28 Kasım 2024 Perşembe Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
B ir kente gökdelenlerin inşa edil- mesinin gayet normal olduğu- nu, ancak buna o kentin mi- marlarõnõn ve şehir plancõlarõnõn ka- rar vermesi gerektiğini vurgulayan Kõlõçdaroğlu, “Buna belediye baş- kanı karar verirse yanlış yapmış olur” dedi. Kõlõçdaroğlu, depremi bekleyen kent olarak İstanbul’da hazõrlõk çalõşmalarõnõn çok ağõr git- mesini eleştirdi. Siyasi irade eksikliğinin altõ- nõ çizen Kõlõçda- roğlu, “İrade ek- sikliği kaynak ye- tersizliğinden do- ğuyor. İmar de- ğişiklikleri ile sü- ratli bir kent ye- nileşmesi sağlana- cak” dedi. Kõlõç- daroğlu, kentsel dö- nüşüm yerine kent- sel yenileme kavra- mõnõ savunduklarõnõ belirterek “Kentsel dönüşümde bir alandaki binaları, ge- cekonduları yıkıyor- lar. Orada yaşayanla- ra kentin başka bir ye- rinde bina yapıp ‘gelin burada oturun’ diyorlar. Orası olağanüstü bir rant alanı oluyor ve yandaşlarına tahsis edi- yorlar. Bizim bahsettiğimiz kentsel ye- nileşmede, diyelim bir bölgede 7 bin gecekondu ya da sağlıksız yapılanma var. Oraya özgü bir imar durumu ge- liştireceğiz. O imar durumu sonu- cunda alanın rantı çok büyüyecek. Biz planları çizeceğiz, yeşil alanları sosyal donatı alanlarını belirleyeceğiz. Mü- teahhitler de gidip ev sahipleri ile anlaşacaklar. Belediye herhangi bir bedel ödemeyecek. İstanbul’un rantı- nı İstanbullu kullanmış olacak. Sulu- kule’de, Tarlabaşı’nda bu yöntemi uygulayacağız. Yasal olarak geri dö- nüşü mümkünse mağdur olan hak sa- hiplerine haklarını vereceğiz” dedi. İstanbul’daki meydanlarõn yetersizliğine dikkat çeken Kõlõç- daroğlu, kültür mer- kezlerinin de kent ge- neline yayõlmasõnõn önemine işaret etti. 2010’da Avrupa’nõn kültür başkenti olacak İstanbul’da yapõlan hazõrlõklarõ yetersiz bulan Kõlõçdaroğlu, AKM’nin yõkõmõ için yapõlan girişimleri de eleştirdi. Barajsız proje “Kışın debisi yük- selen Melen Ça- yı’ndaki suyu birik- tirmek ve kirli suyu dinlendirip arıtabilmek için baraja ih- tiyaç var” diyen Kõlõçdaroğlu, su havza- larõnda 24 bine yakõn kaçak yapõ olduğu- nu, İSKİ’nin bu yüzden İBB’ye dava aç- tõğõnõ belirtti. Kõlõçdaroğlu “Havzaları mutlaka korumak gerekiyor. Yasadışı olaylara göz yumarsanız iyi bir yönetici olamazsınız” diye konuştu. CMYB C M Y B 13 ŞUBAT 2009 CUMA CUMHURİYET SAYFA HABERLER 7 DÜZ YAZI ORHAN BİRGİT ‘Sizi Gidi Bölücüler’ Öyle anlaşılıyor ki Bülent Ecevit bugün hayatta olsaydı, kurup iktidar yaptığı DSP’nin kendisinden sonra genel başkanlığına oturttuğu Zeki Sezer ta- rafından “bölücü” ilan edilecekti. Bu suçlama, hele benim gibi uzun bir dönem DSP’ye gönül vermiş bir eski siyaset adamı ta- rafından da yapılınca, elbette çok abartılı gelecektir. Ama ne yapayım ki Sayın Sezer, partisinin üste- lik kendisi tarafından aday gösterilmiş 5 millet- vekilinin, dünkü gazetelerde yayımlanan çağrısı- na karşı, İstanbul’da verdiği yanıtta onları isim- lerini vermeden bölücülükle suçlamış! Oysa DSP’nin bugün parlamentoda bulunan 13 milletvekilinden beşini oluşturan Ahmet Tan, Emre Halıcı, Dr. Mücahit Pehlivan, Recai Bir- gül ve Tayfun İçli, önceki gece bazı gazetelerin internet sitelerine düşen, dün de yine medyada yer alan bir çağrıyla genel başkanlarından, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı için adı üstün- deki adaylık söylentileri yoğunlaşan Ahmet Ve- fik Alp’e “daha önceki seçimlerde başka partilerde hayal kırıklığı yaşadığı ve kapı dışında kaldığı” suç- lamalarıyla karşı çıkarken İstanbul halkından oy ala- bilmek isteniyorsa, sayın genel başkanlarının aday olmasını öneriyorlardı.. Dahası bu beş milletvekili “İstanbul’da Kemal Kılıçdaroğlu’na karşı, hele böylesine bir aday çı- kartmanın AKP iktidarına destek sağlamak demek olacağını” da hatırlatarak aziz Ecevit’in ölümün- den birkaç ay önce başlattığı kampanyayı da yay- maya çalışmıyorlar mı? O vasiyet ya da kampanya gereği Sezer, An- kara’da Murat Karayalçın’a karşı partisinin aday göstermeyeceğini söyleyerek olumlu bir adım at- mıştı. CHP Genel Başkanı Baykal’ın bu adıma Eskişehir, Ordu ve Bartın’da aday göstermeyerek olumlu karşılık vermesi beklentileri ne yazık ki ger- çekleşmedi. Dolayısıyla İzmir’de Aziz Kocaoğ- lu’nun karşısında bir DSP’li adayın ringe çıkaca- ğı anlaşıldı. Keza CHP, Mustafa Sarıgül ile ku- rultaylara da sıçrayan hesaplaşmasını kan dava- sına dönüştürerek, üstelik aynı soyadını almış bir partilisinin adaylığını ilan ederek, Şişlili seçmen- lerin sandık başında göz yanılgısıyla kendi oy pu- sulasına mühür basabilecekleri gibi çok iptidai bir yöntemi uygulamaya soktu. Ama tüm bu olanların Kemal Kılıçdaroğlu’nun karşısına daha önce başka partilerde adı ve va- atleri eskitilmiş bir adayla çıkmayı haklı göstere- cek tarafı yoktur. DSP merkezi, İstanbul büyük- şehir başkanlık seçiminde Kılıçdaroğlu ile bizzat Başbakan’ın niçin uğraşmakta olduğunun arka- sındaki anlamı değerlendiremeyecek kadar poli- tik öngörüden yoksun mudur? Rahşan Ecevit’in titiz ve tutumlu yönetimiyle partinin kasasında devralınan 40 trilyon liranın ye- ni yönetimce fazlasıyla cömertçe harcanarak daha 2007 yılında yarıya indiği söyleniliyordu. Bu- gün artık Hazine yardımı alamayan DSP’nin, 29 Mart seçimlerinde kendi açısından çok başarıy- la çıkabileceğine inandığının kanıtı olarak, dünkü ulusal basında tam sayfa olarak yer alan ilanlar gösterilebilir. Öylelikle DSP Genel Merkezi’nin kam- panyayı başlatırken kasasındaki paranın önemli bir bölümünü ilk gün reklamlarına ayırmaktan ka- çınmadığı görülüyor. Umarım, aynı zenginlik Eskişehir, Ordu ve Bar- tın gibi parti için çok kritik seçimler için de esir- genmeyecektir. Sarıgül’ün alacağı oy ile kıyaslansın DSP’nin İstanbul’da büyükşehir başkanlığı için attığı taşın, ürküttüğü kurbağaya değip değme- yeceğini görmek için 29 Mart gecesi açılacak san- dıklardan çıkacak sonuçları bekleyeceğiz. Şişli’de seçmen oylarının yüzde 80.9’unu ala- bileceği SONAR’ın son araştırmasıyla ileri sürü- len Mustafa Sarıgül’e verilen oylarla DSP Bü- yükşehir Belediye Başkanı Vefik Alp arasındaki oy- ların toplamı arasında oluşacak fark, Sayın Sezer’in Rus ruleti oynayıp oynamadığını ortaya koyacaktır. Çoğunlukla sağ partilere mahsus bu bölücülük suçlaması, DSP Genel Başkanı’na hiç yakışmadı. Çoğu kendisiyle yol arkadaşlığı yapmış bu beş par- lamenterin Ecevit’in bıraktığı bir politik mirası bölmek gibi bir plan peşinde olduklarına kendisi de gerçekten inanarak mı söylüyor? Yoksa, 29 Mart’ta partisinin alacağı sonuçlar il genel mecli- si seçimlerinde yüzde 10’un çok aşağılarında kalırsa Sezer, o sonucun sorumluluğunu şimdiden parti içinde kendisiyle görüş ayrılığına düşen ar- kadaşlarına mı yükleyeceğini düşünüyor? Faks: 0 216 302 82 08 obirgit@e-kolay.net ‘İstanbul’unrantõİstanbullulara’ Kõlõçdaroğlu, İstanbul’un en büyük eksiğinin iyi bir yönetici olduğunu belirtirken Topbaş ve yönetiminin ihaleleri yandaşlarõna dağõtõp kaynaklarõ savurganca harcadõğõnõ söyledi ÖZLEM GÜVEMLİ / DENİZ TATARER CHP İstanbul Büyükşehir Belediye (İBB) başkan adayõ Kemal Kılıçdaroğlu, AKP döneminde yaşanan yolsuzluklarõn Cumhuriyet tarihinde görülmemiş büyüklükte olduğuna dikkat çekerek talan edilen İstanbul’un rantõnõn bundan böyle sadece İstanbullular tarafõndan kullanõlacağõnõ söyledi. Kentlileri doğrudan ilgilendiren 3. köprü gibi konularda referandumlar düzenleyeceklerini belirten Kõlõçdaroğlu, yürütecekleri sosyal projelerle güçlü bir doku oluşturacaklarõnõ, her evde en az bir kişiye sigortalõ iş imkânõ sunacaklarõnõ anlattõ. Kõlõçdaroğlu, İBB Başkanõ Kadir Topbaş’õn 23 şirketi ile holdinge benzeyen İBB’nin varlõklarõnõ satarak kaynak elde etmeye çalõşmasõnõ da eleştirerek “Böyle bir belediye başkanı o koltukta oturmamalıdır” dedi. Kõlõçdaroğlu, Topbaş’la ilgili elinde bulunan dosyalarõ açõklamanõn öncelikli işi olmadõğõnõ, asõl hedefinin yolsuzluklar değil İstanbul’a kazandõracaklarõ projeler olduğunu söyledi. Kendisini eleştirenlerin “Sadece yolsuzluk dosyalarına bakıyor. Projesi yok” söyleminin arkasõna saklandõklarõnõ belirten Kõlõçdaroğlu, “Elimde dosyalar olduğunu daha önce söylemiştim. Şimdi herkes açıklamamı bekliyor. Bunlar açıklanacaktır ama öncelikli değil. CHP ve bizim seçmenimiz yolsuzluklara karşı çok duyarlıdır. AKP döneminde ortaya konan yolsuzluk dosyalarının büyüklüğü Cumhuriyet tarihinde görülmemiştir. Yolsuzluk AKP ile beraber kurumsallaştı. Bunu ben değil, Avrupa Birliği (AB) İlerleme Raporu söylüyor” dedi. Kõlõçdaroğlu, İBB’ye bağlõ 23 şirketin gelir gider tablosunun kamuoyu tarafõndan bilinmediğini ifade ederek büyükşehrin adeta bir holding gibi olduğunu ve bu nedenle olağanüstü bir kaynağõnõn bulunmasõ gerektiğini belirtti. Kadir Topbaş’õn 2006 yõlõnda yaptõğõ “Bütçemizi şeffaf yapacağız, İstanbul’a açıklayacağız” sözlerini anõmsatan Kõlõçdaroğlu, “Niye bugüne dek şirketlerin bilançolarını açıklamadınız? Mesela İSPARK’ta hiç harcama yok, sürekli para alınıyor. O para nereye gidiyor, nasıl kullanılıyor?” diye sordu. İBB ihalelerinin yandaşlara verilerek kaynaklarõn savurganca kullanõldõğõna dikkat çeken Kõlõçdaroğlu, “1 liralık işi 5 liraya yaptırıyorlar. O nedenle 15 yılda yapamadıklarını 5 yılda yapacağız diyoruz. Para var çünkü. Bütçesi 10 milyar dolar İBB’nin” dedi. ‘OYUMU İSTANBUL’DA KULLANACAĞIM’ Kõlõçdaroğlu bir süre önce çok tartõşõlan bir ko- nuya da açõklõk getirerek oyunu İstanbul’da kullanacağõnõ söyledi. Mütevazõ bir yaşam tar- zõ olduğu için Kâğõthane’de ev tutmayõ tercih ettiğini anlatan Kõlõçdaroğlu şunlarõ söyledi: “Kâğõthane’de evi tuttum ama yoğunluk ne- deniyle tam olarak yerleşemedim. İstanbul’da 3. seçim dönemim, daha önce milletvekilliği için bu bölgede çalõştõm. İstanbul’da 12 yõl bo- yunca Göztepe Çemenzar’da yaşadõm. Ben ya- şarken trafik bu kadar yoğun değildi, yeşil alan çoktu. İstanbul’da yaşarken gittiğim ilk gece- kondu semti de Kâğõthane olmuştu. Bir yakõ- nõmõn düğününe gitmiştik. Kâğõthane’de ba- zõ akrabalarõm hâlâ var. Ümraniye’de kõz kar- deşim oturuyor. Karşõda otururken hafta son- ralarõ o kadar çok yeşil alan vardõ ki maç ya- pardõk. Şimdi öyle alanlar yok...” 3. köprü için referandum Kemal Kõlõçdaroğlu, 3. köprünün yapõlõp ya- põlmayacağõna İstanbullularõn karar vermesi gerektiğini söyleyerek “Bazõ noktalarda İs- tanbullularõn görüşünü almak lazõm. 3. köp- rüye gerek var mõdõr yok mudur diye, gerekirse referandum yapõlacak” diye konuştu. Y erel seçimlere haftalar kala çalõşmalarõna hõz veren CHP’nin İBB adayõ Kemal Kõlõçdaroğlu, Topbaş’õn söz vermesine karşõn şirketlerin gelir gider tablosunu kamuoyuna açõklamadõğõna dikkat çekti. Kõlõçdaroğlu, İBB’nin 10 milyar dolarlõk bütçesi ile kaynaklarõnõ satmadan kendini finanse edebilecek durumda olduğunu, ihaleleri yandaşlarõna dağõtarak kaynaklarõ savurganca harcadõğõnõ söyledi. ‘BELEDİYE İFLASTA’ İ ETT işçilerinin aylõklarõnõn aylardõr ödenmediğini de anõmsatan Kõlõçdaroğlu, şöyle devam etti: “Topbaş ‘Çok değerli bir arazi vardõ elimizde Dubai şeyhine sattõk ama olma- dõ, engellendik’ diyor. Oradan gelecek parayla İETT işçileri- nin maaşını ödeyecektik diyor. Bir belediye başkanı bunu söy- lüyorsa, o belediye artık iflas et- miştir. Bir belediye başkanı bunu diyorsa, o koltukta artık oturmamalıdır. Çünkü siz an- cak varlıklarınızı satarak çalı- şanın maaşını ödeyebiliyorsu- nuz demektir. Girişimci bele- diyeciliğin özünde üretim var- dır. Her şeyi sattınız diyelim, o zaman kenti nasıl yöneteceksi- niz? Kenti nasıl cazibe merke- zi haline getireceksiniz? Topbaş ve ekibinin kent vizyonu yok. Ciddi bir açmaz bu... Devlet bütçesinden sonra en büyük bütçeye sahip kurumu yönet- tim. Para nasıl toplanır, nasıl harcanır gayet iyi bilirim. 5 yıl içinde hem farklı bir İstan- bul hem geliri için merkezi hü- kümete yalvarmayan bir İs- tanbul görecekler. Başbakan beni Diyojen’e benzetiyor ya, ona Diyojen’in bir sözünü ha- tırlatmak isterim ‘Gölge etme- yin başka ihsan istemem’... Bun- lar gelir, bizim 15 yılda yapa- madığımızı 5 yılda yaparlarsa ben halka nasıl hesap verece- ğim telaşına düştü.” İŞÇİLERE SENDİKA Kõlõçdaroğlu, taşeronlaşmaya sõcak bakmadõğõnõ vurgulayarak “İşçiler çalışıyorsa sendikalı olabilmeli. Eğer merkezi hü- kümet kurallar belirler ve şu sa- yının üzerinde işçi çalıştırama- yacaksınız derse, sizin bazı hiz- metleri yerine getirmeniz gere- kiyorsa o işi ihale etmenin dı- şında bir şansınız yok. Ama belediye içinde taşeron işçi ça- lıştırılmasına karşıyım” dedi. 80 km. metro İstanbul’un ulaşõm sorununun ancak metro projeleriyle gideri- lebileceğinin de altõnõ çizen Kõ- lõçdaroğlu, AKP zihniyetinin, es- ki İBB Başkanõ Nurettin Sö- zen’in başlattõğõ metro projesini “kerhen” devam ettirmenin öte- sine gidemediği vurguladõ. İBB’nin 10 milyar dolarlõk büt- çesinin pek çok yatõrõm için yeterli olduğunu da yineleyen Kõlõçda- roğlu, “İBB bütçesi sıradan bir bütçe değildir. Türkiye’nin 1-2 milyon dolar için IMF kuyru- ğunda beklediğini düşünürseniz İBB’nin bütçesinin önemi daha net anlaşılır. Bu kaynakları ve öncelikleri iyi belirlerseniz ve harcamaları savurgan bir an- layışla yapmazsanız, bu paray- la çok şey yapabilirsiniz” dedi. 15 yõldõr geçmeyen 1/100 bin- lik Çevre Düzeni Planõ’nõn İBB Meclisi’nden çõkmak üzere ol- duğunu anõmsatan Kõlõçdaroğlu, “Biz geleceğiz 1 yılda çıkara- cağız dedik diye şimdi çıkarı- yorlar. Eğer 1/100 binlik plan gerçekten sağlıklı yapılmışsa uygulanır” dedi. Avcõlar-Zincirliku- yu arasõnda hizmet veren metrobüs hattõ- nõn eksikleri olduğunu ve eksikliklerin gide- rilmesi için de bir dizi proje geliştirdiklerini kaydeden Kõlõçdaroğlu, metrobüs hattõnõn iptal edileceği yönündeki en- dişelerin yersiz olduğunu söyledi. Hattõn ileriki dö- nemlerde raylõ sisteme dönüştürülmesinin daha kârlõ olacağõnõ da vurgu- layan Kõlõçdaroğlu, “Bu projenin önünü kesmek, durdurmak doğru değil. Ancak özellikle durak- larda kurulan üst geçit sistemleri çok sağlõklõ değil, düzenlemeye ihti- yaçlarõ var. Sistemi ray- lõ hale getirmek de ge- rekebilir. Bu sayede yol- cu kapasitesi 1’e 8 ora- nõnda artar, belediye de ciddi kâr elde eder. Biz mevcut yönetimin başlattõğõ bütün pro- jelere devam edece- ğiz. Biz İstanbul’un sorunlarõnõ kökten çözmek ve kentin kaynaklarõnõn savrulmasõnõ engellemek is- tiyoruz” de- di. ‘Kentin sosyal dokusu iyileşecek’ K õlõçdaroğlu, İstanbul’un yok- sulluk, işsizlik, dõşlanmõşlõk gibi sosyal sorunlarla boğu- şan bir kent olduğunu belirterek iş- sizlerden sokak çocuklarõna, ka- dõnlardan yoksullara kadar geniş bir yelpazede sosyal projeler geliş- tirdiklerini anlattõ. Kõlõçdaroğlu, İs- tanbul’u metro sorunu kõsmen çö- zülmüş, sosyal dokusu güçlü bir kent haline dönüştürmek istediklerini söyleyerek uygulamaya koyacakla- rõ projeleriyle ilgili şu bilgileri ver- di: “Metro hattının gelişmesiyle metro çıkışlarında açılacak olan küçük işletmeler, butikler, iş mer- kezleri küçük esnaf için yeni iş im- kânı yaratacaktır. Bir kentin kal- kınması ancak yoksulluk soru- nunun çözümüyle mümkündür. Biz öncelikle İstanbul’un yoksul- luk envanterini çıkaracağız. İhti- yaç sahibi ailelere ‘aile sigorta’ kapsamında belirli miktarda yar- dım yapacağız. Belediyede iş im- kânı olduğunda bu ailelerden ki- şileri eleman olarak alacağız. O in- sana iş yaratınca, verdiğimiz öde- meyi keseceğiz. Ayrıca ‘Gönüllü Aile’ projesi geliştirdik. Bu saye- de Şişli’deki bir aile ile Sultan- beyli’deki bir aile bir araya gele- cek ve birbirlerini tanıyıp, anla- yacaklar. Cumhuriyet Halk Evleri projesini partiden bağımsız İBB’nin önemli bir sosyal kurumu haline getireceğiz.” Evsizler, kimsesizler, yaşlõlar ve sokak çocuklarõ için özel bakõm merkezleri yapõlacağõnõ da belirten Kõlõçdaroğlu, merkezlerde görev alacak insanlarõn gönüllülük usu- lüyle seçileceğini vurguladõ. Kõlõç- daroğlu, “Bu merkezlerde insan- lara sosyologlar, psikologlar, dok- torlar, öğretmenler yardımcı ola- cak. İstanbul’daki kimsesiz ço- cuklar bir süre sonra yeraltı dün- yasının elemanları haline dönüş- ler. Bu çocuklara sahip çıkacağız. Bu merkezlerde hoşgörü sahibi, gönüllü kişilerle çalışacağız” dedi. Raylõ sisteme geçilebilir ‘Siyasi irade eksikliği kaynak yetersizliğinden doğuyor’ Kılıçdaroğlu projelerini anlattı. DAVA İLE BİRLEŞTİRİLDİ Bolluk dosyasõ da Ergenekon’da İstanbul Haber Servisi - İstanbul 13. Ağõr Ce- za Mahkemesi, “Hakan Saraylıoğlu’nun öl- dürülmesine iştirak etmek” suçundan yar- gõlanan Aydõnlõk Dergisi Genel Yayõn Yö- netmeni Serhan Bolluk’un bu dosyasõnõn, “Er- genekon” dava dosyasõyla birleştirilmesini ka- rarlaştõrdõ. Küçükçekmece İkitelli bölgesinde 1 Şubat 2006 tarihinde DHKP/C tarafõndan öl- dürüldüğü ileri sürülen Saraylõoğlu’nun dos- yasõna ilişkin duruşmaya dün İstanbul 13. Ağõr Ceza Mahkemesi’ndeki davayla devam edildi. Bolluk’un avukatõ Osman Aydın Şa- hin, müvekkilinin ajandasõndaki notlara da- yanõlarak iddianame hazõrlandõğõnõ ve iddia- namede maddi yanlõşlõk bulunduğunu, DHKP/C’nin açõklamasõnda olay tarihinin 2 Şu- bat olarak belirtildiğini ancak cesedin 1 Şubat’ta bulunduğunu ifade ederek, örgütün bu eylemi benimserken yalan söylediğini bildirdi. Şahin, iddianamenin, terör örgütünün bildirisi doğru kabul edilerek düzenlenmesinin üzücü oldu- ğunu dile getirdi. İddianamede Bolluk’un ajandasõndaki bilgilerle, örgütün açõklamala- rõnõn örtüştüğü ileri sürülülüyor. İddianamede Bolluk’un, Saraylõoğlu’nun kimliği belirlene- meyen DHKP/C militanlarõ ile birlikte sorgu- suna katõldõğõ, sorgu sõrasõnda ajandasõna el ya- zõsõ ile notlar aldõğõ, bu şekilde Saraylõoğlu’nun öldürülmesine iştirak ettiği öne sürüldü.
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear