25 Aralık 2024 Çarşamba Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
CMYB C M Y B SAYFA CUMHURİYET 16 ŞUBAT 2009 PAZARTESİ 8 DIŞ BASIN dishab@cumhuriyet.com.tr DEĞİŞEN DÜNYADAN HÜSEYİN BAŞ İsrail Seçimlerinde Kazanan Yok! İsrail’de seçim için savaş kimseye yaramadı. Se- çim öncesi Hamas’ın roket tacizlerini durdurmakta başarılı olamayan merkezdeki iktidar partisi Ka- dima’nın, buna Lübnan başarısızlığı ve Olmert’in yolsuzlukla suçlanması eklendiğinde, seçimlerde ağır bir yenilgi alması kaçınılmaz görünüyordu. Sagcı Likud, ultra sağcı ‘İsrail Bizim Evimiz’, dinci Şas gibi sağ kanat partilerinin seçimlerden kazançlı çıkmalarıysa neredeyse kesindi. Za- man şahinlerin zamanıydı. Kadima’nın seçimler- de ağır yenilgiye uğramasını önleyecek tek çıkış yoluysa savaştan geçiyordu. Üstelik bunun hamisi W. Bush’un henüz işbaşında olduğu zaman di- limi içinde yapılması gerekiyordu. Kadima iktidarının savaş seçeneğini hayata ge- çirmesinde, Hamas’ın vahim bir hesap hatasıyla bitmek üzere olan ateşkesi uzatmama kararı al- masınınsa kuşkusuz büyük payı olmuştur. So- nuçta Kadima seçim kaygısıyla, orantısız bir güçle yapılacak bir saldırının sivil halka vereceği olası zararları da göze alarak savaşı başlatmış ve seçimlerde, amacına tam olarak olmasa da bü- yük ölçüde ulaşmayı başarmıştır. Seçim sonuçlarına bakıldığında Kadima’nın hesabında yanılmadığı görülmektedir. 120 san- dalyeli mecliste, savaş öncesi seçimlerin kesin ga- libi olarak görünen rakibi Likud lideri Netanya- hu’yu bir farkla da olsa geride bırakarak, birinci parti olarak çıkmayı başarmışır. Ne var ki seçim sonuçlarına bakıldığında, Kadima’nın başarısına karşın İşçi Partisi’nin 13 sandalyede kalarak ta- rihinin en büyük yenilgisine uğramasının yanında sağın ve aşırı sağın oylarını önemli ölçüde arttır- ması, Livni’nin hezimetten birinci parti konumu- na gelen başarısını gölgelemekte, dahası iktidar olasılığını tehlikeye sokmakadır. Nitekim nere- sinden bakılırsa bakılsın mecliste 65 sandalyeli bir sağ blok, Kadima’nın Livni’nin başbakanlığında- ki iktidarına şans tanımamaktadır. Bu Netanya- hu için de kolay görünmemektedir. Mecliste 15 sandalye kazanan Avigador Lieberman’nın ba- rışa ilişkin son derecede katı görüşleriyse bir sağ blok iktidarında Netanyahu’ya daha başlangıçta barışın, dolayısıyla da İsrail’in güvenliğinin sağ- lanmasının önündeki engellerin aşılmasını zor- laştıracağından kimsenin kuşkusu bulunma- maktadır. O kadar ki, Netanyahu’nun başkanlı- ğında kurulacak bir sağ blok iktidarının, İsrail’in son savaşla dünya kamuoyunda ağır yara alan ko- numunu düzeltmesi, bir Filistin devletinin kurul- masına dönük barış görüşmelerinin kaldığı yerden devamı gibi birincil önemdeki sorunların üste- sinden gelmesi olasılığıysa hemen yok gibidir. Ne- tanhayu bütün bunlara belli ölçüde yanaşsa bile sağ blok koalisyonunda yer alan ultra aşırılarla, ko- lonizasyonun devamına yeminli dincilerin buna, koalisyonu bozmak pahasına da olsa karşı çıka- caklarından kuşku yoktur. Görünen o ki geriye kalan tek çözüm yolu, ko- lay olmasa da Livni-Netanyahu ve İşçi Partisi koa- lisyonundan geçmektedir. İsrail’in başta Arap dün- yası olmak üzere tüm dünyada tanınması, ABD Başkanı Obama’nın İslam dünyası ve Ortadoğu sorununa yeni bakışının doğrultusunda 1967 sı- nırları içinde, göçmen sorunu çözüme ulaştırılmış, Doğu Kudüs başkentli bir Filistin devletinin ku- rulması düne göre bugün daha fazla şansı olan çözüm olarak görünmektedir. Davos şovuyla gerilen Türkiye-İsrail ilişkileri, ta- rafların gerilimi yumuşatma çabalarıyla düzelir gö- rünmesine karşın İsrail Kara Kuvvetleri Komuta- nı’nın zehir zemberek sözleri gerilimin sona er- mediğini, tam tersine, güçlenerek sürdüğünü ortaya koymaktadır. Zira AKP liderinin Davos şo- vunda sahnelediği ortaoyununda sergilediği eleş- tirinin sınırlarını aşan sözleri ve tavırlarının yenilir yutulur cinsten olmadığı kimse için sır değil. Ama AKP lideri seçim konuşmalarında son de- recede başarılı ve etkileyici gördüğü şovunu unutacak yerde, tam tersine her fırsatta yineleyip durmaktadır. O kadar ki daha geçen gün İsrail se- çimlerini kastederek seçmenlerine “Olanları gör- dünüz işte” diyerek Davos şovuyla İsrail seçim- lerini nasıl etkilediğini anlatmış, İsrail’i seçim için savaş çıkarmakla suçlamıştır. Hem de tamı tamına kendisinin İslam dünyasının tek koruyucusu ola- rak dinci kesimlere mesaj vermek amacıyla aynı şeyi yaptığı bir sırada. Sanırız bardağı taşıran ge- rilimi yeniden başlatan da bu olmuş, ülkenin yük- sek çıkarları, dinci kesimlere mesaj uğruna bir kez daha feda edilmek istenmiştir. Washington Moskova’ya ‘yeniden başlama’ mesajõ yollarken Kremlin’in otoriter yöntemlerini bağõşlamamalõ Bay Obama ve Rusya Kremlin, Obama’nın en önemli güvenlik sorunu olan Afganistan konusunda NATO’ya yardım etme önerisinde bulundu. Moskova’nın Taliban’a herhangi bir sevgisi yok. Ve bu kesinlikle denemeye değer. Ancak Washington bir şey öğrendiyse o da savaş döneminde ikmal yollarına yönelik seçeneklerin çoğaltılması ve Rusya’nın sıkı kontrole sahip olmasını engellemek olmalı. AABD Başkan yardõmcõsõ Joseph Biden geçen cumartesi Avrupa güvenlik konferansõnda, ABD ve Rusya’nõn ortak çalõşabilecekleri alanlarõ gözden geçirmelerinin ve “yeniden başlat düğmesine basılmasının” zamanõ geldiğini söyledi. Pazar günü Rusya’nõn neredeyse hiç uzlaşmaz başbakan yardõmcõsõ Sergey İvanov bu açõlõmõ kucakladõ. Washington ve Moskova’nõn, işbirliğinden konuşuyor olmasõ içimizi rahatlattõ. Bu ilişki içinde binlerce nükleer silahtan kurtulmaya yönelik pazarlõklarõ canlandõrmak gibi yeniden başlatõlmasõ gereken pek çok konu var. Yeniden başlat düğmesine basmak Vladimir Putin’in Kremlin’indeki otoriter yöntemleri bağõşlamak anlamõna gelmemeli. Putin muhaliflerini taciz ederken, özgür basõnõ boğarken ve Rusya’nõn komşularõna zorbalõk yaparken ABD eski başkanõ George Bush yõllarca kafasõnõ başka yöne çevirdi. Putin’in gözlerinin içine bakarken Bush, Rusya’nõn yasadõşõ sõkõntõlarõnõ da görmezden geldi. Başkan Obama bu hatalarõ tekrarlamamalõ. Ruslar Obama’ya geçen hafta bu ilişkinin ne kadar da zor olabileceği konusunda açõk bir uyarõda bulundular. Biden’õn konuşmasõndan birkaç gün önce Kremlin, eski Sovyet Cumhuriyeti Kõrgõzistan’õ 2.15 milyar dolarlõk mali yardõmla ABD’nin Afganistan’daki güçlerine ikmal sağlayan Amerikan üssünün kapatõlmasõ konusunda “cesaretlendirdi.” Nükleer silah sayısı düşürülebilir Silah kontrolü, ilerleme sağlamak için en umut verici alan olabilir. Bush’un tek anlaşmasõ 2002 Moskova Antlaşmasõ her iki ülkenin de 1700 ile 2200 arasõnda uzun menzilli nükleer silah bulundurmasõna izin veriyor. Her iki ülke de nükleer silahlarõnõ kolaylõkla 1000’e kadar düşürebilir. Hõzlõ bir anlaşma ayrõca Kuzey Kore, İran ve nükleer silah isteyen potansiyel ülkelere önemli bir sinyal gönderecektir. Obama yönetimi bunun yanõ sõra Bush’un Polonya ve Çek Cumhuriyeti için planladõğõ füze savunma sistemi konusunda da uzlaşõya açõk olduklarõnõn işaretlerini vermeye başladõ. Biz bu teknolojinin kullanõlmaya hazõr olduğundan kuşkuluyuz. Aynõ şekilde Ruslarõn bu sistemin kendi güvenliklerine tehdit oluşturduğu yönündeki õsrarlarõndan da kuşku duyuyoruz. Bu konuda sağlõklõ bir diyalog yerinde olacaktõr. Obama kendi sesini bulmalı Kremlin Obama’nõn en önemli güvenlik sorunu olan Afganistan konusunda NATO’ya yardõm etme önerisinde bulundu. Moskova’nõn Taliban’a herhangi bir sevgisi yok. Ve bu kesinlikle denemeye değer. Ancak Washington bir şey öğrendiyse o da savaş döneminde ikmal yollarõna yönelik seçeneklerin çoğaltõlmasõ ve Rusya’nõn sõkõ kontrole sahip olmasõnõ engellemek olmalõ. Yeni yönetimin ayrõca Moskova’nõn İran’õn nükleer programõ konusunda destek verip vermeyeceğini de sõnamasõ gerekiyor. Kremlin bunu henüz görmemiş olsa bile bu da Rusya’nõn stratejik çõkarõna. Şimdiye kadar Obama Rusya’nõn komşularõna zorbalõk etmesine ses çõkarmadõ. Kendi sesini bulmasõ gerekecek. Geçen yõl Gürcistan’daki savaşõn ardõndan Rusya, Abhazya ve Güney Osetya’nõn bağõmsõzlõğõnõ tanõyarak uluslararasõ yasalara meydan okudu. Üstelik güçlerini söz verdiği gibi savaş öncesindeki sayõya çekmek yerine bu bölgelerde üs kurma planlarõnõ da ilan etti. Gürcistan sorunu hõzlõ bir çözüme ulaşmasa bile, Moskova’nõn Abhazya ve Güney Osetya’da süresiz kalacağõna dünyanõn razõ olduğunu düşünmesine izin verilmemeli. Obama’nõn Kremlin ile işbirliğinin yanõ sõra bu zorba yöntemlerini uzaklaştõrma arasõnda nasõl bir denge bulacağõnõ henüz bilmiyoruz. Ancak bu, sağlam bir ilişki için tek temel olabilir. İngilizceden çeviren: Elçin Poyrazlar (ABD, New York Times gazetesinin 12 Şubat tarihli başyazısı) NATO çatırdıyor DAVID DAVIS (*) NNATO riskte. Kuzey Atlantik Paktõ’nõn temel amacõ Avrupa’da barõşõ korumaktõr. Barõşõ korumak konusunda NATO’nun en başarõlõ uluslararasõ örgüt olup olmadõğõ tartõşmalõydõ bugüne kadar. Ama şimdi, nisan ayõndaki 60. kuruluş yõldönümüne yaklaşõlõrken NATO’nun tarihi etkinliği tehlikeye düşürülmekte. İngiltere Savunma Bakanõ John Hutton, NATO’nun yanõnda yer alacak bir Avrupa ordusuna sõcak baktõğõnõ gösterdi. Bu teklif yeni kuvvetler için değil, yeni bir örgüt içindir. Kuşkusuz burada farklõ amaçlar söz konusudur. NATO boşaltõlacak, verilen çabalarõn altõ oyulacaktõr. Aynõ zamanda İngiltere’nin kendi ulusal ordusunu kullanma yeteneği de yok edilecektir. AB’nin emri altõna giren her asker, İngiliz ordusuna karşõ görevlerini yerine getirebilmesi gereken bir askerin eksilmesi demektir. Savaşma kapasitesine gelince, NATO’nun bu alandaki şöhreti, Afganistan’a gitmesinden bu yana ciddi bir darbe almõştõr. Uluslararasõ Güvenlik Destek Gücü (ISAF) ve oradaki örgütlenmesi, üye ülkelerin birçoğundan gelen münferit ordularõn konuşlanacağõ yerlere ve operasyonel amaçlarõna kõsõtlama getirilmesine yol açan sözde ulusal ikazlarla felce uğratõlmõştõr. Bu arada İngiltere ve ABD, ilave asker gönderilmediği takdirde Afganistan’õn Taliban’õn kontrolüne girmiş başarõsõz bir ülke haline gelme tehlikesiyle karşõ karşõya olduğu fikrine gitgide daha fazla ağõrlõk vermektedir. Geçen yõl Afganistan’da İngiliz kuvvetlerinin başõnda olan General Dan McNeill, sadece Helmand’daki kuvvetlerin yüzde 50 artõrõlmasõ gerektiğini söylemişti. Ancak diğer Avrupa ve NATO ordularõ sayõnõn artõrõlmasõna şiddetle karşõ çõktõlar. ABD Başkanõ Barack Obama, verdiği sözle Afganistan’a yeni bir hamle için ABD’yi bağladõğõ halde, en az iki NATO üyesinin asker sayõsõnõ azaltmayõ planladõğõ göz önünde bulundurulduğunda, Obama’nõn yanõndakiler huzursuzlanmaktadõr. Afganistan’daki birliklerin yüzde 50’si ABD ve İngiltere dõşõndaki ülkelerden gelmektedir ve ortak bir tutuma gereksinim vardõr. Ancak, NATO’nun geleceğine yönelik asõl tehdit, sõnõrlarõnõ doğuya doğru genişletmesi yönündeki sürekli baskõdõr. Varşova Paktõ feshedildiğinde, benim de bir Dõşişleri Bakanõ olarak yoğun bir şekilde içinde olduğum bir süreçte, NATO şemsiyesi altõna yeni devletler almak gibi anlaşõlabilir bir istek vardõ. Buna rağmen o zaman bile Batõlõ devletler, savunulmasõ güç olan ülkelerle ilgili son derece temkinli bir tutum içindeydiler. Ayrõca, standart ilkelere göre NATO’ya çözülememiş ihtilaflar veya kan davalarõ ithal etmemek gerekiyordu. Kendi coğrafi sõnõrõ ve limiti içinde, ülkelerin istikrarõnõ arttõrmaya, ihtilaf ve istikrarsõzlõk ilave etmemeye veya ihtilaf ve istikrarsõzlõklarõ beslememeye odaklanõlmõştõ, ve bunun daima da böyle olmasõ gerekiyordu. NATO içindeki bütün devletler bu görüşte değildi. Birbirini izleyen ABD hükümetlerinin, NATO genişlemesini ABD’nin kendi etki alanõnõ genişletmek ve eski Sovyetler Birliği’nin, özellikle Rusya’nõn etki alanõnõ ise aktif bir biçimde daraltmak olarak gördüğüne pek kuşku yoktur. Bu durum en açõk bir biçimde Gürcistan meselesinde ortaya çõkmõştõr. Gürcistan ile Rusya arasõndaki, önceden kötü giden ilişkiler geçen yõl içerisinde felakete dönüşmüştür. Özellikle boru hatlarõ ve diğer kaynaklar söz konusu olduğunda sõk sõk ortaya çõkan ihtilaflara bakarak benzer bir iddia Ukrayna için de geçerlilik kazanõr. Yine de görüntü tümüyle de iç karartõcõ değil. Ruslar, Obama’nõn göreve gelişini, orta Avrupa’daki füzeler konusunda ortaya koyduklarõ akõllõca olmayan saldõrgan tutumlarõndan silkelenmek için kullandõlar. Obama’nõn ABD füze kalkanõ teklifini gözden geçirme kararõnõn ardõndan, Kaliningrad’a kõsa menzilli füze yerleştirme planlarõnõ askõya aldõlar. NATO bir ittifak olarak, ABD başkanlõğõnõn yeni duruşunu, örgütten tam olarak ne istediğimiz konusunda bir kez daha düşünmek için kullanmalõdõr. Bunu yaparsak, sanõyorum ki ulusal karar, en başarõlõ askeri ittifakõn, birazcõk daha az hõrslõ, ama çok daha fazla etkili olmasõnõ istemek yönünde olacaktõr: Daha az şeyi daha iyi bir şekilde yapmak için... İngilizceden çeviren: Çimen Turunç Baturalp (The Guardian, İngiltere, 12 Şubat 2009) (*) Eski Dışişleri Bakanı İttifakiçerdenvedõşardangelentehlikelerlekarşõkarşõyayken,üyelerin NATO’nun amaçlarõnõ acilen yeniden değerlendirmesi gündemde. TEŞEKKÜR Çok sevgili ve değerli babamõz, canõmõz, aile büyüğümüz, Kore Gazisi, Emekli Subay ALİM TOKER’i Atatürk Havaalanõ’nda karşõlayan, onu bağrõna basõp al bayrağõmõza saran, Düzenledikleri dini ve askeri törenlerle Edirnekapõ’daki ebedi istirahatgâhõnda kutsal vatan toprağõna veren, acõ günümüzde bizleri teselli ederek şereflendiren, başta 1. Ordu Komutanõmõz Orgeneral Ergin Saygun Paşamõz ve sayõn eşleri Nermin Saygun hanõmefendi olmak üzere töreni düzenleyen, bizzat katõlan ve taziyeye gelen bütün değerli ve vefalõ Kara, Hava ve Deniz Kuvvetleri mensubu komutanlarõmõza, kahraman Mehmetçiklerimize, dost ve akrabalarõmõza en derin şükranlarõmõzõ sunar- ken Asker babamõzõn söylediği son sözlerini de arz ediyoruz: “Allah ordumuza zeval vermesin. Büyük Türk ordusunu ilelebet muvaffak ve muzaffer eylesin!” Eşi: Cumhure Toker Kızı: Lale Dinçman Oğlu: Akın Toker MASLAK’TA YENİ BİR LEZZET Tike markalarõ olan Why-B zurna ilk olarak aynõ mekânda şimdi 0212 276 60 60 telefon numarasõyla kapõnõzda. VEFAT VE BAŞSAĞLIĞI Dostumuz, ağabeyimiz SÜMMANİ CAN’ı sonsuzluğa uğurluyoruz. Ailesinin, dostlarının, sevenlerinin başı sağ olsun. Cenazesi 16 Şubat 2009 günü (bugün) öğle namazının ardından Karşıyaka Mezarlığı’nda toprağa verilecektir. DOSTLARI
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear