28 Kasım 2024 Perşembe Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
CMYB C M Y B SAYFA CUMHURİYET 18 ARALIK 2009 CUMA 4 HABERLER DÜNYADA BUGÜN ALİ SİRMEN Önce Yönetemedi Şimdi de Yönetemeyecek Tayyip Erdoğan ABD siparişi ile bir açılım fikri attı ortaya. Açılımın Amerikan teşvikli olması ne yadsınabilir, ne de kınanabilirdi, eğer iyi yönetilse ve Türkiye’nin de gereksinim duyduğu öğeler içine katılabilseydi. Böyle bir açılım gerekliydi. Çünkü bugüne kadar uygulanan politikalar sonuç vermemişti ve böyle devam ettiği takdirde de vermeyecekti. Bu yüzdendir ki açılıma, içeriğini bilmeden karşı çıkmanın anlamı yoktu. Nitekim çıkmadık da. Ama Tayyip Erdoğan bu açılımı yönetemedi. Açılımın içeriğini kamuoyuna doğru dürüst açıklayamaması bir sebep değil, sonuçtur. Açıklayamadı çünkü ortada, “efradını cami ağyarını mani”, iyi tanımlanmış, iyi hazırlanmış bir açılım yoktu. Var olan açılım Türkiye’nin şu anda en önemli sorunu niteliğini taşıyan ve şu ya da şekilde çözülmediği sürece önünü tıkamayı sürdürecek olan Kürt sorununa değil, onun ayrılmaz bir parçası bile olsa, tümünü oluşturmayan PKK sorununa endeksli bir plandı. Kısacası açılım arabayı atların önüne koyuyordu. Oysa yapılması gereken, Kürt sorununu, tanımından başlayarak, bir bütün içinde ele alıp, çözüm önerileri getiren bir açılım sunmaktı topluma. Böyle bir açılım, duyguları coşturarak, gösterilerle yandaşları azdırarak değil, sağduyu çizgisi içinde, soğukkanlı biçimde, tabu tanımayan bir tartışma ortamını yaratarak başlatılabilirdi. Elinde dört başı mamur bir açılım projesi olan iktidar, bunu toplumun bütün kesimlerine anlatır, bu işe de Meclis içinden muhalefetten başlardı. Böyle bir açılımın zoraki bir muhatabı olması da gerekmezdi. Konu enine boyuna tartışılırken meydana çıkacak tereddütlerden doğacak kimi yanlış anlama ve karışıklıkların asayişi ve kamu düzenini bozmasına imkân vermeyecek tedbirlerin önceden alınması gerekirdi. Açılımın bir bütün olduğu düşünülerek, Kürt sorununun sosyal, ekonomik, kültürel, eğitimsel, siyasal boyutları, terör var olduğu sürece ortadan kalkmayacak polisiye önlemler de gevşetilmeden ele alınabilirdi. Böyle bir açılımın uzun erimli olduğu, ilk bakışta bazı tereddütler doğuracağı baştan bilinmeliydi. Ama bu bilinirken zaten var olan bu potansiyel tehlike, acemi ve yanlış çıkışlar, hatalı beyanlarla daha da arttırılmamalıydı. Açılımı kendi meşreplerine göre yorumlayıp, sömürecekler olduğu bilinmeli, buna karşı önlem alınmalıydı. PKK konusunda hayale kapılınmamalı, bu tür imaj yaratılmamalı, PKK ne yaparsa yapsın, Kürt sorununa odaklanılacağı ve onun çözümü için uğraşılacağı, bunun da sonuçlarını uzun erimde vereceği mesajı tüm topluma iletilmeliydi. Tayyip Erdoğan bütün bunları yapamadı, ne olduğunu kendisinin bile doğru dürüst anlayamadığı açılımı yönetemedi. Açılımı yönetemeyen Tayyip Erdoğan Türkiye’yi bunalıma sürükledi. Bu bunalım, şimdi Türkiye’nin en büyük krizi olmaya adaydır. Ve açılımı yönetemeyen Tayyip Erdoğan’ın bunalımı da yönetemeyeceği aşikârdır. Tayyip Bey bunalımı yönetemeyecek çünkü Türkiye’nin birliği ve varlığı gittikçe artan ve tırmanan bir tehlike ile karşı karşıya olunca, ne yapması gerektiğini, hangi ahvalde hangi ameliyata başvurulacağını bilmemekte ya da bunu bilse bile her şeyi gerekli kurumlarla değil, kendi başına çözeceğini düşündüğü için büyük krizi de çözemeye soyunamamaktadır. Tayyip Bey’in kaygısı, Türkiye’de kurumları yerine oturtmak, gerektiğinde kime başvurulacaksa, başvurmak değil, dizginleri elinde tutarak, kurumları kaos yaracak bir biçimde yıpratıp kendisi tek güç olarak kalmaktır. Tayyip Bey böyle bir girişim ile dizginleri de elinde tutamayacağını bilmemektedir. O yüzdendir ki, şimdiden söyleyelim: - Tayyip Bey açılımı yönetemedi, yönetemediği için Türkiye’yi tarihinin en büyük krizinin eşiğine getirdi, açılımı yönetemeyen Erdoğan, şimdi de krizi yönetemeyecektir. asirmen@cumhuriyet.com.tr Genelkurmay Başkanõ Başbuğ, TSK’ye karşõ psikolojik ve asimetrik harekât yürütenlere seslendi: Bulunduğunuz yer yanlõş AHMET ŞEFİK TRABZON - Trabzon’da Oruçre- is Fõrkateyni’nde bir basõn açõklama- sõ düzenleyen Genelkurmay Başkanõ Orgeneral İlker Başbuğ, Türk Silah- lõ Kuvvetleri’ne (TSK) karşõ psikolo- jik ve asimetrik harekât yürütüldüğü- ne dikkat çekerek “İçinde bulundu- ğumuz bu süreçten rahatsızız. TSK’ye karşı harekât yürütenlere diyorum ki; bulunduğunuz yer doğ- ru değil” dedi. İhbar mektuplarõ ve gizli tanõklarla ilgili adli makamlarõn daha dikkatli hareket etmesini bekle- diklerini ifade eden Başbuğ, “TSK’nin hiçbir zaman hataları örtme, suçluları koruma durumu ol- mamıştır. Ancak artık haksız, mes- netsiz suçlamalara karşı da TSK sessiz kalamaz” diye konuştu. Genelkurmay Başkanõ Orgeneral Başbuğ, Kara Kuvvetleri Komutanõ Orgeneral Işık Koşaner, Hava Kuv- vetleri Komutanõ Orgeneral Hasan Aksay ve Jandarma Genel Komutanõ Orgeneral Atilla Işık önceki akşam, güvenlik zirvesine katõlmak amacõy- la Trabzon’a geldi. Başbuğ, dün TCG Oruç Reis Fõrkateyni’nde basõn top- lantõsõ düzenledi. Başbuğ’un, “Son za- manlarda ifade ettiğimiz TSK’ye karşı yürütülmekte olan asimetrik psikolojik harekâta değinmek isti- yorum. Bu konuya özellikle bugün TCG Oruç Reis Fırkateyni’nde de- ğinmemin özel bir anlamı vardır” sözleri dikkat çekti. Basõn toplantõsõna terör olaylarõna değinerek başlayan Başbuğ, herkesin farklõlõklara saygõlõ olmasõ gerektiği- ni, ama farklõlõklarõ her zaman öne çõ- karmanõn gerekmediğini söyledi. Te- rörle mücadelenin 1984’ten bu yana yürütüldüğünü, bundan böyle de azim ve kararlõlõkla mücadelenin yürüye- ceğini anlatan Başbuğ, “Unutma- malıyız ki, terör ve destekçileri, gündemin kan, gözyaşı, kin ve nef- ret üzerinden oluşturulmasını isti- yor. Yine unutmamalıyız ki, devle- tin ve milletin bütünlüğünün ko- runmasının bir bedeli olur” dedi. Asimetrik harekât “Türkiye’nin bulunduğu coğraf- ya zor bir coğrafyadır. Ülkemizin et- rafı sorunlarla çevrili, milli gücün asli unsurlarından biri askeri güç- tür. Etkin ve caydırıcı bir askeri gü- ce sahip olmak yaşamsaldır” diyen Başbuğ, TSK’nin kendine olan özgü- veninin tam olduğunu, bundan kim- senin en ufak şüphesi olmamasõ ge- rektiğini söyledi. Başbuğ, TSK’nin kendisine yönelik gerçeklere, doğru- lara dayanan, önyargõlõ olmayan, sağ- duyulu eleştirileri her zaman saygõy- la karşõladõğõnõ, bu tip eleştirilere her zaman açõk olduğunu belirterek şöy- le konuştu: “Ancak bu duruma kar- şın son zamanlarda gerçekdışı olay- lara, yalanlara dayalı, önyargılı olarak bazı çevreler ve kişiler ta- rafından TSK’ye karşı asimetrik psikolojik harekât yürütülmektedir. Ne acıdır ki özellikle medyanın Türkiye’de bir kısmının varoluşla- rının temel nedeni gerçeklere ve doğrulara dayanmayan, önyargılı eleştiriler yaparak TSK aleyhine kampanya yürütmektir. Bunlar ay- nı zamanda kendilerini demokra- sinin savunucusu olarak da göster- mektedir. Onlara göre demokrasi- yi savunmak için tek çıkar yol, on- lar için TSK’nin karşısında ol- maktır. TSK, hukuk devletinden ya- na olduğunu her fırsatta dile getir- mektedir. İçinde bulunduğumuz bu süreçten rahatsızız.” Başbuğ, yetkililere bu durumlarõ aktardõklarõnõ, yasal olarak da yapõl- masõ gerekenleri yaptõklarõnõ ifade ederek “Hem ülkesini sevmek, hem de TSK’ye karşı psikolojik harekât yürütmek bir arada olamaz. Amaç- lı ve kendi amaçları çerçevesinde psikolojik harekât yürütenlere di- yorum ki, bulunduğunuz yol ve yer doğru değildir. Türk milleti ne yaptığınızın da farkındadır” dedi. Siyasete eleştiri Tokat’ta 7 askerin şehit edilme- sinin TSK ile ilişkilendirilmesi yö- nündeki değerlendirmeleri anõm- satan Başbuğ, “Son dönemde mey- dana gelen her terör olayıyla TSK’yi ilişkilendirme çabaları da vardır. Her gün bu çabalara yenisi ilave edilmektedir. İlişki- lendirmeyi PKK’nin destekleyi- cileri ve sempatizanları yapabilir. Ancak böyle yönlendirmeleri si- yasiler, akademisyenler ve medya mensupları yapamaz, yapmama- lıdır. Türkiye Cumhuriyeti hukuk devletidir. Ciddi bir hukuk dev- letinde imalı konuşma yoktur” di- ye konuştu. Başbuğ, sözlerini şöy- le sürdürdü: “Bizi en çok üzen ve yaralayan noktalardan birisi ise TSK içinde bizlere canları emanet edilen Meh- metçikler üzerinden kanlı hesaplar yapabilenlerin TSK içinde oldu- ğunun düşünülebilmesi, ileri sü- rülebilmesi konusudur. Bu dü- şünceleri kapalı ya da açık şekilde söyleyen ya da ima edenler, bize gö- re, bu yaptıklarıyla Türk milletine ne kadar zavallı bir durumda ol- duğunu göstermektedirler. Bu kap- samda adli makamlarımıza da ba- zı sorumluluklar düşmektedir.” TSK gücünü milletten alır “TSK’yi başka ordularla ka- rıştıranlar ve bu şekilde amaçla- rına ulaşacaklarını sananlar, TSK’yi bilmeyenler ya da kendi- lerine bile yabancılaşmış olanlar ne yaparlarsa yapsınlar TSK’nin etkinliğini azaltamazlar” diyen Başbuğ, TSK’nin gücünü milleten aldõğõnõ vurguladõ. Başbuğ, şunlarõ söyledi: “Elde ettikleri tek şey, belki ko- muta katını gereğinden fazla meş- gul etmeleri ve Türk milletini üz- meleridir. TSK, her ülkenin bir gün caydırıcı bir güç olarak TSK’ye ihtiyacı olabileceğinin bi- linci içindedir. Dün olduğu gibi bugün de, yarın da yasalarla ken- disine verilen görevleri yerine ge- tirmeye hazırdır. TSK, gücünü Türk milletinden almaktadır. Zi- yaret ettiğimiz her bölgede halkı- mızın Türk ordusuna olan sevgi- sini her vesileyle görmekteyiz. Bu bizim için en büyük güçtür. Tür- kiye’nin önünde elbette zorluklar vardır. Türk milleti, Türkiye Cum- huriyeti birlik, beraberlik ve bü- tünlüğünü koruduğu müddetçe her türlü güçlüğü yenebilecek güç- tedir. Gün, birlik, beraberlik ve bütünlük günüdür.” Başbuğ, açõklamasõndan sonra so- ru almadõ. Trabzon Valisi Recep Kızılcık’õ ziyaret eden Başbuğ, da- ha sonra da valilikteki güvenlik top- lantõsõna katõldõ. Başbuğ, adli makamlarõn; ihbar mek- tuplarõna, itirafçõlarõn ve gizli tanõk- larõn verdiği ifadelere karşõ daha du- yarlõ olarak hareket etmelerini bekle- diklerini, TSK ile bilgi teatisi ve iş- birliğinde bulunmalarõ gerektiğini, bunun olmamasõ halinde kurumlar arasõ çatõşmalarõn çõkabileceğini vur- guladõ. Başbuğ, “TSK’nin hiçbir zaman hataları örtme, suçluları koruma durumu olmamıştır. An- cak artık haksız, mesnetsiz suçla- malara karşı da TSK sessiz kala- maz. Bazı meydana gelen terör olaylarında elbet de bazen hata- lar olabilir. TSK, ihmalin olduğu durumları yargıya taşımak zo- rundadır” diye konuştu. ‘Suçlamalarasessizkalmayız’ ‘Güçlüyüz mesajı veriliyor’ SERTAÇ EŞ ANKARA - Genelkurmay Başkanõ Orge- neral İlker Başbuğ’un Trabzon’da yaptõğõ konuşmanõn “güçlüyüz mesajı” içerdiği belirtilirken Türk Silahlõ Kuvvetleri’ne (TSK) yönelik “asimetrik psikolojik hare- kât yürütenlere” de “uyarı” olduğu değer- lendirildi. Başbuğ’un konuşmasõnõ değerlendiren emekli Tümgeneral Armağan Kuloğlu, ko- nuşmada iki noktanõn dikkatini çektiğini dile getirdi. İlkinin, “TSK’ye karşı yürütülen psikolojik harekât olduğunu” belirten Ku- loğlu, şu değerlendirmeyi yaptõ: “TSK’ye karşı psikolojik harekâtı ‘PKK sempatizanlarõ, destekçileri yapar’ diyor. Ama bunu akademisyenler, siyasi- ler yapıyor. Bundan kesinlikle kaçınıl- ması lazım. ‘Bunun farkõndayõz’ diyor. Burada kastettiği konu, Reşadiye saldırı- sını PKK’nin üstlenmesinden önce, bu- nun açılımı provoke etmek maksadıyla sanki TSK tarafından yapılıyormuş gibi gösterilmesi var. Bunun da 33 erin şehit edilmesiyle ilişkisi var. Sanki o zaman da açılıma benzer hususlar vardı, TSK’nin mevcudiyetini ispat etmek için bunu yaptığı ima edildi, açıktan söylendi. Baş- buğ, bunların farkında olduğunu ve ya- pılmaması gerektiğini söylüyor.” Dikkat çeken ikinci konunun açõklamanõn Oruç Reis fõrkateyninde yapõlmasõ olduğunu belirten Kuloğlu, “Özel anlamı şu: Oruç Reis denizlere hâkim olan bir kaptanı derya. Bir güç timsali. Oruç Reis fırkatey- ni bir savaş gemisi. TSK’nin başındaki isim olan Başbuğ’un gemide yapmış oldu- ğu açıklama, bir güç gösterisi ve güçlü bir ordunun olduğu, güçlü ordu olduğu za- man da güçlü Türkiye’nin olacağını ifade eden bir yaklaşım tarzı. Ordumuz güçlü- dür mesajı veriyor” diye konuştu. Emekli Tuğgeneral Nejat Eslen de, ko- nuşmanõn ağõrlõğõnõn TSK’ye yönelik yürü- tülen psikolojik harekâtõ kapsadõğõna dikkat çekti. Eslen, “İçinde bulunduğumuz süreç içerisinde Ergenekon olarak tanımlanan dava da bu süreçte bir vasıta olarak kul- lanılarak, yazılı ve görsel medyada TSK’yi hedef alan, etkinliğini kırmayı, yıpratmayı amaçlayan bir kampanya sürdürülmektedir. Hukuk kuralları ve basın etiği de ihlal edilerek halkın üze- rinde TSK hakkında olumsuz yargılara neden olabilecek yayınlar bilinçli bir şe- kilde yapılmaktadır” diye konuştu. Baş- buğ’un TSK’ye yakõştõrõlmasõ mümkün ol- mayan olaylardan rahatsõzlõğõnõ dile getirdi- ğini anlatan Eslen, “Başbuğ, bu konuşma- sıyla, TSK’ye karşı yürütülen maksatlı sistematik psikolojik harekât konusunda Türk halkını bilinçlendirmeyi ve bu kampanyayı yürütenleri uyarmayı amaç- lamıştır” yorumunu yaptõ. Oruç Reis Türk denizcilik tarihi üzerine araştõrmala- rõyla bilinen emekli Deniz Kurmay Albay Nejat Tarakçı da, Başbuğ’un Karadeniz’de Oruç Reis fõrkateyninde konuşmasõnõn böl- gesel anlamõ da olabileceğini belirterek, “Osmanlı Karadeniz’e hâkimdi. Türkiye de Montrö ile kontrol altında tutuyor. Şu anda da Karadeniz ile ilgili bir mesaj da vermiş olabilir. Ayrıca dünyada devlet adamları savaş gemilerinden açıklama ya- pabilir. Önceki ABD Başkanı George Bush da savaşın bittiğini bir uçak gemisinde açıklamıştı” değerlendirmesini yaptõ. DİYARBAKIR (Cumhuri- yet Bürosu) - Terör örgütü ele- başõ Abdullah Öcalan’õn cezaevi koşullarõ gerekçesiyle başlatõlan ve DTP’nin kapatõlmasõ nede- niyle günlerdir süren eylemlerin ardõndan yaşam normale dön- meye başladõ. Doğu ve Güney- doğu bölgesinde dün sakin bir gün yaşandõ. Şõrnak’õn Cizre ilçesinde önceki akşam mahalle aralarõnda ateş yakarak slogan atan göstericilere polis müdahale etti. Polise taş ata- rak karşõlõk veren terör örgütü yandaşlarõ arka sokaklara dağõl- dõ. Ankara’nõn Cebeci semtinde de 4 otomobil kundaklandõ. Polis, olayla ilgili Cumhur T.’yi gözal- tõna aldõ. Diyarbakõr’da da Kent Kadõn Meclisi üyeleri önceki akşam Öcalan’õn cezaevi koşullarõ ve DTP’nin kapatõlmasõ gerekçe- siyle Bağlar ve Sur ilçelerinde meşaleli yürüyüş düzenledi. Di- yarbakõr’da Dicle Üniversitesi Fen Edebiyat Fakültesi öğrenci- si Aydın Erdem’in (23) yaşamõnõ yitirmesini protesto etmek için dü- zenlenen izinsiz gösterilerde göz- altõna alõnan 19 kişiden 10’u tu- tuklandõ. Hakkâri’de de çõkan olaylarda gözaltõna alõnan 7 kişiden 4’ü “Örgüt propagandası yap- mak”, “Devlet malına zarar vermek” gerekçesiyle tutuklan- dõ. Gözaltõnda bulunan 12 kişinin ise sorgusunun sürdüğü belirtildi. Van’õn Erciş ilçesinde de çõkan olaylarda gözaltõna alõnanlardan 26’sõ tutuklandõ. Hakkâri’nin Yüksekova ilçe- sinde terör örgütü lideri Abdul- lah Öcalan’õn cezaevi koşullarõ ve DTP’nin kapatõlmasõ gerek- çesiyle yapõlan yürüyüşte çok sayõda polis tarafõndan dövüldü- ğü kamera görüntüleriyle tespit edilen Musa Ayhan için Yükse- kova Devlet Hastanesi’nden sağ- lam raporu verildi. Avukatlarõn iti- razõ üzerine yapõlan ikinci ince- lemede ise Ayhan’õn burnunun kõ- rõldõğõ, alnõnda yarõlma, tekme- lerden dolayõ kaburgalarõnda has- sasiyet, kafada 2 yerde kõrõk, sol kol ve parmaklarda ezilme, sü- rüklenmeden dolayõ çeşitli yer- lerinde çiziklerin oluştuğu tespit edildi. Polisin hazõrladõğõ tuta- nakta ise Ayhan’õn yakalandõğõ sõ- rada düştüğü, burnu ile çeşitli yer- lerinde hasar meydana geldiği savunuldu. Ayhan’õn avukatõ ola- ya karõşan polislerin yargõlan- masõ için de gerekli girişimleri başlatacaklarõnõ söyledi. Olaylõ kentlerde dün sakin geçti Adana’da izinsiz göste- rilerde, polise taş ve molo- tofkokteyli at- tıkları, ev ve işyerlerine za- rar verdikleri, aynı zamanda halkı da ey- lemlere katıl- maya zorla- dıkları gerek- çesiyle gözal- tına alınan 5’i çocuk 12 kişi adliyeye sevk edildi. Ada- na’da daha önce izinsiz eylemlerde gözaltına alı- nıp tutuksuz yargılanmala- rına karar ve- rilen 14 kişi hakkında da tutuklama ka- rarı verildi. Üniversitede kavga: 2 yaralı İstanbul Haber Servisi - Marmara Üniversitesi (MÜ) Göztepe Kampusu’nda iki grup arasõnda afiş asma nedeniyle yaşanan sözlü tartõşma kavgaya dönüştü. Kavgada, darpla yaralanan Ertuğrul Erdem ve Hakan Aktaş adlõ öğrenciler Göztepe Eğitim ve Araştõrma Hastanesi’ne kaldõrõldõ. Rumlar rekor tazminat istiyor Dış Haberler Servisi - 1974 Kõbrõs Barõş Ha- rekâtõ ABD’de dava konusu oldu. Mihalis Tumazu, Nikolas Kacilaris ve Marula Tombazu isimli Rum- lar, ABD’de Türkiye ve KKTC aleyhine ‘eski mal- larõna ulaşamamalarõ ve kullanamamalarõnõn karşõ- lõğõ’ olarak 400 milyar dolar; manevi tazminat ola- rak da toplam 1 trilyon dolarlõk dava açtõ. Midesinde 1.3 kg kokain çıktı İstanbul Haber Servisi - Brezilya üzerinden Atatürk Havalimanõ’na giriş yapan Buthananõ M’den şüphelenen İstanbul Narkotik Suçlarla Mücadele Şu- be Müdürlüğü’ne bağlõ ekipler, söz konusu kişiyi ta- kibe aldõ. Bu kişinin üzerini ve valizini arayan ekip- ler, şüpheliyi hastaneye götürerek röntgen filmini çek- tirdi. Buthananõ M’nin midesinde 69 kapsüle rastlandõ. Kapsülleri inceleyen polis ekipleri, kapsüllerin için- de 1 kilo 300 gram kokain bulunduğunu belirledi. İngiltere’de Türklerin töre cinayeti Dış Haberler Servisi - İngiliz Old Bailey Ağõr Ceza Mahkemesi, 10 yõl önce kaybolan ve öldürüldüğü ileri sürülen Türk kõzõ Tülay Gören’le ilgili davada baba Mehmet Gören’i suçlu buldu. Mahkemede 9 haftadõr görüşülen davada, baba- ya cinayette yardõm ettiği iddia edilen amcalar A.G ve C.G’nin suçsuz olduğuna karar verildi. D T P ’ L İ L E R E S İ L A H Ç E K E N L E R T E M ’ D E S O R G U D A İstanbul Haber Servisi - DTP’nin kapatõl- masõnõ protesto eden göstericilere kurusõkõ si- lahla ateş eden ve serbest bõrakõldõktan sonra önceki gün yeniden gözaltõna alõnan 3 kişinin sorgularõ Terörle Mücadale Şube Müdürlü- ğü’nde sürüyor. Olay yerinde bulunan boş ko- vanlardan birinin örtüştüğü silahõn sahibi R.G. de gözaltõna alõndõ. Emniyete götürülen R.G’nin “Silahın 2 aydır kendisinde olduğu- nu, ancak olay günü kullanmadığını” öne sü- rerek, yaralama iddiasõnõ reddettiği öğrenildi. Geçen hafta sonu İstanbul Dolapdere’de DTP’nin kapatõlmasõnõ protesto eden gruba ku- rusõkõ tabancayla ateş eden 3 kişi, bir kez daha gözaltõna alõndõ. İlk gözaltõlarõnda, savcõya, ev ve işyerlerinin zarar görmesiyle galeyana gel- diklerini belirten, bu nedenle kurusõkõ tabancay- la göstericileri korkutmak istediklerini söyleyen ve serbest bõrakõlan zanlõlardan T.G. basõna açõklamalarda bulunmuştu. T.G. göstericilere si- lah çekmesi için kendisine 500 TL verildiğini iddia etmiş ve “Bana verdikleri parayı sen de ver, istediğin adamı rehin alayım. Ben ekme- ğime bakarım. Gerginlik varmış, yokmuş ba- na ne? Para verdiler, dediler git, sık. Ben de gidip kurusıkı attım” demişti. Çelişkili açõkla- malar nedeniyle yeniden gözaltõna alõnan 3 kişi- nin sorgularõnõn sürdüğü öğrenildi. Emekli generaller Genelkurmay Başkanõ İlker Başbuğ’un konuşmasõnõ değerlendirdi
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear