24 Kasım 2024 Pazar Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
CMYB C M Y B SAYFA CUMHURİYET 11 ŞUBAT 2009 ÇARŞAMBA 4 HABERLER İĞNELİ FIRÇA ZAFER TEMOÇİN namikzafer@yahoo.com GLOBALPOLİTİKÜLTÜR ERGİN YILDIZOĞLU ‘Bildiklerini Sizlere Söyleselerdi...’ Davos tartışmalarını izler, medyaya yansıyan yo- rumları okurken, aklıma Bob Beckman (1934-2007) geldi. Beckman, 1970’lerde küçük yatırımcılara yö- nelik önerileriyle dikkatleri çekmişti, özellikle de 1987 krizinde borsada yüzde 25 gerilerden yönetti- ği portföyün getirisi yüzde 300 arttığında... Beckman’ın krizlerde ayakta kalabilmenin yollarını tartışan çok il- ginç kitapları da vardı. Kapitalizmin krizleri üzerine doktora tezimi yazdı- ğım yıllarda, Beckman’ın çalışmaları arasında, beni en çok “Olanlar daha önce de oldu. Ama sizi yöne- tenler, sırtınızdan büyük servetler yapanlar, bunu si- ze söylerlerse sizi yönetemezler” uyarısı etkilemişti. 1990’larda “küreselleşme”, 2007’de “kriz” tartışma- ları başladığında hep, Beckman’ın ne kadar haklı ol- duğunu düşündüm. Küreselleşme ve kriz “Küreselleşme”, 1990’ların başında günlük söyle- me sokulduğunda, yepyeni, önlenemez, geri çevri- lemez, dışında kalınamaz bir süreç olarak sunuldu. Bu büyük iddiaların yanı sıra, ulus devletler, “ulusal ekonomiler” artık önemini kaybetti, hatta Tayyip Bey’in de geçen yıl vurguladığı “Yatırımın yerlisi ya- bancısı olmaz” iddiaları da öne sürülüyordu. Bu id- diaların temelindeyse, biri ekonominin, ikincisi insanın doğasına ilişkin, krizin ışığında bakınca, inanılmaz de- recede abartılı duran iki varsayım vardı. Piyasalar aşı- rılıklarını kendi kendilerine düzeltirler, bu yüzden dev- letin piyasadan uzak durması gerekir. İkincisi, piya- sa aktörleri akılcı beklentilerle davranan insanlardır. Mali kriz 2007 yılında başladığından bu yana pi- yasaların kendi pisliklerini kendilerinin temizleye- meyeceği ortaya çıktığında, devlet müdahalesi, hat- ta birçok durumda devletleştirmeler gündeme gelince, bu iki varsayım, gözlerimizin önünde çöktü. Davos tartışmaları bu çöküşün nihayet bilinçlere çıktığı yer- di. Kimi televole ekonomistlerinin, nafile bir çabay- la iddia ettiği gibi Davos’takiler salt ideolojik heze- yanlar değildi… İdeolojinin çatlağından sızarak ken- dini dayatan “gerçek”, bizzat ideolojinin üretildiği yer- deki, egemen fantezileri dağıtıyordu, o kadar! Artık kapitalizm ayakta kalmak için devlete mec- bur olduğunu kabul ediyor, devletler bankacıların ma- aşlarına kadar burunlarını sokuyor. Geçen hafta, Fi- nancial Times, Wall Street Journal, The Economist, “küreselleşmenin geri vitese taktığını”, küresel ser- mayenin ülkesine geri dönmeye başladığını, her hü- kümetin kendi şirketlerini (parayı alıp dışarı gitmemek koşuluyla!) desteklediğini, sokaklara dökülen işçile- rinin taleplerine kerhen de olsa kulak vermeye ça- lıştığını, ABD dahil birçok ülkede “yerli malı kullan” kampanyalarının başladığını aktarıyordu: Korumacılık ve ticaret savaşları riski gittikçe artıyor. Söylenmeyenlere gelince… Önce, küreselleşmenin yeni bir olgu olmadığı, fi- nansallaşmayla, krizle ilişkisi bizlerden saklandı. Her “küreselleşmenin” sonunda yaşandığı gibi yine bir mali kriz gelip kapıya dayanınca, önce ABD ev pi- yasasında basit bir kaza olarak sunuldu. Sonra, ev piyasası krizi, kredi krizine dönüştü, ABD belki hafif bir resesyon yaşardı ama, küresel resesyon söz ko- nusu değildi. Küresel resesyon da geldi kapıya da- yandı… Bu kez, “Olsun merak etmeyin resesyon kü- resel ama depresyona dönüşmeyecek…” Bizi yönetenler hep bizi uyutmaya çalışıyorlar. Fa- re insanın kulağını yerken acımasın, uyanmasın di- ye üflermiş… Nihayet geçen hafta, ya deniz bitti ya da siyasile- rin sinirleri iflas etti. Önce İngiltere Başbakanı Gor- don Brown dünya ekonomisinin depresyonda ol- duğunu ağzından kaçırdı. Tam dil sürçmesi filan di- yorlardı ki, pazartesi günü, IMF Başkanı’nın “Bütün gelişmiş ülkeler depresyonda” saptaması gaze- telere düştü. Şimdi de, belki depresyon ama, “bü- yük depresyon değil” diyorlar. Gerçi, 2008’de yüzde 6.2 büyüyen dünya ekono- misi 2009’da yüzde-2.1 (toplam daralma yüzde 8.3; yaklaşık 4.5 trilyon dolar) gerileyecekmiş; küresel hava kargo trafiği, aralıkta, önceki yıla kıyasla yüz- de 23 düşmüş; çevre ülkelere giden sermaye, 2007’de 929 milyar dolardan bu yıl 165 milyara ge- rileyecekmiş. Standard & Poors 500 indeksinin son 10 yılın, yılık ortalama (reel) getirisi (yüzde -5.1), 1929 krizini izleyen on yılın, yıllık ortalama getirisinden (yüz- de -2.8) çok daha düşükmüş (New York Times, F. Norris, 08/02); daha önceki resesyonlara kıyasla bu yıl ABD ekonomisinin toparlanması gerekirken, da- ralma devam ediyormuş… Olsun, bunlara da bir açık- lama bulurlar… erginy@tr.nethttp://erginyildizoglu.blogspot.com MHP lideri Bahçeli, kamu kaynaklarõnõn oy avcõlõğõ için kullanõlmasõnõ eleştirdi MilliiradedolandõrõcõlõğõANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - MHP Genel Başkanõ Devlet Bahçeli, seçimler yaklaşõrken Başbakan Tay- yip Erdoğan’õ “parlatmak” için sahte kahramanlõk hikâyeleri yazõldõ- ğõnõ belirterek bu konudaki son “ya- lan”õn Kuzey Irak’ta başõna çuval ge- çirilen askerlerin Erdoğan’õn girişi- miyle kurtarõldõğõ olduğunu söyledi. Bahçeli, partisinin grup toplantõsõnda yaklaşan yerel seçimlere dikkat çe- kerken milli iradenin siyasi iktidarla- ra verdiği yönetim yetkisinin, “ahlak dışı yollara sapanları aklama ara- cı” olmadõğõnõ söyledi. Meşru ve ah- laki olmayan yollarla seçmenlerin al- datõlmasõ, halk dalkavukluğu ve seçim rüşvetiyle millet iradesine fesat ka- rõştõrõlmasõnõn “milli irade dolandı- rıcılığı” olacağõna dikkat çeken Bah- çeli, AKP’nin 6 yõllõk iktidarõ döne- minde yaşananlar ve yerel seçim sü- recinde sergilenen ilkesiz ve omurgasõz yaklaşõmlarõn bir kez daha bu acõ gerçekleri anõmsattõğõnõ ifade etti. Bahçeli, seçimler yaklaşõrken Er- doğan’õ “parlatma gayretlerini seçim sürecinin istismar mönüsü” olarak sunan AKP’nin son yalanõnõn Kuzey Irak’ta başõna çuval geçirilen askerlerin Erdoğan sayesinde kurtarõldõğõ se- naryosu olduğunu söyledi. Ancak AKP’nin sahte kahramanlõk postu çõ- karma gayretlerinde bir kez daha bal- tayõ taşa vurduğunu belirten Bahçeli, Türk askerlerinin 4 Temmuz 2003 gü- nü öğle saatlerinde gözaltõna alõndõğõnõ, bunun üzerine askeri makamlarõn sü- ratle girişim başlattõğõnõ, Başbakan Er- doğan’õn ise ancak 2 gün sonra, 6 Temmuz’da saat 16.45’te ABD Baş- kan Yardõmcõsõyla telefonla görüşe- bildiğine dikkat çekti. Bahçeli, sözlerini şöyle sürdürdü: “Göreve başlayan yeni bakanın id- dia ettiği gibi, ABD Başkan Yar- dımcısı’nı azarlayarak sorunu çöz- düğünü söyleyen kişi, Erdoğan ise aynı olay üzerine ‘Nota dediğimiz ko- nu müzik notasõ değildir’ diyen piş- kin başbakan kimdir? Davos’ta şa- hin, Süleymaniye’de serçe olan bu iki zihniyet profili arasındaki fark, karşımızdakinin siyasi kimliği ve ki- şiliği hakkında bir fikir vermeye ye- terli olacaktır.” Bahçeli, son dönemde oğullarõnõn ti- cari ortaklõklarõyla gündeme gelen Başbakan Erdoğan’õn yanõ sõra Cum- hurbaşkanõ Abdullah Gül’e de yük- lendi. İşsizliğin ağõrlõğõ ve yakõcõlõğõ ile boğuşan her bir vatandaşõn “pır- lanta şirketlerine ortak olmaları, er- ken yaşlarda gemi ticaretine başla- maları, Arap şeyhleriyle erken yaş- ta ticaret konuşmalarının beklen- mediğini” belirten Bahçeli, ancak asgari gereksinimlerini karşõlayacak bir işe sahip olmalarõnõn en doğal hakla- rõ olduğunu vurguladõ. Son dönemlerde Başbakan Erdoğan’õ “parlatmak” için sahte kahramanlõk hikâyeleri yazõldõğõna dikkat çeken Bahçeli, AKP’nin son yalanõnõn Kuzey Irak’ta başõna çuval geçirilen askerlerin Erdoğan sayesinde kurtarõldõğõ senaryosu olduğunu söyledi. Üzmez’e ilk ceza kadõnlardan Vakit’incinselsaldõrõsuçlamasõylayargõlananyazarõadliyeönünde protesto edildi, şemsiyeli ve yumurtalõ protesto iki gözaltõyla bitti ‘AKP yoksulluğu istismar ediyor’ Tunceli’de yapõlan beyaz eşya dağõtõmõna tepki gösteren DTP Genel Başkanõ Türk, ‘Dağõttõğõnõz çamaşõr makineleri sizi temizlemeye asla yetmez’ dedi ANKARA (Cumhuriyet Bü- rosu) - DTP Genel Başkanõ Ahmet Türk, yolsuzluklarõn üze- rini örten AKP hükümetinin yok- sulluğu da istismar ederek seçim rüşvetine dönüştürdüğü yardõm kampanyalarõ düzenlediğini be- lirterek “Siz gerçek yüzünüzü çamaşır makineleriyle aklaya- cağınızı sanıyorsanız, yanılı- yorsunuz” dedi. Ahmet Türk, partisinin grup toplantõsõnda yaptõğõ konuşmada, AKP hükümetinin baskõ ve iş- kence vakalarõna geçen hafta Hakkâri-Çukurca’da kar maske- li özel harekâtçõlar tarafõndan yapõlan baskõnlarõn eklendiğini belirtti. Özel harekâtçõlarõn kö- pekler eşliğinde, bebeklerin de bulunduğu evlere gaz bombasõ at- tõğõnõ, yurttaşlarõ hõrpalayarak aradõğõnõ belirten Türk, DTP Hakkâri Millevtekili Hamit Gey- lani’nin ise güvenlik güçlerince içeri sokulmadõğõnõ, Çukurca Kaymakamõ’nõn da “Maalesef bu olaylar beni aşıyor” de- mekle yetindiğini belirtti. Türk, “Şimdi bu yaşananlar karşı- sında Başbakan’a sormak isti- yoruz. Bütün bunlar Gazze’de yaşansaydı tepkiniz ne olurdu acaba? Kendi ülkenizde benzer olaylar yaşandığında sessiz ka- lıyorsanız İsrailli yöneticilerden pek bir farkınızın kalmadığını bilmeniz gerekir” dedi. Yoksul insanlara yardõm yap- manõn “sosyal devletin gereği” olduğuna işaret eden Türk, şu gö- rüşleri dile getirdi: “Ama bunu bir lütufmuş gibi sunar ve bir seçim rüşvetine dönüştürür- seniz, burada sosyal devlet devreden çıkar, halkın yok- sulluğunu sömüren rantçı bir iktidar gerçeği devreye girer. Hükümetten birileri çıkmış ‘Sosyal devlet devam edecek’ di- yor. Sormak istiyorum, sosyal devlet seçimlerden seçimlere mi devam ediyor? Daha önce niye bu yardımları yapmıyor- dunuz? Halkı aşağılamak, onun çaresizliğini, yoksullu- ğunu sömürmektir. AKP’nin kitabındaki sosyal devlet işte budur. Seçimlerde yoksulları sömürmektir. Suyu olmayan köye çamaşır makinesi gön- deriyorlar. ‘Oyunuzu verirseniz, suyunuzu da seçimlerden sonra getiririz’ demeye getiriyorlar. Bu aşağılama değildir de ne- dir? Siz gerçek yüzünüzü ça- maşır makineleriyle aklaya- cağınızı sanıyorsanız, yanılı- yorsunuz. Dağıttığınız binler- ce çamaşır makinesi sizi te- mizlemeye asla yetmez.” BURSA (Cumhuriyet) - Bursa’da 14 ya- şõndaki B.Ç’ye cinsel saldõrõ suçlamasõyla yargõlanan Vakit yazarõ Hüseyin Üzmez’i bir grup kadõn protesto etti. Bursa 4. Ağõr Ceza Mahkemesi’ndeki du- ruşmada, tutuksuz sanõklar Hüseyin Üzmez (76) ve Livaze Ç. (36) hazõr bulundu. Hâkim Kadir Ünal, B.Ç’nin beden ve ruh sağlõğõnõn bozulup bozulmadõğõ yönünde İstanbul Adli Tõp Kurumu’ndan istenen raporun henüz mah- kemeye ulaşmadõğõnõ söyledi. Ünal, geçen du- ruşmada B.Ç’nin avukatõ Nevin Canbaz’õn, TCK’nin 109. maddesi açõsõndan sanõklar hakkõnda ek iddianame düzenlenmesiyle ilgili talebinin Bursa Cumhuriyet Başsavcõlõğõ’nca reddedildiğini, karara Yalova Ağõr Ceza Mah- kemesi nezdinde itiraz edildiğini, ancak itira- za ilişkin henüz yanõt gelmediğini belirtti. Söz alan avukat Canbaz, B.Ç’nin avukatõ olarak ve- kâletname alan Bülent Demir’in önceki du- ruşmada Hüseyin Üzmez’in avukatõ olarak du- ruşmaya katõldõğõnõ belirterek hakkõnda suç du- yurusunda bulunduklarõnõ söyledi. Mahkeme heyeti, adli tõp raporu ve Yalova Ağõr Ceza Mahkemesi’nden yanõtõn beklen- mesine karar vererek duruşmayõ erteledi. Duruşma öncesinde ve sonrasõnda adliye önünde hareketli saatler yaşandõ. Duruşma ön- cesinde Hüseyin Üzmez’i protesto eden Bur- sa Kadõn Platformu üyeleri adõna konuşan Çiğ- dem Tunç, şunlarõ söyledi:“Hüseyin Üz- mez’in cinsel saldırısı, gerici ideoloji ve er- kek egemen toplumsal yapı kullanılarak ak- lanmıştır. Bundan daha da iğrenci bu sal- dırının bir Ergenekon komplosu olduğunu ortaya atarak bir kez daha çocuk ve kadın bedeninin iktidar kavgasının bir aracı ha- line getirilmiş olmasıdır.” Kadõnlar, adliye önünde “Utanmıyor mu- sun”, “Üzmez sen hiç anne terliği yedin mi”, “Üzmez’i aklayan adalet, ruh ve beden sağ- lığımızı bozdu” şeklinde slogan attõ. Duruş- ma sonunda da kadõnlardan biri adliyenin ar- ka kapõsõndan çõkan Üzmez’e yaklaşarak şemsiye ile sõrtõna vurdu. Biri ise yumurta at- tõ. Polisin müdahalesi sonrasõnda protestocu- lardan Nergis Çiçek ve Pınar Koyuncular gözaltõna alõndõ. Duruşma sonunda adliyenin arka kapı- sından çıkan Hüseyin Üzmez’e yaklaşan bir kadın şemsiye ile sırtına vurdu. Bi- ri ise yumurta attı. (Fotoğraf: AA) DTP’NİN İSTANBUL ADAYI AKIN BİRDAL İstanbul Haber Servisi - De- mokratik Toplum Partisi (DTP), İstanbul Büyükşehir Belediye Baş- kanlõğõ için Diyarbakõr Milletvekili Akõn Birdal’õ aday gösterme kararõ aldõ. Partisinden gelen adaylõk teklifini doğrulayan DTP Diyarba- kõr Milletvekili Akõn Birdal, İstan- bul’da sol siyasi partiler, meslek odalarõ ve kadõn örgütleriyle bir- likte hareket etmek için görüşme- lerde bulunacağõnõ söyledi. TÜİK’in hatası TBMM gündeminde ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - CHP Afyonkarahisar Milletvekili Halil Ünlü- tepe, TÜİK’in sanayi üretim endeksini önce yüzde 11.9 olarak açõklayõp daha sonra bunu yüzde 17.6 olarak düzeltmesini Meclis günde- mine taşõdõ. Ünlütepe, Devlet Bakanõ Nazõm Ekren’in yanõtlamasõ istemiyle verdiği soru önergesinde, “Sanayi üretiminde adeta çöküş anlamõna gelen gerileme verileri gizlenmek mi isteniyor? Piyasa için hayati öneme sahip bu verilerin zamanlamasõ ve içeriğinde hükü- metin yönlendirmesi ve baskõsõ söz konusu mudur?” sorularõna yanõt istedi. Selek hakkında dava açılacak BERLİN (AA) - Türkiye’den Alman- ya’ya iade edilen terör zanlõsõ Atilla Selek (23) hakkõnda, Düsseldorf Eyalet Mahkeme- si’nde dava açõlacak. Mahkemeden yapõlan açõklamada, Selek’in, Almanya’da terör saldõ- rõsõ hazõrlõğõ içindeyken tutuklanan Fritz Ge- lowicz, Daniel Schneider ve Adem Yõlmaz ile birlikte 24 Mart’ta yargõlanmasõna başlanaca- ğõ bildirildi. Neu-Ulm kentinde daha önce ya- şayan ve 6 Kasõm 2007 tarihinde Konya’da tutuklanan, bir yõl sonra da Almanya’ya iade edilen Selek, diğer zanlõlara 26 bomba fitili tedarik etmekle suçlanõyor. Okumak isteyen polisin davası İZMİR (AA) - İzmir Emniyet Müdürlü- ğü Çevik Kuvvet Şube Müdürlüğü’nde görevli polis memuru İ.D, 2008 yõlõ ÖSS’de Bolu Abant İzzet Baysal Üniversitesi Fizik Tedavi ve Rehabilitasyon Bölümünü kazandõ. Üniver- siteye kayõt yaptõran İ.D, Bolu’ya tayin talebi- ne olumlu yanõt verilmeyince İçişleri Bakanlõ- ğõ aleyhinde avukatõ Tolga Yurdakul vasõta- sõyla İzmir 3. İdare Mahkemesi’ne dava açtõ. Mahkeme, İ.D.’nin talebini kabul ederek, yü- rütmeyi durdurma kararõ verdi. İran milli günü kutlandı ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - İran’õn Ankara Büyükelçisi Bahman Hüse- yinpur, ülkesinin milli günü dolayõsõyla re- sepsiyon verdi. Swissotel’de düzenlenen re- sepsiyona Devlet Bakanõ Kürşad Tüzmen, Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanõ Hilmi Gü- ler, Tarõm ve Köyişleri Bakanõ Mehdi Eker, Ulaştõrma Bakanõ Binali Yõldõrõm, bazõ mil- letvekilleri, yabancõ misyon şefleri, flüt sa- natçõsõ Şefika Kutluer’in de aralarõnda oldu- ğu çok sayõda yerli ve yabancõ davetli katõldõ. DSP seçim bürosuna saldırı İstanbul Haber Servisi-DSP’nin Ta- rabya Ömürtepe de bulunan irtibat bürosu önceki gün gece geç saatlerde kimliği belir- siz kişilerce taşlõ saldõrõya uğradõ. Gece saat- lerinde seçim bürosunun bulunduğu yere ge- len kimliği belirsiz kişiler seçim bürosuna taşla saldõrdõ. Olayda seçim bürosunun cam- larõ kõrõlõrken, maddi hasar meydana geldi. Hatlı minibüs duvara çarptı: 1 ölü İstanbul Haber Servisi- Pendik’te hatlõ minibüsün bir binanõn duvarõna çarpmasõ so- nucu meydana gelen kazada 1 kişi öldü, 21 ki- şi yaralandõ. Pendik-Aydost arasõnda çalõşan ve içerisinde 21 yolcu bulunan Yener Dursun yönetimindeki 34 M 5004 plakalõ hatlõ mini- büs, sabah saatlerinde freninin patlamasõ sonu- cu Adnan Menderes Bulvarõ üzerinde Emek Apartmanõ’nõn girişindeki çiçekçinin yan du- varõna çarparak durdu. Kazada Murat Savaş’õn kaldõrõldõğõ hastanede yaşamõnõ yitirdi. Aracõn sürücüsünün de içende bulunduğu 21 kişi te- davilerinin ardõndan taburcu edildi.
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear