinin bütçenin yüzde 1
oranında olması gerekir. Toplam 11 milyar
TL destekleme verilmesi gerekirdi. 2009’a gi-
rerken 5.5 milyar pay ayrıldı. Üreticilerimizin
2007’den alacakları bulunuyor. Primlerin
ürünlerin dikilmeden verilmesi gerekir. Se-
çimlerden sonra çiftçilerimizin durumu ne
olacak bilmiyoruz. Üreticilerimiz, 2009 sonu-
nu görebilecek durumda değil” dedi.
Abarttõğõmõ düşünebi-
lirsiniz, abartmõyorum,
durum bu. Ben sadece be-
nim değil, 75 milyon Tür-
kiye yurttaşõndan en az 50
milyonun bu durumda ol-
duğunu düşünüyorum.
Bu 50 milyonu akõlsõz
bulabilirsiniz, vakti za-
manõnda iyi hesap yap-
mamõş olmakla suçlaya-
bilirsiniz. Ama ne yapa-
lõm, dört iş birden yaptõ-
ğõm halde ben bu durum-
dayõm,tekişiolanlaryada
başka bir iş yapma olana-
ğõ bulamayanlar ne ya-
pacak?
Bugün aklõma sürekli
fõkralar geliyor; dedim ya,
gülüp oynuyorum. Bir fõr-
ka daha: Efendim, karõn-
ca bütün bir yaz çalõşmõş,
çabalamõş, ambarõnõ ancak
doldurmuş ve kõş gel-
miş.Buarada cõrcõrböceği
de bütün bir yaz o daldan
o dala dans edip şarkõsõnõ
söylemiş. Karõnca mutlu
mesut kõş uykusuna yat-
maya hazõrlanõrken kapõ-
sõ çalõnmõş, karõnca kim
olduğunu tahmin ettiği
için gülümseyerek kapõyõ
açmaya gitmiş, beklediği
cõrcõrböceğiymiş, onun aç
kaldõğõnõ ve kapõsõna da-
yandõğõnõ düşünüyormuş.
Kapõyõ açmõş cõrcõrböce-
ği sõrtõnda muhteşem bir
kürk kapõda duruyormuş.
Şöyle demiş karõncaya:
“Şekerim ben Paris’e
alışverişe gidiyorum bir
şey istiyor musun?” Ka-
rõnca şöyle bir bakmõş,
“Evet” demiş, “orada La
Fontaine diye bir yaza-
rın mezarı var, oraya
git ve var gücünle bağır
niye yalan söyledin, ya-
lan yazdın!”
Durumlar böyle ya, ben
de yõllardõr düşündüğüm
bir girişimi hayata geçir-
meye karar verdim. Tek
istediğim Kadõköy Bele-
diyesi’nden bir izin ve bir
seyyar köfte arabasõ. Ben
arkadaşlarõmõn isteği üs-
tüne kafama şallar bağla-
yõp uzun etekler ve her za-
man taktõğõm iri küpele-
rimle yola düşeceğim.
İşim köfte ekmek satmak,
ama tezgâhõmõzõn önem-
li bir özelliği var. Tezgâ-
hõmõz Şahmeran resimle-
riyle kaplanmõş ve ben
her köfte ekmek alana bir
hikâye yazõp veriyorum.
Tabii sonra Şahmeran
köftecisi bir zincir oluyor
ve ben artõk sadece hikâ-
ye satarak köşemde otu-
ruyorum.
Muhteşem bir girişim
değil mi? Şimdi buna bir
sponsor bulmak zorunda-
yõm.
Şaka bir yana, hissetti-
ğim o ki, çok yakõnlarda
zenginler istedikleri ka-
dar yüksek duvarlõ site-
lerde otursalar da sosyal
bir patlamadan asla kaça-
mayacaklar. Yoksulluk ve
yolsuzluk ülkenin tüm ana
damarlarõna girmiş du-
rumda. Ne Davos ne de
Ergenekon bunu örteme-
yecek. Ayrõca deniz bitti.
Baştarafı Arka Sayfada
Serseme Döndüm
Sözcü Molinas, Türkiye’deki Yahudilerin ilk kez bu kadar derin nefret söylemlerine
maruz kaldõğõnõ belirterek antisemitizmin tehlikeli boyutlara ulaştõğõnõ vurguladõ
Saldırıda çevredeki işyerleri zarar gördü, dükkânların camları ve kepenkleri kırıldı.
Adana’da PKK yandaşlarõ Şûra- Der’e molotofkokteyli
ve taşlarla saldõrdõ. Çõkan kavgada çok sayõda kişi yaralandõ
Hizbullah-PKK kavgası
ADANA (Cumhuriyet Bürosu) - Terör ör-
gütü PKK yandaşlarõ, dinci terör örgütü Hiz-
bullah’a yakõnlõğõyla bilinen Şûra-Der’e mo-
lotofkokteyli ve taşlarla baskõn düzenledi. Bö-
lücü terör örgütü lehine slogan atan PKK yan-
daşlarõyla tekbir getiren Hizbullah yandaşla-
rõ arasõnda çõkan kavga sonucu çok sayõda ki-
şi yaralandõ. Olaylar sõrasõnda camlarõ ve ke-
penkleri zarar gören esnaf ise örgütlerin seçim
öncesinde birbirine düştüğünü söyledi.
Yasal zeminde örgütlenmeye hõz veren
Hizbullah’a yakõnlõğõyla bilinen Toplumsal Da-
yanõşma ve Şûra Derneği binasõna (Şûra-Der)
önceki gece, PKK yandaşlarõ baskõn düzenledi.
PKK sempatizanlarõ, Kürt kökenli yurttaşla-
rõn yoğun olarak yaşadõğõ Barbaros Mahalle-
si Emin Ağa Caddesi üzerindeki Şûra-Der bi-
nasõna molotofkokteyli ve taşlarla saldõrdõ.
Lastik yakõp caddeyi trafiğe kapatan bölücü
terör örgütü sempatizanlarõ, PKK ve Abdul-
lah Öcalan lehine slogan attõktan sonra Şû-
ra-Der binasõnõ tahrip etmek istedi. Baskõn sõ-
rasõnda bina içerisinde bulunan Mustazaflar ile
Dayanõşma Derneği Adana Şube Başkanõ
Abdülkadir Turgay’õn da aralarõnda olduğu
dernek üyeleri, dõşarõdan gelen sakallõ ve
cüppeli kişilerin de desteğiyle PKK yandaş-
larõna karşõlõk verdi. Yaşanan taşlõ-bõçaklõ kav-
gada çok sayõda kişi hafif şekilde yaralandõ.
Olayõn duyulmasõnõn ardõndan Adana Em-
niyet Müdürlüğü’ne bağlõ Terörle Mücadele
Şubesi ekipleri ve panzerlerin gelmesiyle
gruplar ara sokaklara kaçarak dağõldõ. Dernek
binasõ önünde toplanan çok sayõda kişi de tek-
bir getirerek sloganlar attõ. Gerginliğin ar-
dõndan kalabalõk olaysõz dağõldõ.
Esnaf şikâyetçi: Bölgede huzur kaçtı
Esnaflar 3 ay önce açõlan Şûra-Der nedeniyle
bölgede huzurun kaçtõğõnõ, seçim öncesinde
terör örgütü PKK yandaşlarõnõn derneğin ka-
patõlmasõ için eylemler yaptõğõnõ söyledi. Söz
konusu dernek geçen günlerde de terör örgü-
tü PKK yandaşlarõnca saldõrõya uğramõştõ.
ANKARA (Cumhuriyet Bü-
rosu) - Hükümet, Başbakan Tay-
yip Erdoğan’õn Davos’ta İsrail
Cumhurbaşkanõ Şimon Peres’e
sert çõkarak paneli terk etmesinin
ardõndan gerilen Türkiye-İsrail
ilişkilerini yumuşatmaya çalõşõyor.
Hükümet Sözcüsü ve Başbakan
Yardõmcõsõ Cemil Çiçek, “Biz İs-
rail’le ilişkilerimize önem veri-
yoruz ve bu ülkeyle ilşkilerimizi
korumak istiyoruz” dedi.
Erdoğan’õn başkanlõğõnda top-
lanan Bakanlar Kurulu’nun ar-
dõndan açõklama yapan Çiçek,
toplantõda Davos’ta yaşanan ge-
rilimin yanõ sõra burada yapõlan
görüşmelerin masaya yatõrõldõ-
ğõnõ söyledi. Türkiye-İsrail iliş-
kilerinin geleceğine ilişkin asõlsõz
haberlerin yayõldõğõnõ ifade eden
Çiçek, şöyle konuştu: “Artık ge-
leceğe bakıyoruz. Türkiye, İs-
rail’i ve İsrail halkını hedef al-
mamaktadır. İsrail Cumhur-
başkanı, Başbakanımızı ara-
mış ve yanlış anlamalara mahal
verilmemesi yönündeki karşı-
lıklı anlayış teyit edilmiştir.
Gazze konusundaki tepkimiz
daha ilk günden itibaren sivil
can kayıpları ve yaşanan tra-
jediye yöneliktir. Filistin hal-
kının demokratik tercihini göz
ardı etmenin ve Hamas’ı dışla-
manın doğru olmayacağını dü-
şünmekteyiz. Hamas’ın Filistin
sorununun çözümünün parça-
sı olması gerekmektedir. Ha-
mas’ın da buna uygun dav-
ranması gerekmektedir.”
Hükümet Sözcüsü Çiçek, Fi-
listin’e yardõm için 63 milyon TL
para toplandõğõnõ açõkladõ.
AKP yumuşatmaya çalõşõyor
Hükümet Sözcüsü Çiçek: Geleceğe bakõyoruz. İsrail’le ilişkilerimiz önemli
ORTADOĞU POLİTİKASI
Türkiye’nin
arabuluculuk
rolü sona erdi
ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) -
İsrail’in Gazze’ye yönelik başlattõğõ
operasyon sonrasõnda Başbakan Tay-
yip Erdoğan’õn Hamas’a yönelik yak-
laşõmõ ve Davos’ta patlak veren kriz ile
birlikte, Türkiye’nin Ortadoğu politika-
sõnda ciddi bir eksen değişikliğine gitti-
ği de ortaya çõkmõş oldu. Türkiye son
bir ay içindeki gelişmelerle birlikte
“herkese eşit uzaklıkta” ülke konu-
munu yitirirken, Ankara bugüne kadar
Hamas ve Hizbullah’õn arkasõnda duran
ülke olan İran’õn bu rolünü de fiilen
üstlenmiş oldu. Böylece Türkiye’nin si-
yasal arabuluculuğu ortadan kalktõ.
Gazze ve ardõndan patlak veren Da-
vos krizi ile birlikte Ortadoğu’daki si-
yasal dengeler de değişmeye başladõ.
Ankara’da yapõlan değerlendirmelere
göre gelişmelerin görünen yüzünde, Er-
doğan’õn Hamas’a verdiği destek ve bu
desteğin olasõ siyasal sonuçlarõ yer alõ-
yor. Buna göre daha önce “herkese eşit
uzaklıkta” konumu olan Türkiye’nin
bölgedeki arabuluculuk rolü fiilen orta-
dan kalktõ. Yumuşatma çabalarõna kar-
şõn, Türkiye ile İsrail arasõndaki ipler
gerildi. Bu tablo içinde Türkiye’nin İs-
rail-Suriye, İsrail-Filistin ya da El-Fetih
ile Hamas arasõnda arabuluculuğa so-
yunmasõ söz konusu olamayacak.
Krizin görünmeyen yüzü
Krizin görünmeyen yüzünde ise
AKP’nin Ortadoğu politikasõndaki ek-
sen değişikliği yer aldõ. Buna göre AKP
son gelişmelerle, Ortadoğu’da bugüne
kadar İran’õn yürüttüğü politikalarõ
meşrulaştõrma çabasõ içine girdi. AKP,
bir taraftan İran’õn İsrail’e karşõ ön cep-
hesini oluşturan Hamas’õn sözcülüğüne
soyunurken diğer yandan Tahran yöne-
timinin rolünü üstlenme arayõşõna girdi.
Özellikle Başbakanlõk Başdanõşmanõ
Ahmet Davutoğlu’nun Hamas’õ ikna
etmek için Kahire ile Şam arasõnda yü-
rütmüş olduğu mekik diplomasisi dik-
kat çekti. İran’õn bile geri planda dur-
masõna karşõn AKP, Gazze krizini aş-
mak için stratejisini Hamas-Suriye ek-
seni üzerine kurdu. Ancak başarõlõ ola-
madõ. İsrail, Türkiye’nin ateşkes planõnõ
kabul etmek yerine, kendi inisiyatifi ile
ateşkes ilan etmeyi tercih etti. Böylece
dünyanõn gözünde “Türkiye’nin Ha-
mas yanlısı olması nedeniyle başarı-
sız olduğu” görüntüsü perçinlendi.
Fotoğraf: YUSUF BAŞTUĞ
Dış Haberler Servisi - Irak’õn kuzeyindeki Yezidilerin siyasi
ve ruhani liderleri, ABD Başkanõ Barack Obama’ya bir mek-
tup yollayarak, Osmanlõlar döneminde katledildiğini iddia ettik-
leri 1 milyon Yezidi için Türkiye’ye “soykırım olarak tanı-
ma” baskõsõ yapõlmasõnõ istedi. Mektupta, 1916 yõlõnda Osman-
lõ İmparatorluğu’nun, Ermenilere destek verdikleri gerekçesiyle
yaklaşõk 1 milyon Yezidi’yi öldürdüğü iddia edildi.
Yezidiler
Obama’dan
‘Türkiye’ye
baskı’ istedi
DESTEK PRİMİ ÖDEMELERİ