24 Kasım 2024 Pazar Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
CMYB C M Y B SAYFA CUMHURİYET 8 ARALIK 2009 SALI 6 HABERLER TERÖR VE TOPLUM / MEHMET FARAÇ mfarac@cumhuriyet.com.tr - www.mehmetfarac.com Abdullah Öcalan’a dört dörtlük siyasi lider imajı çizilirken cafcaflı bir unvana da gereksinim vardı!.. Sonunda PKK, Türk basınındaki “bebek katili” deyimine karşı bir unvan türetti!.. Öcalan’a “Apo”, yani “amca” yerine artık “Kürt Halk Önderi” denilecekti!.. Öcalan “Kürt sorunu”na çözüm için “tek muhatap” olmayı dayattıkça “önder” sözcüğü de daha fazla önem kazandı. Ancak “açılım” tartışmalarının yoğunlaşmasıyla birlikte o tanımlamadan çok rahatsız olan bir grup sesini yükseltmeye başladı. “Apo’ya özgürlük” planına da karşı çıkan o grup; mezar evler nedeniyle imajı bozulan Hizbullah’tan başkası değildi!.. 1991-1995 arasında PKK ile başlattığı savaşta yüzlerce insanı öldüren ve 2003 yılından itibarense dernekler üzerinden siyasallaşmaya çalışan Hizbullah; Öcalan’a “Kürt Halk Önderi” denilmesine karşı çıkıyor!.. Kendi liderleri Hüseyin Velioğlu’nun 17 Ocak 2000’de, İstanbul’da polisle “çatışarak” öldüğünü, Öcalan’ın ise “teslim” olduğunu vurgulayarak propaganda yapan “İbrahim Fırat” adlı Hizbullah sözcüsü, örgütün tepkisini “hüseynisevda” adlı web sitesinde şöyle duyurdu: “Velioğlu, tavizsizliği ve kahramanlığıyla meşhurdur. Teslimiyeti kabul etmedi. Son yıllarda ortalıkta Kürt halk önderi (!) teraneleri dolaşmaya başladı. PKK’nin önderi, TC’nin eline düştükten sonra her şeyden vazgeçti. Devlete hizmet etmeye hazır olduğunu her fırsatta dile getirdi. Bütün bunlara rağmen Kürt halkının geleceğini Apo’nun affedilip zindandan çıkmasına bağlamanın mantığını kavramak oldukça güç. PKK’yi savunanların kendilerini sorgulama zamanı gelmedi mi? Bir halkın hayatını zindana çeviren şahsın önder olarak nitelendirilmesi hangi mantığın ürünü?” Anlaşılıyor ki, siyasallaşmış Kürtçülük prim yaptıkça örgütler arasındaki “hâkimiyet” mücadelesi de yerini “önder”lik kavgasına bırakıyor!.. Hizbullah’ın Güneydoğu’da tepki çekmesinin tek nedeni mezar evler ve PKK ile girdiği mücadele değildi... Örgütün kendi yandaşı Menzil grubu ve Nurcuların kurduğu Zehra Eğitim Vakfı’ndan onlarca kişiyi öldürmesi de İslamcı kesimin sert eleştirilerine yol açmıştı!.. Selefi ideolojisini savunan El Kaide’nin Türkiye’de yeterli tabana ulaşamamasında da benzer gerekçeler vardı... ABD’deki 11 Eylül olayları kadar büyük bir eylem olan 15-20 Kasım 2003’teki 4 bombalı saldırı da, radikal dinciler arasında yaygınlaşan Usame bin Ladin sempatizanlığına darbe vurmuştu!.. Çünkü İstanbul’daki bu eylemlerde Yahudi ve Hıristiyanların siyasi, ticari ve dini mekânları hedef alınmasına karşın ölen 58 kişiden 38’i Müslümandı!.. Üstelik İngiltere Başkonsolosluğu, HSBC Genel Müdürlüğü ve sinagogların hedef alındığı bu eylemler ramazan ayının ortasında yapılmış ve bu yüzden de büyük infial yaratmıştı... Peki Usame yanlılarının içine düştüğü bu ideolojik, örgütsel ve eylemsel çelişkiyi niye mi anımsattık?.. Amerikan Terörle Mücadele Merkezi geçen günlerde El Kaide’nin eylemleri üzerine bir rapor yayımladı. Bu rapora göre örgütün 2004-2008 arasında düzenlediği saldırılarda yaşamını yitiren 3 bin 10 kişiden yalnızca 371’i (yüzde 12) gayrimüslimdi!.. Yani sözde “Büyük Şeytan”a karşı; İslam ve cihat adına savaşan bir örgüt, ne tuhaftır ki eylemlerinde dindaş kıyımına yol açmıştı!.. Bu rakamlar bir kez daha gösteriyor ki, tıpkı PKK, Hizbullah ve El Kaide’de olduğu gibi şiddeti dayatan örgütler varlıklarını kabul ettirmek için önce kendi dünyalarında kaos yaratmayı tercih ediyorlar!.. Neden acaba?.. Diyarbakır’ın Lice ilçesine bağlı Şenlik Köyü’nde 1 Ekim günü yaşanan acı bir olay Türkiye’nin gündemine oturmuştu... 12 yaşındaki Ceylan Önkol bir havan mermisinin isabet etmesi sonucu parçalanarak ölmüştü... Faili meçhul kalan bu olayı 2 Ekim günü bu köşeye almış ve “Şenlik Köyü’nün ceylanı hangi kurda kurban oldu acaba?.. Eminim devlet bilmiyorsa vicdan biliyordur!..” diye sormuştum... 8 Kasım günü İstanbul’da yaşanan benzer bir olay da vicdanları yaraladı. Kanarya Mahallesi’nde, içinde bulunduğu İETT otobüsüne molotofkokteyli atılması sonucu ağır yaralanan 17 yaşındaki Serap Eser, bir ay can çekiştikten sonra dün hastanede yaşamını yitirdi... Olayla ilgili olarak 4’ü çocuk 6 şüpheli cezaevinde... Şimdi tıpkı Ceylan olayında olduğu gibi soruyu yineliyorum... Serap’ın katilleri kimler?.. Hak aramanın yolunun sokaklarda terör estirmekten geçtiğine inanan provokatör bölücüler mi?.. Huzura taş atmakta kullanılan çocuklar için demokrasi ve insan hakları çığlığı atan işbirlikçiler mi?.. Şiddeti dayatma yöntemi olarak kullanan bir örgütün legal destekçileri mi?.. Yoksa açılım takıyyesinin ardına sığınarak üniter devlete savaş açan kalem teröristleri mi?.. Ceylan da, Serap da bu ülkenin evlatlarıysa gösterin demokratik açılımınızı, sorgulayın bu alçakça cinayetin ardındaki mekanizmayı!.. Kürtçülerin ‘Önder’ Kavgası!.. El Kaide Kimi Vurdu?.. Serap’ı Kim Öldürdü?.. ‘Kümes’teki ‘Akraba!..’ Türkiye’nin doğusunda barbarca iki cinayet işlendi... Töreye sığınan zavallılar yine kendi çocuklarına kıydılar!.. Adıyaman’ın Kâhta ilçesinde ihbar üzerine bir evin kümesinde kazı yapan polisler, 5 metre derinlikte oturur halde bir ceset buldular. Cesedin 16 yaşındaki Medine Memi adlı kıza ait olduğu belirlendi... Medine iddiaya göre erkeklerle konuştuğu gerekçesiyle babası ve dedesi tarafından boğularak öldürülmüş, gömüldüğü çukurun üzerine de beton dökülmüştü!.. İkinci vakanın adresi Adana’nın Ceyhan ilçesiydi... Bir amca iki oğluyla birlikte; kızını kaçıran öz yeğeninin ağabeyi İhsan Yoğurtçu’yu işkence yaptıktan sonra kafasına tek kurşun sıkarak öldürmüştü!.. Doğuda kız kaçırma olaylarına verilecek ceza 1924 tarihli Urfa Salnamesi’nde (yıllık) çarpıcı biçimde yer almıştı: “Bir kız bir erkeğe kaçarsa, kaçan ve kaçırana karşı öldürme hakkı daima bakidir!..” Töre salt çelişkiler zinciri değildir!.. Geleneklere sığınan acımasızlık aynı zamanda ikiyüzlüdür!.. Kâhta’da tavuk kadar korkak, tilki kadar ahlaksız olan töre, horozluğunu ne yazık ki kendi çöplüğünde ispat etmiştir!.. Hem de kümese saklanarak!.. Ceyhan’da ise “Etmez akrep, akrabanın akrabaya ettiğini” deyimi eminim mürekkep olup akmaya bile utanmıştır!.. BİLİM ve SİYASET ORHAN BURSALI Silah AKP Ensesinde Kürt ayrılıkçı terörcüler ülkeyi yine aleve verdi: İyice açığa çıkıyor ki, Kürt sorunu/açılımının, en azından DTP ve PKK açısından tek adı ve anlamı var: Ayrılmak, ayrılışı körüklemek. Bunu görmeyenin, günceli okuma yeteneğinden ve siyasal kavrayışından derin şüphe etmek gerekir. ? DTP’nin başına oturtulan Kürt ağası Ahmet Türk’ün İzmir’deki gösterisinde PKK vev Apo bayraklarının taşınması, şüphesiz ki kasıtlıdır ve “Türk kesime” karşı aslında bilinçli kışkırtma özelliğini taşıyor. ? Yine DTP ve PKK, İmralı’daki liderlerinin yeni odası üzerine koparttıkları kıyametin, gündemdeki Kürt meselesi/demokratik hakları konusuyla ilgisini kurabilene aşk olsun!.. ? Artık tamamen aynılaşan, bir kanadı silahlı diğer kanadı sivil tek örgüte dönüşen Kürt ayrılıkçı partisi, öyle anlaşılıyor ki durmadan bahane yaratacaktır. Şüphesiz ki terör için... karakol ve okul baskınları için. Terör örgütü, kentleri ateşe veriyor! Şimdi hedefleri okuyalım: 1) “Batı” bölgelerinde “Kürtlerle yaşanmaz” bıkkınlığını yaratmak. Trakya’da insanların “Kürtlere ev-mev satılmasın” baskıları, Kürtlerin terör politikasının giderek hedefe yöneldiğini gösteriyor. Kaç yıldır, Kürt terör eylemlerinin önemli bir amacının, bıkkınlık yaratarak ayrılık koşullarını olgunlaştırmak olduğu, kaç kez bu köşede yazılıp çizildi... Kürt ayrılıkçıları bunun meyvesini toplayacaklarını düşünüyor. 2) Bu psikoloji giderek yaygınlaşırsa, halkın bir kısmı, allah belalarını versin, hepsi pılını pırtısını toplasın ve kendi bölgelerine gitsinler... diyecektir. Bu duyguyu anlamak zor değildir. Çünkü insanlar güvenli yaşamak isterler. Kendi bölgelerinde hayatlarını ciddi olarak tehdit eden olayların bir an önce bertaraf edilmesini talep etmek meşrudur... Bekçi, polis, bu amaçlar için vardır! 3) Ancak politik bilinci yüksek diğer önemli bir kesim de sert davranacak, siyasal mücadele yolunu seçecektir... Bunlar arasında aşırı milliyetçilerin karşı şiddete başvurması, normaldir! 4) Şüphesiz bütün bunlar, gerilimi arttıracaktır. Kürt milliyetçileri kesinlikle bunu kışkırtıyor! Bu yolun mayınlarla dolu olduğu açık ve seçik. 5) Güncel bakarsak: ABD’nin Irak’tan çekilme takvimi çok sıkışık. Erdoğan’la görüşmelerde Kürt sorunu önemli bir yer tutacak. Bu bağlamda, ayrılıkçı terör, kendini sıcak gündemde tutuyor. 1-1.5 yıl içinde ne alabilirsem... politikası güdüyor olabilir. 6) İktidar, sivil inisiyatife öncelik verdikçe, Kürt örgüt ise daha çok teröre sarılıyor. Terör ve silahla ancak, “sivil görüşmeleri” etkileyebileceklerini ve isteklerini kabul ettirebileceklerini düşünüyorlar... Terörle/silahlı mücadele ile amaca ulaşmak, bu tür örgütlerin ana politikalarıdır. Zaten silahları bırak gel çağrısına biz aptal mıyız yanıtını veriyorlar! Özetle, karşı masada, silahlarını AKP’ye doğrultmuş bir örgüt bulunuyor... PKK, nasıl ensesine silahı dayayarak DTP’yi esir aldıysa, aynı politikayı şimdi AKP’ye karşı uyguluyor... PKK, DTP’den önce de, birlikte yaşama yanlısı Kürt aydın ve örgütlerini silahla susturmuştu! Onları herhangi bir yerde görüyor musunuz? Acaba, Anayasa Mahkemesi’nin tam bu bu koşullarda DTP’nin kapatılması meselesini gündemine alması, acaba AKP’nin karşı yanıtı mıdır, diye sorabiliriz... İşler zorlaşıyor, görünen o ki Türkiye, kısa sürede, artan bir terör belası ile karşı karşıya kalabilir. Kürt meselesinin salt birtakım demokratik haklar konusu olduğunu yazan, sanan ABD ve AKP yanlısı birçok Türk köşe yazarının da artık baklayı ağızlarından çıkarmasının zamanı geldi: Günlüklerindeki Demokratik Haklar çetelesinin altına, “ayrılma hakkı” notunu açıkça düşmelerini bekliyoruz... Artık her şeyi açıkça tartıştığımıza göre, bu konuda susmaları ve gizlenmeleri gerekmiyor! obursali@cumhuriyet.com.tr Sendika Genel Başkanõ Küçükosmanoğlu’yla birlikte 14 kişi gözaltõna alõndõ İstanbul Haber Servisi- DİSK’e bağlõ Nakliyat- İş Sendikasõ’nõn Eminönü’ndeki genel merkezi ile İs- tanbul, Konya ve Kocaeli Gebze’deki şubelerinde dün sabah 05.00 sõralarõnda eşzamanlõ aramalar yapõldõ, sendika genel başkanõ Ali Rıza Küçükosmanoğ- lu’nun da aralarõnda bulunduğu 14 sendika yöneti- cisi ve görevlisi gözaltõna alõndõ. DİSK Genel Baş- kanõ Süleyman Çelebi “Aramalar ve gözaltılar key- fi ve hukuksuzdur, hak ve özgürlükler engellen- diği için de suçtur, gözaltına alınanlar derhal ser- best bırakılmalıdır” dedi. Nakliyat-İş Sendikasõ’ndan yapõlan açõklamada, ge- nel merkez ve şubelerde yapõlan aramalarõn yaklaşõk 3-4 saat sürdüğü, polislerin tutanak tuttuğu, sendika genel başkanõ Küçükosmanoğlu’nun da Kartal’daki evinden gözaltõna alõndõğõ belirtildi. Gözaltõna alõnanlar arasõnda Sendika Genel Se- kreteri Aziz Cengiz, Mali Daire Başkanõ Rıza Ballı, Örgütlenme Daire Başkanõ Abdullah Menek, Eğitim Daire Başkanõ Abuzer Aslan, İstanbul Şu- be Başkanõ Nurettin Gümüş ve Şube Genel Se- kreteri Hacı Altaş, Gebze Şube Başkanõ Erdal Ko- pal, DİSK Bölge temsilcisi ve Nakliyat-İş Konya Temsilcisi Ali Özçelik, sendika üyeleri Necmettin Akkuz, Doğan Ulaş, sendika üyesi Akgün amba- rõ işçilerinden Erkan Erçel ile Cihangir Ceylan ve MEHA direnişçilerinden Erhan Duman’õn bulun- duğu belirtildi. Aramalar sõrasõnda ise Topkapõ’da- ki Nakliyeciler Sitesi’ndeki Nakliyat-İş Sendikasõ İstanbul Şubesi önünde toplanan sendikalõlar ve iş- çiler yaşananlarõ protesto etti. Çelebi: Hukuksuzluk Baskõnlarõ hukuksuz olarak niteleyen DİSK Genel Başkanõ Çelebi de yaptõğõ açõklamada şunlarõ kaydetti: “‘Gizlilik kararõ’ ile aramalar yapıldığından ge- lişmeler hakkında sağlıklı bilgi de alamamakta- yız. İşverenlerin ihbarı üzerine ekonomik çıkar amaçlı suç örgütü kurdukları ve iş ve iş hürriye- tini engelledikleri için yapılmıştır. Bu suçtur. İş- verenlerin gerekçesi komiktir çünkü sendikalar işçilerin ‘ekonomik çõkarõnõ gözeten’ örgütlerdir.” DSHP’den DSP’ye dönüşler ANKARA (Cum- huriyet Bürosu) - DSP Genel Sekreteri Hasan Erçelebi, DSP Genel Merkezi’nde düzenledi- ği basõn toplantõsõnda, Demokratik Sol Halk Partisi’ne (DSHP) “yanlõşlõkla giden parti- lilerin” tekrar DSP’ye katõlmaya başladõklarõnõ söyledi. Erçelebi, “DSP ve Bülent Ecevit’in si- yasi mirasõna hak etme- diği şekilde el koymak isteyen bir partinin ku- rulduğunu” ileri sürdü. Maganda çocuğu vurdu ÇORUM (AA) - Ço- rum’un Ortaköy ilçesin- deki bir düğünde S.D’nin tüfekle havaya ateş açmasõ sonucu, tü- fekten çõkan saçmalar, Bahar Ç’nin (8) ayakla- rõna isabet etti. Küçük kõz, buradaki ilk müda- halesinin ardõndan Ço- rum Devlet Hastane- si’ne sevk edildi. S.D gözaltõna alõndõ. BAK: Askerleri geri çekin İstanbul Haber Servisi - Küresel Barõş ve Adalet Koalisyonu (BAK) üyeleri Türki- ye’den Afganistan için istenen asker talebine ilişkin, dün Taksim Hill Oteli’nde basõn açõkla- masõ yaptõ. Basõn açõk- lamasõnõ okuyan Pelin Batu, Afganistan’a as- ker göndermenin meşru olmadõğõnõ belirterek “Başbakan’a ve hükü- mete sesleniyoruz: Dünyanõn en zengin ül- kelerinin, en fakir ülke- lerden birinde sürdür- düğü bu adaletsiz sava- şõn ve işgalin pazarlõğõ yapõlõr mõ?” dedi. Engelliye resmi araçta tecavüz ADANA (Cumhu- riyet Bürosu) - Ada- na’nõn Yumurtalõk ilçe- sinde, zihinsel engelli Z.G. (23) adlõ genç kõ- zõn ablasõ, kardeşinin tecavüze uğradõğõ şikâ- yetinde bulundu. So- ruşturma başlatan ekip- ler, ilçe tarõm müdürlü- ğünde teknisyen olarak görev yapan Hacõ Y.K’yi genç kõza resmi araçta tecavüz ettiği id- diasõyla gözaltõna aldõ. Zanlõ tutuklanõrken Z.G’nin 8.5 aylõk hami- le olduğu belirtildi. On numara çekildi 2, 9, 11, 15, 21, 23, 36, 39, 40, 49, 50, 54, 55, 59, 61, 62, 65, 66, 71, 73, 74 ve 75 Hain pusu: 7 şehit Tokat’õn Reşadiye ilçesinde devriye görevi yapan jandarma timine düzenlenen terörist saldõrõ tüm ülkeyi yasa boğdu. Kanlõ pusu sõrasõnda biri ağõr üç asker de yaralandõ Haber Merkezi - Tokat’õn Reşadi- ye ilçesi Sazak köyü yakõnlarõnda devriye görevi yapan jandarma timi, bir grup terörist tarafõndan pusuya düşü- rüldü. Çõkan çatõşmada, 1 Uzman Jan- darma Çavuş, 1 Jandarma Onbaşõ ve 5 Jandarma er olmak üzere 7 asker şe- hit oldu. 1 Uzman Jandarma Çavuş ve 2 Jandarma Er yaralandõ. Yaralõ as- kerlerden birinin durumunun ağõr ol- duğu bildirildi. Genelkurmay Baş- kanlõğõ, bölgede geniş çaplõ operasyon başlatõldõğõnõ açõkladõ. Terör örgütü lideri Abdullah Öca- lan’õn cezaevi koşullarõnõ bahane eden PKK yanlõsõ gruplarõn eylemleri ve DTP hakkõnda açõlan kapatma davasõ nedeniyle tansiyonun yükseldiği bir dö- nemde, Tokat’õn Reşadiye ilçesi kan- lõ bir terör eylemine sahne oldu. Sazak köyü kõrsalõnda devriye görevi yapan ve içinde 10 askerin bulunduğu jan- darma aracõ dün öğle saatlerinde pusuya düşürüldü. Askeri minibüse uzun nam- lulu silahlarla dakikalarca ateş açõldõ. 5 asker olay yerinde şehit oldu. Sisten yararlanarak kaçtılar Yaralanan 5 asker teröristlere karşõ- lõk vererek bir süre çatõşmaya devam et- ti. Teröristler olay yerine takviye ekip- lerin gönderilmesiyle birlikte yoğun sis- ten faydalanarak kaçtõ. Yaralõ asker- lerden ikisi ise tüm müdahalelere kar- şõn kurtarõlamayarak yaşamõnõ yitirdi. Saldõrõda Uzman Çavuş Harun Ars- lanbey (Adana) erler Onur Bozdemir (Adõyaman), Kemal Pide (Ordu), Fe- rit Demir (Muş), Yakup Mutlu (Muş), Cengiz Sarıbaş (Giresun) ve Fatih Yonca’nõn (Hatay) şehit olduğu, Uzman Çavuş Yusuf Öztürk ile erler Emrah Mandıralı ve Arif Temel’in yaralandõğõ açõklandõ. Reşadiye Be- lediye Başkanõ Rafet Erdem, saldõ- rõnõn 1997’deki çatõşmayla aynõ yer- de meydana geldiğine dikkat çekerek “Açılım, açılım diyorlar. Açılım yapmaya devam etsinler” diye ko- nuştu. Öte yandan, Cumhurbaşkanõ Abdullah Gül ile ABD’de bulunan Başbakan Recep Tayyip Erdoğan olayla ilgili telefonla bilgi aldõ. Baş- bakan Erdoğan İçişleri Bakanõ Beşir Atalay’dan “olayın sorumlularının bulunması için tüm imkânların se- ferber edilmesini” istedi. Operasyon başlatıldı Genelkurmay Başkanlõğõ da akşam saatlerinde olayla ilgili bir açõklama ya- parak bölgede geniş çaplõ operasyon başlatõldõğõnõ açõkladõ. 7 askerin cenazelerinin kaldõrõldõğõ Reşadiye Devlet Hastanesi önünde toplanan yurttaşlar, saldõrõyõ protesto ederek teröre lanet yağdõrdõ. Saldõrõ- da şehit olan Uzman Çavuş Harun Arslanbay’õn (32) babasõ Hamdi Ars- lanbay (65), saldõrõ haberini televiz- yondan duymasõnõn ardõndan, bilgi al- mak için gittiği Yumartalõk İlçe Jan- darma Karakolu’nda acõ haberi aldõ. Askerler tarafõndan teselli edilmeye ça- lõşõlan baba Arslanbay, sinir krizleri geçirdi. Sakinleştirici iğne vurulan an- ne Döndü Arslanbay ise kendini görüntüleyen basõn mensuplarõna “Bi- zi bu halde göstermeyin, onlar se- vinmesin” dedi. Şehit uzman çavuşun 3 yõllõk evli olduğu ve iki kõzõnõn bu- lunduğu belirtilirken Arslanbay’õn İmralõ Adasõ’ndaki Kapalõ Ceza İnfaz Kurumu’nda yaklaşõk 5 yõl görev yaptõktan sonra, yaklaşõk 1 yõldõr da Tokat’ta görevli olduğu bildirildi. Subay lojmanlarına saldırı Batman’õn Beşiri ilçe merkezindeki subay lojmanlarõna dün akşam saatle- rinde, terör örgütü PKK militanlarõn- ca roketatarla saldõrõda bulunuldu. Saldõrõda 2 astsubay hafif şekilde yaralanõrken, bölgede geniş çaplõ operasyon başlatõldõ. Saldırıda şehit olan er Fatih Yonca’nın Hatay’ın İsken- derun ilçesi Bekbele beldesine bağlı Orhanlı köyünde yaşa- yan ailesi acı haberle yasa bo- ğuldu. Anne Gülsüm Yon- ca’ya “Bu acıya yürek dayan- maz. Oğlumu böyle mi karşı- layacaktım” diye ağıt yaktı. Şehit Onur Bozdemir’in ailesi de acı haberle yasa boğuldu. Şehit Bozdemir’in annesi ve yakınları, ağıtlar yakarak te- rörü lanetledi. (Fotoğraf: AA) Nakliyat-İş’e eşzamanlõ operasyon Harun Arslanbey Onur Bozdemir Fatih Yonca
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear